Jeolojik zaman cetveli, Dünya'nın jeolojik kayıtlarına dayanan bir zaman temsil şeklidir. Jeolojik zaman cetveli, kronostratigrafiyi ve jeokronolojiyi kullanan bir kronolojik tarihleme sistemidir. Özellikle yer bilimciler tarafından jeolojik tarihteki olayların zamanlamasını ve ilişkilerini tanımlamak için kullanılır. Zaman cetveli, kayaç katmanlarının incelenmesi, bu katmanların ilişkilerinin gözlemlenmesi, litoloji, paleomanyetik özellikler ve fosiller gibi özelliklerin tanımlanmasıyla geliştirilmiştir. Standartlaştırılmış uluslararası jeolojik zaman birimlerinin tanımlanması, birincil amacı jeolojik zaman bölümlerini gösteren Uluslararası Kronostratigrafik Çizelge'deki (ICC) global kronostratigrafik birimleri kesin olarak tanımlayan Uluslararası Jeolojik Bilimler Birliği'nin (IUGS) kurucu organı Uluslararası Stratigrafi Komisyonu'nun (ICS) sorumluluğundadır. Kronostratigrafik bölümler ise jeokronolojik birimleri tanımlamak için kullanılır.
Karbon, doğada yaygın bulunan ametal kimyasal elementtir. Evrende bolluk bakımından altıncı sırada yer alan karbon, kızgın yıldızlarda hidrojenin termonükleer yanmasında temel rol oynar. Dünyada hem doğal halde, hem de başka elementlerle bileşik halinde bulunan karbon, ağırlık olarak Dünya'nın yerkabuğunun yaklaşık %0,2'sini oluşturur. En arı (katışıksız) biçimleri elmas ve grafittir; daha düşük arılık derecelerinde maden kömürünün, kok kömürünün ve odun kömürünün bileşeni olarak bulunur. Atmosferin yaklaşık % 0,05'ini oluşturan ve bütün doğal sularda erimiş olarak bulunan karbon dioksit, kireç taşı ve mermer gibi karbonat mineralleri, kömürün, petrolün ve doğalgazın başlıca yapıtaşları olan hidrokarbonlar, en bol bulunan bileşikleridir.
Karbondioksit, kovalent bağlı bir karbon ve iki oksijen atomundan oluşan moleküle sahip, normal koşullarda gaz hâlinde bulunan bileşiğin adıdır. Renk ve kokusu yoktur. Kimyasal formülü CO2 şeklinde olup molekül ağırlığı 44,009 g/mol'dür. Karbon içeren besin maddelerinin metabolize edilmesi sonucu meydana gelen bir son üründür. Küresel ısınmada önemli bir pay sahibidir. Yerden yansıyan güneş ışınlarının atmosferden çıkma oranını azaltır.
İnsan ya da modern insan, primatların en yaygın türüdür. İki ayaklılığı ve yüksek zekâsıyla karakterize edilen büyük insansı maymun olan insan, çeşitli ortamlarda gelişip son derece karmaşık araçlar geliştirmiş, karmaşık toplumsal yapılar ve medeniyetler oluşturmuştur. İnsanlar son derece sosyaldir; tek bir insan, ailelerden ve yaşıt gruplarından şirketlere ve siyasi devletlere kadar iş birliği yapan, farklı ve hatta rekabet eden sosyal grupların çok katmanlı bir ağına ait olma eğilimindedir. Bu nedenle, insanlar arasındaki sosyal etkileşimler, her biri insan toplumunu destekleyen çok çeşitli değerleri, sosyal normları, dilleri ve gelenekleri oluşturmuştur. İnsanlar aynı zamanda son derece meraklıdır: Olguları anlama ve etkileme arzusu, insanlığın bilim, teknoloji, felsefe, mitoloji, din ve diğer bilgi çerçevelerindeki gelişimini motive etmiştir; insanlar aynı zamanda antropoloji, sosyal bilimler, tarih, psikoloji ve tıp gibi alanlar aracılığıyla da kendilerini incelerler.
İklim değişikliği, küresel ısınmayı ve bunun Dünya'nın iklim sistemi üzerindeki etkilerini ifade eder.
