İçeriğe atla

Solculuk

1912 Lawrence tekstil grevindeki işçi sendikası göstericileri

Solculuk, genellikle bir bütün olarak toplumsal hiyerarşiye veya belirli toplumsal hiyerarşilere karşı çıkarak,[1][2][3][4] toplumsal eşitlik ve eşitlikçiliği destekleyen ve bunu sağlamaya çalışan siyasi ideolojiler yelpazesidir.[5] Sol siyaset tipik olarak, taraftarlarının toplumda diğerlerine göre dezavantajlı olarak algıladıkları kişiler için endişe duymanın yanı sıra, uygulandıkları toplumun doğasını değiştiren radikal yollarla azaltılması veya ortadan kaldırılması gereken haksız eşitsizlikler olduğuna dair bir inancı da içerir.[5]

Solculuk ve sağcılık, Fransız Devrimi sırasında Fransız Ulusal Meclisi'ndeki oturma düzenine atıfta bulunarak ortaya atıldı. Solda oturanlar genellikle Ancien Régime ve Bourbon monarşisine karşı çıkıp Devrimi, demokratik bir cumhuriyetin kurulmasını ve toplumun laikleşmesini desteklerken,[6] sağda oturanlar Ancien Régime'in geleneksel kurumlarını destekliyordu. Sol teriminin kullanımı, 1815'te Fransız monarşisinin restorasyonundan sonra Bağımsızlara uygulandığında daha belirgin hale geldi.[7]

Sol kanat olarak kabul edilen ideolojiler, belirli bir zaman ve yerdeki siyasi yelpazedeki konuma bağlı olarak büyük ölçüde değişmektedir. 18. yüzyılın sonunda, ilk liberal demokrasilerin kurulmasının ardından, Sol terimi Amerika Birleşik Devletleri'ndeki liberalizmi ve Fransa'daki cumhuriyetçiliği tanımlamak için kullanıldı ve geleneksel muhafazakârların ve monarşistlerin sağ kanat politikalarından daha az hiyerarşik karar alma mekanizmasını destekledi. Modern siyasette Sol terimi tipik olarak klasik liberalizmin solunda yer alan ve ekonomik alanda bir dereceye kadar demokrasiyi destekleyen ideolojiler ve hareketler için geçerlidir. Günümüzde sosyal liberalizm ve sosyal demokrasi gibi ideolojiler merkez sol olarak kabul edilirken, Sol terimi genellikle 19. ve 20. yüzyıllarda öne çıkan işçi hareketi, sosyalizm, anarşizm, komünizm, Marksizm ve sendikalizm gibi kapitalizme daha eleştirel yaklaşan hareketler için kullanılmaktadır.[8][9] Bunlara ek olarak sol kanat terimi, sivil haklar hareketi, feminist hareket, LGBT hakları hareketi, kürtaj hakları hareketleri, çok kültürlülük, savaş karşıtı hareket ve çevre hareketinin yanı sıra çok çeşitli siyasi partiler de dahil olmak üzere geniş bir yelpazede kültürel olarak liberal sosyal hareketlere de uygulanmaktadır.[10][11][12][13]

Solculuğun çeşitleri

Sol anlayışı farklı ülkelerde ve oluşumlarda farklı anlamlara gelebilir. Birçok solcu grubun çok az ve ortak hiçbir noktaya sahip olmadığı bilinmelidir. Mesela Birleşik Krallık'taki İşçi Partisi -Birleşik Krallık'ta sol bu partiyle özdeşleşmiştir- çoğunlukla küresel kapitalizmi savunmaktadır ve dünyadaki en kapitalist ekonomilerden birini meydana getirmiştir.[14] Diğer bir uç örnek ise Zimbabve'de sol ile özdeşleştirilen Zimbabve Afrika Ulusal Birliği-Vatanseverler Cephesi'dir; dünyadaki en sosyalist ekonomilerden birini gerçekleştirmiştir.

Zimbabve, Küba veya Kuzey Kore gibi ülkelerdeki sol, marksizm-Leninizm veya komünizm amacı taşıyan sosyalizmin farklı biçimleriyle eşleştirilebilir; bunlar Stalinizm, Maoizm ve Afrika sosyalizmi içerebilir.[15] Bu ülkelerde sol, bazıları çok fazla veya çok az oranda dile getirilmiş teoriler veya uygulamalar da dahil olmak üzere devlet veya toplum sahipliğinde çeşitli ekonomik ve siyasal uygulamalara ve mal ile hizmetlerin üretim ve dağıtım kanallarının yönetimine inanmaktadır.

