İçeriğe atla

Soykırımların İnkârının Cezalandırılmasına İlişkin Yasa

Soykırımların İnkârının Cezalandırılmasına İlişkin Yasa, Fransız Parlamentosu tarafından kabul edilen ancak Fransa Anayasa Konseyi tarafından "anayasaya aykırılık" gerekçesiyle iptal edilip yürürlüğe girmeyen yasa. Kısaca "inkâr yasası" olarak da anılan yasa, "Ermeni Soykırımı"nın varlığının inkâr edilmesi, aşağılanması ve önemsizleştirilmesi gibi davranışlarda bulunanların 1 yıl hapis ve/veya 45 bin avro para cezası ile mahkûm edilmesini öngörmüştür.[1]

3842 sayılı yasa teklifi

18 Ekim 2011’de Bouches-du-Rhône şehrini temsil eden Valérie Boyer tarafından Ulusal Meclis’e sunulan 3842 sayı ve “Irkçılıkla Mücadeleye İlişkin Topluluk Hukukunun Aktarılması ve Ermeni Soykırımının İnkârının Cezalandırılması” başlıklı yasa teklifi (Proposition de loi portant transposition du droit communautaire sur la lutte contre le racisme et réprimant la contestation de l’existence du génocide arménien) şu şekildedir:

Madde 1: 29 Temmuz 1881 tarihli basın özgürlüğüne ilişkin yasanın 24. maddesinin birinci bendi alttaki beş yeni bentle değiştirilmiştir: 24’üncü maddenin altıncı bendi doğrultusunda, soykırım suçu, insanlığa karşı suç ve savaş suçunu savunan, inkâr eden veya kamusal alanda önemsizleştirmeye çalışanlar alttaki tanımlamalara dayalı olarak cezalandırılacaktır:

  1. Uluslararası Ceza Mahkemesini oluşturan Roma Statüsü’nün 6’ncı, 7’nci ve 8’inci maddesi
  2. Ceza Kanununun 211-1 ve 212-1 maddesi
  3. 8 Ağustos 1945 tarihli Londra Antlaşmasına ekli Uluslararası Askeri Mahkeme Statüsü’nün 6’ncı maddesi

Fransa tarafından imzalanmış ve onaylanmış veya uluslararası ya da bölgesel kurumların nitelikli kararlarıyla taraf olunmuş uluslararası bir sözleşme, Fransız yargısı tarafından bu şekilde nitelendirilmiş ve kanunen tanınmışsa, Fransa’da yürürlüğe girer.

Madde 2: 29 Temmuz 1881 tarihli basın özgürlüğüne ilişkin yasanın 48-2 maddesi şu şekilde değiştirilmiştir:

  1. “Sürgün” kelimesinden sonra “... ya da herhangi diğer soykırım, savaş suçu, insanlık suçu ve düşmanla işbirliği suçu mağdurları...” eklenmiştir.
  2. “Savunma” kelimesinden sonra “soykırımlar” kelimesi eklenmiştir.[2]

Gerekçesi

Yasa teklifinin gerekçesi, “ırkçılık ve yabancı düşmanlığının belirli şekilleri ve ifadelerine karşı ceza hukuku yoluyla mücadele” hakkındaki 2008/913/JHA sayılı ve 28 Kasım 2008 tarihli AB Konseyi Çerçeve Kararı'nda tanımlanan yükümlülüklere uyum sağlamak olarak ifade edilmiştir.[1] Söz konusu Çerçeve Kararla Avrupa Birliği; yabancı düşmanlığı, ırkçılık, soykırım inkârcılığı konusunda bütün üye ülkelerin yasa çıkarmaları ve bu suçları işleyenlerin cezalandırılmasını öngörmüştür.

Yasa teklifini hazırlayan Boyer, 2001 yılında kabul edilen ve yürürlüğe giren 2001/70 sayılı "1915 Ermeni Soykırımının Tanınması" başlıklı yasanın,[3] eksik kalan uygulama kısmının bu yasa ile tamamlanacağını teklifin gerekçesinde belirtmiştir. Fransa Senatosu, 7 Kasım 2000 tarihinde 40’a karşı 164 oyla “Fransa, 1915 yılında Ermenilere karşı soykırım yapıldığını açıkça tanır.” ifadesinden oluşan bir yasa teklifini kabul etmiştir. Söz konusu teklif, Fransa Ulusal Meclisinde 18 Ocak 2001 tarihinde yapılan oylamada oturuma katılan 50 kadar milletvekilinin oy birliğiyle kabul edilmiş ve 29 Ocak 2001 tarihinde Cumhurbaşkanı Chirac tarafından onaylanıp yayımlanmıştır. Boyer; Fransa'nın, Yahudi soykırımının inkârını cezalandırırken 2001'deki yasayla resmen tanınmış Ermeni soykırımını cezalandırmamasının adil olmayacağını belirterek söz konusu teklifin gerekçesini açıklamıştır.[4]

