Havza, bir nehir ya da göl havzası, nehrin kaynağı ile sonlandığı yer arasında kalan, nehre su veren tüm alanı kapsamaktadır. Akarsuyun ana kolu ve yan kolları ile birlikte sularını topladığı ve drene ettiği bu alana akaçlama havzası da denilir.
Çoruh, Türkiye'nin kuzey-doğusundaki Erzurum ili sınırları içerisindeki Mescit Dağları'ndan doğan bir nehirdir. Kelkit-Çoruh Fayı boyunca Bayburt, İspir, Tortum, Yusufeli ve Artvin şehirlerinden akarak Gürcistan'a ulaşır ve buradan; yani Batum'un hemen güneyinden, Türkiye-Gürcistan sınırının birkaç kilometre kuzeyinden, Karadeniz'e dökülür.
Akarsu, yeryüzünde ya da yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan sudur. Çoğunlukla tatlı sudan oluşan akarsular, tatlı su gölleriyle birlikte insanlığın temel su ihtiyacını karşılamak için kullanılırlar. Bunun yanında gıda, enerji ve turizm sektörleri tarafından da kullanılırlar.
Birikinti ovası, genel olarak alüvyon materyalin birikmesiyle oluşur. Temel oluşturucu süreç akarsu aşındırması erozyon ve akarsu biriktirme süreçleridir. Ancak dalgalar ve buzulların aşındırma, biriktirme süreçleriylede oluşabilir. Örneğin: Kuzey Almanya ovası buzulların yığdırdığı lösler ile kaplı polderler ve geest adı verilen alçak platoda hafifçe engebelendirilmiş tekdüze büyük bir ovadır. Ülkenin hemen hemen en verimli toprakları bu bölgededir.
Baraj, eski zamanlardan beri insanlığın su ihtiyacını karşılamak ve tarımsal alanların sulanması amacıyla inşa edilen su yapılarıdır. Günümüzün modern barajları stratejik öneme sahiplerdir. Çünkü;
Boğaz vadi derine doğru aşındırmanın fazla olduğu yerlerdeki vadi şeklidir. Sert kayalardan ve yatay tabakalardan oluşmuş bölgelerde görülür. Yamaç eğimleri fazladır ve tabanları yoktur. Akarsu iki düzlük arasındaki dağlık, yüksek alanı aşındırarak, boğaz vadiyi oluşturur. Dağlık arazilerde akarsuların oluşturduğu boğaz vadiler ulaşımı kolaylaştırır. Sakarya Nehri'nin Samanlı Dağları'nın doğu ucunda oluşturduğu Geyve Boğazı hem karayolu hem de demiryolunun geçtiği bir ulaşım alanıdır.
Vadi ya da koyak, akarsuyun içinde aktığı, kaynaktan ağıza doğru sürekli inişi bulunan ve birkaç kilometre ile binlerce kilometre arasında olabilen coğrafi alandır. Kısaca vadi, iki dağın arasında zamanla oluşan çukurluktur. Vadiler, akarsuların yaptığı aşınmayla yanlamasına, derinlemesine gelişir. Genellikle dağ ya da tepelerle çevrelenirler.
Akarsu morfolojisi ya da diğer adıyla nehir morfolojisi, nehir kanallarının şekillerini ve zaman içerisinde nehir kanallarının yönlerinin ve şekillerinin nasıl değiştiğini göstermek için kullanılan terimlerdir.
Ubsa Gölü, Uvs Gölü, büyük bir bölümü Moğolistan'da küçük bir kısmı ise Rusya'ya bağlı Tuva Cumhuriyeti sınırları içerisinde yer alan yüksek tuz oranına sahip bir kapalı havza gölüdür. 3.350 kilometrekarelik yüzölçümüyle Moğolistan'ın en büyük gölü olma özelliğini taşıyan göl, deniz seviyesinden 759 metre yükseklikte bulunur. Gölün kuzeydoğu ucu Moğolistan sınırlarını aşarak, Rusya Federasyonu'na dâhil olan Tuva Cumhuriyeti topraklarına girer. Çevresindeki en büyük yerleşim birimi Ulaangom kentidir. Çok sığ ve tuzlu olan bu gölün suyu binyıllar önce bölgeyi kaplayan bir tuzlu denizin kalıntılarıdır.
