İçeriğe atla

Tümevarımlı mantık programlama

Tümevarımlı mantık programlama (TMP) bilginin mantık programlama ile ifade edildiği bir makine öğrenmesi yöntemidir. Mantıksal olgulardan oluşan artalan bilgisi ve gözlemler kümesini içeren bir veritabanı verildiğinde, ILP sistemi tüm olumlu gözlemleri gerektiren ve olumsuz gözlemlerin hiçbirini gerektirmeyen bir hipotez üretir.

  • Çerçeve: olumlu gözlemler + olumsuz gözlemler + artalan bilgisi hipotez.

Tümevarımlı mantık programlama özellikle biyoenformatik ve doğal dil işleme konularında kullanışlıdır. Gordon Plotkin ve Ehud Shapiro mantık çerçevesiyle tümevarımlı makine öğreniminin ilk kuramsal temellerini oluşturmuşlardır.[1][2][3] Shapiro bunun ilk gerçeklemesini (Model Çıkarsama sistemi) 1981'de yapmıştır:[4] olumlu ve olumsuz gözlemlerden tümevarımlı olarak mantık programları çıkarsayan bir Prolog programı. Tümevarımlı Mantık Programlama terimininilk kullanımı[5] Stephen Muggleton'ın 1991 tarihli bir bildirisinde yapılmıştır.[6] Ayrıca her sene yapılan Inductive Logic Programming konferansının kurucusu olan Muggleton, yüklem türetme, ters çözümleme, ve ters gerektirme[7][8] kavramlarının fikir babasıdır. Muggleton ters gerektirmeyi ilk olarak PROGOL sisteminde gerçekleştirmiştir. Buradaki "tümevarım" kavramı matematiksel (bir özelliğin bir kümedeki her eleman için ispatlanması gibi) olmaktan çok felsefi (gözlemlenen olguları açıklayan bir kuram ortaya koymak gibi) bir tümevarımdır.

Biçimsel tanım

Bir mantıksal kuram olarak verilen artalan bilgisi , genellikle mantık programlamada kullanılan Horn cümleleri şeklindedir. Gözetimli öğrenme için kullanılan olumlu ve olumsuz örnekler ve , temel ifadeler olarak verilir. Aşağıdaki gereklilikleri sağlayan bir mantıksal önermeye bir doğru hipotez denir.[9] "Zorunluluk" hipotez h üzerinde herhangi bir kısıtlama yapmaz, ancak olumlu örnekler bir hipotez olmadan açıklanabilir olduğu sürece yeni bir hipotez oluşturulmasını engeller. "Yeterlilik" oluşturulan herhangi bir hipotezinin tüm olumlu örnekleri () açıklamasını gerektirir. "Zayıf tutarlılık" artalan bilgisi ile çelişen bir hipotez oluşturulmasını yasaklar. "Güçlü tutarlılık" ayrıca artalan bilgisi ve olumsuz örnekler ile çelişen bir hipotez oluşturulmasını yasaklar; Zayıf tutarlılık'ı gerektirir; eğer hiç olumsuz örnek verilmemişse bu iki gereklilik aynıdır. Džeroski[10] yalnızca Yeterlilik ("Bütünlük" olarak adlandırır) ve Güçlü tutarlılık'ı gerekli tutar.

Kaynakça

  1. ^ Plotkin G.D. Automatic Methods of Inductive Inference, PhD thesis, University of Edinburgh, 1970.
  2. ^ Shapiro, Ehud Y. Inductive inference of theories from facts, Research Report 192, Yale University, Department of Computer Science, 1981.
  3. ^ Shapiro, Ehud Y. (1983).
  4. ^ Shapiro, Ehud Y. "The model inference system."
  5. ^ Luc De Raedt.
  6. ^ Muggleton, S.H. (1991). "Inductive logic programming". New Generation Computing. 8 (4). ss. 295-318. doi:10.1007/BF03037089. 
  7. ^ Muggleton S.H. and Buntine W. "Machine invention of first-order predicate by inverting resolution","Proceedings of the 5th International Conference on Machine Learning, 1988.
  8. ^ Muggleton S.H., "Inverting entailment and Progol", New Generation Computing, 13:245-286, 1995.
  9. ^ Muggleton, Stephen (1999). "Inductive Logic Programming: Issues, Results and the Challenge of Learning Language in Logic". Artificial Intelligence. Cilt 114. ss. 283-296. doi:10.1016/s0004-3702(99)00067-3. 
  10. ^ Džeroski, Sašo (1996), "Inductive Logic Programming and Knowledge Discovery in Databases", Fayyad, U.M.; Piatetsky-Shapiro, G.; Smith, P.; Uthurusamy, R. (Ed.), Advances in Knowledge Discovery and Data Mining, MIT Press, ss. 117-152 ; here: Sect.5.2.4

