İçeriğe atla

Stalinizm

Troçki (ortada) 1940 yılında

Stalinizm veya Stalincilik, Marksist-Leninist ideolojinin 1928-1953 yılları arasında Sovyetler Birliği’ni yöneten Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Josef Stalin’in uyguladığı siyasi sistemde kullanılan teori ve pratiğine verilen addır.[1]

Kullanım

Terimin kullanımı özellikle 1930’lu yıllarda uluslararası kamuoyunda Stalin ile Lev Troçki arasındaki siyasi kavga sırasında yaygınlaşmıştır. Terim ilk kez olumlu anlamda Lazar Kaganoviç tarafından dile getirilmiş fakat Stalin tarafından reddedilmiştir. Sosyalist siyasi hareketler içinde Stalin'i sahiplenen Vladimir Lenin ve Mao Zedong taraftarları kendilerini Stalinist olarak tanımlamazlar. Bu kesimler kendilerini "Marksist-Leninist" sıfatıyla anmayı tercih ederler.

Stalinist uygulamalar

Stalinizm bir ideolojiden çok bir yönetim şeklini tanımlar. Stalin ideoloji olarak Marksizm-Leninizmi benimsemiştir. Bu açıdan Stalinizm, Marx ve Lenin’in fikirlerinin bir yorumu, toplumun değişen ihtiyaçları karşısında yeni uygulamalara gidilmesi olarak tanımlanabilir. Bu görüşün karşıtları ise Stalinizmin Marx ve Lenin’in fikirlerinin devamı değil, çarpıtılması olduğunu öne sürmektedirler. Özellikle Stalin karşıtı olan Troçkistler, Stalinizmin iktidarı ele geçirmek için Marksist söylemi kullanan bir karşı-devrimci hareket olduğunu iddia ederler.

Rusya’da Ekim Devrimi’ni izleyen dönemde, 1917-1924 yılları arasında Lenin, Troçki ve Stalin sürekli olarak birlikte görünseler de aralarında hep fikir ayrılıkları olmuştur. Lenin ile gerek Troçki gerekse Stalin arasındaki fikir ayrılıklarının yanında, Stalin ile Troçki arasındaki ayrılıklar, Stalin tarafından Troçki'nin sanayileşmiş ülkelerdeki işçi sınıfına aşırı önem verdiğinin ileri sürülmesi gibi "parti içi" görüş ayrılıklarından, Lenin'in ölümünün ardından ortaya çıkan bir iktidar kavgası ortamında birbirlerini "karşı-devrimci" olarak ilan edecek noktalara varmıştır.

Stalin tarafından komünist teoriye yapılan katkılar şöyle sıralanabilir:

  1. Stalin'in 1913 yılında yazdığı Marksizm ve Ulusal Sorun adlı eser[2]
  2. "Tek ülkede sosyalizm" teorisi
  3. Sosyalizm geliştikçe sınıf savaşımının şiddetinin artması tezi

Tek ülkede sosyalizm

Lenin'in 1924'teki ölümünden sonra Sovyet yönetimi bir ikilemle karşı karşıya kaldı:

Troçki ve yandaşları sosyalizmin tüm dünyaya yayılması için özellikle sanayileşmiş Batı toplumlarında devrimin teşvik edilmesi gerektiğini savunuyor, bunu siyasetlerinin önceliği olarak görüyorlardı. Aksi takdirde, SSCB'nin sosyalist bir devlet olarak var olamayacağını, kapitalist devletlerin baskısı karşısında yıkılacağını ileri sürüyorlardı.

Bu görüşe karşı, Stalin ve yandaşları sosyalizmin önce sadece SSCB'de sağlam bir şekilde kurulmasının mümkün ve gerekli olduğunu savunuyorlardı. Bunun yerine "devrim ihracı" gibi yola girilmesinin gerek söz konusu ülkelerde işçi sınıfının sosyalizm mücadelesine gerekse SSCB'de işçi sınıfının sosyalizmi kurma çabalarına ters düşen, yanlış ve tehlikeli bir politika olup ancak karşı-devrime hizmet edeceğini ileri sürüyorlardı.

