İçeriğe atla

Stalin Hattı

Mogilev yakınlarında kazamatlar

Stalin Hattı, Sovyetler Birliği'nin batı sınırı boyunca uzanan bir tahkimatlar dizisidir. Batıdan gelecek bir saldırı karşısında Sovyet sınırlarını korumak üzere 1930'lu yıllarda inşasına başlanmıştır.[1]

Yapısı

Savunma hattı, koruganlarda yer alan ağır silah mevziilerinden, makineli tüfek yuvalarından ve diğer tesislerden oluşmaktadır. Yapım tekniği ağırlıklı olarak betonarme olmakla birlikte yer yer zırh olarak çelik ve granit kullanılmıştır. Bazen daha az ayrıntıyla Maginot Hattı'na benzetilmektedir. Ancak Stalin Hattı, Maginot Hattı'ndan epeyce farklı bir savunma düzenidir. Her şeyden önce savunma hattı olarak, tüm sınır boyunca kesintisiz uzanan bir hat değildir. Esasen olası bir düşman istilasının olası istikametleri üzerine inşa edilmiş 13 müstahkem bölgeden oluşan bir savunma zinciridir. Öte yandan uçları açık olmayıp Baltık Denizi'nden Karadeniz'e kadar uzanır. Bir başka farklılık da Stalin Hattı'nın hemen sınırın gerisinde değil en yakın 20 – 30 km en uzak 100 – 150 km içeride inşa edilmesidir. Aynı zamanda sadece olası bir düşman saldırısını durdurmayı değil, taarruz kuvvetlerinin gerisinde tertipleneceği ve hazırlanacağı bir perdeleme örtüsü olarak da düşünülmüştür.[2][dn 1]

Müstahkem mevkiler personel sayısı olarak bir tugay düzeyindeyken ateş gücü bakımından bir kolordu düzeyindedir. Her birim, kendi karargahı, sayıları iki ile sekiz arasında değişen makineli tüfek ve topçu taburları, birkaç bağımsız ağır topçu bölüğü, tank taburu, istihkam taburu ve diğer bazı birimlerden oluşmaktadır. Her müstahkem mevki 100–180 km uzunlukta ve 30–50 km derinliktedir. Birleşik betonarme, yer yer zırh kaplı muharebe birimleriyle donatılmış olup her birinde malzeme depoları, elektrik üretim ve su sağlama ünitesi, revir, yemekhane, komuta ve iletişim merkezi gibi yeraltına inşa edilmiş yine betonarme yapılar bulunur. Bütün bu yapılar yeraltı galerileri ya da örtülü irtibat hendekleri ağıyla birbirine bağlıdır. Müstahkem mevkiler, aralarındaki açık araziden geçecek düşman kuvvetleri tarafından sarılsa bile çevresel savunma düzenlemeleri, ikmal depolarındaki malzeme stokları sayeside uzun süre savunmayı sürdürecek yapılar olarak düzenlenmiştir. Çoğunlukla etrafı yapay su engelleriyle çevrilmiş olan müstahkem mevkilerle sınır arasındaki geniş arazi "tampon bölge" olarak düzenlenmiştir. Bu bölgeler mayın tarlalarının yanı sıra binlerce pusu noktasını barındırır. Olası bir düşman saldırısında müstahkem mevkiler, düşman hazırlık topçu ateşinden etkilenmeyecek kadar geride bulunmaktadır. Ayrıca düşman saldırısı pek çok nehirden ve diğer doğal engellerden geçerken pusu noktalarıyla ve diğer istihkam engellerinde yıpranacaktır. Ayrıca köprüleri atmak için de zaman olacaktır. Müstahkem mevkilerde ayrıca oldukça etkili bir uçaksavar savunması da yer almaktadır.[2]

