İçeriğe atla

Soluk Mavi Nokta

Yaklaşık 6 milyar km uzaklıktan Dünya, soldan sağa resmi geçen güneş ışığı huzmelerinin birinin üzerinde, sonradan eklenen dairenin ortasında, soluk bir mavi nokta olarak görülüyor. Huzmeler, güneşin fotoğraf karesine yakın olmasından kaynaklanmaktadır. Noktanın bir huzmenin üzerine denk gelmesi ise tesadüftür.

Soluk Mavi Nokta, yaklaşık 6 milyar kilometre (3,7 milyar mil; 40,5 AU) gibi rekor bir uzaklıktan, 14 Şubat 1990 tarihinde Voyager I aracından kaydedilmiş fotoğraftır. Fotoğrafta, Dünya'nın görünen boyutu bir pikselden daha düşüktür ve gezegenimiz, uzayın yalnızlığında kameraya yansıyan güneş ışığı bantları arasında küçük bir nokta olarak görünür.[1]

Carl Sagan'ın özel isteği ile NASA, misyonunu tamamlamış olan ve Güneş Sistemi'nden ayrılmak üzere olan Voyager 1 ile, son defa kamerasını döndürmesi ve Dünya'nın görüntüsünü kaydetmesi için son kez iletişime geçti. "Soluk Mavi Nokta" ifadesi, fotoğrafın önemi üzerine düşüncelerini dile getiren Carl Sagan tarafından, başlığını koyduğu 1994 Soluk Mavi Nokta eseri ile icat edildi.[2]

Fotoğraf çekilirken dar açılı bir objektif kullanılmış; mavi, yeşil ve mor filtreler takılmış ve tutulum düzleminin 32° üstü hedeflenmiştir.[3] Dar açılı objektifler, geniş açılı objektiflerin aksine belli bir bölgeden ayrıntı görüntülemek için kullanılır.[4] Dünya, fotoğrafta bir pikselden daha küçük bir alan (0,12 piksel) kaplamaktadır.[3]

Voyager 1, Venüs, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ün de benzeri fotoğraflarını çekmiştir.[3] Merkür'ün Güneş'e yakınlığı fotoğraflanmasına izin vermemiştir.[5] NASA, altmış kadar fotoğrafı bir mozaik şeklinde bir araya getirerek "Aile Fotoğrafı" isimli Güneş Sistemi resmini oluşturmuştur.

Arka plan

Eylül 1977'de NASA, dış Güneş Sistemini ve yıldızlararası uzayı incelemek için 772 kg (1592 lb) kütleye sahip robotik bir uzay aracı olan Voyager 1'i fırlattı.[6][7] 1979'da Jovian sistemini, 1980'de ise Satürn sistemini geçtikten sonra aynı yılın Kasım ayında birincil misyonunu başarıyla tamamladığı açıklandı. Voyager I, Güneş Sistemi'nin en büyük iki gezegenin ve uydularının, ayrıntılı görüntülerini kaydeden ilk uzay aracıydı.

Voyager 1 uzay aracı

Hâlâ 64000 km/h (40000 mph) hızla hareket eden araç, Dünya'dan en uzak insan yapımı nesnedir ve Güneş Sistemi'ni terk eden ilk araçtır.[8] Voyager 1'in misyonu Kuiper kuşağı, heliosfer ve yıldızlararası uzay sınırlarını daha kapsamlı araştırması için genişletildi. Bugün (23 Eylül 2024) itibarıyla 47 yıl ve 18 gün boyunca faaliyet göstermekte olup, rutin komutları alır ve verileri Deep Space Network'e geri iletir.[6][9][10]

Voyager 1'in yalnızca Satürn incelemelerinde çalışması planlanıyordu. Araç, 1980'de Satürn'ü geçtiğinde Carl Sagan, özel isteğini yazdığı kâğıtı NASA'ya faksladı. Sagan NASA'dan, aracın Güneş Sistemi'nden çıkmadan son bir kez kamerasını Dünya'nın bulunduğu yere çevirip fotoğraf kaydetmesini istedi.[11] Böylece 'en uzaktan çekilen Dünya resmi' olarak rekora girecekti. Ancak Sagan, resmin çok fazla bilimsel değerinin olmayacağını da belirtti; çünkü Voyager'ın kameraları herhangi bir ayrıntıyı ortaya çıkaracak kadar gelişmiş değildi, sadece insanlığın evrendeki yerine ilişkin anlamını bir perspektif olarak kalacaktı.

