İçeriğe atla

Suriye'deki Yahudilerin tarihi

Suriye'deki Yahudileri, ilk çağlardan beri Suriye'de yaşayan Yahudiler ile 1492'de İspanya'dan kovulan Sefaradlar oluşturur. Halep, Şam ve Kamışlı'da asırlar boyunca büyük Yahudi cemaatleri var olmuştur. 20. yüzyılın başlarında Suriye Yahudilerinin büyük bir yüzdesi ABD, Orta ve Güney Amerika ve İsrail'e göç etti. Bugün Suriye'de çok az Yahudi yaşamaktadır. Suriye Yahudilerinin oluşturduğu en büyük cemaat 75.000 kişilik nüfusuyla Brooklyn, New York'tadır.

Tarih

İkinci Tapınak dönemi

Geleneğe göre cemaatin ilk olarak Kral Davud zamanında, general Yoav, yine geleneğe göre Halep olduğu düşünülen Aram Zoba'yı işgal ettikten sonra kurulduğuna inanılır.[1] Modern uzmanlar Aram Zoba'nın Lübnan'da ve Suriye'nin en güney ucunda olduğunu belirtir; rabinik edebiyatta Halep'in adı 11. yüzyıla kadar geçmemektedir.[2] Kral Davud zamanında cemaatin varlığı ile ilgili kanıt bulunmazken Hristiyanlığın ilk yayıldığı zamanlarda Halep ve Şam'da Yahudi cemaatlerinin varlığı bilinmektedir.

İkinci Tapınak sonrası

Roma Suriyesi'nde, etnik liderlik altında Şam'da 10.000 Yahudi yaşamaktaydı.[3] Yahudiliğin, paganizme kıyasla daha cazip olması nedeniyle birçok kadın ve erkek bu dine geçti. İlk denemesinde başarısız olmasına rağmen, Tarsuslu Pavlus 49'da birçok Yahudiyi Hristiyanlaştırmayı başardı. Bu durum Yahudi liderlerin canını sıkınca Pavlus tutuklattırıldı. Arkadaşlarının yardımlarıyla, şehir duvarının öbür tarafına bir sepetle indirilerek hayatını kurtardı. Birinci Yahudi-Roma savaşı'nda çoğu Yahudi, pagan yerliler tarafından öldürüldü.[4] Ardından, zamanın demir paralarından da anlaşıldığı üzere, şehir metropol sıfatı aldı; Alexander Severus hakimiyetinde Şam, Hristiyan kolonisi oldu ve Antakya Patriarkı'nın altında piskopos makamının mekanı oldu. Talmud zamanı olan 5. yüzyılda Bizans İmparatorluğu hakimiyeti altındaki Şam'da Yahudiler yaşamaktaydı; Rabbi Rafram bar Pappa dua etmek için Jobar Sinagogu'nu kullanmaktaydı.[5]

Halep'teki olası en erken Yahudi cemaati, sinagogun kurulduğu zaman olan 5. yüzyıldır.[6] Jerome'nin belirttiğine göre 5. yüzyılda Beroea'da (Halep'te) bir Yahudi Hristiyan mezhebi olan Nazaren cemaatin bulunmaktaydı; bu mezhebin İbranice Matta İncili'ne benzeyen kutsal kitapları vardı.[7]

Bizanslılarla Sasani İmparatorluğu arasındaki çatışmadan Şam sürekli etkilendi. Persler Suriye'yi işgal ettiğinde (614) Şam'daki Yahudiler, işgalcilerin varlığından faydalanıp başta Sur'dakiler olmak üzere Hristiyanlardan intikam almak için Filistinli dindaşlarıyla birlik oldu. 635'te Şam, Müslümanların eline geçti. Şehrin yerlileri gönüllü olarak teslim olup 15 kiliseyi kurtarmayı başardı.

İslam fethinden sonra

Şam

Emevi hakimiyetindeki yeni dönem şehre görkem getirdi ve Şam, halifeliğin başkenti oldu. Bu zamana kadar var olan Yahudi cemaati 970'te de varlığını sürdürmeye devam etti; bir tarihçinin anlattığına göre "Cordobalı Yosef ben Avitur şehrin hahambaşısı olamayacağını anlayınca o yıl Filistin'e gittie ve Şam'a yerleşti".[8] Abbasilerin bölgeye gelmesiyle ve asırlar süren savaşlarla şehrin görkemli dönemi son buldu. Şansları yaver giden Yahudiler, İkinci Haçlı seferine (1147) direnmeyi başardı. Bir zaman sonra, Haçlılar tarafından yüksek vergilere tabi tutulan Filistinli Yahudiler yurtlarından kaçıp Şam'a yerleşince şehrin Yahudi nüfusu arttı. Bu zamandan sonra birkaç asır boyunca Yahudilerle ilgili çok az bilgi bulunur. Bu az bilgi, bölgeyi ziyaret eden seyyahlardan gelmektedir. 1128'de Abraham ibn Ezra, Şam'ı ziyaret etti. Edelmann'a göre,[9] Yehuda Halevi, Siyonla ilgili ünlü şiirini bu şehirde yazmıştır; fakat Harkavy'e göre,[10] "aş-Şam" kelimesi Şam'ı değil Filistin'i temsil etmektedir. 1267'de Nahmanides Şam'ı ziyaret edip buradan bir Yahudi kolonisini Kudüs'e götürmeyi başardı.