Ortalama bir koruganın ateş gücü üç makineli tüfek ve 76 mm'lik iki top yuvasından oluşur. Bir ya da iki makineli tüfeğin olduğu ateş noktalarının sayısı ise yüzlerle ifade edilebilir.[2] İnşaası, Maginot Hattı'nın tersine büyük bir gizlilik içinde sürdürüldü. Güvenlik, NKVD unsurları tarafından sağlandı, inşaat sahası, üzerinden "başıboş bir kuşun bile uçarak geçemeyeceği şekilde" güvenlik çemberine alındı. İnşaatlar birkaç yerde sürdürüldü, bunlardan sadece biri gerçek inşaat, diğerleri göstermelikti.[2]

Sonuç olarak olası bir düşman saldırısında, düşman kara unsurları geniş bir tampon bölgeden sonra nerede ateşle karşılaşacaklarını bilmeden ilerleyeceklerdi.[2]

Stalin Hattı'nın Sovyetler Birliği'ne maliyeti konusunda Viktor Suvorov'un "tahmini", 120 milyar Sovyet rublesidir.[3]

II. Dünya Savaşı öncesi

Sovyetler Birliği'nin batı sınırları, 1939 - 1940 yılları arasında büyük ölçüde değişmiş, bunun sonucunda Stalin Hattı da sınırdan bir hayli içeride kalmıştı. Bu gelişmelerde, 23 Ağustos 1939 tarihinde imzalanan Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı (Molotov - Ribbentrop Paktı) ilk adım atılmış oldu. Bu antlaşmada Finlandiya ve Estonya Sovyet etki alanında kabul edilmekteydi. Esas sınır değişmesi 1939 yılı Eylül ayında Sovyetler Birliği'nin Polonya topraklarının yarısını işgal etmesiyle şekillenmeye başladı. Baltık Devletleri, 1940 yılı Haziran ayında Besarabya'da Sovyetler Birliği tarafından işgal edildi. Stalin Hattı sınır gerisinde kalınca terk edildi. Onun yerine, yeni sınırların gerisinde, 1940 yazında Molotov Hattı olarak anılacak yeni bir savunma hattının inşasına başlandı. Bazı Sovyet generalleri her iki savunma hattını elde tutmanın daha iyi olacağını, Stalin Hattı'nın derinlikte bir savunma hattı olarak korunması gerektiğini düşündüler. Ancak II. Dünya Savaşı öncesi Sovyet askeri doktrinine göre bu gerekli değildi. [][dn 2]

Tüm bu gelişmelerle 1939 sonbaharında Stalin Hattı gözden çıkarıldı, birlikler zaman içinde terhis edildi ve silahlar sökülerek depolara kaldırıldı.[4] Alman genel taarruzu olan Barbarossa Harekâtı başladığında, 1940 yazında yapımına başlanan yeni savunma hattı (Moltov Hattı) hazır değildi ve Stalin Hattı ise artık tahliye edilmişti, bazı yapılar kolhozlara depo olarak kullanılmak için tahsis edilmiş, bazıları ise toprakla doldurulmuştu. Sonuç olarak, gerçi Stalin Hattı mevzilerine bazı birlikler yerleşerek savunma yaptılarsa da her iki savunma hattı da Alman taarruzunu durdurmakta bir işe yaramadı.

II. Dünya Savaşı sonrası

II. Dünya Savaşı sonrasında Stalin Hattı tümden kullanım dışı kaldı, Sovyetler Birliği'nin artık Orta Avrupa'da da müttefikleri vardı.[5] Batı Avrupa'da güvenlik ve kalkınma uğruna benzer savunma sistemlerinin tahrip edilmesinin tersine Sovyetler Birliği'nin 1991 yılında dağılması ardından bu tahkimatların büyük bir bölümü ilgilenilmeden kaldı.[5] Bugün için Stalin Hattı tahkimatlarının kalıntıları Beyaz Rusya'da, Rusya'da ve Ukrayna'da ve muhtemelen Besarabya'nın doğusunda, halen ayaktadır.[5]

