İçeriğe atla

Stratejik Silahların Sınırlandırılması Görüşmeleri

Stratejik Silahların Sınırlandırılması Görüşmeleri (İngilizce: The Strategic Arms Limitation Talks-SALT), ABD ile SSCBSoğuk Savaş’ın süper güçleri- arasında mermi ve silahlanma kontrolü konusunda yapılan ikili görüşmeler ve uluslararası antlaşmadır. Antlaşma SALT I ve SALT II şeklinde iki turdu.

Müzakereler Kasım 1969’da Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de başladı. SALT I, iki ülke arasında geçici olarak imzalanan Anti-Balistik Füze Antlaşması’dır. ABD, 1979’da imzalanan SALT II antlaşmasını Sovyetler Birliği’nin antlaşmadan bir yıl sonra Afganistan’ı işgal etmesine tepki olarak onaylamamayı tercih etti. 1986 yılında ABD, SALT II antlaşmasından tamamen çekildi.

Antlaşmalar START (Strategic Arms Reduction Treaty- Türkçe: Stratejik Silahların Azaltılması Antlaşması) adı altında START I (ABD ve Sovyetler Birliği arasında 1991 yılında yapılan antlaşma) ve START II (ABD ve Rusya arasında 1993 yılında yapılan antlaşma) ile devam etti. İki antlaşma da, her silaha bir nükleer başlık olmasını konu ediniyordu.

SALT I

SALT I Antlaşması, Stratejik Silahların Sınırlandırılması Antlaşması’nın ilk ayağıdır. SALT I, mevcut düzeydeki stratejik balistik füze rampası sayısını dondurmuştur ve eskiden kullanılan Kıtalararası Balistik Füze (ICBM) ve Denizaltı Tarafından Gönderilen Balistik Füze (SLBM) rampalarını söktürüp yerine aynı sayıda yeni denizaltı balistik füze rampaları koydurmuştur. Sovyetler Birliği ve ABD'nin stratejik nükleer kuvvetleri 1968 yılında karakter değiştirdi. 1967 yılına kadar, ABD tarafından düzenlenen, kayıt altına alınan 1054 ICBM ve 656 SLBM füzeleri, aynı zamanda kayıt altına alınmayan, depolanan ve sayısı artan Çoklu Bağımsız Hedeflenebilir İniş Aracı (MIRV) savaş başlığı vardı. MIRV’lar birden fazla nükleer savaş başlığı taşımaları, ABM (Anti Ballistic Missile-Anti Balistik Füze) sistemlerini şaşırtmak için sık sık manken kullanmaları, MIRV’lara karşı olan ABM sistemleri tarafından yapılan savunmayı zorlaştırıyor ve pahalılaştırıyordu.

Antlaşmanın bir maddesi her iki ülkenin de ABM sistem sayısını limitte tutmasının gerekli olduğu yönündeydi. Sovyetler Birliği’nin 1966 yılında Moskova çevresinde böyle bir sistemi vardı ve ABD 1967 yılında on iki ICBM sitelerini korumak için bir ABM programı açıkladı. Modifiye edilmiş iki katmanlı Moskova ABM sistemi hâlen kullanılmaktadır. ABD, “Korunma Programı”nın yürürlükte olduğu, Minuteman üssünün olduğu Kuzey Dakota’ya ABM sistemi yerleştirmiştir. Sistemin pahalılığı ve sınırlı etkinliği nedeniyle, Pentagon 1975 yılında "Korunma Programı”nı bitirdi.

