İçeriğe atla

Suriye-Filistin Cephesi

Suriye-Filistin Cephesi
I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Cephesi

Osmanlı topçuları 10,5cm FH 98/09 topu ile (Harcia, 1917)
Tarih28 Ocak 1915 - 28 Ekim 1918
Bölge
Sonuç

Britanya İmparatorluğu'nun kesin zaferi

Taraflar
Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu
Alman İmparatorluğu Alman İmparatorluğu
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Avusturya-Macaristan İmparatorluğu
Birleşik Krallık Britanya İmparatorluğu
Hicaz Krallığı Hicaz
Fransa Fransa
İtalya Krallığı İtalya
Komutanlar ve liderler
Osmanlı İmparatorluğu Cemal Paşa
Alman İmparatorluğu Friedrich Kreß von Kressenstein (1916'dan 1917'ye kadar)
Alman İmparatorluğu Erich von Falkenhayn (1917'den 1918'e kadar)
Alman İmparatorluğu Otto Liman von Sanders (1918)
Alman İmparatorluğu Gustav von Oppen
Osmanlı İmparatorluğu Mustafa Kemal Paşa (Ekim 1917'de istifa etti, Eylül 1918'de tayin edildi)
Osmanlı İmparatorluğu Fevzi Paşa (Ekim 1917'den itibaren)
Osmanlı İmparatorluğu İsmet Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Ali Fuat Cebesoy
Osmanlı İmparatorluğu Refet Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Mersinli Cemal Paşa

Birleşik Krallık Sir John Maxwell (Mart 1916'ya kadar)
Birleşik Krallık Archibald Murray (Haziran 1917'ye kadar)
Birleşik Krallık Edmund Allenby (Haziran'dan itibaren)
Birleşik Krallık Edward Bulfin
Avustralya Harry George Chauvel (Temmuz 1917'den itibaren)
Yeni Zelanda Sir Edward Chaytor
Birleşik Krallık Philip Chetwode

Birleşik Krallık Thomas Edward Lawrence
Hicaz Krallığı Emir I. Faysal
Çatışan birlikler

Mısır'daki kuvvetler (Mart 1916'ya kadar) 4. Ordu

  • 20. Kolordu
  • 22. Kolordu
  • 3. Kolordu

Yıldırım Orduları Grubu

  • 4. Ordu (sonradan)
  • 7. Ordu
  • 8. Ordu
  • Alman Asya Kolordusu

Mısır Seferi Kuvvetleri

  • Doğu Kuvvetleri (Temmuz 1917'ye kadar)
  • 20. Kolordu (Ağustos 1917'de kuruldu)
  • 21. Kolordu (Ağustos 1917'de kuruldu)
  • Atlı Çöl Kolordusu
  • Chaytor Kuvvetleri
Güçler

Osmanlı İmparatorluğu Mayıs 1917:
174.908[1]
Haziran 1918:
44.042 temas hattında muharip asker[2]
Eylül 1918:
269.783 toplam personel sayısı[3]

  • 4. Ordu 190.000
  • 7. Ordu 40.000
  • 8. Ordu 39.783

~121.000 toplam muharip asker[3]
~104.000[4]

Alman İmparatorluğu ~5.000

Birleşik Krallık 432.857 toplam

  • 228.927 muharip
  • 203.930 muharip dışı[5]

Ocak 1915:
~150.000 asker[6]
Ekim 1917:

  • 97.000 asker[7]

Eylül 1918:
467.650 toplam personel sayısı

  • 120.000 muharip asker
  • 134.971 ücretli işçi
  • 53.286 taşımacılık birimi[8][9][10][11]
Kayıplar

Osmanlı İmparatorluğu 230.500 toplam kayıp:

  • 25.973 ölü
  • 85.497 yaralı
  • 78.735 esir
  • 40.900 hastalık nedeniyle ölüm[12]

19 Eylül - 26 Ekim 1918 arası:

  • 10.000 ölü
  • 20.000 yaralı
  • 75.000 esir,[13][14][15]
  • 360 top, 800’den fazla makineli tüfek, 200 kamyon, 44 otomobil, 89 lokomotif, 468 yük ve yolcu vagonu[14][15]

Birleşik Krallık 57.432 toplam kayıp:

  • 12.873 ölü
  • 37.193 yaralı
  • 1385 esir
  • 5981 hastalık nedeniyle ölüm
  • (503.377 savaş dışı zayiat)[16]

Britanya Hindistanı 10.526 toplam kayıp:

  • 3.842 ölü
  • 6.519 yaralı
  • 165 esir[17]

Suriye-Filistin (Suriye, Filistin, Sina-Filistin) Cephesi, I. Dünya Savaşı sırasında Almanya'nın isteği üzerine açılan bir cephedir. Osmanlı ordusu, 1915'te Birinci Kanal Harekâtı'nı, 1916'da İkinci Kanal Harekâtı'nı düzenledi. Amaç; Osmanlı İmparatorluğu'nun Süveyş Kanalı'nı ele geçirmesi ve Mısır'a yeniden sahip olmasıydı. Başarılı olunursa İngilizlerin Uzak Doğu'daki sömürgeleri ile bağlantısı kesilecekti. Gelibolu'daki başarısızlığın ardından geçen zamanda İngilizlerin gittikçe güçlerini artırmaları ve Osmanlı'nın kısıtlı kaynakları sonucu cephe Süveyş'ten Nablus'a kadar gerilemiş, savaşın son aylarındaki Nablus'taki son cephe savunmasındaysa çok kısıtlı olan kaynakların tükenmesine ek olarak Osmanlı'nın savaş süresince Arap halk üzerinde görece başarılı bir şekilde sürdürdüğü Panislamizm propagandasının Lawrence'ın organize ettiği Arap isyanının Hicaz'dan Filistin'e girmesi sonucu çökmesiyle Türk Ordusu Şam ve Halep üzerinden Anadoluya çekilmiş ve cephe bazı parlak muharebe zaferlerine rağmen Osmanlı için başarısızlık ve ağır kayıplarla sonuçlanmıştı.

