İçeriğe atla

Sosyolojinin öncüleri

Sosyoloji, insan ve toplumların ilişkilerini ele alan bir bilim dalıdır. Konu bakımından, birçok konuyu ele alabilir. Din, siyaset, kültür, ırk ve sosyal sınıf gibi birçok konu sosyoloji biliminin araştırması kapsamındadır.[1]

Sosyolojinin ortaya çıkışı

Aydınlanma dönemi filozoflarından Voltaire ve Rousseau'nun bir arada olduğu tablo - 1794

Sosyoloji en derinde Platon, Aristotales ve Konfüçyus gibi filozoflara dayandırılabilir. İlk sosyolog olarak kabul edilen kişi ise 14. yüzyıl İslam düşünürü olan İbn Haldun'dur. "Mukaddime" adlı eseriyle tanınan İbn Haldun, Arap toplumunun ve diğer toplumlarının toplumsal olaylarını ve insan davranışlarını tarihsel, ekonomik ve kültürel faktörlerle açıklamıştır. Mukaddime'deki ana tezlerinden biri, toplumların doğal bir döngü içinde ortaya çıktığı, güçlendiği, zayıfladığı ve çöktüğüdür. Bu tez, sosyoloji ve tarih alanlarında önemli modern düşünceye büyük bir katkı sağlamıştır. Onun eserleri, sosyolojinin ve tarih biliminin erken dönemlerine önemli katkılarda bulunmuştur.Ancak akademik anlamda sosyoloji, 19. yüzyılın başlarında değişen dünya ve modernliğin getirdiklerine bir çözüm olarak ortaya çıktı. Kültürler arası diyalogların artması, sınıf farklılıkların oluşması ve teknolojik gelişmeler bunun en büyük nedeni idi. Sosyologlar bu değişimlerin, toplumsal sınıfları nasıl bir arada tuttuğunu anlamaya çalışarak ve sınıflar arası iletişimin bozulmasına neden olacak sorunlara çözümler getirmek için hareket ettiler. 18. yüzyıla gelindiğinde Aydınlanma Dönemi düşünürleri, yeni oluşacak sosyologlar için de zemin hazırladılar. Bu dönemde, tarihte ilk kez düşünürler sosyal hayatı da ele alan konuları irdelemişlerdir.[2]

Sosyologlar

Auguste Comte

Auguste Comte

Sosyolojinin babası olarak kabul edilen Auguste Comte, 1838'de sosyoloji terimini ortaya attı. Mühendis olmak için gittiği okuldan sosyal filozof Henri de Saint Simon'dan dersler aldı. Daha sonra doğa bilimlerinde kullanılan tekniklerin, sosyal bilimlerde de kullanarak toplumun incelenebileceği tezini savundu. Comte, sosyal sınıfların, tabuların ve kuralların bilimsel çalışmasına pozitivizim adını verdi. Pozitivizmi ise "The Course in Positive Philosophy" ve "A General View of Pozitivism" adlı eserlerinde anlattı.[3]

Harriet Martineau

Harriet Martineau

İlk kadın sosyolog olan Harriet Martineau; ekonomi, sosyal sınıflar, din ve siyaset üzerine gözlemler gerçekleştirdi. Auguste Comte'nin eserlerini Fransızcadan İngilizceye çeviren Marineau, İngiltere'yi sosyoloji ile buluşturmuş oldu. Harriter Martineau, sosyolojide uluslararası karşılaştırma yapan ilk kişi olarak da bilinmektedir. Society in America ve Retrospect of Western Travel adlı yazıları ile kapitalizmin var oluşunun ABD'de öne sürülen ahlaki değerlerle örtüşmediğine atıfta bulunuyordu.[4]

