İçeriğe atla

Son Eseri

Son Eseri
YazarHalide Edib Adıvar
TürRoman
Yayım1913
Eserin yazarı Halide Edip

Son Eseri, Halide Edib Adıvar'ın yazdığı ve1913 yılında tefrika edilen bir aşk romanıdır.

Ressam bir kadın sanatçı ile bir yazar arasında yaşanan yasak aşkı anlatır. Adıvar eseri 1912 yılında Balkan Savaşları esnasında hastabakıcılık yaparken yazmış ve genç yaşta ölen arkadaşı ressam Müfide Kadri’ye ithaf edilmiştir. Roman, 13 Eylül – 12 Aralık 1913 tarihlerinde Tanin gazetesinde tefrika edildi ve 1919’da kitap olarak basıldı.[1][2]

Eserde, romancı Feridun Hikmet'le genç kadın ressam Kâmuran arasındaki ümitsiz aşkını anlatılırken, aydın erkeğin kadına bakışı konusu üstünde durulur; kadın ve erkeğin evlendikten sonra birbirlerine bakışı gibi çeşitli sorunlar göz önüne serilmiştir.[3] Eserin kurmaca kişisi Kâmuran, büyük oranda ressam Müfide Kadri’den esinlenerek yaratılmıştır. Türk sanat tarihi içerisinde Batı tarzı resim yapan ilk kadın ressam olan Müfide Kadri'nin gerçek biyografisi hakkında sanat tarihi kitaplarında çok az bilgi bulunduğundan bu roman, biyografik nitelikleri nedeniyle önem kazanır.[4] Müfide Kadri’nin biyografisini çeşitli bakış açılarından yansıtmak isteyen yazar, günlük, anı, mektup, makale gibi farklı anlatı türlerini içeren bir roman kaleme almıştır.[4] Halide Edip, romanında Kâmuran’ı, sonsuz aşkla bağlanılan ve erişilemeyen bir kadın olarak çizmiştir.

Müfide Kadri'nin otoportresi (Son Eseri'nin kahramanı Kâmuran’ın fiziksel özellikleri ile benzerlikler taşır[4])

Kitap, Halide Edib’in yazdığı Mukaddime’nin hemen ardından “Romancı Niçin Yazar?” adlı bölümle başlar. Eserin romancı kahramanı ve anlatıcısı olan Feridun Hikmet’in ağzından yazılan bölümün ilk cümlesi “Otuz yedi yaşındayım ve romancıyım”dır[2] Hikâye her ne kadar erkek bir anlatıcının ağzından dile getiriliyor olsa da asıl hikâyesi anlatılmak istenen kadın kahramandır.[3]

Romanın 1939‟daki baskısında yazar, bazı değişiklikler yapmış; romanı neredeyse yeniden kalem almıştır.[4] Bu değişikliklerden biri de romana eklediği son bölümdür. Edib, ikinci baskıya “Saadet Köşkü” başlıklı bir bölüm eklemiştir. Bu bölüm, Kâmuran öldükten sonra Ahmet Şerif adlı bir gazetecinin Asım Bey‟le yaptığı söyleşi ve resimleri üzerine yaptıkları yorumlardan oluşur.

Kitabın konusu

Yazar Feridun Hikmet, ailesi ile birlikte Üsküdar'da yaşamaktadır. Eşi Mediha, oğulları Şevket ve kızları Nerime ile birlikte yazı geçirmek için bir sayfiye yerine gitmeye karar verir.[2] Son zamanlarda tıkandığını, yazamadığını hisseden Feridun Hikmet, sessiz bir yere çekilip yazabilmeyi ummaktadır. Çamlıca’ya gitmeyi tercih ederler.

Feridun Hikmet ve ailesi, Çamlıca’da bir yürüyüş sırasında Mediha’nın eski eşi Asım'n kız kardeşi ressam Kâmuran’la karşılaşırlar. Bu karşılaşma başlangıçta onları rahatsız eder. Ancak Feridun, Kâmuran’ın gizemli çekiciliğine kapılır. Kâmuran da onun hislerini karşılıksız bırakmaz. Kâmuran’ın Feridun Hikmet’in portresini yapmaya başlaması onları birbirine yakınlaştırır.

