İçeriğe atla

Sovyetler Birliği'nin Litvanya'ya verdiği ültimatom

Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktında planlanan ve gerçek bölgesel değişikliklerin karşılaştırılması. Sovyet nüfuz alanı ve toprak edinimleri turuncu renktedir.

Sovyetler Birliği'nin Litvanya'ya verdiği ültimatom, Sovyetler Birliği'nin 14 Haziran 1940 gece yarısından önce Litvanya'ya verdiği ültimatom. Resmi bir bahane kullanarak Sovyetler, belirtilmemiş sayıda Sovyet askerinin Litvanya topraklarına girmesini ve yeni bir Sovyet yanlısı hükûmet (daha sonra "Litvanya Halk Hükümeti" olarak bilinir) kurulmasını istedi.Ültimatom ve daha sonra Litvanya'nın Sovyetler Birliği'ne dahil edilmesi, Doğu Avrupa'nın Ağustos 1939'daki Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı'ndaki Alman ve Rus etki alanlarına bölünmesinden kaynaklıydı. Bu bölünme neticesinde Litvanya, Letonya ve Estonya ile birlikte Rus alanına düştü. Ekim 1939'daki Sovyet-Litvanya Karşılıklı Yardım Anlaşmasına göre Litvanya, Vilnius Bölgesi'nin bir kısmı karşılığında Litvanya'daki çeşitli üslere 20.000 Sovyet askerinin yerleştirilmesine izin vermeyi kabul etti. Etki alanında hakimiyetini tesis etmek için düzenlenen Sovyet eylemleri Finlandiya ile yaşanan Kış Savaşı nedeniyle ertelendi ve Almanya'nın Batı Avrupa'da hızlı ilerlemeler kaydettiği 1940 baharında yeniden başladı. Bağımsızlık tehdidine rağmen, Litvanya makamları beklenmedik durumları planlamak için etkisiz ve ültimatom için hazırlıksızdı. Karşılıklı Yardım Anlaşmasına göre ülkede görevli olan Sovyet birlikleri ile etkili askeri direniş sağlamak imkânsızdı.[1] Bu sebeple 15 Haziran 1940 tarihinde Litvanya, ültimatomu koşulsuz olarak kabul etti ve bağımsızlığını yitirdi. Sovyetler, dünyaya bunun askeri bir işgal veya ilhak olmadığını, Sovyetler Birliği'ne katılmak isteyen yerel halk tarafından başlatılan meşru bir sosyalist devrim olduğunu lanse etmeye çalıştı.[2] Bu sebeple Sovyetler yarı yasal prosedürleri izleyerek: hükûmet kurumlarının kontrolünü ele aldılar, yeni bir kukla hükûmet olan Halk Seimas'ını kurdular. [not 1] Halk seiması yapmış olduğu ilk oturumunda Litvanya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin kurulmasını ilan etti ve Sovyetler Birliği'ne kabul edilmek için dilekçe sundu. Dilekçe, 3 Ağustos 1940'ta Sovyetler Birliği Yüksek Sovyeti tarafından resmen kabul edildi. Aynı zamanda, Letonya ve Estonya'da neredeyse aynı süreçler gerçekleşmekteydi. Litvanya, 11 Mart 1990'da Litvanya Devletinin Yeniden Kuruluşu Kanunu ilan edilene kadar bağımsızlığını geri kazanamamıştır.

Notlar

  1. ^ Halk Seiması (Litvanca: Liaudies Seimas), Sovyetler Birliği tarafından Litvanya'nın işgalini ve ilhakını yasal yaptırıma sokmak için düzenlenen bir kukla yasama meclisiydi.Bkz. Commonwealth Parliamentary Association (1998). World encyclopedia of parliaments and legislatures. Congressional Quarterly. s. 409. ISBN:1-56802-365-0

Kaynakça

  1. ^ Lane, Thomas (2001). Lithuania: Stepping Westward. Routledge. ISBN 0-415-26731-5 s.37-38
  2. ^ Vardys, Vytas Stanley; Judith B. Sedaitis (1997). Lithuania: The Rebel Nation. Westview Series on the Post-Soviet Republics. WestviewPress. ISBN 0-8133-1839-4 s.50

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı</span> 1939 yılında Nazi Almanyası ile Sovyetler Birliği arasında imzalanan tarafsızlık paktı

Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı veya Molotov - Ribbentrop Paktı, Nazi Almanyası ile Sovyetler Birliği arasında Doğu Avrupa'yı aralarında paylaşan bir saldırmazlık paktıydı. Pakt 23 Ağustos 1939'da Moskova'da Almanya Dışişleri Bakanı Joachim von Ribbentrop ve Sovyet Dışişleri Bakanı Vyaçeslav Molotov tarafından imzalandı ve resmi olarak Almanya ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Arasında Saldırmazlık Antlaşması olarak biliniyordu. Gayri resmi olarak; Hitler-Stalin Paktı, Nazi-Sovyet Paktı veya Nazi-Sovyet İttifakı olarak da anıldı.