Fransa, Hindistan veya Brezilya gibi ülkelerde sol, demokratik sosyalist veya sosyal demokrat politikalar için mücadele etmektedir.[16] Modern sosyal demokrasi hem sosyalist hem de kapitalist uygulamalar içeren demokratik bir refah devletinin oluşumunu savunmaktadır. Sosyal demokratlar kapitalist piyasa sistemi içinde gördükleri haksızlıkları ortadan kaldıracak veya iyileştirecek program ve yapıların yaratılmasını ve devleti düzenleyerek kapitalizmi demokratik yöntemlerle değiştirmeyi amaçlamaktadır.

Çevrecilik, feminizm, küreselleşme karşıtlığı, işçi sendikaları gücü ve birçok başka ideoloji bu ülkelerde bazen sol ile eşleştirilmektedir. Japonya, Danimarka, Şili veya ABD gibi ülkelerde sol çoğunlukla açıkça serbest pazar kapitalist politikaları takip etmekte ve değişen farklı devlet harcamaları uygulamaktadır.

Sol, Türkiye, Hindistan ve Orta Doğu'da görüleceği üzere genellikle sekülerdir. Fakat "özgür teoloji" ile sosyal adalete odaklanmış bazı Katolik ülkelerde ve kimi Protestan toplumlarda "Hristiyan sosyalizm" düşüncesi hakimdir. ABD'de, dini ve sol-kanat kimi zaman beraber çalışır, örneğin ABD İnsan Hakları Hareketi solcu olmakla beraber dini sebeplerle kürtaja karşı çıkar.

Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu, Katalonya ve Suriye Kürdistanı gibi oluşumlarda sol, anarşist komünizm, sendikalizm veya sosyalizm ile anarşizmin farklı biçimleri için mücadele vermektedir. Anarşistler belli bir devlet otoritesi ve sahipliğin nedeni olan mülk sisteminin ortadan kaldırılmasının daha iyi bir toplum için tek yol olduğunu savunurlar.

Sol görüşün milliyetçiliğe karşı olmayan varyasyonları da vardır. Marksizmin enternasyonalist doktrinine karşın ulusalcı-milliyetçi fikirlerin benimsendiği ve temelinde "millet" kavramının bulunduğu sol görüşler tarih boyunca görülmüştür ve günümüzde de bulunmaktadır. Venezuela'da hâlen uygulanmakta olan Bolivarcılık örnek verilebilir. Milliyetçiliğin ve solculuğun birbirini tamamlayan iki unsur olduğunu belirten bir Türkçü olan Mirsaid Sultangaliyev'in ulusal komünizm doktrini vardır.

Kelimenin kökeni

Siyasal kökeni

Sol siyaset kavramının kökeni Fransız İhtilali dönemine dayanır. İhtilal sonrası kurulan parlamentoda özgürlüklerin destekçisi olan halkçılar genellikle başkan koltuğunun solunda oturmaktaydılar. Değişimlere karşı çıkmakta olan zenginler, burjuva kişiler ise sağda otururlardı. Bugün Fransız parlamentosunda bu gelenek hâlâ devam etmektedir.

Mistik kökeni

Politikadaki sol kavramının dindeki sol kavramı ile alakası yoktur. Batı okültizminde ilk kez Helena Blavatsky (1831 - 1891) tarafından "ahlaksız" dinleri tanımlamak amacıyla kullanılmıştır. Dinlerde kötü, pis, ahlaksız kabul edilen şeyler sol taraf ile özdeşleştirilmiştir. Latince kökenli sinister (kötü) kelimesinin diğer anlamları, "sol" ve "şanssız"dır. Yine İbranicede "smowl" (sol) kelimesi aynı zamanda "karanlık" anlamına gelir.

Karşılıklı etkileşim

Sol kavramının dinlerdeki bu anlamı politikaya da ister istemez etki etmiş, bilinçli veya bilinçsiz olarak sol kavramı zaman zaman "din dışı olma" ile özdeşleştirilmiştir.

Tarihçe

18. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar "Eski Sol" sosyal sınıflar arası farklılıkların bir toplumun doğasını belirlediğini iddia etmiştir.

Modern sosyalist hareket ise büyük oranda 19. yüzyıl sonundaki işçi sınıfı hareketinden kaynaklandı. Bu süreçte, sosyalizm terimi, kapitalizm ve özel mülkiyet karşıtı konumda Avrupalı toplum eleştirmenleri tarafından ilk kez kullanıldı. Modern sosyalist hareketin kurulması ve bir bütün haline gelmesine yardım eden Karl Marx, sosyalizmin sınıf mücadelesi ve proleter devrim ile gerçekleşebileceğini yazmıştır.[17] Marksizmin sosyalizmin birçok yorumu üzerinde devam eden bir etkisi vardır.

