İçeriğe atla

Soru

Soruları yanıtlamanın dört yolu vardır. Hangi dört? Kategorik olarak cevaplanması gereken sorular bulunmaktadır [delikanlı gibi evet, hayır, bu, böyle]. Analitik (nitelikli) cevabı olup, cevaplanması gereken sorular vardır [tanımlayıcı veya terimleri yeniden tanımlayan]. Karşı soru ile cevaplanması gereken sorular vardır. Bir kenara koyulması gereken sorular vardır. Bu sorulara cevap vermenin dört yolu vardır.

—Gautama Buddha, Sutta Pitaka[1]

Soru veya sual, bilgi isteğinde bulunmak için dilsel bir ifade ya da istek kullanılarak yapılan bir tür ifadedir. İstenen bilgiler için olumlu veya olumsuz şekilde bir cevap verilir.

Sorular başka taraflarca bilgilerin basit bir şekilde ortaya çıkarılması amacıyla kullanıldığı gibi, bunların ötesinde amacı olan başka soru türleri de türemiştir. Örneğin retorik sorular (tecâhül-i ârif), birçok durumda tartışma başlatmak ya da dinleyicinin konuşmada verilen mesajları anlayıp, anlamadığının onaylanması için sorulur ve genellikle cevaplaması beklenmez. Birçok dilin dil bilgisine özel soru biçimleri bulunur. Örneğin İngilizcede "Are you happy?" (Türkçe: Mutlu musunuz?) konusu siz ve fiil olan evrilmiş bir açıklamadan ziyade soru cümlesidir. Ancak dilgibilgisi ile ilgili genel kurallar olmadan da sorgulayıcı türde, örneğin bir zorunluluk içeren "Bana adını söyle" şeklinde sorular da sorulabilir.

Türleri

Soruların başlıca kullanım alanı konuşmacının (veya yazarın) az veya çok kesin bir ifade ile istediği bilgiyi elde etmesi bulunmaktadır. Ancak soru diğer bazı amaçlar içinde kullanılabilir. Sorular bir test veya sınavda, bireyin bilgisini test etmek amacıyla kullanılabilir. Araştırmacı, araştırma için cadde boyunca sorular sorması, çok sayıda soruya neden olabilir. (Sokratik yöntem veya sokrat metodu)

Amacı bilimsel olan ya da bilimsel araştırma için hazırlanmış ve belirli bir açığın bulunması amacıyla tasarlanmış araştırma sorusu, sorgulayıcı bir şekilde kendini ifade edebilir. Araştırma soruları, sorunun ele alınabilmesi için açığın tespit edilebileceği şekilde hazırlanmış özel sorulardır ve akademik topluluk için uygun bir dille ifade edilmiştir. Bu sorgulayıcı ifadeler neticesinde elde edilen yanıtlar akademik bir konuda inceleme, bir dizi çalışma ya da tüm araştırma programını sınırlandıran hizmetlerin başlatılması/sona erdirilmesinde kullanılır.

"Eşini dövmeyi bıraktın mı?" şeklinde varsayıma dayanan ve önceden anlam yüklenmiş sorular da sorulabilir. Bu soru şekli şaka amacıyla veya hedef kitleyi mahcup etmek amacıyla kullanılabileceği gibi istekli şekilde iddiada bulunuan bu soru türü ile daha fazla bilgi lde edilmesi amaçlanıyor olabilir.

Sorularda sanat, edebiyat ve eğitim eserleri başlık olarak kullanılabilir. Bunlara Leo Tolstoy'un kısa öyküsü "How Much Land Does a Man Need? (Rusça: Много ли человеку земли нужно?)", William Frederick Yeames'in "And When Did You Last See Your Father?" adlı yağlı boya tablosu, 1991 yapımı film olan "What About Bob?" ile Joseph Jordania'ın akademik bir çalışması olan "Who Asked the First Question?" örnek olarak verilebilir.

Soruların çeşitli türleri bulunmasına karşın biçimleri dilbilgisi ile yapılandırılmıştır ve farklı kaynaklarda kategorize edilirken, bu kategorizasyonlar yalnızca türlerin gruplandırması olarak yapılmıştır. Soru çeşitleri bu makalede iki tür olarak gruplandırılmıştır.