Sina ve Filistin'deki Başlıca Muharebeler

Dördüncü Ordu

1915

1916

1917

Yıldırım Orduları Grubu

1917

I. Dünya Savaşı sırasında Filistin Cephesinde Osmanlı Ordusu'na bağlı helyograf ekibi (Huj, 1917)
İtilaf kuvvetlerinin eline geçen Osmanlı siperinin yanında oturan Britanyalı asker (Lut Gölü sahilinde, 1917)
Kanal'dan Birinci Gazze Muharebesine kadar
Filistin cephesi (güz, 1917)

Mustafa Kemal Paşa daha işin başından beri Falkenhayn'ı açık bir şekilde eleştirmekte, Alman subaylarının önünde onun plânlarını tenkit etmekteydi. Bu hususta Cemal Paşa, M. Kemal Paşa'yı destekliyor ve Filistin cephesi komutanı olarak da, tıpkı onun gösterdiği sebeplerden dolayı Bağdat projesine şiddetle karşıydı. Eldeki kuvvetleri Halep ile Şam arasında toplamak ve duruma göre nereye kuvvet gerekli ise oraya sevketmek istiyordu. Neyse ki, Falkenhein kurmay subaylarından önemli bir kişilik sahibi olan Binbaşı Franz von Papen'in yerinde vermiş olduğu nasihatleri sayesinde, fikrini değiştirmeye başlamıştı. Filistin cephesinde von Papen'le yaptığı bir gezi sırasında tehlikeyi görebilmişti. İngilizler taarruza geçerse Osmanlı mevzilerini yarıp, Filistin ve Suriye'yi geçerek Bağdat'la bütün ulaşım yollarını kesebilirdi. Böylece von Falkenhein, ün peşinde koşmak yerine, tedbirli davranmayı daha münasip görerek, Bağdat seferini şimdilik tehir etmişti.

Böylece, 1917 yılının yaz ayları her iki taraf için de bir hazırlık devresiydi. Hazırlıklarını daha erken tamamlayan İngiliz Generali Allenby, 27 Ekim 1917 sabahı Gazze'nin bombardımanı ile taarruza geçti.

Bu taarruzda kara topçusuna, denizden de İngiliz ve Fransız gemileri yardım ediyordu. Aynı gün akşamı ise, Osmanlı cephesinin sol kanadını düşürmek için, Beer-Şeba üzerine hücum etti.

31 Ekim akşamı Albay İsmet bey (İnönü) yenilmiş ve Birüssebi İngilizlerin eline geçmişti. Böylelikle Osmanlı cephesi tehlikeli bir duruma girmişti. Bunun için 5 Kasım'da Gazze boşaltıldı ve 7 Kasım'da İngilizler Gazze'yi ele geçirdiler.

Bundan sonra ise, Osmanlı kuvvetleri çekilmeye, İngiliz kuvvetleri de ilerlemeye başlamıştı. İngilizler 15 Kasım'da Yafa'yı da ele geçirince, Osmanlı kuvvetleri de Kudüs'e doğru çekilmeye başlamışlardı. Kudüs'te kuvvetli bir savunma hattı meydana getiren Osmanlı kuvvetleri Allenby'in taarruzunu durdurmuşlardı. Bunun üzerine Allenby hareketini yavaşlatıp, malzemesini ve kuvvetlerini topladıktan sonra, 8 Aralık'ta Kudüs'e karşı taarruza geçti ve 9 Aralık 1917 günü Kudüs'ü düşürdü.

Böylece Ekim ayının son günlerinde 97.000 kişilik bir kuvvetle başlayan İngiliz taarruzu Kudüs'ü ve bütün Filistin'i kaybetmemize neden olmuştu. Daha önce Lloyd George, Allenby'den İngilizlere Noel hediyesi olarak Kudüs'ü almasını istemiş ve o da almıştı. Diğer bir husus da, Allenby burayı almakla Osmanlıların maneviyatına acı bir darbe indirmiş oluyordu. Ayrıca Mekke ve Bağdat'tan sonra Kudüs, düşman eline geçen üçüncü mukaddes şehirdi.

1918

Kudüs Belediye Başkanı Hüseyin Efendi el Hüseyni, Sergts ile görüştü. 2/19'uncu Tabur'dan Sedwick ve Hurcomb, Londra Alayı, beyaz teslim bayrağı altında, 9 Aralık 1917,[18]
Kudüs yakınında Zeytin Dağı ve Scopus Dağı yamaçlarında Avustralya süvari birliklerinin kampı (1918)

Diğer taraftan General Allenby hazırlıklarını tamamladıktan sonra 1918 yılının Şubat'ından itibaren Filistin cephesinde tekrar faaliyete geçti. Böylelikle Lût gölünün kuzeyindeki Jericho'yu 21 Şubat 1918'de ele geçirdi. Bundan sonra ise, İngiliz cephesinin sağ yanı Şeria nehri vadisine dayanmış oluyordu. Bu durum, Hicâz'daki Osmanlı kuvvetlerinin tek ulaşım yolu olan Hicâz demiryolu için tehlikeliydi. Gerçekten Emir Faysal komutasındaki Arap kuvvetleri Akâbe körfezinden kuzeye doğru ilerleyerek, adı geçen demiryolunu ele geçirmek için çalışıyordu. Bundan dolayı, Allenby esas faaliyetini batıya yani Amman istikametine çevirip, Arap kuvvetleriyle birleşmeyi düşünüyordu.

Osmanlı komutanlığı bu tehlikeli durumun farkına varmış ve sert bir savunma yapmaya karar vermişti. Bu sırada, Kudüs yenilgisinden dört ay sonra, 25 Şubat 1918'de Falkenhein'ın görevine son verilerek, Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına Otto Liman von Sanders atanmıştı. Bu göreve atanırken Liman von Sanders'in Enver Paşa'dan bazı istekleri olmuştu. Bu istekler, Irak'ta bulunan 6. Ordu'nun Yıldırım Orduları Grubu emrinden çıkarılması, ayrıca Kurmay Başkanı Kâzım Bey ile 5. Ordu Karargâhındaki bazı Osmanlı subaylarını da yanında götürmek istediğini bildirmiş ve bu istekler de Enver Paşa tarafından kabul edilmiştir. Alman İmparatoru'ndan henüz muvafakat cevabı gelmediği için Liman von Sanders Filistin'e hareketini birkaç gün geciktirmişti. Daha sonra durumun Sanders'e telgrafla bildirileceği haberi üzerine 24 Şubat akşamı İstanbul'dan ayrılarak, cepheye ancak 1 Mart günü ulaşabilmiştir. Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına yeni atanan Sanders, birliklerini teftiş ederek, kendine göre yeni düzenlemeler yapar. 7. Ordu karargâhını Nablus'tan Amman'a nakledilmesine karşı çıkarak, tekrar karargâhını Nablus'a almak ister ve 7. Ordu komutanı Fevzi Paşa ile karargâhını da Nablus'a geri çağırır. 3. Kolordu Komutanı Albay İsmet Bey'in karargâhını da giderek, onunla da görüşür ve durumun hiç de iç açıcı olmadığını anlar.