Teklifin Yasalaşma Süreci

Fransız yasama süreci, yasa yapımı için iki kamaradan oluşan parlamentonun her iki kanadının da aynı metni kabul etmesini gerekli kılmaktadır. Dolayısıyla, Ulusal Meclise sunulan teklifin komisyon aşamasından geçip Meclis Genel Kurulunda yapılan oylama neticesinde kabul edilmesiyle nihai metin Senatoya havale edilmektedir. Senato da teklifi önce komisyonda incelemekte, ardından komisyon raporu eşliğinde Senato Genel Kurulunda görüşüp oylamaya sunmaktadır.[5]

Ulusal Meclis Aşaması

Yasa teklifine ilişkin olarak Anayasa, Yasama ve Kamu İdaresi Komisyonu[6] adına Valérie Boyer tarafından hazırlanan rapor 7 Aralık 2011 tarihinde tamamlanmıştır. 4035 sayılı rapor, Fransız iç hukukunun AB mevzuatıyla uyumlulaştırılması amacıyla, soykırım ve insanlığa karşı suçlarla mücadele adına bu suçların inkârı, savunulması ve önemsizleştirilmesi gibi davranışların cezai yaptırıma bağlanması gerektiğine işaret etmiştir.[7]

Ulusal Meclisteki Komisyon görüşmeleri esnasında içeriğe dair önemli bir değişiklik kabul edilmiştir. Komisyon Başkanı Jean-Luc Warsmann tarafından teklif edilen önergeyle “Irkçılıkla Mücadeleye İlişkin Topluluk Hukukunun (iç hukuka) Aktarılması ve Ermeni Soykırımının İnkârının Cezalandırılması” şeklinde kaleme alınmış olan teklif başlığı “Yasayla Tanınmış Soykırımların İnkârının Cezalandırılması” şeklinde değiştirilmiştir. Böylelikle, 7 Aralık 2011'de yapılan Komisyon toplantısında yasa teklifinden “Ermeni soykırımı” ifadesi çıkarılmıştır.

Senato Aşaması

Senato Yasalar Komisyonu Başkanı Jean-Pierre Sueur tarafından hazırlanan 269 sayılı rapor, 18 Ocak 2012'de Komisyonda ele alınmıştır. Rapor, yasa teklifinin Anayasa'da yer alan "düşünce ve ifade özgürlüğü", "araştırma özgürlüğü" ve "suç ve cezanın yasallığı" ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle reddedilmesi önerilmiştir.[8] Senato Yasalar Komisyonu, teklifin senatörler tarafından reddedilmesini önermişse de 23 Ocak 2012 tarihinde Senato Genel Kurulunda yapılan oylamada teklif 86 senatörün aleyhte oyuna karşılık 127 lehte oyla kabul edilmiştir.[9]

Yasa teklifinin Senatoda da kabul edilmesiyle yasama sürecinin son aşaması olan Cumhurbaşkanının onayı aşamasına geçilmiştir. Ancak, Fransız Anayasası'nın 61. maddesi uyarınca en az 60 senatör veya 60 temsilcinin yasanın iptali için Anayasa Konseyi'ne başvuru hakkı vardır. Yasaya muhalif temsilci ve senatörler, 31 Ocak 2012'de gerekli imzayı tamamlayıp Konseye yasanın iptaline yönelik başvuru yapmışlardır.[10]

Yasanın Anayasa Konseyi Tarafından İptali

Anayasa Konseyi, 28 Şubat 2012’de aldığı 647 sayılı kararla kabul edilen yasanın iki maddesinin de düşünce ve ifade özgürlüğü, bilimsel araştırma özgürlüğü, iletişim özgürlüğü ile suç ve cezanın yasallığı ilkesini ihlal ettiği gerekçesiyle 1789 tarihli İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi ve 1958 tarihli Fransa Anayasasına aykırı olduğunu ilan ederek yasayı iptal etmiş, bu kararının Resmî Gazete’de yayımlanmasını kararlaştırmıştır.[11] Karar, 2 Mart 2012 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Kaynakça

