İçeriğe atla

Tünel kalıp sistemli bina

Adıyaman TOKİ deprem konutları tünel kalıp uygulaması - Haziran 2024

Tünel kalıp sistemi binalarda döşeme ve perde duvar betonunun yerinde yekpare dökülmesini sağlayan, çok katlı yapıların inşasında kullanılan bir çelik kalıp sistemidir. Binanın temel dışı taşıyıcı elemanları bu sistemle üretilmektedir. 1992 Erzincan ve 1999 Marmara depremlerinin ertesinde yeniden yapılanmalarda tünel kalıp sistemiyle inşa edilen konutlar, sonraki depremlerde elastik sınır altında kalarak kusursuz davranışlar göstermiştir. Taşıyıcı elemanlarında hasar meydana gelmeyen bu yapılarda, kesintisiz kullanım performansı elde edilmiştir.[1]

Tünel kalıp sisteminin modüler özelliği, bina inşaatını endüstriyel üretim benzeri bir yapıya çevirerek, sahada yüksek verimliliğe olanak sağlar. Bu sayede işçilikler azalmakta, yapım süresi geleneksel yöntemlere göre kısalmakta ve kalıplar farklı projelerde kullanılabilinmektedir. Standart ölçülerdeki yatay ve dikey panolar farklı kat yükseklikleri ve aks açıklıklarına uyabilmek için ara adaptör panolarla birlikte kullanılır. Kendisini taşıyabilen bir sistem olduğundan ayrıca kalıp destek iskelesi gerektirmez. Bu sayede farklı projelerde, sistemi kullanmanın ek maliyeti en aza indirilir. Birbirini tekrar eden kat yüksekliklerine ve benzer kat planlarına sahip projelerde kullanılması daha uygundur. Dayanıklı ve uzun ömürlü olan tünel kalıp 500 defanın üzerinde çevrilebilir. Çelik yüzeyleri sayesinde çok düzgün ve kaliteli beton yüzeyler elde edilmesine imkân verir. Betonarme inşaata getirdiği kalite, kolaylık ve ölçüsel hassasiyet sayesinde binaların tesisat ve ince işlerinde tasarruf sağlar. Soğuk havalarda ilave kapatma gerektirmeden kalıp içerisine kurulan ısıtıcılarla, kürü kolaylaştırır. Kat çevresinde ve boşluklarda kalıba sabitlenen korkuluklu çalışma platformları yüksek iş güvenliği temin eder.[2]

Tünel Kalıp Tip Kat Planı

Tünel kalıp sistemi ile yapılan binalar, petek şeklindeki yatay veya düşey rijitliği aynı seviyedeki taşıyıcı sistemleriyle, depreme karşı en dayanıklı yapılar arasındadır. Yer hareketlerinin yol açtığı yer değiştirme talepleri ince kalınlıkta da olsa duvarlar tarafından nominal kayma gerilmeleri aracılığıyla karşılanır. Kat mekanizması meydana gelmez.[1][3]

Tünel kalıp projelerinde düşey taşıyıcı sistemin neredeyse tamamını oluşturan perdelerde donatı olarak hasır çelik kullanılmaktadır. S500 çeliğinden nervürlü çubukların fabrikasyon kaynaklaması ile üretilen bu hasır çelikler, sahada kalitesiz işçiliğin önüne geçer, zayiatı azaltır, demir montaj süresini kısaltır.[4]

Bu binalar bazı dezavantajları da beraberlerinde taşırlar. Yüksek ilk yatırım maliyeti nedeniyle, kalıpların ekonomik olabilmesi için benzer çok sayıda yapıda kullanılmaları gerekmektedir. Ayrıca mimari tasarım sırasında kullanılacak kalıp sistemi göz önünde bulundurulmalıdır. Klasik çerçeve sistemlerinden yaklaşık 50% daha fazla olan binaların ağırlığı, temel tasarımında ilave maliyetlere yol açar. Modüler şekilde kalma zorunluluğu, girintili çıkıntılı olmayan duvarları, dik açılı birleşimleri, 5-6 metreyi geçmeyen döşeme açıklıklarıyla mimari ihtiyaçlara kolayca cevap veremezler. Seri konut üretimi dışındaki yapılarda tercih edilmezler. Ses yalıtımı için ek önlemlerin alınmasını gerektirirler.[5] Geleneksel yöntemlere nispetle cephe tasarımında esnek değildirler. Kentleşme talepleri, estetik ve imar eğilimleri tünel kalıp konutların uzun dönemde sürdürülebilme ihtimalini azaltmaktadır.[1]

