İçeriğe atla

Türk (etimoloji)

Kontrol Edilmiş

Türk (Eski Türkçe𐱅𐰇𐰼𐰰, romanizeTürük, Çince突厥) sözcüğünün köken bilimini, sözcüğün geçirdiği düşünülen süreçleri ve bu ismi kullanan halkları ifade eder.

İlk kullanımı

Türk adının bilim çevrelerince kabul edilen ilk kullanımı MS 1. yüzyılda Pomponius Mela ve Plinius adlı Romalı tarihçilerce kaydedilmiştir. Azak'ın doğusunda yaşayan insanlar Turcae/Tyrcae adı ile kayda geçmiştir.[1][2][3][4][5][6][7] "Türk" sözcüğüne yakın ifadeler Çin kaynaklarında M.Ö. 3. yüzyılda geçmektedir. Çin yıllıklarında T’ieh-lê, T’u-cüeh, Ting-ling şeklinde değişik biçimlerle ifade edilmiştir.[8] Eldeki belgelere göre Türk adının resmî olarak kullanımı 6. yüzyıldaki Göktürk Devleti'nde kesinleşir.[9][10] Orhun Yazıtları'ndaki yazınsal dil ve Türk adının yoğun kullanımı da Türk sözcüğünün sözlü ve yazılı olarak daha önceden kullanıldığını gösterir.[11]

Türkçe kaynaklarda

Türk adı Orhun Yazıtlarında 𐱅𐰇𐰼𐰰 Türük olarak geçer.[12] Türkçe belgelere göre Türk adı (Çince突厥) ilk defa Cücen Kağanlığı'nı yıkıp Göktürk Kağanlığı'nı kuran kabileye (Aşina olarak da bilinir) verilmiştir.[13] Göktürkler zamanında göçebe olarak yaşamıştır. Bu göçebeler Orta Asya'da Moğolistan'ın kuzeyindeki Altay Dağları civarında yaşamışlardır.[14] Göktürkler 6. yüzyıldan 8. yüzyıla kadar Maveraünnehir olarak da bilinen Aral Denizi Hindukuş Dağları arasındaki bölgede etki gösteren Kağanlar tarafından yönetilmişlerdir. Sekizinci yüzyılda, içinde Oğuzların da yer aldığı bazı Türk kabileleri Ceyhun nehrinin güneyine gitmişlerdir. Diğerlerinin ise batıya, Karadeniz'in kuzey kıyılarına göç ettiği iddia edilmektedir.[15]

Türk ismi, Göktürk egemenliği altında bulunan Türk veya Türk olmayan kişilere verilen siyasi bir unvan olarak yayıldı. Daha sonradan, Türklerle bağlantı kuran Müslüman halkı tarafından Orta Asya'daki Türkçe konuşan çoğu kabileye bu isim verildi.[16]

Ancak Türk sözcüğü, Çin kaynaklarında; 丁零 (Pinyin: dīng líng), 丁霊 (dīng líng), 敕勒 (chì lè), 鉄勒 (tiě lè) şeklinde kullanıldığı düşünülmektedir.[8]

10. yüzyıla ait Uygurca metinlerde Türk, "güç, kuvvet" anlamında kullanılmıştır. Ancak Göktürk Kağanlığı'nın çözülmesinden iki yüzyıl sonrasına ait olan bu kullanımın, siyasi/tarihi bir referansa sahip olması olasılığı güçlüdür.[]

Türk Kelimesinin Anlamına Dair İddalar

Çin Kaynakları: Gök Türk dönemindeki Sui-Şu adlı Çin kaynağında Tu-kie sözünün Türk dilinde miğfer anlamına geldiği belirtilmekte. Bu kaynağa göre, Türkler adlarını eteklerinde oturdukları miğfere benzer dağların şeklinden almışlardır.[17] Çinliler Türk kelimesini kendi fonetiklerine göre ancak “T’u-kue” veya “T’u-chüeh” şeklinde yazabilmişlerdir. Görüldüğü üzere bu kelimede fazla ve eksik harfler bulunmaktadır. Ayrıca bu kelime tek değil, çift heceli görünmektedir. Bundan da anlaşıldığı üzere Çinliler “T’u-kue” kelimesini, “Türk” değil, “Türük” veya “Türküt” kelimesinin karşılığı olarak yazmışlardır.[18]