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Isaac Newton</span> İngiliz matematikçi ve fizikçi (1642–1727)

Isaac Newton, İngiliz fizikçi, matematikçi, astronom, mucit, simyacı, teolog ve filozoftur. 1687 yılında yayımladığı Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica (Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri) kitabıyla klasik fizik mekaniğinin temelini oluşturmuş ve bu eser, dünya tarihinin en önemli bilimsel kitaplarından biri olmuştur. Bu eserle birlikte kendi adıyla anılan evrensel kütleçekim yasası ve üç hareket yasasını ortaya koymuş ve kendisinin yaratmış olduğu bu etki, bilim tarihindeki kilometre taşlarından biri olmuştur. Newton'ın evrensel kütleçekimi ve hareketin üç kanunu, sonraki üç yüzyıl boyunca bilim dünyasına egemen olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">DNA bilgisayarları</span>

DNA bilgisayarı veya DNA hesaplaması, geleneksel silikon temelli yapı bileşenleri veya bilgisayar teknolojileri yerine, DNA, biyokimya ve moleküler biyoloji kullanarak yapılan bir hesaplama biçimi hesap edilen yeni nesil bilgisayarlardır. DNA hesaplaması veya daha genel olarak biyomoleküler hesaplama, hızla gelişen, disiplinler arası bir sahadır. Bu sahadaki araştırma ve geliştirmenin konuları, DNA hesaplamasının teorisi, uygulaması ve bu konuda yapılan deneyleri kapsar. Hacmi sadece 1 cm³ olan 1 gram DNA, 750 terabayt bilgi barındırabilir.

<span class="mw-page-title-main">Asal sayı</span> sadece iki pozitif tam sayı böleni olan doğal sayılardır

Bir asal sayı, yalnızca 1'den büyük olup kendisinden küçük iki doğal sayının çarpımı olarak ifade edilemeyen bir doğal sayıdır. 1'den büyük ve asal olmayan doğal sayılara bileşik sayı adı verilir. Örneğin, 5 bir asal sayıdır çünkü onu bir çarpım olarak ifade etmenin mümkün olan yolları, 1 × 5 veya 5 × 1, yalnızca 5 sayısını içermektedir. Ancak, 4 bir bileşik sayıdır çünkü bu, her iki sayının da 4'ten küçük olduğu bir çarpım şeklindedir. Asal sayılar, aritmetiğin temel teoreminden ötürü sayı teorisi alanında merkezi öneme sahiptir: 1'den büyük her doğal sayı, ya bir asal sayıdır ya da asal sayıların çarpımı olarak, sıralamalarından bağımsız bir şekilde, benzersiz olarak çarpanlarına ayrılabilir.

Matematiksel mantık, biçimsel mantığın matematiğe uygulanmasıyla ilgilenen bir matematik dalıdır. Metamatematik, matematiğin temelleri ve kuramsal bilgisayar bilimi alanlarıyla yakınlık gösterir. Matematiksel mantığın temel konuları biçimsel sistemlerin ifade gücünün ve biçimsel ispat sistemlerinin tümdengelim gücünün belirlenmesidir.

Fizikte, kütle, Newton'un ikinci yasasından yararlanılarak tanımlandığında cismin herhangi bir kuvvet tarafından ivmelenmeye karşı gösterdiği dirençtir. Doğal olarak kütlesi olan bir cisim eylemsizliğe sahiptir. Kütleçekim kuramına göre, kütle kütleçekim etkileşmesinin büyüklüğünü de belirleyen bir çarpandır (parametredir) ve eşdeğerlik ilkesinden yola çıkılarak bir cismin kütlesi kütleçekimden elde edilebilir. Ama kütle ve ağırlık birbirinden farklı kavramlardır. Ağırlık cismin hangi cisim tarafından kütleçekime maruz kaldığına göre ve konumuna göre değişebilir.

Regresyon analizi, iki ya da daha çok nicel değişken arasındaki ilişkiyi ölçmek için kullanılan analiz metodudur. Eğer tek bir değişken kullanılarak analiz yapılıyorsa buna tek değişkenli regresyon, birden çok değişken kullanılıyorsa çok değişkenli regresyon analizi olarak isimlendirilir. Regresyon analizi ile değişkenler arasındaki ilişkinin varlığı, eğer ilişki var ise bunun gücü hakkında bilgi edinilebilir. Regresyon terimi için öz Türkçe olarak bağlanım sözcüğü kullanılması teklif edilmiş ise de Türk ekonometriciler arasında bu kullanım yaygın değildir.