Tudelalı Benjamin 1170'te Şam'ı ziyaret ettiğinde şehir Prens Nureddin Mahmud Zengi liderliğindeki Selçuklu Hanedanının elindeydi. Orada, 3000 geleneksel Yahudi ve 200 Karay Yahudisi buldu. Yahudilik çalışmaları Filistin'dekini geçti; Bacher, 12. yüzyılda Filistin akademisinin makamının bu şehre kaymış olabileceğini belirtir. Şehrin ana hahamları, Rabbi Ezra, kardeşi ve mahkeme başkanı Sar Şalom; Yussef Hamsi, R. Matsliah, R. Meir, Yussef ibn Piat, R. Heman ve doktor R. Tsadok'tu.

Aynı zamanda orada bulunan seyyah Petahiya'ın dediğine göre, "Prensleri olan 10.000 Yahudi bulunmaktadır. Akademinin başkanı, Kanun'un tam bilgisine hakim olan Rabbi Ezra idi ve Babil Akademisi'nin başkanı Rabbi Samuel'e bağlı idi".[11] 12. yüzyılın sonlarında Mısır'da "nagid" olan Yehuda ben Yoşiya, Şamlı bir hahamdı.[12] Daha sonraları nagid olacak olan David ben Yeşua da Şamlıdır.[13]

1210'da Fransız Yahudisi Samuel ben Simson şehri ziyaret etti. Şehrin eteğinde Elyesa tarafından inşa edilen güzel bir sinagogun varlığından bahseder.[14]

Selahaddin zamanında önemli olan şehirde, liderin ölümünden sonra yeniden karışıklıklar baş gösterdi. 1516'da Türklerin eline geçen şehir, taşra seviyesine düştü.

Bir olasılığa göre Yehuda Alharizi, 13. yüzyılın ilk on yılında Şam'ı ziyaret etmiştir. Kırk altı "Makama"da şehrin kutlandığını belirtir.

13. yüzyılın sonlarında, İşay ben Hezekiya isimli enerji dolu biri yükselişe geçti. Mısır sultanı Kalavun, kendisini bir prens ve halkının lideri olarak kabul etti; 1289'da ve Haziran 1290'da, 12 meslektaşıyla birlikte anti-Rambamcılara yasak getirdi.[15]

Şam ve Akka hahamlarının yazışmaları "Minhat Kenaot" adı altında toplandı. 14. yüzyıla ait bir bilgi bulunmamaktadır. Estori Farhi, sade bir şekilde, kendisinin de içinde bulunduğu birkaç Şam Yahudisinin Kudüs'ü ziyaret ettiğini anlatır.[16] David Kimhi'nin Hezekiel hakkındaki elyazması Narbonlu Natan tarafından kaleme alınmış ve 1375'te Şam'da R. Hiyya tarafından düzenlenmiştir.[17] Şam'daki Yahudi cemaati, Suriye'yi fetheden Mısırlı Burciler ve Memluklular zamanınında da varlığını sürdürdü. 1492'de İspanya'dan kaçıp şehirdeki dindaşlarının yanına yerleşen Yahudiler "Khataib" isimli bir sinagog kurdu. "Yihus Ha'abot"un anonim yazarı[18] da Şam'ın ve Cobar'daki sinagogun güzelliklerini anlatır; sinagogun "yarısı Elyesa tarafından, diğer yarısı Eleazar ben Arach tarafından inşa edilmiştir".[19]

Ferraralı Eliyahu (1438) Kudüs'e geldi ve Şam'ın bazı hahamsal konularında yetki sahibiydi. Mısır, Suriye ve Kudüs'ü harap eden bir salgından bahseder; fakat Yahudilerin bundan ne kadar etkilendiğinden bahsetmemektedir.[20] Volterralı Menahem Hayyim 1481'de Şam'ı ziyaret etti ve 450 "zengin, şerefli ve tüccar" Yahudi ailesi buldu. Cemaatin lideri R. Joseph isimli bir doktordu.[21]

Bertinorolu Ovadya ben Avraham (1488) bir mektubunda Şamlı Yahudilerin zenginliklerinden ve güzel evleri ile bahçelerinden bahseder.[22] Birkaç yıl sonra (1495) anonim bir seyyah tarafından methiyeli sözler kullanılmıştır.[23] Moses Makran isimli bir Yahudiyle yaşayan bu seyyah Şam Yahudilerinin giyecek eşyalarıyla veya el sanatlarıyla ilgilendiğini belirtir. %24 faizle Venediklilere borç verdiklerini anlatır.

