Soluk Mavi Nokta
Soluk Mavi Nokta, yaklaşık 6 milyar kilometre (3,7 milyar mil; 40,5 AU) gibi rekor bir uzaklıktan, 14 Şubat 1990 tarihinde Voyager I aracından kaydedilmiş fotoğraftır. Fotoğrafta, Dünya'nın görünen boyutu bir pikselden daha düşüktür ve gezegenimiz, uzayın yalnızlığında kameraya yansıyan güneş ışığı bantları arasında küçük bir nokta olarak görünür.[1]
Carl Sagan'ın özel isteği ile NASA, misyonunu tamamlamış olan ve Güneş Sistemi'nden ayrılmak üzere olan Voyager 1 ile, son defa kamerasını döndürmesi ve Dünya'nın görüntüsünü kaydetmesi için son kez iletişime geçti. "Soluk Mavi Nokta" ifadesi, fotoğrafın önemi üzerine düşüncelerini dile getiren Carl Sagan tarafından, başlığını koyduğu 1994 Soluk Mavi Nokta eseri ile icat edildi.[2]
Fotoğraf çekilirken dar açılı bir objektif kullanılmış; mavi, yeşil ve mor filtreler takılmış ve tutulum düzleminin 32° üstü hedeflenmiştir.[3] Dar açılı objektifler, geniş açılı objektiflerin aksine belli bir bölgeden ayrıntı görüntülemek için kullanılır.[4] Dünya, fotoğrafta bir pikselden daha küçük bir alan (0,12 piksel) kaplamaktadır.[3]
Voyager 1, Venüs, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ün de benzeri fotoğraflarını çekmiştir.[3] Merkür'ün Güneş'e yakınlığı fotoğraflanmasına izin vermemiştir.[5] NASA, altmış kadar fotoğrafı bir mozaik şeklinde bir araya getirerek "Aile Fotoğrafı" isimli Güneş Sistemi resmini oluşturmuştur.
Arka plan
Eylül 1977'de NASA, dış Güneş Sistemini ve yıldızlararası uzayı incelemek için 772 kg (1592 lb) kütleye sahip robotik bir uzay aracı olan Voyager 1'i fırlattı.[6][7] 1979'da Jovian sistemini, 1980'de ise Satürn sistemini geçtikten sonra aynı yılın Kasım ayında birincil misyonunu başarıyla tamamladığı açıklandı. Voyager I, Güneş Sistemi'nin en büyük iki gezegenin ve uydularının, ayrıntılı görüntülerini kaydeden ilk uzay aracıydı.
Hâlâ 64000 km/h (40000 mph) hızla hareket eden araç, Dünya'dan en uzak insan yapımı nesnedir ve Güneş Sistemi'ni terk eden ilk araçtır.[8] Voyager 1'in misyonu Kuiper kuşağı, heliosfer ve yıldızlararası uzay sınırlarını daha kapsamlı araştırması için genişletildi. Bugün (23 Eylül 2024) itibarıyla 47 yıl ve 18 gün boyunca faaliyet göstermekte olup, rutin komutları alır ve verileri Deep Space Network'e geri iletir.[6][9][10]
Voyager 1'in yalnızca Satürn incelemelerinde çalışması planlanıyordu. Araç, 1980'de Satürn'ü geçtiğinde Carl Sagan, özel isteğini yazdığı kâğıtı NASA'ya faksladı. Sagan NASA'dan, aracın Güneş Sistemi'nden çıkmadan son bir kez kamerasını Dünya'nın bulunduğu yere çevirip fotoğraf kaydetmesini istedi.[11] Böylece 'en uzaktan çekilen Dünya resmi' olarak rekora girecekti. Ancak Sagan, resmin çok fazla bilimsel değerinin olmayacağını da belirtti; çünkü Voyager'ın kameraları herhangi bir ayrıntıyı ortaya çıkaracak kadar gelişmiş değildi, sadece insanlığın evrendeki yerine ilişkin anlamını bir perspektif olarak kalacaktı.