  1. ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 1 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 4 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 
  3. ^ "Arşivlenmiş kopya". 7 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 8 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 
  5. ^ "Arşivlenmiş kopya". 5 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 
  6. ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 
  7. ^ "Arşivlenmiş kopya". 1 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 
  8. ^ "Arşivlenmiş kopya". 14 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 
  9. ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 
  10. ^ "Arşivlenmiş kopya". 10 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 
  11. ^ "Arşivlenmiş kopya". 10 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Soykırım</span> bir insan topluluğunu ulusal, dinsel ve benzeri sebeplerle yok etme

Soykırım, jenosit veya genosit ; ırk, canlı türü, siyasal görüş, din, sosyal durum veya başka herhangi bir ayırıcı özellikleri ile diğerlerinden ayırt edilebilen bir topluluk veya toplulukların bireylerinin, çıkâr amacıyla, bir plan çerçevesinde ve yok edilmeleri niyetiyle girişilen eylem ve sonuçlar bütünüdür. Tam tanımı, soykırım üzerinde çalışan akademisyenler arasında değişiklik gösterse de 1948'de Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nde (SSECS) hukuksal bir tanımı bulunmaktadır. Sözleşmenin 2. maddesi, soykırımı şu şekilde tanımlamaktadır: "Ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen şu hareketlerden herhangi biridir: Topluluğun üyelerinin öldürülmesi, topluluğun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi, topluluğun yaşam koşullarının topluluğun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kasıtlı olarak bozulması, topluluk içinde yeni doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması, topluluktaki çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi."

<span class="mw-page-title-main">Erdoğan Teziç</span> Türk hukukçu ve akademisyen

Erdoğan Teziç, Türk hukukçu ve akademisyendi. Yükseköğretim Kurulu başkanlığı, Galatasaray Üniversitesi rektörlüğü ve Galatasaray Lisesi müdürlüğü görevlerinde bulundu.

Nefret suçu ; bir kişiye veya gruba karşı ırk, dil, din, cinsiyet ve cinsel yönelim gibi durumlara karşı oluşmuş ön yargı sebebiyle işlenen, genellikle şiddet içeren suçlar. Zaten suç olan eylemleri kapsar ve ön yargı sebebiyle işlenilmiş olmaları suçun cezasının artmasına neden olur. Bu açıdan nefret söyleminden farklı bir kavramdır. Eğer bu suç bir defaya mahsus olarak işlenmemişse ve süreklilik arz ediyorsa, suç işleyenler nefret grubu olarak adlandırılırlar. Bu suçları engellemeye ve suç işleyenleri cezalandırmaya yönelik düzenlenmiş yasalara ise nefret yasası denir.

<span class="mw-page-title-main">Camiel Eurlings</span> Hollandalı siyasetçi

Camiel Eurlings, 16 Eylül 1973 Valkenburg - Houthem doğumlu Avrupa Parlamentosu üyesi, Hristiyan demokrat, Hollandalı politikacı. AB - Rusya İşbirliği Komitesi başkanı, aynı zamanda Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecinde Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörüdür.

Yasa ya da diğer adıyla kanun anayasal hukuk sisteminde, yetkili organlarca meydana getirilen hukuk kurallarıdır. Yasalar, tüzükler, yönetmelikler birer hukuk kuralıdır. Yürürlükte olan hukuk kurallarının tümüne mevzuat denir. Dar anlamında yasa, yasama organınca yapılan yasa adıyla gerçekleştirilen işlerdir. Hukuk karşılıklı hakları ifade eden üst mefhumdur, yasa ise bu hakları koruyan ve belirleyen kuralları ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Fransa-Türkiye ilişkileri</span>

Fransa-Türkiye ilişkileri, Fransa Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti'nin süregelen uluslararası politikaları içerir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye Cumhuriyeti Anayasası</span> 1982 yılından beri yürürlükte olan Türkiye Anayasası