Litvanya millî futbol takımı, Litvanya'yı uluslararası organizasyonlarda temsil eden futbol takımıdır.

Litvanya Bağımsızlık Savaşları veya diğer adıyla Özgürlük Mücadeleleri Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Litvanya'nın bağımsızlığı için yaptığı üç savaşı tanımlar. Bu savaşlar Bolşevik kuvvetlerine, Bermontiyalılara ve Polonya'ya karşı verilmiştir. Savaşlar, bağımsız Litvanya'nın uluslararası tanınmasını ve sivil kurumların oluşumunu geciktirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Letonya tarihi</span>

Letonya tarihi bugünkü Letonya topraklarının tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar uzanan tarihini kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Almanya'nın Litvanya'ya verdiği ültimatom</span>

Almanya'nın Litvanya'ya verdiği ültimatom; 20 Mart 1939'da Nazi Almanyası Dışişleri Bakanı Joachim von Ribbentrop tarafından Litvanya Dışişleri Bakanı Juozas Urbšys'e sunulan sözlü ültimatom. Ribbentrop, Litvanya'nın -Memel Bölgesi olarak da bilinen- Klaipėda Bölgesi'nden vazgeçmesini talep ederek, aksi takdirde Wehrmacht'ın Litvanya'yı istila edeceğini bildiriyordu. Bu topraklar, I. Dünya Savaşı sonrasında Almanya'dan kopartılmıştı. Litvanya ve Almanya arasında yıllardır sürmekte olan gerginlik ve bölgede Nazi yanlısı propagandanın artması, böyle bir talebin gerçekleşeceğinin önceden habercisi gibiydi. Ültimatom, Nazilerin Çekoslovakya'nın İşgalinden sadece beş gün sonra deklare edilmişti. Bölgedeki statükonun korunmasını garanti altına alan 1924 tarihli Klaipėda Sözleşmesi'nin altına imza koyan dört ülkenin hiçbirinden Litvanya'ya destek gelmedi. İngiltere ve Fransa, konuyla ilgili yatıştırma politikaları izlemeyi tercih ederken, İtalya ve Japonya ise, açık şekilde Almanya'yı destekliyorlardı. 22 Mart tarihinde, Litvanya ültimatom koşullarını kabul etmek zorunda kaldı. Memel Bölgesi, Almanya'nın II. Dünya Savaşı öncesi elde ettiği son araziydi. Litvanya için büyük bir ekonomik ve moral çöküşe yol açan bu olay, Avrupa'nın savaş öncesi tansiyonunu iyice yükselten olaylardan biriydi.

<span class="mw-page-title-main">Sovyetler Birliği'nin Baltık devletlerini işgali</span>

Sovyetler Birliği'nin Baltık devletlerini işgali, Sovyetler Birliği'nin Molotov-Ribbentrop Paktı'na göre Estonya, Letonya ve Litvanya olmak üzere üç Baltık devletini Haziran 1940'ta askeri işgalidir. İşgalden sonra Ağustos 1940'ta kurucu cumhuriyetler olarak Sovyetler Birliği'ne ilhak edildiler. Bu ilhak, Batılı ülkeler ve çoğu kuruluşlar tarafından asla tanınmadı. 22 Haziran 1941'de Nazi Almanyası Sovyetler Birliği'ne saldırdı ve birkaç hafta içinde Baltık topraklarını işgal etti. Temmuz 1941'de Nazi Almanyası, Baltık bölgesini Reichskommissariat Ostland'a dahil etti. Kızıl Ordu'nun 1944'teki Baltık Taarruzu'nın bir sonucu olarak Sovyetler Birliği, Baltık devletlerinin çoğunu yeniden ele geçirdi ve 1945'te resmi olarak teslim olana kadar geri kalan Alman kuvvetlerini Kurlandiya Kuşatması'nda tuttu. Sovyetler Birliği'nin Baltık ülkelerini "ilhak işgali" veya sui generis işgali Ağustos 1991'de bağımsızlıklarını yeniden kazanmasına kadar sürdü.

<span class="mw-page-title-main">Vilnius Konferansı</span>

Vilnius Konferansı veya Vilnius Ulusal Konferansı, 18-23 Eylül 1917 tarihleri arasında Vilnius'ta bir araya gelen, Rus İmparatorluğu, Polonya Krallığı ve Alman İmparatorluğu'ndan bağımsızlık sağlayıp ayrı bir Litvanya devleti kurma amacıyla toplanan konferanstır. Konferans bağımsız bir Litvanya'nın ilan edilmesi misyonuyla görevlendirilen yirmi üyeli Litvanya Konseyi'ni seçti. Litvan halkının iradesine sahip olduğunu savunan konferans bu doğrultuda konseye ve kararlarına yetki verdi. Konferans Litvanya'nın bağımsızlığa giden yolda temel yol gösterici ilkeleri oluştururken Litvanya'nın siyasi yapısı ile ilgili her türlü konuya daha sonra seçilecek olan Litvanya Kurucu Meclisi'nin karar vereceğini savundu.