Marx ve Engels'in fikirleri taraftar buldukça özellikle Orta Avrupa'da, sosyalistler uluslararası yapıda bir birlik kurma arayışına girdiler. 1889'da, 1789 Fransız Devrimi'nin 100. yılında, yaklaşık 300 işçi ve sosyalist örgütünü temsilen 20 ülkeden 384 delege ile İkinci Enternasyonal kuruldu.[18] Bu yapı "Sosyalist Enternasyonal" olarak tanımlandı ve Engels 1893'teki Üçüncü Kongre'de Onursal Başkan olarak seçildi.

1914'te I. Dünya Savaşı başladığında birçok Avrupalı sosyalist lider kendi hükûmetlerinin savaş hedeflerini destekledi. Birleşik Krallık, Fransa, Belçika ve Almanya'daki sosyal demokrat partiler enternasyonalizm ve dayanışma için verdikleri sözlere rağmen devletlerinin savaş zamanı askeri ve ekonomik planlarına destek verdi.

Lenin ise savaşı emperyalist bir çatışma olarak tanımladı ve dünya çapında bir proleter devrim için bu şansı kullanma çağrısı yaptı. İkinci Enternasyonal savaş sırasında dağılırken, Lenin, Troçki, Karl Liebknecht, Rosa Luxemburg gibi Marksistlerden oluşan küçük bir grup Eylül 1915'te İsviçre'de Zimmerwald Konferansı'nda bir araya geldi.

Sosyalistler Rusya'da yönetimi ele geçiriyor

1917 Ekim Devrimi, bir tarafta büyük "K" harfiyle tanımlanan Komünistlerle diğer tarafta anarko-komünistler ve sosyal demokratlar gibi diğer komünist ve sosyalist eğilimler arasında kalıcı ideolojik ayrıma neden olmuştur. Sovyetler Birliği'ndeki Sol Muhalefet, sadece Sri Lanka'da çoğunluğu elde edebilmiş olan Troçkizme neden olmuş ve o da izole edilmiş ve pro-Moskova kanat partiden tasfiye edilmiştir.

1922'de Komünist Enternasyonal dördüncü kongresinde, kendi kapitalist sınıflarının savaş için çabalarını destekleyerek işçi sınıfını aldattıkları için eleştirdikleri liderlerine dönük olarak yaptıkları eleştiri saklı kalmak üzere, komünistlerin sosyal demokratlarla işbirliği yapmasını öneren Birleşik Cephe politikası doğrultusunda bir karar aldı. Onlar açısından, öncelikle sosyal demokratların devrimden kaynaklanan konumsuzluğunu ve daha sonra, Komünist Partilerin genişleyen otoriterliğini gösteriyordu. Ancak bu durum Büyük Britanya Komünist Partisi'nin İşçi Partisi'ne katılmasıyla tersine dönmüş oldu.

1960'larda Yeni Sol görüşü ırkçılık karşıtlığı, feminizm, çevrecilik ve LGBT hakları üzerine inşa edilen Yeni Toplumsal Hareketleri de içine alan kültürel politikalarda eşitlikçi bir yaklaşımı içerecek şekilde daraltıldı. Eski Sol yapılar[19] tarafından "kimlik politikaları" olarak adlandırılan bu dönüş, yeni muhafazakarlığın, neoliberalizmin ve yeşillerin kurucu unsurları arasında solcu ögeler olarak yer aldığı için ve esas sorun olarak toplumun sınıf yapısına odaklanmak üzere diğer başarısızlıklarla beraber kısmen sorumlu tutularak eleştirilmişti.

20.yüzyılın son çeyreği içerisinde artan ev sorunu ve tüketim malzemeleri kıtlığı, örgütlenme ve konuşma ile ilgili en temel insan haklarının eksikliği ile beraber yaşandığı Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku'nda büyük krizler süreci yaşanınca her geçen gün daha çok sayıda komünist partilerinden kopmaya başladı. 1989 ve 1991 yılları arasında Komünist parti iktidarlarının Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa'da hızlı çöküşü ile sosyalizmin Sovyet biçimi küresel bir siyasal güç olarak ortadan kayboldu.

Günümüz

Sosyalist sol, Çin, Küba, Suriye, Angola ve Zimbabve gibi bazı ülkelerde hâlâ iktidardadır.

