Antikapitalist Parti (AKAP), DSİP'ten kopan İşçi Demokrasisi grubunun bölünmesinin ardından, savaş karşıtı hareketin yükseldiği dönemde Antikapitalist adıyla çalışmalarına devam eden bir gruptur. Ardından devrimci partinin önemini vurgulayarak, partileşme sürecini başlatıp ismini Anti Kapitalist Parti Ön Girişimi olarak değiştirdi. Demokratik Merkeziyetçi bir parti anlayışına sahiptirler. "Her türlü ayrımcılığa karşı işçi sınıfının en geniş ve küresel birliğini savunuyoruz; bu yüzden her türlü milliyetçiliğe, ırkçılığa, cinsiyetçiliğe ve homofobiye karşıyız." diyerek politik hatlarını tanımalamaktadırlar. Birleşik Cephe taktiği doğrultusunda politikalarını belirlediğini gözlemlemek mümkündür.

Marksizm, özgün bir siyasal felsefe akımı, tarihin diyalektik materyalist bir yorumuna dayanan ekonomik ve toplumsal bir dünya görüşü, kapitalizmin Marksist açıdan çözümlenmesi, bir toplumsal değişim teorisi, Karl Marx'ın ve Friedrich Engels'in çalışmalarından çıkarılan, insanın özgürleşmesiyle ilgili bir düşünce sistemidir.
Sosyalizm, sosyal ve ekonomik olarak toplumsal refahın, katılımcı bir demokrasiyle gerçekleşeceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin topluma ait olduğunu savunan, işçi sınıfının yönetime katılmalarına ağırlık veren, özel üretim yerine kamu bazlı üretimi destekleyen, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi bir teoridir. Siyasi yelpazede ve dünyanın çoğu ülkesinde sosyalizm, standart sol ideoloji olarak kabul edilir. Sosyalizm türleri, kaynak tahsisinde piyasaların ve planlamanın rolüne ve kuruluşlardaki yönetim yapısına göre değişir.

Komintern 1919 Martında, savaş komünizmi döneminin (1918-1921) ortasında Vladimir Lenin ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi tarafından kurulan, "silahlı kuvvetler de dahil tüm mümkün araçlarla uluslararası burjuvaziyi yıkmak ve devletin tamamen yok oluşu için bir geçiş aşaması demek olan Uluslararası Sovyet Cumhuriyetini yaratmak için" mücadele etme amacı güden uluslararası bir komünist örgüt.
Demokratik sosyalizm, sosyalist piyasa ekonomisi içinde ekonomik demokrasi, işyeri demokrasisi ve işçilerin öz yönetimine veya alternatif bir merkeziyetçi planlı sosyalist ekonomi biçimine özel bir vurgu yaparak, siyasi demokrasiyi ve bir tür sosyal sermayeli ekonomiyi destekleyen solcu bir siyaset felsefesidir. Demokratik sosyalistler, kapitalizmin doğası gereği özgürlük, eşitlik ve dayanışma değerleriyle bağdaşmadığını ve bu ideallerin ancak sosyalist bir toplumun gerçekleştirilmesiyle elde edilebileceğini savunuyorlar. Çoğu demokratik sosyalist, sosyalizme kademeli bir geçiş arayışında olsa da, demokratik sosyalizm, sosyalizmi kurmanın aracı olarak devrimci veya reformist siyaseti destekleyebilir. Demokratik sosyalizm, 20. yüzyılda Sovyetler Birliği'nde ve diğer ülkelerde tek parti devletine doğru gerilemeye karşı çıkan sosyalistler tarafından popülerleştirildi.
Sosyal demokrasi, reformist ve aşamalı yöntemlerle laissez-faire kapitalizminin yarattığı eşitsizlikleri ortadan kaldırmayı hedefleyen politik bir ideolojidir.