Kaynakça

  1. ^ a b c Gülkan, Polat (15 Ocak 2024). "Burada Ne Yapmalı?" (PDF). TMH. 
  2. ^ "MESA: Modüler Tünel Kalıp". 21 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2023. 
  3. ^ "Observations on Proportions of the Reinforced Concrete Buildings in Turkey". ACI. 28 Ocak 2024. 28 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ocak 2024. 
  4. ^ BAMYACI, Ömer Ersan. "YÜKSEK KATLI BETONARME BİNALARDA KULLANILAN TÜNEL KALIP, GELENEKSEL KALIP VE KONVANSİYONEL KALIP SİSTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI" (PDF). 21 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 21 Kasım 2023. 
  5. ^ Kubin, Josef (7 Şubat 2024). "Binalarımız Neden Güvenli Değil?". Prota. 7 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2024. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çatı</span> Bir binanın en üst bölümü

Çatı, bir binanın en üst bölümüdür. Esas olarak binanın hava şartlarından korunması için yapılır.

<span class="mw-page-title-main">Köprü</span> iki yakayı birbirine bağlayarak yolu bir yandan ötekine eriştirmek için yapılan yapı

Köprü, nehir ve vadi gibi geçilmesi güç bir engelin iki kıyısını bağlayan veya herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan yapıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kolon</span>

Kolon veya sütun, taşıyıcı sistemde düşey yapı elemanlarına verilen isimdir. Yapıda dış ve iç etkilerden oluşan kuvvetleri temellere, dolayısı ile zemine aktarırlar. Boyutlandırılmaları gelen kuvvetlere göre yapılan hesaplamaların dışında; yönetmeliklerde malzeme cinsine göre belirtilen minimum boyutlardan küçük olamaz. Taş veya tuğla örülerek yapılan taşıyıcı ayaklara ise paye denmektedir.

<span class="mw-page-title-main">PERI GmbH</span>

PERI, 1969 yılında Almanya’nın Weißenhorn kentinde kurulmuştur. PERI kalıp ve iskele sistemlerinin üretimi, dizaynı, uygulamaya yönelik olarak projelendirilmesi ve temini konularında sektörün lider kuruluştur. Kuruluşundaki hedef, inşaatlardaki kalıp işlemlerini daha güvenli, hızlı ve hafif kılmaktır. Almanya’daki genel merkez ile birlikte firmanın dünya çapında Türkiye de dahil olmak üzere dünya çapında 56 kardeş şirketi, 100 stok sahası bulunmaktadır. Firmanın 850 kişisi mühendis olmak üzere 7,000’in üzerinde çalışanı bulunmaktadır. PERI’nin 2014 yılında açıklanan yıllık grup cirosu 1,141 milyon Euro’dur

<span class="mw-page-title-main">Etriye</span>

Etriye, betonarme yapılarda kolon, kiriş gibi taşıyıcı sistem elemanlarının boyuna donatılarını saran, inşaat çeliğinin bükülmesiyle elde edilen bir sargı donatısıdır. Bir başka deyişle betonarme kolonların ve kirişlerin içinde boyuna doğrultuda yerleştirilen ana donatıların etrafını saran nispeten daha ince çaplı inşaat çeliğidir. Elemanlara gelen kesme kuvvetlerine karşı dayanım sağlar, elemanların ve genel olarak yapının daha sünek davranmasını sağlar, betonun dayanımını arttırır ayrıca boyuna donatıların burkulma boyunu kısaltır.

<span class="mw-page-title-main">John Hancock Merkezi</span>

John Hancock Merkezi Chicago, Illinois'de 875 N. Michigan Caddesi üzerinde 344 m yüksekliğinde gökdelen. Fazlur Khan tarafından tasarlanmış ve 1969 yılında tamamlanmıştır. Tamamlandığında New York dışındaki en yüksek gökdelen olma unvanını taşımakta idi.

<span class="mw-page-title-main">İnşaat</span> bir bina veya altyapının inşası veya montajı süreci

İnşaat ya da yapım, bina, altyapı, endüstriyel sanayi yapıları gibi insan ihtiyaçlarına karşılık gelen, üretime dayalı her çeşit yapının amacına uygun inşa edilme sürecidir. İnşaat tipik olarak bilinen bir müşteri için yerinde gerçekleşirken, imalattan imalata farklı olarak, belirlenmiş bir alıcı olmadan benzer ürünlerin seri üretimini de gerektirir. Sanayi yapıları gelişmiş ülkelerdeki gayrisafi yurtiçi hasılanın % 6 ila % 9'unu oluşturur. İnşaat planlama, tasarım ve finansman ile başlar; proje inşa edilinceye ve yapı kullanıma hazır oluncaya kadar devam eder.