Öte yandan hazırlıklarını tamamlayan Allenby, 8-12 Mart 1918 tarihlerinde Osmanlı cephesini yararak kuzeyde Nablus'a yürümek istediyse de, beklemediği kadar sert bir mukavemetle teşebbüsten vazgeçti. Bundan sonra ise Amman'a doğru gitmek isteyen Allenby, 21 Mart'ta Şeria nehrini geçerek, 26 Mart'ta ise Amman yakınında bulunan El-Salt'ı zaptetti. Bir hafta süren çetin muharebelere rağmen Amman'daki Osmanlı savunmasını kıramayınca, 1 Nisan'da çekilip tekrar Şeria nehrine geldi.

Bunların yanı sıra Emir Faysal birlikleri Nisan sonunda ancak 2.000 Osmanlı askerî tarafından savunulan, güneyde Hicâz demiryolu üzerindeki Maan'a saldırmış, fakat geri püskürtülmüştü. Bunun üzerine Allenby, 30 Nisan'da Amman'a karşı ikinci bir harekete geçmek istedi. El-Salt ve Tel-İmrin civarında yapılan dört günlük muharebelerde İngilizler ikinci defa geri püskürtülerek, tekrar Şeria nehrine çekildiler. Allenby'nin bu iki başarısızlığından da İngiliz kayıtlarında hiç bahsedilmemiştir.

Nisan (1918) ayındaki yenilgiler üzerine İngilizler, Mayıs ayından sonra Filistin cephesinde faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmışlardı. İngiliz kuvvetlerinin 110.000 civarında, Osmanlı kuvvetlerinin ise 46.000 civarında olmasına rağmen Allenby gayet kuvvetli bir savunma karşısında kalmıştı. Bundan dolayı tekrar hazırlanmak gereği duydu. Diğer bir konu ise havaların ısınmasıydı.

Diğer taraftan Nisan ayı içerisinde Yıldırım Orduları İngilizlere karşı taarruza da geçmiş, fakat bu taarruzdan beklenilen bir netice alınamamıştı. Zaten T. E. Lawrence komutasındaki bir kısım Araplar cephe gerisinde İngilizlerin lehine çalışıyorlar, demiryolu köprülerini İngilizlerin verdikleri vasıtalarla tahrip ediyorlardı.

Bir süre sonra, Mehmet Reşat ölmüş ve yerine kardeşi Vahdettin padişah olmuştu (5 Temmuz 1918). Padişah Vahdettin, M. Kemal Paşa'yı İstanbul'a çağırmış ve memlekete dönen M. Kemal Paşa ikinci defa olarak 7. Ordu Komutanlığına tayin edilmişti.

Megiddo Muharebesi (1918)

Batı cephesinde durum

Bu sırada Alman ordusunun Bahar Taarruzu neticesinde Britanya ordusu 418.000[19] asker kaybetmişti. Sadece Somme saldırısında bir günde Alman kuvvetleri 12 mil (19 km) ilerledi; İngilizler toplamda 1.000 top ve 160.000 asker kaybederek savaşın en kötü yenilgisini yaşadı. Böylece Filistin Cephesi ikinci plana düştü. İngiliz Savaş Kabinesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun devrilmesinin en azından ertelenmesi gerektiğini hemen kabul etti.[20][21][22] Allenby, durumu şöyle ifade etti: "Bir gecede Filistin, İngiliz hükümetinin ilk önceliği olmaktan çıktı."

Bunun üzerine Allenby, Savaş Bakanlığından gelen emirler doğrultusunda Mayıs-Ağustos 1918 dönemi içinde, Batı cephesini takviye etmek amacıyla, 2 piyade tümeni (52 ve 74. Tümen) dışında 9 Yeomanry alayı, 23 İngiliz taburu (2 tümene eşdeğer bir kuvvet) ve 5 makineli tüfek bölüğü olmak üzere en seçkin birliklerinden toplam 60.000 askerini Fransa’ya göndermek zorunda kaldı.

Birliklerinin önemli bir kısmını Almanların başlattığı bahar taarruzu (Spring Offensive) nedeniyle batı cephesine gönderen General Edmund Allenby, bunların boşluğunu Hint taburları (3. Lahore Piyade Tümeni ve 7. Indian Piyade Tümeni) ile takviye edip yeniden düzenledi. Ayrıca Ermenilerin oluşturduğu 3 taburluk Fransız birliği de Allenby’nin kumandasına verilmişti. Son durumdaki birliklerin üçte biri hiç savaş tecrübesi olmayan askerlerdi.

Sir Edmund Allenby'nin 19 Eylül 1918 günü İngiliz ve Türk kuvvetlerinin karşılaştırmalı savaş güçleri şöyleydi:

İngilizler: 12,000 süvari, 57,000 piyade, 540 top.

Türkler: 3,000 süvari, 32,000 piyade, 402 top.

Megiddo Muharebesi

Mustafa Kemal paşa, daha önce 1913'te İngiliz Aubrey Herbert'in evinde tanıştığı Sir Allenby ile karşı karşıya gelmişti.[23] Muharebenin zorlu geçeceği muhakkaktı. Bundan sonra General Sir Allenby, 40.598[24] kişilik Osmanlı kuvvetlerini yenmek maksadıyla, bu defa 69.000 kişilik[25] taarruz kuvveti hazırlamıştı. General, Yafa'nın kuzeyinde ve kıyı bölgesinden yapılacak saldırı için, XXI. Kolordu ve Çöl Atlı Kolordusu'nu burada konuşlandırmıştı. Bunların muharip gücü toplam 35.000 piyade ve 383 top kadardı. Karşılarında ise 8.000 piyade ve 130 top kuvvetindeki Osmanlı 7. ve 20. piyade tümenleri bulunuyordu.[26] Osmanlı IV. ordusunun bulunduğu Es-Salt ve VII. ordunun bulunduğu Nablus dağlık arazi olduğudan İngilizler için doğrudan bir taarruza elverişli değildi. Ancak 8. ordunun bulunduğu kıyı kesimindeki Tul-Karm düz bir arazi olduğu için buraya yapılacak bir saldırının başarı ihtimali epey yüksekti. İngilizlerin Megiddo, Türklerin ise Nablus Muharebesi dedikleri savaşın ilk 36 saatinde, 19 Eylül 04:30 ile 20 Eylül 17:00 arasında, 8. Ordu yoğun İngiliz bombardımanına fazla dayanamadı ve Alman - Osmanlı cephesi İngilizlerin XXI. Kolordusu tarafından yarıldı. İngiliz XXI. Kolordusu Osmanlı cephesinin sağ kanadını tahrip ederek 7.000 esir ve 100 top ele geçirdi. Geri çekilen 8. Ordu'nun kalıntıları, ertesi gün Cenin'deki Çöl Atlı Kolordusu tarafından ele geçirildi. 19 ve 20 Eylül'de XXI. Kolordu, 446'sı ölü toplam 3.378 zayiata karşılık 12.000 esir, 149 top ve çok miktarda cephane ve nakliye aracı ele geçirmişlerdi. Asya Kolordusu haricinde, Sekizinci Ordu'nun çoğu yok edilmişti.[27]