Merkez sol, liberal demokrasilerde popülist politikaların sol yorumunu yapmaktadır. Bunlar liberal demokrasiyi, temsili demokrasiyi ve vergi kesintileriyle denetlenen sosyal adalet harcamalarını, ekonominin etkin bir şekilde düzenlenmesini ve bazı kamu iktisadi teşekküllerini müdafa etmekle beraber özel mülkiyet hakkını da savunmaktadır.

Merkez sol partilerin önde gelen örnekleri İngiltere'de İşçi Partisi, Kanada'da Liberal Parti, ABD'de Demokratik Parti[20] ve Almanya'da Almanya Sosyal Demokrat Partisi'dir. Kendisini solda ifade eden pek çok milliyetçi parti de vardır. Mesela Birleşik Krallık'ta İskoçya'da İskoç Milliyetçi Partisi ve Galler'deki Plaid Cymru (Galler Partisi).

Bazı ülkelerde (özellikle Büyük Britanya'da) "ılımlı sol" reformist, demokratik veya sosyalizmin parlamenter biçimlerini savunurken "katı sol" toplumda kökten değişim isteyen sosyalist taleplerden oluşmaktadır. Aşırı sol olarak tanımlanan yapılar ise Eski Sol politikalardan yana tavır almaktadır. Ultra sol yapılar otonomizm ve anarşizm gibi siyasal yelpazenin en uç konumlarında yer almaktadırlar.

Merkez ifadesi ile beraber kullanılan "sol kanat" sözü ülkelere ve bölgelere özgü farklılıklar gösterebilmektedir. Büyük Britanya'da 2001 Genel Seçimleri hakkında Washington Post gazetesinde yayınlanan bir makalede İngiliz Muhafazakâr Partisi'nin sağlık ve refah konusundaki politikalarının "ABD siyaset yelpazesi açısından aşırı sol" bir konumu temsil edeceği ve İngiliz seçiminin Amerikan siyaset dilinin sol kanadına göre geliştiğinin gözlemlendiği dile getirilmiştir.[21]

Solun genelde seküler olduğu düşünülse de bazı Katolik ülkelerde "sosyal adalet" kavramı üzerine inşa edilmiş özgürleşme teolojisi geleneği ve bazı Protestan ülkelerde Hristiyan sosyalizmi geleneği vardır. Bazı düşünür ve tarihçiler, Eric Voegelin[22] ve Jacob Talmon[23] gibi, solun ütopyacı seküler siyasi bir din olduğunu savunmaktadır.

Sol politikalar

Sol geleneksel olarak alt sınıflarlarla ve sömürü ile mücadele etmesiyle karakterizedir. Bu nedenle Endüstri Devrimi sırasında sol politikaların yeni endüstriyel şartların iyileştirilmesi ve işçi haklarıyla özdeşleştiği görülmüştür. Bu, sosyal demokrasi, sosyalizm ve işçi sendikacılığını savunan hareketlere yol açmıştır. Daha yakın zamanlarda ise sol, küreselleşmenin mevcut biçimlerinin sömürücü doğası olarak algıladığı yanlarını eleştirmiştir, örnek vermek gerekirse: "merdiven altı üretim yerlerinin artışı", "sıfır kar politikaları" gibi. Sol aynı zamanda küreselleşmenin "adil ticaret" gibi yanlarını desteklerken ulus devletlerin küresel ekonomiden ayrılmasını ve bağlarını koparmasını da savunmaktadır.

Bu sonuçlara ulaşılmasında özgün yollar konusunda farklı sol gruplar arasında bir uzlaşma olmasa da, soldaki grupların çoğu endüstriyel demokrasi içinde Keynesyen ekonomiden refah devletine kadar değişik görüşlerde olanlar veya ekonominin devletleştirilmesinden sosyal piyasa ve merkezi planlama görüşüne sahip olanlar bir biçimde hükûmet veya ekonomide toplumsal bir müdahalenin gerekli olduğu konusunda hemfikirdir.[24]

Sol, 20. yüzyılda birey ve insan hakları daha fazla ilgi topladıkça, ırk, cinsiyet eşitliği ve kültürel hoşgörü taraftarları ile müttefik oldu.