Halep

Rambam'ın Lunel hahamlarına yazdığı mektupta, Tora eğitminin Suriye'de sadece Halep'te ayakta kaldığını ve bu çabaların dahi etkileyici olmadığını belirtir.[24]

Tudelalı Benjamin 1173'te Halep'e geldiğinde 1500 kişilik (bazı kaynaklara göre 5000 kişilik) bir Yahudi cemaatiyle karşılaştı ve bu cemaatin Moses Alkonstantini, İsrael ve Set isimlerinde üç hahamı bulunduğunu belirtti.[25] Petahiya burayı 1170 ile 1180 yılları arasında, Alharizi ise bundan 50 yıl sonra şehri ziyaret etti. Bunlardan ilki, kale için Kral Nureddin'in Sarayı der ve Halep'te 1500 Yahudinin bulunduğunu ve hahamlarının Moses Alkonstantini, İsrael ve Set olduğunu belirtir. Tahkemoni'nin yazarı Yehuda Alharizi, Halep Yahudilerini methetmek için daha çok kelime sarf etmiştir.[26] 1195'te önde giden Yahudi, Rambam'ın öğrencisi doktor Yosef ben Yehuda'ydı. Yosef ben Yehuda, Magrib'den çıkıp Mısır'dan geçti ve burada Rambam ile arkadaş oldu; onun adına Şaşkınlara Kılavuz isimli eseri yazdı. Diğer öğrencileri Azarya, onun kardeşi Samuel Nissim, Kral'ın doktoru Eleazar, Yeşua, Yahin Hananya ve Yosef ben Hisday'dı.

Alharizi Halep'te öldü ve orada gömüldü.

1260'ta Moğollar Halep'i fethetti ve şehrin birçok yerlisini katletti; Yahudiler ise sinagoglara kaçıp saklandı.[27] 1401'de Yahudi mahallesi, şehrin diğer yerleri gibi Timur tarafından yağmalandı; yedi ay sonunda oruç tutan Yahudi bir evliya öldü.

İspanyol Yahudilerinin Suriye'ye varışı

1492'de İspanya'dan kovulan Yahudiler, aralarında Memluk saltanatı altındaki Mısır'ın bir parçasını oluşturan Suriye dahil olmak üzere, Akdeniz çevresindeki İslam ülkelerine yerleşti. Genelde yerli cemaate katılmaktansa kendi cemaatlerini oluşturdular. Yeni gelen Sefaradlar ile yerli cemaatler arasındaki toplumsal ayrılığın ortadan kalkması onlarca yıl sürdü. Halep'teki İspanyol kökenli Yahudi cemaati, diğer Sefaradlara kıyasla kendilerine has gelenekler geliştirdi; örneğin, yerli cemaatin kendilerini kabul etmesi şerefine Hanuka'da fazladan bir mum daha yaktılar. Halep ve Şam Yahudi cemaatleri tek bir hahambaşılığa bağlıydı. Hahambaşıları her zaman olmasa da sıklıkla Sefarad ailelerden seçiliyordu: Halep'teki hahambaşı beş kere arka arkaya Laniado ailesinden seçilmişti.[28]

Sefaradların varlığı Halep'ten ziyade Şam'da daha etkiliydi ve Kutsal Topraklar ile daha yakın bağları bulunuyordu. Örneğin Şam'daki cemaat, Isaac Luria'nın Safed merkezli Kabala eğitiminin etkisi altındaydı. Bu durum, iki şehir arasındaki gelenek farklılıklarındaki etkenlerden biridir.

Sefarad göçünden sonra ülkeye gelen anonim bir seyyah[29] Şam'da 500 Yahudi ailesi buldu; ayrıca kendilerine "Muallim-Tsadaka" diyen Karay Yahudileri ve onlardan daha da etkili olan ve "birbirinden güzel üç sinagogu bulunan" bir Rabinik Yahudi cemaati buldu. Bu sinagogların biri Sefaradlara, biri yerlilere diğeri ise Sicilyalılara aitti. Her sinagogda, ibadet sonrasında Rambam'ın çalışmalarını anlatan bir vaiz bulunmaktaydı. Sefaradların vaizi İshak Mesud, yerlilerinki Şem-Tov el Furani ve Sicilyalılarınki Isaac Haber'di. Ayrıca biri otuz diğeri kırk kişilik iki küçük Talmud okulları mevcuttu.

Şam'a 1 km uzaklıktaki Cobar köyünde 60 Yahudi ailesi yaşamaktaydı. 13 kolon üzerine kurulmuş cemaatin sinagogu, Kral Hazael tarafından meshedilen Elyesa zamanından beri mevcuttur.[30] R. Eleazar ben Arach, bu sinagogu onardı.

Osmanlı İmparatorluğu altında

1515'te Yavuz Sultan Selim, Memlukluları yenmesi sonucu Suriye, Osmanlı İmparatorluğu'na eklendi. Sambari'nin dediğine göre, Yahudi cemaatinin merkezi Cobar'dı, Tişbit'te Elyesa'nın sinagogu (Halep Merkez Sinagogu) ve Eliyahu mağarası bulunmaktadır. Cemaatin başkanı Abu Hatseyra'ydı ve onu Abdullah ibn Nasır takip etti. Şam'ın hahamları Yosef Hayat, "Mizmor L'Toda"nın yazarı Samuel Aripol, Samuel ibn İmran, Yosef el-Sayih, "Leha Tov"un yazarı Moşe Nacara, Hayim Alşayih, Yosef Matalon, Avraham Galante'ydi.[31] Bu eğitim şehrinde "Tac"[32] denen bir ahit kodeksi bulunmaktaydı. 1547'de Pierre Belon, Fransız elçi M. de Fumel'in treniyle Şam'ı ziyaret etti. Burada büyük bir Yahudi nüfusunun varlığından bahseder; Mısırlı Ahmed Şeytan'ın olaylarını, akıl karıştıracak bir şekilde bu şehirle bağdaştırmıştır.[33]