<span class="mw-page-title-main">Augustinas Voldemaras</span> Litvanyanın ilk başbakanı

Augustinas Voldemaras, Litvan milliyetçisi politikacı. 1918'de ülkenin ilk başbakanı olarak görev yaptı ve 1920 yılına kadar Versay Barış Konferansı ve Milletler Cemiyeti'nde yeni bağımsızlık kazanan Litvanya devletini temsil eden dışişleri bakanı olarak görevine devam etti. Akademide bir süre geçirdikten sonra 1926'da yeniden Seimas'a seçildiğinde siyasete döndü.

Litvanya Kurucu Meclisi, 1920 yılında, 1922 Litvanya Anayasası'nı hazırlamak ve kabul etmek için demokratik olarak seçilen meclis.

Aşağıda, tarihi Litvanya toprakları üzerindeki otorite başkanları olan yöneticilerin bir listesi bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Litvanya cumhurbaşkanı</span> Litvanyanın devlet başkanı

Litvanya cumhurbaşkanı veya resmî adıyla Litvanya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Litvanya'nın devlet başkanıdır.

Litvanya Cumhuriyeti Anayasası Litvanya Cumhuriyeti'nde kabul edilen tüm yasalar için temel olan anayasa. 25 Ekim 1992'de yapılan referandumda onaylanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Litvanya Bağımsızlık Yasası</span> Litvanyanın bağımsızlık belgesi

Litvanya Bağımsızlık Yasası, Litvanya Devleti Bağımsızlık Yasası veya 16 Şubat Yasası, 16 Şubat 1918'de Litvanya Konseyi'nin demokratik ilkelerle yönetilecek bağımsız bir Litvanya devletinin kuruşunu ilan ettiği belgedir. Yasa metni Jonas Basanavičius başkanlığındaki konseyin yirmi temsilcisi tarafından imzalandı. Belge Vilnius Konferansı, 11 Aralık, 8 Ocak ve 16 Şubat tarihli kararlar dahil olmak üzere bu konudaki bir dizi çalışmanın sonucuydu. Yasa ilan edilene kadar geçen zaman uzun ve inişli çıkışlıydı, Alman İmparatorluğu Konsey'e bağımsızlık değil bir Almanya-Litvanya ittifakı kurulmasına yönelik açıklama yapması için baskı yaptı. Konsey, askerî birlikleri Litvanya'da bulunan Almanya makamları ile Litvanya halkının talepleri arasında dikkatli davranmak zorunda kaldı.

<span class="mw-page-title-main">Büyük Vilnius Seimas'ı</span>

Büyük Vilnius Seimas'ı ya da Vilnius Büyük Meclisi, 1905 Rus Devrimi sonrası oluşan politik süreçte 4-5 Aralık 1905 tarihlerinde Vilnius'ta toplanam kongre. Söz konusu toplantı Litvanya'daki ilk modern ulusal kongresidir. Öncelikleri devrimi başlatan sosyal meseleler değil, ulusal endişelerle ilgiliydi. Seimas'a 2.000'den fazla katılımcı katıldı. Meclis, Rus İmparatorluğu içinde geniş siyasi özerklik talep etme ve bunu barışçıl yollarla gerçekleştirme kararı aldı. Seimas bağımsız bir Litvanya devletinin kurulması için zemin hazırladığı için, Litvanya Konseyi tarafından 16 Şubat 1918'de kabul edilen Litvanya Bağımsızlık Yasası'na doğru önemli bir adım olarak kabul edildi.

<span class="mw-page-title-main">Nazi Almanyası'nın Litvanya'yı işgali</span>

Litvanya'nın Nazi Almanyası tarafından işgali, 22 Haziran 1941'de Nazilerin Sovyetler Birliği'ni işgalinden, 28 Ocak 1945'te Memel Savaşı'nın sonuna kadar sürdü. İlk başta Almanlar, Alman gelişinden önce Litvanya'yı işgal eden baskıcı Sovyet rejiminden kurtarıcılar olarak karşılandı. Bağımsızlığı yeniden kurma veya bir miktar özerklik kazanma umuduyla Litvanyalılar Geçici Hükümetlerini örgütlediler. Bir süre sonra ise Litvanyalıların Almanlara karşı tutumları pasif direnişe dönüştü.