Voyager programındaki pek çok kişi bu fikri desteklese de Dünya, Güneş'e oldukça yakın bir konumdan bu fotoğrafı çekmenin uzay aracının görüntüleme sistemine onarılamaz bir şekilde zarar verme riski taşıdığından, endişeler de vardı. Sagan'ın isteğinin gerçekleştiği 1989'a kadar bu olasılık üzerinde duruldu, fakat cihaz kalibrasyonları operasyonu daha da geciktirdi ve Voyager 1'e gönderilecek radyo komutlarını düzenleyen ve ileten personel işten çıkarılıyor veya başka projelere aktarılıyordu. En sonunda NASA yöneticisi Richard Truly [en], fotoğrafın çekildiğinden emin olmak için bizzat ilgilendi.[8][12][13]

Carl Sagan'ın yorumlaması

Sagan, 1994 tarihli kitabı Soluk Mavi Nokta'da fotoğrafın önemi hakkındaki düşüncelerini şu satırlarla kaleme dökmüştür:[14]

Uzayın derinliğinden bu resmi çekmeyi başardık. Eğer bu resme dikkatlice bakarsanız orada bir nokta göreceksiniz. O noktaya tekrar bakın. Bu nokta bizim evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun içinde bulunuyor. Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, her umut dolu çocuk, her mucit, her kâşif, her ahlak hocası, yozlaşmış her politikacı, her şöhret yıldızı, her "yüce önder", her aziz ve günahkâr işte orada yaşadı; bir güneş ışınında asılı duran o toz zerreciğinin içinde.

Dünya, dev bir evrensel arenada yer alan çok küçük bir sahnedir. Bütün o komutan ve imparatorların akıttıkları kan göllerini düşünün ... şan ve şöhret içerisinde, bu noktanın küçük bir parçasında kısa bir süre için efendi olabildiler. Bu noktanın bir köşesinde yaşayanların, başka bir köşesinde yaşayan ve kendilerinden zar zor ayırt edilebilen diğerleri üzerinde uyguladıkları zulmü düşünün ... anlaşmazlıkları ne kadar sık, birbirlerini öldürmeye ne kadar istekliler, nefretleri ne kadar da yoğun!

Bu soluk ışık noktası, bütün o kasılmalarımıza, kendi kendimize atfettiğimiz öneme ve evrende öncelikli bir konuma sahip olduğumuz yolundaki yanlış inancımıza meydan okuyor. Gezegenimiz, çevremizi saran o büyük evrensel karanlığın içerisinde yalnız başına duran bir toz zerreciğidir. İçinde yaşadığımız bilinmezlik ve bütün bu enginliğin içerisinde, başka bir yerden bir yardımın gelip bizi bizden kurtaracağına dair hiçbir ipucu yoktur.

Dünya, şu ana kadar yaşam barındırdığı bilinen tek gezegen. En azından yakın gelecekte, türümüzün göçebileceği başka hiçbir yer yok. Evet, ziyaret ediyoruz. Ama henüz yerleşemiyoruz. Beğensek de beğenmesek de, Dünya şu an için yaşadığımız yegâne yer. Gökbiliminin alçakgönüllü ve kişiliği geliştiren bir uğraşı olduğu söyleniyor. Bana kalırsa, insan kibrinin akıl dışılığını, küçük Dünyamızın uzaktan çekilmiş bu görüntüsünden daha iyi gösterebilecek bir şey yoktur. Bu görüntü, bildiğimiz tek evimiz olan bu soluk mavi noktayı daha içten paylaşmamız ve koruyup şefkat göstermemiz gerektiği konusundaki sorumluluğumuzun altını çiziyor.