İslam Kaynakları: İslam kaynaklarında Türkler için Ye'cüc-Me'cüc seddinin arkasında “terk” edilmiş olduklarından bu adı aldıkları belirtilmiştir.[19] Etimolojik açıdan da desteklenebilirliği söz konusu olan iddia Arapçadaki Türk: أتراك (atrāk) isminin ''trk'' kökenli bir kelime olmasıdır. Trk kökünden türeyen kelimelere baktığımızda bir şeyi bırakmak, terk etmek manalarına gelmektedirler; ترك (Tark): “bırakma, bırakıp gitme”[20] متروك (matrūk): “bırakılmış, terk edilmiş”,[21] متاركة (mutārakat): “bırakışma, kavgayı terk etme”.[22]

Uygur Kaynakları: Türkçe “güç, kuvvet, kudret” anlamına gelen ''Türk'' kelimesi “erk” kelimesiyle birlikte eş anlamlı kavram olarak kullanılmıştır.[23]

Louis Bazin: Türk kelimesi “Törük” veya ”Türük”, “var olmuş, şekil kazanmış” anlamlarına gelmektedir.[24]

Arminius Vambery: Türk kelimesini ilk defa etimolojik açıklamasını H. Vambery yapmıştır. Vambery'e göre, “Türk”, Türkçede “türemek” kelimesinden türeyip “türe”, “töre” kelimesi ile de bağlantılıdır ve “yaratılmış” “yaratık” anlamına gelmektedir[25] “Törük” kelimesinde “ö” sesi zamanla “ü”ye dönüşerek, kelime “türük” şeklini almıştır.[26]

Kaynakça

  1. ^ Sevan Nişanyan, Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü, İstanbul, 2009 ISBN : 9789752896369
  2. ^ Abdulkadir İnan, Urartu yazıtında ve Romalı Plinius'un tarihinde «Türk Adı» var mı? Belleten, TTK, Cilt. XlI, S. 45, 1948, s. 277 - 278
  3. ^ dile Ayda, Une Theorle Sur L'Orlglne Du Mot «Türk», «Türk» kelimesinin Menşei Hakkında Bir Nazariye, TTK, Belleten. Cilt. XL., No. 158, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Nisan 1976, s. 229 - 247
  4. ^ Hamit Koşay, ldil - Ural bölgesindeki Türkler'In Menşei Hakkında, V. Türk Tarih Kongresi: 12-17 Nisan 1956, TTK. Basımevi. Ankara 1960. s. 232-243
  5. ^ http://www.dmy.info/turk-adi-ne-anlama-gelir/ []
  6. ^ Laszlo Rasonyi, Dünya'da Türklük, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları. Ayyıldız Matbaası, Ankara 1974
  7. ^ Prof. Dr. Ercümend Kuran, Türk Adı ve Türklük Kavramı, Türk Kültürü Dergisi, Yıl, XV, S. 174, Nisan 1977. s. 18-20.
  8. ^ a b Prof. Dr. Tuncer Baykara, Türk, Türklük ve Türkler, s. 371-387, İstanbul, IQ yayınları.
  9. ^ aton.ttu.edu/pdf/Eski_Turk_Yazitlari_Part_1.pdf‎
  10. ^ aton.ttu.edu/pdf/Eski_Turk_Yazitlari_Part_4.pdf‎
  11. ^ eogrenme.anadolu.edu.tr/eKitap/EDB201U.pdf
  12. ^ "Arşivlenmiş kopya". 12 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Aralık 2020. 
  13. ^ Peoples of Western Asia By Marshall Cavendish Corporation 5 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. - "An Introduction to the History of the Turkish Peoples, p. 121-122
  14. ^ Deny (2000). History of the Turkish Peoples in the Pre-Islamic Period. Schwarz. s. 108. ISBN 9783879972838. 
  15. ^ "Turkish origins". 17 Eylül 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2010. 
  16. ^ Ambros/Andrews/Balim/Golden/Gökalp/Karamustafa, Turks, in Encyclopaedia of Islam, online ed., ret. 2009
  17. ^ Otto Franke, Beitraege aus Chinesischen Quellen zur Kenntnis der Türk Völker und Skythen Zentralasiens, Berlin, 1904, s. 13. 
  18. ^ İbrahim Kafesoğlu, 1966: 313; Paul Pelliot, 1915: 687-689. 
  19. ^ İbrahim Kafesoğlu, a.g.m., s. 316. 
  20. ^ "terk". Nişanyan Sözlük. 29 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2023. 
  21. ^ "metruk". Nişanyan Sözlük. 29 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2023. 
  22. ^ "mütareke". Nişanyan Sözlük. 29 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2023. 
  23. ^ F. W. K. Müller, 1911: II, 10, 15, 97, 108; A. Caferoğlu, 1968: 259; B. Ögel, 1982: 278 vd. 
  24. ^ L. Bazin, 1994: 176, 179. 
  25. ^ Hermann Vambery, Die Primitive Cultur des Türko-Tatarischen Volkes, Leipzig, 1879, s. 51. 
  26. ^ Németh, 1927: II/4, 278. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Uygur Kağanlığı</span> 8.-9. yüzyıllarda varlığını sürdürmüş bir Türk kağanlığı

