İçeriğe atla

Spondiloartropati

Spondiloartropati (SpA), omurgayı tutan bağ dokusu hastalıklarına verilen genel bir addır.[1] Spondiloartropatinin yangıyla beraber görülmesi durumu "spondiloartrit" olarak adlandırılır.

Geniş açıdan ele alınırsa; spondiloartropati terimi vertebral omurganın romatoid artrid ya da osteoartrid gibi hastalıkları da içeren herhangi bir bağ dokusu hastalığıyla tutulmasıdır; fakat terim çoğunlukla aynı belirgin özelliklere sahip olan özgül bir grup hastalık, özellikle de "seronegatif spondiloartropatiler" için kullanılmaktadır.

Spondiloartropatiler, genetik, epidemiyolojik, klinik ve radyolojik ortak özelliklere sahip olan ve öncelikli olarak sakroiliak eklemler ve omurgayı, ayrıca bu eklemlerin dışındaki organları da tutabilen, heterojen türde özellik gösteren romatolojik hastalıklardır. Bu hastalıkların etiyolojileri ve fizyopatolojileri günümüzde tam olarak aydınlatılamamış olsa da; Romatoid faktörün (RF) negatifliği, HLA-B27 doku antijeninin pozitifliği, sakroilit ve spondilit tutulum, öncelikle alt ekstremite eklemlerini tutan periferik oligoartrit, entesopati varlığı, ürogenital sistem ve bağırsak enfeksiyonları, psöriatik deri lezyonları, anterior üveit atakları, özellikle genç yaşlarda başlangıç ve ailesel genetik yatkınlık bu grubun bilinen ortak klinik özelliklerindendir.

Entesopati de bazen seronegatif spondiloartridlerle birlikte ilişkili olarak meydana çıkar. SpA'ların vertebral olmayan belirtileri asimetrik periferal artrit (romatoid artridden ayırıcı özellik), açil tenosinovit, kostokondroit, iritis ve mukokutenöz lezyonlar gibi durumlardır. Bununla birlikte, sırt ağrısı hastalığın gelişiminde en sık görülen ve hareketle azalan belirtilerdendir.

Türleri

SpA'ler içinde yer alan hastalıkların tam tanısını koymak sıklıkla gözlenen ortak klinik özellikler nedeniye bazen oldukça zordur. Yine de bu gruptaki hastalıkları şu şekilde gruplamak mümkündür;

  • SpA'nın en anlaşılmış prototipi olan Ankilozan spondilit (AS),
  • Reiter sendromunu kapsayan Reaktif artrit (ReA),
  • Psoriatik artrit (PsA),
  • ülseratif kolit, Crohn hastalığı, yangısal bağırsak hastalığı (IBD) gibi grupları da içine alan Enteropatik artrit (EA),
  • Jüvenil spondiloartrit (JspA) ve
  • Sınıflandırılmayan SpA (SspA).

Bazı kaynaklar seronegatif spondiloartropatilerin içinde Behçet ve Whipple hastalıklarını da almaktadır.[2]

Önceki yıllarda bu gruptaki hastalıklar Romatoid artritin (RA) bir varyantı olarak kabul edilmiş olsalar da, yakın geçmişteki çalışmalar bu hastalıkların RA ile bir takım ortak özelliklere sahip olduğu kadar, farklı klinik özellikler sergilediğini de ortaya koymuştur.

1970'li yıllarda “Spondiloartropati” kavramını ortaya atıldıktan sonraki yıllarda, bu grupta yer alan hastalıkların doku uygunluk antijenlerinden HLA-B27 ile ilişkili olduğu açıklanmıştır.[3] Günümüzde SpA'ların RF ile ilişkisi olmasa da, çeşitli etnik gruplarda ve SpA'ların çeşitli formlarında değişiklik gösteren HLA-B27 ile büyük oranda ilişkili olduğu ve bu genle ailesel genetik yatkınlık gösterdiği bilinmektedir.

Seronegatif spondiloartropatiler

Seronegatif spondiloartropati (ya da Seronegatif spondiloartrit) ortak genetik, epidemiyolojik, klinik ve radyolojik belirtilere sahip; öncelikle sakroiliak eklemleri ve omurgayı tutan; eklem belirtileri yanı sıra, eklem dışı organ tutuluşuna yol açan heterojen bir hastalık grubudur.[4] Seronegatif terimi; serolojik testlerden Romatoid faktörün negatif olması durumudur.[5] Bu belirteç genellikle Romatoid artritde pozitif olarak görülür.

