İçeriğe atla

Sosyal baskınlık yönelimi

Sosyal baskınlık yönelimi (SBY)[1] sosyal ve politik tutumları yordayan bir kişilik faktörü ve yaygın olarak kullanılan bir Sosyal Psikolojik ölçektir. SBY, grup temelli ayrımcılık düzeylerinde bireysel farklılıkların ölçümü olarak kavramsallaşmıştır. Bir başka deyişle, bireyin herhangi bir sosyal sistem içinde hiyerarşi ve düşük statülü gruplar üzerinde otorite kurma tercihinin bir ölçümüdür. Bu, grup içi ve gruplar arası eşitlikçilik karşıtı bir eğilimdir. SBY, sosyal baskınlık kuramının ölçülebilir bir bireysel farklılık bileşenidir.

Sosyal baskınlık yönelimi yüksek olan bireyler; farklı gruplar ve grup üyelerinin sosyal statüleri arasındaki farklılıkları korumayı ve birçok durumda artırmayı arzularlar. Tipik olarak bu bireyler; baskın, hırslı, dirençli ve güç arayışındadırlar; aynı zamanda hiyerarşik grup yönelimlerini tercih ederler. Sıklıkla, dünyanın “kurtlar sofrası” olduğu inancına güçlü bir şekilde bağlanmışlardır.[2] Sosyal baskınlık yönelimi ölçümlerinde, genel olarak erkeklerin kadınlara göre daha yüksek puanlar aldığı bulunmuştur.[3]

Sosyal baskınlık kuramı

SBY ilk olarak Jim Sidanius ve Felicia Pratto tarafından, Sosyal Baskınlık Kuramının (SBK) bir parçası olarak ileri sürülmüştür. SBY, SBK’nin ölçülebilir temel bir bileşenidir.

SBK, artı değer üreten sosyal sistemlerin üçlü grup temelli hiyerarşik yapıya sahip olduğuna ilişkin ampirik gözlemlerle başlar: yaş temelli hiyerarşi, cinsiyet temelli hiyerarşi ve ırk, sınıf, cinsel yönelim, kast, etnisite, dinsel yönelim vb. özelliklere ilişkin “keyfi küme temelli” hiyerarşi. Yaş temelli hiyeraşik sistemler, daima yaşlı ve orta yaşlı insanlara çocuklar ve gençlere kıyasla daha fazla güç verir. Cinsiyet temelli hiyerarşiler, her zaman bir cinsiyete diğerlerine göre daha fazla güç verir. Ancak keyfi küme temelli hiyerarşiler, çoğunlukla esnek olmakla birlikte gerçek anlamda keyfidirler.

SBK, üç temel varsayıma dayanır:[4]

  1. Yaş ve cinsiyet temelli hiyerarşiler, bütün sosyal sistemlerde var olma eğilimindeyken, sosyal hiyerarşinin keyfi küme temelli sistemleri, daima sürdürülebilir ekonomik artı değerler üreten sosyal sistemlerde ortaya çıkar.
  2. Grup çatışması ve baskının birçok formu (ırkçılık, homofobi, etnik merkezcilik, cinsiyetçilik, sınıfçılık, bölgecilik), insanın grup temelli hiyerarşiler oluşturmaya ilişkin temel eğiliminin farklı göstergeleri olarak ele alınabilir.
  3. İnsan sosyal sistemleri; grup temelli sosyal eşitsizliği yüksek düzeylerde ortaya çıkaran ve devam ettiren hiyerarşi arttırıcı kuvvetler ile grup temelli sosyal eşitlik üreten hiyerarşi azaltıcı kuvvetlerin etkilerinin karşı dengelenmesine konu olur.

Sosyal baskınlık yönelimi, sosyal baskınlık kuramının bireysel tutumsal yönüdür. Grup statüsü, sosyalleşme ve mizaçtan etkilenir. Diğer taraftan; “değerler, eğilimler, inançlar, nedensel atıflar ve ideolojiler” olarak tanımlanan ve grup hiyerarşisini azaltan ya da arttıran sosyal kurum ve uygulamaları meşrulaştıran hiyerarşi arttırıcı ve azaltıcı “meşrulaştırıcı mitlerin” desteklenmesini etkilerler.

Sosyal baskınlık yöneliminin erken gelişimi

Cinsiyet ve sosyal baskınlık yönelimi arasındaki korelasyon görgül olarak ölçülmüş ve doğrulanmış olmasına rağmen,[5] mizaç ve sosyalleşmenin etkisi daha az belirgindir. Duckitt, sosyal baskınlık yönelimi için, çocukluktaki sevgisiz sosyalleşmenin sert akıllı tutumlara neden olduğunu öneren bir tutum gelişimi modeli ileri sürmüştür. Duckitt’in modeline göre, yüksek düzeyde sert akıllı kişiliğe sahip olan bireyler, dünyayı, kaynak rekabetinin sıfır-toplam olduğu tamamen rekabetçi bir yer olarak görme eğilimindedirler. Sosyal baskınlık yönelimi ile uyumlu olan rekabet etme arzusu, grup içi ve grup dışı tutumları etkiler. Sosyal baskınlık yönelimi yüksek olan bireyler, aynı zamanda hiyerarşinin toplumun bütün alanlarında var olduğuna inanırlar ve “Bazı grupların yukarıda, diğer grupların aşağıda olması büyük olasılıkla iyi bir şeydir” vb. yargılarla hemfikir olma eğilimindedirler. Sosyal baskınlık yönelimi sıklıkla, kalıpyargılar, ayrımcılık ve ırkçılıkla ilişkili olarak ele alınmaktadır.

