İçeriğe atla

Tür içi rekabet

Adélie Pengueni yavruları yiyecek için rekabet ediyor.

Tür içi rekabet, popülasyon ekolojisinde, aynı türün bireylerinin sınırlı kaynaklar için rekabet ettiği bir etkileşim biçimidir. Bu, her iki bireyin uyum başarısını düşürse de daha başarılı bireyler hayatta kalır ve çoğalabilir.[1] Bunun aksine türler arası rekabet, aynı kaynağı paylaşan farklı türlerin bireyleri arasında meydana gelir. Aynı türün üyeleri, kaynaklar için benzer gereksinimlere ihtiyaç duyarken farklı türler arasında daha az kaynak çakışması yaşanır. Bu yüzden tür içi rekabet, türler arasında yaşanana göre daha çekişmelidir.[2]

Canlılar; su, gıda, ışık, alan, eş ve hayatta kalmak veya üremek için gerekli diğer kaynaklar ne ise bunun için rekabet edebilir. Rekabetin ortaya çıkması için kaynaklar kısıtlanmalıdır. Her türden canlı her kaynaktan yeteri kadar yararlanabilseydi rekabet olmazdı ve popülasyonlar üstel olarak büyürdü.[1] Uzun süreli üstel büyümeye doğada nadiren rastlanır çünkü kaynaklar sınırlıdır ve böylece bir popülasyonun tüm bireyleri hayatta kalamaz ve kıt kaynaklar için mücadele etmeye başlar.

Kaynaklar sınırlıysa, popülasyon büyüklüğünde yaşanan bir artış, her bireye düşen kaynak miktarını azaltarak birey başına düşen uyum başarısını azaltır. Bunun bir sonucu olarak, bir popülasyonun büyüme hızı, tür içi rekabet vahşileştikçe azalır ve bu da onu negatif yoğunluğa bağlı bir süreç haline getirir. Nüfus arttıkça nüfus artış hızının düşmesi, lojistik büyüme modeliyle etkili bir şekilde ifade edilebilir. Popülasyon yoğunluğunun değişim hızı sonunda sıfırlandığında, ekolojistlerin taşıma kapasitesi (K) dediği noktaya varmış olur.[3] Ancak bir popülasyon, bir çevrede, sadece çok sınırlı bir noktaya kadar büyüyebilir.[3] Değişken k ile ifade edilen taşıma kapasitesi, bir çevrenin daha uzun bir zaman diliminde yaşatabileceği veya destekleyebileceği maksimum birey veya tür sayısıdır. Bir çevredeki kaynaklar sınırlıdır ve sonsuz değildir.[3] Kaynakları tamamen tükenip bitmeden önce sadece belirli sayıda bireyi destekleyebilir.[3] Şayet bu sınır aşıldığında, negatif popülasyon artışı baş gösterecek ve sonunda çevre, taşıma kapasitesine ulaşacak. Ancak kapasiteye ulaşana dek büyüme devam edecek.[3]

Sinharaja ormanında ağaçlar ışık için birbiriyle rekabet ediyor.

Tür içi rekabet sadece aynı türün bireyleri arasında yaşanan doğrudan etkileşimleri içermez (erkek geyiğin eş rekabeti için boynuz savaşı yapması gibi). Bir bireyin ortak bir kaynağı tükettiği dolaylı etkileşimleri de içerir (boz ayının, bir nehrin farklı noktalarında, artık ayılar tarafından yenemeyecek bir somon balığını yakalaması gibi).

Kaynakların organizmalar tarafından nasıl paylaşıldığı da farklılık gösterir ve kapışma ve yarışma rekabeti olarak ikiye ayrılabilir. Kapışma rekabeti, tüm bireylerin ortak bir kaynak havuzundan yararlanması nedeniyle kaynakların bir nüfus arasında nispeten eşit bir şekilde dağıtılmasını içerir. Aksine, yarışma rekabetinde kaynaklar eşit olmayan bir şekilde dağılır ve bir popülasyondaki hiyerarşi her bir bireyin aldığı kaynak miktarını etkilediğinde ortaya çıkar. En zengin bölgelerde yaşayan veya hiyerarşinin en tepesinde yer alan organizmalar yeterli miktarda kaynak elde eder ancak bir bölgeden mahrum olan bireyler hiçbir kaynak elde edemez.[1]

