İçeriğe atla

Subklinik enfeksiyon

Tifolu Mary'nin ve 1900'lü yıllarda meşhur, subklinik seyreden ve Tifo'ya neden olan Salmonella enterica serovar Typhi enfeksiyonu vakalarının çizimi.

Belirti göstermeden veya belirgin işaretleri gözlemlenemeden seyreden enfeksiyonlara subklinik enfeksiyon (ya da preenfeksiyon) denir. Subklinik enfeksiyon gösteren bir kişi mikrobun asemptomatik taşıyıcısıdır, parazitler ya da virüsler genellikle hastalıklara neden olurlar, bazı etkenler kendi konakçıları vasıtasıyla sessizce yayılım gösterirler, bu gibi enfeksiyonlar insanlarda ya da hayvanlarda meydana gelebilirler. Bir asemptomatik enfeksiyona yakalanmış kişi kendini hafif soğuk algınlığına yakalanmış gibi hissedebilir. bu tarz enfeksiyon etkenleri mikrobiyolojik kültüre alınarak veya DNA testi teknikleri (polimeraz zincir tepkimesi gibi) ile tespit edilebilirler.

Enfeksiyon bulaş

Bireyde subklinik enfeksiyon döneminden sonra soğuk algınlığı gibi belirtiler gözlemlenebilir bu döneme kuluçka devresi denir. Buna örnek; AIDS ve genital siğiller gibi subklinik cinsel yolla bulaşan hastalıklardır. Subklinik enfeksiyon geçiren ve enfeksiyon belirtilerini göstermeyen bireyler, birer rezerv durumuna gelirler ve etkenlerin diğer insanlara bulaştırılmasına aracı olarak onların enfekte olmalarına yol açarlar.  Klinik belirti vermediklerinden dolayı sağlık istatistikleri enfeksiyonun prevalansınıtam olarak vermezler, bu da enfeksiyonun bulaşması hakkında doğru modelleme yapmayı önler.

Konakçı toleransının gelişmesi

Ateş, hastalık davranışı ve enfeksiyona ait diğer işaretleri konak kendini enfeksiyondan korumak için fizyolojik ve davranışsal tepkiler geliştirir. Vücut bu zor süreci yaşamak yerine patojenleri tolere etme yoluna gidebilir[1] Bu seçenek enfektif patojenleri '''kontrol etmek''' veya yok etmek için alternatif bir yoldur.[2]

Gizli zararları

Rezerv taşıyıcıları onları yaydıkları sürece bu tür enfeksiyonlar çok mühimlerdir ve hastalıkla alakasız gibi görünen klinik sorunlara neden olabilirler, mesela idrar yolları enfeksiyonu olan bir kadın tedavi olmadan hamile kalırsa erken doğum yapabilir.[3]

Subklinik enfeksiyonlar listesi

Asemptomatik hastalıkların insan popülasyonunun çoğunda bulunduğu bilinmektedir:

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Miller MR, White A, Boots M (Eylül 2005). "The evolution of host resistance: tolerance and control as distinct strategies". J. Theor. Biol. 236 (2). ss. 198-207. doi:10.1016/j.jtbi.2005.03.005. PMID 16005309. 1 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  2. ^ Boots M, Bowers RG (Nisan 2004). "The evolution of resistance through costly acquired immunity". Proc. Biol. Sci. 271 (1540). ss. 715-23. doi:10.1098/rspb.2003.2655. PMC 1691655 $2. PMID 15209105. 25 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  3. ^ Romero R, Espinoza J, Chaiworapongsa T, Kalache K (Ağustos 2002). "Infection and prematurity and the role of preventive strategies". Semin Neonatol. 7 (4). ss. 259-74. doi:10.1053/siny.2002.0121. PMID 12401296. 29 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  4. ^ Klement E, Grotto I, Srugo I, Orr N, Gilad J, Cohent D (Mart 2005). "Pertussis in soldiers, Israel". Emerging Infect. Dis. 11 (3). ss. 506-8. doi:10.3201/eid1103.040672. PMID 15789494. 
  5. ^ Müller J, Møller DS, Kjaer M, Nyvad O, Larsen NA, Pedersen EB (2003). "Chlamydia pneumoniae DNA in peripheral blood mononuclear cells in healthy control subjects and patients with diabetes mellitus, acute coronary syndrome, stroke, and arterial hypertension". Scand. J. Infect. Dis. 35 (10). ss. 704-12. doi:10.1080/00365540310016538. PMID 14606608. 
  6. ^ a b Cecil JA, Howell MR, Tawes JJ; ve diğerleri. (Kasım 2001). "Features of Chlamydia trachomatis and Neisseria gonorrhoeae infection in male Army recruits". J. Infect. Dis. 184 (9). ss. 1216-9. doi:10.1086/323662. PMID 11598849. 1 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  7. ^ a b Korenromp EL, Sudaryo MK, de Vlas SJ; ve diğerleri. (Şubat 2002). "What proportion of episodes of gonorrhoea and chlamydia becomes symptomatic?". Int J STD AIDS. 13 (2). ss. 91-101. doi:10.1258/0956462021924712. PMID 11839163. 5 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  8. ^ Sutton TL, Martinko T, Hale S, Fairchok MP (Aralık 2003). "Prevalence and high rate of asymptomatic infection of Chlamydia trachomatis in male college Reserve Officer Training Corps cadets". Sex Transm Dis. 30 (12). ss. 901-4. doi:10.1097/01.OLQ.0000091136.14932.8B. PMID 14646638. 18 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  9. ^ Rivera EV, Woods S (2003). "Prevalence of asymptomatic Clostridium difficile colonization in a nursing home population: a cross-sectional study". J Gend Specif Med. 6 (2). ss. 27-30. PMID 12813999. 
  10. ^ Chacin-Bonilla L, Mejia de Young M, Estevez J (Mart 2003). "Prevalence and pathogenic role of Cyclospora cayetanensis in a Venezuelan community". Am. J. Trop. Med. Hyg. 68 (3). ss. 304-6. PMID 12685635. 14 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  11. ^ Burke DS, Nisalak A, Johnson DE, Scott RM (Ocak 1988). "A prospective study of dengue infections in Bangkok". Am. J. Trop. Med. Hyg. 38 (1). ss. 172-80. PMID 3341519. 10 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  12. ^ Peek R, Reedeker FR, van Gool T (Şubat 2004). "Direct Amplification and Genotyping of Dientamoeba fragilis from Human Stool Specimens". J. Clin. Microbiol. 42 (2). ss. 631-5. doi:10.1128/JCM.42.2.631-635.2004. PMC 344490 $2. PMID 14766828. 10 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  13. ^ Blessmann J, Ali IK, Nu PA; ve diğerleri. (Ekim 2003). "Longitudinal Study of Intestinal Entamoeba histolytica Infections in Asymptomatic Adult Carriers". J. Clin. Microbiol. 41 (10). ss. 4745-50. doi:10.1128/JCM.41.10.4745-4750.2003. PMC 294961 $2. PMID 14532214. 10 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  14. ^ Wennerås C, Erling V (Aralık 2004). "Prevalence of enterotoxigenic Escherichia coli-associated diarrhoea and carrier state in the developing world". J Health Popul Nutr. 22 (4). ss. 370-82. PMID 15663170. 