Sera gazları, Dünya'nın yüzeyi, atmosferi ve bulutları tarafından yayılan kızılötesi radyasyon spektrumu dahilinde belirli dalga boylarındaki radyasyonu emen ve yayan, atmosferin hem doğal hem de antropojenik gaz hâlindeki bileşenleridir. Bu özellikleri nedeniyle, sera etkisine neden olurlar. Su buharı (H2O), karbondioksit (CO2), nitröz oksit (N2O), metan (CH4) ve ozon (O3) başlıca sera gazlarıdır. Sera gazları olmadan, Dünya yüzeyinin ortalama sıcaklığı mevcut ortalama olan 15 °C yerine yaklaşık -18 °C olurdu.
Bilim Müzesi, Londra, South Kensington'daki Exhibition Road üzerinde bulunan büyük bir müzedir. 1857'de kuruldu ve 2019'da yıllık 3.3 milyonz ziyaretçi çeken, şehrin en önemli turistik yerlerinden biri oldu.
Konstantin Sergeevich "Kostya" Novoselov, daha çok grafenler üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen Rus-İngiliz fizikçi. Andre Geim ile birlikte 2010 yılında Nobel Fizik Ödülü'nü aldı. Novoselov şu anda Royal Society üyesi olarak Manchester Üniversitesi'nde mezoskopik fizik alanındaki araştırma grubunun bir üyesidir. Aynı zamanda European Research Council ERC Starting Grant 'ın da katılımcılarındandır.
Mildred Dresselhaus ya da bilinen adıyla karbon biliminin kraliçesi, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde fizik ve elektrik elektronik mühendisliği alanlarında profesördür.
Kurum ya da siyah karbon, hidrokarbonların eksik yanmasıyla ortaya çıkan ve saf olmayan karbon parçacıklarından oluşan kütledir. Çeşitli kanser ve akciğer hastalıklarına neden olduğu kanıtlanan kurum çoğunlukla fosil bazlı yakıt kullanımıyla ortaya çıkmaktadır.
Karbon tetraklorür ya da tetraklorometan, CCl4 formülüne sahip bir klorokarbon. Kokusu Kloroforma benzeyen, renksiz, yanıcı olmayan, sudan ağır bir sıvıdır. Suda çözünmezken birçok organik çözücü içinde çözünür. Geçmişte soğutucu gazların üretiminde, yangın söndürücülerde lav lambalarında, temizlik malzemesi ve kurt düşürücü olarak yaygın bir şekilde kullanılmıştır.
Sera gazı giderimi olarak da bilinen Karbon dioksit giderimi (CDR), amacı karbondioksit'in atmosferden büyük ölçekli uzaklaştırılması olan bir grup teknolojiyi ifade eder. CDR, CO2'nin enerji istasyonu gibi büyük fosil yakıt nokta kaynaklarının baca emisyonlarından giderilmesine farklı bir yaklaşımdır. İkincisi atmosfere olan emisyonu azaltır, ancak atmosferde bulunan karbondioksit miktarını azaltamaz. CDR karbondioksiti atmosferden giderdiğinden, ev tipi ısıtma sistemleri, uçaklar ve araç egzozları gibi küçük ve dağınık nokta kaynaklarından gelen emisyonları dengeleyen negatif emisyonlar 'yaratır'. Bazıları tarafından bir iklim mühendisliği formu olarak kabul edilirken diğer yorumcular bunu karbon yakalama ve depolama veya aşırı iklim değişikliği hafifletmesi olarak tanımlamaktadır. CDR'nin "iklim mühendisliği" veya "jeomühendislik" ile ilgili ortak tanımları karşılayıp karşılamayacağı genellikle üstlenileceği ölçeğe bağlıdır.
Karbon vergisi, ulaşım ve enerji sektöründe, yakıtların karbon içeriğine uygulanan bir vergi'dir. Karbon vergileri karbon fiyatlandırması'nın bir biçimidir. Karbon vergisi terimi ayrıca karbon dioksit eşdeğeri vergiyi ifade etmek için kullanılır. Oldukça benzerdir, ancak herhangi bir ekonomik sektör tarafından yayılan her türlü sera gazı veya sera gazı kombinasyonuna uygulanabilir.
Nadya Mason, Illinois Üniversitesi Urbana-Champaign'de fizik profesörüdür. Yoğun madde deneycisi olarak, düşük boyutlu sistemlerin kuantum sınırları üzerinde çalışıyor. Mason, Illinois Malzeme Araştırma Bilim ve Mühendislik Merkezi'nin (I-MRSEC) direktörüdür.
