İçeriğe atla

Sosyal Darwinizm

Sosyal Darwinizm, Charles Darwin'in toplumbilim alanındaki fikirleri ve evrim teorisi gibi düşüncelerinin sosyolojik alandaki etkilerinden bahsedilirken kullanılan bir terimdir.

Sosyal Darwinizm, Darwin'in kuramının genişletilerek sosyal alanda uygulanmasıdır. Yani, bireysel organizmalar arasındaki rekabetin çevreye en uygun olanın idame etmesi yoluyla biyolojik evrimsel değişikliğe neden olması gibi; bireyler, gruplar veya uluslar arasındaki rekabetin de insan topluluklarında sosyal evrime neden olduğu kuramıdır.[1]

Örneğin, faşizm ve nasyonal sosyalizm, insan ilişkilerinde sosyal Darwinist bir bakış açısı ile çalıştırılır.[2] Bu sistemde amaç üstün bireyleri desteklemek ve zayıf bireyleri sistem dışına taşımaktır. Ekonomik uygulama açısından ise, komünist ve liberal çevrelerce başarılı iş insanlarının çıkarlarını savunup ve onları teşvik ederken işçi sınıfının sendika ve diğer kuruluşlarını yok etme şeklinde yorumlanmıştır.[3]

Sosyal Darwinizm, Darwin’in adını taşımasına rağmen esas olarak kuramı ilk geliştirenler Herbert Spencer, Thomas Malthus, Francis Galton gibi başkaları olmuştur. Sosyal Darwinizm terimi ilk defa 1879’da Oscar Scmidth tarafından “Popüler Bilim” dergisindeki bir makalede kullanılmakla beraber II. Dünya Savaşı sırasında (1944) Amerikalı tarihçi Richard Hofstadter’in “Amerikan Düşüncesinde Sosyal Darwinizm” adlı kitabından sonra gündemden düşmemiştir. Sosyal Darwinizm’in diğer sosyal değişiklik kuramlarından farkı, değişikliğin biyolojik alandan sosyal alana aktarılmasında yatar. Bununla beraber konunun ilginçliği pek çok felsefi tartışmaya ve araştırmaya neden olmuştur.[1] Sosyal Darwinizm terimi, genellikle belirttiği kavramı savunanlar değil, eleştirenler tarafından kullanılır.[4]

Kaynakça

  1. ^ a b "Sosyal darwinizm". 11 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2011. 
  2. ^ Alexander J. De Grand, Fascist Italy and Nazi Germany, Routledge, 1995. pp. 47
  3. ^ Alexander J. De Grand, Fascist Italy and Nazi Germany, Routledge, 1995. pp. 48-51
  4. ^ Bannister, 1979; Hodgson, 2004

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

Modern evrimsel sentez, Darwin'in Evrim Kuramı ile Mendel'in kalıtım kuramını modern moleküler biyoloji ve matematiksel popülasyon genetiği ışığında birleştiren modern evrim kuramının adıdır.

<span class="mw-page-title-main">Herbert Spencer</span> İngiliz filozof ve sosyolog

Herbert Spencer, İngiliz filozof ve sosyolog.

Teori veya kuram, bilimde bir olgunun, sürekli olarak doğrulanmış gözlem ve deneyler temel alınarak yapılan bir açıklamasıdır. Kuram, herhangi bir olayı açıklamak için kullanılan düşünce sistemidir. Genel anlamda kuram, bir düşüncenin genel, soyut ve ussal olmasıdır. Ayrıca bir kuram, açıklanabilir genel bağımsız ilkelere dayanmaktadır. Bu ilkelere bağlı kalarak doğada sonuçların nasıl örneklendirileceğini açıklamaya çalışır. Sözcüğün kökü Antik Yunan’dan gelmektedir. Ancak günümüzde birçok ayrı anlamlarda kullanılmaktadır. Kuram, varsayımla (hipotez) aynı anlama sahip değildir. İkisinin de anlamı başkadır. Kuram bir gözlem için açıklanabilir bir çerçeve sağlar ve kuramı sağlayacak olan sınanabilir varsayımlar tarafından desteklenir.