Solculuk, genellikle bir bütün olarak toplumsal hiyerarşiye veya belirli toplumsal hiyerarşilere karşı çıkarak, toplumsal eşitlik ve eşitlikçiliği destekleyen ve bunu sağlamaya çalışan siyasi ideolojiler yelpazesidir. Sol siyaset tipik olarak, taraftarlarının toplumda diğerlerine göre dezavantajlı olarak algıladıkları kişiler için endişe duymanın yanı sıra, uygulandıkları toplumun doğasını değiştiren radikal yollarla azaltılması veya ortadan kaldırılması gereken haksız eşitsizlikler olduğuna dair bir inancı da içerir.
Zimmerwald Konferansı İsviçre'nin Zimmerwald şehrinde 5 - 8 Eylül 1915 tarihleri arasında toplandı. İkinci Enternasyonal'de devrimci sosyalistlerle reformist sosyalistler arasındaki koalisyonun sonunun başlangıcını gören uluslararası bir sosyalist konferanstı.

Anti-faşizm; her türlü faşist ideoloji, politik hareket ve organizasyona karşı olan görüş. Aşırı sol hareketler -anarşizm, sosyalizm ve komünizm gibi- bu hareketin içinde yoğunlukta olur.

İkinci Enternasyonal, (1889-1916) hazırlıklarla geçen uzun yıllardan sonra komünist partiler tarafından uluslararası sosyalizm mücadelesini yürütmek amacıyla 1889'da kurulan organizasyon. 1876'da dağılan Birinci Enternasyonal'in görüşlerine paralel olarak anarko-sendikalist hareket organizasyona yine kabul edilmemiştir.
Sosyalist düşüncede reformizm, kademeli artan demokratik ilerlemenin toplumun temel ekonomik ilişkilerini ve politik yapısını değiştireceğini söyleyen görüştür. Bu görüş Marksist düşüncede yer alan toplumu, spesifik anlamda altyapıyı, değiştirmek için devrimin şart olduğu yönündeki devrimci anlayışa karşıdır. Bu nedenle gerçek sosyalist ve komünistler tarafından Revizyonizm, Oportünizm, parlamentarizm gibi kuramlarla yan yana tutulur.

Sosyalist revizyonizm, Marksist hareketin içinde revizyonizm sözcüğü, önemli Marksist öncüllerin çeşitli fikirlerinin, ilkelerinin ve teorilerinin genellikle burjuvazi sınıfı ile birlik olma benzeri değişiklikler içeren bir revizyondan geçmesi gerektiğine inanan bir düşünce tarzıdır.

Aşırı sol, radikal sol veya ekstrem sol siyasi yelpazenin solunda standart siyasi solun ötesinde olan politikalardır. Terimin tek ve tutarlı bir tanımı yoktur; bazı bilim insanları bunu sosyal demokrasinin daha solunu temsil ettiği şeklinde değerlendirirken diğerleri bunu komünist partilerin soluyla sınırlı tutar. Bazı durumlarda aşırı sol, bazı otoriterlik biçimleri, anarşizm, komünizm ve Marksizm ile ilişkilendirilmiş veya devrimci sosyalizm, buna ek olarak ilgili komünist ideolojileri veya anti-kapitalizm ve küreselleşme karşıtlığını savunan gruplar olarak karakterize edilmiştir. Aşırı sol terörizm, ideallerini demokratik süreçleri kullanmak yerine siyasi şiddet yoluyla gerçekleştirmeye çalışan aşırıcı, militan veya isyankar gruplardan oluşur.