SBY Ölçeği

SBY, zaman içinde rafine edilmiş, düz ya da ters yargı ya da ifadelerin dengelendiği bir dizi ölçek tarafından ölçülmektedir. Her bir madde için 7’li likert ölçek kullanılır; katılımcılar yargılarla hemfikir olup olmadıklarını 1 (kesinlikle katılmıyorum) ve 7 (kesinlikle katılıyorum) arasında oranlar. Araştırmaların çoğu SBY-5 (14 noktalı ölçek) ve SBY-6 ile yürütülmüştür.

SBY-6 soruları[6]

  1. Bazı gruplar diğerlerinden daha aşağıdadır.
  2. İstediğini almak için bazen diğer gruplara karşı güç kullanmak gereklidir.
  3. Bazı grupların diğerlerine göre hayatta daha şanslı olmaları olağandır.
  4. Yaşamda başarılı olmak için bazen diğer grupları ezmek gereklidir.
  5. Eğer bazı gruplar oldukları yerde kalırlarsa, daha az problemimiz olur.
  6. Bazı grupların üstte, diğer grupların altta olması çoğunlukla iyi bir şeydir.
  7. Alttaki gruplar yerlerinde kalmalıdırlar.
  8. Bazen diğer gruplar yerlerinde tutulmalıdır.
  9. Eğer gruplar eşit olabilseydi iyi olurdu.
  10. Grupların eşitliği idealimizi olmalıdır.
  11. Bütün gruplara hayatta eşit şans verilmelidir.
  12. Şartları farklı gruplar için eşitlemek adına elimizden geleni yapmalıyız.
  13. Sosyal eşitliğin artması, toplumun yararınadır.
  14. Eğer insanlara daha eşit bir şekilde davransaydık, daha az problemimiz olurdu.
  15. Gelirleri olabildiğince eşit hale getirmek için çabalamalıyız.
  16. Toplumda hiçbir grup baskın olmamalıdır.

Kabul etme yanlılığını kontrol etmek için, puanlama 9. ve 16. maddeler arasında ters yapılmaktadır.

Sosyal baskınlık yönelimi yapısına eleştiriler

Rubin ve Hewstone (2004)[7] sosyal baskınlık çalışmalarının zaman içinde odak noktasını değiştirdiğini ve bu değişikliklerin farklı sosyal baskınlık yönelimi yapılarında yansıtıldığını ileri sürmüşlerdir. Sosyal baskınlık yönelimi ilk olarak, “bireylerin kendileri ve kendi grupları için diğer gruplar üzerinde sosyal baskınlık ve üstünlük arzusu” olarak tanımlanmıştır (p. 209).[8] Kısa bir süre sonra “(a) iç grupların dış gruplara baskınlığına ilişkin arzu” ya ek olarak “(b) sosyal sistemdeki gruplar arasında eşitlikçi olmayan, hiyerarşik ilişkiler isteği” olarak değiştirilmiştir (p. 1007).[9] Sosyal baskınlık yöneliminin en güncel ölçümü (SDO-6) “iç grup baskınlığı ya da iç grup bağlılığı anlamlarından hangisi olduğu önemli olmaksızın, sosyal gruplar arasındaki eşitsiz ilişkiler için genel bir arzu” ya odaklanmaktadır (p. 312).[10] Bu değişikler doğrultusunda, Rubin ve Hewstone sosyal baskınlık teorisi için kanıt, “teoriden ziyade üç ayrı sosyal baskınlık yönelimi hipotezini destekler nitelikte olması gerektiğini” ileri sürmüşlerdir (p. 22).[7]

Grup temelli ve bireysel baskınlık

Robert Altemeyer, sosyal baskınlık yönelimi yüksek olan bireylerin, daha fazla güç istediğini ““Kazanmak, oyunu nasıl oynadığından daha önemlidir” gibi maddelerle uyumlu” ve daha Makyavelci (manipülatif ve ahlak dışı) olduklarını ““Doğru ve yanlış diye bir şey yoktur. Her şey senin kendini kurtarmandan ibarettir” gibi maddelerle uyumlu” ileri sürmüştür.[11]

Bu gözlemler, sosyal baskınlık yöneliminin yalnızca grup temelli baskınlığı değil kişilerarası baskınlığı da yansıttığını ileri sürerek, SBY’nin grup temelli bir fenomen olarak kavramsallaştırmalarıyla ters düşer. Bu, Sidanius ve Pratto’nun elde ettikleri; sosyal baskınlık yönelimi yüksek olan bireylerin, hukuk uygulaması gibi içindeki bireylerin hiyerarşik olarak yapılandığı ve hiyerarşiyi arttıran meslek ve kurumlara çekilme eğiliminde olduklarını gösteren bulguyla desteklenmiştir.[1]

