Deoksiriboz nükleik asit veya kısaca DNA, tüm organizmaların ve bazı virüslerin canlılık işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir nükleik asittir. DNA'nın başlıca rolü bilgiyi uzun süre saklamasıdır. Protein ve RNA gibi hücrenin diğer bileşenlerinin inşası için gerekli olan bilgileri içermesinden dolayı DNA; bir kalıp, şablon veya reçeteye benzetilir. Bu genetik bilgileri içeren DNA parçaları gen olarak adlandırılır. Bazı DNA dizilerinin yapısal işlevleri vardır, diğerleri ise bu genetik bilginin ne şekilde kullanılacağının düzenlenmesine yararlar.
Otizm, üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır. Bu belirtiler otizmi, Asperger sendromu gibi daha hafif seyreden otistik spektrum bozukluğundan (OSB) ayırır. Otizm kalıtımsal kökenlidir ancak kalıtsallığı oldukça karmaşıktır ve OSB'nin kökeninin çoklu gen etkileşimlerinden mi yoksa ender görülen mutasyonlardan mı kaynaklandığı çok açık değildir. Nadir vakalarda, doğum sakatlıklarına neden olan etmenlerle yakından bağlantılıdır. Diğer görüşlere göre ise çocuklukta yapılan aşılar gibi nedenler tartışmalıdır ve aşı kökenli varsayımların ikna edici bilimsel kanıtları yoktur. 2007 yılında yapılan araştırmalara göre otizmin prevalansını 1.000 kişiye bir ya da iki vaka olarak tahmin eder, aynı araştırmalardaki tahminlere göre OSB yaklaşık 1.000 kişide altı vakadır ve erkeklerde rastlanma oranı kadınlara göre 4,3 kat daha fazladır. 2022 yılı CDC verilerine göre otizmin görülme sıklığı 44 çocuktan 1'e yükselmiştir. Otizm vakalarının sayısı 1980'lerden beri oldukça fazla oranda artmıştır. Bunun nedeni kısmen tanı koyma yöntemlerindeki değişikliklerdir; gerçek prevalansın artıp artmadığı anlaşılamamıştır.
Bakteri (İngilizce telaffuz: [bækˈtɪəriə] ( dinle); tekil isim: bacterium), tek hücreli mikroorganizma grubudur. Tipik olarak birkaç mikrometre uzunluğunda olan bakterilerin çeşitli şekilleri vardır, kimi küresel, kimi spiral şekilli, kimi çubuksu, kimi virgül şeklinde olabilir. Yeryüzündeki her ortamda bakteriler mevcuttur. Toprakta, deniz suyunda, okyanusun derinliklerinde, yer kabuğunda, deride, hayvanların bağırsaklarında, asitli sıcak su kaynaklarında, radyoaktif atıklarda büyüyebilen tipleri vardır. Tipik olarak bir gram toprakta bulunan bakteri hücrelerinin sayısı 40 milyon, bir mililitre tatlı suda ise bir milyondur; toplu olarak dünyada beş nonilyon (5×1030) bakteri bulunmaktadır, bunlar dünyadaki biyokütlenin çoğunu oluşturur. Bakteriler gıdaların geri dönüşümü için hayati bir öneme sahiptirler ve gıda döngülerindeki çoğu önemli adım, atmosferden azot fiksasyonu gibi, bakterilere bağlıdır. Ancak bu bakterilerin çoğu henüz tanımlanmamıştır ve bakteri şubelerinin sadece yaklaşık yarısı laboratuvarda kültürlenebilen türlere sahiptir. Bakterilerin araştırıldığı bilim bakteriyolojidir, bu, mikrobiyolojinin bir dalıdır.
Ribonükleik asid (RNA), bir nükleik asittir, nükleotitlerden oluşan bir polimerdir. Her nükleotit bir azotlu baz, bir riboz şeker ve bir fosfattan oluşur. RNA pek çok önemli biyolojik rol oynar, DNA'da taşınan genetik bilginin proteine çevirisi (translasyon) ile ilişkili çeşitli süreçlerde de yer alır. RNA tiplerinden olan mesajcı RNA, DNA'daki bilgiyi protein sentez yeri olan ribozomlara taşır, ribozomal RNA ribozomun en önemli kısımlarını oluşturur, taşıyıcı RNA ise protein sentezinde kullanılmak üzere kullanılacak aminoasitlerin taşınmasında gereklidir. Ayrıca çeşitli RNA tipleri genlerin ne derece aktif olduğunu düzenlemeye yarar.
Sir Clive William John Granger Galli ekonomist ve Nottingham Üniversitesi ve Kaliforniya Üniversitesi'nde emekli profesör. 2003 Nobel Ekonomi Ödülü'nü Robert F. Engle ile paylaştı.
Genetikte, mikroRNA (miRNA) yaklaşık 21-23 nükleotit uzunluğunda tek iplikli RNA molekülü türüdür, gen ifadesinin düzenlenmesinde rol oynar. miRNA'lar kodlamayan RNA'lardandır, yani DNA'dan transkripsiyonu yapılan ama proteine çevirisi yapılmayan genler tarafından kodlanırlar. Pri-miRNA olarak adlandırılan primer transkriptler işlenerek, önce pre-miRNA adlı kısa sap-ilmik yapılarına, sonra da fonksiyonel miRNA'ya dönüşürler. Olgun miRNA moleküller bir veya daha çok mesajcı RNA (mRNA) ile kısmî tamamlayıcıdır ve başlıca işlevleri gen ifadesini aşağı ayarlamaktır. 1993'te Lee ve çalışma arkadaşları tarafından Victor Ambros laboratuvarında keşfedilmişlerdir, ancak mikroRNA terimi ilk 2001'de kullanıma girimiştir.
