
Tabutta Rövaşata, 1996 yapımı bir Derviş Zaim filmi. Başrolü Ahmet Uğurlu'nun üstlendiği film, Rumeli Hisarı'nda yaşayan evsiz barksız bir adamın hüzünlü hikâyesini konu edinir. Filmde ülkede yaşanan genel ekonomik sıkıntılar ve süregelen zorlu yaşam koşulları kentli-yoksul kesimin öncüsü olarak Mahsun karakteriyle işlenir. Tabutta Rövaşata En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kurgu ve En İyi Erkek Oyuncu ile dördü Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden olmak üzere 12 ödül kazandı.
Tengiz Abuladze, Gürcistan sinemasının en önemli yönetmenlerinden biridir. Özellikle Vedreba (Yakarış), Natvris He ve Monanieba (Nedamet) adlı üçlemesiyle tanınmıştır.
Gürcü sineması ya da Gürcistan sineması, Avrupa’nın önde gelen sinematografilerinden biridir. İtalyan film yönetmeni Federico Fellini, Gürcü sinemasının hayranlarından biriydi: "Gürcü sineması tamamen benzersiz bir fenomen, canlı, felsefi açıdan ilham verici, çok bilgece, çocuk ruhlu. Beni ağlatabilecek her şey var ve söylemeliyim ki (ağlamam) kolay bir şey değil.”

Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde ödül alanların listesidir.

Giorgi Danelia, Gürcü sinema yönetmeni. Sovyet döneminde "hüzünlü komedi" tarzı filmlerle ünlenmiştir.
Megi Kobaladze, 2003 yılında Tiflis Shota Rustaveli Üniversitesi Drama ve Sinema bölümüne girdi. Eğitimi sırasında çeşitli öğrenci oyunlarında görev aldı; 'Orpheuses Descending', 'Three Sisters', 'The View From the Bridge'. 2007'de Batum İlia Chavchavadze ulusal Tiyatrosunda çalışmaya başladı. 'Sonbahar' Megi Koboladze'nin ilk sinema filmidir.

Sergei Paracanov ya da Sergo Paracanov, Gürcistan’lı Ermeni Sovyet sinema yönetmeni, senaryo yazarı ve çok yönlü sanatçı. Sovyet rejimi muhalifi olarak tanınır. Ağır baskılara ve üç kez hapis cezasına çarptırılmasına rağmen kendine özgü yaratıcılıktan ve sinema anlayışından geri adım atmamıştır.

16. Uluslararası İstanbul Film Festivali, 29 Mart - 13 Nisan 1997 tarihleri arasında İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen film festivali.
Davit (Dodo) Abaşidze Gürcü Sovyet tiyatro ve sinema oyuncusu, sinema yönetmeni.
9. Cannes Film Festivali 23 Nisan - 10 Mayıs 1956 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Altın Palmiye ödülünü The Silent World filmi ile Jacques-Yves Cousteau ve Louis Malle kazandı.

Givi Berikashvili, seated in an chair, and his son Zurab on stage in 2010 Givi Berikaşvili, Sovyet Gürcü sinema ve tiyatro oyuncusudur.

Giorgi Leonidze, Gürcü şair ve yazar. "Dilek Ağacı" adlı öyküsü, Gürcü sinema yönetmeni Tengiz Abuladze'nin aynı adlı filmine esin kaynağı olmuştur.
Dilek Ağacı, Gürcü yönetmen Tengiz Abuladze’nin 1976 yılında yönettiği film. Bir üçlemenin ikinci filmi olan Dilek Ağacı, Gürcü şair ve yazar Giorgi Leonidze’nin öykülerine dayanır. Filmin senaryosunu Gürcü yazar Revaz İnanişvili ile Tengiz Abuladze kaleme aldı. Dilek Ağacı ile üçlemenin diğer filmleri Yakarış ve Nedamet, 1988 İstanbul Uluslararası Film Festivali programına alındı, ancak Yakarış son anda jüri kararıyla gösterimden kaldırıldı.
Kadının Yükü,, Gürcü yazar Miheil Cavahişvili'nin romanı. Yazarın altıncı ve son romanıdır. Roman 1936'da yayımlandı. Bu romanın yayımlanmasından sonra Miheil Cavahişvili işkence gördü ve ertesi yıl kurşuna dizildi.

Lika Kavjaradze, Gürcü sinema oyuncusu. Tengiz Abuladze'nin yönettiği 1976 yapımı Dilek Ağacı adlı filmde canlandırdığı Marita rolüyle yıldızı parladı.
Didube Panteonu, Tiflis'in Didube semtinde yer alan ve Gürcistan'ın önde gelen yazarların, sanatçıların, bilim insanlarının ve siyasi aktivistlerin gömüldüğü mezarlıktır.
Veriko Ancaparidze Gürcü sahne ve sinema oyuncusu.

Medea Caparidze, Gürcü bir oyuncu ve SSR halk sanatçısıdır.

Natalia "Nato" Vaçnadze ya da Natalia Andronikaşvili Gürcü sinema oyuncusuydu. Kariyerine sessiz film döneminde başladı; genellikle masum ve tutkulu bir genç kadın olan Ingénue karakterini canlandırdı. 1953 yılında uçak kazasında ölene kadar oyunculuğa devam etti. Sovyetler Birliği'nin ilk film yıldızlarından biri olan Vaçnadze, Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti halk sanatçısı unvanı ve Stalin Ödülü de dâhil olmak üzere çok sayıda ödül aldı.
Gürcistan kültürü, ülkenin uzun tarihi ile beraber gelişmiş, Gürcü dili ve alfabesi üzerine dayanan güçlü bir edebiyat geleneği ve eşsiz bir ulusal kültür barındırmaktadır. Bu özelliği güçlü bir ulusal kimlik sağlayarak tarih boyunca tekrarlanan yabancı işgali ve asimilasyon çabalarına rağmen Gürcü kimliğinin korunmasına yardımcı olmuştur.