  15. ^ Pegtel DM, Middeldorp J, Thorley-Lawson DA (Kasım 2004). "Epstein-Barr Virus Infection in Ex Vivo Tonsil Epithelial Cell Cultures of Asymptomatic Carriers". J. Virol. 78 (22). ss. 12613-24. doi:10.1128/JVI.78.22.12613-12624.2004. PMC 525079 $2. PMID 15507648. 10 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  16. ^ Ozturk CE, Yavuz T, Kaya D, Yucel M (Aralık 2004). "The rate of asymptomatic throat carriage of group A Streptococcus in school children and associated ASO titers in Duzce, Turkey". Jpn. J. Infect. Dis. 57 (6). ss. 271-2. PMID 15623954. 21 Ocak 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  17. ^ Kul S, Sert B, Sari A; ve diğerleri. (Eylül 2008). "Effect of subclinical Helicobacter pylori infection on gastric wall thickness: multislice CT evaluation". Diagn Interv Radiol. 14 (3). ss. 138-42. PMID 18814135. 28 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  18. ^ Wald A, Zeh J, Selke S, Ashley RL, Corey L (Eylül 1995). "Virologic characteristics of subclinical and symptomatic genital herpes infections". N. Engl. J. Med. 333 (12). ss. 770-5. doi:10.1056/NEJM199509213331205. PMID 7643884. 10 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  19. ^ Mummidi S, Ahuja SS, Gonzalez E; ve diğerleri. (Temmuz 1998). "Genealogy of the CCR5 locus and chemokine system gene variants associated with altered rates of HIV-1 disease progression". Nat. Med. 4 (7). ss. 786-93. doi:10.1038/nm0798-786. PMID 9662369. 
  20. ^ Flournoy DJ, Guthrie PJ, Lawrence CH, Silberg SL, Beaver S (Ocak 1990). "Incidence of Legionella pneumophila infections among Oklahoma pulmonary disease patients". J Natl Med Assoc. 82 (1). ss. 25-9. PMC 2625929 $2. PMID 2304095. 
  21. ^ Anlar B, Ayhan A, Hotta H; ve diğerleri. (Ağustos 2002). "Measles virus RNA in tonsils of asymptomatic children". J Paediatr Child Health. 38 (4). ss. 424-5. doi:10.1046/j.1440-1754.2002.t01-1-00029.x. PMID 12174013. 10 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  22. ^ Beyene D, Aseffa A, Harboe M; ve diğerleri. (Ekim 2003). "Nasal carriage of Mycobacterium leprae DNA in healthy individuals in Lega Robi village, Ethiopia". Epidemiol. Infect. 131 (2). ss. 841-8. doi:10.1017/S0950268803001079. PMC 2870027 $2. PMID 14596524. 
  23. ^ Dye C, Scheele S, Dolin P, Pathania V, Raviglione MC (Ağustos 1999). "Consensus statement. Global burden of tuberculosis: estimated incidence, prevalence, and mortality by country. WHO Global Surveillance and Monitoring Project". JAMA. 282 (7). ss. 677-86. doi:10.1001/jama.282.7.677. PMID 10517722. 14 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  24. ^ Yazdankhah SP, Caugant DA (Eylül 2004). "Neisseria meningitidis: an overview of the carriage state". J. Med. Microbiol. 53 (Pt 9). ss. 821-32. doi:10.1099/jmm.0.45529-0. PMID 15314188. 10 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  25. ^ Sirinavin S, Pokawattana L, Bangtrakulnondh A (Haziran 2004). "Duration of nontyphoidal Salmonella carriage in asymptomatic adults". Clin. Infect. Dis. 38 (11). ss. 1644-5. doi:10.1086/421027. PMID 15156460. 1 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  26. ^ Gallimore CI, Cubitt D, du Plessis N, Gray JJ (Mayıs 2004). "Asymptomatic and Symptomatic Excretion of Noroviruses during a Hospital Outbreak of Gastroenteritis". J. Clin. Microbiol. 42 (5). ss. 2271-4. doi:10.1128/JCM.42.5.2271-2274.2004. PMC 404621 $2. PMID 15131210. 
  27. ^ van Benten I, Koopman L, Niesters B; ve diğerleri. (Ekim 2003). "Predominance of rhinovirus in the nose of symptomatic and asymptomatic infants". Pediatr Allergy Immunol. 14 (5). ss. 363-70. doi:10.1034/j.1399-3038.2003.00064.x. PMID 14641606. 10 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  28. ^ Parry CM, Hien TT, Dougan G, White NJ, Farrar JJ (Kasım 2002). "Typhoid fever". N. Engl. J. Med. 347 (22). ss. 1770-82. doi:10.1056/NEJMra020201. PMID 12456854. 10 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  29. ^ Kenner J, O'Connor T, Piantanida N; ve diğerleri. (Haziran 2003). "Rates of carriage of methicillin-resistant and methicillin-susceptible Staphylococcus aureus in an outpatient population". Infect Control Hosp Epidemiol. 24 (6). ss. 439-44. doi:10.1086/502229. PMID 12828322. 1 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  30. ^ Malfroot A, Verhaegen J, Dubru JM, Van Kerschaver E, Leyman S (Eylül 2004). "A cross-sectional survey of the prevalence of Streptococcus pneumoniae nasopharyngeal carriage in Belgian infants attending day care centres". Clin. Microbiol. Infect. 10 (9). ss. 797-803. doi:10.1111/j.1198-743X.2004.00926.x. PMID 15355410. 10 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 
  31. ^ Singh AE, Romanowski B (Nisan 1999). "Syphilis: Review with Emphasis on Clinical, Epidemiologic, and Some Biologic Features". Clin. Microbiol. Rev. 12 (2). ss. 187-209. PMC 88914 $2. PMID 10194456. 10 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">DNA</span> Canlıların genetik bilgilerini barındıran molekül

