İçeriğe atla

Stonewall ayaklanmaları

Koordinatlar: 40°44′02″N 74°00′08″W / 40.7338°K 74.0021°B / 40.7338; -74.0021

Stonewall ayaklanmaları
Gey kurtuluş hareketine yol açan olayların parçası
Ayaklanmaların ilk gecesinde serbest fotoğrafçı Joseph Ambrosini tarafından çekildiği bilinen tek fotoğraf, polisle boğuşan eşcinsel gençleri gösteriyor.[1]
Tarih 28 Haziran - 3 Temmuz 1969[2]
Yer Stonewall Inn
40°44′02″N 74°00′08″W / 40.7338°K 74.0021°B / 40.7338; -74.0021
Hedef Gey kurtuluş ve Amerika Birleşik Devletleri'nde LGBT hakları
Yöntem Toplumsal olay, sokak protestoları
Taraflar
New York Şehri Polis Departmanı
  • Taktik Devriye Gücü
  • Dördüncü, beşinci, altıncı ve dokuzuncu şube
Stonewall Inn müşterileri
Sayı
1. Gün: 10 NYPD görevlisi (Inn içinde)
2. Gün: Birden fazla NYPD şubesi
1. Gün: Dışarıda 500-600 destekçi
2. Gün: İçeride ve dışarıda yaklaşık 1000 destekçi

Stonewall ayaklanmaları, ABD'nin New York şehrinin Greenwich Village semtinde yer alan Stonewall Inn adındaki bir bara 28 Haziran 1969'da yapılan bir polis baskınından sonra başlayan bir dizi gösteri ve direniş eylemleridir. Bu gösteriler ABD tarihinde eşcinsellere ve cinsel azınlıklara baskı uygulayan bir sisteme karşı ilk açık direniş olarak tanımlanmaktadır. Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere tüm dünyadaki eşcinsel hakları hareketini tetikleyen olay olarak da kabul edilir.

1950'lerde ve 1960'larda Amerikalı eşcinseller, bazı Varşova Paktı ülkelerine kıyasla daha fazla ayrımcılığa uğruyorlardı.[dipnot 1][3] 1970 öncesi ilk homofil grupları, eşcinsellerin toplumun uyumlu bir parçası olduklarını ispatlamaya çalıştılar. 1960'ların son yıllarına gelindiğinde ise Afroamerikan sivil haklar hareketi ve savaş karşıtı gösteriler başta olmak üzere, döneme damgasını vuran birçok toplumsal hareket ve Greenwich Village'in liberal ortamı, Stonewall ayaklanmalarının da önünü açtı.

1950'ler ve 1960'larda cinsel yönelimini veya kimliğini açıkça ifade edenlerin gidebileceği çok az mekan vardı. Eşcinsellerin gidebileceği barların sahipleri ise nadir olarak eşcinseldi. (Olayların olduğu Stonewall Inn'in sahibi ise Amerikan mafyasıydı.)[4][5] Birçok farklı müşteri kitlesine hizmet veren bu mekanlar, özellikle LGBT toplumunun en dışlanan kesimleri (travestiler, transgenderler, efemine genç erkekler, fahişeler ve evsiz gençler) arasında daha popüler idi. 1960'larda gey barlar rutin olarak polis tarafından baskına uğrardı.

Stonewall ayaklanmalarının olduğu gün ise polis memurları Stonewall Inn'deki durumun kontrolünü çabucak kaybetti ve uyguladığı şiddet ile ayaklanmayı teşvik ederek daha fazla insan kalabalığının barın önünde toplanmasına yol açtı. New York polisi ile Greenwich Village'de yaşayan eşcinseller arasındaki gerginliklerin neticesine ayaklanmaların olduğu günden sonraki akşam daha kalabalık bir protesto gösterisi düzenlendi. Bu gösteriler birkaç gün sonra tekrarlandı. İlerleyen haftalarda Greenwich Village'de yaşayanlar başta olmak üzere, polis tarafından tutuklanmaktan korkmayan eşcinseller, cinsel yönelimlerini açıkça ifade edebilecekleri mekânlar açmak için eylem grupları kurdular.

Stonewall ayaklanmalarının hemen sonrasında New York'ta yaşayan gey ve lezbiyenler, cinsel, sınıfsal ve toplumsal engellerle yüzleşmeye başladı. Olayların gerçekleşmesinin üzerinden altı ay geçtiğinde New York'ta iki eşcinsel eylemci grubunun yanında, gey ve lezbiyenlerin haklarını destekleme amaçlı üç adet gazete kurulmuştu. Birkaç yıl içinde ise başta ABD olmak üzere tüm dünyada LGBT haklarını savunan dernekler kuruldu. 28 Haziran 1970'te Los Angeles ve New York şehirlerinde ayaklanmaların yıldönümünü anan ilk onur yürüyüşleri düzenlendi. Diğer kentlerde de benzeri yürüyüşler düzenlendi. Günümüzde New York'ta Stonewall ayaklanmalarını anmak amacıyla her sene haziran ayının sonunda etkinlikler düzenlenmektedir.[6]

Olayların perde arkası

20. yüzyıl ABD'sinde eşcinsellik

Tarihçi Barry Adam'a göre II. Dünya Savaşı'nın getirdiği toplumsal değişim ile Amerika Birleşik Devletleri'nde birçok insan "savaş öncesi toplumsal düzeni sağlayarak değişimin etkilerini ertelemek" düşüncesi için coşkun bir istek hissettiler.[7] Milletin antikomünizm düşüncesi üzerine vurgulanması ile dürtülen Senatör Joseph McCarthy, ABD hükûmeti, ABD Silahlı Kuvvetleri ve diğer hükûmet organları tarafından finanse edilen ajanslar ve kurumlardaki komünistleri keşfeden duruşmalar yaparak, millî bir paranoyaya yol açtı. Anarşistler, komünistler ile "gayrı-Amerikan" ve baltalayıcı olarak varsayılan diğer insanlar, güvenlik için risk olarak görülüyordu. ABD Dışişleri Bakanlığı, eşcinsellerin şantaja meyilli olduklarını iddia eden bir teoriyi takip ederek 1950'de eşcinselleri bu listeye eklediler. Bir raporda ABD Dışişleri Bakanı Müşaviri James E. Webb, "Aleni sapıklık eylemleri ile ilgilenen kişilerde normal insanların duygusal istikrarının eksik olduğuna genel olarak inanılmaktadır" diye yazmıştır.[8] 1947 ile 1950 arasında eşcinsellik şüphesinden dolayı 1700 federal iş başvurusu reddedildi, 4380 kişi ordudan ihraç edildi ve 420 kişi hükûmet işlerinden atıldı.[9]

1950'ler ve 1960'lar süresince Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve polis teşkilâtlarında bilinen eşcinsellerin, en çok uğradıkları müesseseler ve arkadaşlarının listeleri vardı; ABD Posta Hizmeti, eşcinselliğe ilişkin maddelerin gönderildiği adresleri kayıt tuttu.[10] Devlet ve yerel hükûmetler de aynı renkten oynadılar: eşcinsellere hizmet eden barlar kapatıldı ve müşterileri tutuklanıp yerel gazetelerde kötülendiler. Geyleri mahalleler, parklar, barlar ve plajlardan kovmak için şehirler "sweeps" (temizlikler) yaparlardı. Öteki cinsiyetin kıyafetlerini giymeyi yasak ettiler ve üniversiteler, eşcinsel olduğundan şüphelenilen eğitmenleri işlerinden attı.[11] Binlerce gey ve lezbiyen kişi kamusal ortamda aşağılandı, fiziksel olarak taciz edildi, işlerinden atıldı, tutuklandı ya da akıl hastanelerine alındı.

1952'de Amerikan Psikiyatri Birliği eşcinselliği, bir sosyopatik kişilik bozukluğu olarak Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı (DSM) listesine ekledi. 1962'de yapılan ayrıntılı bir çalışma, bozukluğu travmatik veli-çocuk ilişkilerinden dolayı karşı cinse karşı hissedilen patolojik, gizli bir korku olarak tanımlayarak onun listede yer almasını gerekçeledi. Bu görüş tıp mesleğinde çok yaygın ve etkiliydi.[12] Bununla birlikte 1956'da Evelyn Hooker, bir çalışmada kendini eşcinsel olarak tanımlayan erkeklerin mutlulukları ve iyi ayarlanmış mizaçlarını, heteroseksüel erkeklerinki ile karşılaştırıp herhangi bir fark bulamadı.[13] Onun çalışması tıp toplumunu afallattı ve Hooker, birçok gey erkek ve lezbiyen için kahraman oldu;[14] ancak eşcinsellik 1973'e kadar DSM'den kaldırılmadı.

Homofil eylemciliği ve Compton's Cafeteria ayaklanması

Bu eğilime karşılık olarak, eşcinsellerin toplumsal davasını ilerleten ve tutuklanmaktan korkmayan geyler ve lezbiyenler için kaynaşma fırsatları sağlayan iki tane birbirinden bağımsız dernek kuruldu. Los Angeles bölgesinde yaşayan eşcinseller 1951'de "Mattachine Society" isimli derneği, komünist eylemci Harry Hay'in evinde kurdular.[15] Derneğin amaçları eşcinselleri bir araya getirmek, onları eğitmek, onlara öncülük etmek ve "cinsel sapıklar"a hukukî sorunlarda yardım etmekti.[16] Radikal yaklaşımından dolayı büyük direniş ile karşılaşması nedeniyle Mattachine Society, 1953'te vurgusunu asimilasyon ve saygınlıkla değiştirdi. Dernek, geyler ve lezbiyenlerin heteroseksüeller gibi normal insanlar olduklarını ispat ederek eşcinsellik hakkında daha çok düşünce sahibi olunulması amacına dayandı.[17][18] Çok zaman geçmeden de San Francisco'da birkaç kadın, salonlarda toplanarak lezbiyenlere yönelik Daughters of Bilitis (DOB)'i kurdular.[19] DOB'yi kuran sekiz kadın özgün olarak dans etmek için tehlikesiz bir yere sahip olmak amacı ile toplanmalarına karşın, DOB büyüdükçe Mattachine'ye benzer amaçlar geliştirdi ve üyelerinin genel topluma aykırı olmamalarını arzu ettiler.[20]

1953'te hükûmet baskısına karşı ilk itirazlar yapıldı. "ONE" adlı bir örgüt, Postane'nin göndermekte direndiği ONE, Inc. dergisini yayımladı. Sade kahverengi ambalaj kâğıtlarının içinde gönderilen dergi sayısı, heteroseksüel evliliklere giren eşcinseller hakkında idi; Postane bunun müstehcen olduğunu bildirdi. Neticede bu dava ABD Yüksek Mahkemesi'ne taşındı; sonuç olarak da One, Inc.'in ABD Posta Hizmeti ile sayılarını gönderebileceği kararı verildi.[21]

Homofil örgütlerinin (o dönemdeki gey örgütlerin adı) sayıları artarak Doğu Yakası'na yayıldılar. Zaman geçtikçe bu örgütlerin üyeleri daha cesur oldular. Frank Kameny, Washington'un Mattachine'sini kurdu. O eşcinsel olduğu için ABD Silahlı Kuvvetleri Harita Hizmeti'nden atılmıştı ve görevine geri alınmak için açtığı davanın sonucu olumsuzdu. Kameny, eşcinsellerin heteroseksüellerden farklı olmadıklarını yazarak çabalarını ruh sağlığı uzmanlarına iletmeyi hedefledi; bunların bazıları da Mattachine ve DOB toplantılarına gelip üyelerine anormal olduklarını söylediler.[22] Afroamerikan sivil haklar hareketi tarafından esinlenmiş[23] Kameny, 1965'te Beyaz Saray ve diğer hükûmet binalarının önünde istihdam ayrımcılığına karşı bir grev düzenledi. Bu grevler, başta Mattachine ve DOB'nin bazı önderleri olmak üzere, birçok eşcinseli şaşırtmıştı.[24][25] Aynı zamanda sivil haklar ile feminist hareketleri tarafından düzenlenen ve Vietnam Savaşı'na karşı yapılan gösteriler, 1960'lar boyunca önem, sıklık, şiddet ve polis kuvvetleri ile yaşanan çatışmalar sayısı bakımından artıyordu.[26]

Çok az sayıdaki küçük gey toplulukların dış kenarlarında cinsiyet beklentilerine meydan okuyanlar vardı. Bunlar efemine erkekler ile maskülen kadınlar ya da ya yarı zamanlı ya da devamlı olarak kadın gibi giyinen ve yaşayan biyolojik erkekler ile erkek gibi giyinen kadınlar idi. Çağdaş nomenklatür onları travestiler olarak tanımladı ve cinsel azınlıkların en görünür temsilcilerinden oldular. Onlar da Mattachine Society ve DOB'nin eşcinsellerin saygıdeğer ve normal insanları olduklarını gösteren özen ile biçimlenen imajı konusunda çeliştiler.[27] Mattachine ve DOB, karşı cinsin giysilerini giymekten dolayı tutuklanmalarının, homofil örgütlerinin mücadelelerine paralel olduğunu varsaydılar; onlara benzer fakat onlardan belirgin olarak ayrı. 1966'da drag queenler, fahişeler ve travestiler San Francisco'daki Compton's Cafeteria'da oturduklarında polisler, kadın gibi giyinen erkekleri tutuklamak için geldi. Bir ayaklanma oluştu. Kafeteryanın sahipleri bardaklar, tabaklar ve çay tabaklarını atarak restoranın cephesindeki çekme cam pencerelerini kırdı ve birkaç gün sonra yeni pencereler konulduktan sonra geri gelip tekrar pencereleri kırdılar.[28] Profesör Susan Stryker, Compton's Cafeteria ayaklanmasını "cinsel yönelim ayrımcılığı eyleminden çok, bir transgender ayrımcılığı eylemi" olarak tanımlıyor ve ayaklanmayı, homofil örgütlerinin önemini azalttığı cinsiyet, ırk ve sınıf sorunlarına bağlıyor.[27] Ayaklanma, San Francisco'daki transgender eylemciliğin başlangıcı oldu.[28]

Greenwich Village

Greenwich Village'deki Washington Square Park

I. Dünya Savaşı'ndan sonra askeriyeye katılan birçok erkek ve kadın, büyük şehirlere taşınma fırsatından yararlandı ve New York'un Greenwich Village ve Harlem mahalleri büyük gey ve lezbiyen nüfuslarına sahip oldular. Bir gazete makalesinde "kısa saçlı kadınlar ve uzun saçlı erkekler" olarak tanımlanan geyler ve lezbiyenlerin yaşadıkları yerlerde ondan sonraki yirmi yıl boyunca kendi belirgin altkültürü geliştirildi.[29] Dönemdeki içki yasağı gey müesseselerine kasıtsız olarak avantajlar sağladı, zira alkollü içki içmek ahlâksız olarak sayılan diğer hareketler gibi ancak gizlice yapılabilen bir şey oldu. New York Şehri, kamu ve özel iş kuruluşlarda eşcinselliği cezalandıran yasaları yürürlüğe soktu; ancak alkol çok rağbet gördüğü için çok sayıda geçici speakeasy ve empromptü içme kuruluşu vardı ve yetkililer bunların hepsini denetlemekte zorlandılar.[30]