Troçkistler ise, Stalin'in bu politikasını dünya çapında devrim fırsatını kaçıran büyük bir hata ve Marksizme ihanet olarak yorumladılar.

Bir dünya devrimi olasılığına odaklanmak yerine elde olanla yetinmek şeklindeki daha az riskli yolu tercih eden Stalin'in tek ülkede sosyalizm politikası sonucunda Sovyet iktidarı konumunu pekiştirerek ülkenin sanayileşmesi ve askeri olarak güçlenmesi için önemli adımlar attı. Bu politikalar sonucunda SSCB dünyanın en önemli güçlerinden biri haline geldi. Troçkistler ise, tahminlerinin aksine SSCB'nin tek başına kendi rejimiyle var olabilmesini, bu rejimin gerçek bir sosyalist rejim olmayıp, Stalinizmin karşı-devrim, SSCB'nin ise bürokratik yozlaşmaya uğramış bir işçi devleti olduğunu söyleyerek açıkladılar.

Sınıf savaşımının şiddetlenmesi

Stalin'in ikinci önemli katkısı sosyalizmin gelişmesi sonucu sınıf savaşının şiddetlenmesi görüşüdür. Stalin bir ülke sosyalizm yolunda ilerledikçe, geçmişteki sömürücü sınıfların kalıntılarının daha şiddetli bir mücadeleye gireceğini iddia eder. Stalin'e göre, bu mücadelede işçi sınıfının düşmanları komünist partiye bile sızabilir. Bu bağlamda, muhalefetle şiddetli mücadele, tutuklama ve öldürme gibi yöntemleri de içerir. Bu sınıf savaşımının artması tezinin sonucu olarak uygulanan terör rejiminden dolayı, Stalinizm bir totaliter veya tiranlık rejimi olarak değerlendirilir.

Stalinist ekonomi

1920’li yılların sonlarında Stalin önderliğindeki Bolşevikler, Lenin döneminde Rus İç Savaşı'nın yol açtığı yıkımdan çıkmak için yürürlüğe koyulan, özel mülkiyete ve girişimciliğe alan açan NEP (Yeni Ekonomik Politika) uygulamalarına son vermişlerdir. Lenin tarafından ileri sürülüp 1921 yılındaki Bolşevik Parti 10. Kongresinde kabul edilerek uygulamaya konulan NEP, yedi yıl boyunca süren savaşlar (1914-1917 I. Dünya Savaşı ve 1917-1921 Rus İç Savaşı) yüzünden harap olmuş ülke ekonomisinin ayağa kaldırılmasını amaçlamıştır. Buna rağmen, Rusya hala Batı'daki sanayileşmiş ülkelerle karşılaştırıldığında geri konumdadır. Bu dönemde Batılı sanayileşmiş ülkelerle aradaki mesafenin kapanması için tek yolun sanayileşmenin bir şekilde hızlandırılması olduğu şeklinde bir Stalinist ekonomi politikası ortaya çıkmıştır. Bunun sonuçları ise tartışmalıdır.

Örneğin, Fredric Jameson Sovyetler Birliği'nin modernleşmesini, köylü toplumundan sanayileşmiş bir topluma geçilmesini, okuryazarlık seviyesinin yükseltilmesini ve görkemli bir bilimsel altyapı oluşturulmasını sağladığı için Stalinizmi sosyal, ekonomik ve tarihsel bakımdan başarılı olarak değerlendirir.[3] Öte yandan, Robert Conquest ise, bu yoruma karşı zaten I. Dünya Savaşı öncesinde Rusya’nın dünyanın en gelişmiş beş ekonomisi içinde olduğunu hatırlatıp zorunlu kolektivizasyon, kıtlık ve şiddet yöntemleri olmadan da ülkenin ilerleyebileceğini belirtir. Ayrıca, bilimsel gelişmelerin abartıldığını ve sistemin yeniliklere kapalı olduğunu iddia eder.[4]