Deoksiriboz nükleik asit veya kısaca DNA, tüm organizmaların ve bazı virüslerin canlılık işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir nükleik asittir. DNA'nın başlıca rolü bilgiyi uzun süre saklamasıdır. Protein ve RNA gibi hücrenin diğer bileşenlerinin inşası için gerekli olan bilgileri içermesinden dolayı DNA; bir kalıp, şablon veya reçeteye benzetilir. Bu genetik bilgileri içeren DNA parçaları gen olarak adlandırılır. Bazı DNA dizilerinin yapısal işlevleri vardır, diğerleri ise bu genetik bilginin ne şekilde kullanılacağının düzenlenmesine yararlar.

<span class="mw-page-title-main">Otizm</span> Bilinçsel ve zihinsel rahatsızlık

Otizm, üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır. Bu belirtiler otizmi, Asperger sendromu gibi daha hafif seyreden otistik spektrum bozukluğundan (OSB) ayırır. Otizm kalıtımsal kökenlidir ancak kalıtsallığı oldukça karmaşıktır ve OSB'nin kökeninin çoklu gen etkileşimlerinden mi yoksa ender görülen mutasyonlardan mı kaynaklandığı çok açık değildir. Nadir vakalarda, doğum sakatlıklarına neden olan etmenlerle yakından bağlantılıdır. Diğer görüşlere göre ise çocuklukta yapılan aşılar gibi nedenler tartışmalıdır ve aşı kökenli varsayımların ikna edici bilimsel kanıtları yoktur. 2007 yılında yapılan araştırmalara göre otizmin prevalansını 1.000 kişiye bir ya da iki vaka olarak tahmin eder, aynı araştırmalardaki tahminlere göre OSB yaklaşık 1.000 kişide altı vakadır ve erkeklerde rastlanma oranı kadınlara göre 4,3 kat daha fazladır. 2022 yılı CDC verilerine göre otizmin görülme sıklığı 44 çocuktan 1'e yükselmiştir. Otizm vakalarının sayısı 1980'lerden beri oldukça fazla oranda artmıştır. Bunun nedeni kısmen tanı koyma yöntemlerindeki değişikliklerdir; gerçek prevalansın artıp artmadığı anlaşılamamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Bakteri</span> mikroorganizma üst âlemi