Çöl Atlı Kolordusu süvarileri kıyı boyunca süratle geçip Afulah, Nasıra ve Bisan'a doğru hızla ilerlediler. İki Osmanlı ordusu etkili iletişimden mahrum kaldığı için, İngiliz İmparatorluğu piyadelerinin Judean Tepeleri'nde devam eden saldırılarına karşı herhangi bir ortak eylem organize edemediler. Yıldırım Ordu Grubu komutanı Otto Liman von Sanders temas hattından 80 km geride Nasıra'daki karargahında İngiliz süvarilerini bir anda karşısında görünce apar topar kaçmak zorunda kaldı. Daha sonra İngiliz 20. Kolordu birlikleri 7. ordunun bulunduğu Nablus'a doğru ilerlemeye başladılar. Birkaç çatışmadan sonra İngilizlerin kuşatma tehdidine karşı 20-21 Eylül gecesi [[Mustafa Kemal Pasa Komutasindaki ]] Yedinci Ordu Nablus'u tahliye etmeye başladı.[28] 21 Eylül'de, Yedinci Ordunun bir bölümü nehrin batısında bir uçak tarafından tespit edildi. RAF (Kraliyet Hava Kuvvetleri) geri çekilen birlikleri bombalamaya başladı ve tüm sütunu yok etti. Ortalama her üç dakikada bir bombardıman sonucu operasyonun beş saat sürmesi planlanmış olmasına rağmen, Yedinci Ordu 60 dakika içinde bozguna uğradı. Yıkılan sütunun enkazı 6 mil (9,7 km) boyunca uzanıyordu. İngiliz süvarileri daha sonra 87 top, 55 kamyonet, 4 motorlu araç, 75 araba, 837 dört tekerlekli vagon ve yolda yıkılmış veya terk edilmiş çok sayıda su arabası buldu.[29] Lawrence buna dair "RAF (Kraliyet Hava Kuvvetleri) dört askerini kaybetti. Türkler ise bir kolordu kaybettiler." diye yazdı.[30]

Nablus'ta imha edilen bir Türk konvoyu

Diğer birliklerin bir kısmı, İngiliz süvarilerinin eline geçtiğinden habersiz olarak kuzeye Bisan'a doğru ilerlerken, bir kısmı da 4. ordunun bulunduğu doğuya Es-Salt istikametine yönelmişti. Bu birlikler Ürdün Nehri'ni aşmak için Jisr ed Damiye Köprüsü'nden geçmek zorundaydı. Bu sırada Osmanlı 4. ordusu karşısında mevzii almış olan Chaytor Kuvvetleri mümkün olan en kısa sürede Osmanlı Yedinci ve Sekizinci Orduları için ana geri çekilme hattını kesecek olan Jisr ed Damiye Köprüsü'nü ele geçirmek için kuzeye doğru ilerleyecekti. Bu aynı zamanda Ürdün Nehri'nin batısındaki iki ordu ile doğudaki Dördüncü Ordu arasındaki ana iletişim hattıydı. Çöl Atlı Kolordusu ve XXI. Kolordu hedeflerine ulaştıkça, XX. Kolordu birlikleri de ilerlemelerine devam ettiler. Nablus, 21 Eylül'de öğle saatlerinde 10. Tümen ve XXI. Kolordu'dan Avustralya 5. Hafif Süvari Tugayı tarafından ele geçirildi. İngiliz 53. Tümeni, geri çekilen Osmanlı askerlerinin hava saldırılarıyla etkili bir şekilde yok edildiği anlaşılınca, Wadi el Fara yoluna doğru ilerleyişini durdurdu. 22 Eylül'de Ürdün Nehri'nin batı yakasında ise, Osmanlı 53. Tümeni, Wadi el Fara yolu yakınındaki karargahında Meldrum birlikleri tarafından saldırıya uğradı. Meldrum, Jisr ed Damiye Köprüsü'nü ele geçirirken 53. Tümen komutanını, karargahını ve 600 esiri ele geçirdi.[31][32][33][34]


Allenby'nin savaş değerlendirmesi

Sir Edmund Allenby, Aralık 1918'de hazırladığı ilerleme raporunda savaşı şöyle özetledi:

21 Eylül 1918

"Operasyonlar birbirini takip eden beş aşamadan oluşuyor.

İlk aşama kısa sürdü.

Otuz altı saatte, 19 Eylül 04:30 ile 20 Eylül 17:00 saatleri arasında 8.Türk Ordusu'nun büyük bir kısmı altüst olmuştu. 7. Ordunun birlikleri, çıkışları süvarilerimin elinde olan Samiriye tepelerinde tam olarak geri çekiliyorlardı.

İkinci aşamada bu başarının meyveleri toplandı.

Geri çekilen düşmanın arkasına acımasızca bastıran piyade, onu süvarilerimin kollarına itti ve sonuç olarak neredeyse 7. ve 8. Türk Ordusu'nun tamamı silahları ve nakliye araçlarıyla ele geçirildi. Bu aşama aynı zamanda Hayfa ve Akka'nın ele geçirilmesine ve Taberiye'nin ve Celile Denizi'nin güney ve batısındaki toprakların işgaline de sahne oldu. 7. ve 8. Orduların bozguna uğratılması sonucunda Ürdün'ün doğusundaki 4. Türk Ordusu geri çekildi ve Maan tahliye edildi.