<span class="mw-page-title-main">1926 Litvanya Darbesi</span> Litvanyada 1926 askeri darbesi

1926 Litvanya Darbesi, Litvanya'da demokratik olarak seçilmiş hükûmetin yerine Antanas Smetona liderliğindeki muhafazakar ve otoriter bir hükûmetle sonuçlanan askeri bir darbedir. Darbe, 17 Aralık 1926'da gerçekleşti ve büyük ölçüde ordu tarafından düzenlendi; Smetona'nın rolü günümüzde tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Darbe, dönemin en muhafazakar partisi olan Litvanya Milliyetçi Birliğini iktidara getirdi. LMB, 1926'dan önce oldukça yeni ve önemsiz bir milliyetçi partiydi. 1926'da üye sayısı yaklaşık 2000 kişiydi ve parlamento seçimlerinde sadece üç sandalye kazanmıştı. Zamanında Seimas'ın en büyük partisi olan Litvanya Hristiyan Demokrat Partisi orduyla işbirliği yaptı ve darbeye anayasal meşruiyet sağladı, ancak yeni hükûmette önemli bir görevi kabul etmedi ve Mayıs 1927'de çekildi. Ordu, iktidarı sivil hükûmete devrettikten sonra, siyasi hayatta doğrudan bir rol oynamayı bıraktı.

Litvanya'nın 2015 tahminlerine göre, Litvanya'daki Ruslar 140.000 kişiyi veya Litvanya'nın toplam nüfusunun %4.8'ini oluşturuyordu.

<span class="mw-page-title-main">Litvanya-Türkiye ilişkileri</span>

Litvanya-Türkiye ilişkileri, Litvanya ile Türkiye arasındaki dış ilişkilerdir. Türkiye 28 Temmuz 1922'de Litvanya'yı resmî olarak tanıdı ve aynı gün Türkiye'nin Estonya Büyükelçisi de Litvanya'ya akredite oldu. SSCB'nin Estonya, Letonya ve Litvanya'nın işgalini ve ilhakını takiben Tallinn'deki Türk Büyükelçiliği 5 Eylül 1940'ta kapattı. Ancak Türkiye, Litvanya'nın Sovyet ilhakını hiçbir zaman tanımadı.

<span class="mw-page-title-main">Alman-Sovyet Sınır ve Dostluk Antlaşması</span>

Alman-Sovyet Sınır ve Dostluk Antlaşması, 23 Ağustos 1939 tarihli Molotof-Ribbentrop Paktı'nın ikinci ek protokolüydü. 28 Eylül 1939'da Nazi Almanyası ve Sovyetler Birliği tarafından egemen Polonya'nın ortak işgali ve işgalinden sonra değiştirilen gizli bir maddeydi. Joseph Stalin'in huzurunda sırasıyla Almanya ve Sovyetler Birliği'nin dışişleri bakanları Joachim von Ribbentrop ve Vyacheslav Molotov tarafından imzalandı. İlk antlaşmanın yerini alan protokolün yalnızca küçük bir kısmı kamuoyuna duyurulurken, Nazi Almanyası ve Sovyetler Birliği'nin etki alanları gizli kaldı. Pakt'ın üçüncü gizli protokolü, 10 Ocak 1941'de Friedrich-Werner Graf von der Schulenburg ve Molotov tarafından imzalandı; burada Almanya, Barbarossa Harekatı'ndan yalnızca birkaç ay önce, Litvanya'nın bazı kısımları üzerindeki iddialarından vazgeçti..

<span class="mw-page-title-main">Sovyet-Litvanya Karşılıklı Yardım Anlaşması</span>

Sovyet-Litvanya Karşılıklı Yardım Anlaşması,, 10 Ekim 1939'da Sovyetler Birliği ile Litvanya arasında imzalanan ikili bir anlaşmadır. Anlaşmada belirtilen hükümlere göre Litvanya, tarihi başkenti Vilnius da dahil olmak üzere Vilnius Bölgesi'nin yaklaşık beşte birini ele geçirecek ve karşılığında Litvanya genelinde 20.000 askerden oluşan beş Sovyet askeri üssünün kurulmasına izin verecekti. Aslında Litvanya ile yapılan anlaşma, Sovyetler Birliği'nin 28 Eylül'de Estonya ve 5 Ekim'de Letonya ile imzaladığı anlaşmalara çok benziyordu. Resmi Sovyet kaynaklarına göre Sovyet ordusu, Nazi Almanyası'nın olası saldırılarına karşı zayıf bir ulusun savunmasını güçlendiriyordu. Anlaşma, Litvanya'nın egemenliğinin etkilenmeyeceğini öngörüyordu. Ancak gerçekte anlaşma, Litvanya'nın ilk Sovyet işgalinin kapısını açtı ve The New York Times tarafından "bağımsızlığın fiilen feda edilmesi" olarak yorumlandı.