İçeriğe atla

Staz dermatiti

Staz dermatiti
Diğer adlarkonjesyon egzeması, yerçekimi dermatiti/egzeması, staz egzeması, variköz egzema[1]
UzmanlıkDermatoloji Bunu Vikiveri'de düzenleyin

Staz dermatiti, yetersiz venöz dönüşten kaynaklanan "staz" veya kan birikmesi sonucu bacakta meydana gelen deri değişikliklerini ifade eder. Varisli egzamanın diğer adıdır. Varisli damarlar'ın bu hastalığın yaygın bir nedeni olmasından dolayı bu ismi almıştır.[2]

Yetersiz venöz dönüş, hem sıvının hem de hücrelerin kılcal damarlardan "sızabilmesi" sonucu kılcal damarlarda basıncın artmasına neden olur. Bu durum muhtemelen bu hastalığın patolojisine katkıda bulunan demir içeren hemosiderin ile kırmızı kan hücrelerin parçalanmasına ve deride renk değişikliği oluşturmasına neden olur.[3]

Belirtiler

Staz dermatiti aşağıdakilerle karakterize edilebilir:

  • Olası cilt lezyonları (makül veya lekeler), kırmızı lekeler, yüzeysel cilt tahrişi ve/veya ayak bileklerinde veya bacaklarda ciltte koyulaşma ve/veya kalınlaşma ile birlikte ince, kahverengi benzeri görünen cilt
  • Zayıf cilt bazı bölgelerde ülserleşebilir ve bacaklarda, ayak bileklerinde veya diğer bölgelerde şişlikler gelişebilir.
  • Açık yaralar, ülserler
  • Kaşıntı ve/veya bacak ağrıları
  • Bazen ağrı, şişmiş dokulardan kaynaklanır ve "bıçaklama" veya "iğne batması" gibi hissedilebilir.

Cilt dokusu bozulmaya devam ederse, venöz ülser (staz ülseri olarak da bilinir) oluşabilir.[3] Uygun yara bakımı yapılmadığında, açık çatlaklar hastaları bakteriyel bir enfeksiyonun gelişimine yatkın hale getirir ve bacakta selülite neden olur.[4]

Teşhis

Staz dermatiti, klinik olarak bacakların alt kısımlarında ve ayak bileğinin iç tarafında kırmızı plakların görünümü değerlendirilerek teşhis edilir. Staz dermatiti, selülit ve kontakt dermatit gibi bir dizi başka duruma benzeyebilir ve bazen teşhisi doğrulamak için veya tek başına klinik teşhisin yeterli olmadığı durumlarda ultrason kullanımına ihtiyaç duyulur.[5]

Tedavi

Tedavi altta yatan sıvı birikimini alt bacağın dışına doğru zorlamaya yardımcı olmak için steroid bazlı kremlerin topikal uygulamalarından ve kompresyon çoraplarının veya aralıklı pnömatik kompresyon pompalarının kullanılmasından oluşur.[6]

Kompresyon tedavisi orta düzeyde basınçlardan oluşmalı ve hareketli hastalarda işe yaramalıdır.[5]

Nihayetinde, staz dermatitini tedavi etmek için altta yatan venöz reflü tedavisi gereklidir. Sıyırma ile safenofemoral bileşke ligasyonu gibi invaziv cerrahi prosedürler geçmişte tedavi için kullanıldı. Bununla birlikte daha az invaziv yöntemler artık daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu yeni yöntemler endovenöz termal ablasyon, ayaktan flebotomi ve ultrason köpük skleroterapiyi içerir.[5]

Komplikasyonlar

Staz dermatiti tedavi edilmezse, hasta venöz ülser ve Akroanjiodermatit geliştirme riski altındadır.[5][6]