Karl Marx

Karl Marx

Alman filozof ve ekonomist olan Karl Marx, farklı sosyal sınıfların üretimdeki mücadeleleri ile büyüyerek, değiştiğine inanmaktaydı. Auguste Comte'nin ortaya koyduğu pozitivizmi reddeden Marx, Friedrich Engels ile birlikte Komünist Manifesto'yu kaleme aldı. Sanayi devrimi ile kapitalizmin yükseldiğini, zenginin daha zengin, işçi sınıfının ise giderek fakirleştiğini ele aldı.[5]

Marx, kapitalimzdeki eşitsizliklerin işçilerin isyan etmesine sebep olacağını öngördü. Bu isyanında komünizme yol açacağını ve sınıfsal, özel veya kurumsal farklılıkların olmayacağı bir toplum inşasına neden olacağını ifade etti. Ayrıca Marx, komünizmin kapitalizmden daha adil bir bir sistem olduğuna da inanmaktaydı.[6]

Ortaya koyduğu çalışmalar gerçek hayatta faaliyete geçmemiş olsa da, Marx'ın sosyal çalışmaları modern sosyolojide ele alınan başlıca teoriler arasındadır.

Herbet Spencer

Herbert Spencer

Herbet Spencer, toplumu canlı bir organizmaya benzeten sosyologdur. Spencer'a göre toplum gelişir, değişir ve var oluşunun nedenlerini sorgular.

Toplumun bir bölümünde gerçekleşen değişim, domino etkisi göstererek diğer bölümlerinde değişmesine neden olur. Aile, eğitim, hükümet, endüstri ve din toplumun sadece bir parçasını oluşturur.

Öne sürdüğü en önemli tez ise "en uygun olanın hayatta kalması" tezidir. Spencer, bu tezinde toplumların organizma olarak denge ve istikrarı doğal yollardan elde edeceğini söyler. Yöneticiler, hükûmetler toplumları kendi başlarına bıraktıklarında denge oluşur ve ortada sorun kalmaz. Zengin, başarılı ve güzel bir yaşamın tadını çıkarırken, fakir ve zayıflar başarısızlığa mahkûm olur. Çünkü doğa bu şekilde yaratılmalarını istemiştir.[7]

Georg Simmel

Georg Simmel

Georg Simmel, sosyal ve politik konularda eleştirilerde bulunarak pozitivizmi reddetmiştir. Sosyal hayatta çatışma, Avrupa ülkelerinde yabancı korkusu, paranın değeri, şehirleşmede bireysellik gibi konuları ele aldı. Çalışmalarında genellikle iki veya üç kişilik gruplardan oluşan insanları ele aldı. Bireyselleşme üzerine önemli katkılar sundu. Ancak Emile Durkheim'ın gölgesinde kaldığı, bu yüzden sosyoloji tarihinde pek yer bulamadığı belirtilir.[8]

Émile Durkheim

Émile Durkheim

Emile Durkheim, sosyoloji biliminde önemli bir konumdadır. Bunun en büyük nedeni Bordeaux Üniversitesi'nde sosyoloji alanında akademik bir disiplin başlatması ve sosyoloji departmanın kurulmasını sağlaması olarak gösterilir. Toplumsal İşbölümü adlı doktora tezi ile de toplumların ilkel bir durumdan kapitalist bir duruma nasıl geldiğini ele alır. Durkheim'a göre insanlar toplum içerisinde liyakate uygun olarak yükselir ve tanınır.[9]

Durkheim çalışmalarında toplumları iki bölüme ayırdı. Buna göre toplumları "sağlıklı toplum" ve "patolojik toplum" olarak adlandırdı. Sağlıklı toplumları istikrarlı olarak görürken; patolojik toplumları bireyler ve toplum arasındaki sosyal kurallarda bozulmaya yaşayan toplum olarak tanımladı.[10]

1897'de Durkheim, İntihar başlıklı bir çalışma yayınlayarak sosyal araştırma kurallarının etkinliğini göstermeye çalıştı. Durkheim, Katolik ve Protestan toplulukları arasındaki farklılıkları araştırmak için farklı polis bölgelerindeki intihar istatistiklerini inceledi. Farklılıkları bireysel veya psikolojik nedenlerden ziyade sosyo-dini güçlere bağladı.[11]

