İçeriğe atla

Türkçe ezan

Türkçe ezan, Türkiye'de bir dönem resmî olarak ezan okumak için Türkçenin kullanılmasıydı. Arapça kullanımı 1932 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle Diyanet tarafından yasaklandı ve 18 yıl sonra 16 Haziran 1950'de yasak kaldırıldı.

Türkçe ezan konusu, Türkiye tarihinde; Türkçülük, dili öz Türkçeleştirme ve sekülerizm eksenlerinde tartışma konusu olmaya devam etmektedir.

Tarihçe

19. yüzyılda Türkçülük hareketinin yaygınlaşıp Türk sözcüğüne ve Türk diline önem verilmeye başlanması ile birlikte ilk olarak Sultan Abdülaziz devrinde Ali Suavi ezanın, hutbelerin ve namaz surelerinin bile Türkçeleştirilmesi gerektiğini savunmuştur. Macar halk edebiyatı bilgini İgnaz Kunoş ise 1885'te İstanbul'u ziyaret eder ve Şehzadebaşı'nda dolaşır. Onun 1926 yılında İstanbul Üniversitesi'nde verdiği konferansta Osmanlı İstanbul'u yanında İstanbulda okunmakta olan Türkçe ezana yer verilir.[1]

Gel Şehzadebaşı'ndaki sakin kahveler. Direklerarasındaki kıraathaneler... Biri söylerse öbürü dinler. Akşam da oldu ikindi, mumlar şamdanlara dikildi. Şerefeye çıkmış müezzinler, Kıble tarafına dönüp ellerini yüzlerine örtüp ince ince ezan okumaya başladılar: Yoktur tapacak, Çalabdır ancak...

— Ignác Kúnos[1]

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu dönemde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi ile resmen ve tüm yurtta uygulanmaya başlanmıştır. 1941 yılında ise Arapça ezan yasağı uygulamaya konulmuştur.[2] 1950 seçimlerinden %53 oyla birinci parti olarak çıkan Demokrat Parti, bu tarihten itibaren ezanın Arapça okunmasını istemiştir. Türkçe ezan kanunen yasaklanmamakla birlikte, 1950 yılından sonra Türkiye'de ezan Türkçe okunmamıştır.[3]

Türkçe ezan tartışmaları

Türkçe ezan okunması konusu Meşrutiyet dönemindeki bazı aydınlar tarafından da dile getirilmişti. Bunu Ziya Gökalp şöyle şiirleştirmiştir:

"Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.
Köylü anlar manasını namazdaki duanın
Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın
Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın."

Atatürk'ün teşvikiyle 1932'de, Türkçe ezan okunmasının dinen caiz olup olmadığı tartışıldı ve caiz olduğu kanaatine varıldı.[4]

Uygulamaya geçiş

1932-1950 arasında okunan Türkçe ezan

Tanrı uludur (x4)
Şüphesiz bilirim bildiririm Tanrı'dan başka yoktur tapacak (x2)
Şüphesiz bilirim bildiririm Tanrı'nın elçisidir Muhammed (x2)
Haydi namaza (x2)
Haydi felaha[a] (x2)
Namaz uykudan hayırlıdır* (x2)
Tanrı uludur (x2)
Tanrı'dan başka yoktur tapacak

*Sadece sabah ezanında söylenir.

Aralık 1931'de, Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı ve İsmet İnönü'nün başbakanlığı döneminde dokuz hafız, Dolmabahçe Sarayı'nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başladı.

Kur'an'ın Türkçe tercümesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde İstanbul'da, Yerebatan Camii'nde Hafız Yaşar Okur tarafından okundu.[1] Yaşar Okur, Riyaseti Cumhur Orkestrası Alaturka Kısmı'nın eski şefiydi. Ayetleri Arapça versiyonundaki makamlarla Türkçe okumuştu.[5] Bundan 8 gün sonra, 30 Ocak 1932 tarihinde ise ilk Türkçe ezan, Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii'nde okundu.[6] 3 Şubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi'nde de, Ayasofya Camii'nde Türkçe Kur'an, tekbir ve kamet okundu.[7] 18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Riyaseti, ezanın Türkçe okunmasına karar verdi. Takip eden günlerde, yurdun her yerindeki Evkaf Müdürlüklerine Türkçe ezan metni gönderildi.

