İçeriğe atla

Statokist

Statokist sisteminin çizimi.

Statokist bazı sucul omurgasızlarda bulunan bir denge duyu reseptörüdür. Bu omurgasızlara; yumuşakçalar,[1] bivalvialar,[2] knidliler,[3] taraklılar,[4] derisi dikenliler,[5] Kafadan bacaklılar,[6] ve kabuklular dahildir.[7] Benzer bir yapı Xenoturbellada bulunur.[8] Statokist, mineralize bir kütle (statolit) ve çok sayıda innerve edilmiş duyusal kıl (seta) içeren kese benzeri bir yapıdan oluşur. Statolitin eylemsizliği, hayvan hızlanırken statolitin setaya karşı itilmesine neden olur. Setanın, statolitin itmesiyle oluşan kütleçekimi nedeniyle sapması, sinir hücrelerini aktive eder, bu şekilde oryantasyondaki değişiklik hakkında hayvana geri bildirim gönderilir ve dengenin korunmasını sağlanır.

Başka bir deyişle, hayvan hareket ettikçe statolit kayar. Organizmayı dengeden çıkaracak kadar büyük herhangi bir hareket, statolitin küçük kıllara karşı sürtünmesine neden olur ve bu da dengeyi düzeltmesi için beyine bir mesaj gönderir.

İşitme

Kalamar gibi kafadan bacaklılarda, statokist koklea benzeri bir mekanizmayla hayvanın işitmesini sağlar.[9][10] Sonuç olarak, antenli kıyı kalamarı, su sıcaklığı 8 °C'nin üzerinde olduğunda 30 ila 500 hz arasındaki düşük frekanslı sesleri duyabilir.[11]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Levi, R.; Varona, P.; Arshavsky, Y. I.; Rabinovich, M. I.; Selverston, A. I. (2004). "Dual Sensory-Motor Function for a Molluskan Statocyst Network". Journal of Neurophysiology. 91 (1). ss. 336-345. doi:10.1152/jn.00753.2003. 
  2. ^ Morton, B. (2009). "Statocyst structure in the Anomalodesmata (Bivalvia)". Journal of Zoology. Cilt 206. ss. 23-34. doi:10.1111/j.1469-7998.1985.tb05633.x. 
  3. ^ Spangenberg, D. B. (1986). "Statolith formation in Cnidaria: effects of cadmium on Aurelia statoliths". Scanning Electron Microscopy, 4. ss. 1609-1618. PMID 11539690. 
  4. ^ Lowe, B. (1997). "The role of Ca2+ in deflection-induced excitation of motile, mechanoresponsive balancer cilia in the ctenophore statocyst". Journal of Experimental Biology. Cilt 200. ss. 1593-1606. PMID 9202448. 
  5. ^ Ehlers, U. (1997). "Ultrastructure of the statocysts in the apodous sea cucumber Leptosynapta inhaerens (Holothuroidea, Echinodermata)". Acta Zoologica. Cilt 78. ss. 61-68. doi:10.1111/j.1463-6395.1997.tb01127.x. 
  6. ^ Clarke, M. R. (2009). "The cephalopod statolithan—introduction to its form". Journal of the Marine Biological Association of the United Kingdom. 58 (3). ss. 701-712. doi:10.1017/S0025315400041345. 
  7. ^ Cohen, M. J. (1960). "The response patterns of single receptors in the crustacean statocyst". Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences. 152 (946). ss. 30-49. doi:10.1098/rspb.1960.0020. 
  8. ^ Israelsson, O. (2007). "Ultrastructural aspects of the 'statocyst' of Xenoturbella (Deuterostomia) cast doubt on its function as a georeceptor". Tissue and Cell. 39 (3). ss. 171-177. doi:10.1016/j.tice.2007.03.002. PMID 17434196. 
  9. ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2019. 
  10. ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2019. 
  11. ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2019. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Yarasa</span> Chiroptera takımında sınıflandırılan memeliler

Yarasalar, ön ayakları kanat olarak uyarlanmış ve doğal olarak gerçekten uçabilen Chiroptera takımında sınıflandırılan memelilerdir. Yarasalar, üzerleri zar ve patagium ile kaplı çok uzun ve yayılmış parmaklarıyla kuşlardan daha kolay manevra yaparak uçabilirler. En küçük yaşayan memeli olduğu da iddia edilen yabanarısı yarasası 29 ila 34 mm. boyunda, 15 cm. kanat açıklığına sahip ve 2 ila 2,6 gram ağırlığındadır. En büyük yarasalar da "uçan tilki" adı verilen Pteropus cinsi yarasalardır. Acerodon jubatus türü 1,6 kg ağırlığındadır ve kanat açıklığı 1,7 m'yi bulur.

