Yanardağ ya da volkanik dağ, magmanın yeryüzünden dışarı püskürerek çıktığı coğrafi yer şekilleridir. Güneş Sistemi'nde bulunan kayalık gezegen ve uydularda birçok yanardağ olmasına rağmen, bu olgu, en azından Dünya'da, genellikle tektonik plaka sınırlarında görülür. Ne var ki, sıcak nokta yanardağlarında önemli istisnalar vardır. Yanardağların araştırıldığı bilim dalına volkanoloji denir.
Kapadokya, 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Göllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgâr tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan bölgedir.
Göreme Tarihî Millî Parkı, İç Anadolu bölgesinde, Nevşehir ili sınırları içerisinde yer alan Millî park idi. 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alındı. 30 Ekim 1986'da Bakanlar Kurulu kararıyla millî park ilan edildi, 22 Ekim 2019 tarihinde millî park statüsünden çıkarıldı.
Divlit Yanardağı, Kula volkanizması, Ege Bölgesi'nin doğudan batıya uzanan en büyük tektonik çukurlarından "Gediz Oluğu" üzerinde yer alır. Dolayısıyla buradaki ilginç yeryüzü biçimlerinin oluşumunda volkanik faaliyetler, tektonik hareketler, akarsu ve atmosfer olayları etkilidir. Özellikle Kaplan ve Sandal köyleriyle Kula ilçesinin kuzeyinde yer alan volkan konileri, eski volkan yapıları,lav platoları, lav akıntıları, korniş, volkanik ve göl tortulları üstünde kırgıbayır ve peribacaları görülür.
Kula, Türkiye'nin Manisa ilinin ilçelerinden biridir.
Hasandağı ya da Hasan Dağı deniz seviyesinden 3268 metre yüksek olan tepesiyle bir volkanik dağdır. Büyük Hasan ve Küçük Hasan Dağı olmak üzere iki büyük krateri vardır. Melendiz dağının büyük kısmı, bu iki kraterden çıkan lavlardan meydana gelmiştir. Büyük Hasan dağında iyi muhafaza edilmiş bir ana krater ile onun etrafında parazit koniler bulunur. Küçük Hasan dağının zirvesi bir Somma durumundadır. Yani eski kalderanın sınırlarını teşkil eden dikliklerin artıkları vardır. Bunlar sayesinde ilk kraterin şeklini çıkarmak mümkündür. Adı geçen kraterden çıkan andezit ve bazalt lavları kuzeye doğru akarak geniş bir alana yayılmış, tüfler ise Kızılırmak'a kadar ulaşmıştır. Bu dağ Aksaray ve Niğde il sınırları içerisinde yer almaktadır. 1750 metresine kadar meşe ormanlarıyla kaplıdır. Dağın eteklerinde ve çevresinde çeşitli Türk boyları ve özellikle de Yörükler yaşarlar. Özellikle ana volkan konisini oluşturan Büyük Hasan Dağı ; kuzeybatısındaki Aksaray Ovası batısındaki Obruk Platosu ve güneyindeki Bor Ovası düzlüklerinden aniden yükselerek kasvetli bir doğal Abide görüntüsü sunmaktadır. Bu ana volkan konisinin doruğu tipik bir kraterden oluşmakta ve kraterin tabanında bir krater gölü bulunmaktadır. Ana koninin hemen güneydoğusundaki daha küçük boyutlu ve yükseltisi daha az olan ikiz koni ise Küçük Hasan Dağı olarak anılmaktadır. Bu volkan konisinin de doruğu tipik bir krater halindedir. Oldukça taze ve karakteristik volkan şekilleriyle Türkiye'nin en genç volkan dağları arasında bulunan Hasan Dağı volkanik ünitesi tarihi çağlardan bu yana daldığı uykusuna devam etmektedir. Dağın eteklerinde Antik Roma şehri Nora bulunmaktadır.
Nemrut Gölü, dünyanın ikinci, Türkiye'nin en büyük krater gölü olup, adını MÖ 2100'de yaşamış Babil Hükümdarı Nemrut'tan almıştır.
Bu, Türkiye'deki uykuda ve sönmüş yanardağların listesidir.
Katmai Dağı, ABD'nin Alaska eyaletinin güneyinde Alaska Yarımadası üzerinde tümüyle Katmai Ulusal Parkı ve Koruma Bölgesi içinde bulunan masif bir aktif stratovolkan dağıdır..
Kül konisi volkanik klinker, volkanik kül ya da volkanik bir yanardağ ağzının etrafında toplanmış, koni şeklinde dik piroklastik parçacıklardan oluşan bir tepedir. Piroklastik parçacıklar ya patlamalı püskürmeleri ya da genel olarak tek yanardağ ağızlı lav çeşmeleri tarafından oluştururlar. Gaz yüklü lav, şiddetli bir şekilde havaya püskürtüldüğünde, kül, klinker ya da skorya şeklinde katılaşıp ve yere düşüp, 30-40 derece açısı olan eğimleri, dairesel bir zemin planı olan ve çoğu zaman simetrik olan bir koni oluşturmaya çalışır. Çoğu kül konisinin tepe noktasında kase şeklinde bir krateri vardır.