Dış bağlantılar

Dipnotlar

  1. ^ Stalin Hattı inşasında görev yapan General Pyotr Grigorenko'nun bir ifadesi, Sovyet askeri doktrininde savunma ve taarruz kavramlarını açık bir şekilde ortaya koymaktadır. "Müstahkem mevkilerin ana işlevinin savunma olduğunu sadece saf kişiler düşünür… müstahkem mevkiler daha esaslı bir saldırının hazırlanması için inşa edilir. Vurucu güçlerin güvenli bir şekilde muharebe düzeni alması için ateş örtüsü sağlamak, birliklerin konuşlanıp muharebe düzenine geçişinin rakip tarafından engellenmek yönündeki tüm çabalarının önüne geçmek, bizim birlikler saldırıya geçtiğinde ise kuvvetli ateşiyle desteklemek için kullanılır." - V. Suvorov, Buzkıran Sh:111
  2. ^ KGB albayı S. A. Vaupşas'ın ifadesiyle, "... savaş öncesi yıllarda, savaşın rakibin topraklarında yapıldığı bir askeri doktrin kabul görmeye başlamıştı." - V. Suvorov, Sh: 136 Ayrıca bakınız Derin harekât

Kaynakça

İngilizce Wikipedia maddesinden yararlanılmıştır. Stalin Line

  1. ^ Viktor Suvorov, Buzkıran - Sh: 111
  2. ^ a b c d e V. Suvorov Sh: 111 - 130
  3. ^ V. Suvorov, Sh: 117
  4. ^ V. Suvorov, Sh: 116
  5. ^ a b c The Stalin and Molotov Lines: Soviet Western Defences 1928-41 Sh: 56[]
  • Viktor Suvorov (Vladimir Ruzin), Buzkıran - Delta Kültür Yayınevi, 2009

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Stalingrad Muharebesi</span> II. Dünya Savaşının dönüm noktası kabul edilen muharebe

Stalingrad Muharebesi, Stalingrad Meydan Muharebesi ya da Stalingrad Savaşı, II. Dünya Savaşı’nın Doğu Cephesi'nde, Mihver ordularıyla Kızıl Ordu arasında, Stalingrad kenti için yapılan savaştır. Hemen hemen tüm tarihçiler tarafından II. Dünya Savaşı’nın kesin dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Bu savaş, tarafların tüm güç ve azimlerini ortaya koydukları, kıran kırana süren ve sonuçta, toplam kayıpların neredeyse iki milyona ulaşmasıyla askeri tarihin en kanlı savaşları arasında yer almaktadır. Savaşın sonu Almanya açısından bir yıkım oldu. Mihver güçlerin savaşı kendi lehlerine döndürmeleri çabasında bir dönüm noktasıydı. ve Doğu Cephesi'nde Alman zaferini olanaksız kıldı. Doğu Cephesi'ndeki Mihver kuvvetleri toplamının neredeyse dörtte biri bu muharebe sırasında kaybedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Barbarossa Harekâtı</span> Nazi Almanyasının 1941de Sovyetler Birliğini işgal harekâtı

Barbarossa Harekâtı, Alman Silahlı Kuvvetleri'nin 22 Haziran 1941 günü başlayan Sovyetler Birliği'nin işgali harekâtına Alman kaynaklarında verilmiş olan kapalı addır. Aynı zamanda II. Dünya Savaşı'nın Doğu Cephesi'ni açan harekâttır. Tarihin en geniş çaplı askerî harekâtı olarak nitelendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Moskova Muharebesi</span> Nazi Ordularının Moskova üzerine başlattıkları genel taaruzlar

Moskova Muharebesi veya Moskova Meydan Muharebesi, II. Dünya Savaşı'nın Doğu Cephesi'nde, 1941 yılında Alman ordularının, bir duraklamanın ardından Moskova yönünde yeniden başlattıkları genel taarruzlarıdır. Moskova Muharebesi bazı tarihçiler tarafından II. Dünya Savaşı'nın dönüm noktalarından biri olarak kabul edilmektedir. Sovyet savunması, Hitler'in Barbarossa Operasyonu'nun önemli stratejik hedeflerinden biri olan Moskova'nın ele geçirilmesini engelleyerek savaşın uzamasına ve Barbarossa harekâtının başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olmuştur.