Stalinizm eleştirileri

Stalin’in 1953 yılında ölmesinin ardından Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri olan Nikita Kruşçev 1956 yılında Sovyetler Birliği Komünist Partisi 20. Kongresi'nde yaptığı Gizli Söylev'de Stalin’in uyguladığı politikaları eleştirerek destalinizasyon olarak adlandırılan süreci başlatmıştır. Sovyetler Birliği'ndeki mevcut siyasi yapı değişmeden yapılan bu değişim hamleleri sonucu, görece bir liberalizasyon yaşanmıştır. Uluslararası alanda ise II. Dünya Savaşı sonrasında topraklarında Kızılordu bulunan ve Sovyet tarzı bir sistemle komünist partilerce yönetilen Doğu Bloku ülkelerinde de Stalin döneminde izlenen Stalinist politikalar Kruşçev döneminde terk edilmeye başlamıştır.

Ancak Kruşçev reformları sosyalist ülkelerin ve komünist partilerin tamamı tarafından benimsenmemiştir. Bu istisnaların başlıcaları, Mao Zedung liderliğindeki Çin, Enver Hoca liderliğindeki Arnavutluk ve Kim Il-Sung önderliğindeki Kuzey Kore ile Endonezya Komünist Partisi gibi iktidarda olmayan birkaç komünist partidir. Kruşçev liderliğindeki SBKP'nin yeni siyasi hattını benimseyen birçok komünist partide ise muhalif hareketler doğmuştur.

Mao liderliğindeki Çin Komünist Partisinde yeni Sovyet yönetimi revizyonist olarak adlandırılarak 1960 yılında Çin-Sovyet Ayrılığı gerçekleşmiştir. Bunun sonucunda Sovyetler Birliği'nden farklı bir ideolojik-politik çizgi olarak Maoizm ortaya çıkmıştır. Arnavutluk ise, Çin-Sovyet ayrılığında Çin'in tarafını tutsa da Çin’den mesafeli şekilde kendi özgün siyasi hattını izlemiştir. Yine kendi özgün çizgisine sahip olarak Sovyetler ile mesafeli bir şekilde ilişkilerini sürdüren Kuzey Kore’de ise, Kim Il-Sung destalinizasyon yanlılarını partiden tasfiye ederek sürgüne yollamıştır.[5]

Kruşçev’in 1964 yılında görevden alınması Stalinist restorasyon olarak adlandırılmıştır. 1985 yılında Mihail Gorbaçov'un başa geçmesinin ardından ilan ettiği glasnost ve perestroyka politikalarının uygulanmasına dek süren Brejnev Doktrini Stalinist olarak değerlendirilmiştir.

Öte yandan, Troçki'ye göre, Stalinist Sovyetler Birliği sosyalist bir ülke değil, yozlaşmış bir işçi devletidir. Kapitalist olmayan bu devlet tarzında işçi sınıfının içinden çıkan bir yönetici kast, üretim araçlarına sahip olmamasına ve ayrı bir sosyal sınıf oluşturmamasına rağmen, işçi sınıfını bir bütün olarak sömürmektedir.[6][7] Tony Cliff, Stalinizmi devlet kapitalizmi olarak değerlendirerek burada devletin sermayenin yerine geçtiğini ileri sürmüştür.[8] Milovan Cilas, Stalinizmin iktidarında yeni bir sınıfın doğduğunu savunmuştur.

Aleksandr Soljenitsin, Stalinizm teriminin 1956 yılından sonra Batılı aydınlarca komünizmin kötü yanlarının saklanması için türetildiğini ileri sürmüştür.[9] Fakat bu terim ilk olarak 1937 yılında Troçki tarafından Stalinizm ve Bolşevizm adlı eseri ile kullanıma girmiştir.[7]

Leninizm ile ilişkisi

Edvard Radzinsky, Stalin’in kendi kendisini tanımladığı gibi Lenin’in gerçek bir izleyicisi olduğunu savunmuştur.[10] Buna göre, iç savaş sırasında uygulanan Kızıl Terör gibi baskı uygulamaları ve parti içindeki otokratik yapı Lenin zamanında gerçekleştirilmiştir. Richard Pipes da bu değerlendirmenin benzerini yapmıştır.[11] Bu görüşü savunanlar Stalinizmin Leninizmden kaynaklandığına bir dayanak olarak 1921 yılında 10. Parti Kongresinde alınan hiziplerin yasaklanması kararını göstermişlerdir. Bu karar sayesinde Stalin’in parti içindeki muhalefeti tasfiye ettiği savunulmuştur.