Tedavi

Spondloartritler yavaş ve sinsi bir şekilde oluşurlar. Tedavi edilmedikleri sürece ilerleyici bir nitelikleri vardır. Bu yüzden erken teşhis ve tanı bu hastalıklar için çok önemlidir. Fakat bu hastalıkların insan üzerinde bilinci az olduğu için, genellikle geç tanı alırlar. İyi bir romatolog ve fizyoterapistin gözlemin de bu hastaların durumu değerlendirilip, nasıl bir tedavi uygulanacağına doğru olarak karar verilmelidir. Hasta hastalığı hakkında bilinçlendirilmeli, gerekirse psikologlarında yardımını almalıdır. Bu yüzden sabır ve zahmet isteyen bir tedavisi vardır.

Dış bağlantılar

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ thefreedictionary.com/spondyloarthropathy 2 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. citing:
    • Mosby's Medical Dictionary, 8th edition. © 2009
    • Miller-Keane Encyclopedia and Dictionary of Medicine, Nursing, and Allied Health, Seventh Edition. © 2003
    • Saunders Comprehensive Veterinary Dictionary, 3 ed. © 2007
  2. ^ [Fever of unknown origin with seronegative spondyloarthropathy: an atypical manifestation of Whipple's disease C Varvolgyi, T Buban, S Szakall, Z Hargitai, L Galuska, C Jeney, G Kakuk, and J Gaal]
  3. ^ High Association of an HL-A Antigen, W27, with Ankylosing Spondylitis Lee Schlosstein, M.D., Paul I. Terasaki, Ph.D., Rodney Bluestone, M.D., and Carl M. Pearson, M.D.N Engl J Med 1973; 288:704-706 April 5, 1973
  4. ^ Howe HS, Zhao L, Song YW; ve diğerleri. (Şubat 2007). "Seronegative spondyloarthropathy--studies from the Asia Pacific region" (PDF). Ann. Acad. Med. Singap. 36 (2). s. 135–41. PMID 17364081. 28 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 4 Mayıs 2012. 
  5. ^ "Seronegative Spondyloarthropathies: Joint Disorders: Merck Manual Professional". 27 Ekim 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Aralık 2008. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Ailevi Akdeniz ateşi veya eskiden yabancı literatürde Periyodik hastalık veya Ermeni hastalığı, sıklıkla Ermeni, Yahudi, Türk, Orta Doğu Arap toplumlarında ve Japonlarda görülen irsi ateşli hastalıktır. Ailevi Akdeniz Ateşi, tekrarlayan ateş, karın ağrısı, göğüs ağrısı ve eklem ağrısı nöbetleri yapan bir hastalıktır. Nöbetler genellikle 24-48 saat sürer. Hastalarda nöbetler dışında hiçbir belirti yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Romatoloji</span>

Romatoloji, özellikle kas iskelet sistemini tutan hastalıkları inceleyen bir bilim dalıdır. Ancak romatizmal hastalıklar yalnızca kas iskelet sistemi ile sınırlı kalmaz. Vücudumuzdaki diğer organlar ve sistemler de zaman zaman etkilenebilmektedir. Bu yönüyle multisistemik hastalıklar grubuyla ilgilenmektedir. MS. birinci yüzyılda “Rheuma” kelimesi yangılı akıcı bir sıvıyı tanımlamak için kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ankilozan spondilit</span>

Ankilozan spondilit, , önceki isimleri "Bechterew hastalığı; Bechterew sendromu; Marie Strümpell hastalığı", kronik, ağrılı, yangısal (enflamatuvar) bir artrit türü ve özbağışık bir hastalıktır. Başlıca omurga, pelvisdeki sakroiliak eklemler ve büyük eklemler olmak üzere eklem ve çevre yapılarını tutar ve sonuç olarak omurganın kaynaşmasına neden olabilir. Omurgada kemiklerin birbirine kaynaması bambu kamışı denilen bir görüntüye neden olur. Hastalıktan muzdarip kişilerin yıllar içinde omurgası sertleşir ve sırtı kamburlaşabilir. AS, bundan başka göz, bağırsak, böbrek, kalp ve akciğerler gibi yumuşak dokularda da tutulum gösterebilir.

