Ananda Kentish Coomaraswamy, Sri Lankalı hukukçu ve filozof Mutu Coomaraswamy ile İngiliz eşi Elizabeth Beeby'nin oğulları ve Rene Guenon ve Frithjof Schuon ile birlikte Tradisyonalist Ekol'ün kurucularından biridir. 1917 yılında Boston Güzel Sanatlar Müzesi'nde Hint Sanatı departmanında yöneticilik yapmaya başlayan Coomaraswamy, sanat metafiziği ve Hint sanatına dair öncü çalışmalarıyla tanınmış da olsa batı ve doğu gelenekleri ile ilgili çeşitli yayın organlarında çıkan pek çok önemli makalesiyle Tradisyonalist ekolün önde gelen sözcülerindendir.
İzlenimcilik veya empresyonizm, ışık, renk ve an kavramını öne çıkartan, doğadaki görünümlerin sürekli değişim içinde olduğundan herhangi bir zamanın herhangi bir anına denk gelen görünümün bir daha aynı şekilde görünemeyeceğini fikrini temel alan sanat akımdır.
Katsushika Hokusai (葛飾北斎), Japonya'da Edo döneminde yaşamış Japon sanatçı, ressam, oymabaskı ustası, tahta oymacısı ve ukiyo-e ressamıdır.
Art deco Fransa kökenli sanat akımıdır. 1920'li yıllardan sonra, özellikle mimari alanında görülmüştür. Adını 1925 yılında yapılan Exposition Internationale des Arts Décoratifs et Industriels Modernes sergisinden almıştır. Art nouveau'nun hemen ardından gelen bu akım, ondan farklı olarak el emeğine değil, sanayiye dayalıdır. Desenleri geometriktir. Art nouveau'da olduğu gibi Gotik süsleme öğelerinden yararlanılır. 1930'lardan sonra, mimarların mimariyi süsten ayırmak istemeleri ve süslemeyi değil işlevselliği savunmalarıyla son bulmuş; fakat 1960'lı yıllarda yeniden saygı görmeye başlamıştır.
İslam sanatı, İslâm kültürünün büyük bir bölümünü oluşturur. İslamî sanat(lar) terimi görece yeni bir terimdir ve genel olarak modern bir kavram olarak ele alınabilir. Terim ile kastedilen İslam topraklarında üretilen, İslam kültürünün izini taşıyan sanat eserleridir; eserlerin illâ ki Müslüman için veya Müslümanlar tarafından yapılmış olması gerekmez. Nitekim birçok Hindu, Hristiyan ve Yahudi sanatçılar İslamî sanat eserleri verdikleri gibi, Müslümanlar tarafından yapılan bazı sanat eserlerinin alıcıları, sahipleri gayri müslimdir. Zaman zaman tarihi İslamî sanat eserleri ve sanatçılar çağdaş zamanlarda dinîden ziyade millî sanat açısından değerlendirilmiştirler; bununla birlikte bu genelde yanlış bulunur zira İslamî sanatlarda tarih boyunca ortak olan değer ve vurgu İslamdır ve sanatlar birçok etnik grubun katkısının sonucu olarak ortaya çıkmışlardır. Nitekim o dönemlerde İslam topraklarında bulunan vatandaşların da ayırıcı özelliği etnik gruplarından ziyade dinleriydi ve bu sebeple de bugün birçok tarihî İslamî sanatçının yaşadığı toprağa bakarak etnik kökenini bilmek çok zordur.
Andrea Mantegna, İtalyan gravürcü ve Rönesans ressamı. Dünyanın her yerinde rakursiye en güzel örnek gösterilen tablosu Türkçe adıyla Ölü İsa'dır. Bunun dışında Rönesans'ı anlatan yüzlerce tablosu da vardır.
İslam mimarisi ya da İslami mimari, İslam'ın kuruluşundan itibaren, İslam kültürü içerisinde bina ve yapıların tasarım ve yapımlarını etkileyen geniş bir yelpazedeki hem seküler hem de dinî yaklaşımları kapsayan bir ifadedir.
Nishiki-e, bir Japon çok renkli ahşap baskı tekniğidir. Teknik öncelikle ukiyo-e'de kullanılmaktadır. 1760'larda icat edildi ve 1765 ile beş yıl sonra ölümü arasında birçok nishiki-e baskısı üreten matbaacı Suzuki Harunobu tarafından mükemmelleştirildi ve popüler hale getirildi.
Burhan Cahit Doğançay, Türk fotoğrafçı ve ressam. Doğançay esasen, yarım asır boyunca dünyanın muhtelif şehirlerinde izlediği duvarları sanat eserlerine entegre etmesiyle tanınmıştır. En ünlü tablosu olan Mavi Senfoni, 2009 yılında Murat Ülker tarafından 2,2 milyon TL'ye alınmıştır.
Alex Katz Pop art akımı içinde yer alan Amerikalı figüratif ressam. uluslararası birçok sanat galerisinde yer alan, resim, heykel ve baskılarıyla ünlüdür.
Japon kültürü, ülkenin tarih öncesi dönemdeki Jōmon döneminden Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika'dan gelen etkileri sentezleyen çağdaş modern kültürüne kadar değişmiştir. Japonya sakinleri, Kara Gemiler ve Meiji dönemi gelene dek Japonya'nın Çin misyonlarından sonra Tokugawa şogunluğu sırasında dış dünya ile uzun bir süre görece izolasyon yaşadı.