Üçüncü aşama, Chaytor'un kuvvetleri tarafından 4. ordunun takibi ile başladı ve Amman'ın ele geçirilmesi ve teslim olan Maan garnizonunun geri çekilmesinin durdurulmasıyla sona erdi.

Dördüncü aşama, Çöl Atlı Kolordusunun Şam'a ilerlemesine, 4. Türk Ordusu'nun kalıntılarının ele geçirilmesine ve XXI. Kolordu'nun Hayfa'dan Beyrut'a kıyı boyunca ilerlemesine sahne oldu.

Beşinci aşamada birliklerim muhalefet görmeden Humus ve Trablusşam'a ulaştı. Süvarilerim daha sonra Halep'e doğru ilerledi ve 26 Ekim'de o şehri işgal etti."[36]


Osmanlı Dördüncü Ordusu 21 Eylül'e kadar mevzilerinde kalmıştı ve Ürdün'ün batısındaki Osmanlı ordularının onlara ulaşana kadar yok edildiğinden habersizdi. O gün Liman von Sanders, Dördüncü Ordu'ya yaklaşık 18 mil (29 km) kuzeye doğru Dera ve İrbid'e çekilme emri verdi. Dördüncü Ordu, 23 Eylül'de İngiliz ve Avustralya uçaklarının Es Salt ile Amman arasındaki yollarda geri çekilen birliklere ağır kayıplar vermesi nedeniyle artan düzensizlik içinde 22 Eylül'de Ürdün ve Amman'dan geri çekilmeye başladı. Aynı gün, Chaytor birlikleri, Es Salt'ı ele geçirmek için Ürdün Nehri boyunca ilerledi.[38][39]

Esir edilen Osmanlı askerleri

25 Eylül'de Amman'dan trenle Mafrak'a ulaşan, ancak önündeki demiryolunun yıkılması nedeniyle daha fazla ilerleyemeyen Osmanlı birlikleri, çok sayıda zayiata ve kargaşaya neden olan ağır hava saldırısına uğradı. Pek çok Osmanlı askeri çöle kaçtı, ancak birkaç bin asker düzenini korudu ve tekerlekli taşımacılıktan vazgeçerek, sürekli hava saldırısı altında yaya veya at sırtında kuzeye Dera'ya doğru çekilmeye devam etti.[40]

Chaytor birlikleri 25 Eylül'de Amman'ı ele geçirdi. Yine kuzeye çekilmeye çalışan Maan'daki 8.000 - 10.000 civarı Osmanlı birlikleri, geri çekilme hattında Amman'ın güneyindeki El- Cize'de ele geçirildi ve Anzaklı askerlere teslim oldu.[41]


Şam'ın düşüşü

Allenby şimdi süvarilerine Dera ve Şam'ı ele geçirmek için Ürdün'ü geçmelerini emretti. Bu arada, 3. (Lahor) Tümen kıyı boyunca kuzeye, Beyrut 'a doğru ilerledi ve 7. Tümen, Beka Vadisi'nde ilerledi. 27 Eylül'de 4. Süvari Tümeni, Lawrence kumandasındaki Arap birliklerine terk edilmiş olan Dera'yı ele geçirdi. Beşinci Süvari Tümeni ve Avustralya Süvari Tümenleri doğrudan Golan Tepeleri üzerinden Şam'a doğru ilerledi. 29 Eylül'de Şam'ın kuzey ve kuzeybatı çıkışlarına ulaştılar.[43] Avustralyalılar 30 Eylül'de Barada geçidinden geri çekilmeye çalışırken Şam garnizonunu yakaladılar. Müttefiklerin 20.000 esiri ele geçirmesiyle Şam ertesi gün düştü.[44]

Mustafa Kemal paşa, 3 Ekim 1918’de Mareşal Liman von Sanders ile buluşarak, durum değerlendirmesi yaptı; “Elde kalan 7’nci Ordu bir enkazdan ibarettir. Bunlar, Halep’te Suriye’nin kuzeyinde toplanmalı, ardından yeni bir karar alınmalıdır.” Mareşal de buna karşılık; “Karar budur, fakat ben nihayet bir yabancıyım, bu kararı veremem. Bunu ancak, bu yurdun sahipleri verebilir.” dedi. Bunun üzerine Mustafa Kemal, geri çekilme kararının uygulanacağını belirtti.[45]

Genel olarak, Şam'ın düşüşüne yönelik harekât 75.000 Osmanlı askerinin esir olmasıyla sonuçlandı.[46] Şam'ın düşüşünden sonra, 5. Süvari Tümeni ve Kuzey Arap Ordusu'nun bazı müfrezeleri 26 Ekim'de Halep'i ele geçirerek Suriye üzerinden kuzeye ilerlediler.

Etkileri

Mondros Mütarekesi imzalandığında Arap Yarımadası

İngilizler 26 Ekim'de Halep'i işgal ederek 38 günde 560 km ilerleme kaydettiler. Mustafa Kemal Paşa'nın çektiği telgraf üzerine 14 Ekim'de kurulan Sadrazam Ahmet İzzet Paşa kabinesi ve yeni Bahriye Nazırı Rauf Orbay 30 Ekim'de Mondros Ateşkes Anlaşması'nı imzaladı. Sadrazam Ahmet İzzet Paşa, 30 Ekim 1918'de Otto Liman von Sanders'e bir telgraf çekerek, Yıldırım Ordu Grubu Komutanlığını Mustafa Kemal Paşa'ya devretmesini istedi. Bunun üzerine 31 Ekim günü Yıldırım Ordu Grubu Komutanlığını Mustafa Kemal Paşa'ya bırakan von Sanders, 31 Ekim 1918 günü görevinden ayrıldı. Mustafa Kemal Paşa'nın 31 Ekim günü Adana'da devralmış olduğu Yıldırım Ordu Grubu Komutanlığı görevi 7 Kasım 1918 tarihine kadar 8 gün sürdü. Mütarekenin son derece ağır olduğunu gören VI. Mehmed Vahdettin, 14 Ekim'de kurulan Ahmet İzzet Paşa kabinesini 8 Kasım'da düşürdü.