Kaynakça

  1. ^ Rapini, Ronald P.; Bolognia, Jean L.; Jorizzo, Joseph L. (2007). Dermatology: 2-Volume Set. St. Louis: Mosby. ss. Chapter 14. ISBN 1-4160-2999-0. 
  2. ^ "Stasis dermatitis and ulcers: Causes, symptoms, and treatment". Medical News Today (İngilizce). 30 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2018. 
  3. ^ a b "Stasis dermatitis and ulcers". United States National Institute of Health. 17 Haziran 2001 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Temmuz 2008. 
  4. ^ Trayes (15 Temmuz 2013). "Edema: Diagnosis and Management". American Family Physician (İngilizce). 88 (2): 102-110. ISSN 0002-838X. 27 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Kasım 2021. 
  5. ^ a b c d Sundaresan (June 2017). "Stasis Dermatitis: Pathophysiology, Evaluation, and Management". American Journal of Clinical Dermatology. 18 (3): 383-390. doi:10.1007/s40257-016-0250-0. ISSN 1179-1888. PMID 28063094. 4 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Kasım 2021. 
  6. ^ a b Manchanda (2014). "Acroangiodermatitis (Pseudo-Kaposi sarcoma)". Indian Dermatology Online Journal. 5 (3): 323. doi:10.4103/2229-5178.137791. ISSN 2229-5178. PMC 4144224 $2. PMID 25165656. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Kangren veya gangren, dokuların kendilerini besleyen atardamarların herhangi bir sebeple, tamamen yetersiz hale gelmesi sonucunda hayatiyetini kaybetmesi durumu.

<span class="mw-page-title-main">Tromboz</span> Kan pıhtılarının neden olduğu tıbbi durum

Tromboz (thrombosis), canlı organizmada kan elemanlarının kalp ve damar iç yüzüne kitle (pıhtı) ha­linde yapışması olgusudur; oluşan pıhtı kitlesine trombüs ya da trombus (thrombus) adı verilir. Trombozun yaşam kurtarıcı (fizyolojik) ve öldürücü (patolojik) sonuçları vardır. Tromboz olgusu genellikle damarlara yönelik olumsuzluklarda görülür. Endotel zararıyla birlikte pıhtılaşma (hemostaz) mekanizması çalışmaya başlar. Önce trombin aktive olur, sonra da fibrinojen fibrine dönüşür. Fibrin, pıhtının ana elemanıdır. Ayrıca, genel bir tanım olarak herhangi bir damardaki trombustan kopan pıhtı parçasının başka bir bölge damarını tıkamasına tromboembolizm denir.

<span class="mw-page-title-main">Lenfatik sistem</span> lenf damarları ve lenfatik organlar ile lenfodik dokudan oluşan bir organ sistemi

Lenfatik sistem veya lenfoid sistem, omurgalılarda dolaşım sistemi ve bağışıklık sistemi'nin bir parçası olan bir organ sistemi'dir. Geniş bir lenf ağından, lenfatik damarlardan, lenf düğümlerinden, lenfatik veya lenfoid organlardan ve lenfoid dokulardan oluşur. Damarlar lenf adlı berrak bir sıvıyı kalbe doğru taşır.

Hemofili çoğunlukla genetik geçiş gösteren, vücutta kanın pıhtılaşma sisteminde rol alan ve pıhtılaşma faktörleri olarak adlandırılan proteinlerin eksikliği veya yokluğu nedeniyle ortaya çıkan, pıhtılaşma bozukluğu yaratan ve X kromozomundaki çekinik bir gen ile taşınan bir tür kanın pıhtılaşamaması hastalığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kaposi sarkomu</span>

Kaposi sarkomu, insan herpes virüsü 8 (HHV8) olarak da bilinen Kaposi sarkomu herpes virüsünün (KSHV) neden olduğu bir damar tümörüdür. İlk defa 1872'de Macar dermatolog Moritz Kaposi tarafından tanımlanmıştır. 1980'lerde HIV/AIDS'in Batı dünyasında da yayılmaya başlamasıyla birlikte görülme sıklığı da artmıştır. Etkeni olan virüs (KSHV) ise 1994'te tanımlanmıştır.

Behçet hastalığı, sistemik etkileri olan yangısal bir hastalıktır. Temel bulguları ilk kez Dr. Hulusi Behçet tarafından tanımlanan ve bu nedenle uluslararası literatürde Behçet Hastalığı ya da Behçet Sendromu olarak adlandırılır. Nedeni tam olarak bilinmemektedir; infeksiyon hastalıkları, alerji ya da otoimmun kökenli damar yangıları (vaskülitler) grubuna sokulmaktadır. Bazı araştırmacılar, Behçet hastalığının kalıtsal olabileceğini savunmaktadır. Hastaların çoğu 30-40 yaşlarındaki erkektir. Türkiye'de ve Asya ülkelerinde görece sık görülür. Dünya'da en çok Japonya, Türkiye ve İsrail'de görülür.

