İçeriğe atla

Soya

Soya
Biyolojik sınıflandırma
Âlem: Plantae
Bölüm: Magnoliophyta
(Kapalı tohumlular)
Sınıf: Magnoliopsida
(İki çenekliler)
Takım: Fabales
Familya: Fabaceae
(Baklagiller)
Alt familya: Faboideae
Cins: Glycine
Tür: G. max
Glycine max
(L.) Merr.

Soya (Glycine max), baklagiller (Fabaceae) familyasından 1 - 1,5 m boyunda, kısmen sarılıcı, dallanmış, tek yıllık Doğu Asya kökenli bir bitkidir. Bitki, yenilebilir fasulyesi için yetiştirilir.

Tarihi olarak Çin, Japonya ve Kore'yi kapsayan Doğu Asya'da ıslah edilmiş ve burada binlerce yıl boyunca tarımı yapılmış bitkinin, 20. yüzyılın başlarında Batı dünyasında da geniş ölçüde ziraati yapılır hale gelmiştir. Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri, Brezilya ve Arjantin başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde soya tarımı gerçekleştirilmektedir.

Soya pek çok kullanım alanına sahiptir. Ekildiği alan başına protein bakımından en verimli bitkilerden biri olduğu ve besin değeri bakımından zengin olduğu için Doğu Asya mutfağında ve hayvan yem sanayisinde büyük bir rol oynar. Bitkinin tohumlarından elde edilen sıvı yağ yemeklik yağ olarak kullanılır ve dünyada bu hususta en çok kullanılan yağlardan biridir.

Soya tüketimi ile ilgili çeşitli araştırmalar bulunur. FDA gibi çeşitli kurumlar soyanın hayvansal besin kaynaklarına alternatif olabileceğini ve aynı protein kalitesine sahip olduklarını bildirmiştir. Çeşitli kanser araştırma dernekleri de belirli soya ürünlerini tüketmenin bazı kanser risklerinde azalmaya yol açtığını rapor etmektedir.

Özellikler

Soya, kazık köklü bir bitkidir ve kuvvetli bir saçak kök sistemine sahiptir. Kökleri genellikle 60 ila 70 cm olmakla birlikte 2 metre olanları da görülmüştür. Bitki boyu 60–150 cm arasında değişir. Sapı 10-15 boğumdan oluşur. Soya yaprakları üç yaprakçıktan oluşur. 3,5 cm uzuklukta ve 1 cm kalınlıkta baklalara sahiptir. Bir soya bitkisi genellikle 35-40 baklaya sahipken seyrek ekimlerde bu sayı 200'ün bile üstüne çıkabilmektedir. Tohumlarının (tanelerinin) rengi yeşilin değişik tonlarından siyah, sarı ya da kahverengine varabilen alacalı renkte olabilir.

Soya bitkisi, farklı iklim bölgelerine uyumludur. Dünyanın pek çok yerince başarıyla yetişmektedir. Yine de en iyi verim Mayıs-Eylül ayları arasında sıcaklığın 25 °C olduğu iklimlerde alınır. 18 °C’nin altındaki ve 40 °C’nin üstündeki sıcaklıklar soyanın gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir.

Soya, çok kumlu topraklar hariç, değişik toprak türlerinde yetişebilir.

Besin değeri

Soya, %18-24 oranında yağ ve %35-45 oranında protein içerir. %30 karbonhidrat ve %5 oranında mineral ve çok sayıda vitamin içerir. Soya, omega-3 yağları, çoklu doymamış yağ, B vitamini, demir, çinko, anti-oksidanlar, fotokimyasallar ve lif bakımından zengindir.

FDA'ya göre soya, et proteini yerine geçebilir ve tüm esensiyel aminoasitlere sahiptir.[1] Alınan proteinin kalitesini ve sindirilebilirliğini ölçen Protein Sindirilebilirlik Endeksi'ne (PDCAAS) göre soyanın protein yapısı et, yumurta ve süt ile benzerdir; peynir 100, yumurta 97, soya fasulyesi 96, inek eti 92,[2] soya sütü ise 91 değerlerine sahiptir.[3] İçerdiği protein yapısı açısında diğer baklagillere benzeyen soya bitkisi, ekildiği alan başına herhangi bir tarımsal bitkiye nazaran (kenevir dışında) 2 kat daha fazla protein üretebilir.[4]

Sakkaroz, raffinoz ve stakiyoz soya içerisinde bulunan temel çözünebilir karbonhidratları oluşturur.[5] Sakkaroz insanlar tarafından sindirilebilir, ancak geriye kalan iki kompleks şeker bu özelliği göstermez. Bunun sonucunda bağırsak florasında yer alan bakteriler bu şekerleri sindirir ve bu, şişkinliğe yol açabilir. Soyada yer alan kompleks polisakkaritleri selüloz, hemiselüloz ve pektin oluşturur ve bu maddeler diyet lifi olarak sınıflandırılır.