<i>Blitzkrieg</i> piyade ve hava desteğinin hızlı, ezici bir kuvvet yoğunluğunu kullanarak düşmanı kırmak, yerinden oynatmak ve dengesini bozmak için sürpriz saldırısı

Blitzkrieg ya da yıldırım harbi, II. Dünya Savaşı sırasında Almanların temel savaş doktrinidir. Doktrinin amacı hızlı ve ani saldırılarla, düşmanın düzenli bir savunma kurmasını engelleyip sonra da hızlı bir şekilde yok etmektir. I. Dünya Savaşı'nda uygulanan siper savaşı yöntemine karşı geliştirilmiştir. Tankların, uçakların ve zehirli gazların gelişmesiyle siper savaşları terk edilmeye başlanmış, daha çok hareketli savunmaya geçilmiştir. Almanların bütün savaş araçları bu doktrin üzerine üretilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Uranüs Harekâtı</span> II. Dünya Savaşı sırasında Stalingrad Cephesinin son evrelerinde gerçekleşen imhaya yönelik oprasyonunun gizli adıdır.

Uranüs Harekâtı II. Dünya Savaşı'nın Doğu Cephesi'nde Rumen 3. Ordusu, 4. Ordusu, Alman 6. Ordu ile 4. Panzer Ordusu'ndan bazı birliklerin Stalingrad ve batısında kuşatılmasıyla sonuçlanan bir Sovyet stratejik taarruzunun kapalı adıdır. Harekât, Stalingrad Muharebesi'nin son evrelerinde, Stalingrad ve civarındaki Mihver kuvvetleri imha etmeyi amaçlamıştır. Harekâta ilişkin planlar 1942 yılının Eylül ayı ortaları gibi erken bir tarihte oluşturulmaya başlanmıştı. Esas olarak Kafkasya'daki Mihver kuvvetlerini ve Stalingrad'a taarruz durumundaki B Ordular Grubu'nu kuşatmayı ve imha etmeyi, eş zamanlı olarak planlıyordu. Kızıl Ordu, Alman kuvvetlerinin Stalingrad içindeki yırtıcı çatışmalara çekmiş, zaman kazanmak için toprak vermiş, inatçı bir savunma sürdürerek bu kuvvetlerin gücünü zayıflatmış ve moral olarak yıpratmıştır. Öte yandan Mihver kanatlarının savunması, zayıf donanımlı ve fazlasıyla yayılmış Macar, Rumen ve İtalyan birlikleri tarafından tutulmaktaydı. Kızıl Ordu taarruzu da Rumen kuvvetlerin cephesi üzerinden yapılmıştır. Ayrıca bu birliklerin, Kızıl Ordu taarruzlarını göğüslemeyi sağlayacak ağır silahları yoktu ya da yetersizdi.

<span class="mw-page-title-main">Viktor Suvorov</span>

Viktor Suvorov, gerçek adı Vladimir Bogdanoviç Rezun olan Sovyet Askeri İstihbarat (GRU) subayıdır. 10 Haziran 1978 tarihinde, Cenevre'deyken Batı'ya iltica etmiştir. Yakın çevresinde, mesleki faaliyetlerinde ve Batı'ya iltica ettikten sonra yayımladığı "Buzkıran" adlı kitabında Viktor Suvorov takma adını kullanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Berlin Muharebesi</span> Avrupada II. Dünya Savaşının son büyük muharebesi