Evrim, popülasyondaki gen ve özellik dağılımının nesiller içerisinde seçilim baskısıyla değişmesidir. Bazen dünyanın evrimi, evrenin evrimi ya da kimyasal evrim gibi kavramlardan ayırmak amacıyla organik evrim ya da biyolojik evrim olarak da adlandırılır. Evrim, modern biyolojinin temel taşıdır. Bu teoriye göre hayvanlar, bitkiler ve Dünya'daki diğer tüm canlıların kökeni kendilerinden önce yaşamış türlere dayanır ve ayırt edilebilir farklılıklar, başarılı nesillerde meydana gelmiş genetik değişikliklerin bir sonucudur.

<i>Türlerin Kökeni</i> Charles Darwinin 1859 tarihli eseri

Türlerin Kökeni, İngiliz doğa tarihçisi Charles Darwin'in 24 Kasım 1859'da yayımlanan kitabıdır. Orijinal adı Doğal Seçilim Yoluyla Türlerin Kökeni ya da Yaşam Mücadelesinde Avantajlı Irkların Korunumu Üzerine idi, ancak 1872'de çıkan 6. baskısında Türlerin Kökeni olarak kısaltıldı. Bilim tarihinin en önemli çalışmalarından biridir ve evrimsel biyolojinin temelini oluşturduğu kabul edilir. Çalışma, Darwin'in HMS Beagle gemisi ile 1831-1836 yılları arasında yaptığı araştırma gezisi sonrasında, özellikle Galápagos Adalarındaki gözlemlerine dayandırarak oluşturduğu biyolojik evrim kuramı üzerinedir.

<span class="mw-page-title-main">Darwinizm</span> doğal seçilim yoluyla gerçekleşen biyolojik evrim kuramı

Darwinizm veya Darwincilik, İngiliz doğa tarihçisi Charles Darwin'in canlıların doğal seçilim yoluyla geliştiğini savunan evrim kuramı. Darwinizm, tüm organizma ve türlerin varoluş sürecini, bireyin birbiriyle rekabeti, yaşamda kalma ve üreme yeteneklerini artıran küçük, kalıtsal varyasyonlarla tetiklenen "doğal seçilim" ile oluştuğu konusunda yoğunlaşmıştır. Darwinizm, türlerin var oluşunu ve yaşamın kaynağını, çeşitli şekilde anlatan diğer açıklamalar gibi, çeşitli varsayım ve ön kabullerden oluşan bir teoridir. 1859 yılında Darwin'in Türlerin Kökeni kitabının yayınlanmasından sonra, kendisinden önceki kuramlar üzerinde genel bilimsel kabul görmüştür. Ayrıca yaratılışçılar tarafından bilimsel bir yaklaşımdan ziyade bir ideolojiymişçesine kullanıldığı iddiası vardır.

<span class="mw-page-title-main">Jean-Baptiste Lamarck</span> Fransız doğa bilimci (1744 – 1829)

Jean-Baptiste Lamarck, Fransız doğa bilimci, biyolog, akademisyen ve asker. Evrim konusunda yaptığı kapsamlı çalışmalarla bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Alfred Russel Wallace</span> Britanyalı doğabilimci, coğrafyacı, antropolog ve biyolog

Alfred Russel Wallace, Britanyalı doğabilimci, coğrafyacı, antropolog ve biyologdur.