Mantar hastalığı, 50 kadar mantar türünün sebep olduğu çeşitli cilt ve tırnak hastalıklarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Siyanoz</span> kandaki oksijen miktarında azalma

Siyanoz, kılcal yatağın "kırmızı kan hücrelerinde" hemoglobine bağlı oksijen miktarının azalması sonucu vücut "doku" renginin mavimsi-mor bir renge dönüşmesidir. Siyanoz yansıtan vücut dokuları genellikle mukoza zarları, dudaklar, tırnak yatakları ve kulak memeleri dahil olmak üzere derinin daha ince olduğu yerlerde bulunur. Amiodaron veya gümüş içeren bazı ilaçlar, Moğol lekeleri, büyük doğum izleri ve mavi veya mor boya içeren gıda ürünlerinin tüketimi de mavimsi cilt dokusu renginin değişmesine neden olabilir ve siyanozla karıştırılabilir.

Diyabetik nöropati, diyabetes mellitus ile ilişkili sinir hasarı bozukluklarıdır. Bu durumların, diyabetik nöropatide birikebilen makrovasküler koşullara ek olarak sinirler sağlayan küçük kan damarlarını içeren diyabetik bir mikrovasküler hasara yol açtığı düşünülmektedir. Diyabetik nöropati ile ilişkili olabilen nispeten yaygın durumlar arasında şunlar yer alır: üçüncü, dördüncü veya altıncı kranyal sinir felci, mononöropati, mononöropati multipleks, diyabetik amiyotrofi, ağrılı bir polinöropati, otonom nöropati ve torakoabdominal nöropati.

<span class="mw-page-title-main">Tıbbi görüntüleme</span> bir bedenin iç kısmının görsel temsillerini oluşturma tekniği ve süreci

Tıbbi görüntüleme, tıbbi analiz ve müdahale için vücudun iç kısımlarının görsel temsillerini oluşturmak veya bazı organ veya dokuların işlevinin (fizyoloji) görsel tasvirlerini yaratmak için kullanılan teknikler ve işlemlerdir. Tıbbi görüntüleme, cilt ve kemiklerin görüntülenmesine engel olduğu iç yapıları ortaya çıkarmanın yanı sıra, hastalıkları teşhis, muayene ve tedavi etmeyi amaçlar. Tıbbi görüntüleme aynı zamanda anormallikleri tespit etmeyi mümkün kılan normal anatomi ve fizyoloji veritabanını da oluşturur. Vücuttan çıkartılmış organ ve dokuların incelenmesi tıbbi nedenlerle gerçekleştirilse de, bu tür işlemler genellikle tıbbi görüntüleme yerine patolojinin bir parçası olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Ülser</span> Vikimedya anlam ayrımı sayfası

Erozyon (erosion) ve Ülser (ulcus), deri ve mukozaların nekrozlu yangısıdır. Deri ve mukozalardaki yüzeysel nekrozla erozyon (erosion) denir. Yalnız epitel tabakası or­tadan kalkmıştır. Rejenerasyonla iz bırakmadan iyileşir ya da derinleşerek ülser halini alır. Bir ülserde, deri ve mukozanın epitel örtüsüyle birlikte daha derin katmanlar da nekroza uğrar, erir ve yerinde defekt bırakır.

<span class="mw-page-title-main">Lenfanjiyoma</span>

Lenfanjiyomlar, lenfatik sistemin malformasyonları olup, ince duvarlı kistler ile karakterize edilir; bu kistler kistik higroma gibi makroskopik veya mikroskopik olabilir. Lenfatik sistem, dokulardan fazla sıvıyı venöz sisteme geri döndüren damar ağı ve bu sıvıyı patojen işaretleri için filtreleyen lenf nodlarından oluşur. Bu malformasyonlar her yaşta meydana gelebilir ve vücudun herhangi bir bölümünü etkileyebilir, ancak %90'ı 2 yaşından küçük çocuklarda ve baş ve boyun bölgesinde görülmektedir. Bu malformasyonlar doğuştan veya sonradan kazanılmış olabilir. Konjenital lenfanjiyomlar sıklıkla Turner sendromu gibi kromozomal anormallikler ile ilişkilidir, ancak izole olarak da bulunabilirler. Lenfanjiyomlar genellikle doğum öncesi dönemde fetal ultrasonografi kullanılarak teşhis edilir. Edinsel lenfanjiyomlar travma, iltihap veya lenfatik tıkanıklık sonucu gelişebilir.