Kaynakça

  1. ^ "A Pale Blue Dot". The Planetary Society. 19 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Aralık 2014. 
  2. ^ "From Earth to the Solar System, The Pale Blue Dot". NASA. 18 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Aralık 2014. 
  3. ^ a b c "Solar System Portrait - Earth as 'Pale Blue Dot'". NASA. 25 Ekim 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  4. ^ "SPACECRAFT - Cassini Orbiter Instruments - ISS". NASA. 4 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  5. ^ "Solar System Portrait - Views of 6 Planets". NASA. 21 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  6. ^ a b "Mission Overview". starbrite.jpl.nasa.gov. 21 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2011. 
  7. ^ "Voyager 1". nssdc.gsfc.nasa.gov. 30 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2011. 
  8. ^ a b Sagan, Carl (9 Eylül 1990). "The Earth from the frontiers of the Solar system – The Pale, Blue Dot". PARADE Magazine. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2011. 
  9. ^ Butrica, Andrew.J (1994). "Chapter 11". From Engineering Science To Big Science (1. bas.). New York: Random House. s. 251. ISBN 0-679-43841-6. 
  10. ^ "An Earthly View of Mars". space.com. 14 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2011. 
  11. ^ "It's our dot: For Carl Sagan, planet Earth is just a launch pad for human explorations of the outer universe". pqasb.pqarchiver.com. 11 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2011. 
  12. ^ Carl Sagan; Ann Druyan (2011). Pale Blue Dot: A Vision of the Human Future in Space. Random House Publishing Group. ss. 4-5. ISBN 978-0-307-80101-2. 25 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2020. 
  13. ^ "An Alien View Of Earth". npr.org. 21 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2011. 
  14. ^ "Reflections on a Mote of Dust". 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2007. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">NASA</span> ABDde uzay programı çalışmalarından sorumlu kurum

NASA, Amerika Birleşik Devletleri'nin uzay programı çalışmalarından sorumlu olan kurum. 29 Temmuz 1958 tarihinde ABD Başkanı Dwight Eisenhower tarafından kurulmuştur. Daire, 1 Ekim 1958 tarihinden itibaren askerî amaçlardan ziyade sivil alanda barışçıl bir şekilde faaliyet göstermeye başlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Satürn</span> Güneş Sisteminin 6. gezegeni

Satürn veya Eski Türkçedeki adıyla Sekentir ya da Sekendiz, Güneş'e en yakın altıncı gezegen ve Jüpiter'den sonra Güneş Sistemi'ndeki en büyük ikinci gezegendir. Ortalama yarıçapı Dünya'nın yaklaşık dokuz buçuk katı olan bir gaz devidir. Dünya'nın ortalama yoğunluğunun yalnızca sekizde birine sahiptir, ancak Dünya'dan 95 kat daha büyüktür. Satürn, neredeyse Jüpiter büyüklüğünde olmasına rağmen, Jüpiter'in kütlesinin üçte birinden daha azına sahiptir. Satürn, Güneş'in etrafında 9,59 AU (1.434 milyon km) mesafede 29,45 yıllık bir yörünge periyoduyla dolanır.

<span class="mw-page-title-main">Carl Sagan</span> Amerikalı gök bilimci, evren bilimci, astrobiyolog, yazar ve bilim eğitimcisi (1934–1996)

Carl Edward Sagan, Amerikalı gök bilimci ve astrobiyolog. Astrobiyolojinin öncülerinden olan Sagan, bilimin popülerleşmesi için yaptığı çalışmalarla tanınır. Popüler bilim kitaplarıyla ve yazımında yer alıp sunduğu ödüllü televizyon dizisi Cosmos (Kozmos) ile dünya çapında tanınmıştır. Ayrıca Dünya Dışı Akıllı Varlık Araştırması'nın (SETI) ilerlemesine katkı sağlamıştır ve 1985 yılında yayımlanan Contact (Mesaj) adlı romanı, Jodie Foster'ın oynadığı aynı isimli film ile 1997 yılında beyaz perdeye aktarılmıştır. Çalışmalarında her zaman bilimsel yöntemi savunmuştur.