Ağabeyi Asım’ın karısını elinden alıp, mutsuzluğa mahkum eden bir adamla ilişki yaşamaktan ürken Kâmuran kaçar. Feridun onun izini sürer ve Berlin’de bulur. Birlikte Almanya’da Königssee'de göl kıyısında altı gün geçirirler. Feridun Hikmet, kızı Nerime’nin ölümü üzerine Almanya’dan döner. Romanın birinci bölümü burada biter ve mektuplaşmalardan oluşan ikinci bölüm başlar. Feridun Hikmet'in Kâmuran'a yazdığı aşk mektubundan sonra Feridun Hikmet ve Asım Bey'e yazışmaları ve üçüncü bölümde Kâmuran'ın Feridun Hikmet'e aşkını itiraf ettiği, hayatını anlattığı mektup yer alır. Kısa bir süre sonra Kâmuran göl kenarında geçirilen günlerin diyetini ödercesine zatürre olur ve ölür.

Romanın "Saadet Köşkü" başlığını taşıyan son bölümü onun ölümü ve ardında bıraktığı resimlerinin tanıtımı ve tahlilini içerir. Aşıkların her ikisi de geriye son bir eser bırakır. Yaşadıkları aşk, her ikisinin de sanatlarında en önemli ilham kaynakları olmuştur. Feridun Hikmet’in eseri “Son Eseri” adlı romandır, Kâmuran’ınki ise “Saadet Köşkü” adlı tablo. Halide Edib tarafından ikinci baskıda eklenmiş olan bu kısımda Ahmet Şerif adlı bir gazeteci Asım Bey’le Kamuran’ın eserleri hakkında söyleşir. Kamuran’ın Saadet Köşkü tablosunun yanı sıra “Ayışığında Kaktüsler” adlı bir tablo daha yapmış olduğu ortaya çıkar. Sadet Köşkü Kamuran’ın ütopyasını ortaya koyan bir yapıttır; Kaktüsler ise yaşamın somut gerçekliğini ifade eder.[3]

Kaynaklar

İlgili Araştırma Makaleleri

<i>Ateşten Gömlek</i> Halide Edib Adıvar tarafından yazılan roman

Ateşten Gömlek, Halide Edip Adıvar'ın savaş sırasında yaşanan bir aşk öyküsünü konu edinen ve 1922 yılında Kurtuluş Savaşı devam ederken tefrika edilmiş olan romanı.

<span class="mw-page-title-main">Kemal Tahir</span> Türk roman yazarı ve senarist (1910–1973)

Kemal Tahir, asıl adıyla İsmail Kemalettin Demir, Türk romancı, yazar, senarist.

<span class="mw-page-title-main">Yakup Kadri Karaosmanoğlu</span> Türk yazar, diplomat

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Türk yazar ve diplomattır. Türk Dil Kurumunun kurucularındandır.

<span class="mw-page-title-main">Halide Edib Adıvar</span> Türk yazar, öğretmen ve politikacı (1884–1964)

Halide Adıvar, Türk yazar, siyasetçi, akademisyen ve öğretmen. Halide Onbaşı olarak da tanınır.

<i>Hayat</i> (dergi) haftalık haber dergisi

Hayat, 1956'dan 1970'lerin sonlarına kadar İstanbul'da yayınlanan haftalık haber-aktüalite dergisi.

<span class="mw-page-title-main">Müfide Ferit Tek</span> Türk yazar

Müfide Ferit Tek, Türk romancı.

Türkün Ateşle İmtihanı, Halide Edib Adıvar'ın Milli Mücadele yıllarında eşi Adnan Adıvar ile Anadolu' da geçirdikleri günlerden, Zafer'in kazanılıp İstanbul'a dönmelerine kadar olan döneme ait anılarını içeren kitaptır.

Reşat Enis Aygen, Türk yazardır. Sosyalist gerçekçi romanlar yazmıştır.

<i>Kalp Ağrısı</i> (roman) roman

Kalp Ağrısı, Halide Edib Adıvar'ın dokuzuncu romanı.