Berlin Muharebesi, Sovyetler Birliği'nin II. Dünya Savaşı sonlarında düzenlediği genel taarruzlardan biri olan Berlin Stratejik Taarruz Harekâtı sonunda gerçekleşen muharebedir. Avrupa Cephesi'ndeki son genel taarruz olmamakla birlikte, Almanya'nın kayıtsız şartsız teslimiyle sonuçlandığı için savaşı bitiren muharebe olarak kabul edilmektedir. Berlin Harekâtı, sadece Berlin'i almak için girişilen bir harekât değildi. Esas olarak üç Sovyet cephesi kuvvetlerinin, hâlen Alman kontrolünde olan Elbe Nehri'nin doğusundaki Alman topraklarının işgalini amaçlıyordu. Elbe, Alman topraklarını kuzeyden güneye kabaca ikiye bölmektedir. Berlin Muharebesi ise, kentin Kızıl Ordu birliklerince ele geçirilmesi içindi, çatışmalar kent sınırları içinde gerçekleşti ve Avrupa cephelerinde savaşın sonunu getirdi.

<span class="mw-page-title-main">Dinyeper Taarruzu</span>

Dinyeper Taarruzu, II. Dünya Savaşı'nın Doğu Cephesi'nde gerçekleşen bir Sovyet genel taarruzudur. Aşağı Dinyeper Savaşı olarak da bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Seelow Tepeleri Muharebesi</span>

Seelow Tepeleri Muharebesi, Sovyet Seelow-Berlin Taarruz Harekâtı'nın bir parçasıdır. II. Dünya Savaşı'nda geniş savunma mevzilerine yönelen son taarruzdur. Çatışmalar 16 - 19 Nisan tarihleri arasında üç gün sürdü. Mareşal Georgi Jukov'un 1. Beyaz Rusya Cephesi'nin bir milyona yakın askeriyle, Berlin'in Kapısı olarak kabul edilen mevzilere taarruz etti. Bu taarruz kuvvetlerinin karşısında Alman 9. Ordusu'nun yaklaşık 110 bin askeri vardı. Alman 9. Ordu'su, Vistül Ordular Grubu'na bağlı olup General Busse komutası altında idi.

<span class="mw-page-title-main">Kırım Seferi (1941-1942)</span> Wikimedia anlam ayrımı sayfası

Kırım Seferi, II. Dünya Savaşı'nın Doğu Cephesi'nde Alman ve Rumen ordularının Kırım Yarımadası'nın işgali ve Sivastopol'ün düşürülmesi için giriştikleri bir askeri seferdir. Barbarossa Harekâtı'nın başlarında Aşağı Dinyeper'e kadar ilerleyen Alman 11. Ordusu ve Rumen 3. Ordusu, Kırım'ı anakaraya bağlayan Perekop Kıstağı'nda Kızıl Ordu savunmasını 29 Ekim 1941'de aşmış, hızla Kırım işgal ederek Sivastopol'ü kuşatmıştır. Ancak Kızıl Ordu'nun Kırım Cephesi kuvvetlerinin Kerç Yarımadası'na 26 Aralık 1941'de bir çıkarma yapmaları üzerine Sivastopol taarruzu durdurulmuştur. Daha sonra Mihver kuvvetlerin Kerç Yarımadası'nda yerleşmiş olan Sovyet kuvvetlere taarruz etmiştir. Yenilgiye uğrayan Kızıl Ordu birlikleri geride tüm ağır silahlarını ve çok sayıda tutsak bırakarak denizden tahliye edilmiştir. Sivastopol'e ikinci taarruz 2 Haziran 1942 tarihinde başlatıldı ve bir aydan biraz fazla süren şiddetli çatışmalardan sonra 3 Temmuz 1942 tarihinde kent Alman-Rumen kuvvetlerinin eline geçti.

Osovets Taarruzu, Kızıl Ordu'nun Beyaz Rusya Stratejik Taarruz Harekâtı'nın üçüncü evresinde gerçekleştirdiği bir taarruz harekâtıdır ve genellikle Bagration Harekâtı olarak bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Vistül-Oder Taarruzu</span> II. Dünya Savaşının Doğu Cephesinde başarılı bir Kızıl Ordu taarruzu

Vistül-Oder Taarruzu, II. Dünya Savaşı'nın Doğu Cephesi'nde başarılı bir Kızıl Ordu taarruzudur. Taarruz Harekâtı 12 Ocak - 2 Şubat 1945 tarihleri arasında icra edilmiştir. Bu taarruzla Sovyet kuvvetleri, Doğu Polonya'da Vistül Nehri üzerindeki taarruz çıkış hatlarından Alman toprakları içlerine kadar ilerlediler. Ulaştıkları hat, Alman başkenti Berlin'e 70 km. mesafede olan Oder Nehri kıyılarıydı.