Çiğ soya fasulyeleri %20 yağdan oluşur ve bu yağ doymuş ve doymamış yağ asitleri içerir.

Tarihçe

Tarihi soya üretiminin ülkelere göre dağılımı

Soya fasulyesinin Doğu Asya'da kullanımı çok eski zamanlara dayanır.[6] Soya ve akrabası olduğu türlerin ilk kullanımına dair en eski kanıt, Çin'in Henan bölgesindeki bir arkeolojik alanda bulunmuş yaklaşık 10.000 yaşındaki kömürleşmiş yabani soya kalıntılarıdır.[7] Bitkinin ıslah edilmesine ve tarımına dair ilk kanıtların ortaya çıkışı ise Çin'de MÖ 7000 ile 6600 yıllarına, Japonya'da MÖ 5000-3000 arasına, Kore'de MÖ 1000 yılı civarına tekabül eder.[8] Buna rağmen günümüzde tarımı yapılan ve ıslah edilmiş soya bitkisini andıran ilk bitkiler MÖ 1000 yılında Kore'de yetiştirilmeye başlanmıştır.[9] Soysal olarak soyanın merkezi Çin ve Mançurya kökenli olduğu düşünülür,[10] ancak bu tartışılan bir konudur.[11]

Soya fasulyesi yetiştiriciliği, Cava ve Malay Takımadaları'na 13. yüzyılda giriş yapmıştır.[12] 17. yüzyılda, Uzak Doğu'yla olan ticaretin bir sonucu olarak soya, Avrupalı tüccarlar tarafından Hint Yarımadası'na[13] ve Avrupa'ya taşınmış, ancak Avrupa'da verimli olarak yetiştirilmemiştir. İtalya, Fransa ve İspanya gibi ülkelerde ilk soya tarımı 18. yüzyılda başlamıştır.[14][15]

Kuzey Amerika'da soya tarımı ilk olarak 1765 yılında Georgia eyaletinde gerçekleşmiştir,[16] ancak yaklaşık 150 sene boyunca yaygın bir şekilde besin için ekimi görülmemiştir.[17] Bu dönemde soya genellikle hayvanlar için yeşil yem[17] veya sanayi için yağ üretmek amacı ile kullanılmıştır.[18] 1919-1924 yılları arasında ABD'de 8 eyalette birden soya ekimi yapılmış ve zamanla, özellikle 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı sonrasında 26 eyalete yayılmıştır. Günümüzde de soya tarımı en çok ABD'de gelişmiştir ve ülkenin mısırdan sonra en çok kazanç getiren tarım ürünüdür.[19]

Soyanın Türkiye'ye gelişi ise 1930'larda gerçekleşmiştir. 1982 yılında ise Bakanlar Kurulu kararı ile üreticiye teminat verilmeye başlanmıştır. Adana ve Osmaniye illeri Türkiye'deki soya üretiminin %80-85'ini karşılamaktadır.

Kullanım

Güneydoğu Asya kökenli Tempeh, geleneksel olarak soya fasulyesinin muz yaprakları içinde bir mantar yardımıyla fermante edilmesi ile üretilir.

Besin olarak

Proteince zengin olup oldukça besleyici olan soya, dünyayı besleyen 5-6 bitkisel üründen birisidir. Soya tarih boyunca Doğu ve Güneydoğu Asya mutfağında soya sosu, miso, nattō ve tempeh gibi fermantasyon sonucu oluşan formlarıyla, sade bir şekilde ya da süt ve tofu olarak tüketilmiştir.[20][21]

Soya, günümüzde başta veganlar olmak üzere herkes için hayvansal ürünlere alternatif oluşturur. Soya sütü ve soya unu, inek sütü ve buğday ununa alternatiftir. Soya köftesi, soyanın besin değeri nedeniyle et köftesine alternatif olup, içerdiği protein ve aminoasit yapısı ile ete benzer özellikler gösterir. Tofu hayvansal peynire alternatif bir soya peyniridir. Ayrıca dünyada en fazla üretilen ve tüketilen yağ soya yağıdır.