Voyager programındaki pek çok kişi bu fikri desteklese de Dünya, Güneş'e oldukça yakın bir konumdan bu fotoğrafı çekmenin uzay aracının görüntüleme sistemine onarılamaz bir şekilde zarar verme riski taşıdığından, endişeler de vardı. Sagan'ın isteğinin gerçekleştiği 1989'a kadar bu olasılık üzerinde duruldu, fakat cihaz kalibrasyonları operasyonu daha da geciktirdi ve Voyager 1'e gönderilecek radyo komutlarını düzenleyen ve ileten personel işten çıkarılıyor veya başka projelere aktarılıyordu. En sonunda NASA yöneticisi Richard Truly , fotoğrafın çekildiğinden emin olmak için bizzat ilgilendi.[8][12][13]
Carl Sagan'ın yorumlaması
Sagan, 1994 tarihli kitabı Soluk Mavi Nokta'da fotoğrafın önemi hakkındaki düşüncelerini şu satırlarla kaleme dökmüştür:[14]
Uzayın derinliğinden bu resmi çekmeyi başardık. Eğer bu resme dikkatlice bakarsanız orada bir nokta göreceksiniz. O noktaya tekrar bakın. Bu nokta bizim evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun içinde bulunuyor. Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, her umut dolu çocuk, her mucit, her kâşif, her ahlak hocası, yozlaşmış her politikacı, her şöhret yıldızı, her "yüce önder", her aziz ve günahkâr işte orada yaşadı; bir güneş ışınında asılı duran o toz zerreciğinin içinde.
Dünya, dev bir evrensel arenada yer alan çok küçük bir sahnedir. Bütün o komutan ve imparatorların akıttıkları kan göllerini düşünün ... şan ve şöhret içerisinde, bu noktanın küçük bir parçasında kısa bir süre için efendi olabildiler. Bu noktanın bir köşesinde yaşayanların, başka bir köşesinde yaşayan ve kendilerinden zar zor ayırt edilebilen diğerleri üzerinde uyguladıkları zulmü düşünün ... anlaşmazlıkları ne kadar sık, birbirlerini öldürmeye ne kadar istekliler, nefretleri ne kadar da yoğun!
Bu soluk ışık noktası, bütün o kasılmalarımıza, kendi kendimize atfettiğimiz öneme ve evrende öncelikli bir konuma sahip olduğumuz yolundaki yanlış inancımıza meydan okuyor. Gezegenimiz, çevremizi saran o büyük evrensel karanlığın içerisinde yalnız başına duran bir toz zerreciğidir. İçinde yaşadığımız bilinmezlik ve bütün bu enginliğin içerisinde, başka bir yerden bir yardımın gelip bizi bizden kurtaracağına dair hiçbir ipucu yoktur.
Dünya, şu ana kadar yaşam barındırdığı bilinen tek gezegen. En azından yakın gelecekte, türümüzün göçebileceği başka hiçbir yer yok. Evet, ziyaret ediyoruz. Ama henüz yerleşemiyoruz. Beğensek de beğenmesek de, Dünya şu an için yaşadığımız yegâne yer. Gökbiliminin alçakgönüllü ve kişiliği geliştiren bir uğraşı olduğu söyleniyor. Bana kalırsa, insan kibrinin akıl dışılığını, küçük Dünyamızın uzaktan çekilmiş bu görüntüsünden daha iyi gösterebilecek bir şey yoktur. Bu görüntü, bildiğimiz tek evimiz olan bu soluk mavi noktayı daha içten paylaşmamız ve koruyup şefkat göstermemiz gerektiği konusundaki sorumluluğumuzun altını çiziyor.
Kaynakça
- ^ "A Pale Blue Dot". The Planetary Society. 19 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Aralık 2014.
- ^ "From Earth to the Solar System, The Pale Blue Dot". NASA. 18 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Aralık 2014.
- ^ a b c "Solar System Portrait - Earth as 'Pale Blue Dot'". NASA. 25 Ekim 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "SPACECRAFT - Cassini Orbiter Instruments - ISS". NASA. 4 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Solar System Portrait - Views of 6 Planets". NASA. 21 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b "Mission Overview". starbrite.jpl.nasa.gov. 21 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2011.
- ^ "Voyager 1". nssdc.gsfc.nasa.gov. 30 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2011.
- ^ a b Sagan, Carl (9 Eylül 1990). "The Earth from the frontiers of the Solar system – The Pale, Blue Dot". PARADE Magazine. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2011.
- ^ Butrica, Andrew.J (1994). "Chapter 11". From Engineering Science To Big Science (1. bas.). New York: Random House. s. 251. ISBN 0-679-43841-6.
- ^ "An Earthly View of Mars". space.com. 14 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2011.
- ^ "It's our dot: For Carl Sagan, planet Earth is just a launch pad for human explorations of the outer universe". pqasb.pqarchiver.com. 11 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2011.
- ^ Carl Sagan; Ann Druyan (2011). Pale Blue Dot: A Vision of the Human Future in Space. Random House Publishing Group. ss. 4-5. ISBN 978-0-307-80101-2. 25 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2020.
- ^ "An Alien View Of Earth". npr.org. 21 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2011.
- ^ "Reflections on a Mote of Dust". 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2007.