Kaynakça

  1. ^ a b c Townsend (2008). Essentials of Ecology. ss. 103-105. ISBN 978-1-4051-5658-5. 
  2. ^ Connell, Joseph (November 1983). "On the prevalence and relative importance of interspecific competition: evidence from field experiments" (PDF). American Naturalist. 122 (5). ss. 661-696. doi:10.1086/284165. 26 Ekim 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  3. ^ a b c d e Gause, Georgy (October 1932). "Experimental studies on the struggle for existence". Journal of Experimental Biology. 9 (4). ss. 389-402. doi:10.1242/jeb.9.4.389. 29 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ocak 2024. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ekoloji</span> Organizmaların ve çevrelerinin incelenmesi

Ekoloji ya da doğa bilimi, canlıların hem kendi aralarında hem de fiziksel çevreleri ile olan ilişkileri inceleyen bilim dalıdır. Ekoloji canlıları birey, popülasyon, komünite, ekosistem ve biyosfer düzeylerinde inceler. Ekoloji çok yakından ilişkili olduğu biyocoğrafya, evrimsel biyoloji, genetik, etoloji ve doğa tarihi dallarıyla örtüşür. Ekoloji, biyoloji biliminin bir dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Parasalcılık</span>

Parasalcılık veya monetarizm, 1976 Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanan Amerikalı iktisatçı Milton Friedman tarafından geliştirilmiş bir teoridir.

<span class="mw-page-title-main">Doğal seçilim</span> fenotipteki farklılıklar nedeniyle bireylerin farklı şekilde hayatta kalması ve üremesi; evrimin temel mekanizması

Doğal seçilim, canlıların fenotiplerindeki farklılıklardan ötürü hayatta kalma şansının ve üreme başarısının değişkenlik göstermesidir. Evrimin esas mekanizmalarından biri olup, bir popülasyonun nesiller boyunca karakteristik olan kalıtsal özelliklerindeki değişimdir. Charles Darwin, kendi görüşüne göre kasıtlı olarak gerçekleştirilen yapay seçilime karşılık kendiliğinden gerçekleşen "doğal seçilim" terimini popülerleştirmiştir.

Toplumsallaşma, sosyalizasyon ya da sosyalleşme, toplumun mevcut değer ve normlarının bireylere öğretilmesi süreci olarak tanımlanabilir. Bu süreç içerisinde birey ferdi olduğu toplum içerisinde nasıl davranacağını öğrenir. Aynı zamanda, bireyin sahip olduğu ya da toplum tarafından verilen rollerin ve sahip olunan statülerin gerektirdiği davranış biçimlerini, toplumun kendilerinden beklentilerini öğrenir. Toplumsallaşma sürecinde birey kendi toplumunun bir üyesi olmayı, toplumu tarafından kabul gören davranış örüntülerini, insanın davranışlarına yön veren, bunları belirleyip şekillendiren temel toplumsal ve kültürel değerleri (normları) öğrenir. Öğrenmekle de kalmayıp bunları içselleştirip kendisine mal eder ve bu değer ve normlar doğrultusunda davranmaya başlar. Daha öz bir anlatımla, birey toplumu ile bütünleşir ve toplumunun bir parçası haline gelir.

<span class="mw-page-title-main">Davranış</span> varlıkların (birey ya da grup) iç veya dış uyaranlara içtenlikle verdiği eşgüdümlü yanıtlar (eylemler ya da eylemsizlikler)

Davranış, psikolojik anlamda canlıların dış dünyaya karşı gösterdikleri her türlü bilişsel, duyuşsal ve psikomotor (bedensel-fiziksel) tepkilerin genel adıdır. Söz konusu bilişsel, duyuşsal ve psikomotor boyutlar birbiri ile etkileşim halindedir. Bunun sonucunda davranış ortaya çıkar.