Almanya Komünist Partisi, 1918-1933 yılları arasında önde gelen Alman siyasi parti. KPD, 1918'in sonunda Spartakusbund'un daha küçük radikal sol gruplarla birleşmesinden ortaya çıktı. Bu birleşmenin amacı, Almanya'da komünizmin hakim rejim hâline getirilmesiydi. 30 Aralık 1918'den 1 Ocak 1919'a kadar aşırı solcuların hakim olduğu kurucu parti kongresi, partinin Alman Ulusal Meclisi seçimlerine katılmasını reddetti. 1919'daki ocak ayaklanmasının ardından rejim güçleri, önce KPD liderleri Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg'u, kısa bir süre sonra da kurucu üye Leo Jogiches'i öldürdü. Aralık 1920'de KPD, Almanya Bağımsız Sosyal Demokrat Partisi' nin sol çoğunluğuyla birleşti ve geçici olarak Birleşik KPD adını aldı. KPD, kuruluşundan itibaren SPD'nin devrimci alternatifi olarak görüldü. Weimar Cumhuriyeti döneminde sosyalist üretim koşulları ve Sovyetler Birliği'ni model alan bir proletarya diktatörlüğünü savundu. Parlamentarizm ve demokrasi hakkındaki görüşleri, “burjuva demokrasisini” parti liderliğinde bir sosyalist konsey cumhuriyeti ile değiştirmek istedikleri için bölünmüştü, ancak yine de seçimlere katıldılar. 1919'dan itibaren Lenin'in ve daha sonra Stalin'in egemen olduğu Komünist Enternasyonal'in bir üyesiydi. KPD, işçi hareketinde sosyal demokrasiye karşı mücadele etmek için, 1928'den itibaren SPD'yi sosyal faşist ve baş düşman ilan ederek Nasyonal Sosyalizm'e karşı ortak bir mücadeleyi engelledi. 1929'dan itibaren KPD, otoriterleşti. Parti, Stalin ve Ernst Thälmann etrafında giderek bir şahıs kültü hâline geldi.

Komünist sol olarak da bilinen sol komünizm, Komünist Enternasyonal'in sol kanadını teşkil eden ve Komünist Enternasyonal'den 1920'lerden ayrılmış akımlardan gelen siyasi geleneğin ismidir. Komünist Enternasyonal'in dünyanın pek çok yerindeki partilerinde, oportünizme karşı, devrimci görüşleri savunan sol kanatlar gelişmiş olsa da, bu akımlar en net biçimde Almanya-Hollanda komünist solu ve İtalyan komünist solu tarafından ifade edilmişlerdir.
Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.

Demokratik merkeziyetçilik, siyasi bir partide çeşitli kararların alınması amacıyla yapılan tartışmalar sırasında, her konunun herhangi kısıtlama olmaksızın tartışılabileceğini fakat çoğunlukça hemfikir olunan bir kararın alınmasından sonra bu kararın uygulanmasında birlik sağlanması gerektiğini savunan Marksist-Leninist ilkeyi ifade eden terimdir. Bu ilke, dünyadaki pek çok komünist partinin parti genel çizgisi olarak kabul görmüştür.
Sosyalist yurtseverlik, Marksist-Leninist düşünce yapısı içerisinde, çeşitli komünist partilerin yönettiği sosyalist devletlerin bulunduğu topraklara yurtseverlik kapsamında duyulan sevgiye verilen ad. Bir başka tanıma göre ise; sosyalist vatana, toplumun devrimci dönüşümü ve komünizm ideali doğrultusunda sevgi beslemektir. Bu terim, milliyetçilik ve şovenizm kapsamında değerlendirilen vatanseverlik kapsamına girmez.

Vasil Petrov Kolarov, Bulgar bir komünist siyasi liderdi. Komünist Enternasyonal'de (Komintern) liderlik yapıyordu.

Merkezci Marksizm, devrim ve reformculuk arasında bir konumu ifade eden belirli bir anlama sahiptir. Örneğin, Almanya Bağımsız Sosyal Demokrat Partisi (USPD) ve İngiliz Bağımsız İşçi Partisi (ILP), sosyalist bir ekonomiye reformlar aracılığıyla ulaşmayı savunmak ile devrimi savunmak arasında gidip gelen bir merkezci olarak görüldüler. İkinci Enternasyonal'in reformizmi ile Komünist Üçüncü Enternasyonal'in devrimci politikaları arasında seçim yapamayan sözde İki Buçuk Enternasyonal ve Üç Buçuk Enternasyonal çatısı altında yer alan partiler de bu anlamda merkezcilik örneğiydiler. Bu partiler arasında İspanyol İşçi Partisi (POUM), Bağımsız İşçi Partisi (ILP) ve Poale Zion yer almaktaydı.