
Halep, Suriye'de bir şehirdir. Halep merkezinin 2007 nüfusu 1,7 milyon civarında olup, Halep'e bağlı olan yerleşim yerleri ile toplam nüfusu 4.393.000 'dir. Halep Arapçada ve diğer bazı Sami dillerinde süt veren demektir. Halep ilinin de merkezidir.

Kutalmışoğlu Süleyman Şah veya kısaca Kutalmışoğlu, Türkiye Selçuklu Devleti'nin kurucusudur. Selçuk Bey'in oğlu Arslan Yabgu'nun torunudur. Babası Kutalmış Bey'dir. Erhan Afyoncu'nun tespitlerine göre mezarı Halep Kapısı'ndadır. Kutalmışoğlu Süleyman Şah öldüğünde Caber Kalesi'ne defnedildiği yönündeki rivayetler doğru değildir. Zira Kutalmışoğlu öldürüldüğünde Caber Kalesi henüz Selçuklu Hanedanı tarafından ele geçirilmemişti.

Kilikya Ermeni Krallığı, Kilikya Ermeni Prensliği ya da kısaca Kilikya, 1080-1198 arası prenslik ve 1198-1375 arası krallık olan Çukurova bölgesinde bulunan bir devlettir. Bölgedeki I. Ruben adında olan bir Ermeni beyi tarafından Bizans İmparatorluğundan aldığı toprak üzerine kurulmuştur ve zamanla daha geniş bir alana yayılmıştır. 1375'te Memlük Sultanlığı tarafından varlığına son verilmiştir.

Kamışlı Suriye'nin kuzey doğusunda, Türkiye sınırında bulunan ve Haseke'nin merkezi olan şehir. Haseke'nin en büyük şehridir ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin kontrolünde bulunmaktadır. 2004 verilerine göre nüfusu 232,258'dir.

Suriye Türkmenleri ya da Suriye Türkleri, Suriye'de yaşayan Türk azınlıktır.

Osmanlı Devleti kuruluş döneminde Ermeniler, genellikle Çukurova, Doğu Anadolu Bölgesi ile Kafkasya bölgelerinde bulunan beyliklerin egemenliği altında yaşamışlardır. Bursa'nın başkent olduğu dönemde Ermeni ruhani reisliği başkente alınmıştır. İstanbul'un fethinden sonra da İstanbul'a taşınmış ve daha sonra da İstanbul Ermeni Patrikhanesi kurulmuştur. Ermeniler Anadolu'dan gelen göçlerle İstanbul'da büyük bir cemaat oluşturmuştur.
Yakın Doğu Amerikan Yardım Heyeti, ismini 1918'den sonra almış olan Amerikan Ermeni ve Suriye Yardım Heyeti adı altında başlayan ve kısaca Yakın Doğu Yardım/ Muavenet Heyeti olarak bilinen ve I. Dünya Savaşı sırasında kurulan yardım organizasyonudur.

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

Deyrizor, Deyr-i Zor ya da Der ez-Zor, Suriye'nin kuzeydoğusunda Fırat Nehri üzerinde yer alan bir şehirdir. Deyrizor İli'nin başkenti olan şehir Şam'dan 450 km uzaklıkta olup, şehirde 2004 nüfus sayımına göre 239.000 kişi yaşamaktadır.
Lübnan'daki Ermenilerin nüfus varlığı yüzyıllardır bilinmektedir. Uzun zamandır etnisiteye dayalı bir sayım yapılmamış olmasına rağmen, Lübnan'da 177.000 Ermeni'nin yaşadığı tahmin edilmektedir ve bu rakam Lübnan nüfusunun yaklaşık olarak %4'üne tekabül eder. Ayrıca Lübnan'daki iç savaş öncesinde bu rakamın daha yüksek olduğu ancak savaşın ülkedeki Ermeni nüfusunun düşmesine sebep olduğu da bilinen bir gerçektir.
İran'daki Ermenilerin sayısı Ermeni kaynaklarına göre 100.000 civarındadır. İran'da Ermeni nüfusunun en yoğun olduğu şehir Tahran'dır. Ayrıca Yeni Culfa, İsfahan bölgesi de Ermeniler'in yoğun olarak bulunduğu bölgelerdendir. İran'daki Ermeniler 19 ve 20. yüzyıl boyunca İran'ın modernleşmesinde etkin rol oynamışlardır. İran devrimi sonrasında ise Ermeniler Kuzey Amerika ve Batı Avrupa gibi Ermeni diasporası faaliyetlerinin güçlü olduğu bölgelere göç hareketleri başlamıştır. İran'daki Ermeniler nüfus bakımından bugün İran'daki en büyük Hristiyan azınlığı oluştururlar.

Büyük Ankara Yangını; 1916 yılının Eylül ayında, Ankara'nın merkez mahallelerinde başlamış ve kısa süre içerisinde tüm şehre yayılarak kentin büyük çoğunluğunun yok olmasına sebep olmuştur. 13 Eylül gecesi başlamış, 15 Eylül sabahına dek sürmüştür. Yangın Hisarönü Mahallesi'nde çıkmış; Çıkrıkçılar Yokuşu, Saraçlar Çarşısı, Bedesten ve Atpazarı bölgelerine kadar sıçramıştır. 5 kişinin hayatını kaybettiği olayda çoğu gayrimüslimlere ait yaklaşık 1000 ev, 935 dükkân, 7 kilise, 2 cami ve 3 sağlık kurumu tamamen yanmıştır. Yangının etkisini büyük oranda yabancı nüfusun yaşadığı bölgede göstermesi, felaketten en çok zarar gören kısmın Ermeni ve Rum vatandaşların olmasına yol açmıştır. Olay hakkında yeterince resmi belgenin olmaması ve yangın sonrasında durumun pek az esere yansımasının sonucu olarak, yangının nedeni hakkında kesin bir bilgi yoktur. Konu üzerine çalışmalar yapan bazı araştırmacılar, yangının kasten çıkartılmış olabileceği konusunda hemfikir olmuşlardır.

