İçeriğe atla

Sungir

Sungir
Сунгирь
Rusya haritasındaki konumu
Rusya haritasındaki konumu
Rusya haritasındaki konumu
BölgeVladimir Oblastı, Rusya
Koordinatlar56°10′34″K 40°30′09″D / 56.17611°K 40.50250°D / 56.17611; 40.50250

Sungir (RusçaСунгирь); 1955'te Rusya'nın Vladimir Oblastı'nda yer alan Sungir deresi yakınlarında keşfedilen, bir mamut avcısı kültürüne ait 28 ila 32 bin yıllık[1] bir arkeolojik sittir. Homo sapiens'in Avrasya'da yer alan en eski kayıtlarından biri olan gömü alanı; içindeki mezarlar ile, o dönemde yaşayan insanların DNA'larının gerektirdiğinin ve diğer Homo ve hayvan türlerinin davranışlarının çok ötesinde sosyopolitik kodlar geliştirdiğini kanıtlamaktadır.

Gömü alanı içerisinde farklı farklı mezarlar ve bunlara ek olarak bir kafatası ile iki femur parçası, gömü alanı çevresinde ise üzerinde kültürel izler bulunmayan iki insan iskeleti bulunur. Mezarların ikisi iyi korunmuş durumdadır.[2] Bu iyi korunmuş mezarların birinde, etrafı yaklaşık 3.000 mamut dişinden yapılmış taşla çevrili ve boncuklarla kaplı 50 yaşındaki yetişkin bir erkeğin iskeleti bulundu. Adamın kafasında tilki dişleriyle süslenmiş bir şapka ve bileklerinde yirmi beş fildişi bilezik vardı. Aynı alandaki diğer mezarlarda ise çok daha az eşya bulunuyordu. Bunlardan yola çıkarak, araştırmacılar Sungir mamut avcılarının hiyerarşik bir toplumda yaşadığı ve az sayıdaki grup üyesinin bu kadar çok eşyayı üretmesinin olağandışı olması nedeniyle, adamın bir grubun veya pek çok gruptan oluşan bir kabilenin lideri olduğu sonucuna vardılar.[3]

Diğer iyi korunmuş mezarda ise kafa kafaya gömülmüş, biri 12-13 yaşlarında bir erkek çocuğuna, diğeri ise 9-10 yaşlarında bir kız çocuğuna ait olan iki iskelet vardı. Bu iki iskelet günümüzde Sungir çocukları olarak da bilinir. Erkek çocuk beş bin fildişi boncukla kaplıydı ve tilki dişinden yapılmış bir şapka ile, elde etmek için en az 60 tilkinin dişlerinin çekilmesini gerektiren, 250 tilki dişinden yapılmış bir kemeri vardı. Kız çocuğu ise 5.250 fildişi boncukla kaplıydı. İki çocuk da küçük heykelciklerle ve pek çok fildişi nesneyle çevriliydi. Tek bir fildişi boncuğun üretilmesi ortalama 45 dakika sürüyordu; yani, bir oymacının çocukların iskeletlerini kaplayan yaklaşık 10.000 boncuğu yapmak için 7.500 saat, diğer bir deyişle 3 yıldan fazla çalışması gerekiyordu.[3]

Sungir çocuklarının bu kadar genç bir yaşta kendilerini lider veya mamut avcısı olarak kanıtlamış olmalarının çok düşük bir ihtimal olması nedeniyle, araştırmacılar bu şekilde gömülmelerinin sebebinin kültürel inançlarda bulunabileceği sonucuna vardılar. Konu hakkında çeşitli teoriler vardır. Bu teorilerden biri; bu çocukların bir liderin çocukları olarak konumlarını ailelerinden aldığını ve Sungir kültürünün katı halef olma kurallarına dayandığını öne sürer. İkinci bir teoriye göre, çocuklar daha doğumlarında uzun süre önce ölmüş bazı ruhların dirilişi olarak görüldüler. Üçüncü bir teori ise çocukların gömülüşünün hayattaki statülerinden ziyade nasıl öldüklerini yansıttığını ileri sürer. Bu teoriye göre bu iki çocuk bir törenle, belki de diğer adamın gömülmesinin bir parçası olarak kurban edilmiş ve gömülmüşlerdir.[4]

