
Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.

Bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan sözlere veya kavramlara Türkçe eğretileme; Arapça mecaz, istiare; Fransızca trope denir.
Deyim, dil biliminde, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı veya söz dizimi içinde belirten ve çoğunlukla gerçek anlamlarından ayrı anlamlara gelen sözcüklerden oluşan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da cümledir. İki veya daha çok sözcükten kurulu bir çeşit dil ifadesi olan deyimler, duygu ve düşünceleri dikkati çekecek biçimde anlatan ad, önad, belirteç, yalın ve birleşik eylem görünüşlü dilsel yapılardır. Ya tam bir tümcedirler ya da bir söz öbeğidirler.
Etimoloji veya kökenbilim, sözcüklerin köklerini, hangi dile ait olduklarını, ne zaman ortaya çıktıklarını, ilk olarak hangi kaynakta kayıt altına alındıklarını, ses ve anlam bakımından geçirdikleri dönüşümleri inceleyen bilim dalıdır.

Biyografi ya da yaşam öyküsü, bir kişinin yaşamını ayrıntılı bir biçimde açıklayan bir edebiyat türüdür. Kişi kendi hayatını anlatıyorsa buna otobiyografi, şairlerin yaşam hikâyesi anlatılıyorsa da buna tezkire denir. Biyografiler eğitim, iş, ilişkiler ve ölüm gibi temel olaylardan daha fazlasını içerir. Bir biyografi, bir konunun yaşam öyküsünü sunar, deneyimle ilgili samimi ayrıntılar da dahil olmak üzere yaşamlarının çeşitli yönlerini vurgular ve öznenin kişiliğinin bir analizini içerir.
Terörizm, terör ya da yıldırıcılık, siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, belirlenen hedef gruplara veya resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımını ifade eden terim. Hükûmetlere veya kuruluşlara göre değişmekle birlikte, terör uygulayan organize çeşitli gruplara terör örgütü; terör uygulayan şahıslara ise terörist ya da yıldırıcı denilmektedir. Bununla birlikte bu ifade oldukça tartışmalı bir kavram olup üzerinde akademik ya da uluslararası fikir birliği yoktur. Gücünü ve yetkilerini bu yönde kullanan devletler de devlet terörizmi kapsamında, savaş suçları ya da insan hakları ihlalleri nedeniyle bu kavramla yargılanabilmektedir. Buna benzer olarak; devlet organlarını direkt olarak kullanmayıp, iktidarlardaki grubun veya partinin desteklediği örgütlere verilen desteği tanımlayan devlet destekli terörizm sonucu da benzer yargılamalar olabilmektedir. Birçok akademisyen çeşitli hükûmetlerin eylemlerinin de "terörizm" olarak damgalanabileceğini belirtmiştir. Bir ülkede veya bölgede gücü elinden bulunduran iktidarlar veya hükûmetler gerçekleşen bir direniş hareketini "terörizm" ile etiketleyebilir.

Bronz ya da tunç, bakırın önemli bir alaşımıdır. Tarihi bağlamda bakır ile kalay ve/veya arsenik'den oluşan bakır alaşımlarına tunç denir. Bununla birlikte günümüzde bronz kavramı çağdaş kullanımda bakırın bakır-nikel, bakır-berilyum ve bakır-çinko (pirinç) alaşımı dışındaki bütün alaşımları için kullanılmaktadır. Pirinç bakırın çinkoyla yaptığı alaşımdır. %10 çinko bulunduran pirince ticari bronz da denilmektedir.

İki yaşamlılar ya da iki yaşayışlılar, amfibiler, amfibyumlar, amniyotik yumurtaya sahip olmayan, değişkensıcaklı, derisi çıplak ve nemli, göğüs kemiği hiçbir zaman kaburgalarla bağlanmamış, çoğu ses çıkarabilen, omurgalı hayvan sınıfı. Sınıf, Gymnophiona, Anura ve Caudata olmak üzere 3 takımdan oluşur.