<span class="mw-page-title-main">Romatoid artrit</span>

Romatoid artrit (RA), öncelikle eklemleri etkileyen uzun süreli bir otoimmün hastalıktır. Tipik olarak sıcak, şiş ve ağrılı eklemlerle sonuçlanır. Ağrı ve sertlik genellikle istirahatten sonra kötüleşir. En yaygın olarak, bilek ve eller tutulur ve aynı eklemler tipik olarak vücudun her iki tarafında tutulur. Hastalık ayrıca cilt, gözler, akciğerler, kalp, sinirler ve kan dahil olmak üzere vücudun diğer kısımlarını da etkileyebilir. Bu, düşük alyuvar sayısı, akciğer çevresinde iltihaplanma ve kalp çevresinde iltihaplanma ile sonuçlanabilir. Ateş ve düşük enerji de mevcut olabilir. Genellikle semptomlar haftalar ve aylar içinde kademeli olarak ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Lupus</span>

Lupus, teknik adıyla Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) veya Yaygın Lupus Kızarıklığı, Otoimmun, Kelebek Hastalığı kökenli multisistem hastalıklarının en sık görülen tipik örneğidir. Lupus sözcüğü, Latincede “kurt” anlamında olup ciltte çıkan yaraların yıkıcı özelliğini ifade eder. 1872 yılında Kaposi, hastalığın sadece cildi değil vücudun değişik organlarını etkileyen bir hastalık olduğunu fark etmiştir. Otoimmun antikorların büyük bölümü ANA niteliğindedir. Sessizce gelişebilir ya da akut olarak başlar. Ateşli ataklar biçiminde alevlenmeler gösterir. Organizmanın tümünü etkileyebilir, ancak deri, eklemler, böbrekler ve seröz zarlar zarar gören başlıca dokulardır.

<span class="mw-page-title-main">El</span> tutmaya yarayan organ; bir kolun veya ön ayağın ucundaki ekstremite

El, şempanze, maki ve insan gibi primatlarda birden fazla parmağı barındıran, kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan bölümünü tanımlar. Pek çok primat elleri sayesinde tutunma ve tırmanma gibi özelliklere sahiptir. Başparmağın diğer parmaklarla karşılıklı iş görmesi, ufak nesneleri ele alabilme yeteneğini sağlar. Bu özellik sayesinde el, alet kullanımı gibi hassas ve karışık işleri görebilir. Primatların beyninde eli temsil eden alan, diğer hayvanlarınkinden çok daha geniştir. Bu yüzden beyindeki bazı bozuklukların ilk belirtilerinden biri de el parmak hareketinin zarar görmesidir.


Artrit, eklemlerde vücut tarafından üretilen bir iltihaptır. Bu iltihap mikrobik değildir, vücut tarafından üretilir. Artrit tek bir hastalık değildir, 100'den fazla farklı hastalık artrit ile ilişkilidir. Bazı formları çok ağır seyreder, bazıları ise dönem dönem kendini gösteren hafif şiddete olan artritlerdir. Dirsek eklemlerinde zorlanmaya bağlı olarak kas liflerindeki yırtık gibi basit romatizmal hastalıklardan, romatoid artrit (ra) spondiloartrit (spa) gibi tüm vücudu etkileyen ağır hastalıklara kadar farklı hastalık grupları bunun içinde yer alır. Sistematik lupus eritematozus gibi artritle ilişkili ancak vücudun akciğer, kalp ve böbrekler gibi hayati organlarını etkileyebilen romatizmal hastalıklar da artritle olan ilişkileri nedeniyle bu grupta yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Belsoğukluğu</span> Neisseria gonorrhoeae bakterisinin neden olduğu döl ve idrar yollarında görülen bulaşıcı hastalık

Belsoğukluğu (Gonore), Neisseria gonorrhoeae bakterisinin neden olduğu, özellikle döl ve idrar yollarını etkileyen, cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların ikinci en bulaşıcı olanıdır; ilk sırayı klamidya enfeksiyonu alır.