Diğer kişilik özellikleriyle korelasyonu

Sağ kanat yetkeciliği ile bağlantısı

SBY, sağ kanat yetkeciliği (SKY) ile zayıf bir korelasyona sahiptir (r ≈ .18).[6] Her ikisi de cinsiyetçi, ırkçı ve heteroseksist eğilimleri yordamaktadır[12] İkisi de önyargının farklı formlarına katkı yapmaktadır; SBY, alt konumdaki ve dezavantajlı gruplara karşı daha yüksek önyargıyla; SKY, tehdit edici gruplara karşı daha yüksek önyargı ile ilişkiliyken; her ikisi de karşıt görüşlü gruplara karşı önyargıdaki artışla ilişkilidir.[13][14][15] SBY ve SKY, önyargıya interaktif bir şekilde değil, eklemeli olarak katkı yapar (SBY ve SKY’nin etkileşimi, bir çalışmada, lineer kombinasyonlarına ek olarak, .001’den daha az varyansla açıklanmıştır[]), SBY ve önyargı arasındaki bu ilişki, bireyin SKY düzeyinden bağımsızdır.[12] Crawford ve ark. (2013), SBY ve SKY, sosyal olarak tehdit edilen (örneği geyler ve lezbiyenler) ve dezavantajlı gruplara (örneğin Afro-Amerikanlar) ilişkin medya raporlarının çıkarımlarını ayrıcı olarak yordadığını bulmuştur. Sosyal baskınlık yönelimi yüksek, sağ kanat yetkeciliği düşük olan katılımcılar, olumlu eylemlere (pozitif cinsiyetçilik ve işçiler arası eşitlik politikaları gibi) karşı çıkan makale ve yazarlara pozitif tepkiler verirken; olumlu eylem yanlısı makale içeriklerine negatif tepkiler vermişlerdir. SKY, katılımcıların homoseksüel ilişkilerle ilgili değerlendirmelerini yordarken, SBY yordamamıştır. Sağ kanat yetkeciliği yüksek olan bireyler homoseksüel ilişkilere karşı olan makale içeriklerini olumlu puanlarken; SKY düşük olan bireyler homoseksüel ilişkileri destekleyen içerikleri olumlu puanlamıştır.[13]

Beş büyük kişilik faktörü ile korelasyonu

SBY ile beş büyük kişilik özelliği arasındaki ilişkiyi ele alan çalışmalar, yüksek SBY ile düşük deneyime açıklık ve uyumluluk arasında bir ilişki ortaya koymuştur.[16] Bu çalışmaların meta analizi, düşük uyumluluk ile olan ilişkinin, deneyime açıklık ile olan ilişkiden daha güçlü olduğunu göstermektedir.[17] Uyumluluk boyutunda düşük puan alan bireyler, kendi çıkarları ve rahata düşkünlükleri tarafından motive olduklarını rapor etme eğilimindedirler.[18] Ayrıca, uyumluluk boyutunda yüksek puan alan bireylere göre daha benmerkezci ve sert akıllıdırlar; dünyayı, başarının yalnızca güç ve baskınlık yoluyla kazanıldığı, oldukça rekabetçi bir yer olarak görürler ki bu özelliklerin tamamı sosyal baskınlık yönelimi tarafından yordanmaktadır.[19]

Tersine; toplumun bir sistem olarak nasıl işlemesi gerektiğine ilişkin daha açık ve anlaşılır ahlaki kodlarla düşünme ile ilişkili olan düşük deneyime açıklık, SKY ile daha güçlü bir şekilde ilişkilidir. Deneyime açıklılık faktöründe düşük puan, bireyi, SKY’nin temel bileşenleri olan güvenlik, tutarlılık ve kontrole değer vermeye yöneltir.[19]

Özellik-seviye ilişkileri

SBY ile uyumluluğun beş özelliği, SKY kontrol edildikten sonra bile, anlamlı bir şekilde negatif ilişkilidir.[17] Sert akıllılık (yumuşak başlılığın karşıtı), SBY’nin en güçlü yordayıcısıdır. SBY’nin etkisi kontrol edildikten sonra, uyumluluğun sadece bir özelliği SKY’nin yordayıcısı olmuştur. [] Sorumluluğunu bilme, erdemlilik, sempati ve işbirliği açısından daha düşük olan ‘dominatörler’ (SBY yüksek olan bireyler), SBY ile SKY’yi ayırt eden özelliklerden biriyken; ‘otoriteryenler’ (SKY yüksek olan bireyler) ayırt etmez.[20] SKY aynı zamanda; SKY’yi SBY’den ayırt eden dinsellik, muhafazakârlık, doğruculuk ve bir nebze de olsa insaflı ahlaki kodlarla ilişkilidir.

Empati ve SBY

SBY ile empati ters bir şekilde ilişkilidir. Uyumluluk faktörünün özgecilik, sempati ve merhametle ilişkili olan özellikleri, SBY’nin en güçlü yordayıcılarıdır.[6] SBY’nin, empatinin kutupsal karşıtı olan duyarsız duygulanım (psikopati alt ölçeklerinden biri) ile ilişkili olduğu ileri sürülmüştür.[21]

SBY ile empati yoksunluğu arasındaki ilişkinin karşılıklı olduğu bulunmuştur[22]– Bazı çalışmalar empatinin SBY’yi anlamlı bir şekilde etkilediğini gösterirken,[23] diğer araştırmalar SBY’nin empatiyi yordadığı tam tersi etkinin daha güçlü olduğunu göstermektedir.[22] Bu araştırmalar; SBY’nin yordayıcılığının ne kadar güçlü olduğunu, bireyin belirli davranışlarını değiştirerek ve potansiyel olarak bu davranışlara ilişkin eğilimleri yukarı yönde etkileyerek gösterir. Aynı zamanda SBY puanları yüksek olanlar, daha empatik ya da mülayim olmaya yönlendirecek senaryolardan kaçınırlar. Bu kaçınma, diğerlerinin iyi olmalarına ilişkin endişeyi azaltır.[22]

Empati, SBY ile olan negatif ilişkisi üzerinden, genellenmiş önyargıyı dolaylı olarak etkiler.[23] Önyargı ve antidemokratik görüşleri yordayan empati yoksunluğu, bireyin kendini başkalarının yerine koyamamasına neden olduğu için, empatinin genellenmiş önyargı üzerinde doğrudan bir etkisi de vardır.