Kiriş, yapılarda döşeme ve kullanım alanı yüklerini düşey taşıyıcılara (kolon) aktaran, mekanik olarak çubuk kabul edilen yapı elemanıdır. Betonarme yapılarda döşeme yüklerinin öncelikle kirişlere aktarıldığı ve kesme kuvveti ile moment tesirleri taşıyan kirişlerin bu kuvvetleri kolonlara aktardığı kabul edilir. Kirişlerin kolondan kolona olan boylarına kiriş açıklığı denir. Kiriş açıklığı arttıkça kiriş kesit yüksekliğinin arttırılması gerekir. Kirişte düşey deformasyonlar (sehim) kontrol altında tutulmalıdır. Aksi takdirde, yapı kullanım konforu azalacaktır.

<span class="mw-page-title-main">Istanbul Sapphire</span>

Istanbul Sapphire veya Sapphire of Istanbul ya da kısaca Sapphire, 261 metre anten yüksekliğiyle Avrupa'nın Shard London Bridge'den sonra en yüksek 17. binasıdır. İstanbul'un Kâğıthane ilçesinin Emniyet Evleri Mahallesi'nde bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Panel binalar</span>

Büyük betonarme panoların birleştirilmesiyle inşa edilen yapılardır. II. Dünya Savaşının ardından harap olmuş Orta Avrupa, Doğu Bloku, Sovyetler Birliği`nde yaşayan insanlara sert kış şartlarını da dikkate alarak acilen konut inşa etmek gerekmekteydi. Evlerin insanların temel barınma ihtiyacına karşılık vermesi yeterliydi. Geliştirilen çare panellerle üretilen toplu sosyal konutlar olmuştur. Bu tekdüze binaların ne mimari ne de estetik üstün yanı bulunuyordu. Fabrikalarda dökülen panolar geniş ve sağlam yollarda tırlarla inşa mahalline taşınıyor, güçlü vinçler tarafından hızlıca üst üste konulup lego misali konutlar kuruluyordu. Yatay ve düşey panolar düşey yönde metal kancalarla birbirine kenetleniyor, döşeme hizasındaki yatay birleşimler ise ıslak betonla doldurulmuş derzlere oturuyordu. Bu metal bağlantı kancalarıyla tutulan yan panolar depreme dayanıklı olmaması deprem bölgesi olmayan çoğu Avrupa şehrinde sorun yaratmadı. Ancak Taşkent'te 1966, Romanya'da 1977 Vrancea, Ermenistan'daki 1988 Spitak depremlerinin ardından yer hareketlerine maruz kalabilecek bölgelerde panel binaların inşası durma noktasına geldi.

<span class="mw-page-title-main">Deprem mühendisliği</span>

Deprem mühendisliği, binalar ve köprüler gibi yapıları depremler göz önünde bulundurularak tasarlayan ve analiz eden disiplinler arası bir mühendislik dalıdır. Genel amacı, bu tür yapıları depreme karşı daha dayanıklı hale getirmektir. Deprem mühendisi, küçük sarsıntılarda hasar görmeyecek ve büyük bir depremde ciddi hasar veya çökmeyi önleyecek yapılar inşa etmeyi hedefler. Uygun şekilde tasarlanmış yapı mutlaka aşırı sağlam veya pahalı olmak zorunda değildir. Kabul edilebilir bir hasar seviyesini sürdürürken sismik etkilere dayanacak şekilde uygun tasarlanmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">II. Evkaf Apartmanı</span>

II. Evkaf Apartmanı; Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan bir apartmandır. Ulus'taki İstiklal Caddesi üzerinde bulunur. Mimar Kemaleddin tarafından tasarlanan ve 1930 yılında inşaatı tamamlanan yapı, günümüzde Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü binası olarak kullanılmaktadır. Ayrıca; Ankara Devlet Tiyatrosu'na bağlı olarak hizmet veren sahnelerden Küçük Tiyatro ve Oda Tiyatrosu'na da ev sahipliği yapmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Anthill Residence</span>

Anthill Residence, 210 metre yüksekliğiyle Avrupa'nın en yüksek 58. binasıdır. İstanbul'un Şişli ilçesinin Cumhuriyet mahallesinde bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Konak Pier</span> İzmir, Türkiyede bir bina

Konak Pier, 1867 yılında İzmir'de gümrük binası olarak kullanılmak üzere inşa edilmiş yapıdır. Binanın projesi Fransız mimar ve inşaat mühendisi Gustave Eiffel tarafından çizildiği düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Konut yapı serisi</span>