<span class="mw-page-title-main">Dalga fonksiyonu</span>

Kuantum fiziğinde dalga fonksiyonu izole bir kuantum sistemindeki kuantum durumunu betimler. Dalga fonksiyonu karmaşık değerli bir olasılık genliğidir ve sistem üzerindeki olası ölçümlerin olasılıklarının bulunmasını sağlar. Dalga fonksiyonu için en sık kullanılan sembol Yunan psi harfidir ψ ve Ψ.

<span class="mw-page-title-main">Charles Sanders Peirce</span> Amerikalı filozof, mantıkçı ve matematikçi (1839–1914)

Charles Sanders Peirce, pragmatizm akımının isim babası olmuş, daha sonra da pragmatist yöntemin ana hatlarını çizmiş olan Amerikalı filozoftur. Felsefede bilgi konusuna öncelik vermiş başlamış ve Aristoteles'in düzeni doğada bulan nesnel yaklaşımı ile Kant'ın bilgideki düzenin zihnin eseri olduğunu dile getiren öznel yaklaşımının bir sentezini yapmıştır. Kavram, fikir ve kuramlarımızın doğruluklarını, onların yararlılıklarıyla özdeşleştiren Peirce'e göre, yöntem öncelikle düşüncelerimizi açık ve seçik hale getirmekten oluşur ve bu yöntem sayesinde felsefe bir bilime dönüşecektir.

<span class="mw-page-title-main">Alfred Tarski</span>

Alfred Tarski, doğduğunda adı Alfred Teitelbaum, olan bir Polonyalı-Amerikalı, mantıkçı ve matematikçi. Model teorisi, metamatematik ve cebirsel mantık konusundaki çalışmaları ile tanınan üretken bir yazar, aynı zamanda soyut cebir, topoloji, geometri, ölçü teorisi, matematiksel mantık, küme teorisi ve analitik felsefeye de katkıda bulundu.

Eleştirel düşünme akıl yürütme, analiz ve değerlendirme gibi zihinsel süreçlerden oluşan bir düşünme biçimidir. Eleştirel düşünme yerine kimi zaman tartışma mantığı ya da biçim dışı (enformel) mantık terimleri de kullanılmaktadır. Sorgulama ve şüpheciliğe dayanan eleştirel düşünme sağduyu ve bilimsel kanıtlarla uyuşan net hükümlere varmak için somut veya soyut konular üzerinde düşünme süreçlerini de içermektedir. Bu yönüyle diğer bir düşünme biçimi olan yaratıcı düşünmeyi tamamlamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Küme</span> matematiksel anlamda tanımsız bir kavramdır. Bu kavram "nesneler topluluğu veya yığını" olarak yorumlanabilir.

Küme, matematikte farklı nesnelerin topluluğu veya yığını olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdaki "nesne" soyut ya da somut bir şeydir. Fakat her ne olursa olsun iyi tanımlanmış olan bir şeyi, bir eşyayı ifade etmektedir. Örneğin, "Tüm canlılar topluluğu", "Dilimiz alfabesindeki harflerin topluluğu", "Masamın üzerindeki tüm kâğıtlar" tümcelerindeki nesnelerin anlaşılabilir, belirgin oldukları, kısaca iyi tanımlı oldukları açıkça ifade edilmektedir. Dolayısıyla bu tümcelerin her biri bir kümeyi tarif etmektedir. O halde, matematikte "İyi tanımlı nesnelerin topluluğuna küme denir." biçiminde bir tanımlama yapılmaktadır.

Rastgele genetik sürüklenme, alel sürüklenmesi veya Wright etkisi olarak da bilinen genetik sürüklenme, bir popülasyondaki mevcut bir gen varyantının (alel) frekansında rastgele şansa bağlı olarak meydana gelen değişimdir.