Müzakereler Gerard C. Smith, Silahların Kontrolü ve Silahsızlanma Ajansı müdürü başkanlığındaki ABD heyeti ile, Helsinki'de başlayan bir dizi toplantı, 17 Kasım 1969’dan Mayıs 1972 tarihine kadar sürdü. Sonraki oturumlar Viyana ve Helsinki’de gerçekleşti. Uzun bir kilitlenmeden sonra SALT I’in ilk sonuçları, ABM sistemleri ile ilgili olan antlaşmayla Mayıs 1971’de geldi. 26 Mayıs 1972’de Richard Nixon ve Leonid Brejnev’in Moskova’da imzaladığı Anti Balistik Füze Antlaşması ve ABD ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin Bazı Tedbirler için Ofansif Kollarının Sınırlandırılması Geçici Antlaşması ile görüşmeler sonlandırıldı. Aynı zamanda bir dizi antlaşma da kabul edildi. Bu ABD ile SSCB arasındaki ilişkileri geliştirmiştir.

SALT II

Jimmy Carter ve Leonid Brejnev, 18 Haziran 1979'da Viyana'daki Hofburg Sarayı'nda SALT II anlaşmasını imzalarken.

SALT II, 1972’den 1979’a kadar Birleşik Devletler ve Sovyet müzakereciler arasındaki stratejik nükleer silahların üretimini azaltmak amacıyla yapılan bir dizi görüşmedir. Bu, SALT I görüşmelerinin bir devamı olmuştur ve iki ülke temsilcileri tarafından yürütülmüştür. SALT II, iki tarafın da stratejik kuvvetlerinin bütün kategorideki teslimat araç sayısını 2250’ye indiren ilk nükleer silah antlaşmasıdır.

SALT II antlaşması, ABD'ye SSCB'nin üçüncü nesil ICBM silahları olan SS-17, SS-18 ve SS-19'la birlikte Çoklu Bağımsız Hedeflenebilir İniş Aracı'nı silahlandırmayı vazgeçirmeye yardım etmiştir. 1970'li yılların sonlarında SSCB'nin füze tasarım büroları, her füzeye 10-38 savaş başlığı olacak şekilde deneysel sürümlerini geliştirdi. Ayrıca Sovyetler, gizlice, Tu-22Mleri 30 taneye indirecekleri ve onlara kıtalararası menzil vermeyeceklerine dair anlaştılar. Özellikle bu, Birleşik Devletler'in, Sovyetler'i Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler'in silahlanma alanındaki çabalarını sınırlandırmak için önemliydi.

SALT II Antlaşması yeni füze programlarını yasakladı (yeni bir füze anda dağıtılan füzeleri göre% 5 daha iyi bir anahtar parametre ile biri olarak tanımlanır), böylece her iki taraf da yeni bir stratejik füze tipleri gelişimini sınırlamak zorunda kaldılar. Ancak Birleşik Devletler, Başkan Carter'ın ilk vurma hamlesine göre çok yavaş ve temel savunma sistemi olmasını dilediği, en gerekli programları olan Trident ve Cruise füzelerini korumuştur. Buna karşılık, SSCB sadece korumak amaçlı, sözde "ağır ICBM" olan 308 tane SS-18 füzelerini tutmuştur.

Stratejik rampaları sınırlamak için yapılan antlaşma, Leonid Brejnev ve Jimmy Carter tarafından Viyana'da 18 Temmuz 1979'da imzalandı. Amerika Birleşik Devletleri Senatosu'nun anlaşmayı onaylamasını reddetmesine yanıt olarak, Dış İlişkiler Komisyonu Senatosu'nun genç bir üyesi, Delaware senatörü Joseph Biden, Sovyet Dışişleri Bakanı Andrey Gromyko ile bir araya gelip "Amerikalıların ilgileri ve kaygıları" hakkında eğitim vermiş ve ne Eyalet Sekreterliği'nin ne de Carter'ın elde edeceği bazı değişiklikleri güvence altına almıştır.

Anlaşmanın imzalanmasından altı ay sonra, Sovyetler Birliği Afganistan'ı işgal etti ve aynı yılın Eylül ayında, Amerika Birleşik Devletleri, bir Sovyet muharebe tugayının Küba'da konuşlu olduğunu keşfetti.(Başkan Carter bu tugayın Küba'ya yeni konuşlandığını iddia etse de 1962'deki Küba Füze Krizinden beri tugay Küba'daydı.) Bu gelişmeler ışığında, antlaşma Amerika Birleşik Devletleri Senatosu tarafından hiçbir zaman onaylanmadı. Yine de, Reagan Yönetimi, Sovyetlerin anlaşmayı ihlal ettiğini söylerek SALT II anlaşmasından çekilene kadar bu görüşmeler, iki tarafı da 1986'ya kadar onore etti.