1950'lerin sosyal baskısı, Greenwich Village'de bir kültürel devrim ile sonuçlandı. Sonradan "Beat" şairleri olarak bilinen bir takım şair anarşi, uyuşturucu ve hedonistik keyifler hakkında yazılar yazdılar. Bunlardan ikisi Allen Ginsberg ile William S. Burroughs (her ikisi de Greenwich Village'de oturuyorlardı) eşcinsellik hakkında da yazdılar. Onların eserleri hem acıyıcı, liberal düşünceli kişileri hem de bir topluluk arayan eşcinsellerin ilgilerini çekti.[31]

1960'ların ilk yıllarına kadar belediye başkanı Robert F. Wagner, Jr., 1964 Dünya Fuarı için hazırlanır iken şehrin imajı hakkında bilgi edinmek istedi. Onun buyruğuna göre New York Şehri'ndeki bütün gey barların yok edilmesi kuralı tam olarak yürürlükteydi. Şehir, bu barların içki satma ruhsatlarını feshetti ve gizli polis memurları, mümkün olduğu kadar eşcinseli tuzağa atmaya çalıştılar.[32] Gizli memurlar bir bar ya da bir parkta buldukları biri ile sohbet ederdi; eğer bu sohbette, onların mekandan birlikte ayrılma olasılığı varsa ya da eğer memur adama bir içecek ısmarlarsa o adam fuhuşa teşvikten dolayı tutuklanırdı. New York Post'ta yayımlanan bir makale, bir spor salonunun soyunma odasında bir memurun pantolon ağını tutarak inlemesi üzerine salonda bulunan birinin iyi misin diye sorması üzerine bu adamın polise iyi olup olmadığına dair soru sorduğu için tutuklanmasını anlattı.[33] Bu kadar nahoş davaları savunan oldukça az avukat vardı ve bu avukatların bazılarının maaşları da tutuklayan memurca ödenirdi.[34]

Mattachine Society, yeni seçilen belediye başkanı John Lindsay'in New York'taki polis tuzağı kampanyasına son vermesini başardılar. New York State Liquor Authority ("New York Eyâleti İçki Müdürlüğü"; SLA) ile daha zor geçindiler. Eşcinsellere hizmet etmeyi cezalandıran herhangi bir yasanın bulunmamasına rağmen mahkemeler, "ahlâksız" olma olasılığı olan şirketlerin içki satma ruhsatlarını verip kaldırmanın takdirini SLA'ya verdi.[35] Greenwich Village'in büyük gey ve lezbiyen nüfusuna rağmen barların dışında bunların taciz ya da tutuklanmaya uğramadan toplanabildikleri çok az yer var idi. 1966'da New York'taki Mattachine branşı, Greenwich Village'deki geylerin uğradığı Julius isimli bir barda eşcinsellerin uğradıkları ayrımcılığı tanıtmak için bir "sip-in"[dipnot 2] eylemi düzenledi.[36]

Geyler ve lezbiyenlerin uğradıkları barların hiçbiri eşcinsellere ait değildi. Neredeyse hepsi organize suç gruplarına aitti ve onlar tarafından denetlenirdi; bu sahipler düzenli olarak uğrayanlara kötü davranır, içkilerini sulandırır ve içkiler için yüksek fiyatlar isterdi. Bununla birlikte devamlı polis baskınlarını önlemek için polise para öderlerdi.[37]

Stonewall Inn

Stonewall Inn barının Greenwich Village'deki konumu

51 ve 53 Christopher Street adresinde bulunan Stonewall Inn, şehirdeki birçok diğer müessese gibi Genovese ailesi'ne ait idi.[4] 1966'da Mafya'nın üç üyesi, eskiden heteroseksüellere yönelik bir restoran ve gece kulübü olan Stonewall Inn'i bir gey bara dönüştürmek için 3500 dolar ödediler. Stonewall Inn'in içki satma ruhsatı yoktu; buna karşılık haftada bir kez bir polis memuru, rüşvet olarak para dolu zarflar alırdı.[38][39] Barda çeşme yoktu - kullanılmış bardaklar su dolu küvetlerin içinde yıkanıp hemen sonra tekrar kullanılıyordu.[37] Herhangi bir yangın çıkışı yoktu ve tuvaletler devamlı olarak kaplanıyordu.[40] Bar fahişelik için kullanılmamasına karşın uyuşturucu satışları ve diğer "nakdi işlemler" yer alırdı. Dans etmenin serbest olduğu gey erkeklere yönelik New York Şehri'ndeki tek bar idi;[41] bir gey bar olarak yeniden açılmasından beri dans etmek mekanın ana cazibesiydi.[42]

1969'da Stonewall Inn'i ziyaret edenler, kapının içinde bir gözetleme deliği ile onları gözden geçiren bir fedai tarafından karşılanırdı. Alkol almanın kanunî olarak geçerli olduğu yaş 18 idi ve "Lily Law", "Alice Blue Gown" ya da "Betty Badge" gibi isimler ile[43] bilinen gizli polisi bilmeyerek içeriye almaktan kaçınmak için ziyaret edenler ya kapıcı tarafından bilinmeleri ya da gey gözükmeleri gerekiyordu. Hafta sonlarında giriş fiyatı 3 dolar idi; bunu ödeyen müşterilere karşılıklı olarak iki tane içecek alabilmelerini sağlayan iki tane bilet verilirdi. Müşterilerin, barın özel bir "şişe kulübü" olduğunu ispat etmek için bir kitapta imzalarını vermeleri gerekiyordu, fakat gerçek isimlerini neredeyse hiçbir zaman yazmazlardı. Stonewall'da iki tane dans pisti vardı; içerisi siyah boyalıydı, böylece çok karanlıktı ve jel ya da siyah ışıklar kullanılıyordu. Eğer polisi görürlerse normal beyaz ışıkları açıp herkesin dans etmeyi ya da birbirine dokumayı durdurmalarını gerektiğine işaret ederlerdi.[43] Barın arka tarafında "queen" (kraliçe)'ler tarafından uğranan daha küçük bir oda vardı; makyaj yapan ve saçıyla oynayan (fakat erkek kıyafetlerini giyen) efemine erkeklerin gidebildiği iki bardan biriydi.[44] Sadece birkaç tane travesti ya da tam olarak kadın kıyafetini giyen erkekler fedai tarafından girme izni alıyordu. Müşterilerin "yüzde 98'i erkek" idi, fakat bazen lezbiyenler de barı ziyaret ederdi. Stonewall'ın yakınlarında bulunan Christopher Park'ta uyuyan daha genç, evsiz ergenler, müşterilerin onlara içecekler almaları için bara girmeye çalışırlardı.[45] Müşterilerin yaş aralığı geç yeniyetmelikten erken otuzlarına ve ırk çeşitliliği beyaz, siyah ve Hispanik insanların arasında eşit olarak yayılıyordu.[44][46] Barın müşteri çeşitliliği, konumu ve dans etme cazibesinden dolayı Stonewall Inn, birçok kişi tarafından "şehirdeki gey bar" ("the gay bar in the city") olarak biliniyordu.[47]

Gey barlarda sürekli polis baskınları yer alıyordu; ortalama ayda bir kez her bara bir baskın yapılırdı. Alkolün polis tarafından haczedilmesi olasılığına karşı birçok bar, işin en kısa sürede tekrar başlamasını sağlamak için barların arkasında bir gizli panelin içinde ya da sokağın aşağısına doğru park edilen bir arabada yedek alkol saklardı.[4] Bar yönetimi, polis uyarılarından dolayı genellikle polis baskının yer alacağını biliyordu.[48] Tipik bir baskında lambalar açılırdı ve müşteriler dizilip onların hüviyet cüzdanları denetlendi. Hüviyeti olmayanlar veya tam olarak kadın kıyafetlerini giyen erkekler tutuklandı, diğerleri ise gidebilirlerdi. Kadın kıyafetleri giyen erkekler dahil bazı erkekler, hüviyet olarak askerlik kartlarını kullanırlardı. Kadınların üç tane kadınsı giysi giymeleri gerekiyordu ve eğer bu giysileri giymedilerse tutuklanırlardı. Genellikle barların personeli ve yönetimi de tutuklanırdı.[48] Ayaklanmalardan önceki salı günü Stonewall Inn'de bir baskın dahil olmak üzere 28 Haziran 1969'dan hemen önceki dönem yerel barların sürekli olarak baskın edilmeleri[49] ve Checkerboard, Tele-Star ve Greenwich Village'dakiler ve iki tane daha kulübün kapatılması ile işaretlendi.[50][51]

Ayaklanmalar

Polis baskını

Stonewall Inn'in planı[52]

28 Haziran 1969 Cumartesi günü, sabah saat 1:20'de koyu takım elbise giyen dört sivil polis, üniforma giyen iki devriye görevlisi, Dedektif Charles Smythe ve Müfettiş Yardımcısı Seymour Pine, Stonewall Inn'in çift kapısından girip "Polis! Yeri devralıyoruz!" ("Police! We're taking the place!") diye ilân ettiler.[53][dipnot 3] Kamu Ahlâk Takımı dışarıda sinyal için beklerken iki gizli kadın polis ile iki gizli erkek polis, görsel delil toplamak için o akşam bara daha erken girdiler. İçeride iken barın jetonlu telefonunu kullanarak Altıncı Polis Bölgesi (Sixth Precinct)'ni yardım için aradılar. Müzik kapatıldı ve ana lambalar açıldı. O gece barda aşağı yukarı 200 kişi vardı. Bir polis baskınını daha önce hiç görmemiş müşteriler neler olduğunu anlamıyordu ancak ne olduğunu fark eden birkaç insan kapılara ya da tuvalet pencerelerine doğru koşmaya başladı. Polisler kapıları kapattı ve etrafı şaşkınlık kapladı. Michael Fader'ın hatırladığına göre: "Her şey o kadar çabuk gelişti ki bilinmezlikte kaybolurdun. Birdenbire polis geldi ve bardan çıkarılmak için sıraya girip kimliklerimizi hazırlamamız gerektiğini söylediler."[53][dipnot 4]

Baskın, planlandığı şekilde olmadı. Standart prosedüre göre müşteriler bir sıraya alınıp kimlikleri sorulurdu; kadın polis memurları kadın gibi giyinen müşterilerin cinslerini doğrulamak için onları tuvaletlere götürürdü ve kadın gibi giyinen erkekler tutuklanırdı. O gece kadın gibi giyinenler memurlara eşlik etmemekte direndiler. Sıradaki erkekler kimliklerini göstermemekte direnmeye başladı. Polis, o anda barda bulunan herkesi polis merkezine götürmeye karar verdi ve barın arkasındaki bir odada travestileri ayırdı. Ailesi tarafından Steve olarak bilinen Maria Ritter: "En büyük korkum tutuklanmaktı. En büyük ikinci korkum ise annemin elbisesi ile resmimin bir gazetede ya da bir televizyon raporunda çıkmasıydı" diye anlatır.[54] Hem müşteriler hem de polisler, polislerin bazı lezbiyenlere vücut araması yaparken onları "uygunsuz bir şekilde el ile sarkıntılık [ederek]...[onlara] kabadayılık etmelerinden dolayı teşvik edilen rahatsızlık hissinin çabucak bulaştığını anlatır.[55]

Bir nonoşun karşı koyduğunu ne zaman gördünüz?... Şimdi zaman değişiyor. Salı gecesi saçmalık için son geceydi.... Ağırlıklı olarak tema "bu bokun durması lazım!" (idi)

Anonim Stonewall ayaklanmaları katılımcısı[56]

Polisler barın alkolünü mahkûm arabalarında taşıyacaklardı. Yirmi sekiz kutu bira ve on dokuz şişe ağır liköre el koydular ancak mahkûm arabaları hâlâ varamadıkları için müşteriler, sırada 15 dakika beklemek zorunda kaldı.[54] Tutuklanmayanlar ön kapıdan müsaade edildiler ancak normalde olanın aksine meydanı hızlı şekilde terk etmediler. Bunun yerine dışarıda durup olayları izleyen bir insan kalabalığı oluşturmaya başladılar. Dakikalar içerisinde bazıları Stonewall'dan müsaade edilen, bazıları polis arabaları ile insan kalabalığına dikkat edip ilgisi çekilmiş olanlardan oluşan 100-150 kişilik insan kalabalığı Stonewall'ın dışında toplanmıştı. Polislerin bazı müşterileri bardan dışarıya itmeleri ya da tekme atmalarına karşın polis tarafından müsaade edilen bazı müşteriler poz vererek ve abartılı bir şekilde polise selam vererek insan kalabalığı için numara yaptılar. Kalabalığın alkışı ise onları daha çok teşvik etmişti: "Bilekler bükülgen, saçlar taralıydı ve alkışlara gösterilen tepkiler klasikti".[57]

Müfettiş Pine'ın hatırladığına göre ilk mahkûm arabası varınca çoğu eşcinsellerden oluşan insan kalabalığı, tutuklanan kişilerin sayısından en az on kat daha büyük idi ve herkes çok sessizdi.[58] Telsiz iletişim kullanımında bir karışıklık, ikinci bir mahkûm arabasının varışını erteledi. Polisler, seyircilerin alkışları ile Mafya üyelerine ilk mahkûm arabasına doğru eşlik etmeye başladılar. Onun ardından sıradan elemanlar da arabaya alındı. Bir seyirci "Gay Power!" ("Gey Gücü!") diye bağırdı, birisi "We Shall Overcome" şarkısını söylemeye başladı ve insan kalabalığı, "büyüyen ve yoğunlaştırılmış düşmanlık" ile karıştırılan zevk ve genel hoş mizaç ile tepki verdi.[59] Bir memur bir travestiyi ittikten sonra travesti, kalabalığın yuhalamaya başlaması ile onun kafasına el çantası ile vurarak tepki verdi. Olay yerinden geçen yazar Edmund White: "herkes huzursuz, sinirli ve canlı. Hiç kimsenin sloganı yok, tavrı bile yok, ama bir şeyler dönüyor" diye hatırlamıştır.[60] Hâlâ barın içinde bulunan müşterilerin dövüldüklerini iddia eden bir rivayet insan kalabalığı arasında yayılınca bozuk paralar, sonra da bira şişeleri arabaya atıldı.