Vincent van Gogh'un yaptığı kopyalar, ressamın 1887 ila 1890 yılları arasında yaptığı resimler arasında önemli bir grubu oluşturur. Vincent van Gogh Saint-Rémy-de-Provence'de kendi isteğiyle yattığı Saint-Paul akıl hastanesinde iken uzun süren kış ayları boyunca resim yapacak konu bulmak için çabaladı. Sanatsal açıdan yeniden canlanma çabasıyla sevdiği ressamların eserlerini temel alan 30'dan fazla kopya yaptı. Bunların yirmi biri Jean-François Millet'nin eserlerinden yapılan kopyalardır. Birebir kopyalamaktan çok van Gogh kopyaladığı resimlerin konu ve kompozisyonlarını kendi perspektifi, renkleri ve tekniği ile yansıtmaya çalışmıştır. Spiritüel anlam ve duygusal rahatlık sembolizm ve renk ile ifade edilmiştir. Kardeşi Theo van Gogh bu resimlerden bazılarının Vincent'ın en iyi resimleri olduğunu belirtmiştir.
Mağrip mimarisi ya da Moresk mimari; Endülüs, Fas ve Cezayir, Tunus ve Libya'nın olmak üzere Mağrip ülkeleri ve batı İslam dünyasında tarihsel olarak gelişen bir mimari tarzdır. Kuzey Afrika'daki Berberi kültüründen, İslam öncesi İberya'dan ve İslami Orta Doğu'daki sanatsal akımlardan etkileri harmanlayarak oluşan Mağrip mimarisi, nalkemer gibi özellikleri içeren bir tarz oluşturdu. Riad bahçeleri, ahşap, sıva ve çini işçiliğinde ayrıntılı geometrik ve arabesk motifler stilin diğer özellikleri arasında yer aldı. Bu sanatsal gelişimin başlıca merkezleri, Cordoba, Kayrevan, Fes, Marakeş, Sevilla, Granada ve Tilimsan gibi bölge tarihindeki imparatorlukların ve Müslüman devletlerin başkentlerini içeriyordu.
Hudson Nehri Ekolü, estetik vizyonu Romantizmden etkilenen bir grup manzara ressamı tarafından şekillendirilen 19. yüzyıl ortalarında bir Amerikan sanat hareketiydi. Tablolar tipik olarak Hudson Nehri Vadisi'ni, Catskill, Adirondack ve Beyaz Dağların çevresini tasvir ediyor. Okulla ilişkilendirilen ikinci nesil sanatçıların eserleri, New England, Maritimes, Batı Amerika ve Güney Amerika'daki diğer yerleri kapsayacak şekilde genişledi.
Hashira-e (柱絵) ya da Sütun baskıları genellikle 13 cm x 73 cm boyutlarında olan Japon ahşap baskılarıdır.
Kuveyt'te modern sanat hareketi 1930'larda ortaya çıkıp Arap Yarımadası'ndaki en eski modern sanat hareketi oldu.
Japon ressamlığı, Japonya'ya özgü ressamlıktır. Japon ressamlığı, Japon görsel sanatlarının en eski ve en gelişmişlerinden biridir ve çok çeşitli tür ve stilleri kapsar. Genel olarak Japon sanatlarının tarihinde olduğu gibi, Japon ressamlığının uzun tarihi, yerli Japon estetiği ile özellikle birkaç noktada özellikle etkili olan Çin ressamlığından ithal edilen fikirlerin uyarlanması arasındaki sentez ve rekabeti sergiler. Önemli bir Batı etkisi ancak 16. yüzyılın sonlarından itibaren gelir ve Japon sanatının Batı'yı etkilemesiyle aynı zamanda başlamaktadır.
Suzuki Harunobu, Edo döneminde yaşamış Japon ukiyo-e sanatçısıydı. Hayatı hakkında çok şey bilinmesede 1765'te nishiki-e tam renkli baskılar üreten ve eski iki ve üç renkli baskı modlarını geçersiz kılan ilk kişi olan bir yenilikçiydi. Harunobu birçok özel teknik kullanmış ve klasik şiirlerden çağdaş güzelliklere kadar çok çeşitli konuları işlemiştir. Zamanının birçok sanatçısı gibi Harunobu da bir dizi shunga veya erotik eserler yarattı. Hayatı boyunca ve kısa bir süre sonra birçok sanatçı onun tarzını taklit etti. Shiba Kōkan gibi birkaç kişi, büyük ustanın eserini oluşturma yetenekleriyle övündü.
Utagawa okulu veya Utakagawa ekolü, Utagawa Toyoharu tarafından kurulan ukiyo-enin ana okullarından biriydi. Döneminin en büyük ukiyo-e okuluydu. Ana stiller bijin-ga ve uki-e idi. Öğrencisi Toyokuni, Toyoharu'nun ölümünden sonra yönetimi devraldı ve grubun 19. yüzyılın geri kalanında en ünlü ve güçlü ahşap baskı okulu olmasına yol açtı.
Tenshō Shūbun, Muromachi döneminde yaşamış bir Japon Budist keşiş ve ressamdı.