Kaynakça

  1. ^ Sikora, Martin; Seguin-Orlando, Andaine; Sousa, Vitor C; Albrechtsen, Anders; Korneliussen, Thorfinn; Ko, Amy; Rasmussen, Simon; Dupanloup, Isabelle; Nigst, Philip R; Bosch, Marjolein D; Renaud, Gabriel; Allentoft, Morten E; Margaryan, Ashot; Vasilyev, Sergey V; Veselovskaya, Elizaveta V; Borutskaya, Svetlana B; Deviese, Thibaut; Comeskey, Dan; Higham, Tom; Manica, Andrea; Foley, Robert; Meltzer, David J; Nielsen, Rasmus; Excoffier, Laurent; Mirazon Lahr, Marta; Orlando, Ludovic; Willerslev, Eske. "Ancient genomes show social and reproductive behavior of early Upper Paleolithic foragers". Science (İngilizce). 358 (6363). ss. 659-662. doi:10.1126/science.aao1807. PMID 28982795. 
  2. ^ "The Sunghir archaeological site" (İngilizce). 3 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  3. ^ a b Formicola, Vincenzo; Buzhilova, Alexandra P. (Temmuz 2004). "Double child burial from Sunghir (Russia): pathology and inferences for upper paleolithic funerary practices". American Journal of Physical Anthropology (İngilizce). 124 (3). ss. 189-198. doi:10.1002/ajpa.10273. PMID 15197816. 15 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Eylül 2021. 
  4. ^ Giacobini, Giacomo (Mayıs 2007). "Richness and Diversity of Burial Rituals in the Upper Paleolithic". Diogenes (İngilizce). 54 (2). ss. 19-39. doi:10.1177/0392192107077649. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Eski Taş Çağı</span> çağlar

Kaba Taş Devri, Yontma Taş Devri veya bilimsel adıyla Paleolitik Çağ olarak tanımlanan Eski Taş Çağı günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce başlamış ve 12.000 yıl önce son bulmuştur. Ancak verilen bu tarihlerin dünya geneli içinde geçerli olduğunu ve yerel olarak değişmeye açık bulunduğunu da belirtmek gerekir. İnsanlık tarihinin %99'u gibi çok büyük bir bölümünü kapsayan bu çağ, aynı zamanda ilk insan atalarının ortaya çıkışı ve ilk aletlerin üretimi yoluyla insanın kavrama yeteneği ve temsil etmesiyle de söz konusu tarihin gelişimi içinde çok önemli bir yer tutmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Aizanoi</span>

Aizanoi, Kütahya şehir merkezine 58 kilometre uzaklıkta, Çavdarhisar ilçesinde bulunan antik kenttir.

<span class="mw-page-title-main">Fil</span> hortumlu bir memeli hayvan

Fil, hortumlular takımının filgiller (Elephantidae) familyasını oluşturan memeli bir hayvandır. Geleneksel olarak Asya fili ve Afrika fili olmak üzere iki türü tanınır; ancak bazı kanıtlara dayanarak Afrika savan fili ile Afrika orman filinin de iki ayrı tür olduğu öne sürülür. Filler, Sahra altı Afrika ile Güney ve Güneydoğu Asya'da bulunur. İçinde mamutlar ve mastodonlar gibi soyu tükenmiş türleri de barındıran hortumlular takımından günümüzde soyunu sürdüren bir tek filler kalmıştır. Karada yaşayan en büyük hayvan olan Afrika filinin erkeği 4 m boya ve 7.000 kg ağırlığa ulaşabilir. Fillerin dikkat çekici ve ayırt edici özellikleri arasında, nesneleri yakalamak gibi çeşitli amaçlar için kullanılan uzun hortumları başta gelir. Uzun ve sivri olan kesici dişlerini nesneleri taşımak, yeri kazmak için kullanırlar. Fildişinin kaynağı olan bu kesici dişler aynı zamanda dövüşürken silah olarak da kullanılır. Filin büyük ve geniş kulakları vücut ısısını kontrol etmeye yarar. Afrika fillerinin kulakları daha büyük olur ve sırtları içbükeydir. Asya fillerinin ise kulakları daha küçük olur ve sırtları dışbükey ya da düzdür.

<i>Homo erectus</i> tarih öncesi insan türü

Homo erectus, en eski kalıntıları 2 milyon yıl öncesine tarihlendirilen, Pleistosen'de yaşamış soyu tükenmiş bir arkaik insan türüdür. Örnekleri Homo (insan) cinsinin ilk tanınabilen üyeleri arasındadır.

<span class="mw-page-title-main">Karacaahmet Mezarlığı</span> İstanbulun Üsküdar ilçesindeki bir mezarlık

Karacaahmet Mezarlığı, İstanbul'un Üsküdar ilçesinde yer alan İstanbul'un en büyük ve aynı zamanda en eski mezarlığıdır.