Kelepçeli bir kadın birçok kez bar kapısında beklemekte olan polis arabasına götürülmeye çalışılınca bir boğuşma başladı. Kadın defalarca kaçtı ve on dakika boyunca küfür ederek ve bağırarak dört tane polis ile mücadele etti. "Tipik bir New York butch'u" ve "bir 'dyke' - stone butch" olarak tarif edilen bu kadın, bir şahite göre kelepçelerinin çok sıkı olduğunu şikâyet etmesi üzerine bir polis tarafından kafasına baton ile vuruldu.[61] Seyircilerin hatırladıklarına göre kimliği hâlâ bilinmeyen[dipnot 5] bu kadının seyircilere bakarak "Neden bir şey yapmıyorsunuz?" ("Why don't you guys do something?") diye bağırması kalabalığın savaşmasını teşvik etmişti. Bir memur onu kaldırıp arabanın arkasına attıktan sonra[62] insan kalabalığı güruh hâline dönüp "çılgın" oldu: "İşte o anda olay yeri patlamaya hazır bir bombaya dönüştü".[63]

"Bardağı taşıran son damla"

Polis, kalabalıktaki bazı insanları zaptetmeye çalışıp birkaç insanı devirerek seyircileri daha çok kışkırttı. Polis, arabadaki kelepçelileri (bazı şahitlere göre kasti olarak) başıboş bıraktıktan sonra kelepçelilerin bazıları kaçtı.[dipnot 6][64] İnsan kalabalığı polis arabasını devirmeye çalışınca Müfettiş Pine, arabaların en kısa sürede geri dönmelerini emretmesi ile birlikte birkaç tane yırtılmış tekerliği bulunan o araba, iki tane diğer araba ile hemen meydanı terk etti. Bu gürültü, neler olduğunu öğrenen daha çok insanı çekti. Kalabalıkta bir insan, "[Mafya] polislere para ödemediler" ("they didn't pay off the cops") gerekçesi ile barın baskına uğradını iddia etmesinden sonra başka biri "onlara para vererek onları kovalım!" ("Let's pay off the cops!") diye bağırdı.[65] İnsan kalabalığı "Domuzlar!" ("Pigs!") ve "Nonoş polisler!" ("Faggot cops!") diye bağırırken bozuk paralar polislere doğru atılıyordu. Polislere bira kutuları atıldı ve polis sert çıkış yaparak kalabalığı kısmen dağıttı; insan kalabalığı sonra olay yerine yakın bir inşaat alanı bulup alandaki tuğla dizilerini keşfetti. 500-600 kişiye göre az kalan polisler, Stonewall'dan iki kapı uzak bir bardan ayaklanmalardan etkilenen halk müziği şarkıcısı Dave Van Ronk dahil olmak üzere bir sürü insanı gasp etti. Van Ronk'ın gey olmamasına rağmen savaş karşıtı gösterilere katılırken polis şiddetini yaşamıştı: "Bana kalırsa, polislere karşı koyan herhangi birisi bana göre tamamdı, o yüzden kaldım... Etrafında döndüğün her anda polisler bir tür rezalet çıkarmaya çalışıyordu."[65][dipnot 7] İki tane kadın polis dahil olmak üzere on tane polis memuru, kendi güvenlikleri ile Van Ronk, Howard Smith (The Village Voice'ın bir yazarı) ile bir sürü kelepçeli tutuklunun güvenliklerini sağlamak için Stonewall Inn'in içerisinde barikat kurdu.

Ayaklanmaları anlatan çok sayıda açıklama, gösterinin hiçbir önceden var olan örgütü ya da belirli gayesi olmamasının altını çizer; yer alanların hepsi hazırlıksız idi.[dipnot 8] Michael Fader'ın anlattığına göre:

Hepimiz bu boktan sıkıldığımızı hissettik. Birinin başkasına söylediği somut bir şey değildi; aslında sanki yıllar boyunca biriken her şey o tek gecede ve o tek mekânda doruğuna ulaşmış gibiydi ve bu düzenlenmiş bir gösteri değildi... Kalabalıkta herkes asla geri dönmeyeceğimizi hissediyordu. Bardağı taşıran son damla gibi idi. O ana kadar bizden sürekli alınan bir şeyi geri kazanma zamanıydı... Her tür insan, her tür sebep, fakat çoğunlukla tam öfke, sinir, keder, her şey birleşti ve her şey doğal akışını sürdürdü. Yıkımların çoğunu yapan polislerdi. Biz aslında içeriye dönmeye ve özgürlüğü keşfetmeye çalışıyorduk. Ve biz en sonunda özgürlüğe sahip olduğumuzu hissettik, ya da en azından özgürlüğü talep ettiğimizi gösterme özgürlüğüne. Geceleyin ezik bir şekilde dolaşıp onların bize zorbalık etmelerine izin vermeyecektik - ilk kez çok kuvvetli bir şekilde direniyorduk ve esasen polisleri şoke eden budur. Havada bir his vardı; bizim layık olduğumuz geç kalmış özgürlük [sonunda geldi] ve onun için mücadele edeceğiz. Bu çeşitli şekiller aldı fakat sonuçta gitmeyecektik. Ve gitmedik.[66]

Polisler ile ilk boğuşanlardan olan "sokak çocukları"nı gösteren bu fotoğraf, New York Daily News'ın pazar 29 Haziran 1969 tarihli sayısının ön kapağında yayımlanmıştı.

Ayaklanmaların ilk gecesi çekilen tek fotoğraf, Inn'e yakın Christopher Park'ta yatan evsiz gençlerin polisler ile boğuştuğunu gösterir.[67] Bir ay sonra yayımlanan Mattachine Society haber bülteni, ayaklanmaların neden yer aldıklarını izah eden kendi açıklamasını öne sürdü: "[Burası] çoğunlukla, diğer eşcinsel sosyal buluşma yerlerine kabul edilmeyen ya da [buraları için] parası yetmeyen bir grup insana hizmet ederdi... Stonewall, bu çocukların evi oldu. Baskına uğrayınca onun uğruna savaştılar. Bu ve şehirdeki en toleranslı ve açık fikirli gey yerinden başka kaybedecek şeylerinin olmaması, neden [ayaklanmaların yer aldıklarını] anlatıyor."[68]

Binaya çöp tenekeleri, çöpler, şişeler, taşlar ve tuğlalar fırlatıldı, pencereler kırıldı. Şahitlerin iddialarına göre "flame queen"ler (çok gösterişli drag queenler), erkek fahişeler ve gey "sokak çocukları", yani gey topluluğun en çok dışlanmış insanları, ilk fırlatılanlardan ve bir parkmetrenin kökünden sökülüp Stonewall Inn kapılarına karşı bir tür koçbaşı olarak kullanılmasından sorumlu idi.[69] Baskın esnasında "full drag" ("tam drag") Sylvia Rivera, "Bu kadar sene boyunca bize bokmuşuz gibi davranmadınız mı?... Şimdi sıra bizde!... Hayatımın en harika anlarından idi." diye hatırlıyor.[70] Polis bir yangın hortumu alır iken güruh çöpü ateşe verip kırık camların içinden soktular. Su basıncı olmaması nedeni ile hortum, kalabalığı dağıtmakta başarısızdı; hatta kalabalığı teşvik ediyormuş gibi görünüyordu.[dipnot 9] Göstericiler, polislerin bara baskın etmelerini önlemek amacı ile bar sahipleri tarafından kontrplak ile kaplanan pencereleri kırıp geçtiklerinde, içerideki polisler tabancalarını kılıflarından çıkarttılar. Kapılar aniden açıldı ve polisler sinirli kalabalığın üzerine tabancalarını doğrultup ateş etmekle tehdit ettiler. Polislerin yanında duran The Village Voice yazarı Howard Smith, kendini güruh ya da polisten savunması gerektiğinden emin olmayıp bardan bir vida anahtarı alıp kendi pantolonun içine soktu. Barın içine çakmak gazı döken birisi görmüştü; gaz ateşe verilir ve polis nişan alır iken, siren sesleri duyuluyordu ve itfaiye arabaları varmıştı. Bu hamle 45 dakika sürmüştü.[71]

Tırmanma

Stonewall'ın içine hapsolmuş polisleri kurtarmak için New York Şehri Polis Departmanı'nın Taktik Kolluk Kuvvetleri ("Tactical Police Force"; TPF) varmışlardı. Bir polis memurunun gözü kesilmiş, birkaç diğer memur ise uçan molozlar tarafından berelenmişti. O gece köpeğini gezdirirken Stonewall'ın önünden geçen Bob Kohler, TPF'in varışına şahit olmuştur: "İşin eğlenceli kısmının bittiğini anlayabilmek için yeterince isyana katılmıştım... Polisler madara edildiler. Böyle bir şey daha evvel hiç yer almamıştı. Gelmiş geçmiş en kızgın hâllerinde idiler; çünkü kendileri dışında herkes ayaklanmıştı... ancak perilerin ayaklanmamaları gerekiyordu ... hiçbir grup hiçbir zaman polisleri geri çekilmeye zorlamamıştı, yani kızgınlık derecesi muazzam idi. Demek istediğim, öldürmek istiyorlardı."[72] Kalabalık büyüyünce polisler, hapsedilmesi mümkün olan herkesi tutuklayıp, hapishaneye doğru giden polis arabalarına soktular; ancak Müfettiş Pine'ın anımsadığına göre "polis arabalarına ısrar ile girmeyen travestiler ile boğuşmalar başladı". Onun anımsaması, sokağın karşı tarafından hadiseleri izleyen bir şahidin hatıraları ile doğrulanabilir. Ona göre "Boğuşanların kim olduklarına gelince bir tek travestiler görebildim ve onlar çok öfkeli bir şekilde boğuşuyorlardı".[73]

TPF bir falanks oluşturdu ve yavaşça ilerleyerek ve kalabalığı geri iterek sokakları boşaltmaya çabalıyordu. Kalabalık, açık bir şekilde polisler ile alay etmeye başlamıştı. Kalabalıktakiler sevinç ile çığlık attı, hazırlıksız olarak "kick line" ("tekme sırası") dansı yapmaya başladı ve The Howdy Doody Show'un tema şarkısının nakaratında şunu söylediler: "We are the Stonewall girls/ We wear our hair in curls/ We don't wear underwear/ We show our pubic hairs" ("Biz Stonewall kızlarıyız/ Saçlarımız kıvır kıvır/ İç çamaşırı giymeyiz/ Pubik kıllarımızı gösteririz").[74] Lucian Truscott'ın The Village Voice'a verdiği raporda: "Mahaldeki durgun durum, kask giyen ve sopa taşıyan polislerin karşısında bir koro sırasının oluşması şeklinde gey ahmaklıkların yer almasına izin verdi. Sıra, tam kick rutinini başlayınca TPF tekrar ilerledi ve çığlık atan gay güçlerinden oluşan kalabalığı Christopher Street'in dışına iterek Seventh Avenue'a ittiler" diye yazmıştır.[dipnot 10][75] Polis baskını sırasında Stonewall'da bulunan bir katılımcı, "Polisler bize hücum ettiler ve işte o anda bunu yapmanın faydalı olmadığını anlamıştım; çünkü [polisler] bir cop ile sırtıma vurdular" diye anımsamıştır.[dipnot 11] Diğer bir beyanda yazıldığına göre: "Ben o tek görüntüyü aklımdan bir türlü çıkartamıyorum. [Cop taşıyan] polisler ile öbür taraftaki 'kick' sırası. En hayret verici şey idi... Ve birdenbire, tahminimce maçoluk ile alay eden o 'kick' sırası... Sanırım o anda kendimi öfkeli hissetmeye başlamıştım. Çünkü insanlar sopalar ile vuruluyorlardı. Neden? Bir 'kick' sırasından dolayı."[76]

Ayaklanmalarının ilk gecesinden sonra neler yer aldığı hakkında muhabbet etmek için birçok protestocunun buluştuğu Christopher Park. Artık parkta bu dönüm noktasını kutlamak için sanatçı George Segal'in yaptığı dört beyaz figür vardır.[77]

Oscar Wilde Memorial Bookshop'un sahibi Craig Rodwell, polislerin katılımcıları çarpık caddelerden kovalayıp, ondan sonraki köşenin başında katılımcıların polisin arkasına geçtiğini gördüğünü açıklamıştı. Kalabalığın bazı üyeleri arabaları durdurttu ve Christopher Street'te sokağı blok etmek amacı ile bir tanesini devirdiler. Jack Nichols ile Lige Clarke, Screw dergisi için yazdıkları köşede "sinirli protestoculardan oluşan muazzam kalabalıklar, 'Catch them!' ('Onları yakala!') diye bağırarak sokaklar boyunca [polisleri] kovdular." diye ilân etmişlerdir.[75]

Sabah saat 4:00'e gelince sokaklar neredeyse boşaltılmışlardı. Sabah boyunca, o gece neler yer aldığına inançsızlıktan şaşıran birçok kişi sahanlıklarda oturdu ya da yakındaki Christopher Park'ta buluştular. Birçok şahit, Christopher Street'in üzerine çullanan gerçeküstü ve ürkütücü sessizliği hatırladılar ancak buna rağmen yine "havada elektrik" vardı.[78] Biri: "İsyan sonrasının bir tür güzelliği vardı... Birçok insanın gerçekten gey olduğu ve yani, bu bizim sokağımızın olduğu en azından bana göre belli idi" diye yorum verdi.[79] On üç kişi tutuklanmıştı. Kalabalıktan bazı kişiler hastaneye yatırıldılar[dipnot 12] ve dört tane polis memuru yaralandı. Stonewall Inn'in içerisinde neredeyse her şey kırılmıştı. Müfettiş Pine, o gece Stonewall Inn'i kapatıp demonte etmeye niyet etmişti. Ankesörlü telefonlar, tuvaletler, aynalar, müzik kutuları ve sigara makineleri, hepsi muhtemelen ayaklanma süresince ve muhtemelen polis tarafından paramparça edildi.[71][80]

Açık başkaldırı

Stonewall kuşatılır iken Craig Rodwell; The New York Times, New York Post ve New York Daily News'u neler olduğuna dair bilgilendirmek için aradı. Üç gazete de ayaklanmalar hakkında makaleler yayımlamıştı; New York Daily News haberi ön kapağında yayımladı. Ayaklanma haberi, Greenwich Village çapında hızlı bir şekilde yayıldı ve Students for a Democratic Society ya da Kara Panterler tarafından düzenlendiğini veya "bir eşcinsel polis memuru, kendi isteklerine karşı çıkması üzerine oda arkadaşının Stonewall'a dans etmek için gitmesi" üzerine başladığını söyleyen rivayetler tarafından katalize edildi.[50] 28 Haziran Cumartesi günü bütün gün boyunca insanlar, yakılmış ve karartılmış Stonewall Inn'e bakmak için geldiler. Barın duvarları "Drag power" (Drag gücü), "They invaded our rights" (Haklarımızı ele geçirdiler), "Support gay power" (Gey gücünü destekleyin) ve "Legalize gay bars" (Gey barları yasallaştır) diye ilân eden graffitilerin yanı sıra polisleri yağmacılık ile suçlayan ve - barın statüsüne dair - "We are open" (Biz açığız) diye ilan eden graffitiler ile kaplanmıştı.[50][81]

Ertesi gece ayaklanmalar tekrar Christopher Street'in etrafını sardı; katılanlar, hangi gecenin daha çılgın veya daha şiddetli olduğunu değişik bir şekilde hatırlıyorlar. Aynı katılımcıların birçoğu - fahişeler, sokak gençleri ve "kraliçeler" - ondan önceki geceden geri dönmüştü ancak bu kez "polis provokatörleri", meraklı izleyiciler ve turistler bile onların arasına katıldı.[82] Birçok katılımcı, eşcinsel sevginin aleniyette hemen hemen sergilenmesine dikkat ettiler; bir şahite göre: "Girebilmek için kapısına vurup bir gözetleme deliği aracıyla birisiyle konuşmak zorunda olduğumuz (günlerden)... Biz artık açıktık. Biz sokaklardaydık."[83]

Biliyor musun, oradaki erkekler çok güzeldi - 10 sene önceki bütün nonoşlardaki incinmiş görünüşü kaybettiler.