Soya küspesi, hayvancılıkta kullanılan en önemli yemlerden biridir.

Bu soya bazlı besin maddelerinin yanı sıra soyadan yoğurt ve ekmek benzeri besinler de üretilmektedir. Soya fasulyesi kullanılarak soya soslu brokoli, soyalı piliç ve soya çorbası gibi yemekler yapmakta mümkündür.[]

Diğer kullanımlar

Soya fasulyesinin yağının sıkılması sonucu geriye kalan proteince zengin soya küspesi, yem sanayisinde en fazla kullanılan hammaddedir. Aynı zamanda toprağın verimliliğini arttırdığı için nadas bitkisi olarak ekilebilir ve bazı kültürlerde bu yüzden kutsal sayılmıştır.[22] Bitki, toprağa köklerinde bulunan bakteriler yoluyla azot kazandırarak kendisinden sonra ekilecek bitkilerin verimini arttırır.

Soya bitkisi, ayrıca biyoyakıt üretiminde de yoğun olarak kullanılır.

Tıbbi etkileri

Soyanın insan sağlığına faydalı mı yoksa zararlı mı olduğu tartışılmıştır. Soyanın insan sağlığına pek çok faydası olduğu gibi bazı zararlarının da olduğu iddia edilmiştir.

Olgunlaşmış meyvesinin görünümü.

Kanser

American Cancer Society, tofu gibi geleneksel soya ürünleri tüketiminin meme, prostat ve rahim ağzı kanserleri ile diğer bazı kanserlerin görülme oranınını azaltıcı etkileri olduğuna dair sürekli artan kanıtların bulunduğunu açıklamıştır.[23] Buna rağmen soya içeren besin takviyesi kullanımının kansere karşı koruyucu etkisi olup olmadığına dair yeterli kanıt bulunmamaktadır.[23]

Fitoöstrojenler

Soya, fıstık ve nohut gibi diğer baklagiller ile birlikte izoflavon denen bir bileşik grubu içerir.[24] Soya, izoflavon sınıfına dahil edilen genistein ve diadzein denen iki bileşik barındırır ve bu bileşikler fitoöstrojen olarak sınıflandırılır.[25] Fitoöstrojenler memeli hayvanlarda östrojeni taklit eden özellikler gösterebilir. Bu, soyanın kadınlaştırıcı etkileri olabileceğine dair endişeler doğurmaktadır.[25] Ancak doğal fitoöstrojenler, östrojenin aksine östrojen reseptörlerinde direkt agonist olarak etki etmek yerine seçici östrojen reseptör modülatörü olma (SARM'lar gibi) özelliği gösterirler.[26] Normal tüketim koşulları altında soyanın bir bireyde fizyolojik değişikliklere yol açabileceği düşünülmemektedir.[27] 2010 tarihli bir araştırma, soya tüketiminin veya izoflavon takviyesi kullanmanın erkek bireylerin testosteron ve östrojen oranlarında bir değişikliğe yol açmadığını ortaya koymuştur.[28] Soya tüketimi ayrıca sperm kalitesinde değişikliklere neden olmamaktadır.[25]