Uygur Kağanlığı, 8.ve 9. yüzyılların ortaları arasında yaklaşık bir yüzyıl boyunca var olan bir Türk imparatorluğuydu. Çinliler tarafından Jiu Xing, dokuz Oğuz veya Dokuz Tuğluk olarak adlandırılan bir kabile konfederasyonuydu.

<span class="mw-page-title-main">Göktürk Kağanlığı</span> Türk adını kullanan ilk Türk devleti

Göktürk Kağanlığı, asıl ismiyle Türk Kağanlığı Göktürkler tarafından kurulmuş ve 552-744 yılları arasında Orta ve İç Asya'da hükümdarlık sürdürmüş bir Türk imparatorluğudur ve bozkırların ilk model devletidir. Asya Hun İmparatorluğu'ndan sonra 2. Büyük Devlet lakabını almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kırgızistan tarihi</span>

Türk tarihinin bilinen en eski kavimlerinden biri olan Kırgız Türkleri, Çin kaynaklarında “Ge-kun”, “Kie-kun”, “K’i-ku”, “Hegu” adıyla geçmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Karluklar</span> Orta Asyada göçebe Türk boylarının bir federasyonu

Karluklar, 766-1215 yılları arasında, Orta Asya'da varlığını sürdüren Türk boylarıdır. "Karluk" adı Arap kaynaklarında "حارلوق Harluk", Farsça eserlerde "حاللوه Halluh", Çin yıllıklarında ise "Géluólù" biçimlerinde kullanılmıştır. Kadim Türk çağlarında Karluklara "Üç Oğuz" yani "Üçboy" da denilmiştir. Türkçe anlamı "karlık" olan Karlukların Türk soyundan geldiği ve bir Gök-Türk boyu olduğu Çin kaynağında (T'ang-shu) belirtilmiş ve oturduğu saha olarak Altaylar'ın batısındaki Kara-İrtiş ve Tarbagatay havalisi gösterilmiştir. Karluklar burada üç kabileden kurulu bir birlik halinde bulunuyorlardı. Daha İstemi zamanında Türk hakimiyetinin Hazar'ın kuzeyi ve Maveraünnehir'e doğru genişlemesinde şüphesiz büyük rolleri vardır. 630-680 yılları arasında, diğer Türk boyları gibi kendi başlarına buyruk olarak zaman zaman Çin'e karşı geldikleri görülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Göktürkler</span> Tarihi Türk halkı

Göktürkler veya Kök Türkler, Orta Çağ'da Orta Asya'da göçebe bir Türk halkları konfederasyonuydu. Bumin Kağan'ın önderliğindeki Göktürkler, geleceğin coğrafi konumunu, kültürünü, hakim inançlarını ve geleceğini şekillendirecek birçok göçebe hanedanlıklarından biri olan Göktürk Kağanlığı'nı kurdular.

<span class="mw-page-title-main">Kırgızlar</span> Orta Asyada yaşayan bir Türk halkı

Kırgızlar, çoğunluğu Kırgızistan'da yaşayan Türk halkı. Türklerin bilinen en eski yazılı belgeleri olan Yenisey ve Orhon Yazıtları'nda Kırgızlar, tarihleri çok eskiye dayanan Türk kavimleri arasında zikredilmektedir.