Politik görüşlerle korelasyonu

Felicia Pratto ve arkadaşları, sosyal baskınlık yöneliminin muhafazakâr politik görüşlerle güçlü bir şekilde pozitif ilişkili; ilericiler tarafından eşitliğe yöneltici olarak tanımlanan program ve politikalarla (olumlu eylem, homoseksüeller için eşit haklar öngören yasalar, kadın hakları için mücadele gibi) negatif ilişkili olduğunu bulmuştur.[24]

Diğer çalışmalar, ilericilerin elitizme muhafazakârlardan daha eğilimli olduğuna işaret etmiştir. Muhafazakârların bireyciliğe daha derin bir saygısı varken, ilericiler kolektifleri ya da grupları ve hiyerarşik toplumları onaylama eğilimindedir. İlericiler genel olarak, kendi ahlaki üstünlükleri (eşitliği desteklemeye özgürlüğü desteklemekten daha fazla değer verilir) tarafından meşrulaştırılan merkezi hükûmet eylemlerine karşı daha onaylayıcı olma eğilimindedirler.

Psikoloji alanı içinde, SBY ve ırkçılık/cinsiyetçilik arasındaki ilişkinin ne olduğuna ilişkin tartışmalar vardır. Bir açıklama; “eşitliği destekleyen” programlara karşı olmanın ırkçılık ya da cinsiyetçilikle ilişkili olmak zorunda olmadığını; eşitlik, renk-körlüğü ve gerçek muhafazakâr değerlerle ilgili olan “prensipli muhafazakârlıkla” ilişkili olduğunu ileri sürmektedir.[25] Muhafazakârlar, “eşitliği destekleyen” programlara karşı değildirler, basit bir şekilde hangi programların eşitliği nasıl destekleyeceğine ilişkin inançları farklıdır.

Bazı prensipli muhafazakârlık teorisyenleri, ırkçılık ve muhafazakârlığın bağımsız olduğunu ve yalnızca muhafazakâr değer ve tutumları gerçekten anlayabilen iyi eğitimli bireylerde zayıf bir şekilde ilişkili olduğunu ileri sürmektedirler. Eğitim, SBY ve ırkçılık arasındaki ilişkiyi anlayabilmek için; Sidanius ve arkadaşları,[25] 4600 Avrupalı-Amerikanlardan politik ve sosyal tutumlarına ilişkin bir anket doldurmalarını istemiş ve katılımcıların sosyal baskınlık yönelimlerini değerlendirmişlerdir. Sonuçlar kısmi olarak prensipli muhafazakârlık kanadını desteklemiş, aynı zamanda birçok problem ileri sürmüştür. Bu teorisyenlerin öngördüklerinin aksine; SBY, politik muhafazakârlık ve ırkçılık arasındaki korelasyonlar, iyi eğitimliler için daha güçlüyken, daha az eğitimliler için daha zayıftır. Sidanius ve arkadaşlarına göre,[25] iyi eğitimli muhafazakârlar, toplumun hiyerarşik yapısına daha fazla bağlanma ve mevcut durumlarını korumak için toplumdaki eşitsizliği devam ettirme eğilimindedirler.

Kültür

Sosyal baskınlık yönelimi tipik olarak bireysel kişilik yapısı olarak ölçülür. Ancak toplumun daha geniş ölçeklerinde, SBY’nin kültürel formları bulunmaktadır.[26] Ayrımcılık, önyargı ve kalıpyargılar, uluslararası kurumlar, hükûmet temsilcilikleri, okullar ve ceza adalet sistemleri gibi toplumun çeşitli seviyelerindeki kurumlarda ortaya çıkabilmektedir. SBY’nin toplumsal yönüne ilişkin teorinin temeli, insanların bazı sosyal koşullar altında (grup statüsü gibi) yüksek olan sosyal baskınlığı ifade etmeye yönelik evrimleşmiş eğilimleri olduğunu ve bireysel kişilik ve mizacın aracılık etkisinin olduğunu ileri süren evrimsel psikolojiden kaynak almaktadır.

Demokratik toplumlar da SBY ölçümlerinde daha düşük puanlar almaktadırlar.[26] Toplum, vatandaşları diğerleriyle işbirliği yapmaya ve diğerlerinin iyi oluşlarıyla ilgili endişe etmeye teşvik ettikçe, o kültürde SBY puanları da düşmektedir. Yüksek ulusal gelir ve kadınların toplumda güçlenmesi de düşük ulusal SBY ile ilişkiliyken; düşük gelirli, erkek egemen ve daha kapalı kurumsal sistemleriyle geleneksel topluluklar yüksek SBY ile ilişkilidir. Bu geleneksel topluluklar içinde sosyalleşen bireylerin, cinsiyet hiyerarşilerini içselleştirmeleri daha olasıyken, bunlara karşı çıkma eğilimleri düşüktür.

Sosyal baskınlık yöneliminin biyolojisi ve cinsiyet farklılıkları

Birçok bulgu, sosyal baskınlık yönelimi ölçümlerinde erkeklerin kadınlardan daha yüksek puanlar alma eğiliminde olduklarını ve bu durumun farklı ülkeler, kültürler, yaş grupları, dinler ve eğitim seviyelerinde aynı şekilde ortaya çıktığını göstermektedir.[9] Sosyal baskınlık yönelimi açısından kadınlar ve erkekler arasındaki bu farkın değişmezliğini tartışan araştırmacılar, bütün diğer faktörler kontrol edilse dahi, kadınlar ve erkekler arasındaki bu farkın ortadan kalkmayacağını ileri sürmüşlerdir, ancak bazı çalışmalarda bu yargı çürütülmüştür.[27]