Selanın Türkçeleştirilmesi

Türkçe ezan uygulamasının ardından, Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi'nin 6 Mart 1933'te yayımladığı bir tebliğ ile İslam peygamberi Muhammed'e hürmet ve saygı ifade eden sözlerin yer aldığı salanın da Türkçe okunmasına karar verilmiştir.[8]

Daha sonra yapılan çalışmalar

1941 yılında çıkarılan 4055 sayılı kanunla Türk Ceza Kanunu'nun 526. maddesine bir fıkra eklenmiştir. Değişikliğe göre, Arapça ezan okuyanlar ve kamet getirenler, üç aya kadar hapsedilecek ve 10 liradan 200 liraya kadar para cezası ödeyeceklerdi.[9]

Kuzey Kıbrıs'ta Türkçe Ezan

1932 yılında, Türkçe ezanın kabulünden sonra, Kıbrıs Türkleri de ezan çalışmalarına başlamıştır. Kıbrıs Müftüsü Dânâ Efendi, 1954 yılında konuyla ilgili olarak, Ezanın Türkçe okunması câiz olduğuna ve halk, Türkçe okunmasını arzu ettiğine göre tercihen okutturulmasını maslahâta uygun görülmektedir, diyerek fetva vermiştir.[10] Buna karşı çıkan tek bilinen şahsiyet Şeyh Nazım Kıbrısi olmuştur. Lefkoşa'nın en büyük camisi Selimiye'nin şerefesine çıkıp tekrar Arapça lafız ile ezan okumuş, bunun üzerine kendisine dava açılmıştır. Davayı beklerken Lefkoşa'nın köylerini gezip Arapça ezan okumaya devam etmiştir.[]

Sözcüğün eş anlamlısı

Ezan ile eş anlamlı 2 sözcük bulunur. Bu sözcükler banlak ve ezendir.

Arapça ezanın yeniden kabulü

1950 Türkiye genel seçimleri sonrasında, Demokrat Parti Türkçe ezan ile ilgili olarak çalışmalara başladı.[11] 14 Haziran günü gazetelerde açıklanan çalışmalar 16 Haziran günü hızlanmış, halk meclis önünde destek amacı ile tepki vermeye başlayınca çalışmalar daha da hızlanmış ve kabul edilmiştir. TBMM'deki görüşmelerde CHP grubu adına söz alan Trabzon Milletvekili Cemal Reşit Eyüboğlu, Arapça ezan konusunda tartışma açmak istemediklerini söylemiş ve "Arapça ezan meselesinin ceza konusu olmaktan çıkartılmasına aleyhtar olmayacağız" demiştir. Daha sonra, üç maddelik tasarının maddeleri ayrı ayrı oylanmış ve DP’liler ile beraber CHP’liler de kabul oyu kullanmışlardır.[12][13] Aynı gün sonuç Celal Bayar'a telsizle gönderilmiştir. Celal Bayar da kabul etmiştir. Çıkarılan yasayla Türkçe ezan yasaklanmamış, ezan dili serbest bırakılmıştır. Ancak günümüzde Türkçe okunmamaktadır.[3]

Arapça ezanın serbest bırakıldığı gün Bursa'da bir camide 7 defa Arapça olarak ikindi ezanı okunmuştur. Ayrıca, 6 Temmuz 1950 tarihinde de haftada üç gün Ankara Radyosu'nda Kur'an okunacağı belirtilmiştir.[]

27 Mayıs Darbesi

27 Mayıs Darbesi ile Demokrat Parti iktidarı son bulmuştur. Darbenin öncülerinden olan bazı milliyetçi askerler tarafından ezanın Arapça okunması sertçe eleştirilmiştir. Darbe bildirisini radyodan okuyan Piyade Kurmay Albay Alparslan Türkeş, darbe sonrası verdiği bir röportajda ezanın tekrar Arapça okutulmasını "ihanet" olarak nitelemiş, "Türk camiinde Türkçe Kur’an okunur, Arapça değil" demiştir.[14][15]