Allen Ginsberg

Binlerce kişi tekrar açılan Stonewall'un önünde, yandaki sokaklara dökülmelerine kadar Christopher Street'i boğan bir şekilde toplandı. Bu kalabalık otobüsleri ve arabaları çevreledi veya gey olduklarını itiraf etmedikçe veya gösteriyi desteklediklerini belirtmedikçe bunların sahiplerini rahatsız ettiler.[84] Sylvia Rivera arkadaşının, sürmeye çalışan bir arabanın üstüne zıpladığını görmüştü; kalabalık arabayı ileri geri sallayarak sahiplerini dehşete düşürdü. Rivera'nın diğer bir arkadaşı Marsha P. Johnson, bir sokak lambası direğinin üstüne tırmandı ve ağır bir çantayı bir polis arabasının kaportasının üstüne düşürüp ön camı paramparça etti.[85] Önceki gecede olduğu gibi bütün mahalle çapında çöp tenekeleri ateşe verildi. Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Dokuzuncu polis bölgelerinden gelmiş yüzden fazla polis vardı, fakat sabah saat 2:00'den sonra TPF tekrar varmıştı. "Kick" sıraları ve polis kovalamaları çoğaldı ve azaldılar; polisler, şahitlerin çoğunlukla "sissy" (hanım evladı) ve "swish" (nonoş) isimleri ile tanımladıkları göstericileri zaptettiklerinde kalabalık, onları geri almak için dalgalandılar.[86] Sokak muharebeleri sabah saat 4:00'e kadar sürdüler.[85]

Greenwich Village'de yaşayan Beat şairi Allen Ginsberg, uzun zamandan beri Christopher Street'te yaşıyordu ve coşkun kaosa rast geldi. Önceki gecede yer almış ayaklanmaya dair haberdar olmasından sonra "Gey gücü! Harika, değil mi?... Artık kendimizi gösterme zamanı geldi" dedi ve açık Stonewall Inn'i ilk kez ziyaret etti. Eve doğru yürürken Lucian Truscott'a "Biliyor musun, oradaki erkekler çok güzeldi - 10 sene önceki bütün nonoşlardaki incinmiş görünüşü kaybettiler".[87]

"Çekilmez durum"

Pazartesi ve salı günleri kısmen yağmurdan dolayı Greenwich Village'deki eylemcilik aralıklı oldu. Polis ve mahallede oturanlar birbirlerine düşman oldukları için onların arasında birkaç tane münakaşa ortaya çıkmıştı. Craig Rodwell ile partneri Fred Sargeant, ilk ayaklanmadan sonraki sabah 5000 tane el ilânı yayımlama ve dağıtma fırsatını yakalamıştı. Bunlardan birinde "Get the Mafia and the Cops out of Gay Bars" (Mafyayı ve polisleri gey barlarından kovun) diye yazıyordu. El ilânları geylerden, Stonewall ve Mafya tarafından sahiplenilen diğer gey barları boykot etmelerini ve "çekilmez durum"un incelenmesi için belediye başkanına baskı oluşturmayı amaçladı.[88][89]

Gey topluluğun içerisinde herkes başkaldırıyı olumlu bir gelişme olarak nitelendirmedi. Özellikle 1960'lar boyunca eşcinsellerin heteroseksüellerden farklı olmadıklarını tanıtmaya çalışmış daha yaşlı geylere ve Mattachine Society'nin birçok üyesine göre şiddet ve efemine davranış gösterisi utanç verici idi. 1965'te Beyaz Saray'ın önündeki ilk gey grev hatlarında yürümüş olan Randy Wicker, "koro sıraları oluşturan ve tekme atan cırtlak kraliçeler, insanların eşcinseller hakkında düşünmelerini istediğim her şeyin dışında idi... Village'de intizamsız ve ucuz davranan bir takım drag queen olduğumuz..."[90] Diğerleri ise, bir "sleaze joint" (adilik mekânı) olan Stonewall Inn'in kapatılmasının Village için olumlu olduğunu düşünmüşlerdi.[91]

Mamâfih, çarşamba gününde The Village Voice, ayaklanmalar hakkında Howard White ile Lucian Truscott tarafından yazılan raporlar yayımlamıştı. Bu raporlar olayları ve katılımcılarını kötüleyici bir şekilde tanıttı: "forces of faggotry" (nonoşluk kuvvetleri), "limp wrists" (bükülgen bilekler) ve "Sunday fag follies" (Pazar günü nonoş akılsızlıkları).[92][dipnot 13] Bir gurüh tekrar Christopher Street'te toplandı ve The Village Voice'in bürolarını yakıp kül etmekle tehdit ettiler. 500 ile 1000 arası katılımcı sayısına sahip olan gurühün arasında polis ile başarısız yüzleştirmeler yaşamış diğer gruplar vardı; bunlar, polisin bu durumda nasıl mağlup edildiklerine dair meraklıydı. Tekrar bir sokak muharebesi ortaya çıktı; hem göstericiler hem de polisler yaralandı, yerel mağazalar yağmalandı ve beş kişi tutuklanmıştı.[93][94] Çarşamba gecesindeki olaylar yaklaşık bir saat sürdü ve bir şahit, "Christopher Street azat edilecektir. Nonoşlar baskılarından sıkıldılar" diye olayları özetledi.[95]

Akıbet

Aciliyet hissi bütün Greenwich Village çapında, ayaklanmalara şahit olmamış insanlara bile yayılmıştı. Başkaldırıdan duygulananlar harekete geçme fırsatını hissedip örgütsel toplantılara katıldılar. 4 Temmuz 1969 tarihinde Mattachine Society, Philadelphia'daki Independence Hall'ın önünde "Annual Reminder" ("Yıllık Hatırlatma") adlı yıllık grevini yürüttü. Birkaç yıldır eylemlere katılmış olan düzenleyiciler Craig Rodwell, Frank Kameny, Randy Wicker, Barbara Gittings ve Kay Lahusen, diğer grevciler ile New York Şehri'nden Philadelphia'ya giden bir otobüse bindiler. 1965'ten beri grevler oldukça denetimli idi; kadınlar etek, erkekler ise takım elbise ile kravat giyerdi ve hepsi düzenli sıralarda sessiz bir şekilde yürürlerdi.[96] Bu sene Rodwell, Kameny'nin belirttiği kurallardan kendini kısıtlanmış hissettiğini hatırladı. İki kadın anında el tutuşsalar idi Kameny, "Bu olmaz! Bu olmaz!" ("None of that! None of that!") diye söyleyerek onları ayırırdı. Buna rağmen Rodwell, yaklaşık on tane çiftin el tutuşmalarını ikna etti. El ele tutuşan çiftler Kameny'nin sinirlerini bozdu fakat ondan önceki bütün yürüyüşlere göre daha çok basın mensubunun dikkatini çekmişti.[97][98] Katılımcı Lilli Vincenz, "[Statükonun] değiştiği belli idi, kendilerini ezilmiş hisseden insanlar artık kendilerini yetkili hissediyorlardı" diye hatırladı.[97] Dikkat çekmek amacıyla şu ana kadar kullanılan sessiz ve uysal kurulu vasatları değiştirmeye azmeden Rodwell, New York Şehri'ne geri döndü. Önceliklerinden biri Christopher Street Liberation Day ("Christopher Street Özgürlük Günü")'i planlamak idi.[99]

Gay Liberation Front

Mattachine Society'nin 1950'lerden beri var olmasına rağmen ayaklanmalara şahit olmuş veya ayaklanmalardan esinlenenlere göre derneğin birçok yöntemi artık fazla mazlum görünüyordu. Mattachine, bülteninde yayımladığı "The Hairpin Drop Heard Around The World" başlıklı makalesinde tutumlardaki kaymayı tanıdı.[100][dipnot 14] Bir Mattachine memuru "dostane ve tatlı" ("amicable and sweet") bir mum ışığı seremonisi önerince izleyicilerden bir adam öfkelenip "Tatlı mı?! Saçmalık! O toplumun kraliçelerin üstüne zorladığı roldür." ("Sweet! Bullshit! That's the role society has been forcing these queens to play.") diye bağırdı.[101] "Do You Think Homosexuals Are Revolting? You Bet Your Sweet Ass We Are!"[101][dipnot 15] diye ilân eden bir el ilânı ile Gay Liberation Front ("Gey Kurtuluş Cephesi"; GLF) az sonra kurulmuştu. "Gay" kelimesini kendi ismi içinde kullanan ilk gey örgütü idi. Mattachine Society, Daughters of Bilitis ve bir sürü diğer eski homofil grubu kendi amaçlarını saklamak amacıyla kasten perdeli isimler seçerlerdi.[102]

Yeni kurulan GLF grubunu görmek için onun toplantısına gittikleri zaman militanlığın artışı, yıllardı homofil örgütlerinde çalışmış ve rollerini kamudan hiç saklamamış Frank Kameny ile Barbara Gittings'e göre belli oldu. Bir genç GLF üyesi onların kim olduklarını ve onların itimatların neler olduklarını öğrenmek istedi. Şaşkın bir hâlde kalan Gittings, "Ben geyim. O yüzden buradayım" diye kekeledi.[103] GLF, "Amerikan topluluğunu yeniden yapılandırmak için çaba [harcayabilme]" ülküsü ile savaş karşıtı ve siyah hakları aktivistlerin taktiklerini kullandı ve bu aktivistler ile işbirliğine girdiler.[104] Kara Panterler ve diğer köktenci Yeni Sol ülkülerini üstlendiler ve Afeni Shakur'u desteklemek için Women's House of Detention (New York'ta eski bir kadın cezaevi)'a yürüdüler. Mamâfih, kuruluşundan dört ay sonra üyelerin işletme prosedürü ile anlaşamamaları nedeniyle grup dağıldı.[105]

Gay Activists Alliance

Stonewall ayaklanmalarından itibaren altı ay içinde aktivistler, kent çapında dağıtılan Gay adlı bir gazete çıkarttılar; bunu yapmayı gerekli gördüler çünkü şehrin en liberal yayımı olan The Village Voice, yeni üyeler ve gönüllüler arayan GLF reklamlarında "gay" kelimesinin basılmasına izin vermedi.[106] Altı hafta içinde iki gazete daha kuruldu: Come Out! ile Gay Power; bu yayımların okur sayısı 20.000'den 25.000'e hızla arttı.[107][108]

GLF üyeleri birçok hemcins dansı düzenlediler, fakat GLF toplantıları kaotik idi. Bob Kohler, ayaklanmalara katılan ve çoğu Christopher Park veya Sheridan Square'de uyuyan evsiz gençlere yardım etmek amacıyla giysiler ve para için rica edince, ona verilen cevap kapitalizmin düşüşü ile ilgili bir tartışma idi.[109] Aralık 1969'un sonuna doğru, GLF toplantılara katılmış ve düş kırıklığından dolayı grubu sonradan terk eden birçok kişi Gay Activists Alliance (Gey Aktivistler İttifakı; GAA)'ı kurdular. GAA'nin vurgusu sadece gey sorunları olacaktı ve daha düzenli bir örgüt olacaktı. Anayasası: "Biz, azat edilmiş eşcinsel aktivistler olarak, insan olarak haysiyetimizi ve değerimizi ifade etme özgürlüğünü talep ediyoruz" diye başladı.[110] GAA, "zap" adlı bir taktik geliştirip mükemmelleştirdi; bu zap eylemleri ile aktivistler, bir halkla ilişkiler fırsatında bir siyasetçiyi hazırlıksız olarak yakalayıp onun gey ve lezbiyen haklarını kabul etmeye zorladılar. Belediye meclis üyeleri bu zaplara uğradılar ve belediye başkanı John Lindsay, birçok zap eylemine maruz kaldı - bunlardan biri televizyonda, GAA üyeleri izleyicilerin çoğunu oluşturunca meydana geldi.[111]

Gey bar baskınları Stonewall ayaklanmalarının ardından durmamıştı. Mart 1970'te Müfettiş Yardımcısı Seymour Pine, "Zodiac" ve "17 Barrow Street" barlarına baskın düzenledi. İçki satma ruhsatı veya iskan izni olmayan "The Snake Pit" adlı bir mesai sonrası gey kulübü kısa süre içinde baskına uğradı ve 167 kişi tutuklandı. Bunların birisi Arjantin vatandaşı idi; eşcinsel olması sebebiyle sınır dışı edilmekten korkan Arjantinli, iki katlı bir binanın penceresinden zıplayarak polislerden kaçmayı çalıştı ve böylece 36 santimetre uzunlukta bir sivri çitin üstüne düşüp delindi.[112] New York Daily News ön kapağına genç adamın delinmesini gösteren grafik bir fotoğraf bastı. GAA üyeleri, Christopher Park'tan Altıncı Polis Bölgesi'ne giden, yüzlerce gey, lezbiyen ve liberal sempatizanın TPF'yi barışçıl bir şekilde yüzleştirdikleri bir yürüyüş düzenlediler.[107] Greenwich Village Demokratik Parti şubesi ile Kongre üyesi Ed Koch, kentteki gey barlara yapılan baskılara son verilmesini diledikleri, belediye başkanı Lindsay'e yönelik bir mektup kampanyasını da desteklediler.[113]

Stonewall Inn, ayaklanmaların ardından sadece birkaç hafta ayakta kaldı. Ekim 1969'a gelince kiralığa çıkarıldı. Village'de oturanlar barın adının fazla çıktığını düşündü ve Rodwell'in boykotu müşterileri oraya gitmekten vazgeçtirdi.[114]

Gay Pride (Gey Onur)

Christopher Street Liberation Day 28 Haziran 1970 tarihinde Stonewall ayaklanmalarının birinci yıldönümünü, Christopher Street'te bir toplantı ve ABD tarihinin ilk onur yürüyüşü ile andı. Bu yürüyüş Christopher Street ile Central Park'ın arasındaki 51 sokağı kapsadı. Yürüyüş, hem heyecan hem de gey afişler ve pankartlar ile sokaklarda yürümeye dair endişelerden dolayı planlanan sürecin yarısını sürdü. Geçit töreni ruhsatının ancak yürüyüşün başlamasından iki saat önce teslim edilmesine rağmen yürüyüşçüler, seyircilerden fazla direnişe uğramadılar.[115] New York Times'ın ön kapağında yayımladığı röportaja göre yürüyüşçüler yaklaşık 15 sokağın tamamını doldurdular.[116] The Village Voice, "bir yıl önce Stonewall Inn'de yer alan polis baskınından büyüyen açık dayanışma"yı betimleyerek olumlu bir röportaj yayımladı.[117]

[Yürüyüşçülere karşı] az açık hasımlık var idi ve kenardan izleyen bazı kişiler, "I am a Lesbian" ("Ben bir lezbiyenim") diye yazan bir pankart taşıyan uzun boylu, güzel bir kız geçerken onu alkışladılar.