Akarsuların en uç noktalarında görülen morfolojik birimlerdir.
Aksu Çayı, Akdeniz Bölgesi'nin Göller Yöresi'nden doğarak Antalya yakınlarında denize dökülen akarsudur. Aksu Çayı, Büyük Hitit Kralı IV. Tuthaliya'nın vasalı olan Tarhuntaşşa kralıyla yaptığı antlaşmaya göre bugünkü Teke yarımadasında yer alan Lukka diyarıyla Orta Toroslar'da yer alan Tarhuntaşşa bölgesini birbirinden ayıran sınır olarak belirlenmiştir.
Çatalca-Kocaeli platosu, Çatalca-Kocaeli yarımadasında yer alan, akarsuların aşındırmasıyla peneplenleşmeye uğramış alçak plato. Yüzeyi hafif dalgalı olan plato yüzeyinin ortalama yükseltisi 150 m'dir. Üzerinde aşınımdan arta kalan tepeler yer alır: Büyük Çamlıca tepesi, Karlıdağ (328m), Kayışdağı, Alemdağ, Aydosdağı.
Köprüçay, eskiden Eurimedon, Isparta Sütçüler yakınlarında Toros dağlarından doğan, dar ve derin kanyonlardan geçerek Serik yakınlarında Akdeniz'e dökülün akarsu. Antik zamanlarda adı Eurymedon'dur. Köprü Çayı'n; havza alanı 2.357 km2, yıllık debisi 3065 hm³, uzunluğu 178 km, ağız yüksekliği 0 m (Akdeniz), kaynak rakımı 2.151 m'dir.
Arpaçay veya Ahuryan Türkiye-Ermenistan sınırını oluşturan, Arpa Gölü'nden doğan, Aras nehrinin önemli kolu olan akarsu. Toplam 186 km uzunlukta ve 9.500 km² yağış havzasına sahiptir. Türkiye tarafında 5.437 km² büyüklüğündeki alanın sularını boşaltır. Karahan, Telek Suyu ve Kars Çayı önemli kollarıdır. Debisi 39.412 m³/sn'dir.
Sille Çayı, Konya kapalı havzasında bulunan, mevsimlik akışlı bir akarsudur. Konya şehir merkezinin kuzeydoğusunda 200 km² genişliğinde havzaya sahiptir. Sel rejimli akarsu yağışlı mevsimde akış göstermektedir.
Dış kuvvetler; akarsular, rüzgârlar, yer altı suları, buzullar, dalgalar ve akıntılar gibi çeşitli etmenlerin Dünya'yı şekillendirmesidir. Bu etmenler atmosfer kökenli olup enerjilerini güneşten alırlar. Dış kuvvetler, iç kuvvetlerin etkisiyle oluşan yüksek yerleri aşındırarak deniz seviyesine indirmeye çalışır. Dünyanın şekillenmesinde iç ve dış kuvvetler değişim halindedir, bu değişim uzun bir zaman aralığını kapsadığından insanlar tarafından gözlenme şansı yoktur.
Anamur Çayı , Mersin ili, Anamur ilçesinde bulunan akarsu. Toros Dağları'ndan yeraltı akarsuyu olarak doğar, 35 km sonra Anamur merkezden Akdeniz'e dökülür.
Kol, daha büyük bir nehre veya göle akan bir akarsudur. Bir kol doğrudan bir denize veya okyanusa akmaz. Kollar ve ana akım nehirleri, yüzey ve yeraltı sularının çevresindeki drenaj havzasına boşalarak suyu okyanusa doğru yönlendirir.
Kapma olayı, bir akarsuyun geriye aşındırma yaparak başka bir akarsuyu kendisine katmasıdır. Bu durum; kapma olayı, kapma (kaptür-captüre), bir akarsuyun diğerini kapması şeklinde ifade edilir.
Acısu Çayı, Akdeniz'e dökülen Antalya ili akarsuyu. Serik sınırlarında Toroslar üzerindeki Akkayrak Tepe güneyinden, karstik kaynaklardan doğar. Mevsimlik veya sürekli akarsu kollarını alarak Belek'ten denize dökülür.