<span class="mw-page-title-main">Argüman</span> ikna etmeye çalışmak ya da sabitleştirmek veya gerçek bir sonuca varmak

Mantık ve felsefede argüman; sonuç ve onun doğruluk derecesini belirlemeye yönelik verilen öncüllerden kurulmuş bir dizi ifadedir. Bir argüman ifadelerden oluşur. Bunlardan biri sonuç, diğerleri sonucun doğruluğuna dayanak olarak verilen öncüllerdir. Herhangi bir düşünceyle karşılaştığımızda, o düşüncenin içerdiği esas iddiayı ileten ifade argümanın sonucu; onu destekleyen diğer tüm ifadeler argümanın öncülleridir. Bir argümanın doğal dildeki mantıksal formu, sembolik biçimsel dilde temsil edilebilir ve doğal dilden bağımsız şekilde, matematik ve bilgisayar bilimlerinde biçimsel olarak tanımlanmış argümanlar yapılabilir.

Dunning-Kruger etkisi, bir görevde düşük yeterliliğe sahip kişilerin yeterliliklerini abarttığı bilişsel bir önyargı varsayımıdır. Varsayım, birçok insanın adaletli dünya kuramlarıyla uyumludur ancak matematiksel çözümleme ve kültürler arası karşılaştırmalar tarafından itirazlarla karşı karşıya kalır.

19. yüzyılda, ışığın yayılması için varsayımsal aracı olarak esîr teorisi yaygın olarak tartışıldı. Bu tartışmanın önemli bir parçası, bu ortama göre Dünya'nın hareket durumu ile ilgili soru oldu. Esîr çekim hipotezi esîrin hareket eden madde tarafından çekildiği ya da birlikte sürüklendiği ile ilgilenir. İlk değişkene göre Dünya ve esîr arasında bağıl bir hareket yoktur; ikinciye göre bağıl hareket vardır ve böylece ışık hızı, Dünya yüzeyinde ölçülen hareket hızına("esîr rüzgarı") dayanır. Özgül esîr modellerini bulan Augustin-Jean Fresnel tarafından 1818 yılında esîrin maddeyle beraber sürüklendiğini önermiştir. Diğer model George Stokes tarafından 1845 yılından ortaya atılan esîrin maddenin içinde ya da civarında sürüklenmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Yanlışlanabilirlik</span> Bir önermenin yanlışlığının kanıtlanabilme ihtimali

Bir önerme, hipotez ya da teori; özünde yanlış olduğunun kanıtlanabilme ihtimali varsa; yanlışlanabilirdir. Bir yargıyı geçersiz kılacak herhangi bir gözlem yapmak ya da argüman sunmak mümkünse bu yargı yanlışlanabilirdir. Bu anlamda, yanlışlamak ile geçersiz kılmak eş anlamlıdır. Bilimsel bir önerme yanlışlanabilme özelliği barındırır. Yanlışlanabilirlik ilkesi, bilim ile bilim dışı olanı, bilgi ile inancı ayırmak için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Babil matematiği</span> matematik

Babil matematiği, Sümerlerin ilk günlerinden, MÖ 539'da Babil'in düşüşünü izleyen yüzyıllara kadar Mezopotamya halkı tarafından geliştirilen veya uygulanan tüm matematiktir. Babil matematik metinleri bol miktarda bulunur ve iyi düzenlenmiştir. Zaman açısından iki farklı gruba ayrılırlar: biri Eski Babil döneminden, diğeri ise MÖ son üç ya da dört yüzyıldan, Seleukoslular döneminden kalmadır. İçerik açısından, iki metin grubu arasında neredeyse hiç fark yoktur. Babil matematiği, karakter ve içerik olarak yaklaşık iki bin yıl boyunca sabit kaldı.

Aşağıdaki taslak, epistemolojiye genel bir bakış ve konuya ilişkin bir kılavuz olarak sunulmuştur:

Ekolojik topluluk, aynı veya benzer kaynaklar için yerel bir alanda fiilen veya potansiyel olarak rekabet eden, trofik olarak benzer, sempatik türlerden oluşan bir gruptur. Bu türler arasındaki etkileşimler, ekosistemlerin daha karmaşık dinamiklerini analiz etmede ilk adımları oluşturmaktadır. Bu etkileşimler türlerin dağılımını ve dinamiklerini şekillendirmektedir. Bu etkileşimlerden yırtıcılık en yaygın nüfus faaliyetlerinden biridir. En genel anlamıyla avlanma, avcı-av, konak-patojen ve konak-parazitoid etkileşimlerini içermektedir.

Akıl yürütme psikolojisi, insanların nasıl akıl yürüttüğünün incelenmesidir ve genellikle geniş anlamda insanların sorunları nasıl çözdüğünü ve karar verdiğini bildirmek için sonuçlara varma süreci olarak tanımlanır. Psikoloji, felsefe, dilbilim, bilişsel bilim, yapay zeka, mantık ve olasılık teorisi ile örtüşmektedir.