The New York Times'ın Gay Liberation Day hakkındaki makalesi, 1970[116][dipnot 16]

Gey Onur yürüyüşleri eş zamanlı olarak Los Angeles ve Chicago'da yer gerçekleştirildi.[118] Ertesi yıl Gey Onur yürüyüşleri Boston, Dallas, Milwaukee, Londra, Paris, Batı Berlin ve Stokholm'da yer gerçekleşti.[117] 1972'ye gelince Atlanta, Buffalo, Detroit, Washington, Miami ile Philadelphia, onur yürüyüşlerini ev sahipliği yapan kentler arasına gird.[119]

Kısa zaman içerisinde Frank Kameny, Stonewall ayaklanmalarının getirdiği muazzam değişimi fark etti. 1950'lerde gey aktivizmine katkıda bulunan biri olarak eşcinsellerin heteroseksüellerden farklı olmadıklarına ikna etme taktiklerine alışmıştı. Sadece beş yıl önce diğer aktivistler ile Beyaz Saray, Dışişleri Bakanlığı ve Independence Hall'ın önlerinde yürürken amaçları, ABD hükûmeti için çalışan bireyler gibi gözükmek idi.[120] O sefer on kişi Kameny ile yürümüştü ve basını niyetlerine dair hiç uyarmamıştı. 1969'daki Yıllık Hatırlatma'ya katılanların arasındaki devrimden şaşırmasına rağmen sonradan "Stonewall'un yer aldığı dönemde ülke çapında elli ila altmış arasında gey grubumuz var idi. Bir yıl sonra en az bin beş yüz tane var idi. İki sene sonra...iki bin beş yüz tane var idi."[121]

Kameny'nin ayaklanmalardan sonraki tutum kaymalarına gösterdiği tepkisinden pişman olmasına benzer bir şekilde Randy Wicker, duyduğu utancı "[kendi] hayatının en büyük hatalarından biri" olduğunu açıkladı.[122] O kadar yıl boyunca geylere yapılan tacize karşı hiçbir şeyin yapılmamasından sonra geylerin polislere karşı koymaları "birçok eşcinsel arasında beklenmeyen bir ruh aşıladı".[122] 1965'teki yürüyüşleri fotoğraflayan Kay Lahusen: "1969'a kadar bu harekete genelde homoseksüel veya homofil hareketi ismi verildi... Birçok yeni aktivist Stonewall isyanını gey kurtuluş hareketinin doğuşu olarak değerlendirerek, elbette muazzam bir seviyede gey onurun doğuşuydu" diye belirtir.[123]

Trans dernekleri

Susan Stryker'ın Transgender History kitabına göre, Stonewall ayaklanmalarının trans hak hareketi üzerinde de önemli etkileri olmuştur. Sylvia Rivera ve Marsha P. Johnson, bu hareketin sonrasında kurulan Gay Activists Alliance ve Gay Liberation Front derneklerinde trans bireylerin mücadelesinin yeterince temsil edilmediğine inandıkları için Street Transvestite Action Revolutionaries (STAR) derneğini kurdular. Siyahilerin ve Latinoların kuir topluluklarından gelen bir anlayış olan ortak "ev"lerin politize edilmiş bir hâlini kurdular ve burada "evlerin annesi" oldular. Bu evler, trans gençlerin rahatça barınabileceği ortamlar olma iddiasındaydı.[124]

STAR dışında Transvestites and Transexuals (TAT) ve Queens' Liberation Front (QLF) isimli dernekler de kuruldu. Drag queen Lee Brewster ve heteroseksüel bir travesti olan Bunny Eisenhower tarafından kurulan QLF, Christopher Street Liberation Day yürüyüşünde drag silinmesine karşı ve trans görünürlüğü için mücadele etti.[124]

Mirası

Hatıra plaketi

Olası olmayan topluluk

Stonewall ayaklanmalarının ardından iki yıl içerisinde ABD'nin yanı sıra Kanada, Avustralya ve Batı Avrupa'nın her büyük kentinde gey hakları grupları vardı.[125] Ayaklanmalardan sonra aktivist örgütlerine üye olan kişilerin arasında hemcinsine ilgi duymalarının dışında az ortak zemin vardı. GLF ve GAA toplantılarına gidenler, bir mekândaki gey insanların sayısına şaşırdılar.[126] Ayaklanmaların ardındaki seneler boyunca ırk, sınıf, ideoloji ve cinsiyet çok sık meydana gelen engeller idi. Örneğin 1973'teki Stonewall mitinginde Barbara Gittings'in kalabalıktaki çeşitliliği coşkunluk ile övmesinden az bir süre sonra feminist aktivist Jean O'Leary, algıladığına göre travestiler ve drag queenlerin kadınlar ile dalga geçmelerine itiraz etti. O'Leary, drag queen'lerin eğlence ve kâr amacıyla kadınlar ile dalga geçtiklerini iddia ettiği bir konuşma esnasında Sylvia Rivera ile Lee Brewster, sahnenin üstüne tırmanıp "Drag queenlerin size kazandırdıklarından dolayı barlara gitmeye devam ediyorsunuz ve bu kancıklar kendimiz gibi davranmaktan vazgeçmek gerektiğimizi söylüyorlar!" diye bağırdılar.[127] Hem drag queenler hem de lezbiyen feministler mitingi tiksinmiş bir şekilde terk ettiler.[128]

O'Leary 1970'ların ilk yıllarında travestileri gey hakları sorunlarından hariç tutmaya çalıştı çünkü travesti haklarının kazanılmasının fazla zor olacağını düşünüyordu. Sylvia Rivera ise 1970'ler boyunca gey aktivizmi terk edip transgender kişilerin ve travestilerin sorunları için çalışmaya başladı. Bunlara rağmen hareketlere katılanların arasındaki ilk anlaşmazlıklar çoğunlukla daha çok düşünce ile evrimleştiler. O'Leary, 1973'teki toplantıya katılan drag queenlere karşı gösterdiği tepkiden sonradan pişman oldu: "Geriye dönüp baktığımda bu beni çok utandırıyor çünkü o dönemden beri görüşlerim çok değişti. Şimdi olsa bir travestiye asla sataşmazdım."[128] "İğrençti. Travestileri hariç tutmaya çalışırken aynı zamanda lezbiyenleri hariç tutmak için ellerinden geleni yapan feministleri nasıl eleştirebildim?"[129]

O'Leary burada "Lavender Menace" (Lavanta Tehdit)'ten bahsediyordu. İkinci dalga feminist Betty Friedan tarafından verilen bu isim, National Organization for Women (Ulusal Kadın Örgütü; NOW)'in bir lezbiyen sığınağı olarak algılanmasından kendini uzak tutma çabalarını tanımlıyordu. Bu süreç kapsamında Rita Mae Brown gibi NOW'un etkin lezbiyen üyeleri örgütten kovuldular. 1970 yılındaki İkinci Congress to Unite Women (Kadınları Birleştirme Kongresi)'de bir protesto gösterisinde bulunup birçok NOW üyesinin desteğini elde ettiler. 1971'de tamamıyla kabul edildiler.[130]

1970'lerde lezbiyen feminizmin artışı gey kurtuluş hareketi ile bazen o kadar çelişti ki bazı lezbiyenler, gey erkekler ile çalışmayı reddettiler. Birçok lezbiyen, erkeklerin tutumlarını ataerkil ve şovenist buldu ve heteroseksüel erkeklerin kadınlar ile ilgili yanlış fikirlerinin gey erkeklerde de olduğunu düşündü.[131] Gey erkeklere göre en önemli sorunlar - polis tuzaklarına düşmek ve suç işlemeye teşvikte bulunmak - lezbiyenlerin sorunlarına eşit değildiler. 1977'de bir Lesbian Pride (Lezbiyen Onur) yürüyüşü, gey erkeklerin sorunlarını ve özellikle Adrienne Rich'in "gey barlarının şiddetli ve kendi kendine zarar veren dünyası" olarak nitelendirdiğini paylaşıma bir alternatif olarak düzenlenmişti.[131] Tecrübeli gey aktivist Barbara Gittings, "En çok neresinde acıyor diye bir mesele söz konusudur. Bana göre en çok kadın arenası değil, gey arenası acıyor" düşüncesine vararak gey hakları hareketinde çalışmaya karar verdi.[131]

1970'ler boyunca gey aktivizmi birkaç önemli başarıyı elde etti. Bunların ilk ve en önemlisi, Mayıs 1970'te Amerikan Psikiyatri Birliği'nin verdiği toplantıda Los Angeles GLF'in işlediği "zap" eylemi idi. Davranış değiştirme ile ilgili bir konferansta hemcinsine ilgi duymasının elektroşok tedavisi ile azaltılmasını gösteren bir film çalarken Morris Kight ile izleyicilerin arasındaki diğer GLF üyeleri "İşkence!" ve "Barbarlık!" diye bağırıp filmi yarıda kesti.[132] Mikrofonu alıp böyle terapileri eşcinsellere veren tıbbi profesyonellerin eşcinsellerin işkence edilmelerine dahil olduklarını ilân ettiler. Konferansa katılan 20 tane psikiyatrın konferansı terk etmelerine rağmen GLF, odada geri kalan psikiyatrları eşcinsellerin akıl hastası olmadıklarına ikna etmeye çalıştı.[132] 1972'de APA, gruba konuşma vermek için gey aktivistleri davet ettikleri zaman bu aktivistler yanında John E. Fryer adlı bir eşcinsel psikaytr getirdiler; kariyerinin tehlikede olduğunu inanan Fryer toplantıda maske taktı. Aralık 1973'te, çoğunlukla gey aktivistlerin çabaları sayesinde APA, oybirliği ile eşcinselliği Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı'ndan kaldırmaya karar verdi.[133][134]

1977'de gey erkekler ile lezbiyenler, taban siyasi örgütlerde çalışmak için bir araya gelerek organize dirence karşılık verdiler. Save Our Children ("Çocuklarımızı Kurtarın") adlı bir muhafazakâr koalisyonu, Florida'daki Dade County'de uygulanan bir sivil haklar kararnamesini iptal etmek amacıyla bir kampanya düzenledi. Save Our Children, 1978'de ABD çapında birçok şehirde benzer iptalleri etkilemek için yeterince başarılıydı. Mamâfih aynı yıl içerisinde Kaliforniya'da eşcinsel devlet okulu elemanlarının işten çıkarılmalarını zorlayan Briggs Initiative ("Briggs İnisiyatifi") mağlup edildi.[135] Gey topluluğu içerisinde Save Our Children ile Briggs Initiative'in etkisine karşı gösterilen tepki o kadar anlamlı idi ki birçok aktivist bunu ikinci Stonewall olarak değerlendirmiştir; bunlar geylerin siyasal katılıma ilk adımlarıydı.[136]

Gey alt kültürünün reddedilmesi

Stonewall ayaklanmaları çok önemli bir dönüm noktasıydı ki onyıllar boyunca utanç ve gizlilikten oluşan bar kültürü gibi Stonewall öncesi gey ve lezbiyen alt kültürünün birçok yönü yoksayılıp inkâr edildi. Tarihçi Martin Duberman'ın yazdığına göre: "Stonewall'dan önceki onyıllar...çoğu gey ve lezbiyen tarafından büyük bir neolitik kellik olarak görülmeye devam ediyor."[137] Tarihçi Barry Adam: "Her sosyal hareketin belli bir noktada geçmişinden neleri tutmak, neleri de reddetmek istediğine karar vermesi gerekir. Hangi özellikler baskının sonucu, hangileri de sağlıklı ve otantik?" diye yazar.[138] 1970'lerdeki gelişen feminist hareketi ile bağlantılı olarak 1950'ler ile 1960'lar boyunca lezbiyen barlarında gelişmiş butch ve femme rolleri reddedilmişti çünkü bir yazarın ifade ettiği gibi "her tür biçilmiş rol iğrençtir".[139] Lezbiyen feministler butch rollerini, erkeksi davranışların eskimiş bir taklidi olarak gördüler.[140] Lillian Faderman'a göre bazı kadınlar, oynamak zorunda olduğunu hissetikleri rollerden vazgeçmeyi çok istedi. 1980'lerde bu roller bazı kadınlar için geri döndü fakat bunlar Stonewall öncesine göre daha çok esnekliğe yer açtılar.[141]

Yazar Michael Bronski, "Stonewall öncesi kültürüne [yapılan] saldırı"nın altını çizerek özellikle erkeklere yönelik gey pulp edebiyatından bahseder. Bu pulp romanlarındaki temalar sıkça gey olmaya dair çelişik duygululuk ya da kendinden nefret etmeyi yansıttılar. Birçok roman tatmin edici olmayan ve sert bir biçimde, sıkça intihar ile sona ererdi ve yazarlar gey karakterlerini alkolik ve çok mutsuz olarak betimlerdi. Bronski'nin "gey erkekler tarafından yazılan ve gey erkeklere yönelik muazzam ve kohezif bir edebiyat" olarak tanımladığı[142] bu kitaplar yeniden basılmamış ve sonraki nesillerde kaybedilmişlerdir. Bunun sebebinin siyasi doğruluk olduğunu sonuçlandıran Bronski, "gey kurtuluş, tarih anlayışı büyük ölçüde geçmişin reddedilmesi ile belirlenen bir gençlik hareketi idi" diye yazar.[143]

Kalıcı etki

"The Stonewall"; Stonewall Inn'i barındıran binanın bir kısmında bulunan bir bar. Bu bina ve etrafındaki sokaklar bir National Historic Landmark ("Ulusal Tarihi Öneme Sahip Yer") statüsünü kazanmışlardır.