Bakteri (İngilizce telaffuz: [bækˈtɪəriə] ( dinle); tekil isim: bacterium), tek hücreli mikroorganizma grubudur. Tipik olarak birkaç mikrometre uzunluğunda olan bakterilerin çeşitli şekilleri vardır, kimi küresel, kimi spiral şekilli, kimi çubuksu, kimi virgül şeklinde olabilir. Yeryüzündeki her ortamda bakteriler mevcuttur. Toprakta, deniz suyunda, okyanusun derinliklerinde, yer kabuğunda, deride, hayvanların bağırsaklarında, asitli sıcak su kaynaklarında, radyoaktif atıklarda büyüyebilen tipleri vardır. Tipik olarak bir gram toprakta bulunan bakteri hücrelerinin sayısı 40 milyon, bir mililitre tatlı suda ise bir milyondur; toplu olarak dünyada beş nonilyon (5×1030) bakteri bulunmaktadır, bunlar dünyadaki biyokütlenin çoğunu oluşturur. Bakteriler gıdaların geri dönüşümü için hayati bir öneme sahiptirler ve gıda döngülerindeki çoğu önemli adım, atmosferden azot fiksasyonu gibi, bakterilere bağlıdır. Ancak bu bakterilerin çoğu henüz tanımlanmamıştır ve bakteri şubelerinin sadece yaklaşık yarısı laboratuvarda kültürlenebilen türlere sahiptir. Bakterilerin araştırıldığı bilim bakteriyolojidir, bu, mikrobiyolojinin bir dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">RNA</span> nükleotitlerden oluşan polimer

Ribonükleik asid (RNA), bir nükleik asittir, nükleotitlerden oluşan bir polimerdir. Her nükleotit bir azotlu baz, bir riboz şeker ve bir fosfattan oluşur. RNA pek çok önemli biyolojik rol oynar, DNA'da taşınan genetik bilginin proteine çevirisi (translasyon) ile ilişkili çeşitli süreçlerde de yer alır. RNA tiplerinden olan mesajcı RNA, DNA'daki bilgiyi protein sentez yeri olan ribozomlara taşır, ribozomal RNA ribozomun en önemli kısımlarını oluşturur, taşıyıcı RNA ise protein sentezinde kullanılmak üzere kullanılacak aminoasitlerin taşınmasında gereklidir. Ayrıca çeşitli RNA tipleri genlerin ne derece aktif olduğunu düzenlemeye yarar.

<span class="mw-page-title-main">Otizmin kalıtsallığı</span>

Otizmin kalıtsallığı, Otizm spektrum bozukluklarının nedenleri arasında en önemli yeri genetik faktörler tutmaktadır. İkizler üzerinde yapılan ilk çalışmalar otizmin kalıtsallığının %90'dan fazla olduğunu, bir başka deyişle genetik faktörlerin otizm vakalarının %90'ından fazlasını açıkladığını göstermiştir. Bu tahminin daha kesinleştirilmesi için ikizler üzerine yeni data ve yapısal genetik modeller gerekmektedir. Tek yumurta ikizlerinden yalnızca biri otistik olduğunda diğerinde genellikle öğrenme ve sosyal bozukluklar görülmektedir. Erişkin kardeşler için ise daha geniş olan otizm fenotipinin bir ya da birkaç özelliğine sahip olma riski %30'dur.

<span class="mw-page-title-main">MikroRNA</span> yaklaşık 21-23 nükleotit uzunluğunda tek iplikli RNA molekülü türü

Genetikte, mikroRNA (miRNA) yaklaşık 21-23 nükleotit uzunluğunda tek iplikli RNA molekülü türüdür, gen ifadesinin düzenlenmesinde rol oynar. miRNA'lar kodlamayan RNA'lardandır, yani DNA'dan transkripsiyonu yapılan ama proteine çevirisi yapılmayan genler tarafından kodlanırlar. Pri-miRNA olarak adlandırılan primer transkriptler işlenerek, önce pre-miRNA adlı kısa sap-ilmik yapılarına, sonra da fonksiyonel miRNA'ya dönüşürler. Olgun miRNA moleküller bir veya daha çok mesajcı RNA (mRNA) ile kısmî tamamlayıcıdır ve başlıca işlevleri gen ifadesini aşağı ayarlamaktır. 1993'te Lee ve çalışma arkadaşları tarafından Victor Ambros laboratuvarında keşfedilmişlerdir, ancak mikroRNA terimi ilk 2001'de kullanıma girimiştir.

