İçeriğe atla

Subkütan enjeksiyon

İnsülin pompası ile deri altına enjeksiyon.

Subkütan enjeksiyon (SC), "deri altı enjeksiyon" olarak da bilinmektedir. Parenteral yol ile ilaç uygulama metotlarından biri olan subkütan enjeksiyon, dermis tabakası altındaki gevşek bağ dokusuna (adipoz doku) içerisine ilaç verme yöntemidir. Subkütan (deri altı) doku, dermis ve kas tabakası arasında yer almaktadır. Deri altı dokusu kan damarları açısından zengin olmadığından ilaç emilimi intra müsküler enjeksiyona göre daha yavaş, intra dermal ve oral yoldan daha hızlıdır. İlaç emilimi kapiller yolu ile olmaktadır. Yavaş ve düzenli emilimi istenilen birçok ilaç bu yolla uygulanır (bazı aşılar, narkotikler, insülin, heparin ve bazı immünizatörler gibi). Subkütan enjeksiyonda dokunun özelliğine bağlı olarak bazı noktaların göz önünde bulundurulması gerekir.[1] Bu özellikler şunlardır:

  • Subkütan dokuda ağrı reseptörleri daha fazladır. Bu nedenle hasta veya yaralılar için zorlayıcı bir enjeksiyondur. Bir ml'den fazla verilen ilaçlar ağrıya neden olmakla beraber, emilemediğinden doku altında birikerek sert, ağrılı apselerin oluşumuna sebebiyet vermektedir. Zorunlu durumlarda en fazla 2 ml ilaç verilebilir.
  • Subkütan doku, aynı zamanda irritan (tahriş edici) solüsyonlara karşı da duyarlıdır. Subkütan yolla izotonik, hipotonik ve irritan olmayan, suda eriyebilen ilaçlar az miktarda verilmelidir. Bu ilaçlar, yağ ve bağ dokusundan iyi emilir. İrritan, yapışkan ve hipertonik ilaçlar, kimyasal etkileri nedeni ile cilt altı dokusunu tahriş ederek ilaç emilimini engeller. Böylece steril apse oluşturur. Bu apseler, doku nekrozuna neden olabilmektedir. Ayrıca ilacın deri altı dokuya verildiğinden emin olunmalıdır. Şayet ilaç yanlışlıkla kas dokusuna verilirse ilacın emilimi istenilenden daha hızlı olur. Bundan dolayı kas içine uygulama yalnızca dolaşımı yeterli olan hastalarda uygulanmaktadır. Bu nedenle enjeksiyon için seçilen iğnenin uzunluğu ve dokuya giriş açısı da önemlidir.
  • Heparin gibi ilaçların SC enjeksiyon yöntemi ile uygulanması sırasında hava kilidi tekniği uygulanır. Heparin uygulamalarında hava kilidi tekniği kullanırken iğne açısı 90° olmalıdır. Kan kontrolü için enjektörün pistonu geri çekilmemeli (Piston, ilaç uygulamasından sonra kilitlenir ve geriye çekilemez) ve enjeksiyon bitiminden sonra masaj yapılmamalıdır.[2]

Subkütan enjeksiyon uygulanan bölgeler

Subkütan doku, vücudun her tarafını sardığı için birçok bölgeden bu enjeksiyon yapılabilir. En çok uygulanan bölgeler arasında:

  • Üst kolun dış (lateral) yan yüzü,
  • Uyluğun ön yan yüzü (laterofemoral),
  • Sırtta skapula altı,
  • Dorsogluteal bölgenin üzeri,
  • Karın (abdominal) bölge,
bulunmaktadır.

Kaynakça

  1. ^ MEB (2011). "Deri Tabakalarına İlaç Uygulama modülü" (PDF). Ankara. s. 7-8. 7 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 3 Nisan 2014. 
  2. ^ Nevin Kuzu (1993). "Subkütan Heparin Enjeksiyonu: Ekimoz, Hematom ve Ağrı Gelişimi Nasıl Önlenir?" (PDF). Sivas. s. 4. 7 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 3 Nisan 2014. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Mast hücresi veya mastosit,(mikroskobik görüntü) bazik boyalarla boyanan, histamin ve heparin açısından zengin granüllere sahip bir hücredir. Bağışıklık sisteminde önemli bir rolü vardır, özellikle alerji ve anafilaksideki yeriyle tanınır.

<span class="mw-page-title-main">Pansuman</span> Yaraların mikroplardan temizlenmesi ve korunması için yapılan yıkama ve örtme işlemi

Pansuman, genel olarak ilk yardım ve acil tıpta yara tedavisi demektir. Yaraların mikroplardan temizlenmesi ve korunması için yapılan yıkama ve örtme işlemidir. Yara iyileşmesinin iyi, çabuk ve iz bırakmadan olması için bölgenin ölü dokulardan ve mikroorganizmalardan temizlenmesi ve dış ortamın zararlı etkilerinden korunması gerekir. Böylece hem mikropların hem de tahriş edici maddelerin yaraya ulaşması engellenmiş olur. Pansuman, ifraz maddelerini yaradan uzaklaştıran, emen, kanayan kısmı tampone eden, yaralı bölgenin anatomik ve fizyolojik durumunu muhafaza eden ve aseptik esaslar içinde uygulanan tedavidir. Yumuşak parafin pansumanlar, çinko bandajlar, esmark bandı, yapışkan bandaj, sıvı bandaj, koheziv bandaj, sargı bezi, gazlı bez yaygın kullanılan pansuman türleridir.