Ek resimler

Kaynakça

  1. ^ "Food Labeling: Health Claims; Soy Protein and Coronary Heart Disease; Docket No. 98P–0683" (PDF). Washington, DC: US Food and Drug Administration; Federal Register, Vol. 64, No. 206. 26 Ekim 1999. 5 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 10 Kasım 2019. 
  2. ^ Hoffman, Jay R.; Falvo, Michael J. (2004). "Protein – Which is Best" (PDF). Journal of Sports Science and Medicine. 3 (3). ss. 118-30. 27 Haziran 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Kasım 2019. 
  3. ^ Protein Quality Evaluation: Report of the Joint FAO/WHO Expert Consultation. Bethesda, MD: Food and Agriculture Organization of the United Nations (Food and Nutrition Paper No. 51). 1989. ISBN 978-92-5-103097-4. 
  4. ^ "Soy Benefits". National Soybean Research Laboratory. 27 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Şubat 2012. 
  5. ^ Obendorf; l, Ralph; Suzanne, Kosina (2011). Soybean – Biochemistry, Chemistry and Physiology. intechopen.com. doi:10.5772/15110. ISBN 978-953-307-219-7. 
  6. ^ Shurtleff, William; Aoyagi, Akiko. 2013. History of Whole Dry Soybeans, Used as Beans, or Ground, Mashed or Flaked (240 BCE to 2013). Lafayette, California. 950 pp.
  7. ^ Lee G‐A, Crawford GW, Liu L, Sasaki Y, Chen X. 2011. Archaeological soybean (Glycine max) in East Asia: does size matter? PLoS ONE 6: e26720.
  8. ^ Lee, Gyoung-Ah; Crawford, Gary W.; Liu, Li; Sasaki, Yuka; Chen, Xuexiang (4 Kasım 2011). "Archaeological Soybean (Glycine max) in East Asia: Does Size Matter?". PLoS ONE. 6 (11). ss. e26720. Bibcode:2011PLoSO...626720L. doi:10.1371/journal.pone.0026720. PMC 3208558 $2. PMID 22073186. 
  9. ^ Stark, Miriam T. (2005). Archaeology of Asia (Blackwell Studies in Global Archaeology). Hoboken, NJ: Wiley-Blackwell. s. 81. ISBN 978-1-4051-0213-1. 19 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2012. 
  10. ^ The History of Agriculture By Britannica Educational Publishing, p. 48
  11. ^ Lee, GA; Crawford, GW; Liu, L; Sasaki, Y; Chen, X (2011). "Archaeological Soybean (Glycine max) in East Asia: Does Size Matter?". PLOS ONE. 6 (11). ss. e26720. Bibcode:2011PLoSO...626720L. doi:10.1371/journal.pone.0026720. PMC 3208558 $2. PMID 22073186. 
  12. ^ Shurtleff, William; Aoyagi, Akiko (2010). History of Soybeans and Soyfoods in Southeast Asia (1770–2010). Soy Info Center. ISBN 978-1-928914-30-3. 8 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2012. 
  13. ^ Shurtleff, William; Aoyagi, Akiko (2010). History of Soybeans and Soyfoods in South Asia / Indian Subcontinent (1656–2010). Soy Info Center. ISBN 978-1-928914-31-0. 18 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2012. 
  14. ^ Shurtleff, W.; Aoyagi, A. (2015). History of Soybeans and Soyfoods in Italy (1597–2015). Lafayette, California: Soyinfo Center. 618 pp. (1,381 references; 93 photos and illustrations. Free online.)
  15. ^ Shurtleff, W.; Aoyagi, A.; 2015. "History of Soybeans and Soyfood in France (1665-2015)". Lafayette, California; Soyinfo Center. 1,202 pp. (3,405 references; 145 photos and illustrations. Free online).
  16. ^ Roger Boerma. "Another First for Georgia Agriculture" (PDF). caes.uga.edu. Georgia Soybean News. s. 5. 23 Eylül 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Kasım 2019. 
  17. ^ a b "NSRL : About Soy". 22 Kasım 2003. 22 Kasım 2003 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Kasım 2019. 
  18. ^ Joe Schwarcz (2004). The Fly in the Ointment: 63 Fascinating Commentaries on the Science of Everyday Life. ECW Press. s. 193. ISBN 978-1-55022-621-8. 29 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2013. 
  19. ^ Roth, Matthew (2018). Magic Bean: The Rise of Soy in America. Lawrence, KS: University Press of Kansas. ISBN 978-0-7006-2633-5. OCLC 1012618664. 
  20. ^ "History of Soymilk and Dairy-like Soymilk Products". Soy Info Center. 2007. 2 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2012. 
  21. ^ "Chronology of Tofu Worldwide 965 A.D. to 1929". Soy Info Center. 2 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2012. 
  22. ^ "History of Soybeans". Soya – Information about Soy and Soya Products. 10 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2012. 
  23. ^ a b "How Your Diet May Affect Your Risk of Breast Cancer". American Cancer Society. 1 Ekim 2018. 19 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2019. 
  24. ^ "Soy isoflavones". Micronutrient Information Center, Linus Pauling Institute, Oregon State University, Corvallis. 2016. 20 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mayıs 2016. 
  25. ^ a b c Messina, Mark (2010). "Soybean isoflavone exposure does not have feminizing effects on men: A critical examination of the clinical evidence". Fertility and Sterility. 93 (7). ss. 2095-2104. doi:10.1016/j.fertnstert.2010.03.002. PMID 20378106. 
  26. ^ Oseni, T; Patel, R; Pyle, J; Jordan, VC (2008). "Selective Estrogen Receptor Modulators and Phytoestrogens". Planta Med. 74 (13). ss. 1656-65. doi:10.1055/s-0028-1088304. PMC 2587438 $2. PMID 18843590. 
  27. ^ Mitchell, Julie H.; Cawood, Elizabeth; Kinniburgh, David; Provan, Anne; Collins, Andrew R.; Irvine, D. Stewart (Haziran 2001). "Effect of a Phytoestrogen Food Supplement on Reproductive Health in Normal Males". Clinical Science. 100 (6). ss. 613-18. doi:10.1042/CS20000212. PMID 11352776. 
  28. ^ Hamilton-Reeves, Jill M.; Vazquez, Gabriela; Duval, Sue J.; Phipps, William R.; Kurzer, Mindy S.; Messina, Mark J. (2010). "Clinical studies show no effects of soy protein or isoflavones on reproductive hormones in men: Results of a meta-analysis". Fertility and Sterility. 94 (3). ss. 997-1007. doi:10.1016/j.fertnstert.2009.04.038. PMID 19524224. 
  1. (http://www.gidahareketi.org/Soyanin-Karanlik-Yuzu-1102-haberi.aspx)[] Soya Yetiştiriciliği - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
  2. Soya Sektör Raporu - İTO
  3. Soya Yetiştiriciliği - Çukurova TAEM
  4. Soya Meme Kanserini Tetikleyebilir - NTVMSNBC 18 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  5. Hamile Kadınlar Soya Yemesin - Bilim ve Teknik Dergisi
  6. Soyanın İki Yüzü: Zararlı mı? Yararlı mı? - Dr. Mehmet Öz 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Dış bağlantılar