Amacına göre

Araştırma projeleri için hazırlanan sorular bazı sistemlere ayrılmıştır.[2] Bunlar;

  • Tanımlayıcı soruların öncelikle ilk amacı bazı şeylerin veya süreçlerin varlığını açıklamaktır.
  • İlişkisel sorular, iki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkilere bakılması için tasarlanır.
  • Nedensel sorular, bazı değişkenlerin bir veya daha fazla sonucun değişkenlerini etkileyip, etkilemediğinin belirlenmesi amacıyla kullanılır.

Araştırmaların amacı için hazırlanan sorular genellikle kapalı uçlu soru (veya yalnızca kapalı ya da dikotom (ikili, iki şıklı)) olabileceği gibi yalnızca evet/hayır seçeneklerinin bulunduğu ya da daha fazla seçeneğin olduğu (çoktan seçmeli veya çok seçenekli) ve bu seçeneklerden yalnızca birinin seçilmesine dayanan liste soruları olabilir. Bunlar ile birlikte genellikle bir sayı ile kavram arasında bağlantı kurulmasını sağlayan (1= Ilımlı, 2= Şiddetli, 3= ... gibi), nicel seviyenin ölçülmesi ve hakkında bilgi sağlanabilmesi amacıyla nominal sorular da bulunmaktadır. Açık uçlu ya da açık sorular cevap verenin bir konu üzerinde bilgi ve görüşlerini daha fazla sunabilmesine olanak sağlar. Kapalı ve açık uçlu soruların kullanım alanlarındaki farklılıklar için iş görüşmeleri örnek olarak verilebilir. Anketlerde sıklıkla eleme (niteleyici) sorular içerir. Bu tür sorulara aynı zamanda filtre soru veya beklenmedik soru adı da verilir. Bu tür sorularda cevap verenin grup soruların ardından ankete devam edip, etmek istemediğinin belirlenmesi için sorular da bulunur.

Bir eğiticinin kullanabileceği bazı soru türleri, Bloom taksonomisinde eğitim hedefleri olarak listelenmiştir. Test etmek ve teşvik etmek amacıyla tasarlanmış bazı sorular şunlardır;

  • Bilgi: Kim, ne, ne zaman, nerede, neden ve nasıl bilgilerini açıklayınız?
  • Kavrama: Tekrar anlatınız.
  • Uygulama: Nasıl ... ilişkin bir örnektir?; Nasıl ... ile ilişkilidir?; Neden ... önemlidir?
  • Analiz: ... kısımları veya özellikleri nelerdir?; ... neye göre sınıflandırılır?
  • Sentez: ... neden sonucunu çıkarmalıyız?; ... hangi fikirleri ekleyebilirsiniz?; ... yeni tasarımı nasıl?; ... nasıl birleştirilebilir?; ... için ne gibi çözümler önerirsiniz?
  • Değerlendirme: ... buna katılıyor musunuz?; ... hakkında ne düşünüyorsun?; ... için en önemli şey nedir?; ... öncelik sırasına göre yerleştirin.; ... hakkında nasıl karar verirlerdi?; ... kriterlerinden hangi kriteri değerlendirme için kullanabilirsiniz?[3]

McKenzie'nın "Questioning Toolkit"[4] listesinde 17 soru türü listelenmiştir ve düşünürler bu türlerin birleşimi ve orkestrasyonunun gerektiğini düşünmektedirler.[5] Bu soru türü örneklerinde kaba sorular, görünüşte alakasız ve kuramsal sorular da bulunur. Tüm bunlar ile birlikte sorular bazı çevrelere göre mantıksız veya yanlışlara dayalı olabilir. (Örneğin "Neden kedilerin yeşil kanatları vardır?").

Dilbilgisi biçimine göre

Bir ifadenin doğru olup, olmadığının sorulması için sorulan sorulara evet-hayır soruları (veya kutup soruları) adı verilir ve prensipte bu sorulara "evet" ya da "hayır" (veya diğer dillerde benzer sözcükler) şeklinde yanıt verilir. Buna örnek olarak; "Şeker kabul ediyor musun?", "Onlar inanmış mıdır?" veya "Ben Dünya'nın en yalnız insanı mıyım?" verilebilir.