16. yüzyılın Şam'ında ruhani liderler, çeşitli aralıklarla Mısır ve Safed'de yaşayan fakat bir süre Şam'da kalan (~1534) Yakov Berav, Şam'ın uzun süre hahambaşılığını yapan ve "Etz Hayim" gibi çeşitli Kabala çalışmalarının yazarı Calabrialı Hayim Vital (1526-1603), 1641'de Şam'ı ziyaret eden ve Karayların Tora'dan sonra Aftara'yı okumadığını belirten Karay Yahudisi Samuel ben David,[34][35] Moşe Nacara, onun oğlu İsrael Nacara, Moşe Galante (ö. 1608), onun oğlu Mordehay Galante ve Samuel Halepli Laniado ben Avraham'dı.

17. yüzyılın en bilinen hahamları ise Yakov Abulafya'nın öğrencisi ve "Kesef Nibar"ın yazarı Yosiyahu Pinto[36] ve onun damadı, babasının kabala elyazmalarını yayan Samuel Vital'dı. Aynı zamanda Halep'te, Hayim Kohen ben Avraham "Mekor Hayyim" isimli bir kitap yazıp 1649'da İstanbul'da yayınladı; aynı kitap Menaşe ben İsrael tarafından 1650'de Amsterdam'da yayınlandı. Halep'in diğer önde gelen isimleri Samuel Dwek, Isaac Lopes, Yehudah Kassin ile 18. yüzyılda Isaac Beraha ve Isaac Atiye'ydi.

19. yüzyıl

Halep'in Av Bet Din'i ve Hahambaşı Jacob Saul Dweck, 1908.

17 ila 19. yüzyıllar arasında birçok İspanyol ve İtalyan kökenli Yahudi aile ticaret amacıyla Suriye'ye yerleşti. Osmanlı Kapitülasyonlarından yararlanabilmek için Avrupa uyruklarından olabildiğince vazgeçmemeye böylece "zımmi" vergisine tabi tutulmamaya çalıştılar. Señores Francos denen bu Avrupa Yahudileri, yerli Musta'arabi ve Sefarad Yahudilerine karşı üstünlük hissine sahipti. Kendilerine ait ayrı sinagoglar kurmamalarına rağmen kendi ibadetlerini özel evlerde yaptılar. Burada, İngiliz tebasına bağlı Hindistan'dan gelen Bağdadi Yahudiler de bulunmaktaydı.

19. yüzyılda Şam'ı ziyaret eden seyyahlardan gelen bazı bilgiler mevcuttur. Alfred von Kremer, "Mittel-Syrien und Damaskus" (1853) eserinde, şehrin belediye meclisinde iki Hristiyan ve bir Yahudinin olduğunu; 1000'inin kelle vergisi vermek üzere 4000 Yahudinin bulunduğunu; son Karay'ın bundan elli yıl önce öldüğünü ve Karay sinagogunun Yunanlara satılıp kiliseye çevrildiğini belirtir.[37] J. J. Benjamin de aynı nüfus bilgilerini aktarır. Cobar Sinagogu hakkında, Muaviye Camii'sine benzediğini, 6'sı sağda ve 7'si solda olmak üzere 13 mermer sütun üzerine kurulduğunu, her yerin mermerle kaplı olduğunu, tek bir girişin olduğunu, tevaya çıkan merdivende 20 basamak bulunduğunu, kutsal anıtın altında bir mağara bulunduğunu ve rivayete göre peygamber Elyasa'nın buraya sığındığını, sinagoga girerken duvarın ortasının biraz sağında sıra dışı bir taşın bulunduğunu ve geleneğe göre Kral Hazael'in bu taşa oturduğu ve Elyasa tarafından kutsandığını söyler.[38]

Benjamin ayrıca Şam'da, Ahit'in bazı sayfalarının değerli kopyalarının bulunduğunu belirtir; her ne kadar bu kopyaların 581 ve 989 yıllarına ait olduğunu belirtse de bu bilgi güvenilir değildir. Neubauer'ın ifade ettiğine göre, Elişa ben Avraham ben Benvenisti'ye ait "Kreskas" adı verilen ahitin bir kopyası bulunmaktadır ve bu kitap 1382'de tamamlanmıştır.[39]

Şam'da 19. yüzyılda sekiz hahambaşı görev yapmıştır:

  1. Yosef ben Abulafya (1809-1816)
  2. Yakov Antebi (1816–1833)
  3. Yakov Perez (1833–48)
  4. Aaron Bağdadi (1848–66). Bundan sonra iki yıl süreyle iç anlaşmazlık nedeniyle hahambaşılık makamı boş kalmıştır.
  5. İstanbullu Hayim Kimhi (1868–72)
  6. Nişli Merkado Kilhi (1872–76)
  7. İshak Abulafya (1876–88)
  8. Şlomo Eliezer Alfandari, İstanbullu "Merkado Alfandari" olarak da bilinir. İmparatorluk fetvasıyla atanan Alfandari 1901'e kadar görevini sürdürdü.

En yakın zamanda hahambaşılık yapan kişi, 1972'nin başlarında ölen Nissim İndibo'ydu. Şam'ın diğer hahamları Mordehay Maslaton, Şaul Menaged ve Zeki Assa'ydı.