Kuruluş, kurum, organizasyon veya teşkilat; ortak bir amaç çerçevesinde kurulmuş, ortak bir çalışma düzenine sahip, kendi verimini yönetebilen toplumsal bir düzendir. Organizasyonlar sosyoloji, iktisat, işletme, siyaset bilimi ve psikoloji gibi birçok sosyal bilim dalının araştırma konusudur.

<span class="mw-page-title-main">Biyoçeşitlilik</span> Yaşam formlarının çeşitliliği ve değişkenliği

Biyoçeşitlilik, bir ekosistem, biyom veya tüm Dünya'da bulunan yaşam formlarının çeşitliliğidir. İnsanların yaşamlarını sürdürebilmesi için yaşadıkları çevrede, temiz su ve havanın, verimli toprakların, besinlerin ve diğer gereksinimlerinin karşılandığı, kullanacağı çeşitli maddelerin bulunması gerekir. Yaşam için gerekli madde ve koşullar, çevrenin abiyotik etkenleri ile bakteri, Protista, mantar, bitki ve hayvanlar tarafından sağlanır. Bu canlıların tamamına biyoçeşitlilik denir. Bu çevredeki biyoçeşitlilik arttıkça o çevrenin ekolojik hizmetleri de o oranda artar. Yalnız bu artış biyolojik çeşitliliği oluşturan türler arasında dengeli etkileşimin gerçekleşmesi durumunda geçerlidir. Bu nedenle biyolojik çeşitlilik arttıkça, ekosistemlerdeki madde dolaşımı ve enerji akışları daha etkin halde gerçekleşir. Bunun aksine, ekosistemdeki biyolojik çeşitlilik azaldığında, ekosistem hizmetlerinde azalma olur. Örneğin, yılan bulunduğu ekosistemdeki fare ve kurbağa gibi türleri besin olarak kullanır. Böylece fare ve kurbağa popülasyonlarının aşırı artışı engellenir. Bunun sonucunda, fare ve kurbağalarla aynı besini paylaşan diğer hayvanların besinlerden yararlanmalarına olanak verilmiş olur.

<span class="mw-page-title-main">Adaptif radyasyon</span> organizmaların atasal bir türden hızla çeşitlendiği bir süreç

Adaptif radyasyon veya adaptif yayılım, evrimsel biyolojide hızlıca çoğalım gösteren bir tür veya soy içinde ekotipler husule getirerek ekolojik ve fenotipik çeşitliliğe yol açan, aynı zamanda yeni türlerin meydana gelmesinde büyük rol oynayarak birçok farklı grupların evrimine hizmet eden olayı tanımlayan terim. Bu süreç, son bir atadan başlayarak türleşmeye ve canlı organizmaların farklı çevre şartlarında ve yaşam ortamlarında yararlanabilecekleri, farklı morfolojik ve fizyolojik özelliklerin fenotipik adaptasyonlarına yol açar. Bu anlamda adaptif yayılım, az çeşitlilik gösteren bir türün çevre şartlarına özel uyumlar geliştirerek daha yüksek oranlarda çeşitlenmesi ve yayılmasıdır. Bunun yanında adoptif yayılım, daha önce işgal edilmemiş ve yararlanılmayan farklı ekolojik nişlerin kullanılabilmesi de sağlar.

<span class="mw-page-title-main">Kurucu etkisi</span> çok az sayıda birey tarafından yeni bir popülasyon kurulduğunda ortaya çıkan genetik varyasyon kaybı

Kurucu etkisi veya kurucu ilkesi, popülasyon genetiğinde büyük bir popülasyondan koparak daha az sayıdaki küçük ve yeni bir popülasyonun oluşması ve böylece genetik çeşitliliğin ve genetik varyasyonların kaybedilmesidir. Kurucu etkisi, ilk kez 1952 yılında, tam olarak ana hatlarıyla Ernst Mayr tarafından tanımlanmış olup bunun için daha önce Sewall Wright gibi araştırmacıların mevcut olan teorik çalışmalarını kullanmıştır. Genetik varyasyonun kaybedilmesinin bir sonucu olarak, yeni oluşan popülasyon, hem genetik hem de fenotipik olarak belirgin bir biçimde türediği ebeveyn popülasyondan farklı olabilir. Olağanüstü durumlarda, kurucu etkisinin türleşmeye ve ardından yeni türlerin sonraki evrimine yol açabileceği düşünülmektedir.