Daha sonraki tartışmalar Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması'nın (START) ve Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Antlaşması altında gerçekleşti.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Stratejik Savunma Girişimi</span>

Stratejik Savunma Girişimi, bilinen adıyla Yıldız Savaşları, 1980'li yıllarda, Amerika Birleşik Devletleri'nde o zamanki başkan Ronald Reagan tarafından tasarlanan bir askeri tasarıdır. Bu proje, Amerika Birleşik Devletleri'nin Soğuk Savaş dönemindeki rakibi SSCB'nin kıtalar arası balistik füzelerini uzaydan kontrol edilen lazer ışınları ile henüz Amerikan topraklarına ulaşmadan yok etmesi üzerine kurulu bir bilimkurgu ürünü, gerçekdışı projedir.

<span class="mw-page-title-main">Varşova Paktı</span> Komünist ülkeler arasında imzalanan uluslararası askerî ittifak antlaşması

Varşova Paktı ya da resmi olarak Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardımlaşma Antlaşması, 14 Mayıs 1955 tarihinde Varşova'da, sekiz sosyalist ülkenin imzası ile kurulan askeri ve siyasal birlik. Antlaşmayı imzalayan ülkeler Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya, Romanya ve SSCB'ydi. Anlaşma, daha önceleri SSCB ile Çekoslovakya (1943); Polonya (1945); Bulgaristan, Macaristan ve Romanya (1948) arasında imzalanan ikili anlaşmaları bütünlüyordu. Pakt, Macaristan, Çekoslovakya ve Afganistan'ın işgalleri gibi önemli siyasal olaylarda askeri unsur olarak yer almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Küba Füze Krizi</span> Küresel kriz

Küba Füze Krizi, ABD’nin Türkiye ve İtalya'ya, SSCB’nin ise Küba’ya nükleer başlıklı füze yerleştirmesi ile başlayan; Ekim 1962’de dönemin iki süper gücünü karşı karşıya getiren ve dünyayı nükleer savaş tehdidi altında bırakan bunalımdır.

<span class="mw-page-title-main">Yumuşama (uluslararası politika)</span> uluslararası ilişkilerde ilişkilerin yumuşama durumu

Yumuşama, özellikle siyasi ilişkilerin sözlü iletişim yoluyla gerilimlerin azaltılması anlamına gelen bir diplomasi terimidir. Bu terim, 1912 yılında Fransa ve Almanya'nın gerilimleri azaltmaya yönelik başarısız girişimleriyle ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer silahlanmanın kronolojisi</span> Nükleer Silahlanma Tarihi

20. yüzyıl, teknolojik ilerleme ve başarı bakımından aynı zamanda uygarlaşmış milletlerin birbirlerine sarf ettikleri şiddet içerici suçlamalar bakımından dikkate değerdir. Birkaç saat içerisinde, hatta bir anda bile insanoğlunun tümünü yok edebilecek nükleer silahların icadı ve nükleer enerjinin gelişmesi, medeniyet ve tehdit kavramlarını hiçbir yerde birbirine bu kadar yaklaştırmamıştı.

<span class="mw-page-title-main">Balistik füze</span> nükleer, kimyasal, biyolojik başlık taşıyabilen uzun menzilli güdümlü veya güdümsüz füzedir

Balistik füze, nükleer, kimyasal, biyolojik başlık taşıyabilen uzun menzilli güdümlü veya güdümsüz füzedir. Bu füzeler tek bir nükleer başlık taşıyabilecekleri gibi, birden fazla başlık taşıyarak bu başlıkları farklı hedeflere yollayabilirler. Bu silahlar, motorlu uçuşta aerodinamik olarak yönlendirilen seyir füzelerinden farklı bir kategoridedir.