<span class="mw-page-title-main">Königsberg Kuşatması</span> Taarruz harekâtı

Königsberg Kuşatması, II. Dünya Savaşı sırasında Sovyet kuvvetlerinin giriştiği Doğu Prusya Taarruzu'nun son harekâtıdır. Sovyet kaynaklarının da dahil olduğu bazı kaynaklarda Königsberg Taarruzu olarak geçmektedir. Sovyet 3. Belarus Cephesi kuvvetleri, kente taarruzun ardından dört gün süren sert çatışmaların ardından, bugün adı Kaliningrad olan kente kontrolü sağladılar. Kentin Sovyet birliklerince kuşatılması 1945 yılının Ocak ayı sonlarında başlamıştı. Königsberg ile Pillau limanı arasındaki kara köprüsünü elde tutmak / ele geçirmek için şiddetli çatışmalar yapıldı. Fakat 1945 yılının Mart ayına gelindiğinde Königsberg, artık esas cephe hattının yüzlerce kilometre gerisinde kalmıştı. Sovyet birlikleri üç gün süren taarruzlarıyla Alman mevzilerini savunulamaz duruma düşürünce, 9 Nisan 1945'te Alman birlikleri teslim oldu ve bölgedeki çatışmalar sona erdi.

<span class="mw-page-title-main">Brest-Litovsk Muharebesi</span>

Brest-Litovsk Muharebesi, 22 - 30 Haziran 1941 tarihleri arasında Barbarossa Harekâtı'nın ilk çatışmalarından biri olarak gerçekleşmiştir. Brest müstahkem mevkileri ve Brest Kalesi, Kızılordu tarafından Wehrmacht kuvvetleri karşısında savunuldu. Savunma, beklenenden daha uzun bir süre dayanmayı başardı. Hem Büyük Vatanseverlik Savaşı'nda, hem de Moskova'nın, Leningrad'ın ve Stalingrad'ın savunulmasında, Sovyet direncinin bir sembolü haline geldi. Bu direnme azmi, Alman savaş makinesini sonunda yenilgiye götüren sürecin başlarında yer aldı. Kızılordu birliklerinin bu savunması, 1965 yılında Brest Kalesi'ne Kahraman tahkimat unvanı verilerek onurlandırıldı.

<span class="mw-page-title-main">İkinci Harkov Muharebesi</span>

İkinci Harkov Muharebesi, II. Dünya Savaşı'nda Mihver kuvvetlerin Sovyet İzyum köprübaşına yönelik karşı taarruzlarına Alman Silahlı Kuvvetler Üst Komutanığı (OKW) Başkanı Wilhelm Keitel'in verdiği addır. Alman karşı taarruzu, 12 - 28 Mayıs 1942 tarihlerindeki Sovyet kuvvetlerinin İzyum köprübaşından başlatılan taarruzuna karşı yapılmıştır. Alman taarruzunun operatif hedefi, Sovyet taarruzlarının yürütüldüğü Donets Nehri üzerindeki Sovyet İzyum köprübaşını ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Kızıl Ordu'nun 1941 -1942 kış karşı taarruzları Alman Merkez Ordular Grubu'nu Moskova önlerinden geri sürmüştü. Ancak bu karşı taarruzlar sırasında Stavka ihtiyat kuvvetlerinin tümünü kullanmıştı. Devamında sürpriz bir karşı taarruzla başarısızlığa uğrayan Kızıl Ordu Harkov Taarruzu da, Stavka'nın stratejik inisiyatifi pekiştirmek için giriştiği bir atılımdı.