<span class="mw-page-title-main">Biyofizik</span> Fiziksel bilimlerdeki yöntemleri kullanarak biyolojik sistemlerin incelenmesi

Biyofizik, biyolojik olayları incelemek için fizikte geleneksel olarak kullanılan yaklaşım ve yöntemleri uygulayan disiplinler arası bir bilimdir. Biyofizik, moleküler seviyeden organizma ve popülasyon seviyesine kadar tüm biyolojik organizasyon ölçeklerini kapsar. Biyofiziksel araştırmalar biyokimya, moleküler biyoloji, fizikokimya, fizyoloji, nanoteknoloji, biyomühendislik, hesaplamalı biyoloji, biyomekanik, gelişim biyolojisi ve sistem biyolojisi ile önemli ölçüde örtüşmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Eklem bacaklılar</span> omurgasızların en büyük şubesi

Eklem bacaklılar ya da Arthropoda, omurgasızların en büyük şubesidir.

<span class="mw-page-title-main">Kambriyen</span> Paleozoyik Zamanın ilk dönemi

Kambriyen, yaklaşık 538,8 milyon yıl önce başlayıp 485,4 milyon yıl öncesine kadar devam eden jeolojik dönemi ifade eder. Bu dönem, Farklı hayvan gruplarının karmaşıklaştığı, hayvanların çeşitlendiği bir dönemdir. Adını Galler'in Latince karşılığı olan Cambria'dan alan Kambriyen Dönem, yer kabuğundaki dikkate değer değişimler, deniz seviyelerinin yükselmesi ve iklim değişiklikleri gibi etkilerle şekillendi.

<span class="mw-page-title-main">Ahtapot</span> yumuşak gövdeli, sekiz kollu, Octopoda takımında sınıflandırılan yumuşakçaların genel adı

Ahtapot; yumuşak gövdeli, sekiz kollu, Octopoda takımında sınıflandırılan yumuşakçaların genel adı. Kabul görmüş 300 civarında türü bulunan ahtapotlar kalamarlar, mürekkep balıkları ve nautiloidler ile birlikte kafadan bacaklılar (Cephalopoda) sınıfında gruplandırılırlar. Diğer kafadan bacaklılar gibi ahtapot bilateral simetrik, iki gözlü ve tek gagalıdır. Ağzı kollarının ortasında yer alır. Çok hızlı şekil değiştirebilen yumuşak gövdesi sayesinde küçük deliklerden gövdesini sıkıştırarak geçebilir. Yüzerken sekiz kolu arkasından uzanır. Sifon hem solunum hem de su jeti fışkırtmak vasıtasıyla hareket için kullanılır. Karmaşık bir sinir sistemine ve mükemmel bir görme duyusuna sahip olan ahtapotlar omurgasızlar içerisinde en zeki ve davranışsal olarak en büyük farklılıkları gösteren hayvanlar arasındadırlar.

<i>Homo erectus</i> tarih öncesi insan türü

Homo erectus, en eski kalıntıları 2 milyon yıl öncesine tarihlendirilen, Pleistosen'de yaşamış soyu tükenmiş bir arkaik insan türüdür. Örnekleri Homo (insan) cinsinin ilk tanınabilen üyeleri arasındadır.

<span class="mw-page-title-main">Alzheimer hastalığı</span> günlük yaşamsal etkinliklerde azalma ve bilişsel yeteneklerde bozulmayla karakterize edilmiş, nöropsikiyatrik belirtilerin ve davranış değişikliklerinin eşlik ettiği nörodejeneratif bir hastalık

Alzheimer hastalığı (AH), genellikle yavaş yavaş başlayan ve giderek kötüleşen nörodejeneratif bir hastalıktır ve demans vakalarının %60-70'inin nedenidir. En sık görülen erken belirti yakın zamanda yaşanan olayları hatırlamada zorluktur.