Evrimsel ve biyolojik bakış açısından, sosyal baskınlık yönelimi; erkeklerin sosyal güç ve diğer erkekler üzerinde kontrol sahibi olmalarını ve dolayısıyla karşıt cinsiyet için arzu edilen partnerler olarak üreme stratejilerinde başarılı olmalarını kolaylaştırmaktadır.[28]

Konuşma zamanı[29] ve söz kesme[30] ile yapılan çalışmalarda gösterildiği gibi erkeklerin sosyal olarak daha hiyerarşik oldukları gözlenmiştir. Sidanius ve Pratto, erkeklerin sosyal baskınlık yönelimi puanlarının kadınlara göre daha yüksek olmasını açıklamak için; SBY’nin androjen ve testosteron gibi cinsiyetler arası farklılaşan hormonlardan etkilenebileceğini ileri sürmüşlerdir. Erkeklerde testosteron seviyeleri, kadınlara göre çok daha yüksektir.

Sosyo-kültürel bakış açısından bakıldığında, sosyal baskınlık yöneliminde erkek ve kadınlar arasındaki boşluğun, kadın ve erkeklerin toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin farklı beklentiler öngören toplumsal normlara bağlı olduğu ileri sürülmektedir.[31] Kadınların daha itaatkâr ve hassas olmaları beklenirken, erkeklerin daha baskın ve iddialı olmaları beklenir.

Kadın ve erkekler arasındaki niteleyici bilişsel karmaşıklık farkları da SBY’deki cinsiyet farkına katkı yapar.[32] Kadınların bu açıdan erkeklere göre daha karmaşık oldukları; bağlamsal bilgiyi daha fazla kullandıkları ve sosyal bilgiyi daha net bir şekilde değerlendirdikleri bulunmuştur. Düşük sosyal statünün, sosyal durum üzerindeki kontrol eksikliğini telafi etmek için, daha dikkatli işlemleme ve daha derin değerlendirme için daha yüksek bilişsel karmaşıklığı teşvik ettiği ileri sürülmektedir. Yüksek ve düşük statülü bireyler arasındaki bilişsel karmaşıklık farkı, sosyal baskınlık yöneliminde kadınlar ve erkekler arasındaki farka katkı yapıyor olabilir.[32]