George Herbert Mead

George Herbert Mead

George Herbert Mead, zihnin ve benliğin insan hayatını nasıl etkilediğini ve insanın sosyal sınıf içerisindeki yerini ele aldı. Mead'e göre bireyin kendini nasıl tanımladığını aslında sosyal çevresi etki etmekteydi. Teorisi, kişinin kendi hakkında sahip olduğu anlayışın sosyal etkileşimden kaynaklandığını ifade etmektedir. Başkalarıyla girilen sosyal etkileşim, kişinin kendi resmini oluşturmasına yardımcı olur. Bir insan doğduğunda "benlik" kavramı yoktur, bu yüzden doğum sırasında sosyal etkileşim de yoktur. Benliği ancak sosyal etkileşim kurarak, sosyal hayata entegre olarak elde edebiliriz fikrini savundu.[12]

Mead, 40 yılı aşan kariyeri boyunca hiçbir kitap yayınlamadı ancak 100'ü aşkın bilimsel makale kaleme aldı. Ölümünün ardından Chicago Üniversitesi'ndeki öğrencileri ve sosyolog arkadaşları tarafından tüm makaleleri seri kitap haline getirildi. Kitaplarının içerdiği konular ise şöyledir:[13]

  • Carus Dersleri
  • Günümüzün Felsefesi
  • Akıl, Benlik ve Toplum
  • 19. Yüzyılda Düşünce Hareketleri
  • Hareketin Felsefesi

Max Weber

Max Weber

Dünyanın en çok tanınan sosyologlarından biri olan Max Weber, kendisinin tanımladığı gibi "burjuva sınıfının" bir üyesi olarak doğdu. Rusya'daki siyasi değişimden fabrika işçilerini etkileyen toplumsal değişimlere kadar birçok konu hakkında araştırmalara gerçekleştirdi. En bilinen eseri "Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu" ile Protestan mezhebi hakkında geniş sosyo-kültürel karşılaştırmalarda bulundu. Ancak Weber'in bu çalışması günümüzde de eleştirilmektedir. Çünkü bu teorisinde özellikle Kalvinistlerin inançları gereği kapitalizmi ortaya çıkardıklarını ileri sürmektedir.[14]