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası veya resmî olmayan kullanımıyla 1982 Anayasası, Türkiye'nin 9 Kasım 1982'den bu yana geçerli olan anayasasıdır. 12 Eylül Darbesi sonrasında askerî yönetimin emriyle Danışma Meclisi tarafından hazırlanmış, 23 Eylül 1982 tarihinde Danışma Meclisi tarafından ve 18 Ekim 1982 tarihinde Millî Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilmiştir. Devlet Başkanı Kenan Evren, Anayasa'nın ilk üç maddesinin "değiştirilemeyeceğini ve değiştirilmesinin teklif edilemeyeceğini" dördüncü madde olarak taslağa ekletmiştir. 7 Kasım 1982 Pazar günü yapılan halk oylaması sonucu yüzde 91,37 oranında kabul oyu ile kabul edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">TBMM 1981 Danışma Meclisi</span> 1982 Anayasasını hazırlamak için kurulan Kurucu Meclisi oluşturan iki organdan biri

Danışma Meclisi (DM), 12 Eylül 1980 Darbesi'nden sonra, Millî Güvenlik Konseyi'yle (MGK) birlikte, 1982 Anayasası'nı hazırlamak için kurulan Kurucu Meclisi oluşturan iki organdan biridir.

<span class="mw-page-title-main">Meclis soruşturması</span>

Meclis soruşturması, başkanlık sisteminde başkanın cezai sorumluluğuna yol açabilecek bir yasama meclisi soruşturmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de anayasal süreç</span> Türk anayasal sürecinin geçmişi ve bugünü

Türkiye'de anayasal süreç, 1808 tarihinde ilan edilen Sened-i İttifak ile başlayıp günümüze kadar devam etmektedir. II. Mahmud döneminde, Alemdar Mustafa Paşa tarafından hazırlanan Sened-i İttifak, merkezî otoriteyi taşrada hâkim kılmak için Rumeli ve Anadolu âyanları ile Osmanlı Devleti arasında 29 Eylül 1808’de imzalandı. Osmanlı'da Sened-i İttifak ile Türk tarihinde ilk defa devlet iktidarı sınırlandırıldığından, bu belge Türk tarihinde ilk "anayasal belge" kabul edilmektedir. Abdülmecid döneminde 3 Kasım 1839 tarihinde Mustafa Reşid Paşa tarafından hazırlanan Tanzimat Fermanı ilan edildi. Bu ferman ile padişah, fermanda ilân edilen ilkelere ve konulacak kanunlara uyacağına yemin etti. Tanzimat Fermanı'nın tamamlayıcısı ve pekiştiricisi olan Islahat Fermanı, Abdülmecid tarafından 1856 yılında "ferman" olarak ilan edildi. Tanzimat döneminde yetişen ve Genç Osmanlılar olarak bilinen aydın ve yazarlar, Avrupa'dan etkilenerek meşrutiyet yönetimini savunmaya başladılar ve meşrutiyeti ilan ettirmek için Abdülaziz’i tahttan indirerek, yerine II. Abdülhamid’i getirdiler. 23 Aralık 1876'da Mithat Paşa’nın hazırladığı Kanun-i Esasi ilan edilerek meşrutiyete geçildi. Kanun-i Esasî, şekli kritere göre bir anayasa olarak kabul edilmektedir. Türk tarihinin ilk anayasası olan ve 12 bölüm ile 119 maddeden oluşan Kanun-i Esasî'nin 113. maddesi gereğince, padişah olağanüstü durumlarda Anayasa'yı askıya alabilirdi. II. Abdülhamid, 1877 yılında Rus savaşlarını neden göstererek Anayasa'yı askıya aldı. 1908 yılındaki askeri ayaklanma sonucu II. Abdülhamid, 1876 Anayasası'nı tekrar yürürlüğe koydu ve böylece II. Meşrutiyet dönemi başladı. 1909 yılında 31 Mart Vakası'nın meydana gelmesinden sonra tahttan indirilen II. Abdülhamid'den sonra 1909 yılında Anayasa'da önemli değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerle 1876 Anayasası, meşruti bir parlamenter monarşi Anayasası haline geldi.

<span class="mw-page-title-main">Holokost inkârı</span>

Holokost inkârcılığı ya da Holokost inkârı, II. Dünya Savaşı esnasında, Nazi Almanyası ve başka Mihver Devletlerinin, beş ila altı milyon arasındaki Yahudi’yi sistematik olarak yok etmesini inkâr eden bir düşünce akımıdır. Tarihi revizyonistler ve Holokost inkârcıları, Nazi toplama kamplarındaki gaz odalarının varlığını ve Adolf Hitler'in niyetinin bütün Avrupa Yahudilerini katletmek olduğu iddiasını da reddetmektedirler.