Klimakterik şikayetlerin giderilmesinde soya kullanımı

İlgili Araştırma Makaleleri

Omega-3 yağ asitleri, aynı zamanda Omega-3 yağları, ω-3 yağ asitleri veya n−3 yağ asitleri olarak da adlandırılır, kimyasal yapılarında terminal metil grubundan üç atom uzaklıkta bir çift bağın varlığı ile tanımlanan çoklu doymamış yağ asidi'lerdir (PUFA'lar). Doğada yaygın olarak dağılmışlardır, önemli olduklarından hayvan lipid metabolizması bileşenleridir ve insan diyetinde ve insan fizyolojisinde önemli bir rol oynarlar.

<span class="mw-page-title-main">Kanola</span>

Kanola, kolzanın ıslahı sonucu elde edilmiş, canlılara zararlı olarak erüsik asit ve glukosinolat içeren bir bitki türü. Yağı, bitkisinin aksine, zararlı olmadığından insanlar ve çiftlik hayvanları için gıda maddesi olarak kullanılmaktadır. Kanola yağının, tıpkı soya fasulyesi yağında olduğu gibi, gıda dışı kullanım alanları da vardır. Spot piyasalardaki fiyatının durumuna göre mum, ruj, sanayi yağları, gazete mürekkebi, biyoyakıt gibi ürünlerin üretiminde yenilenemez petrol bazlı yağların yerini alabilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Vejetaryenlik</span> Et içeren gıdaları kullanmayı reddeden yaşam tarzı

Vejetaryenlik ya da etyemezlik, çeşitli nedenlerle et, balık, deniz ürünleri, kümes hayvanları, çift toynaklılar tüketmemeye denir. Ayrıca, hayvan kesiminin tüm yan ürünlerini yemekten kaçınmayı da içerebilir. Et tüketmemenin yanında ayrıca hayvanların ürettiği yumurta, süt, bal vb. ürünleri de yemeyenlere ise veganlar denir. Vejetaryenlik ve veganlığın farkı; vejetaryenlikte bal ve kimine göre süt ile yumurta tüketilirken; veganlar, hiçbir hayvansal ürünü kullanmamaktadırlar. Bunlara istisnâ olarak süt ve süt ürünlerini kullanan lakto-ovo vejetaryenler, ilâveten yumurta yiyip süt ürünlerini tüketmeyen ovo vejetaryenler, diyet süt ürünlerini tüketen, ancak yumurtaları tüketmeyen lakto vejetaryenler vardır.