Evet-hayır sorularına benzer bir başka soru türü ise cevap verenin evet" veya "hayır" şeklinde cevap vermesi tasarlanmamış olan alternatif (veya seçmeli soru) sorular vardır.[6] Bu sorular "Balık veya kuzu ister misiniz?" ya da "İrlanda, Galler veya İngiltere'yi destekliyor musunuz?" örneklerinde olduğu gibi iki veya daha çok alternatif cevap sunarlar. Bu sorular için beklenen yan cevap alternatifleri olarak "ikisi de" ya da "hiçbiri" gibi cevapları da alınabilir ki, bazen anket formlarında bunun için hazır seçeneklerde bulunabilir. Ayrıca bu soruların evet-hayır sorularına benzemesinin bir nedeni bazen yalnızca "evet" ve "hayır" cevaplarının verilebilecek olması ya da yanlış anlama veya espri amaçlı olmasından dolayıdır.

Dilbilgisi bağlamına göre bir diğer soru türü ise soru kelimelerinin kullanıldığı (evet-hayır soruları dışında) sorulardır (veya kutupsal olmayan sorular). Ne zaman, hangisi, kim, nasıl, nerede vb. soru kelimeleri ya da soru sözcükleri ile elde edilmesi istenilen bilgiler sorgulayıcı kelimeler kullanılarak sorulmuş olur. Türkçe gibi bazı dillerde soru kelimeleri cümle içerisinde farklı yerlere taşınabilir. Ancak örnek verecek olursak, İngilizce dilinde bu tür sorular genelde wh ile başladığından dolayı bunlara wh-soruları adı verilir ve bu dildeki soru sözcüklerinin yerleri genellikle sabit olur. Soru kelimeleri bazen gazetecilik veya çeşitli soruşturmalarda ya da araştırmalarda bağlamsal atıf soruları olarak kullanılır. Bu kullanım türüne genelde 5n1k adı verilir ve daha kolay anlaşılabilmesi için bu kısaltma ile kullanılır. Kısaltmanın açılımı ise ne, ne zaman, nerede, nasıl, neden ve kim sorularını içerecek şekildedir.

Etiket sorusu veya uç ya da kuyruk sorularının, soruya bir bildirim veya sorgulayıcı emir kipi eklenerek bölünmüş bir yapısı vardır. Bu soru türüne "Haklısın, yumurtayı hatırladım" veya "Bugün soğuk. Öyle değil mi?" şeklinde örnekler verilebilir. Etiket sorulara da yalnızca "evet" ya da "hayır" cevapları ile yanıt verilebileceği gibi farklı yanıtlarda verilebilir.

Bunların yanı sıra dolaylı (çıkarımcı soru olarak da bilinir) ya da dolaysız (aynı zamanda doğrudan soru olarak da bilinir) sorular bulunmaktadır. Dolaylı sorularda soruyu soran elde etmek istediği bilgiyi açık bir şekilde değil de çeşitli görüşleri savunarak veya öne sürerek sorar. Dolaysız sorularda ise soruyu soran elde etmek istediği bilgiyi cevap alacağı kişi veya kitleye açık bir şekilde sorar. Dolaylı soruya örnek olarak "benim anahtarlarımın nerede olduğunu da sor" verilebilir iken dolaysız soruya verilebilecek örnek "benim anahtarlarım nerede acaba?" şeklindedir.

Dilbilgisi

Cümlelerde, sorgulayıcı cümleciklerin ayrılması için söz dizimi kuralları ve ölçü tekniği kullanılabilir. Söz dizimi kurallarında cümlelere soru kelimelerinin eklenmesi veya kelimelerin farklı yerlere taşınması neticesinde oluşan dilbilgisi değişiklikleri ifade edilmektedir. Ölçü tekniğinde (aruz) ise cümlenin veya cümledeki bir kelimenin söylenişi esnasında gerçekleştirilen farklı tonlama cümleyi soru cümlesi haline getirebilir.