Kültürlerin insan davranışlarını etkilediğini savunarak, kendi araştırmalarında bile bağlı olduğu kültürden etkilenebileceğini söylüyordu. "Sosyal Eylemin Doğası" adlı kitabında eylemin nasıl ilerlediğini ve kültürle nasıl etkilendiğini ele aldı. Daha sonra antipozitivim olarak yeni bir felsefe önerdi. Buna göre Kültürel değerleri, sosyal süreçleri ve toplumsal yaşamı değerlendirirken, araştırmacıların bağlı olduğu kültürden çok araştırdıkları toplumun kültüründen biri gibi hareket etmelerini önerdi.[15] Pozitivizme veya antipozitivizme dayanan farklı araştırma yaklaşımları, günümüzde nicel sosyoloji ile nitel sosyoloji arasında bulunan farklılıkların temeli olarak kabul edilir. Nicel sosyoloji daha çok istatistik bilgiler içeren anket gibi çalışmalardan oluşurken, nitel sosyoloji ise insan davranışlarını analiz yoluyla öğrenmeye çalışır.[16]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "What is Sociology? | Department of Sociology" (İngilizce). 16 Kasım 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Aralık 2021. 
  2. ^ "The History Behind Sociology". ThoughtCo (İngilizce). 14 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Aralık 2021. 
  3. ^ "The History of Sociology | Introduction to Sociology". courses.lumenlearning.com. 20 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Aralık 2021. 
  4. ^ "Harriet Martineau: Biography, Works and Contributions". Sociology Group: Sociology and Other Social Sciences Blog (İngilizce). 29 Aralık 2020. 23 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Aralık 2021. 
  5. ^ "BBC - History - Historic Figures: Karl Marx (1818 - 1883)". www.bbc.co.uk (İngilizce). 15 Ekim 2002 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Aralık 2021. 
  6. ^ "plato.stanford.edu". 30 Ağustos 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  7. ^ "Spencer, Herbert | Internet Encyclopedia of Philosophy" (İngilizce). 28 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Aralık 2021. 
  8. ^ Biography of Georg Simmel. 
  9. ^ "Émile Durkheim: biografia, influências, método". Brasil Escola (Portekizce). 8 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Aralık 2021. 
  10. ^ "The Rules of Sociological Method (1895)". durkheim.uchicago.edu. 27 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Aralık 2021. 
  11. ^ İntiharın sosyolojik olarak incelenmesi. 25 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Aralık 2021. 
  12. ^ "Understanding George Herbert Mead's Symbolic Interaction Theory". ThoughtCo (İngilizce). 14 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Aralık 2021. 
  13. ^ "George Herbert Mead – Biography". 3 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  14. ^ Die Protestantische Ethik und der Geist des Kapitalismus. 
  15. ^ "Anti Positivism - History Learning Site". History Learning Site (İngilizce). 7 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Aralık 2021. 
  16. ^ "Sosyolojide nicel ve nitel araştırma yöntemleri" (PDF). 21 Nisan 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 

, , ,

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sosyoloji</span> toplumun oluşum, işleyiş ve gelişim yasalarını inceleyen bilim dalı

Sosyoloji veya toplum bilimi, toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Toplumsal (sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Pozitivizm</span> Augus Comte tarafından 19. yüzyılda ortaya atılan düşünce

Pozitivizm veya olguculuk; Auguste Comte'un başını çektiği, doğru bilginin yalnızca bilimsel bilgi olduğu, doğru bilgiye ise yalnızca ampirizm (deneycilik) ile ulaşılabileceğini ve bu bilginin kendisinin deneysel olmadığını savunan düşünce akımıdır. Pozitivizm, sosyal bilimlerin fen bilimleri gibi kesin gerçeklikler içeren kurallara dayanması ve felsefi tartışmalardan uzaklaşmak hedefiyle, 19. yüzyıl içindeki toplumsal ilişkiler çerçevesinde şekillenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Auguste Comte</span> Fransız sosyolog, matematikçi ve filozof (1798-1857)

Isidore Marie Auguste François Xavier Comte, pozitivizm doktrinini formüle eden Fransız filozof, matematikçi ve yazardır. Genellikle modern anlamda ilk bilim filozofu olarak kabul edilir. Comte'un fikirleri aynı zamanda sosyolojinin gelişimi için de temel teşkil etti; nitekim bu terimi icat etti ve bu disiplini bilimlerin taçlandırılmış başarısı olarak ele aldı.

<span class="mw-page-title-main">Émile Durkheim</span> Fransız toplum bilimci (1858 – 1917)

Émile Durkheim, Fransız sosyolog, sosyolojinin kurucularından sayılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Max Weber</span> Alman sosyolog

Max Weber, Alman düşünür, sosyolog ve ekonomi politik uzmanı. Modern antipozitivistik toplumbilimi incelemesinin öncüsü olduğu düşünülür. Sosyolojiyi yöntem bilimsel olgunluğa eriştirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Din sosyolojisi</span> sosyolojinin bir dalı

Din sosyolojisi, dini kurum ve dini yapılanmaları, dini temalarla toplumsal yapı arasındaki ilişkileri ve dinin toplum, toplumun din üzerindeki etkilerini araştıran bilimsel bir disiplindir. Din sosyologları toplumun din üzerinde dinin toplum üzerindeki etkilerini bir başka deyişle toplum ve din arasındaki diyalektik ilişkiyi açıklamaya çalışır.