Eşeyli üremenin evrimi, şu an güncel olan birkaç farklı bilimsel hipotez tarafından açıklanmaktadır. Eşeyli yolla üreyen tüm organizmalar tek hücreli ökaryot bir türden türemiş olup tek bir ortak atadan gelmektedir. Birçok protist, çok hücreli bitkiler, hayvanlar ve mantarlar gibi eşeyli üreme yoluyla çoğalırlar. Bdelloidea veya herhangi bir döllenme meydana gelmeden meyve oluşturabilme özelliğine sahip bazı partenokarp bitkiler gibi, ikinci derecede bu özelliği kaybetmiş olan bazı türler de bulunmaktadır. Eşeyli üremenin evrimi birbirleriyle ilişkili ama birbirlerinden farklı olan iki değişik konuyu ele alır. Bunlardan birincisi eşeyli üremenin kökeni, diğeri ise eşeyli üremenin korunarak devamlılığın sağlanmasıdır. Ancak eşeyli üremenin kökenine dair hipotezlerin deneysel olarak test edilmeleri zor olduğundan, güncel araştırmalar daha ziyade eşeyli üremenin nasıl korunduğu ve sürdürüldüğüne odaklanmıştır.

Baskınlık hiyerarşisi, sosyal hayvan gruplarının üyelerinin, özellikle saldırgan bir biçimde bir öncelik sistemi yaratmak için etkileşimleri sonucunda ortaya çıkar. Sosyal olarak yaşayan hayvan gruplarında üyeler sınırlı kaynaklara ulaşım ve çiftleşme fırsatları için rekâbet hâlindedir. Her karşılaştıklarında dövüşmek yerine, aynı cinsiyete mensup üyeler arasında bağıntılı bir ilişki kurulur. Bu tekrar eden etkileşimler sonucunda ortaya çıkan sosyal düzen baskın olan hayvana alttaki başka bir hayvanın meydan okuması sonucu değişikliğe uğrayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Nüfus coğrafyası</span> kıta ülke, bölge, bölüm ve yöre ölçeğinde nüfusun dağılışı ile dağılışı etkileyen doğal ve beşeri faktörleri araştıran coğrafya disiplini

Nüfus coğrafyası, nüfusla ilgilenen bir beşeri coğrafya dalıdır. Doğal çevre ile nüfus arasındaki ilgiyi araştırır. Kıta ülke, bölge, bölüm ve yöre ölçeğinde nüfusun dağılışı ile dağılışı etkileyen doğal ve beşeri faktörleri araştırır.

<span class="mw-page-title-main">Biyobirikim</span>

Biyobirikim ya da biyoakümülasyon, pestisit gibi toksinlerin ya da çevrede nadir bulunan yararlı ve gerekli oligoelementler gibi bazı kimyasal maddelerin bitkiler, hayvanlar, mantarlar ya da mikroorganizmalar gibi organizmaların canlı ya da cansız bölümlerinde ya da organizmalarının tamamında soğurularak birikmesini anlatan bir terimdir. Biyobirikim bir organizmanın muhtemelen toksik bir maddeyi katabolizma ya da boşaltım yolu ile yok etmesinden daha hızlı bir oranda soğurmasıyla ortaya çıkar. Dolayısıyla toksik maddenin çevrede ölçülmüş konsantrasyonu çok yüksek olmasa bile biyolojik yarı ömrü ne kadar uzunsa bu nedenle oluşabilen kronik zehirlenme riski o kadar büyüktür. Aynı organizmada görülen biyobirikim yaş ya da sağlık durumu gibi içsel faktörlerden olduğu kadar mevsim, çevrede bulunan besin miktarı, ortamın pH oranı gibi dışsal faktörlerden de oldukça önemli derecede etkilenir. Aynı tür içinde bazı bireyler genetik olarak biyobirikime daha çok ya da daha az yatkın olabilir ancak genel olarak bazı cinsler biyobirikime daha yatkındır; örneğin Agaricus türü mantarların cıva, kurşun, kadmiyum ve selenyum gibi elementleri çok iyi biriktirdikleri bilinmektedir. Biyobirikim, örneğin balıklar için modelleme yoluyla öngörülebilir. Biyodönüşüm kimyasal maddelerin organizmalarda oluian biyobirikimini önemli şekilde etkiler.