<span class="mw-page-title-main">Müfide Kadri</span> Türk ressam

Müfide Kadri Türk ressam, besteci.

<i>Aydemir</i> (roman)

Aydemir, Müfide Ferit Tek'in 1918 yılında Türk Kadını Mecmuası Halk Kitaphanesi tarafından yayımlanmış ütopik romanı.

Mor Salkımlı Ev, Halide Edib Adıvar'ın çocukluk günlerinden 1918 yılına kadar anılarını anlattığı kitabıdır. 1955 yılında Yeni İstanbul gazetesinde tefrika edilmiş; 1963 yılında, yazarın ölümünden hemen önce kitap olarak yayımlanmıştır.

Emine Semiye Önasya veya Emine Semiye Hanım, Türk edebiyatçı, öğretmen, kadın hareketi öncüsü.

Tercümân-ı Hakîkat, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, İstanbul'da 1878-1921 yılları arasında yayınlanan günlük gazete.

<i>Vurun Kahpeye</i> (film, 1949) 1949 filmi

Vurun Kahpeye, Lütfi Ömer Akad'ın 1949 yapımı filmi. İftira sonrası linç edilen Aliye Öğretmenin hikâyesini konu edinmektedir. Film, Halide Edib Adıvar'ın 1923 yılı sonlarında Akşam gazetesinde tefrika edilen ve 1926'da ilk defa kitap olarak yayınlanan aynı adlı eserinden sinemaya uyarlanmıştır. Roman, toplamda üç defa sinemaya uyarlanmış ve bu, ilk uyarlamadır. Başrolde Aliye Öğretmeni canlandıran Sezer Sezin vardır.

<i>Akile Hanım Sokağı</i>

Akile Hanım Sokağı, Halide Edib Adıvar’ın 1957-1958 yıllarında Hayat mecmuasında tefrika edilmiş, 1958’de kitap olarak yayımlanmış romanıdır.

Yeni Turan, Halide Edib Adıvar’ın 1912 yılında yayımlanan bir romanıdır.

<i>Nur Baba</i> (roman) Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından yazılan roman

Nur Baba, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun, Kısıklı'daki Bektaşi Tekkesi'ne devam ettiği yıllardaki gözlemlerine dayanarak, 1913'te yazmaya başladığı ilk romanı.

Millî Edebiyat Dönemi, II. Meşrutiyet ile Cumhuriyet'in ilk yılları arasında faaliyet gösteren edebiyat akımıdır. Genellikle Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp'in Genç Kalemler dergisinde savundukları Yeni Lisan Hareketi ile başlatılır. Dilde sadeleşme, şiirde aruzun yerine aruz ölçüsü, içerikte halkın sorunları ve yerli yaşam Millî Edebiyat Dönemi'nin temelini oluşturur. Bu dönemde Türk edebiyatı Doğu ve Batı taklitçiliğinden kurtarılmaya çalışılmış, yalın bir anlatım benimsenmiştir. Ayrıca Türk kültürü ve tarihi, incelenmemiş bir hazine olarak kabul edilmiştir.

Maske ve Ruh, daha çok romanlarıyla tanınan Halide Edib Adıvar'ın 1930'lu yıllarda yazdığı oyun. Oyunda dünyaya ve dünyada karşılaşılan sorun ve tehditlere Türk mizah ve felsefesinin önemli isimlerinden Nasreddin Hoca'nın bakış açısıyla yaklaşılır. Halide Edib eseri yazma fikrinin Milli Mücadele yıllarında Akşehir'e yaptığı gezi sırasında geldiğini belirtti fakat ziyaretinden 10 yıl sonra kaleme alabildi. Bu tarzda bir eser yazmasında Akşehir'de Nasreddin Hoca felsefesinden etkilenmesi ilham kaynağı olmuştur. İlk olarak Yedigün dergisinde tefrika edilmiştir. Aynı zamanda ikinci versiyonu "Masks or Souls" adıyla yazar tarafından güncellenerek İngilizce yayımlandı. Güncelliğini yitirmiş olabilecek bazı kaynaklara göre oyun hiçbir tiyatroda sergilenmemiştir.