<i>Pioneer 10</i> Amerikan yapımı kaşif, uzay sondası

Pioneer 10, 3 Mart 1972 tarihinde fırlatılan ve Jüpiter gezegenine ilk görevi gerçekleştiren 260 kilogram ağırlığındaki bir Amerikan uzay sondasıdır. Daha sonra, Güneş Sistemi'ni terk etmek için gereken kurtulma hızına ulaşan beş yapay nesneden ilki oldu. Bu uzay araştırma projesi Kaliforniya'daki NASA Ames Araştırma Merkezi tarafından yürütülmüştür. Uzay sondası TRW Inc. tarafından üretildi.

<span class="mw-page-title-main">Voyager 2</span> Amerikan yapımı kaşif, uzay sondası

Voyager 2, 20 Ağustos 1977 tarihinde ABD Voyager programı kapsamında fırlatılan insansız uzay aracıdır. Bu uzay aracı sırasıyla Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ü ziyaret etmiştir. Uranüs ve Neptün'ü ziyaret eden tek uzay aracıdır. Aracın misyonu, kardeşi Voyager 1 ile aynıdır.

<span class="mw-page-title-main">Triton (uydu)</span>

Triton, Neptün gezegeninin en büyük doğal uydusudur. 10 Ekim 1846'da İngiliz gök bilimci William Lassell tarafından keşfedilen ilk Neptün uydusuydu. Güneş Sistemi'nde, gezegeninin tersi yönünde bir yörüngeye sahip tek büyük uydudur. Ters yön yörüngesi ve Plüton'a benzer kompozisyonu nedeniyle Kuiper kuşağından yakalanan bir cüce gezegen olduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Titan (uydu)</span> Satürn uydusu

Titan, Satürn'ün en büyük uydusu ve yoğun bir atmosferi olduğu bilinen tek doğal uydudur. Dünya dışında, yüzeyinde kararlı sıvı bulundurduğu kanıtlanan 2. gök cismi olan Titan'daki büyük su kütleleri gibi görünen okyanusların, metan gazının sıvı hali olduğu görülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Voyager 1</span> Amerikan yapımı Dünyaya en uzak konumda olan beşeri nesne , uzay sondası

Voyager 1, Voyager programı kapsamında NASA tarafından dış Güneş Sistemi’ni ve Güneş'in heliosferinin ötesindeki yıldızlararası uzayı araştırmak için 5 Eylül 1977'de fırlatılan uzay sondasıdır. İkizi Voyager 2'den 16 gün sonra fırlatılan 722 kilogram ağırlığındaki Voyager 1, NASA tarafından fırlatıldığı 5 Eylül 1977'den bu yana hizmet vermek, düzenli komutları almak ve Dünya'ya veri iletmek için Derin Uzay Ağı ile iletişim kurmaya devam etmektedir. Jüpiter ve Satürn'ü ziyaret etmiş, bu gezegenlere ait uyduların detaylı fotoğraflarını elde eden ilk sonda olmuştur. Görevi hâlâ devam etmektedir. 15 Aralık 2023 itibarıyla sinyal alımı yapılamadığı iddia edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ranger programı</span>

Ranger programı, 1960'larda Amerika Birleşik Devletleri tarafından Ay yüzeyinin ilk yakın çekim görüntülerini elde etmeyi amaçlayan bir dizi insansız uzay göreviydi.

<span class="mw-page-title-main">Uzay sondası</span> uzay keşfi için yapılan makineler

Uzay sondası, Dünya'nın çekim alanından kurtulup, Ay'a, diğer gökcisimlerine, gezegenler arası ya da galaksiler arası uzay boşluğuna gönderilerek veri toplamaya yarayan robotik uzay aracı ve bu aracın yerine getirdiği göreve verilen addır. Halihazırda etkin durumda yaklaşık 20 uzay sondası görev yapmaktadır. Şu an uzayda sondası bulunan ülkeler ve birlikler, Rusya, Ukrayna, ABD, AB, Japonya, Hindistan ve Çin'dir.