İngilizce, Almanca ve Fransızcanın yanı sıra diğer bazı dillerde sorular ayrı bir evrilmeye sahip kelime sırası ile yazılmalıdır. Örneğin "Sen soğuksun" ve ardından "Üşüyor musun?" şeklinde fiilden önce konu cümlesi eklenir. Ancak yalnızca İngilizcede fiillerin belirli sınıflarda olanları (bunlara yardımcı veya özel fiiller adı verilir) bazen yardımcı bir -do, -does eklenmesini gerektirebilir. Böylece cümlede bir nevi ters çevirme (inversiyon) gerçekleşmiş olur. Buna "He sings" (O söylüyor) → "Does he sing?" (O mu söylüyor?) örneği verilebilir.

Bazı dillerde evet-hayır soruları için bir sorgulayıcı olarak ekler kullanılabilir. Örneğin Mandarin dilinde 吗 (ma), Japoncada か (ka) ve Lehçede czy buna örnek olarak verilebilir.

Tonlamalar ile soru haline getirilen kelimeler genellikle cümlenin sonunda veya sonuna yakın yerde yer alır. İngilizcede bu özellik evet-hayır soruları için oluşurken soru dilbilgisi biçimlerinin bulunmadığı cümleye dönüşebilir. Ancak yine de soru bilginin ortaya çıkarılması amacıyla oluşturulmuştur. İngilizceden buna örnek olarak "You're not using this?" (Bunu kullanmıyorsunuz, değil mi?) örneği verilebilir.

Latin, Kiril veya diğer bazı alfabelerde, cümlenin sonuna eklenen soru işareti ile cümlenin soru cümlesi haline gelmesi sağlanabilir. (İspanyolca'da ise ¿ ters bir soru işareti, soru cümlesinin başında yer alır. Örneğin; "¿Cómo está usted?" (Nasılsın?) gibi) Bu özellik yalnızca tonlamalarda kullanılan cümleler ile sınırlı değildir. Aynı zamanda bazı cümleler pragramik fonksiyonlar gösterebilir.

Yanıtlar

Bir soruya verilen en tipik yanıt, soru soran tarafından aranılan bilgi için sağlanan cevaptır. Bu cevap basit bir "evet" ya da "hayır" kelimelerinden oluşabileceği gibi daha karmaşık yanıtlar da soruya karşılık verilebilir. Soruya verilen cevaplar her zaman doğru olmayabilir. Hatta cevaplar sorunun yanlış veya doğru olmasına göre de değişiklik gösterebilir. Bunların yanı sıra sorulan bir soruya cevap vermede yetersizlik ya da isteksizlik de, soruya verilebilecek bir yanıt olarak sayılır.

"Senin çalışman gerekmiyor mu?" örneğindeki gibi kendini ifade ediş biçimi şekliyle olumsuzluk içeren cümlelere "negatif sorular" adı verilir. Verilecek cevabı negatif olmayan belirsiz sorular karşısında, soru cevaplayan tarafından standart biçimde onaylanmayabilir. Bu tür sorular kafa karıştırıcı olabileceğinden dolayı verilecek yanıtlardaki ifadelerde farklı olacaktır. Bazı durumlarda ise hem "pasaportun var mı?" hem de "bir pasaportun yok mu?" sorularının her ikisinde de olduğu gibi görünüşte düzgün bir şekilde sorulmuş soruya verilecek cevap "hayır" olacaktır. Japoncada bu belirsizlikten kaçınılır. Bu nedenle Japoncada bu sorular için verilecek olan "hayır" cevabı aslında "benim bir pasaportum var" olarak anlaşılacaktır.

Fransızca "si", Almancada "doch" veya Danimarka ile Norveç dillerinde kullanılan "jo" gibi bazı dillerde olumsuz soruların olumlu bir şekilde cevaplanması farklı parçalar kullanılmaktadır. Aslında bu parçalar çelişkiyi ifade etmek için bir araç olarak kullanılırlar.

Öğrenme

Sorular araştırarak öğrenmenin en temel aşamasında kullanılır. Bilimsel yöntemde bir soru genellikle araştırmanın temelini oluşturur ve gözlem ile varsayım safhaları arasında bir geçiş olarak kabul edilebilir. Her yaştan öğrenciler veya öğrenmeye meraklı kişiler kendi öğrenme sorularını kullanırlar ve öğrenenler araştırılabilir soruları oluştururlar. Böylece sorgulama becerilerini geliştirirler ki, bu eğitimin ana bölümünü oluşturur. Bir öğretmen ya da öğretici, Sokrat yönteminde olduğu gibi (ya da Sokratik metod) öğrenciye doğrudan bilgi vermeden öğrencinin doğru bilgiyi hatırlamasına önderlik ederek aynı zamanda mantıksal sonuçları (elbette bunlar aynı zamanda cevaplardır) oluşturmasına yardımcı oluyor olabilir.