İnsanın çevre üzerindeki etkisi veya çevre üzerindeki antropojenik etki, biyofiziksel ortamlarda ve ekosistemlerde, biyoçeşitlilikte ve doğal kaynaklarda doğrudan veya dolaylı olarak insanlar tarafından neden olunan küresel ısınma, çevresel bozulma, okyanusların asitlenmesi, kitlesel yok oluş, biyoçeşitlilik kaybı, ekolojik kriz, yasak avlanma ve ekolojik çöküş gibi değişikliklerdir. Doğayı toplumun ihtiyaçlarına göre şekillendirmenin şiddetli etkileri, aşırı insan nüfusu artışı ile daha kötü bir hale gelmiştir. İnsanların çevrede hasara yol açan aktivitelerine nüfus artışı, aşırı tüketim, aşırı kullanma, çevre kirliliği ve ormansızlaşma örnek verilebilir. İnsanların yol açtığı bu sorunlardan bazıları, örnek olarak küresel ısınma ve biyoçeşitlilik kaybı, insanlık için bir varoluşsal risk teşkil etmektedir ve aşırı insan nüfusu artışı bu sorunlarla yakından ilişkilidir.
Yeryüzündeki ilk yaşam, en az yaklaşık 3,5 milyar yaşında olduğu düşünülen hidrotermal baca çökeltilerinde bulunan fosilleşmiş mikroorganizmalardır. Yaşamın varlığı üzerine en eski kanıtlar 3,77 ila 4,28 milyar yıl öncesi arasında değişkenlik gösterir. En erken tahminlere göre 4,5 milyar yıl önce okyanusların oluşmasından kısa süre sonra yaşam ortaya çıkmıştır. Yeryüzündeki yaşamın en eski doğrudan kanıtı, 3,47 milyar yıllık Avustralya Apex chert kayalarında çökelmiş mikroorganizmaların mikrofosilleridir.
Carolyn Ruth Bertozzi, Amerikalı kimyager. Hem kimya hem de biyolojiyi kapsayan geniş kapsamlı çalışmaları ile tanınmaktadır.
DBLP, bilgisayar bilimi bibliyografya sitesidir. 1993'te Almanya'daki Universität Trier'de başlayarak, küçük bir HTML dosyaları koleksiyonundan büyüdü ve bir veritabanı ve mantık programlama bibliyografya sitesi barındıran bir organizasyon haline geldi. Kasım 2018'den bu yana DBLP, Schloss Dagstuhl – Leibniz-Zentrum für Informatik'in (LZI) bir şubesidir. DBLP, 1995'te yaklaşık 14.000 ve Temmuz 2016'da 3,66 milyon olan bilgisayar bilimi üzerine Aralık 2020'de 5,4 milyondan fazla dergi makalesi, konferans makalesi ve diğer yayın listeledi.. Bilgisayar bilimi ile ilgili tüm önemli dergiler izlenir. Birçok konferansın tutanakları da takip edilmektedir. İnternetteki üç sitede yansıtılır.
Karbon, Dünya üzerinde bilinen tüm yaşamın birincil bileşenidir ve tüm kuru biyokütlenin yaklaşık %45-50'sini temsil eder. Karbon bileşikleri Dünya'da doğal olarak bol miktarda bulunur. Karmaşık biyolojik moleküller, diğer elementlerle, özellikle oksijen ve hidrojenle ve sıklıkla nitrojen, fosfor ve kükürt ile bağlı karbon atomlarından oluşur.
Mavi karbon, iklim değişikliğini hafifletme kapsamında " yönetilmeye elverişli deniz sistemlerinde karbon akışının ve depolanmasının biyolojik olarak yönlendirilmesi" anlamına gelen bir kavramdır. En yaygın olarak, gelgit bataklıklarının, mangrovların ve deniz çayırlarının karbon tutumunda oynayabileceği rolü ifade etmektedir. Bu ekosistemler iklim değişikliğinin hafifletilmesinde ve ekosistem temelli adaptasyonda önemli bir rol oynayabilmektedir. Bununla birlikte, mavi karbon ekosistemleri bozulduğunda veya kaybolduğunda, karbonu atmosfere geri salarak sera gazı emisyonlarına katkıda bulunurlar.