19. yüzyılda Şam Yahudilerine çeşitli kereler iftiralar atılmıştır. Bunlardan en ciddileri, Sultan I. Abdülmecit zamanına denk gelen 1840'ta ve 1860'ta gerçekleşmiştir. 1840'ta gerçekleşen olay Şam vakası olarak bilinir; Papaz Thomas'ın ölümü Yahudilere maledilip, Yahudiler ayinsel cinayet işlemekle suçlandı. Yahudilere karşı ikinci ağır suçlama ise 1860'ta gerçekleşti. Dürzü ve Müslümanların Hristiyanları katledişi Yahudilere fatura edildi. Olaylara karışan 500 Müslüman, başvezir Keçecizade Fuat Paşa tarafından idam edilirken suçlanan 200 Yahudi de aynı kaderi paylaşmayı bekledi ve bütün Yahudi cemaati 4 milyon kuruş maddi cezaya çarptırıldı. Suçlanan Yahudiler, Prusya konsolosu Dr. Johann Gottfried Wetzstein, Sir Moses Montefiore, banker Abraham Salomon Camondo ve Şamlı Şemaya Angel'in araya girmesiyle serbest bırakıldı. Bu zamandan 19. yüzyılın sonlarına kadar Yahudiler çeşitli kan iftiralarına maruz kalmasına rağmen olaylar büyümedi.

19. yüzyılın önder hahamları Eliyahu Şamah, Avraham Antebi ve Mordehay Lavaton'du. 20. yüzyılın önemli hahamları ise 1919'da ölen Yakov Şaul Dwek, Ezra Hamwi, 1947 pogromunda Cemiliye Sinagogu'nda Tora tomarlarıyla yakılmayı bekleyen fakat Arap güruh tarafından oradan uzaklaştırılan Moşe Mizrahi'ydi. Bu hahamları Moşe Tawil, Şlomo Zafrani ve Yomtov Yedid takip etmiştir.

I. Dünya Savaşı

Suriye'den çıkış

Halep'te bir Yahudi düğünü, 1914.

19. yüzyılda Halep ve Şam, ticari önemini yitirmeye başladı. 1850'den başlayarak I. Dünya Savaşı'na kadar Yahudiler ülkeyi her geçen gün terk etmeye başladı. Pamuk ticaretini takip eden Yahudiler önce Mısır'a oradan İngiltere'nin Manchester şehrine göç etti.[40] Ardından Manchester'daki Yahudilerin çoğu, başta Meksika ve Arjantin olmak üzere Latin Amerika'ya yerleşti. 1908'den sonra birçok Suriye Yahudisi New York'a göç etti; bugün Suriye Yahudilerinin oluşturduğu en kalabalık cemaat Brooklyn'dedir.

1930'ların sonu ve 1940'ların başında anti-Yahudi duyguların doruğa ulaşmasıyla ülkede kalan Yahudilerin çoğu orayı terk etmeyi düşündü. 1942 ila 1947 yılları arasında Suriye ve Lübnan Yahudileri Filistin'e göç etti.[41] Aralık 1947'de gerçekleşen Halep pogromuyla Yahudi cemaati yıkıldı. Ağustos 1949'da Şam'da Menarşa sinagoguna saldırı düzenlendi. 12 kişi öldü ve düzinelercesi yaralandı.