<span class="mw-page-title-main">Taşıma kapasitesi (ekoloji)</span> çevrenin süresiz olarak destekleyebileceği türlerin maksimum nüfus büyüklüğü

Biyolojik bir türün doğal bir ortamda taşıma kapasitesi, gıda, habitat, su ve ortamdaki diğer ihtiyaçlar göz önüne alındığında, ortamın süresiz olarak sürdürebileceği türlerin maksimum nüfus boyutudur. Popülasyon biyolojisinde, taşıma kapasitesi, biyofiziksel çevrenin, nüfus dengesi kavramından farklı olan maksimum yükü olarak tanımlanır. Popülasyon dinamiği üzerindeki etkisi bir lojistik model ile tahmin edilebilir, ancak bu basitleştirme gerçek sistemlerde ortaya çıkabilecek geçici aşım olasılığını göz ardı eder.

<span class="mw-page-title-main">Biyotik faktör</span> başka bir organizmayı etkileyen veya ekosistemi şekillendiren herhangi bir canlı faktör

Biyotik faktörler veya biyotik bileşenler, başka bir organizmayı etkileyen veya ekosistemi şekillendiren herhangi bir canlı faktör olarak tanımlanabilir. Bu, hem ekosistemlerindeki diğer organizmaları tüketen hayvanları hem de tüketilen organizmaları içerir. Biyotik faktörler arasında insan etkisi, patojenler ve hastalık salgınları da yer alır. Her biyotik faktörün, her gün, yaşayabilmesi ve çalışabilmesi için uygun miktarda enerjiye ve beslenmeye ihtiyacı vardır.

<span class="mw-page-title-main">Balkan ladini</span> bitki türü

Balkan ladini, çamgiller familyasından bir ladin türüdür.

Ekolojik topluluk, aynı veya benzer kaynaklar için yerel bir alanda fiilen veya potansiyel olarak rekabet eden, trofik olarak benzer, sempatik türlerden oluşan bir gruptur. Bu türler arasındaki etkileşimler, ekosistemlerin daha karmaşık dinamiklerini analiz etmede ilk adımları oluşturmaktadır. Bu etkileşimler türlerin dağılımını ve dinamiklerini şekillendirmektedir. Bu etkileşimlerden yırtıcılık en yaygın nüfus faaliyetlerinden biridir. En genel anlamıyla avlanma, avcı-av, konak-patojen ve konak-parazitoid etkileşimlerini içermektedir.

Popülasyon ekolojisi, tür popülasyonlarının dinamikleri ve bu popülasyonların çevre ile nasıl etkileşime girdiği ile ilgilenen ekolojinin bir alt alanıdır. Gruplar halinde birlikte yaşayan türlerin popülasyon büyüklüklerinin zaman ve mekan içinde nasıl değiştiğinin incelenmesidir ve ekolojinin matematiksel olarak incelenen ve modellenen ilk yönlerinden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Rekabet (biyoloji)</span>

Rekabet, temini sınırlı olan kaynağa ihtiyaç duyan canlıların veya türlerin arasında yaşanan bir etkileşimdir. Rekabet, her iki organizmanın da uyum başarısını düşürür çünkü canlılardan birinin varlığı her zaman diğerine düşen kaynak miktarını azaltır.

<span class="mw-page-title-main">Türler arası rekabet</span>

Türler arası rekabet, ekolojide, farklı türden bireylerin bir ekosistemdeki, genellikle yetersiz olan ortak kaynaklar için rekabet ettiği bir etkileşim biçimidir. Paylaşılan bu kaynaklar su, gıda, korunak, ışık veya herhangi başka bir ortak ihtiyacı karşılayacak bir şey olabilir. Rekabet, popülasyonların uyum başarısını düşürür, çeşitliliğini ve dağılımını etkiler. Bir tür simbiyotik ilişki olan mutualizm ile karıştırılabilir. Aynı türün bireyleri arasında görülen rekabete tür içi rekabet denir.