Troçki ise Stalin'in Lenin'in vârisi olarak görülmesine karşı çıkarak Lenin’in partiye yazdığı vasiyetine atıf yapmıştır. Lenin bu vasiyetinde Stalin başta olmak üzere Troçki, Zinoviev, Kamenev, Buharin ve Pyatakov’u olumlu ve olumsuz yanlarını belirterek eleştirmiş, ayrıca Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti'nin zorla Sovyetler Birliği'ne katılmasından sorumlu tutarak "Büyük Rus şovenizmi" yapmakla suçladığı ve çok kaba bulduğu Stalin’in genel sekreterlik görevinden alınması gerektiğini savunmuştur.

Kaynakça

  1. ^ Webster sözlüğünde “Stalinist” maddesinden 20 Şubat 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 25 Şubat 2010 tarihinde erişilmiştir.
  2. ^ Lenin tarafından övgüyle karşılanmış olan (Montefiore, Simon Sebag, Young Stalin, Vintage Books, 2008, s.266 dipnot) eserin tam metni için bakınız: marxists.org 28 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. - Marxists Internet Archive, 25 Şubat 2010 tarihinde erişilmiştir
  3. ^ Jameson, Fredric, Marxism Beyond Marxism, 1996, ISBN 0-415-91442-6, s.43
  4. ^ Conquest, Robert, Reflections on a Ravaged Century, 2000, ISBN 0-393-04818-7, s101
  5. ^ Lankov, Andrei N., Crisis in North Korea: The Failure of De-Stalinisation, 1956, Honolulu, Hawaii University Press, 2004
  6. ^ Leon Troçki, Kasım 1937 15 Şubat 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Marxists Internet Archive, 26 Şubat 2010 tarihinde erişilmiştir
  7. ^ a b Leon Troçki, Ağustos 1937 15 Şubat 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 26 Şubat 2010 tarihinde erişilmiştir
  8. ^ State Capitalism in Russia adlı eserinden 12 Aralık 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 26 Şubat 2010 tarihinde erişilmiştir
  9. ^ The Mortal Danger: Misconceptions about Soviet Russia and the Threat to America
  10. ^ Radzinsky, Edvard, Stalin: The First In-depth Biography Based on Explosive New Documents from Russia's Secret Archives, Anchor, 1997, ISBN 0-385-47954-9
  11. ^ Pipes, Richard, Communism: A History, 2001, ISBN 0-8129-6864-6, s.73-74

Ayrıca bakınız

Konuyla ilgili yazılan eserler

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bolşevizm</span> Devrimci Marksist ideoloji

Bolşevik, çoğunluktan yana anlamına gelen Rusça kelime, 1903 yılında düzenlenen Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin İkinci Kongresi'nde Vladimir Lenin ve Julius Martov arasında yeni kurulmakta olan partinin üyelik tanımı üzerine başlayan görüş ayrılığı sonucu yaşanan ayrışmadaki taraflardan Lenin yanlısı grup. Kongrede Lenin yanlıları çoğunlukta olduğu için Rusça çoğunluk anlamına gelen Bolşevik olarak, azınlıktaki Martov yanlıları da Menşevik olarak adlandırılacaktır.