<span class="mw-page-title-main">Mavi Bilye</span> Apollo 17 uzayaracı mürettebatınca çekilen ve yerküreyi bütün olarak gösteren fotoğraf

Mavi Bilye, 7 Aralık 1972'de Apollo 17 uzayaracı mürettebatınca Dünya'dan 29.000 km mesafeden çekilen ve yerküreyi bütün olarak gösteren ünlü fotoğraf.

<span class="mw-page-title-main">Voyager Altın Plakları</span>

Voyager Altın Plakları 1977'de fırlatılan Voyager uzay araçlarında bulunan gramofon kayıtlarıdır. Plakta, dünya dışı akıllı yaşam formlarının ya da gelecekteki insanların bulması niyetiyle dünyadaki hayatın ve kültürlerin çeşitliliğini gösteren seçilmiş sesler ve görüntüler bulunmaktadır. Voyager-1 40.000 yıl sonra Zürafa takımyıldızındaki 17,6 ışık yılı uzakta bulunan AC+79 3888 yıldızına ulaşacaktır.

<span class="mw-page-title-main">Kütle çekimsel sapan</span>

Yörüngesel mekanikte ve uzay mühendisliğinde, kütleçekimsel sapan veya çekim etkili manevra, yakıt, zaman ve gider açısından tasarruf yapmak için uzay araçlarının hız ve yönünün bir gezegenin veya başka bir astronomik aracın çekim etkisiyle değiştirilmesidir. Çekim etkisi, uzay araçlarının ivmelendirilmesi, hızlarının artırılıp veya azaltılması ve yönlerinin değiştirilmesi için kullanılabilir. Bu etki, kütleçekimi uygulayan gök cisminin uzay aracını çekmesiyle sağlanır. Bu teknik, ilk olarak 1961'de üç cisim problemi üzerinde çalışan Michael Minovitch tarafından önerildi. Gezegenler arası araştırma yapan Mariner 10 dan itibaren bu teknik kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ann Druyan</span> Amerikalı film yapımcısı ve senarist

Ann Druyan bilim iletişim konusunda uzman Emmy ve Peabody ödüllü Amerikalı yazar, yapımcı ve yönetmen. 1980 yapımı PBS belgesel dizisi Cosmos'un, sunuculuğunu yapan ve 1981 yılında evlendiği Carl Sagan ile birlikte yazdı. 2014 devam filmi Cosmos: A Spacetime Odyssey ve yeni sezonu Cosmos: Possible Worlds'un yaratıcısı, yapımcısı ve yazarıdır. Her iki dizinin bölümlerini de yönetmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Jüpiter'in halkaları</span> Jüpiter gezegeninin halkaları

Jüpiter'in halkaları ya da Jüpiter halka sistemi, Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegen olan Jüpiter'in çevresinde bulunan halka sistemidir. Satürn ve Uranüs sistemlerinden sonra Güneş Sistemi'nde keşfedilen üçüncü halka sistemiydi. İlk olarak 1979'da Voyager 1 uzay aracı tarafından gözlemlendi ve 1990'larda Jüpiter yörüngesine giren Galileo uzay aracı tarafından araştırıldı. Hubble Uzay Teleskobu ve Dünya'dan da uzun süre gözlemlenmiştir. Halkaların Dünya'dan gözlemlenmesi, mevcut en büyük teleskopları gerektirir.

<span class="mw-page-title-main">Pioneer plağı</span> dünya dışı yaşamın onları bulması durumunda Pioneer 10 ve Pioneer 11 uzay aracına iliştirilmiş plaket

Pioneer plağı 1972 Pioneer 10 ve 1973 Pioneer 11 uzay araçlarına yerleştirilen ve bu araçların akıllı dünya dışı yaşam tarafından durdurulması durumunda resimli mesaj içeren iki tane altın-eloksallı alüminyum plakadır. Plakalar, uzay aracının kökeni hakkında bilgi sağlamak için tasarlanmış çeşitli sembollerle birlikte bir erkek ve kadının çıplak insan figürlerini gösterir.