Hipokampus, beynin medial temporal lobunda yer alan, hafıza ve yön bulmada önemli rolü olan bölge. Bir gri cevher tabakası olup, lateral ventrikülün alt boynuz tabanı boyunca uzanır. Filogenetik olarak en eski beyin kısımlarındandır.

<span class="mw-page-title-main">Wolfgang Ketterle</span>

Wolfgang Ketterle, Alman fizikçi. 2001 yılında Eric Allin Cornell ve Carl Wieman ile beraber Nobel Fizik Ödülü'nü kazanmıştır.

Hormona duyarlı lipaz, insanlarda LIPE geni tarafından kodlanan bir enzimdir. LIPE, çeşitli esterleri hidroliz edebilen bir hücreiçi enzimdir. Enzimin kısa ve uzun olmak üzere iki tipi vardır. Uzun biçimi steroid üreten dokularda bulunur, steroid hormon üretimi için kolesteril esterleri kolesterole dönüştürür. Kısa biçimi, en çok adipositler olmak üzere, çeşitli dokularda bulunur; adipositlerde depolanmış olan trigliseritler bu enzim aracılığıyla yağ asitleri ve gliserole dönüştürülür.

Sterol O-asiltransferaz (SOAT) veya asil-KoA kolesteril asil transferaz, EC 2.3.1.26 asil transferaz sınıfı bir enzimdir. İnsanda iki tip ACAT enzimi vardır, ACAT1 ve ACAT2 enzimleri SOAT1 ve SOAT2 adlı genler tarafından kodlanır. Bu enzimler kolesterol metabolizmasında ve safra tuzu biyosentezinde önemli rol oynarlar. ACAT1 enziminin geni için ACAT1 kullanılmamalıdır çünkü ACAT1 kısaltması ketotiyolaz aktivitesine sahip asetil-Koenzim A asetiltransferaz 1 enziminin genine aittir.

Isıya duyarlı enterotoksin Escherichia coli 'de bulunan bir toksindir. Mikrobiyolojik yayınlarda İngilizce labile toxin 'nin kısaltması olan LT olarak da değinilir.

<span class="mw-page-title-main">Hepatit C</span> Karaciğeri etkileyen enfeksiyon

Hepatit C özellikle karaciğeri etkileyen bir enfeksiyondur. Hastalığa, hepatit C virüsü (HCV) sebep olur. Hepatit C, genellikle herhangi bir belirtiye sahip değildir ancak kronik enfeksiyon, karaciğerde yara oluşumu ve uzun yıllar sonra siroza sebep olabilir. Aynı zamanda, bazı durumlarda, sirozlu hastalarda, karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanseri ya da ölümcül kanamaya sebebiyet verebilecek, yemek borusu ve midedeki damarlarda aşırı şişmeye yol açabilir.

Faktör VIII (FVIII), anti-hemofilik Faktör (AHF) olarak da bilinen önemli bir kan pıhtılaşma faktörüdür. İnsanlarda, Faktör VIII F8 geni ile birlikte kodlanır. Faktör VIII geni X kromozomu üzerinde yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Streptokok farenjiti</span> Tıbbi durum

Streptokok farenjiti ya da strep boğaz ağrısı “grup A streptokok” denilen bakteriden kaynaklanan bir hastalıktır. Streptokok farenjiti boğazı ve bademcikleri etkiler. Bademcikler, ağzın arka tarafında, boğazda yer alan iki bezedir. Streptokok farenjiti ses tellerini de (larenks) etkileyebilir. Yaygın semptomları arasında ateş, boğaz ağrısı ve boyundaki bezelerde şişik yer alır. Streptokok farenjiti çocuklardaki boğaz ağrılarının %37'sinin nedenidir.