Notlar

  1. ^ 1927-1938 arasında Atatürk'ün uşaklığını yapmış olan Cemal Granda'ya göre ezanın Türkçe okunması sürecinde Atatürk din adamları ve hafızlarla çeşitli görüşmeler yapmaktaydı. Ezandaki Arapça sözcükler atıldığı halde bu kişiler "Felah" için bir karşılık bulamamıştı. Kurtuluş kelimesi tam anlamını vermediği için fikri sorulan Atatürk bu kelimenin olduğu gibi kalmasını isteyerek konuyu sonuca bağlamıştır. Bakınız Turhan Gürkan, Atatürk'ün Uşağının Gizli Defteri, Fer Yayınları, İstanbul, 1971 s.213

Kaynakça

  1. ^ a b c Başgöz, İlhan (1998). "Türkçe ezan". Türkiye'de Laikliğin Sosyal ve Kültürel Kökleri. Bilanço Yayıncılık. s. 45. ISBN 978-975-10-2814-3. 
  2. ^ "İşte Türkçe ezan ile ilgili bilinmeyen 22 not". 12 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Şubat 2017. 
  3. ^ a b "'Türkçe Ezan' 18 yıl devam etti - Timeturk Haber". www.timeturk.com. 19 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2021. 
  4. ^ "Türkçe Ezanın Öyküsü - Emre Kongar". 1 Kasım 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2006. 
  5. ^ "Yaşar Bey yarın Ayasofya Camii'nde Türkçe Kur'an okuyacak". Haber. Vakit gazetesi. 21 Ocak 1932. 13 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2022. 
  6. ^ "İlk Türkçe ezan ve taşplakları". Cumhuriyet. Erişim tarihi: 25 Haziran 2020. 
  7. ^ "Ayasofya Camii'nde Türkçe ezan". Cumhuriyet (gazete). 4 Şubat 1923. ss. 1, 2, 3. 
  8. ^ "Sala da Türkçeleştirildi". Cumhuriyet (gazete). 7 Mart 1933. s. 17. 
  9. ^ "526. madde". Türk Ceza Kanunu (1926). Final Yayıncılık. 2005. s. 412. ISBN 9789754251479. 
  10. ^ "Ezanın Türkçe okunması caizdir". Vatan. 14 Şubat 1954. ss. 3, 4. 
  11. ^ Meydan, Sinan (2009). "Dinde Türkçeleştirme Çalışmaları". Atatürk ile Allah Arasında. İnkılap Yayıncılık. ss. 680-728. ISBN 978-975-10-2814-3. 
  12. ^ "Adnan Menderes'i suçlamaktan vazgeçin! Arapça ezanı DP ile CHP beraber serbest bırakmışlardı". 14 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  13. ^ "TBMM Zabıt Ceridesi, 16. 6. 1950, birleşim 9, oturum 1, sah: 182" (PDF). 18 Ocak 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  14. ^ Ferit Salim Sanlı (2017), Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisinden Milliyetçi Hareket Partisine Tarihsel Süreç, İdeoloji ve Politika (1960 – 1969) 16 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Anabilim Dalı, Doktora Tezi, s. 20-21
  15. ^ Cevat Fehmi Başkut, "Başbakanlık Müsteşarı Albay Alparslan Türkeş ile Görüşme", Cumhuriyet Gazetesi, 17 Temmuz 1960 kaynağından aktaranlar: misakizafer.com 16 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., timeturk.com 16 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.: "Türkçecilik bu millete Atatürk’ün en büyük en faydalı hediyelerinden biri idi. Evvelâ ezanı Arapça okutmakla buna ihanete başladılar." (Alparslan Türkeş)

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türkçe</span> Türk halkının Oğuz Türkçesi dili

Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.