Diğer

Kaynakça

  1. ^ a b Sidanius, Jim; Pratto, Felicia (2001). Social Dominance: An Intergroup Theory of Social Hierarchy and Oppression. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 0-521-80540-6. 
  2. ^ Levin, S.; Federico, C. M.; Sidanius, J.; Rabinowitz, J. L. (2002). "Social Dominance Orientation and Intergroup Bias: The Legitimation of Favoritism for High-Status Groups". Personality and Social Psychology Bulletin. 28 (2). ss. 144-57. doi:10.1177/0146167202282002. 
  3. ^ Forsyth, D.R. (2009). Ground Dynamics: New York: Wadsworth [Chapter 7]
  4. ^ Sidanius, J. Pratto, F. van Laar, C., Shana, L. (2004). Symposium: Social Dominance and Intergroup Relations. Political Psychology, 25, 6, 845-880
  5. ^ Pratto, Felicia; Stallworth, Lisa M.; Sidanius, Jim (1997). "The gender gap: Differences in political attitudes and social dominance orientation". British Journal of Social Psychology. Cilt 36. ss. 49-68. doi:10.1111/j.2044-8309.1997.tb01118.x. PMID 9114484. 
  6. ^ a b c Pratto, F., Sidanius, J., Stallworth, L.M., Malle, B.F. (1994). Social dominance orientation: a personality variable predicting social and political attitudes. Journal of Personality and Social Psychology, 67, 741-763.
  7. ^ a b Rubin, Mark; Hewstone, Miles (2004). "Social Identity, System Justification, and Social Dominance: Commentary on Reicher, Jost et al., and Sidanius et al". Political Psychology. 25 (6). ss. 823-44. doi:10.1111/j.1467-9221.2004.00400.x. 
  8. ^ Sidanius, James (1993). "The psychology of group conflict and the dynamics of oppression: A social dominance perspective". Iyengar, Shanto; McGuire, William James (Ed.). Explorations in political psychology. Duke studies in political psychology. Duke University Press. ss. 183-219. ISBN 978-0-8223-1324-3. 
  9. ^ a b Sidanius, Jim; Pratto, Felicia; Bobo, Lawrence (1994). "Social dominance orientation and the political psychology of gender: A case of invariance?". Journal of Personality and Social Psychology. 67 (6). ss. 998-1011. doi:10.1037/0022-3514.67.6.998. 
  10. ^ Sidanius, Jim; Levin, Shana; Federico, Christopher M.; Pratt, Felicia (2001). "Legitimizing Ideologies: The Social Dominance Approach". Jost, John T.; Major, Brenda (Ed.). The Psychology of Legitimacy: Emerging Perspectives on Ideology, Justice, and Intergroup Relations. Cambridge University Press. ss. 307-31. ISBN 978-0-521-78699-7. 
  11. ^ Altemeyer, Robert (2006). "The Authoritarians" (PDF). s. 166. 17 Haziran 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Mart 2016. 
  12. ^ a b Sibley, Chris G.; Robertson, Andrew; Wilson, Marc S. (2006). "Social Dominance Orientation and Right-Wing Authoritarianism: Additive and Interactive Effects". Political Psychology. 27 (5). ss. 755-68. doi:10.1111/j.1467-9221.2006.00531.x. JSTOR 3792537. 
  13. ^ a b Crawford, Jarret T.; Jussim, Lee; Cain, Thomas R.; Cohen, Florette (2013). "Right-wing authoritarianism and social dominance orientation differentially predict biased evaluations of media reports". Journal of Applied Social Psychology. Cilt 43. ss. 163-74. doi:10.1111/j.1559-1816.2012.00990.x. 
  14. ^ Duckitt, John; Sibley, Chris G. (2007). "Right wing authoritarianism, social dominance orientation and the dimensions of generalized prejudice". European Journal of Personality. 21 (2). ss. 113-30. doi:10.1002/per.614. 
  15. ^ Asbrock, Frank; Sibley, Chris G.; Duckitt, John (2009). "Right-wing authoritarianism and social dominance orientation and the dimensions of generalized prejudice: A longitudinal test". European Journal of Personality. ss. 324-40. doi:10.1002/per.746. 
  16. ^ Ekehammar, Bo; Akrami, Nazar; Gylje, Magnus; Zakrisson, Ingrid. "What matters most to prejudice: Big Five personality, Social Dominance Orientation, or Right-Wing Authoritarianism?". European Journal of Personality. 18 (6). ss. 463-482. doi:10.1002/per.526. 
  17. ^ a b Akrami, Nazar; Ekehammar, Bo (1 Ocak 2006). "Right-Wing Authoritarianism and Social Dominance Orientation". Journal of Individual Differences. 27 (3). ss. 117-126. doi:10.1027/1614-0001.27.3.117. ISSN 1614-0001. 
  18. ^ Perry, Ryan; Sibley, Chris G. (1 Ocak 2012). "Big-Five personality prospectively predicts Social Dominance Orientation and Right-Wing Authoritarianism". Personality and Individual Differences. 52 (1). ss. 3-8. doi:10.1016/j.paid.2011.08.009. 30 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2016. 
  19. ^ a b Sibley, Chris G.; Duckitt, John (1 Ağustos 2008). "Personality and Prejudice: A Meta-Analysis and Theoretical Review". Personality and Social Psychology Review. 12 (3). ss. 248-279. doi:10.1177/1088868308319226. ISSN 1088-8683. PMID 18641385. 16 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2016. 
  20. ^ Heaven, Patrick C. L.; Bucci, Sandra (1 Ocak 2001). "Right-wing authoritarianism, social dominance orientation and personality: an analysis using the IPIP measure". European Journal of Personality. 15 (1). ss. 49-56. doi:10.1002/per.389. ISSN 1099-0984. 22 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2016. 
  21. ^ Hodson, Gordon; Hogg, Sarah M.; MacInnis, Cara C. (1 Ağustos 2009). "The role of "dark personalities" (narcissism, Machiavellianism, psychopathy), Big Five personality factors, and ideology in explaining prejudice". Journal of Research in Personality. 43 (4). ss. 686-690. doi:10.1016/j.jrp.2009.02.005. 29 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2016. 
  22. ^ a b c Sidanius, Jim; Kteily, Nour; Sheehy-Skeffington, Jennifer; Ho, Arnold K.; Sibley, Chris; Duriez, Bart (1 Haziran 2013). "You're Inferior and Not Worth Our Concern: The Interface Between Empathy and Social Dominance Orientation". Journal of Personality. 81 (3). ss. 313-323. doi:10.1111/jopy.12008. ISSN 1467-6494. 17 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2016. 
  23. ^ a b Bäckström, Martin; Björklund, Fredrik (1 Ocak 2007). "Structural Modeling of Generalized Prejudice". Journal of Individual Differences. 28 (1). ss. 10-17. doi:10.1027/1614-0001.28.1.10. ISSN 1614-0001. 
  24. ^ Pratto, Felicia; Sidanius, Jim; Stallworth, Lisa M.; Malle, Bertram F. (1994). "Social dominance orientation: A personality variable predicting social and political attitudes". Journal of Personality and Social Psychology. 67 (4). ss. 741-63. doi:10.1037/0022-3514.67.4.741. 
  25. ^ a b c Sidanius, Jim; Pratto, Felicia; Bobo, Lawrence (1996). "Racism, conservatism, Affirmative Action, and intellectual sophistication: A matter of principled conservatism or group dominance?". Journal of Personality and Social Psychology. 70 (3). ss. 476-90. doi:10.1037/0022-3514.70.3.476. 
  26. ^ a b Fischer, Ronald; Hanke, Katja; Sibley, Chris G. (2012). "Cultural and Institutional Determinants of Social Dominance Orientation: A Cross-Cultural Meta-Analysis of 27 Societies". Political Psychology. 33 (4). ss. 437-67. doi:10.1111/j.1467-9221.2012.00884.x. 
  27. ^ Küpper, Beate; Zick, Andreas (1 Şubat 2011). "Inverse gender gap in Germany: Social dominance orientation among men and women". International Journal of Psychology. 46 (1). ss. 33-45. doi:10.1080/00207594.2010.491121. ISSN 1464-066X. 3 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2016. 
  28. ^ Pratto, Felicia; Hegarty, Peter (1 Ocak 2000). "The Political Psychology of Reproductive Strategies". Psychological Science. 11 (1). ss. 57-62. doi:10.1111/1467-9280.00215. ISSN 0956-7976. PMID 11228844. 
  29. ^ Mast, Marianne Schmid (2002). "Dominance as Expressed and Inferred Through Speaking Time". Human Communication Research. 28 (3). s. 420. doi:10.1111/j.1468-2958.2002.tb00814.x. 
  30. ^ Mast, M. S. (2002). "Female Dominance Hierarchies: Are They Any Different from Males'?". Personality and Social Psychology Bulletin. Cilt 28. ss. 29-39. doi:10.1177/0146167202281003. 
  31. ^ Eagly, Alice H.; Diekman, Amanda B.; Johannesen-Schmidt, Mary C.; Koenig, Anne M. "Gender Gaps in Sociopolitical Attitudes: A Social Psychological Analysis". Journal of Personality and Social Psychology. 87 (6). ss. 796-816. doi:10.1037/0022-3514.87.6.796. 
  32. ^ a b Foels, Rob; Reid, Landon D. (15 Nisan 2010). "Gender Differences in Social Dominance Orientation: The Role of Cognitive Complexity". Sex Roles. 62 (9-10). ss. 684-692. doi:10.1007/s11199-010-9775-5. ISSN 0360-0025. 18 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2016. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Muhafazakârlık veya tutuculuk, geleneksel toplumsal etmenlerin korunmasını destekleyen politik ve toplumsal felsefedir. Daha belirgin bir anlamda ilgili toplumun içinde bulunduğu çağın gereklerini göz ardı etmeksizin, geçmişten gelen tarihsel, kültürel ve uygar birikimlerini kaybetmeden, kısaca öz dinamiklerinin değişmesine karşı direnç gösteren, toplumsal-kültürel değerlerin korunmasını savunan politik bir görüştür.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel yönelim</span> kalıcı cinsel çekim modeli