Sorular eğitimde öğrencilerin bilgilerinin değerlendirilmesi amacıyla yaygın şekilde sınavlar ve eğitimde kullanılan bir araç görevini de üstlenir.

Felsefe

Felsefi sorular gerçeğe dayalı sorular değildir, kavramsaldır. Bunların içinde tam olarak bir başkası tarafından cevap verilemeyecek sorular da bulunur. Felsefe insanların kendi Dünya'larına ve hayatlarına yansıyan ortaya çıkmış sorular ile ilgilenir. Bu felsefi sorular uygulamada "Ötenazinin haklı bir gerekçesi var mı?" veya "Devletin pornografi ya da tütün içeren tüm reklamları sansürlemeye hakkı var mıdır?" şeklindeki sorulardan oluşabilir.

Diğer felsefi sorular ise daha çok teoriktir ve çoğunlukla bu tür sorular düşünme yolu ile ortaya çıkar. Sonuç olarak felsefi sorular tipik olarak kavramsal konulardan oluşur ve yalnızca listelenir. Her sorunun açıklaması esnasında bir ifade ya da başka bir soru ortaya çıkar.[7]

Kökeni

Eğitilmemiş maymunlar Kanzi, Washoe, Sarah ile diğer bazılarına hareketler ve iletişim ile diğer görsel biçimlerin kullanımı konusunda geniş dil eğitim programları uygulanmıştır. Yapılan testlerde karmaşık soru (kim, ne, nerede gibi soru istekleri dahil olmak üzere) ve istekleri yanıtlamakta oldukça başarılı olmalarına rağmen sorulan soruyu anladıktan sonra kendilerinin herhangi bir soru sormadıkları tespit edilmiştir.[8][9]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Özel;
  1. ^ "Source for quotation". 10 Şubat 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ağustos 2006. 
  2. ^ Research Methods Knowledge Base 12 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Yayıncı: Socialresearchmethods.net, Tarih: 20 Ekim 2006
  3. ^ Types of Questions Based on Bloom's Taxonomy. (Bloom, et al., 1956).
  4. ^ "Questioning Toolkit". 19 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2016. 
  5. ^ ""Punchy Question Combinations"". 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2016. 
  6. ^ What is an alternative question? 8 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Yayıncı: SIL International, Çalışma: Glossary of linguistic terms, Yazarlar: Loos, Eugene E. - Anderson, Susan - Day, Dwight H., Jr. - Jordan, Paul C. - Wingate, J. Douglas
  7. ^ Paul, Richard and Elder, Linda. (2006) Critical Thinking Tools for Taking Charge of Your Learning and Your Life, New Jersey: Prentice Hall Publishing. ISBN 0-13-114962-8
  8. ^ The mind of an ape, Yazarlar: David, Premack - Ann J., Premack, Yıl: 1983, Yayıncı: W. W. Norton & Company, Yer: New York, Londra, Sayfa: 29
  9. ^ The Cambridge Encyclopedia of Language, Yazar: Crystal, David, Yıl: 1987, Yayıncı: Cambridge University, Yer: Cambridge, Sayfa: 241, 143
Genel;
  • Wikipedia'daki Question makalesinin 7 Haziran 2016 tarihli sürümü.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Doğal dil işleme</span> bilgisayar bilimi ve dil bilimi alanı

Doğal Dil İşleme, yaygın olarak NLP olarak bilinen yapay zekâ ve dilbilim alt kategorisidir. Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca gibi doğal dillerin işlenmesi ve kullanılması amacı ile araştırma yapan bilim dalıdır.