<span class="mw-page-title-main">Diklofenak</span>

Diklofenak enflamasyonu azaltmak ve ağrıyı dindirmek için artrit ve akut sakatlanmalarda kullanılan bir non steroidal antiinflamatuar ilaçtır. Âdet sancısı ve ağrılı âdet görmede de kullanılır. Diklofenak en güçlü analjezik etkiye sahip narkotik olmayan bir ağrı kesicidir.

<span class="mw-page-title-main">Meloksikam</span> non steroidal antienflamatuar ilaç etken maddesi

Meloksikam primer dismenore, ameliyat sonrası ağrı, romatoid artrit ve osteoartrit semptomlarını azaltmak için kullanılan bir non steroidal antienflamatuar ilaç etken maddesidir. Piroksikamla çok benzeşmektedir. Bir selektif COX-2 inhibitörü bir olan non-streoid antienflamatuvar olan bir ilaçtır. COX-2 spesifik ürünler gibi miyokardiyal prostasiklini inhibe etmediği için hipertansiyona ve ödeme neden olmaz. Kardiyovasküler risk açısından oldukça güvenli bir alternatiftir. Meloksikam’ın, bazı klasik NSAİ ilaçlar tarafından indüklenen trombosit agregasyonu inhibisyonu sonucu oluşan kanama zamanının uzaması üzerine etkisi yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Hastalığı modifiye eden antiromatizmal ilaç</span> birçok otoimmün hastalıkta hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için kullanılan ilaçlar

Hastalık modifiye eden antiromatizmal ilaç (DMARD) birçok otoimmün hastalıkta hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar ilk olarak romatoid artrit tedavisi için üretilmişlerdir ama birçok başka hastalıkta da kullanılmaya başlamışlardır, bu hastalıklar arasında Crohn hastalığı, sistemik lupus eritematozus, idyopatik trombositopenik purpura (ITP), myasthenia gravis sayılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Adalimumab</span> farmakolojik İlaç

Adalimumab, infliksimab ve etanercept'ten sonra FDA onayını almış olan üçüncü TNF inhibitörüdür. Tıpkı onlar gibi, adalimumab da TNFα'ya bağlanarak, onun kendi almaçlarına bağlanmasını önelemektedir; adalimumab tamamen insan monoklonal antikoru kullanılarak üretilmiştir, oysa infliksimab bir fare-insan chimeric antikorudur ve etanercept ise TNF almaç-IgG füzyon proteinidir. TNFα'ya bağlanarak sitokini inhibe eder ve böylece makrojların ve bazı T lenfosit hücrelerinin down-regülasyonunu sağlar, böylece immün yanıt düzenlenmiş olur. 2008 itibarıyla adalimumab FDA tarafından Romatoid Artrit, Psoriatik Artrit, Ankilozan spondilit, Crohn hastalığı,orta ve ileri derecede ciddi Sedef hastalığı ve Juvenil İdyopatik Artrit tedavisi için onaylanmıştır. Humira 0,8ml şırınga ya da Otoenjektör olarak satılmaktadır, her ikisi de subkutan olarak enjekte edilirler, genellikle hasta evinde kendisi bu işlemi yapar. Oral yolla kullanımı uygun değildir, çünkü sindirim sisteminde parçalanmaktadır. Yarı ömürü 10-20 gündür.

Özbağışıklık, otoimmünite, otoimmunite, bağışıklık sisteminde aşırıduyarlıkla oluşan tepkilere genel olarak verilen genel addır. Olağan koşullarda organizma kendi hücrelerinin antijenik yapılarına karşı tepki göstermez; buna “immun tolerans” ya da “doğal hoşgörü” tanımı yapılır. Bu toleransın aksadığı olağanüstü koşullarda otoimmun hastalıklar belirir; bağışıklık sisteminin tüm savunma sistemleri kendi antijenlerine karşı savaşım konumuna geçer. Otoimmun hastalıklardaki doku zararları II, III ve IV tiplerde aşırıduyarlık reaksiyonlarının sonucu olarak belirir.

Protrusio asetabuli, asetabulumun nadir bir bozukluğudur. Asetabulum, femur başını içine alan ve küre-soket şeklindeki kalça ekleminin soket bölümünü oluşturan yapıdır. Pelvis, üç kemik, ilium, ischium ve pubisden oluşur. Protrusio deformitesinde femur başının mediale yer değiştirmesi söz konusudur. Femur başının mediali, ilioischial çizginin medialine taşmıştır. Asetabulum derinliği çok artmış ve bu sebeple femur başı pelvis içine girmiştir.

