İçeriğe atla

Soru cümlesi

Soru cümleleri; soru anlamı taşıyan, cevap bekleyen cümlelerdir. Soru eki (mi), soru zarfı, soru zamiri veya soru sıfatı ile oluşturulur. Soru cümlelerinin sonuna soru işareti (?) konur.

  • Odanın sıcaklığı iyi mi? (soru eki)
  • Hangi kitabı istiyorsun? (soru sıfatı)
  • Kim geldi? (soru zamiri)
  • Hesabı nasıl ödeyeceksiniz? (soru zarfı)

Bazen soru sözcük ve ekleri kullanmadan, sadece vurgu ve tonlama ile de soru cümlesi kurulabilir:

  • Gümrük memuru başını kaldırdı:
- Adınız?

Soru cümleleri olumlu veya olumsuz olabilir.

Olumlu

İçinde herhangi bir olumsuzluk eki olmayan soru cümleleridir.

  • Kim geldi
  • Kendini nasıl hissediyorsun?
  • Herhangi bir şey sormak isteyen var mı?
  • Bize gelecek misin?
  • Kütüphaneye gidecek miyiz?

Olumsuz

İçinde olumsuzluk eki veya "değil" koşacı bulunan soru cümleleridir.

  • Kahvaltını bitirmeyecek misin?
  • Ödevini yapmamış mı?
  • Kapıyı kilitlemedin mi?
  • Neden gelmiyorsun?
  • Bu kalem senin değil mi?

Soru cümlesi gibi görünen cümleler

Bazı cümleler, içerisinde soru sözcükleri veya ekleri bulunmasına rağmen, cümle yanıt beklemediğinden, soru cümlesi değildir. Bu nedenle soru işareti de kullanılmaz:

  • Kaça aldım hatırlamıyorum. ("aldığımı" anlamında)
  • Büyükbabam güneş battı yatar. ("battığı zaman" anlamında)
  • Yemekler nasıl da güzel olmuş. ("çok güzel olmuş" anlamında)
  • Aa, saçların ne kadar uzun! Bağlıyken belli olmuyordu. ("çok uzun" anlamında)

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Bağlaçlar veya rabıt (bağlama) edatları; kelimeleri, kelime gruplarını veya cümleleri biçim veya anlam yönüyle birbirine bağlayan kelimeler: ve, veya, ile, ama, de (da), ancak, çünkü, eğer, hâlbuki, hem … hem …, hiç değilse, ise, ki, lâkin, meğer, nasıl ki, ne … ne …, öyle, öyle ki, sanki, şu var ki, üstelik, yahut, yalnız, yani, yoksa, zira vs. Bağlaçlar, ifadeleri ilgi ve önem sırasına koyarak düzenlememize yardımcı olur.

<span class="mw-page-title-main">Tırnak işareti</span> noktalama işareti

Tırnak işareti, bir noktalama işaretidir. Kelime veya kelime gruplarının bir başına bir de sonuna gelecek şekilde kullanılır. Tırnak işareti içindeki bir cümlede yeniden tırnak içine alınması gereken sözler tek tırnak işareti içine alınır.

Zarf veya belirteç; bir fiilin, fiilimsinin, sıfatın veya başka bir zarfın anlamını yer, zaman, durum ve miktar bakımından niteler. Zarflar, fiile yöneltilen neden, ne zaman, nereye, ne kadar ve nasıl sorularının cevaplarını oluşturur. Aşağı, yukarı, nazikçe, çok, az, fevkalâde, en, ileri, geri, şimdi, geç gibi kelimeler cümle içerisinde zarf olarak kullanılabilir.

Zamir veya adıl, cümlede varlıkların adları yerine kullanılabilen ve adların yerine getirdiği bütün işlevleri yerine getirebilen ad soylu sözcük. Ben, sen, o, biz, siz, onlar; kendim, kendin, kendi, kendimiz, kendiniz, kendileri; bu, şu, o; kim, ne ve biri gibi kelimeler, sıklıkla zamir olarak kullanılır. Türkçede herhangi bir sözcüğü zamir olarak adlandırmak yanlış olur çünkü pek çok ad soylu sözcük gibi zamirler de cümlede ayrı görevlerde kullanılabilir:

Cümle veya tümce; bir ifade, soru, ünlem veya emiri dile getiren; kendi başına anlamlı sözcükler dizisi. Çoğunlukla özne, tümleç ve yüklemden meydana gelir. Bazen yan cümleciklerle anlamı pekiştirilir veya genişletilir.

Sıfat ya da ön ad; isimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları miktar, sıra, konum, renk, biçim, bıraktığı izlenim gibi çeşitli yönlerden tanımlayan, tarif eden kelime türüdür. Sıfat ile nitelediği veya belirttiği ismin oluşturduğu kelime grubuna "Sıfat Tamlaması" denir. Her sıfat, bir Sıfat Tamlaması kurar. Sıfatın olduğu heryerde aynı zamanda Sıfat Tamlaması'ndan da sözedilir. Sıfat Tamlaması'nın çeşitleri yoktur.