Yakın zaman

1992'de Pesah bayramının başlangıcında, Şam'daki 4,000 kişilik Yahudi cemaatiyle birlikte Halep ve Kamışlı'daki Yahudilere, sonradan İsrail'e göç etmeme şartıyla ABD'ye yerleşmelerine Hafız Esad tarafından izin verildi. Birkaç ay içinde Suriye Yahudi cemaatinden hayırseverlerin yardımlarıyla binlerce Suriye Yahudisi Brooklyn'e getirildi. Bugün Suriye'nin az sayıdaki Yahudi nüfusu Şam'da yaşamaktadır.[42]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ 2 Samuel 10
  2. ^ Zvi Zohar, Vayyibra Artscroll et Halab be-tsalmo (review of Sutton, Aleppo: City of Scholars).
  3. ^ Acts 9-2 10 Ağustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.; II Cor. 9-32 7 Temmuz 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi
  4. ^ Josephus, Jewish War, ii. 20, § 2; vii. 8, § 7
  5. ^ Babylonian Talmud, Berachot 50a 5 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  6. ^ Mark L. Kligman. Maqām and liturgy: ritual, music, and aesthetics of Syrian Jews in Brooklyn 12 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., pg. 24.
  7. ^ Jerome's commentary on Matthew. It is unclear whether he was referring to the Gospel of the Hebrews, the Gospel of the Nazoraeans or the Gospel of the Ebionites, and whether these names refer to the same or different books.
  8. ^ Abraham ibn Daud, Sefer ha-Qabbalah in Neubauer, Medieval Jewish Chronicles i. 69; David Conforte, Qore ha-Dorot, 5b
  9. ^ Ginze Oxford, p. ix.
  10. ^ ִHadashim gam Yeshanim, vii. 35
  11. ^ Travels, ed. Benisch, p. 53
  12. ^ Sambari, in Medieval Jewish Chronicles i. 133
  13. ^ Grätz, Geschichte ix., note i.
  14. ^ see below; compare Otsar ִTob, 1878, p. 38; Itinéraires de la Terre Sainte des XIIIe, XIVe, XVe, XVIe et XVIIe siècle [i.e. siècles]; traduits de l'hébreu, et accompagnés de tables, de cartes et d'éclaircissements par E. Carmoly. Bruxelles: A. Vandale, 1847; p. 136
  15. ^ Grätz, Geschichte vii. 186-195
  16. ^ Zunz, Gesammelte Schriften ii. 269
  17. ^ Neubauer, Cat. Bodl. Hebr. MSS. No. 316
  18. ^ 1537; published by Uri b. Simeon in 1564
  19. ^ Carmoly, Itinéraires; p. 457; compare similar accounts by Raphael of Troyes and Azulai, ib. p. 487
  20. ^ Carmoly, Itinéraires. p. 333
  21. ^ Jerusalem, i. 211
  22. ^ ed. Neubauer, p. 30
  23. ^ ibid. p. 84
  24. ^ Responsa and Letters of Maimonides: Leipzig 1859 p. 44.
  25. ^ Massa'ot, ed. Adler, New York, p. 32.
  26. ^ Makamat, Nos. 18, 46, 47, 50
  27. ^ Ashtor, pp. 268-9.
  28. ^ Yaron Harel, "The Controversy over Rabbi Ephraim Laniado's Inheritance of the Rabbinate in Aleppo"[], Jewish History (1999) vol. 13 p. 83.
  29. ^ see Shibִhe Yerushalayim, 51b; and Graetz, History (Hebrew translation), vii. 27
  30. ^ see also Sambari in Neubauer, Medieval Jewish Chronicles i. 152
  31. ^ Medieval Jewish Chronicles i. 152
  32. ^ ibid. p. 119. Today the Jewish National and University Library holds two manuscripts described as the "Damascus Keter"; one is ms. Heb 5702 21 Temmuz 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. and dates from tenth century Palestine, and the other is ms. Heb 790 7 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. and dates from Burgos in 1260.
  33. ^ Revue Etudes Juives, xxvii. 129
  34. ^ Itineraires, p. 511
  35. ^ ibid. p. 526; but see Zunz, Ritus, p. 56
  36. ^ Medieval Jewish Chronicles i. 153; Qore ha-Dorot, 49b
  37. ^ Monatsschrift, iii. 75
  38. ^ Eight Years in Asia and Africa, pp. 41 et seq.
  39. ^ Medieval Jewish Chronicles i. 21
  40. ^ Collins, Lydia, Pedigrees and Pioneers.
  41. ^ Walter P. Zenner. A global community: the Jews from Aleppo, Syria 27 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Wayne State University Press, 2000. pg. 82. ISBN 0814327915.
  42. ^ Parfitt, Tudor (1987) The thirteenth gate: travels among the Lost Tribes of Israel. London: Weidenfeld & Nicolson.

Bibliyografi

  • Ades, Abraham, Derech Ere"tz: Bene Berak 1990
  • Ashtor, Toledot ha-Yehudim be-Mitzrayim ve-Suriyah taḥat ha-Shilton ha-Mamluki (History of the Jews of Egypt and Syria under the Mameluke Sultanate): Jerusalem 1944-51
  • Cohen-Tawil, Abraham, Yahadut Ḥalab bir'e ha-dorot: al ha-historiah ha-ḥebratit-tarbutit shel yahadut Ḥalab (Aram Tsoba) (Aleppo Jewry through the Ages: on the socio-cultural history of Aleppo Jewry): Tel Aviv 1993
  • Collins, Lydia, The Sephardim of Manchester: Pedigrees and Pioneers: Manchester 2006 ISBN 0-9552980-0-8
  • Harel, Yaron, Bi-Sefinot shel Esh la-Ma'arab (By Ships of Fire to the West: Changes in Syrian Jewry during the Period of the Ottoman Reform 1840-1880) (Hebrew)
  • Harel, Yaron, Syrian Jewry in Transition, 1840-1880 (English: largely a translation and expansion of the preceding)
  • Harel, Yaron, Sifre Ere"tz: ha-Sifrut ha-Toranit shel Ḥachme Aram Tsoba (The Books of Aleppo: Torah Literature of the Rabbis of Aleppo): Jerusalem 1996 summarized here 6 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  • Laniado, David Tsion, La-Qedoshim asher ba-are"ts: Jerusalem 1935 (2nd edition 1980)
  • Laniado, Samuel, Debash ve-ִHALAB al-leshonech: Jerusalem 1998/9 (Hebrew)
  • Shamosh, Y., Qehillat Ḥalab be-Suriyah, Mahanayim 1967
  • Sutton, David, Aleppo: City of Scholars: Artscroll 2005 ISBN 1-57819-056-8 (partly based on Laniado, La-Qedoshim asher ba-are"ts)
  • Zenner, Walter P., A Global Community: The Jews from Aleppo, Syria: Wayne State University Press 2000 ISBN 0-8143-2791-5

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Yahudilik</span> tek tanrılı etnik bir İbrahimî din