Bir konut yapı serisi, bir dizi standart projeye göre inşa edilmiş, bir dizi içine entegre edilmiş konut binalarıdır. Bu, seri içinde kat sayısı, bölüm sayısı, yönlendirme ve mimari dekorasyonun küçük ayrıntıları bakımından farklılık gösterebilir. Kural olarak, bir dizi konut binasının sınırlı sayıda apartman yerleşimi, ortak bir mimari üslup ve inşaat teknolojisi vardır. Seri tasarımın kullanımı, inşaatın sanayileşmesine odaklanır ve yüksek bina inşaatı hızlarında, metrekare başına asgari maliyetin elde edilmesini sağlar. Ancak çoğu zaman mimari duyarsızlaşma ve konut mahallelerinin bütünlüğüne yol açar.

<span class="mw-page-title-main">Çok katlı bina</span>

Çok katlı bir bina, düşük katlı binanın aksine yüksek bir binadır ve yetki alanına bağlı olarak yükseklik açısından farklı olarak tanımlanır. Apartman, ev, konut, konak, rezidans, ofis binası veya otel, perakende veya çok amaçlı işlevler olarak kullanılır. Yüksek katlı binalar aynı zamanda Kule blokları olarak da bilinir ve "çok daireli birim" anlamına gelen "MDU" olarak adlandırılabilir. Çok yüksek bir yüksek bina gökdelen olarak adlandırılır. Emporis Standards yüksek katlı yapıyı "35-100 metre boyunda çok katlı bir yapı veya 12-39 katlı yüksekliği bilinmeyen bir bina olarak tanımlar.

L'Ambiance Plaza'nın çökmesi, modern Connecticut tarihindeki en kötü felaketlerden biriydi. L'Ambiance Plaza, Bridgeport, Connecticut'ta Washington Bulvarı ve Coleman Caddesi'nin köşesinde yapım aşamasında olan bir konut projesiydi.

<span class="mw-page-title-main">Kar eritme sistemi</span>

Kar eritme sistemi bisiklet yollarında, geçit’lerde, avlu'larda, yollarda veya daha ekonomik olarak araba yolundaki 2-fit (0,61 m) genişlikte lastik çiftinin izi veya 3-fit (0,91 m) kaldırım ortası vb. gibi alanın yalnızca bir bölümündeki kar ve buz birikmesini önler. Ayrıca, kar eğilimli iklimlerde araba yollarını ve avluları kardan korumak için kullanılır. "Kar eritme" sistemi, fırtınada çalışacak şekilde tasarlanmıştır böylece güvenliği artırır ve kürekle atma veya kar küreme ve buz çözücü tuzu veya çekiş kumu yayma dahil kış bakım işlerini ortadan kaldırır. Kar eritme sistemi, tuzları veya diğer buz giderici kimyasalların kullanımını ve kış hizmet araçlarından kaynaklanan fiziksel hasarı ortadan kaldırarak betonun, asfaltın veya döşeme altının ömrünü uzatabilir. Birçok sistem tam otomatiktir ve kar/buz ücreti yatay yüzeyini korumak için insan müdahalesi gerektirmez.

<span class="mw-page-title-main">Sunshine 60</span> Tokyoda gökdelen

Sunshine 60, Japonya'nın başkenti Tokyo'da bulunan çok amaçlı bir ofis binasıdır. Bina, Toshima semtinde yer almakta olup Mart 1978 tarihinde inşa edildi. 239,7 metre yükseklikte ve 60 katlı olup tamamlandığında Japonya'nın ve Asya'nın en yüksek binasıydı.

<span class="mw-page-title-main">Depreme dayanıklı yapılar</span>

Depreme dayanıklı veya sismik yapılar, binaları depremlerden bir ölçüde veya büyük ölçüde korumak için tasarlanır. Hiçbir yapı deprem hasarına tamamen dayanıklı olamazken, deprem mühendisliğinin amacı, sismik aktivite sırasında geleneksel muadillerine göre daha iyi performans gösteren yapılar inşa etmektir. Bina yönetmeliği'ne göre, depreme dayanıklı yapılar, bulundukları yerde meydana gelme olasılığı belirli olan en büyük depreme dayanacak şekilde tasarlanmıştır. Bu, nadir depremlerde binaların yıkılmasını önleyerek can kayıplarının en aza indirilmesi, daha sık depremlerde ise işlevsellik kaybının sınırlandırılması gerektiği anlamına gelir.