Cinsel yönelim kişilerin karşı cinsiyete, hemcins veya cinsiyete veya birden fazla cinsiyete karşı romantik veya Cinsel çekim hissetmeye yönlendiren kalıcı kişisel bir niteliktir. Bu çekimler genellikle karşıcinsellik (heteroseksüellik), eşcinsellik (homoseksüellik), biseksüellik, altında toplanır; bununla beraber aseksüellik de bazen dördüncü kategori olarak tanımlanır. Bu kategoriler cinsel kimliklerin daha ayrıntılı dünyasını yönleridir. Örneğin, insanlar panseksüel veya poliseksüel, veya hiçbirinden olmak gibi diğer etiketleri de kullanabilir. Amerikan Psikologlar Derneği'ne göre, cinsel yönelim "aynı zamanda bir kişinin bu çekimlere dayanan, davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar".

Çevre ve cinsel yönelim insanların cinsel yöneliminin gelişimindeki olası çevresel faktörleri konu alır. Bazı araştırmacılar çevresel faktörleri hormonal faktörlerden ayırırken diğerleri doğum öncesi hormonlar gibi biyolojik faktörleri çevresel faktörlerin bir parçası olarak görür.

Kolektivizm ya da ortaklaşacılık, bireyler arasındaki kaynaşmanın vurgulanması ve grubun birey üzerinde önceliklendirilmesi ile karakterize edilen bir değerdir. Toplumcu (Kolektivist) bir dünya görüşüne sahip olan bireyler veya gruplar, ortak değerleri ve hedefleri bilhassa dikkat çekici bulma eğilimindedirler ve grup dışına kıyasla grup içine daha fazla yönelim gösterirler. "Grup içi" teriminin, kolektivist bireyler için çekirdek aileden dini veya ırksal/etnik bir gruba kadar değişen toplumsal birimleri içerecek şekilde daha yaygın olarak tanımlandığı düşünülmektedir. Bireyciliğin tam zıttıdır.

Yaş ayrımcılığı herhangi bir bireye ya da gruba yaşından ötürü yapılan ayrımcılık türüdür. Yaş ayrımcılığı sistematik bir şekilde ya da istemsizce gerçekleşebilir. Yaş ayrımcılığı üç temel kategoride ele alınabilir. Bunlar yaşlı bireylere, yaşlanma sürecine ve yaşlılığa karşı oluşmuş önyargılı yaklaşımlar; yaşlı bireylere karşı ayrımcı tavırlar ve yaşlı bireyler hakkındaki kalıplaşmış algıları destekleyen kurumsal uygulamalar ve politikalar olarak sınıflandırılır.

Benlik kaynaklarının tükenmesi, öz-kontrol ya da özgür irade gücünün kullanılabilecek sınırlı kaynaklara dayandığı düşüncesini ifade etmektedir. Zihinsel aktivite için enerji düşük olduğunda, öz kontrol zayıflar ve bu durum benlik kaynaklarının tükenmesi olarak adlandırılır. Özellikle, benlik kaynaklarının tükenmesi durumunun deneyimlenmesi, kişinin daha sonraki aktivitelerde kendini kontrol etme becerisini zayıflatır. Öz-kontrol gerektiren benlik kaynaklarını tüketici bir görev, sonrasında gelen öz-kontrol görevi için, her ne kadar görevler birbiriyle ilişkisiz görünse de, engelleyici bir etki yaratır. Öz-kontrol benliğin hem birey hem de bireylerarası düzeyindeki işlevinde önemli bir role sahiptir. Bu nedenle, benlik kaynaklarının tükenmesi, deneysel psikolojide ve spesifik olarak sosyal psikolojide önemli bir konudur, çünkü mekanizması, insanın öz-kontrol süreçlerinin anlaşılmasına katkıda bulunmaktadır.

Sistemi meşrulaştırma kuramı, mevcut politik, sosyal ve ekonomik sistemlerin meşrulaştırılmasının ardında yatan psikolojik süreçleri açıklamaya çalışan bir sosyal psikoloji kuramıdır.

Sosyal karşılaştırma teorisi, 1954 yılında sosyal psikolog Leon Festinger tarafından geliştirilmiş bir sosyal psikoloji kuramı.

