İçeriğe atla

Sultanahmet Meydanı

Sultanahmet Meydanı
Meydan
Önceki isim(ler):
  • Hipodrom
  • Atmeydanı
Günümüzde Sultanahmet Meydanı
Günümüzde Sultanahmet Meydanı
Harita
ÖzelliklerSultanahmet Camii, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, İbrahim Paşa Sarayı, Örme Dikilitaş, Yılanlı Sütun, Theodosius Dikilitaşı, Alman Çeşmesi
İmkanlarT1 (Bağcılar - Kabataş) Tramvay Hattı
KonumFatih, İstanbul

Sultanahmet Meydanı, İstanbul'un Fatih ilçesinin Binbirdirek mahallesinde bulunan tarihî bir meydan. Bizans İmparatorluğu döneminde Konstantinopolis'teki adı Hipodrom, Osmanlı İmparatorluğu zamanında ise Atmeydanı olarak adlandırıldı. Şehrin en önemli meydanlarından birisi olan alanın içerisinde Roma sirki, bugün Sultanahmet Camiinin olduğu noktada ise Büyük Saray bulunmaktaydı.[1]

Kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan meydanın doğusunda Sultanahmet Camii, batısında ise Türk ve İslam Eserleri Müzesi ile İbrahim Paşa Sarayı yer alır. Trafiğe kapalı iki yönlü geniş yürüme yollarının ortasında Örme Dikilitaş, Yılanlı Sütun, Theodosius Dikilitaşı ve Alman Çeşmesi gibi yapılar bulunur.

Tarihçe

Matrakçı Nasuh tarafından yapılmış Sultanahmet Meydanı'na ait bir Osmanlı minyatürü, 1536

Günümüze çok az kalıntıları kalan Bizans devri önemli yapıları ve abideleri Hipodrom çevresinde inşa edilmişti. “Büyük Saray” diye bilinen İmparatorluk Sarayı; hipodromun yanından başlar, aşağılara, deniz kenarına kadar uzanırdı. Bu saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu gelebilmiştir. Şehrin en önemli meydanı Agusteion ve burası ile cadde arasında Milerium Zafer Takı bulunurdu. Cadde, Roma’ya kadar uzanan yolun başlangıcı idi ve ilk kilometre taşı da buradaydı. Hamamlar, mabetler; dinî, kültürel, idare ve sosyal merkezler bu civara yerleşmişlerdi. Semt, Bizans ve Türk devirlerinde de merkezî önemini devam ettirmiştir. İstanbul’un en önemli abideleri Ayasofya, Sultan Ahmet Camii, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Yerebatan Sarnıcı burada, hipodromun çevresindedir. Şehrin ana caddeleri (aşağı limana inen ve batıya şehir surlarına doğru gidenler) hipodromdan başlar ve yamaçları takip ederdi. Yol kenarları ticari kuruluşlar ve ikametgâhlarla çevrili idi. Yan yollar dar ve bazıları basamaklarla yokuş aşağı uzanırlardı. Anayol kaldırımları bazen iki katlı, galerili inşa edilmişlerdi.

British Museum'da sergilenen bir kompozisyondan Sultanahmet Meydanı'na ait detay, 1553

Roma İmparatorluğu ve sonradan Bizans İmparatorluğu devrinde hipodrom şehrin toplantı, eğlence, heyecan ve spor merkezi olarak 10. yüzyıla kadar önemini sürdürmüştü. Araba yarışları yanında, müzisyen toplulukları, dansözler, akrobatlar, vahşi hayvanlarla kavga gösterileri, toplantılar yapılırdı. Bütün bu faaliyetler için ise Roma devrinde bol tatil günleri mevcuttu. Hipodrom, Bizans döneminde devlete karşı ayaklanmaların da merkezi olmuştur. İustianus'un saltanatında yaşanan Nika Ayaklanması bunlardan biridir ve Komutan Belisarios'un yine burada kıstırdığı ayaklanmacılardan 30.000 kadarını öldürmesiyle bastırılmıştır. Daha sonra 1185'te İmparator I. Andronikos'un linç edilmesi de burada olmuştur.[2]

1880 tarihli Hipodrom Meydanı. Ön planda Dikilitaş ve arka planda Ayasofya Camii.