<span class="mw-page-title-main">C. Wright Mills</span> Amerikalı toplumbilimci (1916 – 1962)

C. Wright Mills, Amerikalı sosyologdur.

Sosyolojik Yöntemin Kuralları, Emile Durkheim'in ilk kez 1895 yılında yayımlanan kitabı. Kitap, Durkheim'in Pozitivist yöntemlere bağlı kalarak toplumu inceleyip, yorumlayacak bir sosyoloji kurma düşüncesini yansıtır.

<span class="mw-page-title-main">Yapısal işlevselcilik</span>

Yapısal-işlevselcilik : Öncelikle yapısal işlevselcilik ontolojik olarak Holistik paradigma içerisinde değerlendirilebilir. Esas itibarıyla metodolojik bir araç olarak sosyoloji disiplini içerisinde kullanılmakta olan bu yaklaşım; siyaset bilimi, antropoloji, psikoloji, sosyobiyoloji, sosyal psikoloji gibi disiplinler ve alt disiplinler bünyesinde sosyal bilimler alanında önemli bir hareket noktası konumundadır. 19. yy.da Herbert Spencer'ın organizmacı toplum yapısı yaklaşımı ile bağlantılı olarak gelişen, ama asıl olarak işlevselci yaklaşımın devamı niteliğindeki bu metodolojik yaklaşım, özellikle 20. yüzyılda Talcott Parsons ile şekillenmiştir. Kuramsal çerçeve açısından antropoloji disiplinindeki en önemli kuramcıları Bronislaw Malinowski ve Alfred Radcliffe-Brown'dır. Sosyolojik gelişim çizgisinde bu yaklaşımın en önemli kuramcıları Herbert Spencer, Auguste Comte, Emile Durkheim, Talcott Parsons, Robert K. Merton ve David Keen'dir.

<span class="mw-page-title-main">İşlevselcilik</span>

İşlevselcilik (İngilizce:Functionalism), Sosyal Bilimlerde, özellikle Sosyoloji ve Sosyokültürel Antropoloji disiplinlerinde esas olarak en derinde bireysel biyolojik gereksinimleri yerine getirme temelinde ortak çareler arayarak tesis edilmiş olan toplumsal kurumları ya da kurumlaşmayı açıklamaya çalışan bir paradigmadır. Sosyal gereksinimleri yerine getiren sosyal kurumların bunu yerine getiriş biçimlerine; özellikle istikrarlı, kararlı toplum yapısı üzerine odaklanır. İşlevselcilik, yaklaşımın diğer öğretileri ile beraber ana sosyolojik yaklaşımdır. Tıpkı çatışmacı kuram ve etkileşimcilik gibi. İşlevselcilik, önce Emile Durkheim ile şekillenmiş daha sonra ise yakın yüzyılda Talcott Parsons tarafından geliştirilmiştir. Aynı zamanda 20. yy. sosyologları tarafından da kurama çok önemli katkılar yapılmıştır ve bu yaklaşım 1970'lere kadar, yani yeni ve eleştirel argümanlarla karşılaşıncaya kadar popüler etkinliğini sürdürmüştür.

Makro sosyoloji terimi, sosyolojideki çeşitli analiz düzeylerinden birisini ifade etmek üzere kullanılır. Makro sosyoloji, mikro sosyolojinin küçük gruplarıın ilişkilerini ele alan yaklaşımının tersine, 'makro' düzeyde ya şehir ve kilise gibi büyük kollektivitelerin ya da daha soyut bir şekilde, sosyal sistemler ve sosyal yapıların analiziyle ilgilenir.

Toplumsal bütünleşme, sosyoloji veya sosyal bilimlerde, etnik azınlıklar, mülteciler veya toplumları oluşturan ana akım dışında kalan, sosyal haklardan mahrum bırakılmış bir topluluğun veya azınlık gruplarının hareketleridir.