Osmanlı Ordusu tarihçisi Edward Erickson daha sonra şunları yazdı:

Nablus Muharebesi, Ludendorff'un Alman Ordusu'nun Kara Günleri'nde Türk Genelkurmayı'nın gerçekleri görmesine neden oldu. Nablus mağlubiyeti sonucu Türklerin savaşta bittiği artık en cesur milliyetçiler dışında herkes için açıktı. Ermenistan'da ve Azerbaycan'da elde edilen büyük zaferlere rağmen, Türkiye artık savunulamaz bir durumdaydı ve bu durum eldeki kaynaklarla düzeltilemezdi. Bulgar Ordusu'nun Selanik'te dağılması ve Avusturya-Macaristan Ordusu'nun dağılması, İttifak Devletleri için felaket ve yenilgi anlamına da geliyordu. Bu andan itibaren Mütareke'ye kadar, Türk stratejisinin odak noktası olabildiğince çok Osmanlı topraklarını korumaktı.[47]

Osmanlı Devleti'ni işgal için savunmasız bir konuma getiren Bulgaristan'ın teslim olmasının ardından, Osmanlı hükûmeti 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi'ni imzalamak zorunda kaldı ve iki gün sonra doğrudan teslim oldu.

Kayıplar

Savaşlara göre Türk kayıpları:

  • Sina 1915: 1.700 (192 ölü, 381 yaralı, 727 kayıp, 400 esir)
  • Sina 1916: 1.000 (250 ölü, 750 yaralı)
  • Magbade 1916: 1.639 (97 ölü, 300 yaralı, 1.242 esir)
  • Rarah 1917: 1.802 (200 ölü, 168 yaralı, 1.434 esir)
  • 1. Gazze 1917: 1.650 (300 ölü, 750 yaralı, 600 esir)
  • 2. Gazze 1917: 1.660 (82 ölü, 1.336 yaralı, 242 kayıp)
  • 3. Gazze/Kudüs 1917: 28.057 (3.540 ölü, 8.982 yaralı, 9.100 kayıp, 6.435 esir)
  • 2. Ürdün 1918: 3.000 (1.000 ölü, 2.000 yaralı)
  • Megiddo/Suriye 1918: 105.000 (10.000 ölü, 20.000 yaralı, 75.000 esir)

Savaşlara göre İngiliz kayıpları:

  • Sina 1915: 162 (32 ölü, 130 yaralı)
  • Sina 1916: 1.202 (291 ölü, 909 yaralı)
  • Magbade 1916: 166 (42 ölü, 124 yaralı)
  • Rarah 1917: 486 (71 ölü, 415 yaralı)
  • 1. Gazze 1917: 3.967 (523 ölü, 2.932 yaralı, 512 kayıp)
  • 2. Gazze 1917: 6.402 (509 ölü, 4.359 yaralı, 1.534 kayıp)
  • 3. Gazze/Kudüs 1917: 18.000 toplam
  • 2. Ürdün 1918: 1.649 (436 ölü, 1.076 yaralı, 137 kayıp)
  • Megiddo/Suriye 1918: 5.343 (782 ölü, 4.179 yaralı, 382 kayıp)
Osmanlı Ordusu Savaş Düzeni İtilaf Kuvvetleri Savaş Düzeni
Yıldırım Orduları Grubu

Allenby'nin kuvvetleri

  • 21. Kolordu (Korgeneral E. S. Bulfin) - Şaron ovasındaki baş hücumu
    • 60. Tümen
    • 7. Hint Tümeni
    • 75. Tümen
    • 3. Hint Tümeni
    • Britanya 54. (Doğu Anglia) Tümeni
  • Fransız Levant müfrezesi (piyade ve süvari karma tugayı) - bağımsız
  • 20. Kolordu (Korgeneral Philip Chetwode) - ikincil hücum
    • 10. Tümen
    • 53. Tümen
  • Chaytor birliği - doğu kanadı
    • Anzak Atlı Piyade Tümeni
    • (Hint) İmparatorluk Hizmeti Piyade Tugayı
    • Batı Hint ve Yahudi Piyade müfrezesi (Yahudi Lejyon 38. ve 39. taburlardan ibaretti [Kraliyet Avcıları])
  • Çöl Atlı Kolordusu (Korgeneral Henry Chauvel) - ilerleme gücü
    • 4. (Hint) Atlı Piyade Tümeni
    • 5. (Hint) Atlı Piyade Tümeni
    • Avustralya Atlı Piyade Tümeni
    • Zırhlı müfreze
    • 7. Hafif Arabalı Devriyesi
  • Arap Kuzey Ordusu (Emir I. Faysal, T. E. Lawrence)