<span class="mw-page-title-main">Josef Stalin</span> Sovyetler Birliği lideri (1924–1953)

Josef Stalin, Gürcü asıllı Sovyet devlet adamı ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri (1922-1953). Sovyetler Birliği'ni 1924'ten ölümüne kadar diktatörlük rejimi ile yönetti. Stalin; Sovyetler Birliği'ni endüstriyel ve askerî bir süper güce dönüştürdü, fakat bunu gerçekleştirirken totaliter politikalar uyguladı ve milyonlarca Sovyet vatandaşı diktatörlüğü sırasında hayatını kaybetti. Stalin döneminde; 3 ila 20 milyon arasında insan çalışma kampları, zorunlu kolektivizasyon, kıtlık ve yargısız infazlardan dolayı ölmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Komünizm</span> Bütün malların ortaklaşa kullanıldığı ve özel mülkiyetin olmadığı toplum sistemini hedefleyen ideoloji

Komünizm ; üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız, parasız ve devletsiz bir toplumsal düzen ve bu düzenin kurulmasını amaçlayan toplumsal, siyasi ve ekonomik bir ideoloji ve harekettir. Sadece üretim araçlarının ortak kullanımına dayanan sosyalizm ile tam olarak aynı anlama gelmemesine rağmen hatalı bir biçimde eş anlamlı olarak da kullanılabilmektedir. 20. yüzyılın başından beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx'ın ve Friedrich Engels’in kaleme aldığı Komünist Parti Manifestosu ile birlikte anılır. Buna göre özel mülkiyete dayalı kapitalist toplumun yerine meta üretiminin son bulduğu komünist toplum gerçektir. Komünizmin temelinde yatan sebep, sınıfsız, ortak mülkiyete dayalı bir toplumun kurulması isteğidir. Sınıfsız toplumlarda en genel anlamıyla tüm bireylerin eşit olması fikri karşıt görüşlüler tarafından "ütopya" olarak görülür ve zorla yaşanmaya çalışılırsa kaosa yol açacağı iddia edilir. Paris Komünü, komünist sistem yaşayabilmiş ilk topluluktur. Bunun dışında Mahnovist hareket öncülüğünde Ukrayna ve İspanya iç savaşı sırasında yaklaşık dört yıl süren anarko-komünist hareketle şekillenen toprakların kolektifleştirilmesi esasına dayalı olarak komünist topluluklar da kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Lev Troçki</span> Marksist devrimci, teorisyen

Lev Davidoviç Bronştayn ya da yaygın bilinen adıyla Lev Troçki, Bolşevik siyasetçi, devrimci ve Marksist teorisyen.

<span class="mw-page-title-main">Marksizm</span> Alman filozof Marxın düşüncelerine dayanan devrimci sosyalist akım

Marksizm, özgün bir siyasal felsefe akımı, tarihin diyalektik materyalist bir yorumuna dayanan ekonomik ve toplumsal bir dünya görüşü, kapitalizmin Marksist açıdan çözümlenmesi, bir toplumsal değişim teorisi, Karl Marx'ın ve Friedrich Engels'in çalışmalarından çıkarılan, insanın özgürleşmesiyle ilgili bir düşünce sistemidir.

Leninizm veya Lenincilik, Marksizm üzerine kurulmuş siyâsî ve iktisâdî bir teoridir.

Troçkizm, Marksizm'in Troçki'nin bakış açısıyla yorumlanmasıdır. Aynı zamanda 1917 Ekim Devrimi'nden sonra ortaya çıkmış bir ayrımı ifade eder. Sovyetler Birliği'nde "sol muhalefet" olarak örgütlenmiş, Troçki'nin kurduğu 4. Enternasyonal'le başlayarak günümüze kadar gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Komintern</span> uluslararası kuruluş

Komintern 1919 Martında, savaş komünizmi döneminin (1918-1921) ortasında Vladimir Lenin ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi tarafından kurulan, "silahlı kuvvetler de dahil tüm mümkün araçlarla uluslararası burjuvaziyi yıkmak ve devletin tamamen yok oluşu için bir geçiş aşaması demek olan Uluslararası Sovyet Cumhuriyetini yaratmak için" mücadele etme amacı güden uluslararası bir komünist örgüt.