Kırım Seferi (1941–1942) kronolojisi Alman ve müttefikleri kuvvetlerinin Kırım Yarımadası'nda Kırım Seferi sırasında giriştikleri askerî operasyonların zaman dizinidir.

<span class="mw-page-title-main">Tatsinskaya Taarruzu</span>

Tatsinskaya Taarruzu, bir Sovyet tank kolordusunun, Stalingrad'da kuşatılan Mihver kuvvetlerin havadan ikmali için Luftwaffe tarafından kullanılan Tatsinskaya Havaalanı'nın ele geçirilmesi operasyonudur. Havaalanı, Stalingrad'daki Pitomnik Havaalanı'na sefer yapan iki havaalanından biridir. Harekât, General Vasili Badanov komutasındaki 24. Tank Kolordusu tarafından 1942 yılı Aralık ayı sonlarında, Küçük Satürn Harekâtı'nın son aşaması olarak gerçekleştirilmiştir. Sovyet kuvvetleri, taarruz ettikleri Tatsinskaya havaalanını ele geçirerek 300'den fazla uçağı yerde imha ettiler. Ağır tank kayıplarına karşın General Badanov'un başarısı parlak bir stratejik zafer olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Tahkimat</span> savunma savaşı ve üsler için tasarlanan savunma yapıları

Tahkimat veya istihkâm, savaşlarda kullanılmak üzere savunma amaçlı inşa edilmiş askerî yapılar ve binaları tanımlar. İnsanoğlu binlerce yıllık uygarlık tarihinde çok çeşitli şekillerde savunma amaçlı yapı inşa etmiştir.

Sovyetler Birliği'nin Barbarossa Harekâtı öncesi hazırlıkları, Sovyetler Birliği'nin Barbarossa Harekâtı öncesi yapmış olduğu askerî hazırlıklardır.

<span class="mw-page-title-main">Luga tahkimatı</span>

Luga tahkimatı, Leningrad oblastında Haziran-Ağustos 1941 döneminde inşa edilmiş 300 km uzunluğunda askeri savunma tahkimattır. Tahkimat, Narva Körfezinden başlayarak Leningrad kentine kuzeydoğudan erişimin önüne geçecek şekilde Luga-Mşaga-Şelon Nehirleri ve İlmen Gölü boyunca yapılmıştır. Tahkimat inşası 27 Haziran'da başlamış, 6 Temmuz'da hattı savunmak için General Konstantin Pavloviç Pyadışev komutasında bir görev kuvveti oluşturulmuştur. Hattın inşasından 15 gün sonra 12 Temmuz günü Plyussa nehri boyunca Nazi Almanyası Wehrmachtına bağlı 4. Panzer Ordusu saldırıya geçmiştir. Savunma hattının inşaatı tam olarak tamamlanmamış olsa da Sovyet savunması Leningrad üzerine yürüyen saldırıyı durdurmayı başarmıştır. Soltsı karşı saldırısı, Tallinn Savunması ve Smolensk Savunmasıyla beraber değerlendirildiğinde Luga hattının savunulması Alman saldırılarına karşı bir ay daha dayanılmasına yaramış, bu sırada cephe gerisinde mevziler güçlendirilmiş, yeni birlikler cepheye sevk edilebilmiştir. 8-13 Ağustos döneminde tahkim hat Novgorod ve Kingisepp bölgelerinde yaralmıştır. Staraya Russa ve Krasnogvardeyskiy bölgelerindeki Sovyet karşı saldırıları nedeniyle Nazi kuvvetleri bu bölgelere asker kaydırmak durumunda kalmış ve Leningrad üzerine ilerleyişleri daha da yavaşlamıştır. 26 Ağustos tarihinde Luga tahkimatını savunan 43 bin Kızıl Ordu askeri tamamen kuşatılmıştır, buna rağmen savaşa devam eden bölgede çatışmalar Eylül ortasına kadar sürmüştür. Yaklaşık 20 bin Kızıl Ordu askeri esir edilmiştir.