<span class="mw-page-title-main">Fasulye</span> bitki

Fasulye, baklagiller (Fabaceae) familyasının Phaseolus cinsinden Orta Amerika menşeli, bir yılda yetişen otsu bir bitki türü. Günümüzde fasulyenin; Orta Amerika (Mesoamerica) ve Güney Amerika (Andean) bölgeleri olmak üzere iki gen havuzuna sahip olduğu çeşitli araştırıcılar tarafından rapor edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Veganlık</span> Hayvan kökenli ürünleri ve gıdaları kullanmayı reddeden yaşam tarzı

Veganlık veya veganizm, bazı nedenlerle hayvan kökenli gıdaları ve diğer hayvansal ürünleri kullanmayı reddetmektir. Vegan kişiler, vejetaryen'lerden farklı, hayvan kullanımı yoluyla elde edilen gıdaları, giyecekleri ve yumurta, süt, bal, yün gibi diğer tüm yan ürünleri kullanmayı reddeder.

<span class="mw-page-title-main">Gıda</span> vücut tarafından tüketilen, enerji sağlayan madde

Yiyecek, canlıların hayatlarını devam ettirebilmeleri için yemek suretiyle tüketmeleri gereken maddelerdir. Belirli bir öğünde tüketilen yiyeceklere yemek denir. Yiyecekler organik veya inorganik maddelerden üretilmiş olabilirler. Yiyeceklerde bulunan ve canlıların yaşamını devam ettirmesi, büyümesi için gerekli olan protein, vitamin, mineral gibi maddelere ise besin veya gıda denir. Ancak gıda sözcüğü "ilaçlar hariç, yaşamı devam ettirmek için tüketilen tüm yiyecek ve içecekler" anlamında da kullanılır. Ultra işlenmiş gıda, kolay yiyecek, organik gıda, abur cubur, fast food, çerez, genetiği değiştirilmiş gıdalar çok tüketilen türlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Kikkoman</span>

Kikkoman Corporation, Japonya merkezli bir gıda ve içecek şirketidir. Şirket 1917 yılında 17. yüzyıldan bu yana faaliyet gösteren Mogi ve Takanashi aile şirketlerinin birleşmesiyle kurulmuştur. Şirketin başlıca ürünleri soya sosu, baharat ve tatlandırıcılar, mirin, shōchū ve sakedir. Kikkoman en popüler soya sosu markalarından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Tarla tarımı</span>

Tarla tarımı, gıda, yakıt, elyaf ve arazi ıslahı için bitkiler üreten ve kullanan bilim ve teknolojidir. Tarımsal araştırma, bitki genetiği, bitki fizyolojisi, meteoroloji ve toprak bilimleri alanlarındaki çalışmaları kapsıyor. Biyoloji, kimya, ekonomi, ekoloji, yer bilimi ve genetik gibi bilimler kombinasyonunun uygulanmasıdır. Günümüzde tarımsal araştırmacılar, gıda üretmek, daha sağlıklı yemekler hazırlamak, tarımın çevresel etkilerini yönetmek ve bitkilerden enerji çıkarmak da dahil olmak üzere pek çok konuda çalışıyorlar. Çoğu zaman ekin dönüşü, sulama ve drenaj, bitki ıslahı, bitki fizyolojisi, toprak sınıflandırması, toprak verimliliği, yabancı ot kontrolü, böcek kontrolü gibi alanlarda uzmanlaşmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Kırmızı fasulye ezmesi</span> Doğu Asya mutfağında kırmızı fasulyeden elde edilen bir ezme

Kırmızı fasulye ezmesi, Doğu Asya mutfağında kırmızı fasulyeden elde edilen bir ezme türüdür. Ezme, fasulyeleri kaynatmak ve daha sonra bunları ezmek veya öğütmek suretiyle hazırlanır. Bu aşamada, ezme tatlandırılabilir veya olduğu gibi bırakılabilir. Ezmenin rengi genellikle fasulyenin kabuğundan gelen koyu kırmızıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kinako</span>

Kinako, Japon mutfağında kullanılan bir kavrulmuş soya unudur. İlk olarak geç Muromachi dönemindeki yemek kitaplarında ortaya çıkmıştır. Japon mutfağında yaygın olarak kullanılmakla birlikte daha çok dango ve wagashi ile ilişkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Yuba</span>

Yuba veya tofu derisi, soya fasulyesinden yapılan bir gıda ürünüdür. Soya sütünün kaynaması sırasında açık bir sığ tavada sıvı yüzey üzerinde bir deri oluşur. Deriler toplanır ve tofu derisi olarak bilinen sarımsı tabakalara kurutulur.