Eğitimsel ölçme, genel anlamda ölçme, bir olguya anlamlı sayı ya da semboller atama işlemidir. Eğitsel ölçme ise bu olguların öğrenme ürün ya da sürecine göre kazanımları kapsar. Eğitimsel ölçmelerin amacı ölçülmesi amaçlanan öğrenme yapılarının görgül kestirimlerini sağlamaktır. Bu amaca yönelik olarak değişik ölçme modelleri geliştirilmiştir.

Cümlenin ögeleri, cümlede yüklem ile görev ve anlam yönünden yükleme eşlik eden diğer parçalardan her biri. Cümlenin ögeleri tek bir sözcükten veya sözcük grubundan oluşabilir. Ögeler anlamlı ve doğru cümleler kurulabilmesini sağlar. Türkçede cümlenin ögeleri şunlardır:

  1. Yüklemler
  2. Yapım ekleri
  3. Çekim ekleri
  4. Nesneler
  5. Bağlaçlar
  6. Dolaylı tümleçler
  7. Zarf tümleçleri
  8. Edat tümleçleri
  9. Özneler
  10. Noktalama işaretleri
<span class="mw-page-title-main">Dil felsefesi</span>

Dil felsefesi, analitik felsefede dilin doğası ve dili; dil kullanıcıları ve dünya arasındaki ilişkileri araştırır. Dil ile felsefe arasındaki ilişki temelde filozofların dili kullanarak felsefe yapmalarından kaynaklanmaktadır. Özelde ise bu araştırmalar anlamın doğası, kasıtlılık, referans, cümlelerin yapısı, kavramlar, öğrenme ve düşünce içerir; dil felsefesi başlığı altında dilin özü, anlamı, kökeni ve yapısı felsefî açıdan sorgulanmaktadır.

Ünlem ya da nidâ; sevinç, üzüntü, kızgınlık, korku, şaşkınlık gibi duyguları belirten; tabiat seslerini yansıtan, bir kimseye seslenmek için ve ani bir iş oluş hareketi bildiren cümlelerde kullanılan kelime... Ünlemler tek başına kullanıldıklarında genelde bir anlam ifade etmez. Yazı dilinde ünlem cümlelerinin arkasından genellikle ünlem işareti (!) gelir.

Ayraç ya da parantez, bir noktalama işareti. Yay, köşeli ve çengelli parantez olmak üzere başlıca 3 çeşidi vardır. Bunun haricinde yatık V şeklinde parantezlere de rastlanır. Türkçede parantez sözcüğüyle çoğunlukla yay parantez kastedilir.

Varoluş, felsefe tarihi boyunca önem taşımış, her tür felsefi tartışmanın merkezinde yer almış felsefe kavramlarından biridir. Var olanların varlığını bildirir, öz'ün karşıtıdır, yani bir şeyin ne olduğunu değil var olduğunu bildirir. Salt bir var olma durumu olarak varoluş. Felsefe akımlarında ya da okullarında pek çok farklı anlamlarda kullanılıp değerlendirilmiştir. Örneğin skolastik felsefede varoluş, var olan her şeyin gerçekliğini bildirir. Daha dar ve doğa bilimsel anlamda ise varoluş, belirli bir bağlamda uzay-zaman boyutunda yer almak ya da şimdi ve burada var olmak anlamında belirtilir.

Zarf veya belirteç; bir fiilin, fiilimsinin, sıfatın veya başka bir zarfın anlamını yer, zaman, durum ve miktar bakımından niteler. Zarflar, fiile yöneltilen neden, ne zaman, nereye, ne kadar ve nasıl sorularının cevaplarını oluşturur. Aşağı, yukarı, nazikçe, çok, az, fevkalâde, en, ileri, geri, şimdi, geç gibi kelimeler cümle içerisinde zarf olarak kullanılabilir.

Cümle veya tümce; bir ifade, soru, ünlem veya emiri dile getiren; kendi başına anlamlı sözcükler dizisi. Çoğunlukla özne, tümleç ve yüklemden meydana gelir. Bazen yan cümleciklerle anlamı pekiştirilir veya genişletilir.

Birebir çeviri (tercüme), literal çeviri veya motamot çeviri, çevirisi yapılan sözcüğün, deyimin veya cümlenin her bir unsurunun mevcut bağlamından koparılıp her birinin ayrı ayrı değerlendirildiği çeviri usulüne verilen addır. Bu çeviri usulünde, hedef dilin ifade kalıplarına, dilbilgisi ve imlâ kurallarına çevirmen asgari düzeyde riayet eder ve kaynak dildeki ifade şeklini değiştirmeden yansıtır.