Mari (Çirmiş) dili Ural Altay Dil Ailesinin Ural Koluna bağlı Fin/Ugor dilleri ana grubundandır ve 600.000 kişi tarafından konuşulur. Çirmiş dili; Rusya'ya bağlı Mari El Cumhuriyeti başta olmak üzere Rusya'da Tataristan, Udmurtya ve Perm bölgelerinde konuşulur. Etnik Çirmişler, çoğunlukla Ural Dağları'nın doğusunda Vyatka Nehri çevresinde yaşamaktadır.

Olumlu cümle, içinde herhangi bir olumsuzluk eki veya koşacı olmayan cümlelere denir.

Olumsuz cümle, olumsuzluk anlamı taşıyan cümledir. Olumsuzluk bazen "me" olumsuzluk ekiyle, bazen de diğer olumsuzluk sözcükleriyle sağlanır.

İsim cümlesi veya ad cümlesi; yüklemi bir fiil olmayan cümle. İsim cümlelerinde fiil soylu kelimeler bulunabilir ancak yüklem isim görevinde olmak zorundadır. İsim cümlelerinde isim soylu kelimeler, ek-fiiller kullanılarak yükleme dönüştürülürler. Aşağıdaki cümlelerin hepsi isim cümlelerine örnektir:

Birleşik cümle veya bileşik cümle, bir ana (temel) cümle ile onun anlamını tamamlayan bir veya daha fazla yardımcı cümleden meydana gelen cümledir. Birleşik cümlelerde ana yüklemin haricinde yargı veya eylem bildiren başka sözcükler de bulunur. Aşağıdaki örneklerde yardımcı cümleler eğik çizgi (/) ile ayrılmıştır ve bazı noktalama işaretleri anlatım kolaylığı açısından kullanılmamıştır:

Ek-fiil, ek-eylem veya cevher fiil, Türkçede isimlerin sonuna eklenerek onları yüklem haline getiren bir ektir. Bu ek Eski Türkçe "ér- : olgunlaşmak, yetişmek, tamam olmak" fiilinden evrilip zaman içinde "i-mek" haline gelmiş ve zamanla kökünün de erimesiyle bugün sadece “şu veya bu durumda bulunmak” manalarını cümleye katan (i)-di, (i)-miş, (i)-se ve (i)-dir halleri kalmıştır. Diğer dillerden muadil olarak İngilizce "to be",Latince "esse" fiilleri örnek verilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Bilinen geçmiş zaman</span> haber kipi

Bilinen geçmiş zaman ya da -di'li geçmiş zaman; Türkçede fiil sonuna "-di" ekinin ses uyumlarına uyacak şekilde eklenmesi ile oluşturulan geçmiş zaman yapısı. Ayrıca görülen geçmiş zaman ve hikâye geçmiş zaman olarak da bilinir. -di eki; -dı, -du, -dü, -ti, -tı, -tu veya -tü şekillerinden birini alabilir. -di ekinden sonra -varsa- ilgili şahıs eki gelir.

Bildirme eki veya bildirme koşacı, Türkçede yükleme kesinlik, belirsizlik, ihtimal gibi anlamlar katan -dir eki. Türkçedeki dört ek-fiilden biridir. Eklendiği kelimedeki ses kurallarına uyarak -dır, -dur, -dür, -tir, -tır, -tur ve -tür hâllerine dönüşebilir:

Fiil soylu kelime; fiil kökünden oluşturulmuş, cümlede bir iş veya oluş bildiren sözcük. Türkçedeki fiil soylu sözcükler, fiiller ve fiilimsilerdir.

İlgi zamirleri, Türkçede aitlik eki -ki ile oluşturulan zamirlerdir. Bu nedenle zaman zaman aitlik eki ve ilgi zamiri kavramları eş anlamlı olarak kullanılır. İlgi zamiri belirtili isim tamlamalarında ikinci kısmın (tamlananın) yerine geçer.

Olumsuzluk eki, bir cümlenin olumsuz anlam kazanmasını sağlayan ek; yapım eki. Türkçede olumsuzluk eki -me'dir. Bu ek, kendinden önceki hecede kalın bir ünlü varsa -ma'ya dönüşür:

Anlatım bozuklukları, yazılı veya sözlü anlatımda karşılaşılan hatalardır. Bu hatalar yapısal (dilbilgisel) veya anlam ve mantık bakımından olabilir. Öge eksikliği, ek eksikliği gibi yapısal bozukluklara "bağlaşıklık hataları"; gereksiz sözcük kullanımı, yanlış sözcük kullanımı gibi anlamsal bozukluklara ise "bağdaşıklık hataları" denir.

Matematiksel mantık ve mantık programlamada, kural gibi özel bir biçime sahip mantıksal formüllere Horn cümlesi denir. Bu özel biçim mantık programlama, kurallı belirtim ve modeller kuramı konularında kullanışlıdır. Horn cümlelerinin önemini 1951'de ortaya koyan mantıkçı Alfred Horn bu kavramın isim babası olmuştur.

Esperanto dilbilgisi, kuralları aşırı şekilde düzenli olması için tasarlanmıştır. Eklemeli bir dil olan Esperanto'nun kelime dağarcığı Hint-Avrupa dil ailesi, özellikle de Latin, Slav ve Germen dilleri esas alınarak hazırlanmıştır. Esperanto serbest cümle dizimine sahiptir, cümledeki ögelerin yerleri değiştirildiğinde cümlenin anlamı değişmez.