<span class="mw-page-title-main">Catarrhini</span> insanlar da dahil olmak üzere Eski Dünya maymunlarının ve insansıların alt takımı

Catarrhini ya da Eski Dünya maymunları, köpeksi maymunlar ve insansılardan (Hominoidea) oluşur. Geoffroy 1812 yılında bu iki grubu bir araya getirerek Catarrhini, "Eski Dünya maymunları" adını vermiştir. Simiiformes alt takımındaki kız kardeşi Platyrrhini alt takımıdır. Bilimsel kanıtlara rağmen insansıların doğrudan maymun olarak tanımlanmasına karşı bazı dirençler olmuştur, bu nedenle "Eski Dünya maymunu" Cercopithecoidea veya Catarrhini anlamına gelebilir. Aslında insansıların maymun olduğu 18. yüzyılda Georges-Louis Leclerc tarafından zaten fark edilmişti. Linnaeus bunu 1758 yılında, bugün cadı makiler ve Yeni Dünya maymunları olarak tanıdığımız türlerle birlikte tek bir cins olan "Simia" içine yerleştirmiştir. Catarrhini'nin tamamı Afrika ve Asya'ya özgüdür.

<span class="mw-page-title-main">George Wald</span> araştırmacı

George Wald, Yahudi kökenli Amerikalı bilim insanı. Retina pigmentleri üzerine yaptığı çalışmalarıyla bilinir. 1967 yılında Haldan Keffer Hartline ve Ragnar Granit ile birlikte Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Gekkota</span> Sürüngen infra takımı

Gekkota, Antarktika hariç, her kıtada bulunan ve geniş bir dağılıma sahip, küçük ve çoğunlukla etçil keler infra takımıdır. Dünyanın her yerinde sıcak iklimlerde bulunur. Grup üyelerinin boyları 16 ile 60 cm arasında değişir.

<span class="mw-page-title-main">Retinal</span> kimyasal bileşik

Retinal, retinaldehit olarak da bilinir. Başlangıçta retinen olarak adlandırılmıştı ve A vitamini aldehiti olduğu keşfedildikten sonra yeniden adlandırıldı. Retinal, A vitamininin birçok vitamerinden biridir. Retinal, opsin olarak adlandırılan proteinlere bağlanan ve hayvanlarda görme olayının kimyasal temeli olan bir polien kromoforudur. Retinal bazı mikroorganizmalarda ışığın metabolik enerjiye dönüşmesini sağlar.

<span class="mw-page-title-main">Hayvan zehri</span> bir canlı tarafından salgılanan toksin

Hayvan zehri ya da venom, bir hayvanın bir diğerine zarar vermek için ürettiği bir veya daha fazla toksin içeren bir salgıdır. Venom, hem avcılarda hem de avlarda, hem omurgalılarda hem de omurgasızlarda olmak üzere çeşitli hayvanlar arasında ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Spermatofor</span>

Spermatofor veya sperm kabarcığı, çeşitli hayvan türlerinin erkeğinde bulunan ve spermatozoa içeren bir kütle veya kapsüldür. Özellikle semenderler ve eklem bacaklılarda görülen spermatofor, üreme sırasında tamamen dişinin oviporeuna aktarılır. Spermatoforlar, ayrıca çalı çırçır böceğinde olduğu gibi dişi için besin içerebilir. Bu durumda bir "evlilik hediyesi" olarak kabul edilir. Toksik güve Utetheisa ornatrixin durumunda ise, spermatofor; sperm, besin maddeleri ve pirolizidin alkaloid içerir. Pirolizidin alkaloid çoğu organizma için zehirli olduğu için spermatoforu korur. Bununla birlikte, Edith'in ekose desenli kelebeği gibi bazı türlerde, "hediye" az miktarda besin değeri sağlar. Çiftleşmede transfer edilen spermatofor, dişilerin üreme organları üzerinde çok az etkiye sahiptir. Spermatoforun faydalarını gösteren alternatif bir hipoteze göre, spermatoforu yiyen dişinin bir sonraki çiftleşmesi engellenir. Böylece dişinin, erkeğin spermine döllenmesi için daha fazla zaman gerekir. Bununla birlikte bazı kafadan bacaklılarda, tek bir dişi içinde aynı anda birden fazla erkeğin spermatoforu mevcut olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Asetabulum (morfoloji)</span>