<span class="mw-page-title-main">Kıtalararası balistik füze</span> Asgari 5500 km ve daha fazla menzili olan balistik füzelerdir

Kıtalararası balistik füze (KABF) asgari 5500 km ve daha fazla menzili olan, nükleer başlık taşıması amacıyla tasarlanmış balistik füzelerdir. Ayrıca kimyasal ve biyolojik silah etkileri ile de donatılabilir. Tek bir füze birden fazla hedef için birden fazla savaş başlığı taşıyabilir. Erken model KABFlerin hedefi tam vurmak konusunda yetenekleri kısıtlıydı, bu yüzden genelde şehir gibi büyük hedefler için kullanılıyorlardı. Daha sonra hedefi isabet kabiliyeti artınca askeri hedeflere karşı kullanılmaya başlandı. İkinci ve üçüncü nesil tasarımlar isabet konusunda bayağı ilerlediği için en küçük hedeflere bile başarılı nokta atışı yapabildi.

<span class="mw-page-title-main">Rusya Stratejik Füze Kuvvetleri</span>

Rusya Stratejik Füze Kuvvetleri, Rusya'yı havadan ve hava sahası dışından gelebilecek her türlü saldırıya karşı korumakla görevlidir. Rusya Silahlı Kuvvetleri komutası altındaki en büyük 3.kuvvettir.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer üçleme</span>

Nükleer üçleme, üç bileşenden oluşan nükleer cephane anlamına karşılık gelir. Üç kollu bir nükleer kabiliyete sahip olmanın amacı, herhangi bir düşmanın bir ilk vuruş saldırısında ülkenin bütün nükleer güçlerini yok etmesi olasılığını önemli ölçüde düşürmektir. Öyle ki, karşılık olarak güvenilir ikinci bir vuruş tehdidini sağlar ve böylece bir ülkenin nükleer caydırıcılığını artırır.

<span class="mw-page-title-main">NATO Çift Yön Kararı</span>

NATO Çift Yön Kararı, NATO'nun 12 Aralık 1979'da Varşova Paktı'na önerdiği bir karar. Buna göre iki taraf da orta menzilli balistik füzelerde kısıtlamaya gidecekti. Bir anlaşmazlık hâlinde NATO, Batı Avrupa'ya daha fazla orta menzilli nükleer silah konuşlandıracaktı.

<span class="mw-page-title-main">Anti-balistik füze</span> balistik füzelere karşı füze

Anti-balistik füze, balistik füzelere karşı koymak için tasarlanan bir füze. Balistik füzeler nükleer, kimyasal, biyolojik silahlar veya konvansiyonel savaş başlıkları atmak için kullanılır. Anti-balistik füzeler ise bu füzelere karşı koymak için tasarlanmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Füze savunması</span>

Füze savunması, düşman füzelerinin algılanması, izlenmesi, durdurulması ve tahrip edilmesiyle ilgili bir sistem, silah veya teknolojidir. Başlangıçta nükleer kıtalararası balistik füzelere (ICBM) karşı savunma olarak tasarlanmış olup sonradan daha kısa mesafeli nükleer olmayan taktik füzeleri de içerecek şekilde genişledi.

Jericho, İsrail tarafından 1960'lardan günümüze kadar geliştirilen, uygulanmış balistik füzelerin birbiriyle yakından ilgili bir ailesi için verilen genel bir addır. İsmi, 1963 yılında İsrail ve Dassault arasında imzalanan Jericho'nun ilk geliştirme sözleşmesinden alınmış ve kod adı da İncil'deki Jericho şehrinden referans olarak verilmiştir. Çoğu İsrail klasik silah sisteminde olduğu gibi, test verilerinin, hükûmet yetkililerinin kamuya açıklamalarının ve özellikle de Shavit uydu fırlatma aracıyla ilgili açık bilgilerin ayrıntılarının bulunduğu kesin ayrıntılar sınıflandırılmıştır. Daha sonraki Jericho ailesi gelişimi, Jericho II IRBM'nin türevleri olduğuna inanılan ve Jericho III ICBM'nin gelişiminden önce gelen Shavit ve Shavit II uzay fırlatma araçlarıyla ilgilidir.