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Notlar

  1. ^ Erickson 2001, s. 163
  2. ^ Hughes 2004 p. 160
  3. ^ a b Erickson 2001, s. 242
  4. ^ A brief record of the advance of the Egyptian Expeditionary Force under the command of Gen Sir Edmund Hynman Allenby 1919 London, s. 25
  5. ^ The Stationery Office "Statistics of the Military Effort of the British Empire during the Great War".London 1922. Sayfa 747.
  6. ^ Erickson 2001, s. 71
  7. ^ H. S. Gullett, The Official History of Australia in the War 1923 Sydney, s.652.
  8. ^ A brief record of the advance of the Egyptian Expeditionary Force under the command of Gen Sir Edmund Hynman Allenby 1919 London, s. 94-107
  9. ^ Colonel R. M. P. Preston, The Desert Mounted Corps: An Account of the Cavalry Operations in Palestine and Syria 1921 Boston, s. 193
  10. ^ Cemal Kemal, Osmanlı’nın Filistin Cephesi’ndeki Son Muharebesi 10 Mayıs 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Ankara Üniversitesi [Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü (Atatürk Yolu dergisi, sayı 45, 2010, sayfa 59 (dipnot 94))].
  11. ^ Erickson 2007, s. 154
  12. ^ Erickson 2001, p. 237-241
  13. ^ Ekrem Buğra Ekinci, Timaş Yayınları, Istanbul 2014, sayfa 76.
  14. ^ a b Sabahattin Selek, Anadolu Ihtilali, Istanbul, Burçak Yayınevi, 1968
  15. ^ a b Şevket Süreyya Aydemir,Tek Adam, I/302
  16. ^ T. J. Mitchell and G.M. Smith. "Medical Services: Casualties and Medical Statistics of the Great War." From the "Official History of the Great War". Pages 15 and 201.
  17. ^ Statistics of the Military Effort of the British Empire During the Great War 1914–1920, The War Office, p. 778
  18. ^ "ABD Meclis Kütüphanesi". 14 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Nisan 2022. 
  19. ^ Churchill, "The World Crisis, Vol. 2", p.963. British casualties from "Military Effort of the British Empire"
  20. ^ Woodward 2006, p. 169
  21. ^ Wavell 1968, p. 183
  22. ^ Carver 2003 p. 228
  23. ^ Forbes,rosita, Appointment With Destiny, Northumberland, 1946, s. 192
  24. ^ Erickson, s. 195
  25. ^ David Lloyd George - War Memoirs v6, p. 218
  26. ^ ^ A brief record of the advance of the Egyptian Expeditionary Force under the command of Gen Sir Edmund Hynman Allenby 1919 London, s. 26
  27. ^ Official History of the Great War Based on Official Documents by Direction of the Historical Section of the Committee of Imperial Defence, Stationery Office Falls 1930 Vol. 2 pp. 488, 509–10
  28. ^ "Battle of Megiddo, 19–25 September 1918". historyofwar.com. 21 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Temmuz 2013. 
  29. ^ The Australian Flying Corps in the Western and Eastern Theatres of War, 1914–1918, Volume VIII, Cutlack, p.161
  30. ^ From Biplane to Spitfire: The Life of Air Chief Marshal Sir Geoffrey Salmond, Baker 2003, pp. 136–37
  31. ^ The New Zealanders in Sinai and Palestine, Official History New Zealand's Effort in the Great War|volume=Volume III, Powles 1922 s. 245–6
  32. ^ Wavell 1968 s. 221
  33. ^ Military Operations Egypt & Palestine from June 1917 to the End of the War, Falls 1930 Cilt. 2 s. 550
  34. ^ Moore 1920 s. 148–50
  35. ^ A brief record of the advance of the Egyptian Expeditionary Force under the command of Gen Sir Edmund Hynman Allenby 1919 London, s. 30
  36. ^ A brief record of the advance of the Egyptian Expeditionary Force under the command of Gen Sir Edmund Hynman Allenby, July 1917 to October 1918. London: 1919, s.27-28
  37. ^ Hughes 2004 pp. 183–4
  38. ^ Cutlack 1941 s.165-167
  39. ^ Falls 1964, s. 97–99
  40. ^ Cutlack 165–167
  41. ^ Falls 1930 Vol. 2 s. 555–6
  42. ^ Hughes 2004 p. 189
  43. ^ "Campaign Summary and Notes on Horse Artillery in Sinai and Palestine" (PDF). Field Artillery Journal. May–June 1928. 26 Mart 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 23 Haziran 2009. 
  44. ^ History of the First World War, 1970, Liddell Hart, p.439
  45. ^ Kinross, Bir Milletin Yeniden Doğuşu, 1994, s. 155
  46. ^ Liddell Hart, p.439
  47. ^ Erickson 2001 s.200

Dış bağlantılar

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı cepheleri</span> 29 Ekim 1914 ve 30 Ekim 1918 tarihleri arasında Osmanlı İmparatorluğunun savaştığı cepheler

Osmanlı cepheleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'nda çarpıştığı cephelerdir.

<span class="mw-page-title-main">Irak Cephesi</span> I. Dünya Savaşında bir cephe

Irak Cephesi, İngilizlerin petrol sahalarını ele geçirmek amacıyla, 15 Ekim 1914'te Bahreyn'i ve 23 Kasım 1914'te Basra'yı işgali üzerine açıldı. Osmanlı kuvvetleri işgale karşı koyamadı. İngilizler, İran'da Ahvaz'ı da ele geçirdiler.

<span class="mw-page-title-main">Birinci Gazze Muharebesi</span>

Birinci Gazze Muharebesi, I. Dünya Savaşı sırasında Filistin'in güneyinde gerçekleşmiş bir muharebedir. Büyük Britanya güçleri, sekiz aylık zorlu bir mücadelenin ardından; Osmanlı kuvvetlerini Sina Yarımadası'ndan püskürtmüşlerdi. Britanya'nın bir sonraki hedefi Filistin içlerine doğru ilerleyerek Mezopotamya ve Arap Yarımadası'ndaki Osmanlı güçlerinin arasındaki bağlantıyı kesmekti. Bunun için ilk adım Gazze'nin ele geçirilmesiydi.

<span class="mw-page-title-main">5. Ordu (Osmanlı İmparatorluğu)</span>

5. Ordu, Osmanlı İmparatorluğu tarafından 24 Mart 1915 tarihinde kuruldu ve 21 Kasım 1918 tarihinde lağvedildi. Bu orduya I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Boğazı'nı ve Gelibolu Yarımadası'nı savunma görevi verildi. Almanya'dan gelen askerî danışman General Otto Liman von Sanders bu ordunun ilk komutanı oldu.

22. Kolordu, Osmanlı Ordusu'nun, Kafkasya ve Filistin cephelerinde savaşmış olan bir kolordusuydu. Son komutanı Refet Bele'ydi.

<span class="mw-page-title-main">Megiddo Muharebesi (1918)</span> I. Dünya Savaşında İtilaf Devletlerinin zaferiyle sonuçlanan bir muharebe

Megiddo Muharebesi, Nablus Yarması veya Nablus Meydan Muharebesi, I. Dünya Savaşı'nda İtilaf Kuvvetleri karşısında Osmanlı Ordusunun yenilgisi ve tüm Suriye'nin Osmanlı İmparatorluğu tarafından kaybı ile sonuçlanan muharebedir.

<span class="mw-page-title-main">Edmund Allenby</span>

Edmund Henry Hynman Allenby, Birinci Vikont, Britanyalı mareşal. I. Dünya Savaşı'nda Filistin ve Suriye'deki Britanya harekâtını yönetti. 9 Aralık 1917'de Kudüs'ü zapt ederek "Kudüs Fatihi" unvanını aldı. 19-21 Eylül 1918'de iki Osmanlı ordusunun tamamen yok edilmesiyle sonuçlanan Megiddo Muharebesi'nde uyguladığı süratli piyade ve süvari taktikleri, II. Dünya Savaşı'nda Almanların geliştirdiği Yıldırım Savaşı (Blitzkrieg) yönteminin öncüsü olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Kût'ül-Amâre Kuşatması</span> I. Dünya Savaşının Irak Cephesinde, Osmanlı Devleti ile Britanya İmparatorluğu arasında gerçekleşmiş bir kuşatma muharebesidir

Kût'ül-Amâre Kuşatması, I. Dünya Savaşı'nın Irak Cephesi'nde, Osmanlı Devleti ile Britanya İmparatorluğu arasında gerçekleşmiş bir kuşatma muharebesidir. 8.000 askerden oluşan Britanya-Hint garnizonu Bağdat'ın 160 kilometre güneyinde Kut kasabasında Osmanlı ordusu tarafından kuşatılır. 1915 yılında bu kasabanın nüfusu 6.500 civarıdır. 29 Nisan 1916'da garnizonun teslim olmasını takiben kuşatma esnasında sağ kalanlar esir olarak Halep'e götürüldü. Kuşatma tarihçiler tarafından Birleşik Krallık ve İtilaf Devletleri için önemli bir yenilgi olarak sınıflandırılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Friedrich Kreß von Kressenstein</span>

Friedrich Siegmund Georg Freiherr Kreß von Kressenstein, I. Dünya Savaşı sırasında Alman İmparatorluğu ordusunda görevli general. I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Ordusu'nda yardımcı Alman subay grubunun bir üyesiydi, savaş başlamadan Türkiye'ye geldi. Türkiye'de Otto Liman von Sanders'in askeri misyonunun bir parçası oldu.