Proteus etkisi, çevrimiçi sanal oyun içindeki bireyin davranışlarının, kendi avatarının görsel özellikleri ile ilişkili olarak değişmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu değişim, o sanal ortama dahil diğer kullanıcıların bu karakterlerle tipik bir biçimde eşleştirdiği davranışlar hakkındaki bilgiden kaynaklanmaktadır. Değişken (protean) sıfatına benzer olarak, kavramın ismi Yunan tanrısı Proteus'un şekil değiştirme yeteneğine yapılan bir imadır. Proteus etkisi ilk kez 2007 Haziranında Stanford Üniversitesi'nde Nick Yee ve Jeremy Bailenson tarafından kullanılmıştır.

Psikolojideki biyolojik modeller açısından en yaygın kabul gören kuramlardan birisi, 1970 yılında Jeffrey Alan Grey tarafından geliştirilen Biyopsikolojik Kişilik Kuramı'dır. Gray bu bağlamda davranışsal aktiviteyi kontrol eden, Davranışsal inhibisyon sistemini (BİS) ve Davranışsal aktivasyon sistemi (BAS) olarak adlandırdığı iki sistem öne sürmüştür. BİS'in cezaya karşı duyarlılık ve kaçınma motivasyonu ile ilişkili olduğu, BAS'ın ise ödüle duyarlılığa ve yönelme motivasyonuna bağlı olduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Stereotip</span> Bir grup insana görünüşlerinden ve haraketlerinden dolayı onlara anlam atfetmek.

Stereotip, sosyal psikolojide belirli birey türleri veya belli davranış biçimleri hakkında yaygın olarak benimsenen herhangi bir düşüncedir. Psikoloji içerisinde ve diğer dallara yayılmış olarak, kendi genişletilmiş tanımlamalarını sağlayan farklı kavramsallaştırmalar ve stereotip kuramları bulunmaktadır. Bu tanımlardan bazıları ortak noktaları paylaşır, ancak her biri diğerleriyle çelişebilecek benzersiz yönleri de barındırabilir.

İnsanlık, insanların içinde bulundukları durumlarladan türemiş, fedakarlığın temel ahlaki değerleri ile ilişkili bir erdemdir.

Cinsel akışkanlık, cinsellik veya cinsel kimlikte bir veya daha fazla değişikliktir. Cinsel yönelim çoğu insan için istikrarlıdır ancak bazı araştırmalar bazı insanların cinsel yönelimlerinde değişiklik yaşanabileceğini göstermektedir ve bu kadınlarda erkeklere göre daha olasıdır. Cinsel yönelimin psikoterapi ile değiştirilebileceğine dair bilimsel bir kanıt yoktur. Cinsel kimlik bir bireyin hayatı boyunca değişebilir ve biyolojik cinsiyet, cinsel davranış veya gerçek cinsel yönelim ile uyumlu olabilir veya olmayabilir.

Sosyal baskınlık kuramı (SBK) artı değer üreten toplumlarda görülen grup temelli sosyal hiyerarşinin nasıl oluştuğunu ve sürdürüldüğünü açıklamak hedefiyle Jim Sidanius ve Felicia Pratto isimli iki Amerikalı sosyal psikolog tarafından geliştirilen bir gruplararası ilişkiler kuramıdır.

<span class="mw-page-title-main">Prososyal davranış</span>

Prososyal davranışlar, olumlu sosyal davranışlar ya da başkalarına yarar sağlama niyeti; yardım etmek, paylaşmak, bağış yapmak, işbirliği yapmak ve gönüllülük gibi, diğer insanlara ya da bir bütün olarak topluma fayda sağlayan sosyal davranışlar bütünüdür. Bunlara ek olarak kurallara uymak ya da sosyal olarak kabul edilen davranışlarla uyum içinde olmak da prososyal davranışlar arasında sayılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İç grup ve dış grup</span>

Sosyoloji ve sosyal psikolojide, iç gruplar, bir kişinin kendisini psikolojik olarak özdeşleştirdiği toplumsal gruplardır. Dış gruplar ise tersine, bireyin kendini özdeşleştirmediği toplumsal gruplardır. İnsanlar; akran grupları, aileler, spor takımları, siyasi partiler, cinsiyetler, dinler veya milletlerle kendini özdeşleştirebilir. Toplumsal gruplarla ve kategorilerle psikolojik olarak özdeşleşme ile çeşitli olgular arasında ilişkiler bulgulanmıştır.

Otoriter kişilik; muhafazakarlık, toplumsal normların ve geleneksel değerlerin sürdürülmesine karşı duyulan kuvvetli bir ihtiyaç ve bu değerlere aykırı davranışlarda bulunanların cezalandırılması için sert yasa ve kuralların gerekliliğine inanma eğilimlerin kümelendiği kişilik özelliğidir.

<span class="mw-page-title-main">Akran grubu</span> yaklaşık olarak aynı yaştaki ve genellikle benzer rütbe veya sosyal statüdeki ortaklar

Sosyolojide, bir akran grubu hem bir sosyal grup hem de benzer ilgi alanlarına (homofilik), yaşa, geçmişe veya sosyal statüye sahip birincil bir grup insandır. Bu grubun üyeleri, kişinin inançlarını ve davranışlarını etkileyebilir. Akran grupları hiyerarşiler ve farklı davranış kalıpları içerir. Örneğin bir lise ortamında, 18 yaşındakiler 14 yaşındaki bir akran grubudur çünkü okulda benzer ve paralel yaşam deneyimlerini birlikte paylaşırlar. Bunun aksine, öğretmenler öğrencileri bir akran grubu olarak paylaşmazlar çünkü öğretmenler ve öğrenciler iki farklı rol ve deneyime sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Henri Tajfel</span> İngiliz psikolog (1919-1982)

Henri Tajfel, Polonyalı sosyal psikologdur.