Carl Sagan Enstitüsü: Soluk Mavi Nokta ve Ötesi, Güneş Sistemi'nin içinde ve dışında yaşanabilir gezegenler arayışını ilerletmek için New York Ithaca'daki Cornell Üniversitesi'nde 2014 yılında kuruldu. Dış gezegenlerin karakterizasyonuna ve evrendeki yaşam belirtilerini aramak için kullanılan araçlara odaklanmıştır. Enstitünün kurucusu ve şu anki yöneticisi astronom Lisa Kaltenegger'dir.

<span class="mw-page-title-main">Nick Sagan</span> Amerikalı yazar

Nicholas Julian Zapata Sagan Amerikalı Roman yazarı, senarist. Idlewild, Edenborn ve Everfree bilimkurgu romanlarının yazarıdır ve ayrıca Uzay Yolu: Yeni Nesil ve Uzay Yolu: Voyager bölümleri için senaryolar yazmıştır. Astronom Carl Sagan ile sanatçı ve yazar Linda Salzman'ın oğludur. İki ağabeyinden Dorion bilim yazarıdır.

Aile Portresi veya bazen gezegenlerin portresi Güneş Sistemi tarafından edinilen bir görüntüdür. Voyager 1, 14 Şubat 1990'da Dünya'dan 6 milyar kilometre uzaklıkta altı gezegenin bir bir çerçevelerine ve göreceli konumlarını gösteren kısmi bir arka plana sahiptir.Resim 60 karelik bir mozaiktir. Voyager görüntüleme ekibinde yer alan gök bilimci Carl Sagan, fotoğrafları çektirmek için uzun yıllar kampanya yapmıştır. Mozaikte sağdan sola altı gezegen görülebilir. Görüntüler yaklaşık altı milyar kilometre mesafeden ve ekliptikten 32 derece yüksek bir açıdan çekildi. Görüntünün birleşik bir görünümü yoktur.Bir bir çerçeveler, her birinde mümkün olduğunca fazla ayrıntı ortaya çıkarmak için çeşitli pozlamalarda çeşitli filtreler kullanılarak elde edildi.Görüntü, Dünya'dan yaklaşık 40,11 AU uzaklıkta ve ekliptik düzlemden yaklaşık 32° yükseklikte elde edildi. Uzay aracı güneş sistemimizin kenarına ulaştığında, tam 6,4 milyar kilometre uzaklıktan Dünya'ya son bir bakış atıp resmi çekti. Resimde Dünya küçük bir yer olarak gözüküyordu.Sagan buna özetle kısaltırsak şunu anlatıyordu Uzayın derinliğinden çektiği bu resmi o yerin evimizin olduğunu tüm tandıklarınız adını duyduğunuz gelmiş geçmiş tüm insanların burada yaşadığını sevinç, acı, ideoloji, inanç kısacası türlü türlü çeşit insanların bir güneş ışınında asılı duran o toz zerreceğinde yaşadığını anlatıyordu.

Soluk Mavi Nokta: İnsanın uzaydaki geleceğine bir bakış, gök bilimci Carl Sagan'ın 1994 tarihli bir kitabıdır. Bu, Sagan'ın 1980 tarihli kitabı Kozmos'un devamı niteliğindedir ve Sagan'ın dokunaklı bir açıklama yaptığı ünlü 1990 Soluk Mavi Nokta fotoğrafından esinlenmiştir. Kitapta Sagan, insanın evrendeki yeri hakkındaki felsefeyi, Güneş Sistemi hakkındaki mevcut bilgilerin bir tanımıyla harmanlıyor. Ayrıca gelecek için bir insan vizyonunu detaylandırıyor.