Wolfgang Ketterle, Alman fizikçi. 2001 yılında Eric Allin Cornell ve Carl Wieman ile beraber Nobel Fizik Ödülü'nü kazanmıştır.
Xanthi FC İskeçe şehrinin Yunan futbol kulübü. Takım Yunanistan Süper Ligi'nde mücadele etmektedir.
Yontar takımyıldızı yönündeki düzensiz galaksi için Yontar Düzensiz Cüce Galaksisi'ne bakınız.
Altılık Cüce Galaksisi Altılık takımyıldızı yönünde bulunan ve Samanyolu'nun uydu galaksisi olan bir cüce küremsi galaksidir. Mike Irwin, M.T. Bridgeland, P.S. Bunclark ve R.G. McMahon tarafından 1990 yılında keşfedilmiştir. Galaksi, Güneş Sistemi'nden yaklaşık olarak 290.000 ışık yılı uzaklıktadır ve -8 mutlak parlaklık ile bilinen en zayıf galaksiler arasındadır.
Karina Cüce Gökadası Karina takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 330.000 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve Samanyolu'nun uydu gökadası olan bir cüce gökadadır. R. D. Cannon ve diğer gök bilimcilerden oluşan bir ekip tarafından 1977 yılında keşfedilmiştir. Samayolu'nun diğer uydu gökadalarından birkaç milyar yıl sonra oluştuğu sanılmaktadır ve en genci 7 milyar yaşında olan yaşlı yıldızlardan oluşur. Gökadanın yaklaşık olarak 13,6 milyar yıl önce oluştuğu sanılmaktadır ve bu da Cüce Karina'yı, Samanyolu'na kıyasla görece olarak daha genç yapmaktadır.
Dünya'nın Evren'deki yeri son yüzyılda radikal bir şekilde artarak 400 yıllık teleskobik gözlemlerle oluşturulmuş bilgilerdir. Başlangıçta Dünya'nın Evren'in merkezi olduğuna inanılmakta, sadece uzaktaki sabit yıldızlar ve çıplak gözle gözlenen gezegenlerden oluşmaktaydı. 17. yüzyılda Güneşmerkez model kabul edildikten sonra William Herschel ve diğer gök bilimcilerin gözlemleriyle diğer bilgilere ulaşılabilmiştir. 20. yüzyıla gelindiğinde sarmal bulutsu gözlemleri gökadamızın; gruplar, kümeler ve süperkümelerle, genişleyen bir evren içinde milyarca gökadadan sadece bir tanesi olduğunu ortaya koymuştur. 21. yüzyıla gelindiğinde görünür Evren'in genel yapısı, iplikçikler ve boşlukların içinde şekillenen süperkümelerle netleşmeye başladı. Süperkümeler, iplikçikler ve boşluklar muhtemelen Evren'de var olan en büyük ve tutarlı yapılardır.
Bu dizin, Güneş Sistemi'nden uzaklığına göre sıralanmış olan açık yıldız kümelerinin bir listesidir. Açık küme, aynı dev moleküler bulut içinde oluşan ve yerçekimsel olarak birbirlerine bağlı olan birkaç bin yıldızın oluşturduğu bir gruptur. Samanyolu gökadasında 1,000'den fazla açık küme bilinmektedir ancak gerçekte bu rakam on katına kadar çıkabilir.
Dünyadaki yaşamın evrimsel tarihi, fosil ya da günümüz yaşayan canlı organizmaların evrildiği süreçlerin izlerini takip eder. Yaşamın evrimsel tarihi, yeryüzünde yaşamın kökeninden, günümüzden yaklaşık 4,5 milyar yıl önceki bir tarihten, günümüze kadar uzanmaktadır. Günümüz tüm canlı türleri arasındaki benzerlikler, bilinen tüm canlı türlerin, evrim süreçleri içinde giderek birbirlerinden ayrıldığı ortak bir ataya sahip olduklarına işaret etmektedir.
İtalya, Yunanistan'ın başkenti Atina'da düzenlenen 1896 Yaz Olimpiyatları'na bir sporcuyla katıldı. Atıcılık etkinliklerinde kapsamındaki tek bir müsabakada mücadele eden Giuseppe Rivabella, herhangi bir madalya kazanmayı başaramadı.
Hepatit, karaciğer hücrelerinde inflamasyon ile karakterize tıbbi durumdur. İsim Yunanca hepar (ἧπαρ); hepat- (ἡπατ-), karaciğer kökünden ve sonek -itis, "inflamasyon" 'dan türemiştir (c. 1727) Karaciğerdeki inflamasyon zamanla kendini sınırlayabilir ya da fibrozis ve siroza ilerleyebilir.
Phillip Allen Sharp, Amerikan genetikçi ve moleküler biyolog. RNA bağlanmasının kaşiflerinden biridir. Richard J. Roberts ile birlikte ökaryot hücrelerinin DNA dizelerindeki genlerin bitişik sırada olmadığını, aralarda intron denilen okunmayan ve protein sentezine katılmayan bölümlerin olduğunu keşfettiler. Bu sayede mRNA'lar aynı DNA dizesinden bu bölümleri farklı şekilde silmeleri ile farklı proteinleri kodlayabilmektedir. İkili bu keşifleri ile 1993 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülünü kazanmışlardır.
Alnilam, Avcı takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 1.300 ışık yılı uzaklıkta bulunan B-tipi mavi süperdev yıldızdır.
Philippe Boesmans, Belçikalı klasik müzik bestecisidir.
Bu, tahmini küresel nüfusa göre primat türlerinin bir listesidir. Tüm primatların sayıları ölçülmediği için bu liste kapsamlı değildir.