<span class="mw-page-title-main">Turing testi</span> Alan Turingin Computing Machinery and Intelligence başlıklı makalesinde geçen kavram

Turing testi, ilk olarak 1950 yılında Mind adlı felsefe dergisinde ünlü İngiliz matematikçi ve bilgisayar bilimcisi Alan Turing'in Computing Machinery and Intelligence başlıklı ünlü makalesinde sözü edilen kavram.

Sıfat ya da ön ad; isimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları miktar, sıra, konum, renk, biçim, bıraktığı izlenim gibi çeşitli yönlerden tanımlayan, tarif eden kelime türüdür. Sıfat ile nitelediği veya belirttiği ismin oluşturduğu kelime grubuna "Sıfat Tamlaması" denir. Her sıfat, bir Sıfat Tamlaması kurar. Sıfatın olduğu heryerde aynı zamanda Sıfat Tamlaması'ndan da sözedilir. Sıfat Tamlaması'nın çeşitleri yoktur.

Eş anlamlı, anlamdaş, müteradif veya sinonim; yazılışları farklı olduğu hâlde anlamları aynı veya çok yakın olan sözcükler.

<span class="mw-page-title-main">Gelmiş geçmiş en zor mantık bulmacası</span>

L'indovinello più difficile del mondo, Raymond Smullyan'dan esinlenilmiş ve İtalya'nın başlıca gazetelerinden La Repubblica'da yer almış şu mantık bulmacasına Amerikalı filozof ve mantıkçı George Boolos tarafından verilen ad:

Metaetik, etik anabilim dalının etik özelliklerinin, anlatım ve bildirimlerinin, tutumlarının ve yargılarının doğasını anlamak, arayıp bulmak ve ortaya çıkarmak maksadıyla uğraşan koludur.

<span class="mw-page-title-main">Evrensel dilbilgisi</span>

Evrensel dilbilgisi kuramı Amerikalı dilbilimci ve filozof Noam Chomsky'ye atfedilen ve dilbilim çalışmalarını ilk ortaya atıldığı 1960'lardan bu yana ciddi biçimde etkilemiş bir kuramdır. En basit şekliyle ifade edilecek olursa evrensel dilbilgisi doğuştan getirilen ve bütün insan dillerinde ortak birtakım kuralların varlığını savunan bir kuramdır. Dolayısıyla evrensel dilbilgisi bütün özel dilbilgilerinin uyması gereken bir şema sağlar. Chomsky'ye göre evrensel dilbilgisi, hayvanların aksine insanın dil öğrenebilmesini sağlayan yetiyi açıklamak için öne sürülmüş ana kavramlardan biridir.

Şaşırtıcı soru, tartışmaya yol açan ya da haksız varsayım içeren bir soru türüdür.

Esperanto dilbilgisi, kuralları aşırı şekilde düzenli olması için tasarlanmıştır. Eklemeli bir dil olan Esperanto'nun kelime dağarcığı Hint-Avrupa dil ailesi, özellikle de Latin, Slav ve Germen dilleri esas alınarak hazırlanmıştır. Esperanto serbest cümle dizimine sahiptir, cümledeki ögelerin yerleri değiştirildiğinde cümlenin anlamı değişmez.

Erivan Radyosu fıkraları ya da Ermeni Radyosu fıkraları, 20. yy'ın ikinci yarısından beri eski Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku ülkelerinde popüler olan soru-cevap formatında olan bu fıkralardır. Bu fıkralar, Erivan Radyosu'ndaki Soru-Cevap dizisinden geliyormuş gibi anlatılmıştır. Fıkralar, "Erivan Radyosu'na sordular" ve "Erivan Radyosu cevapladı" formatında anlatılır.

Açık uçlu soru, "evet" veya "hayır" yanıtıyla yanıtlanamayan, seçeneksiz bir soru türüdür. Açık uçlu sorulara kişinin kendi cümleleriyle cevap vermesi gerekir. Bu sorular özellikle sınavlar, iş görüşmesi ve başka alanlarda kullanılır.