Sovyetler Birliği’nde felsefe, resmi olarak Marksist-Leninist düşünce odaklıydı, bu kuramsal olarak nihai felsefi doğru ve nesnellik temeliydi. 1920’ler ve 1930’lar boyunca, Rus düşüncesinin diğer eğilimleri baskılandı. Stalin 1931’de diyalektik materyalizm’i Marksizm Leninizm ile özdeşleştiren bir karar çıkartarak, bütün komünist devletlerde ve Comintern aracılığıyla çoğu Komünist partide geçerli olacak resmi felsefe haline getirdi.. Bolşevik yönetimin başlangıcından itibaren Sovyet felsefesinin resmi amacı, Komünist düşüncelerin kuramsal olarak anlatılmasıydı. Bununla birlikte, 1917 Ekim Devrimi nden sonra, hem felsefi hem siyasi mücadeleler damgasını vurmuş ve artık eskisi gibi dogmatik olunmayıp daha ilerici ve olumlu konular tartışılır hale getirmiştir. Evald Vasilevich Ilyenkov 1960’ların önde gelen filozoflarından biriydi, Leninist Diyalektik ve Positivizmin Metafizikliği (1979) kitabında, 1920’lerin “mekanikçiler ile “diyalektikçiler” tartışmasını yeniden açtı. 1960’lar ve 1970’lerde analitik felsefe ve mantık deneyciliği dahil Batı felsefeleri Sovyet düşüncesi üzerinde iz bırakmaya başladılar. Keza bu durum da SSCB'nin Stalin sonrası yönetiminde komünist idealini ne derece yeteneksiz kullandığının ve emperyalist ülkelerinin felsefelerine gittikçe kayan bir ivme kazandığının göstergesidir.

<span class="mw-page-title-main">Doğal seçilim</span> fenotipteki farklılıklar nedeniyle bireylerin farklı şekilde hayatta kalması ve üremesi; evrimin temel mekanizması

Doğal seçilim, canlıların fenotiplerindeki farklılıklardan ötürü hayatta kalma şansının ve üreme başarısının değişkenlik göstermesidir. Evrimin esas mekanizmalarından biri olup, bir popülasyonun nesiller boyunca karakteristik olan kalıtsal özelliklerindeki değişimdir. Charles Darwin, kendi görüşüne göre kasıtlı olarak gerçekleştirilen yapay seçilime karşılık kendiliğinden gerçekleşen "doğal seçilim" terimini popülerleştirmiştir.

Oyun teorisi veya Oyun kuramı, istatistik, sosyal bilimler, biyoloji, mühendislik, siyasi bilimler, bilgisayar bilimleri kullanılan meşhur teoridir. Oyun teorisi, bireyin başarısının diğerlerinin seçimlerine dayalı olduğu seçimler yapması olan bazı stratejik durumların matematiksel olarak davranış biçimlerini yakalamaya çalışır. İlk başlarda bir bireyin kazancının ötekinin zararına olduğu yarışmaları çözümlemek için geliştirilmişse bile, daha sonradan birçok kısıta dayanan çok geniş bir etkileşim alanını incelemeye başlamıştır. Bugün:

Oyun teorisi, sosyal kelimesinin geniş anlamda insan ve insan-dışı oyuncuları kapsayacak biçimde tanımlandığı, sosyal bilimlerin rasyonel yönü için bir birleşik alan kuramı veya bir tür şemsiyedir.

Faşizm ekonomisi ya da faşist ekonomi, faşist hükûmetler tarafından uygulanan ekonomi politikalarını ifade eder. Faşizm otoriter, milliyetçi ve korporatist bir ideolojidir. Ancak faşizmin yerleşmiş bir tanımı yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Evrimsel psikoloji</span> evrim teorisinin sosyal ve doğa bilimlerinde uygulanması

Evrimsel psikoloji (EP), bellek, algı, dil gibi psikolojik özellikleri çağdaş evrimsel bir bakış açısıyla inceleyen bilim dalıdır. Evrimsel psikoloji, bunun yanında insanın hangi psikolojik özelliklerinin, ne tür bir uyarlanma geliştirdiğini, yani doğal seçilim veya cinsel seçilimin işlevsel sonuçlarını belirlemeye çalışır. Kalp, akciğer ve bağışıklık sistemi gibi fizyolojik mekanizmalar hakkındaki uyarlanımcı düşünce ile evrimsel biyolojideki düşünce ortaktır.