<span class="mw-page-title-main">Hepatit</span> Karaciğer inflamasyonu

Hepatit, karaciğer hücrelerinde inflamasyon ile karakterize tıbbi durumdur. İsim Yunanca hepar (ἧπαρ); hepat- (ἡπατ-), karaciğer kökünden ve sonek -itis, "inflamasyon" 'dan türemiştir (c. 1727) Karaciğerdeki inflamasyon zamanla kendini sınırlayabilir ya da fibrozis ve siroza ilerleyebilir.

<span class="mw-page-title-main">Phillip Allen Sharp</span> Amerikalı biyolog

Phillip Allen Sharp, Amerikan genetikçi ve moleküler biyolog. RNA bağlanmasının kaşiflerinden biridir. Richard J. Roberts ile birlikte ökaryot hücrelerinin DNA dizelerindeki genlerin bitişik sırada olmadığını, aralarda intron denilen okunmayan ve protein sentezine katılmayan bölümlerin olduğunu keşfettiler. Bu sayede mRNA'lar aynı DNA dizesinden bu bölümleri farklı şekilde silmeleri ile farklı proteinleri kodlayabilmektedir. İkili bu keşifleri ile 1993 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülünü kazanmışlardır.

Carnoy Çözeltisi %60 etanol'den, %30 kloroform'dan ve %10 glasiyal asetik asit'ten oluşan bir fiksatiftir.

<span class="mw-page-title-main">Chagas hastalığı</span> insan hastalığı

Chagas hastalığı ya da Amerika tripanozomiyazı, Trypanosoma cruzi adlı protozoanın neden olduğu tropikal bir paraziter hastalıktır. Çoğunlukla öpücük böceği (Triyatomine) olarak bilinen böcekler aracılığıyla yayılır. Belirtiler, enfeksiyonun seyri sırasında değişkenlik gösterir. Hastalığın ilk aşamasında tipik olarak herhangi bir belirti görülmez ya da aşağıdaki hafif belirtiler görülür: ateş, lenf düğümlerinde şişme, baş ağrısı ya da ısırık yerine mahsus şişlik. Fertler 8–12 hafta sonra hastalığın kronik aşamasına girer ve hastaların %60-70'inde asla başka belirti görülmez. Hastaların kalan %30-40'lık kısmında, enfeksiyonun ilk defa bulaşmasından 10 ila 30 yıl sonra başka belirtiler gelişir. Bu belirtiler arasında hastaların %20 ila 30'unda görülen ve kalp yetmezliğine yol açan karıncık genişlemesi sayılabilir. Ayrıca, hastaların %10'luk kesiminde megaözefagus ya da megakolon görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Buruli ülseri</span> Mycobacterium ulceransın neden olduğu bulaşıcı hastalık

Buruli ülseri Mycobacterium ulcerans'ın neden olduğu bulaşıcı hastalıktır. Hastalığın erken evresinde enfeksiyon, ağrısız bir nodül veya bölgesel şişlik ile karakterizedir. Bu nodül ülser'e dönüşebilir. Ülser içeride deri yüzeyindekinden daha büyük ve şişlik ile çevrili olabilir. Hastalık kötüleştikçe, kemiğe de bulaşabilir. Buruli ülserleri çoğunlukla kol veya bacakları etkiler; ateş yaygın değildir.

Kolesistokinin, sindirim sisteminde peptid hormon. Yağ ve protein sindiriminde rol oynar. Geçmişte "pankreatozimin" adı verilen kolesistokinin, ince bağırsağın ilk bölümü olan oniki parmak bağırsağındaki hücrelerce salgılanır. Pankreastan sindirim enzimlerinin ve safra kesesinden safranın salınmasını sağlar ve açlık bastırıcı rol oynar.