Genellikle MCTD olarak kısaltılan karışık bağ dokusu hastalığı, şimdi anti-U1 ribonükleoprotein (RNP) olarak adlandırılan belirli bir otoantikorun yüksek kan seviyelerinin varlığı ile birlikte sistemik lupus eritematozus (SLE) semptomlarının bir karışımı ile karakterize edilen bir otoimmün hastalıktır. skleroderma ve polimiyozit. "Karışık" hastalığın arkasındaki fikir, bu spesifik otoantikorun, sistemik lupus eritematozus, polimiyozit, skleroderma, vb. gibi diğer otoimmün hastalıklarda da mevcut olmasıdır. MCTD, 1972'de Sharp ve diğerleri tarafından bireysel bir hastalık olarak karakterize edildi ve terim Leroy tarafından tanıtıldı 1980 yılında.

Restriktif akciğer hastalığı, solunumun kısıtlanması, eforla artan solunum güçlüğü ve akciğer vital kapasitesinin azalmasıyla karakterize bir klinik tablodur. Restriktif hastalıkların tümünde etkilenen sistemin işlevlerinde azalma vardır. Solunum sistemini kısıtlayan etkiler akciğer dokusuna özgü faktörler ya da akciğer zarları (plevra) veya akciğer-dışı faktörlerden kaynaklıdır. Akut olguların büyük bölümünde saptanan nedenler ve bulgular "akut solunum güçlüğü sendromu" olgularında saptananlardır. Kronikleşen olgularda, giderek yoğunlaşan eforsuz solunum güçlüğü ve zamanla solunum yetmezliği gelişir.

<span class="mw-page-title-main">Sinapomorfi ve apomorfi</span> Kalıtsal özellikler üzerine iki kavram

Filogenetikte, apomorfi ve sinapomorfi bir kladın türemiş karakterlerini işaret eder; bu karakterler ya da özellikler evrimsel süreç boyunca atasal karakterlerden türemiştir. Apomorfi, soyun atasında bulunan biçimden farklı bir karakterdir ve kladı diğer kladlardan ayırt etmeye yarar. Sinapomorfi ise kladı diğer organizmalardan ayırt etmeye yarayan ve paylaşılan apomorfidir. Diğer bir deyişle sinapomorfi, monofiletik bir grubun üyeleri tarafından paylaşılan bir apomorfidir ve dolayısıyla en son ortak atada da bulunduğu varsayılır.

Psoriatik artrit, sedef hastalığından etkilenen kişilerde ortaya çıkan uzun süreli bir inflamatuar artrittir. Psoriatik artritin klasik özelliği, sosis benzeri bir görünümle tüm el ve ayak parmaklarının şişmesidir. Bu genellikle, tırnaktaki küçük çöküntüler (çukurlaşma), tırnakların kalınlaşması ve tırnağın tırnak yatağından ayrılması gibi tırnaklardaki değişikliklerle birlikte olur. Sedef hastalığı ile uyumlu cilt değişiklikleri sıklıkla psöriatik artritin başlangıcından önce meydana gelir, ancak etkilenen bireylerin %15'inde psöriatik artrit döküntüden önce gelebilir. Bir tür seronegatif spondiloartropati olarak sınıflandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Sırt ağrısı</span>

Sırt ağrısı, sırtta hissedilen ağrıdır. Sırt ağrısı, etkilenen segmente göre boyun ağrısı (servikal), orta sırt ağrısı (torasik), bel ağrısı (lomber) veya koksidinia olarak ayrılır. Bel bölgesi en çok etkilenen bölgedir. Sırt ağrısı atağı, süreye bağlı olarak akut, subakut veya kronik olabilir. Ağrı, donuk, delici veya yanma hissi olarak nitelenebilir. Rahatsızlık, bacaklar veya ayakların yanı sıra kollara ve ellere de yayılabilir ve bacaklarda ve kollarda uyuşma veya güçsüzlük olabilir. Sırt ağrısının çoğunluğu belirli değildir ve idiyopatiktir.

<span class="mw-page-title-main">Diz artriti</span>

Diz artriti genellikle insanı güçten düşüren bir artrit şeklidir. Diz hemen hemen her türlü artritten etkilenebilir.