Panzehir, bir zehirin etkisini önleyen veya yok eden madde. Panzehirler ağız yoluyla zehirlenmelerde emilimi azaltmak amacıyla kullanılanlar ve kan dolaşımına çeşitli yollarla karışmış olan zehire karşı kullanılanlar olmak üzere iki büyük grupta toplanırlar.

<span class="mw-page-title-main">İlaç</span> bir sayrılığı iyi etmek ya da önlemek için türlü yollarla kullanılan madde

İlaç ya da em, canlı hücre üzerinde oluşturduğu etki ile bir hastalığın tanısını, iyileştirilmesi veya semptomlarının azaltılması amacıyla tedavisini veya bu hastalıktan korunmayı mümkün kılan, canlılara değişik uygulama yöntemleri ile verilen doğal, yarı sentetik veya sentetik kimyasal preparatlardır. İlaçların tüketimi inhalasyon, enjeksiyon, sigara içme, yutma, derideki bir yama yoluyla emilim, fitil veya dil altında çözünme yoluyla olabilir. Ticari ilaçlar ilaç firmaları tarafından üretilir ve genellikle patentlidir. Etken maddesinin patent süresi dolmuş ve birden çok firmanın üretebildiği ilaçlara ise jenerik ilaçlar denir. İlaçlar uygulama yoluna, kimyasal özelliklerine ve etkilediği biyolojik sistemlere göre sınırlandırılabilir. Daha güvenilir ve geniş kullanım alanına sahip sınıflandırma sistemi ise Anatomical Therapeutic Chemical Classification Systemdir.

<span class="mw-page-title-main">İnflamasyon</span> iltihaplanma

İnflamasyon, canlı dokunun her türlü canlı, cansız yabancı etkene veya içsel/dışsal doku hasarına verdiği sellüler (hücresel), humoral (sıvısal) ve vasküler (damarsal) bir seri vital yanıttır. İnflamasyon normalde patolojik bir durum olmasına karşın, inflamatuar reaksiyon fizyolojik olarak vücudun gösterdiği bir tepkidir. Halk arasında iltihap tabiri yangı için kullanılmasına rağmen sık sık apseler için de iltihap denmesinden dolayı inflamasyon (inflammare) terimini kullanmak daha yerinde olacaktır. Hücre dejenerasyonu ile birlikte inflamasyon konusu, hastalıkların patolojik temelini oluşturmaktadır.

Vajinit, vajina mukozasının enflamasyonudur ve genelde aşağıdaki üç kategoriye ayrılır:

<span class="mw-page-title-main">Etodolak</span>

Etodolak indol türevi bir non-steroid antiinflamatuar ilaçtır (NSAİİ)..

<span class="mw-page-title-main">Uygulama yolu</span> bir ilaç, sıvı, zehir veya başka bir maddenin vücuda alınma yolu

Farmakoloji ve toksikolojide uygulama yolu, bir ilacın, sıvının, zehrin veya başka bir maddenin vücuda alınma yoludur.

<span class="mw-page-title-main">Fil hastalığı</span>

Fil hastalığı ya da elefantiyazis, Wuchereria bancrofti ve Brugia malayi adlarındaki ipliksi solucanların neden olduğu, en çok tropikal bölgelerde görülen bir hastalıktır. Bazen lenf ödemi (lymphedema) için de "fil hastalığı" adı kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">İlk yardım</span> Birine yapılan ilk müdahale

İlk yardım herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda sağlık görevlilerinin yardımını sağlanıncaya kadar hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç – gereç aranmaksızın mevcut araç - gereçlerle yapılan ilaçsız bir uygulamadır.

İlk yardım için gelişmiş araç – gereçler olması gerekmez. İlk yardım çantası içindeki malzemeler yeterlidir. Fakat ilk yardım kitabını okumadan müdahale yapmamalıyız.
<span class="mw-page-title-main">Şırınga</span> vücuda ilaç vermek için kullanılan, ucu iğneli küçük pompa

Şırınga, bir tüp, tüpün içerisinde hareket eden bir piston ve ince bir ağızlıktan meydana gelen, gaz ve sıvıları vakumla içine emerek ince bir hat halinde püskürten cihaz. Ucuna iğne takılmış şırınga kısaca iğne olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">İntravenöz tedavi</span> Damar içine verilen ilaç