Yahudilik, Yahudi milletinin kolektif inancını, kültürünü, hukukî kurallarını ve medeniyetini içeren etnik bir dindir. İlk İbrahimî din olmasının yanı sıra insanlık tarihindeki en eski dinler arasında da yer alan Yahudilik, monoteizm temelli dinlerin ilk örneğidir. Yahudilik, riayetkâr Yahudiler tarafından "Avraham'ın YHVH ile yaptıkları sözleşmenin bir ifadesi" olarak yorumlanır. Geniş metinleri ve uygulamaları, çeşitli teolojik pozisyonları ve örgütlenme biçimlerini kapsayan Yahudilik, bir İbrani felsefi görüşü olmakla birlikte aynı zamanda bir dünya görüşüdür. Torah, Tanah'ın bir parçasıdır ve Midraş ile Talmud gibi ikincil metinlerle birlikte temsil edilen tamamlayıcı bir sözlü geleneğin parçasıdır. Dünya çapındaki toplam 14 ila 15 milyon takipçisi ile Yahudilik, en büyük onuncu dindir.

Karaim ya da Karayit bir Yahudi mezhebidir. Karaim terimi İbranice Ba'alei ha-Mikra eşanlamı ile bilinir. Karaimler, Yahudilerin ana din kitabı olan Tora Yazıtları'ndan başka bir kaynak tanımaz, sözel kuralları kendi inancı için bağlayıcı bulmazlar. Yahudiliğin diğer kutsal kitabı olan, ancak sözel gelenek ve kuralların bir derlemesini oluşturan Talmud, Karaimlerce tanınmamaktadır. Tek kaynakları Tevrat olduğundan bazı dinî bayramları farklı biçimde kutlarlar. Bir takım dinî gelenek ve göreneklere özellikle uymadıklarını belirtmelerinden dolayı diğer Yahudilerce ayrıksı bir mezhep olarak görülür.

<span class="mw-page-title-main">İtalya Yahudileri</span>

İtalya Yahudileri genel anlamda İtalya'da yaşayan Yahudilere daha özele inildiğinde ise Roma İmparatorluğu'ndan bu yana bölgede varlığını sürdüren Sefarad ve Aşkenaz olmayan Yahudilere denir.

Yahudilerin Arnavutluk'taki tarihi 1300 yıl öncesine dayanır. Arnavutluk Yahudileri ağırlıklı olarak Sefarad olmakla birlikte modern zamanlarda toplam ülke nüfusuna olan yüzdesi çok düşüktür. Arnavutluk, II. Dünya Savaşı'nda Yahudi nüfusu artan ender Avrupa ülkelerindendir. Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti'nin Komünist diktatörü Enver Hoca aralarında Yahudiliğin de bulunduğu bütün dinleri yasaklayıp devlet ateizmini yürürlüğe soktu. Komünizm sonrası bu politikalar kaldırılıp ibadet serbestliği getirildi fakat Yahudilerin çoğunun İsrail'e göç etmesiyle Arnavutluk'taki Yahudi nüfusu azaldı.

Brezilyalı Yahudi Yahudi kökenli veya Yahudiliğe geçmiş Brezilyalılara denir.

<span class="mw-page-title-main">Danimarka'daki Yahudilerin tarihi</span>

Az sayıdaki Danimarka'daki Yahudilerin tarihi 17. yüzyıla kadar dayanır.

El Salvador'daki Yahudilerin tarihi 19. yüzyılın başında Sefarad Fransa Yahudileri'nin ülkeye gelmesiyle başlayıp ardından II.Dünya Savaşı'nda gelen Aşkenazlarla devam etmiştir.

Yahudilerin Cebelitarık'taki varlığı 650 yıldan fazladır. Zaman zaman baskılara maruz kalmışlarsa da genelde Cebelitarık Yahudileri bölgede kalkınmış olup şehrin en büyük dini azınlığını oluşturur. Yahudiler Cebelitarık kültürüne, savunmasına ve hükûmetine katkıda bulunmaktadır.

Yahudilerin Hong Kong'daki varlığı 19.yy'ın ortalarından beri sürmektedir. Hong Kong'un finansal merkez olması sebebiyle maddi sebepler için geçici olarak gelen Yahudilerin cemaatinde ABD, İsrail ve Avrupa ülkelerinden Yahudiler bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Hindistan'daki Yahudilerin tarihi</span> Hindistanda bulunan dini bir azınlık

Hindistan Yahudileri Hindistan'da bulunan dini bir azınlıktır. Yahudiliğin, Hindistan'a giren ilk gayri-Dharma dinlerden olduğu tarihte kayıtlıdır. Antik çağlardaki cemaatler kültürel asimilasyona uğramıştır. Her Yahudi cemaati, Yehuda Krallığı ve Kayıp On Kabile gibi farklı kökenlerden geldiği için ülkedeki Yahudi sayısını kestirmek zordur. Toplam Yahudi nüfusunun yarısı Manipur ve Mizoram'da, çeyreği de Mumbai'de yaşamaktadır. Dünyadaki birçok ülkenin aksine Hintlerin kontrolündeki Hindistan'da antisemitizm olayları görülmemiştir. Bölgede görülen tek antisemitik olaylar, Portekiz'in Goa'yı işgal edip engizisyonları başlattığı dönemdir. Yahudiler Malabar kıyılarındaki Kodungallur'a yerleşip 1524'e kadar barış içinde ticaretle uğraştılar. Hem İngiliz hakimiyetinden önce hem de sonra Yahudiler Hint prensleri altında, hükûmette, orduda ve endüstride önemli mevkilere geldiler.