Bir bar baskınının neden olduğu ayaklanmalar, geyler ile lezbiyenlerin karşı koymalarını simgeleyen gerçek örnek ve birçok kişiyi direnmeye çağıran sembolik olay oldular. Tarihçi David Carter, Stonewall ayaklanmaları hakkındaki kitabında barın hem topluluk merkezi hem de Mafya'nın kendi müşterilerini istismar edebildiği bir fırsatı simgelediğini; hem ev hem de bir "istismar ve aşağılama" yeri olduğunu yazar.[144] Carter'ın ısrar ettiğine göre Stonewall ayaklanmalarının asıl mirası "lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender eşitliği için devam eden mücadele"dir.[145] Tarihçi Nicholas Edsall'ın yazdığına göre:

Stonewall, Boston Çay Partisi gibi Amerikan tarihinden çok sayıda radikal protesto veya isyankârlık eylemi ile karşılaştırılmıştır. Fakat en iyi ve kesinlikle neredeyse daha muasır bir benzeşim, Aralık 1955'te Rosa Parks'ın Montgomery, Alabama kentinde otobüsün arkasına gitmekten direnmesi ve böylece modern sivil haklar hareketini başlatmasıdır. Stonewall'ın ardındaki aylar içerisinde Amerika'nın yanı sıra Kuzey Avrupa çapındaki kentler ve üniversite kampüslerinde radikal gey kurtuluş grupları ve bültenleri türemişti.[146]

Tarihçiler Dudley Clendinen ile Adam Nagourney'nin yazdıklarına göre, Stonewall Inn'deki başkaldırıdan önce eşcinseller:

varlığı bilinen fakat önemsenmeyen; yok sayılan, alay edilen veya nefret edilen gizli bir insan grubu idi. Ve sır tutanlar gibi aynı zamanda dezavantaj olan bir avantaja sahip idiler ve bu, Birleşik Devletler'deki başka azınlık grupları için geçerli değildi. Görünmezdiler. Afroamerikanlar, kadınlar, Amerikan yerlileri, Yahudiler, İrlandalılar, İtalyanlar, Asyalılar, Latin Amerikalılar veya saygı ve eşit haklar için mücadele etmiş herhangi bir diğer kültürel gruba karşın eşcinseller, birbirini saptayabildikleri veya kendilerini diğerlerine saptayabildikleri herhangi bir bedensel veya kültürel işaret, herhangi bir dil veya lehçeye sahip değildiler... Fakat o gece onların olağan uyumu şiddetli direnişe dönüştü. O geceden beri milyonlarca gey erkek ile lezbiyenin hayatı ve içinde yaşadıkları daha geniş kültürün onlara karşı gösterdiği tutum hızlı bir şekilde değişmeye başladı. İnsanlar eşcinsel olarak meydana çıkıp saygı istemeye başladılar.[147]

Tarihçi Lillian Faderman, "Stonewall Başkaldırısı çok önemliydi çünkü o hareketin oluşmasını dürttü. Gey ve lezbiyen gücün amblemi oldu. Diğer ezilen gruplar tarafından işlenen çarpıcı, şiddetli protesto taktiklerini kullanarak Stonewall'daki eylemler, eşcinsellerin onlar kadar hoşnutsuz olma sebepleri var olduğunu ima etti" diye açıklayarak ayaklanmaları "dünya çapında duyulan kurşun" ("shot heard around the world") olarak nitelendirir.[148]

Joan Nestle, 1975'te Lesbian Herstory Archives ("Lezbiyen Tarihi Arşivleri")'ı başlattı ve kuruluşunu "o geceye ve sesini sokaklarda bulan cesarete" itibar etti.[100] Ancak gey aktivizminin Stonewall ayaklanmaları ile başlamadığında tedbirli bir şekilde ısrar eden Nestle'nin yazdığına göre:

Gey ve lezbiyen tarihinin başlangıcını kesinlikle Stonewall'da görmüyorum ... ve direnişin başlangıcını da Stonewall'da görmüyorum . Asıl gördüğüm, kuvvetlerin bir araya gelmeleridir ve altmışlı yıllar insanların bu toplumdaki şeylere nasıl tahammül edebildiklerini ve nelere tahammül etmekten vazgeçtiklerini değiştirdi... 1969'un o gecesinde kesinlikle özel bir şey yer almıştı ve başlangıç noktası olarak nitelendirdiğim ihtiyacımız ile o geceyi daha özel yaptık... Bu her şeyin Stonewall ile başladığını söylemekten çok daha komplikedir.[149]

28 Haziran 1969 tarihinin erken saatlerindeki olaylar, ne New York'ta ne de diğer yerlerde eşcinsellerin polislere karşı koydukları ilk olay değildi. Mattachine Society'nin Los Angeles ve Chicago gibi büyük kentlerde etkin olmasının yanı sıra benzer bir şekilde ezilmiş insanlar 1966'da Compton's Cafeteria'daki ayaklanmayı başlattılar ve diğer bir ayaklanma, 1967'de Los Angeles'taki Black Cat Tavern'a yapılan bir baskına verilen karşılıktı.[150] Ancak Stonewall ayaklanmalarını hatırlanmaya değer yapan birçok özellik vardır. Baskının yer aldığı konum bir etken idi: The Village Voice bürolarının karşısında yer aldı ve dar, çarpık sokaklar ayaklananlara polislere karşı üstünlük sağladı.[119] Greenwich Village'de katılanlar ve yaşayanların birçoğu, ayaklanmalarının ardındaki haftalar ve aylar içerisinde büyük ve kohezif bir gey topluluğunu etkili bir şekilde harekete geçirebilen örgütlerin üyeleriydi. Yerel basın ve ulusal gey basını kapsamlı bir şekilde bu hadiseler hakkında röportaj yaptı. Ancak Stonewall ayaklanmalarının en önemli tarafı Christopher Street Liberation Day kapsamında kutlanmaları ve böylece dünya çapındaki yıllık LGBT Onur etkinliklerine evrimleşmeleri idi.[119]

1993 March on Washington for Lesbian, Gay and Bi Equal Rights and Liberation ("Lezbiyen, Gey ve Biseksüellere Eşit Haklar ve Özgürlük için Washington'a Yürüyüş") platformu kapsamında biseksüellerin dahil edilmelerini başarılı bir biçimde istemeleri ile biseksüellerin gey topluluğun kapsamında temsil edilmiş bir grup olarak dahil edilmeleri, 1990'lı yılların ortasında bir dönüm noktası oldu. Transgender kişilerin de dahil edilmek istemelerine rağmen bu bir tek yürüyüşün istekler listesinde trans kişileri kapsayan bir uslübün kullanılması ile karşılandı.[151] İkili ve değişken cinsel yönelimlere ve cinsiyet kimliklerine ilişkin tutumlar gelişip gittikçe artan oranda ihtilafa düşerken transgender topluluğu kendini eşzamanlı olarak hem gey topluluğunun içerisinde yerleşik bir şekilde karşılanmış hem de gey topluluğu ile anlaşmazlık içinde bulunduğunu hissetti.[27][152] 1994'te New York, Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nin önünden geçen ve Central Park'a doğru giden bir yürüyüş ile "Stonewall 25"'i kutladı. Tahminlere göre 1,1 milyon kişi bu yürüyüşe katılmıştı.[153] Sylvia Rivera, transgender kişilerin bu etkinliklerden hariç tutulmalarını protesto etmek amacıyla 1994'te New York Şehri'nde alternatif bir yürüyüşe öncülük etti.[6] Onyıllar geçtikçe Gey Onur etkinliklerine katılım muazzam bir derecede artmıştır. Çoğu büyük Amerikan kentinin yanı sıra dünya çapındaki çoğu büyük kentin kendi Onur gösterisi vardır. Bazı kentlerdeki Onur etkinlikleri bütün yıllık etkinliklerin arasındaki en büyüğüdür.[6] Etkinliklerin şirket sponsorluğunu kazanmaları ile yürüyüşleri geçit töreni şeklinde ticarileştirme eğiliminin artması, masrafsız aktivizmi bireylerin eline koyan özgün halk hareketlerinin özerkliğinin yıpranmasına dair endişeler yaratmıştır.[6]

Haziran 1999'da ABD İçişleri Bakanlığı 51 ve 53 Christopher Street, caddenin kendisi ve etrafındaki caddeleri bir National Historic Landmark ("Ulusal Tarihi Öneme Sahip Yer") olarak tayin etti; bu lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender topluluğu için önem taşıyan ilk National Historic Landmark'tır. Bir ithaf töreninde ABD İçişleri Bakanlığı Sekreter Yardımcısı John Berry "Sonsuza kadar hatırlansın ki burada - bu noktada - erkekler ve kadınlar gurur ile karşı koydular...kim olursak olabilelim, istediğimiz yerde çalışabilelim, tercih ettiğimiz yerde yaşayabilelim ve kalbimizin arzuladığı kişiyi sevebilelim diye" belirtti.[154]

1 Haziran 2009 tarihinde Başkan Barack Obama, ayaklanmaları "yasalar doğrultusunda LGBT Amerikalılar için eşit adaletin kazanılmasına bağlanma" sebebi olarak zikrederek Haziran 2009 ayını Lezbiyen, Gey, Biseksüel ve Transgender Onur Ayı ("Lesbian, Gay, Bisexual and Transgender Pride Month") olarak ilan etti.[155] O sene ayaklanmalarının 40. yıldönümü idi ve böylece hem gazetecilere hem de aktivistlere 1969'dan beri kaydedilen gelişimleri düşünme fırsatı verdi. The New York Times'da Frank Rich, gey Amerikalıların haklarını koruyan herhangi bir federal kanunun bulunmamasına dikkat çekti. Washington Blade gazetesinden bir editoryal, Stonewall ayaklanmaları sırasında ve sonrasındaki dağınık, şiddetli aktivizmi Başkan Barack Obama'nın kendi vaatlerini karşılamamasına gösterilen cansız tepki ile karşılaştırdı; zengin LGBT aktivistleri göz ardı edilmeye karşı Demokrat Parti gayelerine daha az para vermekle tehdit ederek tepki gösterdiler.[156] İki yıl sonra New York'ta eşcinsel evliliğin yasallaştırılmasının ardından Stonewall Inn, kutlamalar için bir toplanma noktası oldu. Bu eşit evlilik yasası 24 Haziran 2011'de New York Başkanı Andrew Cuomo tarafından imzalandı.[157]

Ayrıca bakınız

Filmler
  • After Stonewall; Stonewall ile yüzyılın sonu arasındaki yılları kapsayan belgesel filmi.
  • Before Stonewall; Stonewall'a doğru açılan on yılları kapsayan belgesel filmi.
  • Stonewall (film, 1995); ayaklanmalara doğru açılan hadiselerin kurgulanan sergilemesi.
  • Stonewall Uprising; arşiv görüntüleri, fotoğraflar, belgeler ve tanık beyanları kullanarak olayları sergileyen bir belgesel filmi.

Dipnot

  1. ^ Karşılıklı rıza ile yapılsa dahi iki yetişkin arasındaki eşcinsel ilişki Illinois'ın dışındaki (Illinois'te 1961 yılında yasallaştı) tüm ABD eyaletlerinde yasadışı idi: "Karşılıklı rıza ile bir eşcinselin diğeri ile kendi evinde gizlice cinsel ilişkiye girmesi bile para cezasından beş ila yirmi yıllık - hatta bazı durumlarda ömür boyu - hapis cezasına tabi olabiliyordu. 1971 yılına gelindiğinde eşcinsellerin tutuklanmasına dayanak olan 'seks psikopatı' yasaları yirmi eyalette hâlen yürürlükte idi. Pennsylvania ve Kaliforniya'da cinsel suçlular ömür boyu bir akıl hastanesine atılabilirdi. Yedi eyalette ise iğdişlenme cezası vardı." (Carter 2004, s. 15). 1950'ler ve 1960'lar boyunca psikiyatristler iğdiş, kusturma, hipnotizma, elektroşok tedavisi ve lobotomi ederek eşcinselleri tedavi etmeye çalıştılar (Katz 1976, s. 181-197; Adam 1987, s.60).
  2. ^ "Sit-in" teriminin bir sözcük oyunu. Tureng sözlüğüne göre "sit-in" 3 Haziran 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., "bir yerde yapılan oturma eylemi (protesto amacıyla)".
  3. ^ Stonewall'da çalışan elemanlar o gece, normalde yer alanın aksine bir baskının yer alacağından uyarılıp uyarılmadıklarını hatırlamıyor. Duberman (s. 194)'a göre bir baskının yer alacağını iddia eden bir söylenti var idi, ancak bu baskınların normalde gerçekleştirildikleri saatten daha geç yer aldığı için Stonewall menajerliği bu uyarının yanlış olduğunu düşündü. Baskından birkaç gün sonra bar sahiplerinden biri, bir baskının yer alacağına dair uyarılmadığını ve içki şişelerinde fiskal pulların bulunmadığına ve böylece içkilerin kaçak olmalarına karşı olup baskının Alkol, Tütün, Ateşli Silahlar ve Patlayıcılar Bürosu tarafından emredildiğini şikâyet etti. David Carter (s. 96-103), Stonewall'ın Mafya sahiplerinin ve manejerinin daha zengin müşterilere ve özellikle Wall Street'te çalışanlara şantaj yaptıklarını belirten bilgiler sunar. Stonewall işletmecileri müşterilerden para sızdırarak barda içki satmaktan daha çok para kazanıyorlarmış gibi görünüyorlardı. Carter'ın açıkladığına gore polisler şantaj yaparak ve gey Wall Street müşterilerine baskı yapıp onlardan ciro edilebilir senetler çalarak rüşvet alamayınca Stonewall Inn’i daimî olarak kapatmaya karar verdiler.
  4. ^ Özgün İngilizcesi: "Things happened so fast you kind of got caught not knowing. All of a sudden there were police there and we were told to all get in lines and to have our identification ready to be led out of the bar."
  5. ^ Polisler ile savaşan bu kadın hakkındaki mektuplar ile haber röportajları dahil olmak üzere olaya şahit olmuş kişilerin beyanları birbiri ile çeliştiler. Bazı şahitler polis elinde bulunan bir kadının karşı koyup kalabalığı sinir ettirmeye neden olduğunu iddia ettikleri hâlde bazılar "birçok butch lezbiyen"in zaten barın içinde iken karşı koymaya başladığını hatırlarlar. En az bir tanesi bardan çıkarılınca bile kan içinde idi (Carter, s. 152-153). Craig Rodwell (Duberman, s. 197)'in ileri sürdüğüne göre kadının tutuklanması şiddeti başlatan temel olay değil, bir sürü eş zamanlı eylemin bir tanesi idi.
  6. ^ Morty Manford adlı bir şahite göre "Aklımda herhangi bir şüphe yok, ki o insanlar kasten dikkatsiz bırakıldıklar. Sanırım bar yönetimi ile yerel polis arasında bir tür ilişki vardı, o yüzden gerçekten o insanları tutuklamak istemediler. Fakat en azından işlerini yaptıkları gibi gözükmeleri gerekiyordu." (Marcus, s. 128; özgün İngilizcesi: "There's no doubt in my mind that those people were deliberately left unguarded. I assume there was some sort of relationship between the bar management and the local police, so they really didn't want to arrest those people. But they had to at least look like they were doing their jobs.").
  7. ^ Özgün İngilizcesi: "As far as I was concerned, anybody who'd stand against the cops was all right with me, and that's why I stayed in.... Every time you turned around the cops were pulling some outrage or another."
  8. ^ Ayaklanmalarının ardındaki seneler içerisinde 22 Haziran 1969 tarihinde (olaylardan altı gün önce) gey ikonu Judy Garland'ın ölmesi, ayaklanmaları yansıtan önemli bir etmen olarak atfedilmiştir, fakat Cumartesi sabahında yer alan gösterilere katılanların arasında hiç kimse Garland'ın isminden söz edildiğini hatırlamaz. Güvenilir kaynaklar tarafından kaleme alınan hiçbir basılmış açıklama Garland'ı ayaklanmaların yer almalarına yol veren bir sebep olarak nitelendirmez, ancak bir heteroseksüel yayın tarafından basılan bir alay edici açıklama bunu ileri sürmüştür. (Carter, s. 60.).
  9. ^ Birisi Rivera'ya bir Molotov kokteyli vermiş (ilk gecede Molotov kokteyllerinden söz eden herhangi bir görgü tanığı ifadesi yoktur, fakat birçok yangın çıkarılmıştır); ancak onları haberlerde gördüğü için onların ne olduklarını saptayabilmişti. "...'Bununla ne yapmalıyım?' [diye düşünüyordum]. Ve biri bana dedi ki: 'Ben ona çakmak yakacağım, ondan sonra sen onu fırlatacaksın.' Ben de 'Tamam. Sen çakmak yak, ben de fırlatayım, çünkü eğer patlarsa, benim üstüme patlaması istemiyorum.' falan [dedim]. Bu [eylemi] açıklamak çok zor; bir tek bir gün yer alması gerektiğini anlatabilirim...." (Deitcher, s. 67). Özgün İngilizcesi: "I'm like, 'What am I supposed to do with this?' And this guy said, 'Well, I'm going to light it, and you're going to throw it.' And I'm like, 'Fine. You light it, I throw it, 'cause if it blows up, I don't want it to blow up on me.' It's hard to explain, except that it had to happen one day...."
  10. ^ Özgün İngilizcesi: "A stagnant situation there brought on some gay tomfoolery in the form of a chorus line facing the line of helmeted and club-carrying cops. Just as the line got into a full kick routine, the TPF advanced again and cleared the crowd of screaming gay power[-]ites down Christopher to Seventh Avenue."
  11. ^ Özgün İngilizcesi: "The police rushed us, and that's when I realized this is not a good thing to do, because they got me in the back with a night stick."
  12. ^ Bir protestocunun bir cop tarafından kırılmış dizinin dikilmesi gerekiyordu; diğer biri bir araba kapısının arasına sokulan iki tane parmağını kaybetti. Şahitlerin hatıralarına göre en "efemine erkekler"in bazıları çok sert bir şekilde vurulmuşlardı. (Duberman, s. 201-202).
  13. ^ Carter (2004, s. 201), The Village Voice raporlarının sinirliliğini, herhangi bir cesaret türünün içermediği şekilde katılımcıların efemine davranmalarına vurgulu olmaları ile bağdaştırıyor. Yazar Edmund White; Smith ile Truscott'un hadiseleri ve katılımcıları aşağılayıcı terimler ile tanımlamaları ile kendi heteroseksüelliklerini göstermeye çalıştıklarını iddia ediyor.
  14. ^ "The Hairpin Drop Heard Around The World" - "Tüm dünyada duyulan saç tokası düşmesi". "Hairpin drop" (saç tokası düşmesi) birinin kendi cinsel yönelimi hakkında imalarda bulunmak anlamına gelen LGBT argosu idi (LaFrank, 1999, s. 17).
  15. ^ İngilizcede "revolting" kelimesi çokanlamlı ve bu bağlamda bir kelime oyunu olarak kullanılmıştır. Hem "iğrenç" hem de "isyan etme" anlamına gelir, yani "Do You Think Homosexuals Are Revolting? You Bet Your Sweet Ass We Are!" = "Eşcinsellerin iğrenç/isyan ettiklerini mi düşünüyorsunuz? Emin olun ki öyleyiz/öyle yapıyoruz!".
  16. ^ Özgün İngilizcesi: "There was little open animosity, and some bystanders applauded when a tall, pretty girl carrying a sign 'I am a Lesbian' walked by."