İlteriş Kağan, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın kurucusu. Bilge Kağan ve Kül Tigin'in babasıdır. M.S. 681-693 yılları arasında egemenlik yapmıştır. 2022'de kendisi adına yazılan bir yazıt bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Seyanto Hanlığı</span> Göktürk Kağanlığının yönetimi altına girmiş bir Türk Hanlığı

Seyanto Hanlığı ; Tielelerin, Batı Göktürk Kağanlığından sonra kurduğu bağımsız devlettir. Şikoey Kağanın tahta çıkmasında sonra tekrar Batı Göktürk Kağanlığının boyunduruğuna girmiştir.

Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti'nde kullanılan Türkiye, Eski Fransızcadaki Turquie sözcüğünden türemiştir. Orta Çağ Latincesinde Turquia ve Turchia olarak geçer. Yunan kaynaklarında Τουρκία olarak adlandırılmıştır. Orta Çağ İngilizcesi'nde ilk defa, 1369 yılında Chaucer tarafından yazılmıştır. O zamanın diğer uygarlıkları tarafından Osmanlı İmparatorluğu'ndan sık sık Türkiye veya Türk Medeniyeti olarak bahsedilirdi.

Yukuk Kağan ya da daha çok Çin kaynaklarında geçen adıyla Yukuk Şad, Batı Göktürk Kağanlığı'nın son dönemlerinde ülkeye hükmeden Türk kağanıdır. Kağanlığı döneminde, İli Nehri'nden Sibirya ormanlarına kadar olan bölgeyi egemenliği altında tutmuştur.

Kulun Beg, Özmiş Kağan'ın ölümüyle yıkılan İkinci Göktürk Kağanlığı'nı yeniden canlandırmak isteyen, Türk asilzadesidir. Kağan, değildir. Kutluk Bilge Kül Kağan tarafından öldürülmesiyle, fiilen biten Göktürk Kağanlığı, hukuki olarak da son bulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Tang'ın Batı Türklerine seferi</span>

Tang'ın Batı Türklerine Seferi, Çin kaynaklarında Batı Tujue olarak bilinen Batı Göktürk Kağanlığı topraklarına 7. yüzyılda Tang Hanedanı tarafından düzenlenen seferdir. Tang Hanedanlığı, henüz sefere karar kılmadan önce; Doğu ve Batı Göktürk devletleri arasındaki rekabetten yararlanarak; bu iki devletin gücünü ciddi şekilde zayıflatmıştır. İmparator Taizong, Çin ordusunu Göktürklerin batı kanadında bulunan topraklar olan; 640'ta Karahoca, 644'te Karaşehir ve 648'de Kuçar'a sevk etmiştir.

Bayırku seferi, Kapgan Kağan'ın Dokuz Oğuzlardan Bayırkular üzerine düzenlediği ve zaferle sonuçlandırdığı son seferidir.

On-ok uruğu, Batı Göktürk Kağanlığı'nın batısında yaşayan Türk boylarına verilen addır. Anlamı "on şadlık"tır. Batı Göktürklerin İli Nehri Antlaşması ile ikiye bölünmesinden sonra On-ok, İli Nehri'nin batısının yönetimini ele geçirmiştir. On-ok, Çin kaynaklarında Nu-Şibi olarak geçer. Bu kavram Çin kaynaklarında 651'de kullanılmaya başlanmış, 766'dan sonra ise kaybolmuştur. Aynı zamanda Tonyukuk Yazıtlarında da geçmektedir. Eski Türk Kağanlığı'nın devlet geleneğinde kağanlık yetkisi olan kut, Aşina ailesine ait, olduğu için On-oklar evlilik yoluyla kendi kağanlarını ilan etmişlerdir. Göktürklerin batısını yönetenlere yabgu, yabgunun eşine ise kağatun denilirdi. On-ok'un içerisindeki Ulug-ok adlı kol, bu unvanları kullanarak egemenliğini sağlamıştır. On-ok yapılanmasının Ulug-oklardan başka iki önemli oymağı daha vardır. Bunlar Türkeşler ve Sakla-bagalardır. Bu iki oymak daha sonra birleşerek Halaçları oluşturmuştur. Çumuhun ve Çuban oymakları da, On-Ok'a dâhil unsurlardandır.