Suriye Kürdistanı, Batı Kürdistan veya Rojava, Suriye'nin kuzeyinde ve doğu kesiminde çoğunlukla Kürtler olmak üzere Arap, Çerkes, Süryani ve Türkmenlerin yaşadığı bölge. Orta Doğu coğrafyasında Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Kürdistan'ın, Suriye sınırları içinde kalan kısmını tanımlar. PYD tarafından bölgede Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ilan edilmiş; fakat Suriye hükûmeti veya diğer ülkeler tarafından tanınmamıştır.

Keseb, Suriye'nin Türkiye sınırına yakın çoğunlukla Ermenilerin yaşadığı bir kasabadır. Lazkiye'nin 59 kilometre kuzeyinde bulunmaktadır. Kasaba 1939'a kadar Antakya’ya bağlı iken Hatay’ın Türkiye’ye katılmasıyla Fransız mandası altındaki Suriye’ye bırakılmıştır. Kasaba, Kel Dağı'nın eteğinde konuşlanmıştır. Denizden 800 metre yüksektedir. 2004'te nüfusu 1,754 olarak sayılmıştır. Çevresindeki köylerle beraber toplam nüfusu 2,500 dür.

Bayır-Bucak, Lazkiye ilininin kuzeyinde çoğunlukla Suriyeli Türkmenlerin yaşadığı coğrafi bölgedir.

Suriye'de din, Suriye vatandaşları tarafından uygulanan çeşitli dinleri ifade etmektedir. Tarihsel olarak bölge, bu dini toplulukların her biri içinde bir dizi farklı mezhebin bulunduğu çeşitli inançların bir mozaiği olmuştur. Suriyelilerin çoğunluğunu Müslümanlar oluşturmaktadır; bunların arasında en kalabalık grubu Sünniler oluştururken, onları Şii gruplar ve Dürziler takip etmektedir. Ayrıca, çeşitli Hristiyan azınlıklar bulunmaktadır. Ayrıca küçük bir Yahudi ve Yezidi topluluğu da bulunmaktadır.
Suriye'deki Hristiyanlar ülke nüfusun yaklaşık %10'unu oluşturmaktadır. Ülkenin en büyük Hristiyan mezhepleri, Doğu Ortodoks Kilisesi, Doğu Katolik Kiliselerinden biri olan Melkit Katolik Kilisesi, Süryani Ortodoks Kilisesi ve Ermeni Apostolik Kilisesi olarak sıralanabilir. Ayrıca Protestanlar, Doğu Asur Kilisesi ve Keldani Katolik Kilisesi üyeleri de belirli gruplar halinde yaşamlarını sürdürürler. Ülkenin kuzeyindeki Halep şehrinin Suriye'de en fazla Hristiyan nüfusa sahip bölge olduğuna düşünülmektedir. Osmanlı yönetiminin son döneminde, özellikle 1840 ve 1860 yıllarında yaşanan, Hristiyanları hedef alan kanlı olaylar zincirinden sonra Suriyeli Hristiyanların büyük bir kısmı ülkeden göç etti. Tarihçi Philip Hitti'ye göre, 1899-1919 yılları arasında ABD'ye yaklaşık 900.000 Suriyeli geldi. Bahsedilen Suriyeliler büyük ölçüde Büyük Suriyede ya da Suriye, Lübnan, Ürdün ve Filistin'i kapsayan Levant bölgesinin tamamında yaşayanları kapsamaktadır.

Ermeni-Kürt ilişkileri, Kürtler ve Ermeniler arasındaki tarihsel ilişkileri kapsamaktadır.

Harput, asırlardır büyük çoğunluğunu Ermeniler'in oluşturduğu azınlıklara yurt olmuştur. Bölgeye muhtemelen M.Ö. 6. Yüzyıl civarlarında yerleşen Ermeniler bölgenin Arap ve Türk müslümanlarca alınmasından sonra onların bir tebaası olarak yaşadılar. Kendilerine ait din ve kültürleriyle Elazığ'da derin izler bıraktılar. 1915 yılında Tehcir Kanununun çıkmasıyla Suriye'nin kuzeyine ve ABD'ye zorunlu göçe tabi tutulan Harput'lu Ermeniler, günümüz Modern Türkiye'sinde hiçbir etnik baskı görmeden hayatlarını sürdürmektedirler.
Arapça, Suriye'nin resmi dilidir ve ülkede en çok konuşulan dildir. Günlük yaşamda, özellikle batıda Levanten ve kuzeydoğuda Mezopotamya olmak üzere birçok modern Arap lehçesi kullanılmaktadır. Arap Dili ve Dilbilin Ansiklopedisine göre, ülkede Arapça'ya ek olarak, konuşmacı sayısına göre şu diller konuşulmaktadır: Kürtçe, Türkçe, Aramice, Çerkesçe, Çeçence, Ermenice ve Yunanca. Bu dillerin hiçbiri resmi statüye sahip değildir.