<span class="mw-page-title-main">Dayanışma</span> ortak bir çıkar üzerinde duygu veya eylem birliği

Dayanışma, solidarizm veya solidarite; bir topluluğu oluşturan gruplar veya sınıflar arasında psikolojik bir birlik duygusu yaratan duygu, düşünce ve ortak çıkarlarla birbirlerine karşılıklı olarak bağlanmasıdır. Sınıf işbirliği savunur ve sınıf çatışmasını reddeder. Kolektivizmden farklı olarak dayanışmacılık, bireyleri reddetmez ve bireyleri toplumun temeli olarak görür. Toplum içindeki sosyal ilişkilerden yararlanarak insanların birbirlerine bağlı olduğunu savunur. Terim sosyal bilimlerde, özellikle sosyolojide ve psikolojide yaygın olarak kullanılır.

Sınıfsız toplum, toplumu oluşturan bireylerin statü,mülkiyet veya destekledikleri siyasi birlik gibi özelliklerle eşit olmayan konumlara dağılmadıkları toplum düzeni.

<span class="mw-page-title-main">Sosyoloji maddeleri listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Bu liste sosyoloji maddelerinin dizinini içermektedir. Özet liste için Genel sosyoloji listesi.

<span class="mw-page-title-main">Sosyolojinin dalları</span>

Aşağıdakiler, sosyoloji disiplinine genel bakış ve güncel bir rehber olarak sunulmaktadır:

<span class="mw-page-title-main">Felsefe sosyolojisi</span>

Felsefe sosyolojisi veya felsefi sosyoloji, felsefe üzerindeki toplumsal etkinin yanı sıra felsefi düşüncenin toplum üzerindeki etkisini anlamaya çalışan hem sosyoloji hem de felsefenin akademik bir disiplinidir.

<span class="mw-page-title-main">Sosyolojide sapma</span>

Sapma veya sapma sosyolojisi, resmi kuralları ihlal eden davranışları, eylemleri araştırmaktadır. Örnek olarak sapma sosyolojisi, toplum kuralların ihlalini, suç vb. durumları ele almaktadır.[3]Sapma teriminin olumsuz bir anlamı olsa da, sosyal kuralların çiğnenmesi her zaman olumsuz bir eylem oluşturmamaktadır. Bazı durumlarda kuralların ihlal edilmesine rağmen, davranış olumlu veya toplum tarafından kabul edilebilir olarak adlandırılabilir.

Saf sosyoloji, rasyonel seçim teorisi, çatışma teorisi veya yapısal işlevselcilik gibi bir sosyolojik paradigmadır. Genellikle insan davranışı açıklamaya yönelmektedir. Donald Black tarafından geliştirilen saf sosyoloji, ilk başlarda yasal davranışlardaki çeşitliliği açıklamak ile uğraşmıştır.

<i>Zihin, Benlik ve Toplum</i>

Mind, Self, and Society, Amerikalı sosyolog George Herbert Mead'in öğretilerine dayanan, ölümünden sonra 1934'te öğrencileri tarafından yayınlanan bir kitaptır. Simgesel etkileşim teorisinin temeli olarak kabul edilir. Mind, Self, and Society'nin Charles W. Morris baskısı, kitap sözlü söyleme ve Mead'in öğrencilerinin notlarına dayandığı için kaynak hakkında tartışmalar başlattı. Bununla birlikte, öğrencilerinin derlemesi, Mead'in sosyal bilimlerdeki en önemli çalışmasını temsil eder. Bunların arasında Mead, rol teorisi, folklor metodolojisi, simgesel etkileşimcilik, bilişsel sosyoloji, eylem teorisi ve fenomenoloji gibi çeşitli düşünce okulları dahil olmak üzere insan davranışı, etkileşimi ve organizasyonuna ilişkin kavramsal bir görüş yayınladı.