<span class="mw-page-title-main">Destalinizasyon</span> Stalinin ölümünün ardından yeni genel sekreter seçilen Nikita Kruşçev ile başlayan bir dizi siyasî reform

Destalinizasyon, Sovyetler Birliği'nde Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Josef Stalin'in ölümünün ardından yeni genel sekreter seçilen Nikita Kruşçev ile başlayan süreci ifade eden terim. Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin 20. Kongresi, Stalin'in ölümünden 3 yıl sonra 14 Şubat-25 Şubat 1956'da yapıldı ve bu tarihten itibaren Stalin dönemine ait uygulamalar, "kişinin putlaştırılması" olarak değerlendirildi ve destalinizasyon süreci başlatılmış oldu. Stalin'e ait görüşlerin etki ve gücünün çözülmesi, buna bağlı hiyerarşik yapı ve ideolojik hâkimiyetin geriletilmesi girişimi; destalinizasyon olarak ifade edilir.

<span class="mw-page-title-main">Dördüncü Enternasyonal</span> Uluslararası Komünist Birlik

Dördüncü Enternasyonal, kapitalizme ve stalinizme karşı Troçki önderliğinde kurulmuş olan uluslararası örgüt. Öncülleri Sol Muhalefet ve Uluslararası Komünist Birlik'tir. Troçki ölümünden önce Dördüncü Enternasyonal'in zaferinin kesin olduğunu söylemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sovyetler Birliği Komünist Partisi</span> Sovyetler Birliğini yöneten parti

Sovyetler Birliği Komünist Partisi, Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin Bolşevik kanadınca kurulan ve 1917 Büyük Ekim Sosyalist Devrimi'nden sonra 1991 yılına dek Sovyetler Birliği'ni yöneten parti. Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi olarak iktidara gelen parti 1918 yılında Komünist Parti adını aldı.

<span class="mw-page-title-main">Nisan tezleri</span>

Nisan Tezleri, 1917 Şubat Devrimi ile Rusya'daki Çarlık rejiminin devrilmesi üzerine sürgünde bulunduğu İsviçre’den, Mühürlü Tren ile Rusya’nın başkenti Petrograd’a gelen Bolşevik lider Lenin tarafından ilan edilen ve parti tarafından izlenmesi gereken siyasi hattı anlatan açıklamalar. Tezler daha çok Rusya’nın içinde bulunduğu durumu tahlil etmekte ve Bolşevikler tarafından yapılması gerekenleri sıralamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Almanya Komünist Partisi</span>

Almanya Komünist Partisi, 1918-1933 yılları arasında önde gelen Alman siyasi parti. KPD, 1918'in sonunda Spartakusbund'un daha küçük radikal sol gruplarla birleşmesinden ortaya çıktı. Bu birleşmenin amacı, Almanya'da komünizmin hakim rejim hâline getirilmesiydi. 30 Aralık 1918'den 1 Ocak 1919'a kadar aşırı solcuların hakim olduğu kurucu parti kongresi, partinin Alman Ulusal Meclisi seçimlerine katılmasını reddetti. 1919'daki ocak ayaklanmasının ardından rejim güçleri, önce KPD liderleri Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg'u, kısa bir süre sonra da kurucu üye Leo Jogiches'i öldürdü. Aralık 1920'de KPD, Almanya Bağımsız Sosyal Demokrat Partisi' nin sol çoğunluğuyla birleşti ve geçici olarak Birleşik KPD adını aldı. KPD, kuruluşundan itibaren SPD'nin devrimci alternatifi olarak görüldü. Weimar Cumhuriyeti döneminde sosyalist üretim koşulları ve Sovyetler Birliği'ni model alan bir proletarya diktatörlüğünü savundu. Parlamentarizm ve demokrasi hakkındaki görüşleri, “burjuva demokrasisini” parti liderliğinde bir sosyalist konsey cumhuriyeti ile değiştirmek istedikleri için bölünmüştü, ancak yine de seçimlere katıldılar. 1919'dan itibaren Lenin'in ve daha sonra Stalin'in egemen olduğu Komünist Enternasyonal'in bir üyesiydi. KPD, işçi hareketinde sosyal demokrasiye karşı mücadele etmek için, 1928'den itibaren SPD'yi sosyal faşist ve baş düşman ilan ederek Nasyonal Sosyalizm'e karşı ortak bir mücadeleyi engelledi. 1929'dan itibaren KPD, otoriterleşti. Parti, Stalin ve Ernst Thälmann etrafında giderek bir şahıs kültü hâline geldi.