Asetabulum İngilizce telaffuz: [æsɪˈtæbjʊləm], omurgasız hayvanbiliminde bazı halkalı solucanlar ve yassı kurtlarda fincan tabağı şeklinde bir bağlanma organıdır. Solucanların konakçıya bağlayabildiği trematodlarda parazitik adaptasyon için özel bir emicidir. Halkalı solucanlarda, temel olarak bir alt katman tutturmak için kullanılan bir lokomotor organıdır. Bu isim aynı zamanda kalamar, ahtapot, mürekkep balığı, Nautilus vb. sefalopod yumuşakçalarının kollarındaki emme eki için de geçerlidir.

Nootropikler veya nootropik ilaçlar, sağlıklı bireylerde dikkat, hafıza, yaratıcılık ve motivasyon gibi zihinsel fonksiyonları artırmaya yönelik kullanılan çeşitli ilaç ve gıda takviyelerine verilen ortak ad. 2018 yılı itibarıyla bu gruba giren pek çok madde hala araştırma aşamasında olup etkileri tam olarak belirlenmemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kafadan bacaklı zekâsı</span>

Kafadan bacaklı zekâsı, yumuşakçalar sınıfındaki kafadan bacaklıların bilişsel yeteneklerinin ölçüsüdür.

<span class="mw-page-title-main">Kafadan bacaklı boyutları</span>

Kafadan bacaklıların boyutu büyük ölçüde değişkenlik göstermektedir. En küçük kafadan bacaklının erişkinkenki boyu 1 santimetre, ağırlığı ise 1 gramdan azdır. En büyük kalamar olduğu düşünülen dev kalamar veya Mesonychoteuthis hamiltoni'nin uzunluğu ise 10 metreye ve ağırlığı yarım tona ulaşabilmektedir. Bu istatikler kalamarı yaşayan en büyük omurgasız yapmaktadır. Yumurtadan yeni çıkmış bir kafadan bacaklının ağırlığı erişkin haline gelene kadar 3 milyar kat artar. Bazı kafadan bacaklı türlerinin, olağanüstü büyüklükteki vücut parçalarına sahip oldukları da not edilmiştir. Örnek vermek gerekirse dev kalamar ve Mesonychoteuthis hamiltoni yaşayan hayvanlar arasındaki en büyük gözlere sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Osteokalsin</span>

Osteokalsin, başka bir adla kemik gama-karboksiglutamik asit içeren protein (BGLAP), kemik ve dentinde bulunan ve ilk olarak civciv kemiğinde kalsiyum bağlayıcı protein olarak tanımlanan küçük (49-amino-asit) kollajenöz olmayan protein yapılı bir hormonudur.

<span class="mw-page-title-main">Hayvan bilişi</span> insan olmayan hayvanların zekası

Hayvan bilişi, insan-olmayan hayvanların zihinsel kapasitelerini kapsayan bir alandır. Bu alanda kullanılan hayvan koşullandırma ve öğrenim çalışmaları, karşılaştırmalı psikolojiden geliştirilmiştir. Aynı zamanda etoloji, davranışsal ekoloji ve evrimsel psikolojinin etkisinde kalmıştır; bazen bu alandan bilişsel etoloji adıyla da bahsedilir. Hayvan zekası terimiyle ilişkilendirilen pek çok davranış aynı zamanda hayvan bilişinin de kapsamındadır.

<span class="mw-page-title-main">Viridiplantae</span>

Viridiplantae, yaklaşık 450.000-500.000 tür içeren ve hem karasal hem de sucul ekosistemlerde önemli roller oynayan ökaryotik canlılar grubudur. Öncelikle sucul olan yeşil algler ve içlerinden çıkan kara bitkilerinden oluşurlar. Yeşil algler, geleneksel sınıflandırmada kara bitkilerini içermez ve bu da yeşil algleri parafiletik bir grup yapar. Kara bitkilerinin yeşil alglerin içinden çıktığının anlaşılmasından bu yana, bazı yazarlar bitkileri de yeşil alglere atıyorlar. Hücre duvarlarında selüloz bulunan hücrelere ve klorofil a ve b içeren ve fikobilin içermeyen siyanobakterilerle endosimbiyozdan türetilen birincil kloroplastlara sahiptirler.