<i>Australopithecus africanus</i> soyu tükenmiş hominid türü

Australopithecus africanus, yaklaşık 3.7 ila 2.1 milyon yıl önce Orta Pliyosen'den Erken Pleyistosen'e kadar Güney Afrika'da yaşamış, soyu tükenmiş bir australopitesin türüdür. A. africanus'un Homo ve Paranthropus'un, sadece Paranthropus'un veya sadece P. robustus'un atası olarak çeşitli şekillerde yerleştirildiği için diğer homininlerle nasıl bir ilişkisi olduğu açık değildir. "Küçük Ayak" örneği, iskeletinin %90'ı bozulmamış ve en eski Güney Afrika australopitesini olarak, en eksiksiz korunmuş erken hominindir. Bununla birlikte, bunun ve benzeri örneklerin "A. prometheus" olarak ayrılması tartışmalıdır.

Turkana Çocuğu veya Nariokotome Çocuğu, KNM-WT 15000 ile etiketlenmiş, Pleistosen döneminin erken dönemlerinde, 1.5-1.6 milyon yıl önce yaşamış 11-13 yaşlarında bir çocuğa ait fosillerdir. İskelet Richard Leakey'in önderliğindeki takımın üyesi olan Kamoya Kimeu tarafından 1984 yılında, Kenya Nariokotome'daki Turkana Gölü'nün yakınında bulunmuştur.

<i>Homo ergaster</i> soyu tükenmiş hominid türü

Homo ergaster, Erken Pleyistosen'de Afrika'da yaşamış arkaik insanların nesli tükenmiş bir türü veya alt türüdür. H. ergaster'in kendine ait bir tür olup olmadığı veya H. erectus kapsamına alınması, paleoantropoloji içinde devam eden ve çözülmemiş bir tartışmadır. Eşanlamlılığı savunanlar, H. ergaster'i tipik olarak Afrikalı Homo erectus olarak ya da Homo erectus ergaster olarak tanımlar.

Bakla Tepe Höyüğü, İzmir il merkezinin 30 km. güneyinde, Menderes (Cumaovası) ilçesinde, Tahtalı Barajı nedeniyle terk edilen Bulgurca Çiftlik Köyü'nün hemen yakınında yer alan bir Höyüktür. Yıllardır bakla yetiştirilen bir alan olduğundan Köy'de Bakla Tepe olarak bilinmekteydi. Tarihöncesi bir yerleşimin höyükten köy altına kadar uzandığı, sapılan sondalardan anlaşılmaktadır.

Gre Virike Höyüğü, Şanlıurfa il merkezinin 75 km güneybatısında, Birecik ilçesinin 15 km güneyinde, Fırat'ın doğu kıyısında yer alan bir höyüktür. Höyük, 15 metre yükseklikte, 70 x 60 metre boyutlarındadır.

Karagündüz Höyük, Van il merkezinin 34 km. kuzeydoğusunda yer alan bir höyüktür. Höyük, Van Gölü'nün doğusuna düşen Erçek Gölü'nün doğu-kuzeydoğu kıyısında, göle dökülen Memedik Deresi'nin oluşturduğu düzlüğün batı kenarındadır. Van'ın Özalp ilçesinden geçerek Van'a ulaşan ticaret yolu üzerinde olduğu, buna bağlı olarak Van yöresinin en büyük höyüğü olduğu belirtilmektedir. Tepe olarak 75 x 50 metre ölçülerinde olup 8-9 metre yüksekliktedir. Günümüzde Erçek Gölü'nün bir adası durumundadır.

<span class="mw-page-title-main">Uluburun batığı</span> Bronz Çağı sonları gemi kazası

Uluburun batığı, M.Ö. 14. yüzyılın sonlarına tarihlenen, Uluburun'un doğu kıyısına ve Kaş'ın yaklaşık 10 km güneydoğusuna yakın bir yerde bulunmuş bir Geç Tunç Çağı gemi enkazı. Batık, 1982 yazında, Bodrum, Yalıkavak'tan bir sünger dalgıcı olan Mehmed Çakır tarafından keşfedildi.

Obi-Rakhmat Mağarası, Neandertal fosilleri içeren ve Orta Paleolitik döneme tarihlenen bir tarih öncesi bölgedir. Tanrı Dağları'ndaki Talassky Alatau Sıradağları'nın güneybatı ucundaki Chatkal ve Pskem nehirlerinin kavşağına yakın dar bir karst mağarası olan Obi-Rakhmat, Taşkent, Özbekistan'ın 100 kilometre (62 mi) kuzeydoğusunda yer almaktadır.