Bayan Çor Kağan, 747 – 759 arasında Uygur Kağanlığı'nı yöneten kağan. Resmî olarak "Täŋridä Bolmiš İl İtmiš Bilgä Kaγan" yani "Tanrı Tarafından Ülke (İl) Etmiş Bilge Kağan" unvanını kullanmıştır. Tang Hanedanı tarafından kendisine Yingwuweiyuanpiqiejuo Han (英武威遠毗伽闕可汗) veya kısaca Yingwu Han (英武可汗) unvanı verilmiştir. Tahta geçmeden önceki kişisel adı Çabış Tigin'dir. Kendisinden sonra tahta oğlu Bögü Tigin çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kutlug Bilge Kül Kağan</span>

Kutluk Bilge Kül Kağan, 744'te Uygur Kağanlığı'nı kuran devlet adamı. Uygur Kağanlığı'nı 744'ten 747'ye kadar yönetmiştir. Uygurları oluşturan dokuz boydan, hükümdar ailesinin mensup olduğu Yaglakar uruğundandır. Bilge Kül Kağan'ın adı Karabalgasun Yazıtı'nın Çince metninde Kutlug Boyla şeklinde geçmektedir. Kağan olduktan sonra bugünkü Karabalsagun olarak bilinen yerde başkent olarak inşa ettirdiği Ordu-Balık kenti Türklerin kurduğu ilk kenttir. Böylece Türklerin kutsal başkenti Ötüken başkentliğini kaybetmiş, Türkler yerleşimlerini Orhun Nehri'nin dış havzasındaki yamaçlardan bizzat nehrin yatak boylarına taşımıştır.

Toy ya da kengeş, İslamiyet öncesinde Türk devletlerinde devlet işlerinin görüşülüp ve tartışıldığı aynı zamanda yasama, yürütme ve yargı yetkisini kullanan meclistir. XIII. yüzyılın ortalarından itibaren Türkçe kaynaklarda geçmeye başlayan kurultay kelimesi, toy yerine kullanılmaya başlanmış ve toy sadece yemekli eğlenceler için kullanılan bir kelime hâline gelmiştir.

Tang'ın Batı Göktürk Kağanlığı'nı ele geçirmesi veya Çincede bilinen adıyla Batı Tujue'nin fethi, Tang Hanedanlığı generallerinden Su Dingfang komutasındaki Çin ordusunun Batı Göktürk Kağanı İl-Kullıg İşbara Kağan üzerine yürüdüğü askerî sefere verilen addır. Tang'ın Batı Türklerine seferleri, Batı Türklerinin Tarım Havzası'ndaki müttefiki olan Karahoca'nın 640'ta Tang ordusu tarafından işgaliyle başlamıştır. Tang Hanedanlığı himayesini kabul eden birçok vaha devletçiği, Tang'ın askerî emellerinden kuşkuya düşerek, 7. yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren Tang yerine Batı Göktürk Kağanlığı'na bağlılığını bildirmiştir. Karahoca'dan sonra Orta Asya'daki yayılmacı siyasetini sürdüren Tang Çini, 644'te Karaşehir Seferi ile Karaşehir Krallığı'na, 648'de ise Kuçar Seferi ile Kuçar Krallığı'nı topraklarına katmıştır. Su Dingfang komutasında Batı Göktürklerin üzerine gönderilen ana ordu; Dingfang tarafından Türk kökenli komutanlar Böri Şad ve Bağa Şad yönetiminde iki kol orduya ayrılmıştır. Ayrıca, Tang ordusu; Sir-Tarduşlara karşı Uygurların başlattığı isyana Tang'ın destek vermesinin ardından kendisiyle müttefik olan Uygurların atlı birliklerini de takviye olarak Büyük Tang Ordusu'na kabul etmiştir. Tang ordusu ile İşbara Kullug arasında yapılan İrtiş Nehri Savaşı'nı kaybeden Batı Göktürkler; bölgedeki egemenliklerini de kaybetmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Türk göçleri</span>

Türk göçleri, Türk boylarının ve Türk dillerinin 6. ve 11. yüzyıllar arasında Avrasya'daki yayılma sürecini ifade etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kargan Savaşı</span>

Kargan Savaşı, Bilge Kağan liderliğindeki Göktürkler ile Uygurlar arasında 717'de baş veren savaştır. Savaş, kesin Göktürk zaferiyle sonuçlanmıştır.