Dev ölçüde bir U harfi şeklinde olan hipodromun doğu uzun tarafında, damında dört bronz at bulunan, balkon şeklinde, imparator locası yer alırdı. Ortada hipodromun kum kaplı sahasını ikiye bölen, arabaların etrafında yarıştığı alçak bir duvar, bu duvarın üstünde de imparatorluğun çeşitli yerlerinden getirilen abideler ve meşhur at yarışçıları ile atlarının heykelleri bulunurdu. Şöhretli bir araba yarışçısı akla gelebilecek her türlü maddi olanak içinde yüzerdi. Yarışçılar yeşil-mavi-beyaz-kırmızı gibi politik güçleri de olan takımlara ayrılmışlardı. Zaman zaman yarışlara politika karışır, karşılıklı güçlerin mücadeleleri korkunç katliamlara dönüşebilirdi. Hipodrom günümüze zemini 4-5 metre yükselmiş ve kalabilmiş üç abide ile gelmiştir.

Bunlar Örme Dikilitaş, Mısır’dan getirilen Obelisk ve Delfi'deki Apollon tapınağından getirtilen Yılanlı Sütun'dur. Osmanlı devrinde, bu meydanda bazen, eski günlerindeki zengin gösteriler gibi, çeşitli festival ve gösteriler tertiplenmişti. Hipodrom’un batısında, Sultanahmet Camii’nin karşısında yer alan Kanuni'nin sadrazamı İbrahim Paşa Sarayı 16'ncı yy. zengin ve tipik özel sarayların günümüze gelen tek örneğidir. Bu güzel yapı Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak ziyarete açıktır. Hipodromdan günümüze yuvarlak güney ucu kalmıştır. Bu büyük kemerlerle donatılmış tuğla bir yapıdır. Sonraki devirlerde Hipodromun taş blokları ve sütunlarının tamamı başka yapılarda kullanılmıştır. Hipodrom girişi sağındaki parkta 4-5 yy. ait özel saray kalıntıları, az ilerisinde de Aya Öfemiya Bizans Kilisesi'nin kalıntıları bulunmaktadır.

Osmanlı zamanında da Yeniçeri isyanları bu bölgede yaşanır, kırk gün kırk gece süren şehzade sünnet düğünleri ve şenlikler burada yapılırdı. İstanbul'da Halide Edip'in işgale karşı konuşma yaptığı 1920 Sultanahmet Mitingi de burada yapılmıştır.

Mekan

Sultanahmet Meydanı'nın yanında Yerebatan Sarnıcı ve Binbirdirek Sarnıcı bulunmaktadır. Binbirdirek Sarnıcı'nda 224 sütun direk bulunur ve 4. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Yerebatan Sarnıcı ise 336 sütundan oluşur ve MS 527-565'te yapılmıştır. Osmanlı döneminde ikişer kez restore edilen bu sarnıçlar, şu an kültürel faaliyetler için halkın kullanımına açılmıştır.

Meydanın orta yerinde Kayzer Wilhelm'in ziyaret hatırası olarak yapılmış olan Alman Çeşmesi bulunmaktadır. Meydanın batısında ise İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü (Eski İstanbul Adliyesi) yer almaktadır. Meydan günümüzde İstanbul'un en önemli turistik merkezidir.

Galeri

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 21 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2016. 
  2. ^ Belge, Murat (2003). İstanbul Gezi Rehberi (genişletilmiş 9. bas.). Tarih Vakfı Yurt Yayınları. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Miniatürk</span> İstanbulda bir müze park

Miniatürk ya da Minyatür Türkiye Park; Türkiye'deki çeşitli yapıtların maketlerinin sergilendiği, Beyoğlu, İstanbul'daki 60.000 metrekarelik alanda kurulu olan dünyanın en geniş alana kurulu minyatür parkıdır. Haliç kıyısında bulunan eski bir park alanında konumlanmıştır. 30 Haziran 2001 tarihinde temeli atılan Miniatürk, 2 Mayıs 2003 tarihinde ziyarete açılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Fatih</span> İstanbul ilçesi (Avrupa Yakası)

Fatih, tarihî yarımada (Suriçi) olarak da bilinen, İstanbul şehrinin kurulup geliştiği bölgenin tamamını kaplayan ve şu anda İstanbul ilinin merkez ilçesidir. Valilik, büyükşehir belediye başkanlığı, emniyet müdürlüğü ve şehrin vergi dairesi gibi kurumların yer alıyor olması sebebiyle İstanbul'un merkezi sayılır. Güneybatıdan Zeytinburnu, kuzeybatıdan Eyüpsultan ilçeleri; kuzeyden Haliç, doğudan İstanbul Boğazı ve güneyden Marmara Denizi ile çevrilidir.