Balangoda İnsanı ya da Balangoda Adamı, Sri Lanka'nın Geç Kuvaterner dönemine ait homininleri ifade eder. Terim başlangıçta adanın Mezolitik 'Balangoda Kültüründen' sorumlu olan Balangoda yakınlarındaki alanlardaki anatomik olarak modern Homo sapiens'e atıfta bulunmak için ortaya atıldı. Balangoda İnsanı'nın mağaralardaki ve diğer yerlerdeki arkeolojik serilerden elde edilen en eski kanıtı, 38.000 GÖ'ye ve bulunan iskelet kalıntılarında 30.000 GÖ'ye kadar uzanmaktadır; bu, aynı zamanda Güney Asya'daki anatomik olarak modern insanların güvenilir bir şekilde ortaya çıkarılmış en erken tarihli kaydıdır. İskelet parçalarının yanında keşfedilen kültürel kalıntılar arasında 28.500 GÖ'ye tarihlenen geometrik mikrolitler yer almaktadır ve bunlar Afrika'daki bazı alanlarla birlikte bu tür taş aletlerin en eski kaydını temsil etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Baço Kiro mağarası</span>

Baço Kiro mağarası, Bulgaristan'ın Direnova şehrinin 5 km (3,1 mi) batısında, Direnova Manastırı'na sadece 300 m (980 ft) uzaklıkta yer alan bir mağaradır. Andaka ve Direnova Nehri kanyonlarında yer almaktadır. 1890'da içine girilmiş ve ilk rekreasyonel ziyaretçiler mağaraya, Bulgar Ulusal Uyanış lideri, öğretmen ve devrimci Baço Kiro'nun onuruna yeniden adlandırılmadan iki yıl önce 1938'de girmiştir. Mağara, toplam uzunluğu 3.600 metre (11.800 ft) olan galeriler ve koridorlardan oluşan dört katlı bir labirenttir, mağaranın 700 metre (2.300 ft)'lik bölümü kamuya açıktır ve 1964'ten beri aydınlatılmaktadır. Mağaranın içinden akan bir yer altı nehri zamanla sayısız sarkıt ve dikit mağara oluşumları içeren büyük güzellikteki birçok galeriyi şekillendirdi. 1.200 metre (3.900 ft) uzunluğundaki uzun bölüm, bir dizi peri masalından ilham alınarak adlandırılmıştır. Oluşumlar art arda şu isimlerle anılmaktadır: Baço Kiro'nun Tahtı, Cüceler, Uyuyan Prenses, Taht Salonu, Kabul Salonu, Haidouti Buluşma Alanı, Çeşme ve Kurban Sunağı.

<span class="mw-page-title-main">Romuald Mağarası</span>

Romuald Mağarası, Hırvatistan'ın Istria İlçesinin batı kesiminde, güneydoğu Avrupa'da bilinen en eski mağara resimlerinin yanı sıra hem hayvan hem de insan Üst Paleolitik yerleşiminin izlerini içeren bir mağaradır. Mağaradaki araştırmalar 19. yüzyılın sonlarından beri sürdürülmekte olmasına rağmen, resimler 2010 yılında Profesör Darko Komšo tarafından bulundu, bulgular 2019'da Antiquity'de yayımlandı.

<span class="mw-page-title-main">Afontova Gora</span>

Afontova Gora, Rusya'nın Krasnoyarsk şehri yakınlarında, Yenisey Nehri'nin sol kıyısında bulunan bir Geç Üst Paleolitik ve Mezolitik Sibirya arkeolojik sit kompleksidir. Afontova Gora'nın Mal'ta-Buret'li insanlarla kültürel ve genetik bağlantıları bulunmaktadır. Kompleksteki kazılar ilk olarak 1884 yılında I. T. Savenkov tarafından gerçekleştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Mezmaiskaya Mağarası</span>

Mezmaiskaya Mağarası, Güney Rusya'daki Adıge Cumhuriyeti'nde, Kafkas Dağları sistemindeki Kuzey Kafkasya'nın kuzeybatı eteklerinde yer alan Sukhoi Kurdzhips'in sağ kıyısına bakan tarih öncesi bir mağara sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Gravettiyen</span>

Gravettiyen, günümüzden yaklaşık 33.000 yıl önce,Orinyasiyen'in yerini alan, Avrupa Üst Paleolitik döneminde yer alan bir arkeolojik endüstriydi. Arkeolojik olarak, çoğu araştırmacının birleşik olduğunu düşündüğü son Avrupa kültürüdür ve bazı unsurları y. 17.000 BP ortadan kaybolsa da çoğunlukla günümüzden y. 22.000 yıl önce, Son Buzul Maksimum'una yakın bir tarihte ortadan kalkmıştır. İspanya ve Fransa'da, onu Solutreyen izledi ve İtalya, Balkanlar, Ukrayna ve Rusya'da Epigravetyen olarak gelişti veya devam etti.

Jarkov Mamutu, 1997 yılında Sibirya'nın Taymır Yarımadası'nda dokuz yaşındaki bir çocuk tarafından keşfedilen bir yünlü mamut örneğidir. Bu özel mamutun yaklaşık 20.000 yıl önce yaşadığı tahmin ediliyor. Muhtemelen bir erkekti ve 47 yaşında öldü.