İntravenöz tedavi veya Damar içi tedavi, herhangi bir sıvı, ilaç veya besin kaynağının doğrudan kişinin damarına uygulayan tıbbi bir tekniktir. Damar içi tedavi özellikle rehidrasyon veya bireyin akli denge kaybı gibi herhangi bir sebepten ötürü, ağızdan sıvı veya yiyecek alamaması durumunda sıkça kullanılan bir yöntemdir. Ayrıyeten elektrolit dengesizliğini düzeltmek veya ilaç, kan bağışı ve elektrolit gibi tedavileri uygulamak için de kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Enjeksiyon</span> Vücutta damar, doku, kanal veya boşluk içine enjektör aracılığıyla sıvı veya ilaç verme, zerk etme

Enjeksiyon veya iğne yapma, vücutta damar, doku, kanal veya boşluk içine genellikle enjektör ve şırınga aracılığıyla sıvı veya ilaç verme işlemidir. Sindirim sistemi yolu dışında, parenteral yolla uygulanır. Hastane ve evde uygulanabilir.

Dermis, derinin epidermis ile deri altı doku arasında bulunan, bağ dokudan oluşan ve vücudu darbelere karşı koruyan katmanıdır. İki bölümden oluşur; epidermis ile bağlantılı üst kısmında bulunan papiller bölge ile daha kalın olan alt kısmında bulunan retiküler dermis. Dermis, epidermise bazal zar yoluyla sıkıca bağlıdır. Dermisin yapısal bileşenleri kollajen, elastik fibriller ve zemin maddesidir. Ayrıca içinde dokunma ve ısı hissi sağlayan mekanoreseptörler, kıl kökleri, ter bezleri, yağ bezleri, apokrin bezleri, lenf damarları ve kan damarları vardır.

<span class="mw-page-title-main">Sinir</span> periferik sinir sistemindeki kapalı, kablo benzeri akson demeti

Sinir, çevresel sinir sistemindeki kapalı, kablo benzeri sinir lifleri demetidir.

<span class="mw-page-title-main">Ülser</span> Vikimedya anlam ayrımı sayfası

Erozyon (erosion) ve Ülser (ulcus), deri ve mukozaların nekrozlu yangısıdır. Deri ve mukozalardaki yüzeysel nekrozla erozyon (erosion) denir. Yalnız epitel tabakası or­tadan kalkmıştır. Rejenerasyonla iz bırakmadan iyileşir ya da derinleşerek ülser halini alır. Bir ülserde, deri ve mukozanın epitel örtüsüyle birlikte daha derin katmanlar da nekroza uğrar, erir ve yerinde defekt bırakır.

<span class="mw-page-title-main">İntramüsküler enjeksiyon</span> Kas içine tıbbi enjeksiyon

İntramüsküler enjeksiyon veya Kas içi enjeksiyon, herhangi bir sıvının vücuda kas üzerinden enjeksiyonudur. Tıp ve sağlıkta ilaçların parenteral uygulanmasına yönelik çeşitli yöntemlerden biridir. Kas içi enjeksiyon özellikle İntradermal enjeksiyon yani deri içi enjeksiyona oranla kan damarlarının daha büyük ve daha fazla sayıda olması ve daha hızlı emilim sağlaması nedeniyle tercih edilebilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">İntradermal enjeksiyon</span>

İntradermal enjeksiyon veya Deri içi enjeksiyon, herhangi bir sıvının vücuda dermis yani derinin üzerinden sığ veya yüzeysel enjeksiyonudur. Belirli sıvıların deri içi enjeksiyon ile uygulanması, Subkütan enjeksiyona kıyasla daha hızlı sistemik alımla sonuçlanabilir. Aşılara, immünolojiye ve yeni kanser tedavilerine karşı daha güçlü bir bağışıklık tepkisine ve daha hızlı ilaç alımına yol açtığı iddia edilmektedir. Ayrıca İntradermal enjeksiyon cilt yüzeyine daha yakın olduğundan enjeksiyon sonucu oluşabilecek reaksiyonlar daha hızlı ortaya çıkar. Bununla birlikte, Subkütan enjeksiyon ve kas içi enjeksiyonla karşılaştırıldığında prosedürün karmaşıklığı nedeniyle İntradermal enjeksiyon yoluyla uygulama nispeten nadirdir.

Dövme işlemi veya tekniği, pigmentin derinin alt tabakasına yerleştirilmesini içerir. Geleneksel olarak, dövme genellikle pigmenti kesiklere sürtmeyi içeriyordu. Modern dövme neredeyse her zaman bir dövme makinesinin ve genellikle insan sağlığına yönelik riski azaltmak için prosedürler ve aksesuarlar kullanılmasını gerektirir.

Deri emilimi, maddelerin deri yoluyla vücuda girebildiği bir yoldur. Soluma, yutma ve enjeksiyon ile birlikte, deriden emilim yolu, ilaç uygulamalarında kullanılabildiği gibi bu yolla zehirli (toksik) maddelere de maruz kalınabilir. Maddelerin deri yoluyla emilimini etkileyen en önemli etmenler, madde konsantrasyonu, temas süresi, ilacın çözünürlüğü ve cildin veya vücudun maruz kalan bölümünün fiziksel durumu olarak bildirilmiştir.