Ezan, İslâm dininde namaz vaktinin geldiğini insanlara bildirmek için yapılan çağrıya verilen isimdir. Ezân-ı Muhammedî olarak da adlandırılır. Ezan okuyan kişiye müezzin denir.

<span class="mw-page-title-main">Alparslan Türkeş</span> Türk asker ve siyasetçi (1917–1997)

Alparslan Türkeş, Türk asker ve siyasetçi. Muvazzaf askerken 27 Mayıs Darbesi'nde aktif rol alan Türkeş, askerlik görevi sonrası başbakan yardımcısı, Milliyetçi Hareket Partisinin kurucusu ve ilk genel başkanı olarak görev yapmıştır. MHP Genel Başkanlığı görevini 1969-1981/1993-1997 yılları arasında sürdürmüştür. Mart 1975-Haziran 1977 ve Temmuz 1977-Ocak 1978 tarihleri arasında Süleyman Demirel tarafından kurulan hükûmetlerde başbakan yardımcısı olarak yer almıştır. 1965, 1969, 1973, 1977 ve 1991 Türkiye genel seçimlerinde milletvekili olarak Meclise girmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed Hamdi Yazır</span> Türk din adamı, tercüman ve hattat

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Türk din alimi, tercüman ve hattattır. Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında ve Cumhuriyet Dönemi'nde yaşamış olup, Kur'an'ın Türkçe tefsirlerinden birini telif etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Minare</span>

Minare, İslam dininin ibadet yeri olan camilerde namaza çağrıyı bildirmek ve sala okumak için inşa edilmiş ana yapıdan yüksek tasarlanan yapılardır. Namaza çağrının o mahaldeki herkesin işitebileceği yüksek bir yerden okunması, ibadethanelerde minare inşasının esasını teşkil etmektedir.

Cuma namazı, İslâm dininde cuma günü öğle vakti cemaatle kılınması farz olan iki rekatlık bir namazdır.

Bursa Nutku, Bursa'da Türkçe ezan okunmasına karşı bir protesto gerçekleşmesi üzerine şehre giden Mustafa Kemal Atatürk'ün, kendisi ve heyeti için 6 Şubat 1933 akşamı verilen yemek sırasında yaptığı iddia edilen konuşmadır.

Ülkücülük, Türk-İslam Ülküsü veya Türkeşçilik, Milliyetçi Hareket Partisinin Türkçülük ve İslamcılık üzerine temellenmiş kurucu ideolojisidir.

<span class="mw-page-title-main">Nazım Kıbrısî</span> Kıbrıslı mutasavvıf (1922–2014)

Mehmet Nâzım Âdil ya da halk arasında bilinen isimleriyle Nâzım Kıbrısî veya Şeyh Nâzım, Kıbrıslı mutasavvıf. Nakşibendiliğin Hâkkânî kolunun kurucusudur.

Öz Türkçe ya da ÖzTürkçe; yabancı sözcüklerden arındırılmış, arı durumdaki Türkçedir. Öz Türkçecilik ise kullanımdaki dil içerisinden yabancı kökenli sözcüklerin atılarak yerine Türkçe kökenli sözcüklerin kullanıma sokulmasını amaçlayan bir yaklaşımdır.

<span class="mw-page-title-main">Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi</span> Türkiyede bir siyasi parti (1958–1969)

Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi, 16 Ekim 1958'de Cumhuriyetçi Millet Partisi ile Türkiye Köylü Partisi'nin birleşmesiyle kurulan siyasi parti. Kurucuları arasında Osman Bölükbaşı, Ahmet Tahtakılıç, Hasan Koçdemir, Enis Akaygen ve Suphi Batur yer alır. CMP Genel Başkanı Osman Bölükbaşı yeni partinin de başkanı seçildi. CKMP, 1961 genel seçimlerinde %14 oy alarak CHP ve AP'den sonra üçüncü parti olmuştur. 1962 yılında kurucusu ve genel başkanı Osman Bölükbaşı istifa ederek partiden ayrılmıştır. 1965'te Alparslan Türkeş ile birlikte "Ondörtler"in çoğu partiye girmiştir. Aynı yıl Alparslan Türkeş genel başkan seçilmiştir. 1969'da Milliyetçi Hareket Partisi adını almıştır.