<span class="mw-page-title-main">Soya sütü</span>

Soya sütü, soya fasulyesinin emilmesi, öğütülmesi ve kaynatılmasıyla elde edilen bitki bazlı bir bitkisel süt türüdür. Yağ, su ve protein emülsiyonudur. Orijinal şekli, tofu üretiminin doğal bir yan ürünüdür. 21. yüzyılda Avrupa ve Kuzey Amerika'da yaygın bir içecek haline geldi ve süt üretimine daha yakından benzeyen tat ve kıvam vermek için üretim teknikleri geliştirildi. Badem ve pirinç sütü gibi, benzer sebze bazlı sütler ile birlikte, vejetaryenler ve laktoz intoleransı olan kişiler tarafından normal süt yerine tüketilebilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Amazake</span> Fermente pirinçten elde edilen Japon içeceği

Amazake, fermente pirinçten yapılan düşük alkollü tatlı bir geleneksel Japon içeceğidir. Amazake, Kofun döneminden kalmadır ve Nihon Shoki'de belirtilmiştir. Bu koji ile miso, soya sosu ve sake içeren koji kalıp Aspergillus oryzae kullanılarak yapılan geleneksel Japon gıdalar ailesinin bir parçasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Tempeh</span>

Tempeh, soya fasulyelerinin fermente edilmesi ile üretilen Endonezya kökenli geleneksel bir besin maddesidir. Besin, fasulyelerin Rhizopus oligosporus adlı özel bir mantar ile kontrollü fermantasyon yoluyla birbirlerine bağlanması ile üretilir.

<span class="mw-page-title-main">Fasiyasyon</span>

Fasiyasyon olarak telaffuz edilir ve şerit püskül olarak da bilinir, normalde tek nokta etrafında ve yaklaşık olarak silindirik doku oluşturan damarlı bitkilerde apikal meristem de anormal büyümenin nispeten nadir bir durumudur, bunun yerine tepe büyüme yönüne dik olarak uzar, böylece düz, şerit gibi, püsküllü veya özenle bükülmüş doku üretir. Fasyasyon, bazı durumlarda bitki parçalarının ağırlık ve hacim olarak artmasına da neden olabilir. Bu doğa olayı gövdede, kökte, meyvede veya çiçek başında meydana gelebilir.

<span class="mw-page-title-main">Soy boy</span>

Soy boy, sosyal medyada eril özelliklerden yoksun erkekleri tanımlamak için kullanılan aşağılayıcı bir ifadedir.

<i>Vigna angularis</i> bitki türü

Vigna angularis, Vigna cinsine bağlı bir bitki türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Sanayi bitkileri</span>

Sanayi bitkileri: Sanayi bitkileri, endüstriyel amaçlarla üretilen bitkilerdir. Bu bitkiler, gıda, yakıt, inşaat malzemeleri, tekstil ürünleri, ilaçlar, kimyasal maddeler ve diğer birçok ürünün üretiminde kullanılan hammaddeleri sağlamaktadırlar.

Ekuol (4',7-izoflavandiol), bağırsaklardaki bakteri florası tarafından soya fasulyesi ve diğer bitki kaynaklarında bulunan bir tür izoflavon olan daidzeinden metabolize edilen bir izoflavdiol östrojendir. Estradiol gibi endojen östrojenik hormonlar steroid iken, ekuol steroidal olmayan bir östrojendir. İnsanların yalnızca %30-50'sinde ekuol yapan bağırsak bakterileri bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Soya mumu</span>

Soya mumu, soya yağından türetilen bir mum çeşididir. Yumuşak ve özel olarak kalıp ve döküm mumları yapmak için geliştirilmiş, koku ve boya maddelerini içerisine alabilen, düşük derecelerde eriyen, yağlı ve vegan, oda sıcaklığında katı kalan, krem veya fildişi renklerinde bir mum hammaddesidir.