Sekülarizm veya sekülerizm; toplumda ahiretten ve diğer dinî, ruhani meselelerden ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki hareket. TDK, sekülerizm kavramına karşılık olarak dünyacılık sözcüğünü önermiştir. Sekülerizm, din merkezli veyahut dinî öğeleri sosyal, hukuki ve siyasi anlamda tayin edici kılan bir yaklaşımın tersine, bunları sosyal, hukuki ve siyasi kümeden ayıran bir yaklaşımı tanımlar. Çok geniş bir terim olan sekülerizm, içinde birçok farklı akım, tür ve teori barındırır. Seküler kelimesi, dünyevi veya çağa uygun olanı belirtir ve dünyanın nesnel hâlinin göz önünde tutulması demektir. Latince çağ anlamına gelen Saeculum sözcüğünden İngiliz dili için türetilen Secularism (Sekülerizm) Türkçeye laiklik, çağdaşlaşma veya dünyevileşme olarak üç farklı terimle çevrilebilmektedir. Fransa'da laiklik için Laïcité (Laicisme) terimi kullanılmaktadır. Bu terim, somut ve bilimsel olan ile soyut ve dinsel olanın birbirine karıştırılmamasını ifade etmektedirler.
Romans, özellikle Orta Çağ şövalyelik sistemini anlatışıyla karakterize olmuş bir edebiyat türü. 12. yüzyıl Fransası'nda ortaya çıkmıştır. Benzer tarzda yazılmış öncülü eserler de bazen aynı isimle anılsa da ayrı bir tür olarak romans, Akitanya düşesi Eleanor'un aristokratik çevresinde ortaya çıkmıştır.
Kelime veya sözcük, tek başına anlamlı, bir ya da birbirine bağlı birden fazla biçimbirimden (morfem) oluşan, ses değeri taşıyan dil birimidir.
Bağdaşıklık, bir metni oluşturan unsurlar arasındaki anlam bütünlüğü, tutarlılık ve homojenliği ifade eder. Bağdaşıklık, anlamsal ilişkiler açısından tanımlanan dilsel bir birlikteliktir. Bir metin yalnızca dilbilgisi kurallarına göre düzenlenmez. Dil öğelerinin açıkladığı özellik ve durumlar arasında anlam bağıntıları da vardır. Bu anlam bağıntılarına bağdaşıklık denir. Dilbilgisel bağlamda doğru görünen bir cümlede anlam ve mantık hataları bulunabilir; bağdaşık cümlelerde bu tür hatalar olmaz.
Keşif ya da Osmanlıcadaki söylenişiyle keşf, sufi terminolojide kullanılan bir terim olup, kendisine eklenen sıfat ve adlara bağlı olarak çok değişik anlamlara gelmek üzere kullanılmıştır. Terim sözcük anlamıyla Arapçada “açığa çıkarma, örtülü olanı açma, gizli olanı meydana çıkarma, perdenin açılması, sezme, tahmin etme” anlamlarına gelir. Sufi terminolojide ise daha çok sezgiye ya da ilham olunmaya ve görünmez âlemle irtibata ilişkin anlamlarda kullanılır. Terimi bu anlamlarda kullananlardan biri olan ünlü Muhyiddin İbn Arabi'ye göre velîler de, bilgileri peygamberlere vahiy getiren meleğin aldığı kaynaktan alabilirler.
Dolce Stil Novo ya da Dolce Stil Nuovo, 13. yüzyılın sonları ile 14. yüzyılın başları arasında gelişme gösteren önemli bir İtalyan şiiri akımıdır.
Jargon veya uğraş dili, belirli bir meslek ya da topluluğu paylaşan, aynı ilgi alanları ve aynı geçmişe sahip kişilerin ortak dil kullanımı. Bazı sözlüklerin verdiği tanımlar ise jargon sözcüğüne aşağılayıcı bir anlam yükler: "anlaşılması güç, bozuk dil" ve "argo" gibi.
Senkretizm, sıklıkla çeşitli düşünce ekollerinin uygulamalarını ve yollarını karıştırarak ayrı veya çelişkili inançları birleştirmek veya birleştirmeyi denemektir. Özellikle teolojide ve din mitolojisinde başta birbirinden farklı olan geleneklerin birleştirilmesi ve kıyaslanmasına yönelik olan, böylece farklı inançlarda temelde yatan bir birliği öne sürerek farklı inançlara karşı daha kapsayıcı bir duruşu savunan hareket ve denemeler için de bu terim kullanılabilir.
Biçimbilim, yapıbilim, biçim bilgisi, şekil bilgisi, morfoloji veya yapı bilgisi dilbilimde sözcüklerin içyapısını inceleyen alt dalıdır. Temel inceleme nesnesi, dilin anlam taşıyan en küçük parçaları olan biçimbirimlerdir. Biçimbilim, sözcükleri, nasıl oluşturulduklarını ve diğer sözcüklerle ilişkilerini inceler ve sözcüklerin kök, gövde ve ek gibi bileşenlerinin yapısını çözümler.
Oryantasyon; yönlendirme, yön verme, kılavuzluk etme, Fransızca orientation sözcüğünün Türkçe söylenişi.
Genellikle bir iş terimi olarak kullanılır. İplik üretiminde, ipliği oluşturan liflerin birçok kez çekilip uzatılarak birbirlerine paralel hale getirilmesi işlemine de oryantasyon denir.
Kaynaşma veya hece kaynaşması; kelime, hece ya da kelime grubunun yazılı ve sözlü formlarında söyleyişi kolaylaştırmak için eksilip kısalması. Ünlü çatışmasını gidererek kolay söyleyişi sağlama eğiliminden doğan bir ses olayıdır. Bazı kaynaklarda kaynaştırma, birleşme, ünlü birleşmesi, vokal birleşmesi, ünlü aşınması, derilme, büzülme, büzüşme, daralma, çıkarma terimleri de aynı anlamda kullanılır.
- pek iyi > peki
- yigirmi > yirmi
- sütlü aş > sütlaç
- posta hane > postane

Kabul, insan psikolojisinde, bir durumun gerçekliğine onay verme, bir süreci veya koşulu değiştirmeye veya itiraz etmeye çalışmadan tanıma anlamına gelir. Kabul kelimesi, "alma, alış" anlamındaki sözcüğünden türemiştir.