Kaynakça

Genel
Atıflar
  1. ^ Carter 2004, s. 162.
  2. ^ Grudo, Gideon (15 Haziran 2019). "The Stonewall Riots: What Really Happened, What Didn't and What Became Myth". The Daily Beast. 7 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2022. ; "New-York Historical Society commemorates 50th anniversary of Stonewall Uprising with special exhibitions and programs". New-York Historical Society. 23 Nisan 2019. 5 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. ; "Movies Under the Stars: Stonewall Uprising". New York City Department of Parks and Recreation. 26 Haziran 2019. 7 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Temmuz 2019. 
  3. ^ Carter 2004, s. 15.
  4. ^ a b c Duberman 1993, s. 183
  5. ^ Carter 2004, s. 79-83.
  6. ^ a b c d Stein, Marc (2004). Encyclopedia of Lesbian, Gay, Bisexual, and Transgender History in America. Charles Schribner's Sons. , "Pride Marches and Parades" bölümü.
  7. ^ Adam 1987, s. 56.
  8. ^ Edsall 2003, s. 277.
  9. ^ Adam 1987, s. 58.
  10. ^ Edsall 2003, s. 278.
  11. ^ Adam 1987, s. 59.
  12. ^ Edsall 2003, s. 247.
  13. ^ Edsall 2003, s. 310.
  14. ^ Marcus 2002, s. 58-59.
  15. ^ Marcus 2002, s. 24-25.
  16. ^ Adam 1987, s. 62-63.
  17. ^ Adam 1987, s. 63-64.
  18. ^ Marcus 2002, s. 42-43.
  19. ^ Marcus 2002, s. 21.
  20. ^ Gallo 2006, s. 1-5, 11.
  21. ^ Marcus 2002, s. 47-48.
  22. ^ Marcus 2002, s. 80-88.
  23. ^ Adam 1987, s. 71.
  24. ^ Marcus 2002, s. 105-108.
  25. ^ DiGuglielmo, Joey (5 Haziran 2009). "Steps to Stonewall" (İngilizce). The Washington Blade. 3 Temmuz 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Temmuz 2009. 
  26. ^ Adam 1987, s. 72-73.
  27. ^ a b c Stryker, Susan (Kış 2008). Transgender History, Homonormativity, and Disciplinarity. Radical History Review. ss. s. 145-147. 
  28. ^ a b Boyd, Nan Alamilla (2004). Ed. Marc Stein (Ed.). Encyclopedia of Lesbian, Gay, Bisexual and Transgendered History in America. Charles Scribner's Sons. ss. s. 71-78. ; "San Francisco" maddesi.
  29. ^ Edsall 2003, s. 253-254.
  30. ^ Edsall 2003, s. 255-256.
  31. ^ Adam 1987, s. 68-69.
  32. ^ Carter 2004, s. 29-37.
  33. ^ Carter 2004, s. 46.
  34. ^ Duberman 1993, s. 116-117.
  35. ^ Carter 2004, s. 48.
  36. ^ Jackson, Sharyn (17 Haziran 2009). "Before Stonewall: Remembering that, before the riots, there was a Sip-In". The Village Voice. 11 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2009. 
  37. ^ a b Duberman 1993, s. 181.
  38. ^ Duberman 1993, s. 185.
  39. ^ Carter 2004, s. 68.
  40. ^ Carter 2004, s. 80.
  41. ^ Duberman 1993, s. 182.
  42. ^ Carter 2004, s. 71.
  43. ^ a b Duberman 1993, s. 187.
  44. ^ a b Duberman 1993, s. 189.
  45. ^ Duberman 1993, s. 188.
  46. ^ Deitcher 1995, s. 70.
  47. ^ Carter 2004, s. 74.
  48. ^ a b Duberman 1993, s. 192-193.
  49. ^ Carter 2004, s. 124-125.
  50. ^ a b c Teal 1971, s. 4.
  51. ^ "4 Policemen Hurt in 'Village' Raid: Melee Near Sheridan Square Follows Action at Bar" (İngilizce), The New York Times, 29 Haziran 1969, s. 33.
  52. ^ Carter 2004, s. 1.
  53. ^ a b Carter 2004, s. 137.
  54. ^ a b Carter 2004, s. 142. Özgün İngilizcesi: "My biggest fear was that I would get arrested. My second biggest fear was that my picture would be in a newspaper or on a television report in my mother's dress!"
  55. ^ Carter 2004, s. 141.
  56. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Carter143 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  57. ^ Teal 1971, s. 2. Özgün İngilizcesi: "Wrists were limp, hair was primped, and reactions to the applause were classic.".
  58. ^ Carter 2004, s. 147.
  59. ^ Carter 2004, s. 147-148.
  60. ^ Carter 2004, s. 148. Özgün İngilizcesi: "Everyone's restless, angry, and high-spirited. No one has a slogan, no one even has an attitude, but something's brewing."
  61. ^ Duberman 1993, s. 196.
  62. ^ Carter 2004, s. 152.
  63. ^ Carter 2004, s. 151. Özgün İngilizcesi: "It was at that moment that the scene became explosive."
  64. ^ Carter 2004, s. 154.
  65. ^ a b Carter 2004, s. 156.
  66. ^ Carter 2004, s. 160. Özgün İngilizcesi: "We all had a collective feeling like we'd had enough of this kind of shit. It wasn't anything tangible anybody said to anyone else, it was just kind of like everything over the years had come to a head on that one particular night in the one particular place, and it was not an organized demonstration.... Everyone in the crowd felt that we were never going to go back. It was like the last straw. It was time to reclaim something that had always been taken from us.... All kinds of people, all different reasons, but mostly it was total outrage, anger, sorrow, everything combined, and everything just kind of ran its course. It was the police who were doing most of the destruction. We were really trying to get back in and break free. And we felt that we had freedom at last, or freedom to at least show that we demanded freedom. We weren't going to be walking meekly in the night and letting them shove us around—it's like standing your ground for the first time and in a really strong way, and that's what caught the police by surprise. There was something in the air, freedom a long time overdue, and we're going to fight for it. It took different forms, but the bottom line was, we weren't going to go away. And we didn't."
  67. ^ Carter 2004, s. 162.
  68. ^ Teal 1971, s. 13. Özgün İngilizcesi: "It catered largely to a group of people who are not welcome in, or cannot afford, other places of homosexual social gathering.... The Stonewall became home to these kids. When it was raided, they fought for it. That, and the fact that they had nothing to lose other than the most tolerant and broadminded gay place in town, explains why."
  69. ^ Carter 2004, s. 163-165.
  70. ^ Deitcher 1995, s. 67. Özgün İngilizcesi: "You've been treating us like shit all these years?... Now it's our turn!... It was one of the greatest moments of my life."
  71. ^ a b Teal 1971, s. 3.
  72. ^ Carter 2004, s. 175. Özgün İngilizcesi: "I had been in enough riots to know the fun was over.... The cops were totally humiliated. This never, ever happened. They were angrier than I guess they had ever been, because everybody else had rioted ... but the fairies were not supposed to riot ... no group had ever forced cops to retreat before, so the anger was just enormous. I mean, they wanted to kill."
  73. ^ Carter 2004, s. 174. Özgün İngilizcesi: "All I could see about who was fighting was that it was transvestites and they were fighting furiously."
  74. ^ Teal 1971, s. 5.
  75. ^ a b Teal 1971, s. 6.
  76. ^ Carter 2004, s. 178. Özgün İngilizcesi: "I just can't ever get that one sight out of my mind. The cops with the [nightsticks] and the kick line on the other side. It was the most amazing thing.... And all the sudden that kick line, which I guess was a spoof on the machismo ... I think that's when I felt rage. Because people were getting smashed with bats. And for what? A kick line."
  77. ^ "Christopher Park: Gay Liberation Monument 4 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.", New York City Department of Parks and Recreation. Retrieved on September 27, 2008.
  78. ^ Carter 2004, s. 180.
  79. ^ Carter 2004, s. 181. Özgün İngilizcesi: "There was a certain beauty in the aftermath of the riot.... It was obvious, at least to me, that a lot of people really were gay and, you know, this was our street."
  80. ^ Duberman 1993, s. 202.
  81. ^ "Police Again Rout Village Youths: Outbreak by 400 Follows a Near-Riot Over Raid", The New York Times, 30 Haziran 1969, s. 22.
  82. ^ Carter 2004, s. 184.
  83. ^ Carter 2004, s. 185. Özgün İngilizcesi: "From going to places where you had to knock on the door and speak to someone through a peephole in order to get in. We were just out. We were in the streets."
  84. ^ Carter 2004, s. 186.
  85. ^ a b Duberman 1993, s. 204-205.
  86. ^ Carter 2004, s. 191.
  87. ^ Teal 1971, s. 7. Özgün İngilizcesi: "You know, the guys there were so beautiful - they've lost that wounded look that all fags had 10 years ago."
  88. ^ Duberman 1993, s. 205
  89. ^ Teal 1971, s. 8-9.
  90. ^ Duberman 1993, s. 207. Özgün İngilizcesi: "screaming queens forming chorus lines and kicking went against everything that I wanted people to think about homosexuals... that we were a bunch of drag queens in the Village acting disorderly and tacky and cheap."
  91. ^ Duberman 1993, s. 206.
  92. ^ Truscott, Lucian (3 Temmuz 1969). "Gay Power Comes to Sheridan Square" 11 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. The Village Voice: s. 1. 20 Haziran 2010 tarihinde erişilmiştir.
  93. ^ Duberman 1993, s. 208-209.
  94. ^ Carter 2004, s. 203-205.
  95. ^ Carter 2004, s. 205. Özgün İngilizcesi: "Christopher Street shall be liberated. The fags have had it with their oppression."
  96. ^ Marcus 2002, s. 105-107.
  97. ^ a b Carter 2004, s. 216-217.
  98. ^ Duberman 1993, s. 210.
  99. ^ Duberman 1993, s. 211.
  100. ^ a b LaFrank 1999, s. 17.
  101. ^ a b Teal 1971, s. 19.
  102. ^ Clendinen 1999, s. 31.
  103. ^ Marcus 2002, s. 136. Özgün İngilizcesi: "I'm gay. That's why I'm here."
  104. ^ Duberman 1993, s. 216.
  105. ^ Carter 2004, s. 220-221.
  106. ^ Clendinen 1999, s. 40.
  107. ^ a b Carter 2004, s. 242.
  108. ^ Duberman 1993, s. 235.
  109. ^ Carter 2004, s. 220.
  110. ^ Clendinen 1999, s. 50-51.
  111. ^ Carter 2004, s. 245-246.
  112. ^ Carter 2004, s. 238-239.
  113. ^ Teal 1971, s. 106-108.
  114. ^ Carter 2004, s. 252.
  115. ^ Clendinen 1999, s. 62-64.
  116. ^ a b Fosburgh, Lacey (29 Haziran 1970). "Thousands of Homosexuals Hold A Protest Rally in Central Park" (İngilizce). The New York Times. ss. s. 1. 25 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2011. 
  117. ^ a b LaFrank 1999, s. 20.
  118. ^ Duberman 1993, s. 278-279.
  119. ^ a b c Armstrong, Elizabeth; Crage, Suzanna (Ekim 2006). "Movements and Memory: The Making of the Stonewall Myth" 30 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., American Sociological Review, 71 (5) s. 724-752.
  120. ^ Cain 2007, s. 91-92.
  121. ^ Carter 2004, s. 251. Özgün İngilizcesi: "By the time of Stonewall, we had fifty to sixty gay groups in the country. A year later there was [sic] at least fifteen hundred. By two years later, to the extent that a count could made, it was twenty-five hundred."
  122. ^ a b Clendinen 1999, s. 25
  123. ^ LaFrank 1999, s. 21.
  124. ^ a b Transgender History (İngilizce). Seal Press. 2021. ss. 109-111. ISBN 9781580056892. 
  125. ^ Adam 1987, s. 82.
  126. ^ Marcus 2002, s. 152-155.
  127. ^ Clendinen 1999, s. 171-172. Özgün İngilizcesi: "You go to bars because of what drag queens did for you, and these bitches tell us to quit being ourselves!"
  128. ^ a b Duberman 1993, s. 236.
  129. ^ Marcus 2002, s. 156.
  130. ^ Adam 1987, s. 90-91.
  131. ^ a b c Faderman 1991, s. 211-212.
  132. ^ a b Williams & Retter 2003, s. 121.
  133. ^ Marcus 2002, s. 146-147.
  134. ^ Cain 2007, s. 65.
  135. ^ Cain 2007, s. 275.
  136. ^ Fejes 2008, s. 214.
  137. ^ Duberman 1993, s. xv.
  138. ^ Adam 1987, s. 93.
  139. ^ Adam 1987, s. 94.
  140. ^ Faderman 1991, s. 232.
  141. ^ Faderman 1991, ss. 210, 266.
  142. ^ Bronski 2003, s. 16. Özgün İngilizcesi: "an enormous and cohesive literature by and for gay men".
  143. ^ Bronski 2003, s. 12.
  144. ^ Carter 2004, s. 264.
  145. ^ Carter 2004, s. 266.
  146. ^ Edsall 2003, s. 333. Özgün İngilizcesi: "Stonewall has been compared to any number of acts of radical protest and defiance in American history from the Boston Tea Party on. But the best and certainly a more nearly contemporary analogy is with Rosa Parks' refusal to move to the back of the bus in Montgomery, Alabama, in December 1955, which sparked the modern civil rights movement. Within months after Stonewall radical gay liberation groups and newsletters sprang up in cities and on college campuses across America and then across all of Northern Europe as well."
  147. ^ Clendinen 1999, s. 12. Özgün İngilizcesi: "...a secret legion of people, known of but discounted, ignored, laughed at or despised. And like the holders of a secret, they had an advantage which was a disadvantage, too, and which was true of no other minority group in the United States. They were invisible. Unlike African Americans, women, Native Americans, Jews, the Irish, Italians, Asians, Hispanics, or any other cultural group which struggled for respect and equal rights, homosexuals had no physical or cultural markings, no language or dialect which could identify them to each other, or to anyone else... But that night, for the first time, the usual acquiescence turned into violent resistance... From that night the lives of millions of gay men and lesbians, and the attitude toward them of the larger culture in which they lived, began to change rapidly. People began to appear in public as homosexuals, demanding respect.
  148. ^ Faderman 1991, s. 195. Özgün İngilizcesi: "The Stonewall Rebellion was crucial because it sounded the rally for that movement. It became an emblem of gay and lesbian power. By calling on the dramatic tactic of violent protest that was being used by other oppressed groups, the events at the Stonewall implied that homosexuals had as much reason to be disaffected as they."
  149. ^ Deitcher 1995, s. 74. Özgün İngilizcesi: "I certainly don't see gay and lesbian history starting with Stonewall... and I don't see resistance starting with Stonewall. What I do see is a historical coming together of forces, and the sixties changed how human beings endured things in this society and what they refused to endure... Certainly something special happened on that night in 1969, and we've made it more special in our need to have what I call a point of origin... it's more complex than saying that it all started with Stonewall.
  150. ^ Witt et al. 1995, s. 210.
  151. ^ Schalger, Neil (1997). (ed.) (Ed.). Gay and Lesbian Almanac. St. James Press. ss. s. 22-23. ISBN 1-55862-358-2. 
  152. ^ Thompson, Kara (2004). "Transsexuals, Transvestites, Transgender People, and Cross-Dressers". Marc Stein (Ed.). Encyclopedia of Lesbian, Gay, Bisexual and Transgendered History in America (İngilizce). 3. Charles Scribner's Sons. ss. s. 203-208. 
  153. ^ LaFrank 1999, s. 22.
  154. ^ Dunlap, David (26 Haziran 1999). "Stonewall, Gay Bar That Made History, Is Made a Landmark" (İngilizce). The New York Times. Erişim tarihi: 30 Haziran 2011.  Özgün İngilizcesi: "Let it forever be remembered that here - on this spot - men and women stood proud...so that we may be who we are, we may work where we will, live where we choose and love whom our hearts desire."
  155. ^ "Lesbian, Gay, Bisexual and Transgender Pride Month, 2009" (İngilizce). Beyaz Saray. 1 Haziran 2009. 22 Temmuz 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Haziran 2011. 
  156. ^ Naff, Kevin (26 Haziran 2009). "Alas, Poor Activism, We Knew Her Well" (İngilizce). Washington Blade. 12 Temmuz 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Temmuz 2009. 
  157. ^ Caruso, David B. (25 Haziran 2011). "Wedding plans bloom as NY legalizes gay marriage" (İngilizce). Yahoo!. 28 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2011. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Gey, eşcinsel anlamında bir sıfat, terim ve isim. Genellikle eşcinsel erkekleri belirtmek üzere kullanılan terim, aynı zamanda eşcinsel kadınları tanımlamak için de kullanılmaktadır. Türkçeye İngilizcedeki "gay" kelimesinden; İngilizceye ise Eski Fransızcadaki "gai" kökeninden geçmiştir. Aslen "neşeli, umursamaz" ve "canlı renkli, gösterişli" anlamlarına gelen gey terimi ilk olarak 1960'lı yıllardan itibaren erkek eşcinseller tarafından kendilerini tanımlamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. İngilizcedeki "gay" kelimesinin diğer anlamlarında kullanımı da zamanla yok olmaya yüz tutmuştur. Kadın eşcinsel anlamına gelen lezbiyen kelimesi ise 1800'lü yıllardan beri kullanılmaktadır.