Meksika Yahudileri ülkede engizisyonlardan beri yaşamaktadır. Çoğu Meksika şehrinde olmak üzere cemaatin 50,000 üyesi vardır. Diğer Yahudiler Jalisco eyaletinin Guadalajara ve çevre şehirlerinde ve Monterrey, Veracruz, Culiacán ve Tijuana'da yaşamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İgbo Yahudileri</span>

Nijerya'nın bazı İgboları atalarının Akdenizden gelen İsrailoğulları olduğuna inanır fakat bunu kanıtlayabilecek arkeolojik veya adli tıbbi bir buluntu yoktur.

Bugün Tayland Yahudilerinin çoğu Rusya ve Sovyetler Birliği kökenli Aşkenazlar olsa da, cemaatin kökeni 17. yüzyılda bu topraklara gelen Bağdadi Yahudilere kadar dayanır. Bu cemaate 1970 ve 80'lerde İran'dan kaçan Parsim Yahudileri de katılmıştır.

Kahire Genizası, Eski Kahire'nin doğusunda Basatin mezarlığında, Fustat'ın Ben Ezra Sinagogu'nun genizasıdır. Burada 280.000 adet Yahudi el yazması parçalar bulunmuştur. Bu parçalar başta Cambridge ve Manchester olmak üzere üniversite kütüphanelerine dağıtılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Lübnan'daki Yahudilerin tarihi</span>

Lübnan Yahudileri geleneksel olarak bir Mizrahi cemaati olup genelde Lübnan'ın Beyrut şehrinde veya çevresinde yaşayan veya yaşamış olan Yahudilerdir. Cemaatin hemen hemen hepsi İsrail, Fransa ve Kuzey Amerika'ya göç etmiştir. Ülkede bugün 20 ila 40 arası Yahudi kalmıştır. Lübnan Yahudileri toplumla sıkıca entegre oldukları ve vatanlarını terk etme hissi duymadıkları için Lübnan'ın 1958'de yaşadığı iç savaşta dahi büyük oranda dış göç olmamıştır. Fakat, 1975'teki Lübnan İç Savaşı ve 1982'deki İsrail'in Lübnan'a girme harekâtıyla dış göçler hızlanmıştır.

Latin Amerika'daki Yahudilerin tarihi, bazı bakış açılarına göre Christopher Columbus'un İspanya'dan yola çıkıp Atlantik Okyanusu'nu geçtiği tarih olan 3 Ağustos 1492'de başlar. Onun yola çıktığı tarih, Katolik Monarklar olan I. Isabel ve II. Fernando'nun İspanya'daki Yahudilere ya Katolisizm'e geçmelerini ya da ülkeyi terk etmelerini emreden bildirgeyi yayınladığı tarihe denk gelir.

Musta'arabi Yahudiler, bugün Mizrahi olarak adlandırılan Arapça konuşan Yahudilere denir. Bu Yahudiler, 1492'de İspanya'dan kovulan Ladino konuşan Yahudilerin dindaşları olan Musta'arabilerin yanına varmasından önce, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki geniş Arap Dünyası'nda yaşadılar.

Mısır Yahudileri, dünyanın hem en eski hem en yeni cemaatini oluşturur. Tam bir nüfus bilgisi bulunmasa da Mısır'daki Yahudi nüfusunun 2004 itibarıyla 100'den az olduğu düşünülür, bu sayı 1922'de 75 ila 80 bin arasındaydı. Tarihi yerli cemaatin çekirdeğini Rabinik ve Karay Yahudileri oluşturur. İspanya'dan kovulmanın ardından Mısır'a daha çok Sefarad ve Karay yerleşmiştir. Nüfus, Süveyş Kanalının açılmasının ardından artan ticaret olanakları sebebiyle yükselişe geçti. Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı topraklarda yaşayan Yahudiler Mısır'ın ana şehirlerine yerleşip modern cemaatin ticari ve kültürel elit tabakasına girdiler. 19. yüzyılın sonlarında Avrupa'da yaşanan pogromlardan kaçan Aşkenaz cemaati çoğunlukla Kahire'nin Darb el Barabira çeyreğinde toplanmıştı.

<span class="mw-page-title-main">Sardes Sinagogu</span>

Sardes Sinagogu, Türkiye'nin Manisa ilinde bulunan bir sinagogdur. Sardes, MÖ 133'te Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olana kadar birçok yabancı hakimiyetin altına girdi. Şehir, Roma eyaleti olan Lidya'nın idari merkezi haline geldi. MS 17 yılında gerçekleşen yıkıcı depremin ardından Sardes yeniden inşa edildi ve Roma hakimiyeti altında varlıklı bir yaşam sürdürdü.

<span class="mw-page-title-main">İslam Devletlerindeki Hahamlar Birliği</span>

İslam Devletlerindeki Hahamlar Birliği (ARIS) Müslüman ülkelerdeki Yahudi yaşamını desteklemek amacıyla bu ülkelerde yaşamakta olan hahamlar tarafından 2019 yılının Aralık ayında kurulmuş bir birliktir.