Seçilim değeri, kimi Türkçe kaynaklarda "uyum başarısı" ya da "uyum gücü" olarak da geçmektedir, evrim kuramında önde gelen merkezi bir fikirdir. Hem genotipe göre, hem de fenotipe göre tanımlanabilir. Her iki durumda da, hayatta kalma ve üreme kabiliyetini açıklar ve belirgin genotip veya fenotipteki ortalama bir bireyin, bir sonraki neslin gen havuzuna yaptığı katkının ortalamasına eşittir. Eğer belirli bir geni etkileyen aleller arasında farklılıklar mevcutsa, o zaman alellerin frekansları da nesiller boyunca değişim gösterecektir; daha yüksek seçilim değerine sahip olan aleller, daha yaygın hale gelirler. İşte bu sürece, doğal seçilim denir.

<span class="mw-page-title-main">Evrim düşüncesinin tarihi</span> bilim tarihinin bir yönü

Evrim düşüncesi; türlerin zaman içerisinde değişmelerini ifade eden kavram olarak köklerini eski çağlardan; Yunanistan'dan, Roma'dan, Çin'den ve Orta Çağ İslâm biliminden alır. 17. yüzyıl sonlarında biyolojik taksonominin başlangıcıyla Avrupa'daki biyolojik düşünce; doğal teolojiye tam olarak uyan ve ortaçağ Aristo metafiziği kavramı olan, her türün kendi karakteristiği olduğunu öne süren özcülükten etkilendi. Diğer yandan Aydınlanma Çağı'nda evrimsel kozmoloji ve mekanik felsefe, fizik bilimlerinden doğa tarihine kadar yayıldı. Natüralistler türlerin çeşitliliğine odaklandı ve sonradan "soy tükenmesi" kavramı ile doğa görüşünün temelini sarsan paleontoloji ortaya çıktı. 19. yüzyılın başlarında Jean-Baptiste Lamarck, ilk tamamen biçimlendirilmiş evrim teorisi olan türlerin transmutasyonu teorisini ortaya attı.

Lamarkizm veya Lamark kalıtımı, Fransız doğa bilimci Jean Baptiste Lamarck (1744–1829) tarafından öne sürülen bir varsayım olup buna göre bir canlının yaşamı boyunca meydana gelen değişikliklerin döllerine aktarılarak kalıtıldığını ileri sürer.

Yunanca αὐτo- ve ποίησις sözcüklerinden türetilen bir neolojizmdir. Temel olarak kendi devamlılığını sağlayan ve kendini yeniden üreten sistemleri tarif etmek üzere ilk kez 1971'de iki Şilili biyolog Humberto R. Maturana ve Francisco J. Varela tarafından ortaya atılmıştır. Yeniden üretimlerini sağlayan bileşenlerin bizzat sistem tarafından üretildiği otopoietik sistemler, ilk olarak canlılığın organizasyonunu açıklamak ve canlı sistemlerin ayırt edici özelliğini ortaya koymak üzere kullanılmıştır. Sonrasında toplum, hukuk, şirketler gibi sistemleri tarif etmek için ele alınmış ve biyoloji yanında sosyoloji ve sistem teorisi gibi alanlara taşınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Toplumsal cinsiyet sosyolojisi</span> sosyolojinin alt dalı

Toplumsal cinsiyet sosyolojisi, kadın ve erkek arasındaki farkılılıkların kültürel ve toplumsal olarak nasıl kurulduğunu, kadın ve erkeğin sosyal yapı içindeki durumlarını, kadınlık ve erkeklik kimliğinin oluşum sürecini inceleyen sosyoloji alt dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sosyokültürel evrim</span>

Sosyokültürel evrim, sosyokültürel evrimcilik veya kültürel evrim, toplumların ve kültürün zaman içinde nasıl değiştiğini tanımlayan sosyobiyoloji ve kültürel evrim teorilerinin ortaya konduğu alandır. Sosyokültürel gelişme, bir toplumun veya kültürün karmaşıklığını artırma eğiliminde olan süreçleri takip ederken, sosyokültürel evrim, karmaşıklıkta azalmaya yol açabilen veya karmaşıklıkta görünürde önemli değişiklikler olmaksızın varyasyon veya çoğalma üretebilen (kladogenez) süreçleri de dikkate alır. Sosyokültürel evrim, "yapısal yeniden yapılanmanın zaman içinde etkilendiği, nihayetinde atasal biçimden niteliksel olarak farklı bir biçim veya yapı ürettiği süreçtir".