<span class="mw-page-title-main">Yerebatan Sarnıcı</span> İstanbulda bulunan tarihi su deposu

Yerebatan Sarnıcı İmparator loustinianos (527-565) döneminde İstanbul'da şehrin su ihtiyacını karşılamak üzere 526-527 senelerinde yaptırılmış kapalı su sarnıcıdır.

<span class="mw-page-title-main">Konstantinopolis</span> İstanbulda Sarayburnu ve çevresine (Fatih) tekabül eden tarihî şehir, Doğu Roma ve daha sonra Osmanlı İmparatorluğunun başkenti

Konstantinopolis veya Kostantiniyye, Roma İmparatorluğu (330–395), Bizans İmparatorluğu, Latin İmparatorluğu (1204–1261) ve Osmanlı İmparatorluğu'na (1453–1922) başkentlik yapmış tarihî bir şehir. Günümüzde şehir, Atatürk'ün inkılaplarından biri olarak 1928'de Latin harflerine geçilmesi sonrası, kentin Türkçe adının Latin harfleriyle yazılmış hali olan İstanbul olarak adlandırılmaktadır.

Dikilitaş veya obelisk yüksek, daire veya dört kenarlı tepeye doğru incelen taştan anıt. Genellikle belirli bir şahsı veya olayı anmak için yapılır. Antik dikilitaşlar tek bir taştan oluşurdu. Stel terimi genellikle klasik obelisk forumda olmayan diğer dikili duran farklı anıtlar için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Örme Dikilitaş</span>

Örme Dikilitaş, Sultanahmet Meydanı'nın güney tarafında, Sultanahmet Camii'nin batısında, Theodosius Dikilitaşı ve Yılanlı Sütun'un yanında yer almaktadır. 32 metrelik dikilitaş kaba kesilmiş taştan VII. Konstantinos tarafından yaptırılmıştır. Anıtın yapım tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte I. Konstantin veya I. Teodosius dönemlerinde inşa edildiği sanılmaktadır. Öte yandan 10. yüzyılda VII. Konstantinos tarafından tamir edilmesinin ardından onun ismiyle anılmaya başlamıştır. O tarihlerde, söylendiğine göre VII. Konstantinos'un dedesi I. Basileios'un zaferlerini resmeden yaldızlı tunç plakalarla kaplıydı, ayrıca dikilitaşın üstünde bir küre bulunmaktaydı. Ancak söylentilere göre Dördüncü Haçlı Seferi sırasında yaldızlı tunç plakalar haçlılar tarafından çalınmıştır ve eritilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yılanlı Sütun</span>

Yılanlı Sütun veya Burmalı Sütun, İstanbul’un Sultanahmet semtinde yer alan Hipodrom'dan kalan, birbirine dolaşmış üç piton yılanının tasvir edildiği bronzdan yapılmış Antik Yunan anıtı.

İstanbul, tarihî yarımada'da kalan eski İstanbul yedi tepe üzerine kurulmuştur ve "yedi tepeli şehir" olarak bilinmektedir. Şehir bu ünvanı, bilinçli bir şekilde Roma'nın yedi tepesini takip ederek yedi tepe üzerine inşa edilmiş olan Bizans Konstantinopolis'inden miras almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Bozdoğan Kemeri</span>

Bozdoğan Kemeri ya da başka adı ile Valens Su kemeri, Romalılar tarafından İstanbul'da yaptırılan su kemeri. Roma imparatoru Valens tarafından 4. yüzyılın sonlarında tamamlandı. Farklı dönemlerde Osmanlı Sultanları tarafından restore ettirilen su kemeri, şehrin önemli tarihî eserlerinden birisidir. Orta Çağ'da, kentin su ihtiyacını karşılayan su kemerlerinin en önemlilerindendir.

<span class="mw-page-title-main">Binbirdirek Sarnıcı</span> Bizans Konstantinopolisi sarnıcı

Binbirdirek Sarnıcı ya da diğer adıyla Filoksenos Sarnıcı, İstanbul'daki ikinci büyük sarnıçtır. Antik Bizans kaynaklarına göre 4. yüzyılda yapılmıştır. İçinde 224 sütun bulunan, 3584 m2 büyüklüğündeki sarnıç zamanla kurumuş ve 16. yüzyıldan itibaren atölye olarak kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Milyon taşı</span>

Milyon taşı, İstanbul'da Doğu Roma döneminde 4. yüzyılda dikilmiş bir anıttır.