Larva ile tedavi, bir yara (debridman) içindeki nekrotik (ölü) dokuyu temizlemek amacıyla canlı ve sağlıklı larvaların bir insan veya hayvanın iyileşmeyen deri ve yumuşak doku yaralarına sokulmasını içeren bir biyoterapi türüdür.

Floksasilin olarak da bilinen flukloksasilin, cilt enfeksiyonlarını, dış kulak enfeksiyonlarını, bacak ülseri enfeksiyonlarını, diyabetik ayak enfeksiyonlarını ve kemik enfeksiyonunu tedavi etmek için kullanılan bir antibiyotiktir. Zatürre ve endokardit tedavisinde diğer ilaçlarla birlikte kullanılabilir. Staphylococcus enfeksiyonlarını önlemek için ameliyattan önce de kullanılabilir. Metisiline dirençli Staphylococcus aureus'a (MRSA) karşı etkili değildir. Ağız yoluyla alınır veya damar veya kas içine enjeksiyon yoluyla verilir.

<span class="mw-page-title-main">Dünya Skleroderma Günü</span>

Dünya Skleroderma Günü veya Skleroderma Farkındalık Günü, 29 Haziran'da Dünya'nın herhangi bir yerinden skleroderma rahatsızlığına sahip olan insanlar bir araya gelir. 29 Haziran, skleroderma ile yaşayan ve hem Avrupa'da hem de dünya çapında hastalığı olan insanlara eşit tedavi ve eşit bakım talep edenlerin cesaretini takdir etme günüdür.

<span class="mw-page-title-main">Erizipel</span>

Erizipel, cildin yüzeysel tabakasının nispeten yaygın bir bakteriyel enfeksiyonudur. Cilt içindeki yüzeysel lenf damarlarına kadar uzanır. Kabarıklık ile karakterize, İyi tanımlanmış, hassas, parlak kırmızı döküntü, tipik olarak yüzde veya bacaklarda, ancak cildin herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir. Bir selülit şeklidir ve potansiyel olarak ciddi seyredebilir.

<span class="mw-page-title-main">Pelvik konjesyon sendromu</span>

Pelvik ven yetersizliği olarak da bilinen pelvik tıkanıklık sendromu, alt karın bölgesindeki genişlemiş damarlardan kaynaklandığına inanılan uzun süreli (kronik) bir durumdur. Durum, ayakta durarak veya seks yaparak kötüleşebilen (disparoni), sürekli donuk bir ağrı gibi kronik ağrıya neden olabilir. Bacaklarda veya belde ağrı da oluşabilir.

Lipodermatoskleroz, bir deri ve bağ doku hastalığıdır. Bu hastalık, alt ekstremitelerde (bacaklar) görülen pannikülit, epidermisin altındaki yağ katmanının iltihabı, türlerinden birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Tropikal ülser</span>

Tropikal ülser, daha çok orman küfü olarak bilinir, mycobacterumu içeren bir grup mikroorganizmanın etkili olduğu bir polimikrobiyal enfeksiyon nedeniyle ortaya çıkan kronik ülseratif deri lezyonudur. Bu durum tropikal iklimlerde yaygındır.

Aşil tendonu kopması, ayak bileğinin arkasındaki Aşil tendonunun kırılmasıdır. Semptomlar topukta ani başlayan keskin ağrıyı içerir. Tendon kırıldığında ve yürüme zorlaştığında bir çatırtı sesi duyulabilir. Rüptür tipik olarak baldır kası devreye girdiğinde ayağın ani bir şekilde yukarı doğru bükülmesi, doğrudan travma veya uzun süreli tendon iltihabının bir sonucu olarak meydana gelir. Diğer risk faktörleri arasında florokinolon kullanımı, egzersizde önemli bir değişiklik, romatoid artrit, gut veya kortikosteroid kullanımı yer alır. Tanı tipik olarak semptomlara ve muayeneye dayanır ve tıbbi görüntüleme ile desteklenir.