<span class="mw-page-title-main">İnsanlığa karşı suçlar</span> savaş yasalarının ciddi bir ihlalini oluşturan devlet destekli eylem

İnsanlığa karşı suçlar, fiili bir otorite, genellikle bir devlet tarafından veya onun adına işlenen ve insan haklarını ağır biçimde ihlal eden, yaygın veya sistemik suç eylemleridir. Savaş suçlarından farkı, savaş dışında da işlenebilen, bireysel olmayan eylemler olmasıdır. Suçun resmi bir politikanın parçası olması gerekmiyor ve yalnızca yetkililer tarafından hoş görülmesi yeterlidir.

<span class="mw-page-title-main">Valérie Boyer</span> Fransız siyasetçi (d. 1962)

Valérie Boyer, Fransa Ulusal Meclisinin üyesi olan Fransız siyasetçi. Mecliste Bouches-du-Rhône bölgesini temsil etmektedir.

Jacques Mézard Fransız senatör.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Soykırımı'nın inkârı</span> Ermenilere soykırım yapılmadığı iddiasını savunan tez

Ermeni Soykırımı'nın inkârı, Ermeni Kırımı'nın soykırım olarak tanımlanamayacağını savunan veya iddiaların bilimsel yollarla, belgelerle açıklanması gerektiğini savunan tezdir. Ermeni Soykırımı'nın inkârı, bazı ülkelerde tamamen yasaklanmışken bazı ülkelerde soykırım olduğunu ifade etmek hoş karşılanmamaktadır. Pek çok kaynakta ölen insanların sayısı soykırım olduğuna kanıt olarak gösterilmektedir. Ancak bazı araştırmacılara göre de bir soykırım söz konusu değildir. Bu yaklaşımda olanlar, zamanın hükûmetinin bir Ermeni Tehciri gerçekleştirdiğini, olumsuz şartlardan dolayı birçok insanın öldüğünü söylemektedir.

Kanun teklifi veya kanun önerisi, bir yasama organı tarafından üzerinde görüşülen yasa önerisidir. Yasama organı tarafından kabul edilene kadar bir kanun haline gelmez ve çoğu durumda yürütme tarafından da onaylanmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Holokost inkârına karşı yasalar</span>

Holokost inkârı, 1930 ila 1940 yılları arasında Nazi Almanyası'nın Avrupa'da milyonlarca etnik azınlığı sistematik olarak soykırım kastı ile öldürdüğünü inkâr etmek, 14 Avrupa ülkesinde yasa dışıdır. Avusturya, Almanya, Macaristan ve Romanya gibi holokostun yaşandığı ülkeler holokost inkârını ve Nazi sembolleri gibi Nazizm ile ilgili unsurları suç kabul eden daha kapsamlı kanunlara sahiptir.

Perinçek-İsviçre Davası, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile İsviçre Federal Hükûmeti adına İsviçre arasında Ermeni Soykırımı'nın inkârı üzerine 2007-2015 yılları arasında süren yargı süreci. 15 Ekim 2015 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi tarafından açıklanan kesin karar ile Doğu Perinçek'in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmedildi ve İsviçre Devleti mahkûm edildi.

Kanada İnsan Hakları ve Ceza Kanunu'nu İyileştirmek için bir Kanun Kanada Meclisi tarafından yürürlüğe koyulan yasa. Yasa; cinsiyet dışavurumu ve cinsel kimlik meselelerini ve ayrıca Ceza Kanunu'nun "nefret propagandası", soykırım teşviki ve hüküm giydirmede ağır ceza etmenleri ile ilgilenen koşullarının Kanada İnsan Hakları tarafından korunduğunu kabul eder.

Türk Ceza Kanunu'nun 299. maddesi, 5237 nolu Türk Ceza Kanunu'nun ikinci kitap, dördüncü kısım, üçüncü bölümünde yer alan ve cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen kanun maddesidir. "Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar" başlığı altında ele alınmaktadır. Suçu sabit görülen kişi bir yıldan dört yıla kadar hapis cezasına mahkûm edilir. Suçun alenen işlendiği durumlarda ise cezada altıda bir oranında artırım uygulanır. Bu suçtan dolayı adalet bakanının izni olmadan kovuşturma yapılamaz. Günümüzde bu madde hakkında pek çok tartışma yaşanmaktadır.