<span class="mw-page-title-main">Rusya Komünist Partisi (Bolşevik) 10. Kongresi</span>

Rusya Komünist Partisi (Bolşevik) 10. Kongresi, Moskova’da 8-16 Mart 1921 tarihinde yapılmıştır. 732 bin parti üyesini temsilen 1135 delege hazır bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Lenin'in Vasiyeti</span>

Lenin'in Vasiyeti, Bolşevik lider Vladimir Lenin tarafından 1922 yılı sonu – 1923 yılı başında yazılan belge. Belgede Lenin Sovyetler Birliği yönetim organlarında değişiklik yapılması gereğini bildirmektedir. Ayrıca Sovyet liderleri hakkında düşüncelerini de sıraladığı belgede özellikle Josef Stalin'in Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri görevinden alınmasını önermiştir. Yaptırım özelliği olmayan belgenin Merkez Komite'de gündem edilmesi üzerine Stalin görevinden istifa etse de, Merkez Komite tarafından buna izin verilmemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Gizli söylev</span>

Gizli Söylev veya Kruşçev Raporu, Sovyetler Birliği Komünist Partisi 20. Kongresinde Genel Sekreter Nikita Kruşçev tarafından 25 Şubat 1956 tarihinde yapılan konuşmadır. Konuşmada, 1953 yılına kadar iktidarda olan Sovyet lideri Josef Stalin tarafından yapılan yanlış uygulamalar, orduda ve partide gerçekleştirilen tasfiyeler, kişi kültünün oluşturulması eleştirilir. Kruşçev konuşmasında Stalin'i kıyasıya eleştirirken Bolşevik lider Vladimir Lenin'e ve Sovyetler Birliği Komünist Partisine sahip çıkacaktır.

Barış içinde bir arada yaşama, Soğuk Savaş döneminde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği tarafından geliştirilmiş teoridir. Buna göre nükleer silahlara sahip Sovyetler Birliği ve sosyalist ülkeler ile kapitalist devletler bir arada barışçıl bir şekilde varlıklarını devam ettirebilirler. Bu teori sosyalizm ile kapitalizmin uzlaşmaz çelişki içinde olduklarından bir arada yaşayamayacaklarını söyleyen marksizmin genel söylemiyle çelişmektedir. Teori Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı ülkeleri tarafından ABD ve NATO örgütüne üye ülkeleriyle olan ilişkilerinde bir dönem hakim olmuştur.

Sol Muhalefet 1923'ten 1927'ye kadar Bolşevik Partisi içinde Lev Troçki'nin önderlik ettiği muhalefet grubu.

Anti-Stalinist sol, çeşitli türdeki Marksist siyasi hareketlere atıfta bulunan bir terimdir. Bu hareketler, Josef Stalin, Stalinizm, Neo-Stalinizm ve Stalin'in 1924 ile 1953 yılları arasında Sovyetler Birliği lideri olarak uyguladığı yönetim sistemine karşı gelirler. Bu terim aynı zamanda, Lev Troçki ve Sol Muhalefet içindeki diğer geleneksel Marksistler gibi, Josef Stalin'i ve onun komünizm biçimini karşı çıkan yüksek rütbeli siyasi figürleri ve hükûmet programlarını da ifade eder.

Demokrasi ve Totalitarizm (1968), Fransız filozof ve siyaset bilimci Raymond Aron'un bir kitabıdır. Kitap, Sovyetler Birliği'nin siyasi sistemini ve Batı'daki demokratik ülkelerin siyasi sistemlerini karşılaştırmaktadır.