<span class="mw-page-title-main">Dikilitaş (Sultanahmet)</span> Sultanahmet Meydanının güneyindeki Antik Mısır yapımı dikilitaş

Dikilitaş ya da Theodosius Dikilitaşı, Sultanahmet Meydanı'nın güney tarafında, Yılanlı Sütun'un yanında bulunan bir Antik Mısır dikilitaşıdır. MS 390 yılında Roma imparatoru I. Theodosius tarafından Mısır'dan getirilerek şimdiki yerine dikilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sarnıç</span>

Sarnıç, içinde su biriktirmek için yer altında yapılan depo olmakla birlikte gemilerde saçtan yapılmış tatlı su deposudur.

<span class="mw-page-title-main">Şerefiye Sarnıcı</span> Şerefiye Sarnıcı, İstanbul’un tarihi yarımada içerisinde bulunan en eski su yapılarından birisidir

Şerefiye Sarnıcı veya Theodosius Sarnıcı İstanbul'un Fatih ilçesinde, Tarihi Yarımada’da bulunan pek çok Bizans Dönemi sarnıcından biridir. Divan Yolu Caddesi, Piyer Loti Caddesi, Boyacı Ahmet Sokak ve Dostluk Yurdu Sokak’ın sınırlandırdığı yapı adasının güneyinde yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Antiohos Sarayı</span>

Antiohos Sarayı Konstantinopolis şehrinde bulunan 5. yüzyıl binası. Sarayın yapısı 1940 ve 1950'li yıllarda Hipodrom'a yakın yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır, kalanların bazıları hala görülebilir durumdadır. 7. yüzyılda, sarayın bir parçası kiliseye çevrilmiştir. Bu bölüm kutsal emanet Hipodrom'un Azize Eufemia Emaneti olarak Palaiologus dönemi'ne kadar hizmet etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Bukoleon Sarayı</span> saray

Bukoleon Sarayı ya da Latince Bucoleon Konstantinopolis'te Bizans sarayı.

<span class="mw-page-title-main">Sultanahmet (İstanbul Tramvayı)</span> İstanbul tramvayı istasyonu

Sultanahmet Tramvay İstasyonu, İstanbul Tramvayı'nın T1 Tramvay Hattı'nda yer alan ve 13 Haziran 1992'de hizmete giren hemzemin tramvay istasyonudur. Fatih'in Alemdar Mahallesi ile Binbirdirek Mahallesi arasında, Sultanahmet Meydanı'nın kuzey ucunda yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Antik Otel Sarnıcı</span> İstanbulun Fatih ilçesindeki bir sarnıç

Antik Otel Sarnıcı, İstanbul'un Tarihi Yarımadasında bulunan pek çok antik sarnıç yapısından biridir. Fatih ilçesine bağlı Beyazıt semtinde Mimar Kemalettin Mah. Sekbanbaşı Sokak, No:6'da yer alan Antik Otel'in bodrum katında bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul mimarisi</span> İstanbul mimarisine genel bakış

İstanbul mimarisi, şehrin tüm semtlerinde silinmez bir iz bırakan birçok etkiyi yansıtan yapıların geniş bir karışımını tanımlar. Şehrin antik kısmı hala kısmen, şehri istiladan korumak için İmparator II. Theodosius tarafından 5. yüzyılda yaptırılan Konstantinopolis Surları ile çevrilidir. Kent içindeki mimari, Bizans, Ceneviz, Osmanlı ve modern Türkiye kaynaklarından gelen bina ve yapıları içermektedir. Kentin mimari açıdan önemli birçok varlığı vardır. İstanbul, uzun tarihi boyunca kültürel ve etnik bir eritme potası olarak ün kazanmıştır. Sonuç olarak şehirde gezilecek çok sayıda tarihi cami, kilise, sinagog, saray, kale, kule ve sarnıçlar bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Zeyrek Sarnıcı</span> İstanbulda sarnıç

Zeyrek Sarnıcı ya da Pantokrator Sarnıcı, İstanbul'un Fatih ilçesi, Zeyrek Mahallesi, Atatürk Bulvarı üzerinde yer alan Bizans İmparatorluğu dönemi sarnıçtır. Sarnıcın yakın çevresinde, kiliseden dönüştürülmüş aynı isimdeki Zeyrek Camii ve sarnıcın üzerinde 16. yüzyıl Osmanlı dönemi eseri Piri Mehmet Paşa Camii bulunur.