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri-Sovyetler Birliği ilişkileri</span> İkili ilişkiler

Amerika Birleşik Devletleri-SSCB ilişkileri, Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki diplomatik ilişkilerdir.

<span class="mw-page-title-main">Denizaltından fırlatılan balistik füze</span>

Denizaltından fırlatılan balistik füze (SLBM), denizaltılardan fırlatılabilen bir balistik füzedir. Modern varyantlar genellikle her biri bir nükleer savaş başlığı taşıyan ve tek bir füzenin birkaç hedefe çarpmasına izin veren bağımsız olarak hedeflenebilir çoklu araçlar sağlamaktadır. Denizaltından fırlatılan balistik füzeler denizaltından fırlatılan seyir füzelerinden farklı şekilde çalışır.

<span class="mw-page-title-main">Anti-Balistik Füze Antlaşması</span>

Anti-Balistik Füze Antlaşması, 1972-2002 yılları arasında faaliyette olan, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasında anti-balistik füzelere karşı bölgeleri savunma amaçlı kullanılan nükleer silahlı balistik füze sistemlerinin sınırlandırılması konusundaki silah kontrolü antlaşması. Anlaşma şartlarına göre her bir parti, her biri 100 anti-balistik füze ile sınırlı olacak olan iki anti-balistik füze kompleksi ile sınırlıydı.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer silahlanma yarışı</span> Soğuk Savaş döneminde yaşanan çekişme

Nükleer silahlanma yarışı, Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği ve müttefiklerinin Soğuk Savaş süresince nükleer savaşta üstünlük kurmak için girdikleri bir silahlanma yarışıydı. Bu dönemde, ABD ve Sovyetler'in yanı sıra diğer ülkeler de nükleer silah geliştirmeye başladı, ancak hiçbiri savaş başlığı üretiminde diğer iki süper güç kadar etkin olmadı.

<span class="mw-page-title-main">PGM-19 Jupiter</span>

PGM-19 Jupiter ya da bilinen adıyla Jüpiter füzeleri, Soğuk Savaş döneminde nükleer silahlanma sürecinde Amerika Birleşik Devletleri'nin yaptığı füzelerdir. Küba Füze Krizi'nde ABD Jüpiter füzelerini İtalya ve Türkiye'ye konuşlandırmış, Sovyetler Birliği ise Küba'ya kendi nükleer füzelerini yerleştirmişti.

<span class="mw-page-title-main">START I</span>

START I (Türkçe: Stratejik Silahların Azaltılması Antlaşması, ABD ve Sovyetler Birliği arasında stratejik saldırı silahlarının azaltılması ve sınırlandırılmasına ilişkin ikili bir anlaşmaydı. Anlaşma 31 Temmuz 1991'de imzalandı ve 5 Aralık 1994'te yürürlüğe girdi. Anlaşma, imzacıların 6.000'den fazla nükleer savaş başlığı ve toplam 1.600 kıtalararası balistik füze ve bombardıman uçağı yerleştirmesini yasakladı.

<span class="mw-page-title-main">Trident (füze)</span>

Trident füzesi, bağımsız olarak hedeflenebilir çoklu araç (MIRV) ile donatılmış denizaltından fırlatılan bir balistik füzedir (SLBM). Aslen <i>Lockheed Missiles ve Space Corporation</i> tarafından geliştirilen füze, termonükleer savaş başlıklarıyla donanmıştır ve nükleer enerjili balistik füze denizaltılarından (SSBN) fırlatılır. Trident füzeleri, Amerika Birleşik Devletleri Donanması'na ait on dört adet Ohio sınıfı denizaltı tarafından taşınmaktadır. Füze adını Neptün'ün mızrağından almıştır.