Tüf, bir volkanik patlama sonucu ortaya çıkan volkanik küllerden oluşan kaya türüdür. Tüf kimi zamanlarda inşaat malzemesi olarak kullanılan farklı bir kaya anlamına da gelir. %50’den daha fazla tüf içeren kayalar tüflü olarak kabul edilir. Tüf tortul veya magmatik kayaçlar olarak sınıflandırılabilir. Sedimantolojik terimler ile açıklanmasına rağmen magmatik petroloji bağlamında incelenmektedir.
Acıgöl maarı, Nevşehir ilinin Acıgöl ilçesinin doğusunda yer alan volkanik patlama çukuru, maar gölüdür. Kapadokya bölgesindeki Kuaterner zamanı oluşan pek çok volkanik alandan birisidir. Maar Pleistosende oluşmuştur. 300 km² büyüklüğündeki alanda, tüf halkası, tüf konisi, lav domu bir arada bulunur. Maarın içi 0,96 km², tortullarla birlikte büyüklüğü 4,5 km²'dir.
Karapınar Düzlüğü, Konya'nın Karapınar ilçesinde yer alan volkanik bir arazidir. Kül konisi, Meke Krater Gölü ve Acıgöl'ü barındırır.
Kula-Salihli Jeoparkı, Batı Anadolu‐Ege eşiğinde, Manisa ili sınırları içerisinde yer alan jeoparktır. Yaklaşık 300 km² alan kaplayan Kula-Salihli Jeoparkı sahası, ekseriyeti Kula ilçesinde olmakla birlikte kısmen Salihli ilçesi ile Sandal Beldesi, Gökçeören (Menye) Beldesi, Adala Beldesi ve Gökeyüp Beldelerini içine almaktadır.
Karacadağ, Konya ili, Karapınar ilçesi sınırlarında yer alan yanardağ. 2025 m yüksekliğinde, KD-GB uzanışlı basık bir sırt görünümündedir. KD kısmı Kalkan volkan oluşumludur.
Paricutín, Meksika'da, Sierra Madre bölgesinde bulunan kül konisi yapılı yanardağ.
Chaîne des Puys, Fransa'nın Masif Merkezinde, kuzey-güney yönelimli, kül konileri, lav domları ve maarlardan oluşan bir silsiledir. Silsile yaklaşık 40 km (25 mi) uzunluğundadır ve belirlenen volkanik özellikler arasında 48 adet kül konisi, sekiz adet lava domu ve 15 adet maar ve patlama krateri bulunmaktadır. En yüksek noktası, silsilenin ortasına yakın olan ve 1.465 m (4.806 ft) yüksekliğindeki Puy de Dôme lav domudur. Silsilenin adı, yuvarlak profile sahip bir volkanik dağı tanımlayan bir Fransızca terimden (puy) gelmektedir. Bir Chaîne des Puys volkanının son patladığı tarih için M.Ö. 4040 tarihi belirtilmektedir.
Skorya, kristaller (fenokristaller) içerebilen veya içermeyen oldukça veziküler, koyu renkli volkanik bir kayadır. Tipik olarak koyu renkli ve bileşimi bazaltik veya andezitiktir. Skorya, çok sayıdaki makroskopik elipsoidal veziküllerinin bir sonucu olarak nispeten düşük yoğunlukta olan bir yapıya sahiptir. Ancak süngertaşı'nın aksine, tüm skoryaların özgül ağırlığı 1 kilogramdan büyüktür ve suda batar. Delikler veya veziküller, magma içinde çözünen gazlar, erimiş kayada kabarcıklar oluşturarak çözeltiden çıktıklarında oluşur ve bunların bir kısmı kaya soğudukça ve katılaştıkça yerinde donar. Skorya, bir lav akışının bir parçası olarak, tipik olarak yüzeyinin yakınında veya parçalı ejekta olarak oluşabilir, örneğin dik kenarlı skorya konileri oluşturan Strombolian patlamalarında. Yemen'de bulunan çürüklerin kimyasal analizi, esas olarak birkaç zeolit içeren volkanik camdan oluştuğu görülmüştür. Cürufların çoğu camsı parçalardan oluşur ve fenokristaller içerebilir.
Isparta Merkez ilçenin güney batısında yer almaktadır. Isparta iline 5 ila 13 km, Burdur iline 25 km uzaklığındadır. Parka asfalt yol ile ulaşım sağlanabilir. Gölcük gölü ve çevresine, sahip olduğu bitki örtüsü, yaban hayatı, jeomorfolojik yapısı, peyzaj güzellikleri ve rekreasyon olanakları dolayısıyla korunan alan statüsü verilmiştir. 58880 dekar büyüklüğündeki alan 19.11.2008 tarih ve 2008/4422 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile alan Gölcük Tabiat Parkı olarak ilan edilmiş, karar 31.12.2008 tarih ve 2008/27097 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve alan yasal koruma statüsünü kazanmıştır. Alanın önemli bir kısmı 1. derece doğal sit alanındır. Erozyon çalışmaları kapsamında 1956 yılında ağaçlandırma çalışmasına başlanılmıştır.
Birikinti konisi, dağ yamaçlarından düzlüğe inen akarsuların sonucunda, taşıdıkları materyalleri eğimin azaldığı yerlerde yarım koni şeklinde birikmesine denir. Fakat akarsuların taşıdıkları malzemeler bazen koni gibi değil de yelpazeye benzer bir şekilde araziye yayılırlar. Birikinti konileri genelde kurak ya da yarı kurak yerlerde görülür.