<i>Before Stonewall</i> 1984 yapımı Amerikan belgesel filmi

Before Stonewall: The Making of a Gay and Lesbian Community, 1984 yapımı Amerikan belgesel filmidir. Stonewall ayaklanmalarından önce LGBT topluluğun durumu hakkındadır. Yazar Rita Mae Brown tarafından anlatıldı, John Scagliotti ile Robert Rosenberg tarafından yapıldı ve Rosenberg ile Greta Schiller tarafından yönetildi. Filmin galası 1984 Toronto Film Festivali'nde yer aldı ve 27 Haziran 1985'te ABD'de piyasaya çıkarıldı. 1999'da yapımcı Scagliotti, After Stonewall adlı eşlik eden film yönetti.

<i>Stonewall Uprising</i>

Stonewall Uprising, 28 Haziran 1969 tarihinin erken saatlerinde yer alan Stonewall ayaklanmalarını çevreleyen olayları inceleyen 2010 yapımı Amerikan belgesel filmidir. Stonewall Uprising'in galası New York şehrindeki Film Forum'da yer aldı. Film, New York Polisi Müfettiş Yardımcısı Seymour Pine dahil olmak üzere hadiseye şahit olmuş kişiler ile yapılan röportajlar içerir.

<span class="mw-page-title-main">Christopher Street</span>

Christopher Street, New York şehrinin gey mahallesi Greenwich Village'de bir cadde. Stonewall ayaklanmalarının yer aldıkları Stonewall Inn bu caddede bulunur ve cadde, 1970'lerdeki gey hakları hareketinin merkezi oldu. Oscar Wilde Bookshop da bu caddede bulunur. Haziran 1999'da ABD İçişleri Bakanlığı 51 ve 53 Christopher Street, caddenin kendisi ve etrafındaki caddeleri bir National Historic Landmark olarak tayin etti; bu lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender topluluğu için önem taşıyan ilk National Historic Landmark'tır.

<span class="mw-page-title-main">Compton's Cafeteria Ayaklanması</span>

Compton's Cafeteria ayaklanması, Ağustos 1966'da San Francisco'nun Tenderloin mahallesinde yer aldı. Bu olay ABD tarihinin ilk kaydedilen transgender isyanlarından idi ve 1969 yılında New York şehrindeki Stonewall Inn'de yer alan Stonewall ayaklanmalarından önce yer aldı.

Daughters of Bilitis, ABD'deki ilk lezbiyen hakları örgütü. 1955 yılında San Francisco kentinde kuruldu. 1950'li yıllarda lezbiyen barlar kuşku uyandıran meşruiyete sahip oldukları ve bu nedenle polis baskınlarına maruz kaldıkları için DOB, lezbiyen barlarına bir alternatif sağlamak için kuruldu. Daughters of Bilitis'in kurucuları, kuruluş döneminde Mattachine Society gibi eşcinsel gruplarından haberdar olmadıklarını iddia ederler, zira lezbiyen ve gey hareketinin her iki tarafı arasında henüz irtibat yoktu.

Sylvia Rivera, Amerikalı transgender eylemci idi. 1969'daki Stonewall ayaklanmalarına katılan Rivera, LGBT hakları hareketinin önde gelen ikonlarından biri olmuştur.

Gay Liberation Front, Stonewall ayaklanmalarına karşılık olarak Haziran 1969 ayında New York'ta kurulan bir lezbiyen ve gey siyasi örgütü idi. İsmi Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesi ismine benzerliğinden dolayı seçilmiştir.

Craig L. Rodwell, Amerikalı gey hakları eylemcisi idi. 24 Kasım 1967 tarihinde kurulan ve gey ile lezbiyen yazarların eserlerinden oluşan ilk kitapçı dükkânı olan Oscar Wilde Memorial Bookshop'ın kurucusu ve New York şehrindeki onur gösterisinin ana düzenleyicisi olarak tanınır.

Zap, 1970'ler boyunca ABD'de kullanıma giren bir tür doğrudan eylemdir. Gey kurtuluş grubu Gay Activists Alliance'ın popüler ettiği zap, hem eşcinseller hem de heteroseksüellerin dikkatlerini LGBT haklarına çevirmek amacı ile bir kamu şahsiyeti utandırmak için tasarlanan gürültülü bir kamu gösteri idi.

Annual Reminder 'lar, homofil örgütleri tarafından düzenlenen bir dizi pankartlı protesto idi. 1965'ten itibaren her yıl 4 Temmuz tarihinde Philadelphia'daki Independence Hall'ın önünde yer alırdı ve ABD'deki ilk LGBT gösterilerinden idi. Bu etkinlikler, LGBT kişilerin temel sivil haklar korumalarına sahip olmamalarına dair ABD vatandaşlarına bildirmek ve onları hatırlatmak için tasarlandılar.

28 Haziran 1969 tarihinde yer alan Stonewall ayaklanmalarının çağdaş gey kurtuluş hareketinin başlangıç noktası olarak sayılmalarına rağmen bu tarihten önce bir sürü gösteri ve eylem yer almıştır. Genelde homophile örgütleri tarafından düzenlenmiş fakat bazen de hazırlıksız bir şekilde yer almış bu eylemler iş almada ve kamu konaklamada gey karşıtı ayrımcılık, ABD Silahlı Kuvvetleri'nden eşcinsellerin hariç tutulmaları, polis şiddeti ve devrimci Küba'da eşcinsellere yapılan muameleler gibi konular ile ilgileniyordular. Bu erken eylemler, LGBT topluluğunu Stonewall için hazırlamaları ve ayaklanmalarının simgesel gücüne katmaları için itibar edilmişlerdir.

Marsha P. Johnson, Afroamerikan drag queen ve 1960'lardan 1990'lara kadar New York şehrindeki sanat ve gey dünyalarında popüler bir şahsiyet idi.

Julius, New York şehrinin Greenwich Village mahallesinde bir meyhane. New York'taki hâlâ hizmete hazır en eski gey barıdır ve Stonewall ayaklanmalarına yol açan hadiselerde önemli bir rol oynadı.

Randolfe Hayden "Randy" Wicker, Amerikalı yazar, eylemci ve blogcu. Erken homophile ve gey kurtuluş hareketlerine katılmasının ardından Wicker, insan klonlaması konusunda etkin oldu.

Eşcinsel edebiyatı, lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender topluluk tarafından/için üretilen ya da erkek-kadın eşcinsellerin davranışlarını sergileyen karakter, plan ve temaları içinde barındıran kolektif bir terimdir.

Tarihsel bir anlamda, edebiyat bizim anladığımız anlamda oldukça yeni bir değişim ve mevcut eşcinsellik kavramı, kültürel fırından daha dinçtir. Bunda, şaşkınlık verecek bir şey yok, o halde, eşcinsel edebiyatı — ya da edebiyatta eşcinsel karakterler — parlamak için nispeten daha yeni.

Dünya çapında LGBT hakları örgütleri listesi. Bir bölümü genel LGBT haklarını savunurken bazıları çeşitli uzmanlık alanları dahilinde çalışmakta olan örgütlerin listesidir.

<span class="mw-page-title-main">Gey bar</span>

Gey bar veya Gay bar, lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender müşterilere yönelik bir eğlenme, içme tesisidir. LGBT bireylerin bir araya gelme, eğlenme noktalarından biri olarak kabul edilir. Bilinmesi açısından "erkek barı, kız barı, gey kulübü, gey barı, eşcinsel barı, lezbiyen barı" gibi isimlerle de tanımlanabilmektedir. eşcinsel turizminin önemli bir parçasını oluşturur.

Gey kurtuluş, 1960'ların sonlarından 1970'lerin ortalarında cinsel yönelimlerini topluma ifşa eden ve eşcinsel olduğunu gururla dile getiren kimliğini açık yaşayan lezbiyen ve gey hareketidir. Coming out ve onur yürüyüşü modern LGBT hareketinin önemli bir parçası olarak kaldı, lezbiyen ve gey topluluklarının görünürlüğünün artmasını sağladı. Hareket Kuzey Amerika, Batı Avrupa, Avustralya ve Yeni Zelanda toplumlarında lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender hareketidir.

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri'nde LGBT tarihi</span>

Amerika Birleşik Devletleri'nde LGBT tarihi, 20. yüzyıla kadar cezai takibat, toplumsal kınama ve ayrımcılığın karşısında kendi cinsel yönelimlerini çoğunlukla ancak gizlice ifade edebilen kişilerin tarihidir. İngilizcede "in the closet" ifadesine sebep olan bu gizlilik nedeniyle tarih araştırmacıları çoğunlukla yetersiz kaynaklarla çalışmaya zorundalar. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısına kadar eşcinsel kadınların hayatları yeterince belgelenmemiştir. Eşcinsel topluluğu, eşcinsellerin kendilerini ifade edebildikleri altkültürel ortamlardan oluştu ve bunun daha 20. yüzyılın ilk yıllarında var olduğu tespit edilmiştir.