<span class="mw-page-title-main">Kafkas İslam Ordusu</span> Askeri Birim

Kafkas İslam Ordusu, Osmanlı Devleti'nin Mart-Ağustos 1918 tarihleri arasında kurduğu Doğu Ordular Grubu'na bağlı bir askeri birim. Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın emriyle ve tamamen Müslümanlardan oluşmuştur. I. Dünya Savaşı'nda Kafkasya Cephesi'nde yer almıştır. Kağıt üstünde "ordu" olarak adlandırılsa da üç tümenden oluşması ve bu dönemde yoğun çatışmalarla eriyen Kafkas Ordular Grubunun ve 9. Ordu ile Şark Ordular Grubu'na bağlı bir kolordu olarak yapılandırılmıştır. Üç tümenden oluşan orduya Azeri ve Dağıstanlı gönüllülerinin katılımıyla toplam 20.000 civarında bir güce erişmiştir.

<span class="mw-page-title-main">7. Ordu (Osmanlı İmparatorluğu)</span> Askerî birlik

7. Ordu, I. Dünya Savaşı sırasında Sina ve Filistin Cephesi'nde savaşan bir Osmanlı ordusuydu.

Medine Müdafaası, Şerif Hüseyin'in 1916'da İngiliz desteğiyle isyan ederek Medine'yi hedef alması üzerine başlayıp, 2 yıl 7 ay sürdü ve Mondros Mütarekesi'nin imzalanması üzerine Padişah VI. Mehmet'in, müdafaada ısrar eden garnizon komutanı Fahrettin Paşa'yı iknasıyla sona erdi. Medine'deki Osmanlı garnizonu, mütarekeye göre silah bırakan son Osmanlı birliği oldu ve Medine'de kısa süreli Haşimi iktidarı başladı. Çatışmalardan ötürü Medine halkının ciddi bir kısmı göç etmek zorunda kaldı. Kuşatma sonunda, garnizon komutanı Fahrettin Paşa İngilizler tarafından tutuklanarak Malta'ya sürgün edildi.

<span class="mw-page-title-main">6. Ordu (Osmanlı İmparatorluğu)</span>

6. Ordu Osmanlı İmparatorluğu'nda yapılan askeri reformlar sırasında 19. yüzyılın sonlarında kuruldu.

8. Kolordu, Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı bir kolordudur. 1911 yılında Osmanlı askeri reformlarında kurulmuştur.

12. Kolordu, Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı bir kolordudur. 1911 yılında Osmanlı askeri reformlarında kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Bağdad'ın düşmesi</span>

Bağdad'ın düşmesi. I. Dünya Savaşı'nın Irak Cephesi'nde Osmanlı'nın elindeki Bağdat'ın İngilizler tarafından işgali.

<span class="mw-page-title-main">3. Kolordu (Osmanlı İmparatorluğu)</span>

3. Kolordu, İmparatorluk Ordularının en seçkin kolordularından birisidir. Balkan Savaşlarının başlangıcında Avrupa toprakları üzerinde bulunup da yenilmeyen tek kolordudur. Birinci Çatalca Muharebesi ve İkinci Çatalca Muharebesi'nde İstanbul'u başarıyla savunmuş ve şehre taarruz eden Bulgar kuvvetlerini püskürtmüştür. İkinci Balkan Savaşı sırasında 23 Temmuz 1913'te Edirne'ye girerek şehri Bulgar işgalinden kurtarmıştır. Birinci Dünya Savaşı'nda Gelibolu'da savaşarak payitaht İstanbul'un düşmesine engel olmuştur. Günümüzde İstanbul'da konuşlu bulunan aynı adlı 3. Kolordu (Türkiye),bu birliğin devamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yıldırım Ordular Grubu</span> I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devletinin Filistin-Suriye-Irak cephelerini savunmak için oluşturduğu ordular grubu

Yıldırım Ordular Grubu, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti'nin Filistin-Suriye-Irak cephelerini savunmak için teşkil ettiği ordular grubu.

<span class="mw-page-title-main">19. Piyade Tümeni (Osmanlı)</span>

19. Piyade Tümeni, Osmanlı Ordusu'nun tümenlerinden biridir.

<span class="mw-page-title-main">İkinci Amman Muharebesi</span>

İkinci Amman Muharebesi, 25 Eylül 1918'de Nablus Muharebesi'nin bir parçası olan Üçüncü Trans-Ürdün saldırısı sırasında gerçekleşmiş ve Şaron Muharebesi ile birlikte I. Dünya Savaşı'nda Suriye ve Filistin Cephesi'de Megiddo Muharebesi olarak bilinen büyük taarruzu oluşturmuştur. Chaytor'un kuvvetleri 22 Eylül'de Nablus'tan Es Salt'a giden yolu kestikten sonra Cisr ed Damieh'de Şeria Nehri üzerindeki köprüyü ele geçirirken, 7. Ordu ve 8. Ordu'nun kalıntıları hala Judean Tepeleri'nden köprüye doğru çekilmekteydi. Bu geri çekilme hattını kesen Chaytor'un kuvvetleri, Amman'ı savunan 4. Ordu'nun Osmanlı artçı birliklerine saldırıp ele geçirmeden önce Es Salt'a saldırıp ele geçirmek için doğuya doğru ilerledi. Üçüncü Trans-Ürdün saldırısının Yıldırım Ordular Grubu kuvvetlerine karşı kazandığı bu İngiliz zaferlerini, Mart ve Nisan 1918'de Şeria Nehri üzerinden yapılan iki başarısız EEF saldırısı izlemiştir.