Dil Devrimi, Türkçe yazı dilinin Arapça, Farsça ve Fransızca gibi dillerden alınan alıntı sözcük ve kurallardan arındırılıp konuşma diline yaklaştırılmasını amaçlayan ve 12 Temmuz 1932 tarihinde Cumhurbaşkanı Atatürk öncülüğünde Türk Dil Kurumu aracılığıyla başlatılan devrimdir.

<span class="mw-page-title-main">Tuğrul Türkeş</span> Türk siyasetçi

Yıldırım Tuğrul Türkeş, Türk ekonomist ve siyasetçidir. Milliyetçi Hareket Partisinin kurucusu Alparslan Türkeş'in oğludur.

Cemal Reşit Eyüboğlu, Türk siyasetçi.

<i>Hak Dini Kuran Dili</i> Kuran tefsiri

Hak Dini Kur'an Dili, Muhammed Hamdi Yazır tarafından yazılmış Kur'an tefsiri kitabı.

<span class="mw-page-title-main">Milliyetçi Hareket Partisi</span> Türkiyede bir siyasi parti

Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye'de etkinlik gösteren bir siyasi partidir. Parti tüzüğüne göre resmî kısaltması "MHP" şeklindedir. 9 Şubat 1969 tarihinde Alparslan Türkeş liderliğinde kurulan partinin simgesi üç hilaldir. Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından kurulan 67. Hükûmeti destekleyen 50 milletvekiliyle bir grubu bulunur. Genel başkanı Devlet Bahçeli olan parti ideoloji olarak; aşırı sağcı, aşırı milliyetçi ve Avrupa şüphecisidir. Parti genellikle neo-faşist olarak tanımlanır ve bazı şiddet yanlısı paramiliter gruplar ve organize suç örgütleri ile bağlantılıdır.

Türkçedeki alıntı sözcüklerin değiştirilmesi, Atatürk'ün Türkleştirme politikasının bir parçasıdır. Osmanlı Türkçesi, Arapça ve Farsçadan birçok alıntı sözcüğe sahipti, aynı zamanda Fransızca, Yunanca ve İtalyanca gibi Avrupa dillerinden bulunan diğer alıntı sözcükler de resmî olarak Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından önerilen Türkçe karşılıkları ile değiştirildi. Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin (alıntı) Türkçeleştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra Atatürk Devrimlerinin daha geniş çerçevesindeki kültürel reformların bir parçasıdır.

Latinizasyon (Romanizasyon) tabiri genel olarak Latin alfabesi dışındaki ses sistemlerinin Latin alfabesine çevrilmesini ifade eder. Arapçanın Latin alfabesine çevirisi yapılırken bu uygulamaların hiçbirinde (fonetik alfabeler hariç) ortak bir uygulama geliştirilememiştir. Çünkü her ülke kendi harflerini esas alan bir çeviri sistemi benimsemiştir. Fakat yine de ana hatlarıyla genel kabul görmüş bazı sesler ve simgeler tercih edilmeye başlanmıştır. Ortak Türkçe alfabesi esas alınarak yapılan bir işaret sistemi büyük oranda geliştirilmiş durumdadır. Fakat yine de çeşitli ülkelerin, sesleri simgelerken kullandıkları harflerin değişik olması nedeniyle farklılıklar ortaya çıkmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ayet-el Kürsi</span> Kuranda Bakara Suresinin 255. ayeti

Ayet-el Kürsi, Kur'an'da Bakara Suresi'nin 255. ayetidir. Medine'de indirildiğine ve birçok faziletinin olduğuna inanılır.

<span class="mw-page-title-main">1932'de Türkiye</span> Olaylar listesi

Bu maddede, 1932 yılında Türkiye'de gerçekleşen olaylar yer almaktadır.