Kaynakça

  1. ^ Smith, T. Alexander; Tatalovich, Raymond (2003). Cultures at War: Moral Conflicts in Western Democracies. Toronto, Canada: Broadview Press. s. 30. ISBN 9781551113340. 
  2. ^ Bobbio, Norberto; Cameron, Allan (1997). Left and Right: The Significance of a Political Distinction. University of Chicago Press. s. 37. 
  3. ^ Ball, Terence (2005). The Cambridge History of Twentieth-Century Political Thought. Reprint. Cambridge: Cambridge University Press. s. 614. ISBN 9780521563543. 17 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Kasım 2016. 
  4. ^ Thompson, Willie (1997). The Left In History: Revolution and Reform in Twentieth-Century Politic. Londra: Pluto Press. ISBN 978-0745308913. 
  5. ^ a b Wright, Edmund, (Ed.) (2006). The Desk Encyclopedia of World History. New York: Oxford University Press. s. 370. ISBN 978-0-7394-7809-7. 
  6. ^ Knapp, Andrew; Wright, Vincent (2006). The government and politics of France. 5th. London [u.a.]: Routledge. ISBN 978-0-415-35732-6. the government and politics of france. 
  7. ^ Gauchet, Marcel (1996). "Right and Left". Nora, Pierre (Ed.). Realms of memory: conflicts and divisions. s. 248. 
  8. ^ Maass, Alan; Zinn, Howard (2010). The Case for Socialism. Revised. Haymarket Books. s. 164. ISBN 978-1608460731. The International Socialist Review is one of the best left-wing journals around... 
  9. ^ Schmidt, Michael; Van der Walt, Lucien (2009). Black Flame: The Revolutionary Class Politics of Anarchism and Syndicalism. Counter-Power. 1. AK Press. s. 128. ISBN 978-1-904859-16-1. [...] anarchism is a coherent intellectual and political current dating back to the 1860s and the First International, and part of the labour and left tradition. 
  10. ^ Revel, Jean Francois (2009). Last Exit to Utopia. Encounter Books. s. 24. ISBN 978-1594032646. In the United States, the word liberal is often used to describe the left wing of the Democratic party. 
  11. ^ Barry, John (2002). International Encyclopedia of Environmental Politics. Taylor & Francis. ISBN 978-0415202855. All surveys confirm that environmental concern is associated with green voting...[I]n subsequent European elections, green voters have tended to be more left-leaning...the party is capable of motivating its core supporters as well as other environmentally minded voters of predominantly left-wing persuasion... 
  12. ^ "Democratic socialism" (PDF). 2 Eylül 2006 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Haziran 2017. 
  13. ^ "Green party to position itself as the real left of UK politics". The Guardian. 5 Eylül 2014. 13 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2016. 
  14. ^ Wright, Anthony (2020). British politics: a very short introduction (3. bas.). Oxford: Oxford University Press. ISBN 978-0198827320. 
  15. ^ Beachtiger, Andrea (2018). The Oxford handbook of deliberative democracy (1. bas.). Oxford, Birleşik Krallık: Oxford University Press. ISBN 978-0198747369. 
  16. ^ Rohrschneider, Robert (2020). The Oxford handbook of political representation in liberal democracies (1. bas.). Oxford, Birleşik Krallık: Oxford University Press. ISBN 978-0198825081. 
  17. ^ Marx, Karl, Communist Manifesto, Penguin (2002)
  18. ^ The Second (Socialist) International 1889–1923 30 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. erişim tarihi 12 Temmuz 2007
  19. ^ Özellikle, ortodoks Marksist-Leninistler-Troçkistler
  20. ^ Burada özel ulusal normlar açısından merkez sol spektrum görecelidir; Avrupa standartları açısından 2008 yazında ABD'nin Demokratik Partisi daha çok merkez-sağdadır.
  21. ^ 'The least worst party', Sunday Times, 3 June 2001, page 16.
  22. ^ Eric Voegelin, Modernity Without Restraint, University of Missouri Press, 2000, ISBN 978-0-8262-1245-0.
  23. ^ J.L. Talmon et al, Totalitarian Democracy and After, Frank Cass Publishers, 2002, ISBN 978-0-7146-8304-1.
  24. ^ Andrew Glyn, Social Democracy in Neoliberal Times: The Left and Economic Policy since 1980, Oxford University Press, 2001, ISBN 978-0-19-924138-5.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Marksizm</span> Alman filozof Marxın düşüncelerine dayanan devrimci sosyalist akım

Marksizm, özgün bir siyasal felsefe akımı, tarihin diyalektik materyalist bir yorumuna dayanan ekonomik ve toplumsal bir dünya görüşü, kapitalizmin Marksist açıdan çözümlenmesi, bir toplumsal değişim teorisi, Karl Marx'ın ve Friedrich Engels'in çalışmalarından çıkarılan, insanın özgürleşmesiyle ilgili bir düşünce sistemidir.

Sosyalizm, sosyal ve ekonomik olarak toplumsal refahın, katılımcı bir demokrasiyle gerçekleşeceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin topluma ait olduğunu savunan, işçi sınıfının yönetime katılmalarına ağırlık veren, özel üretim yerine kamu bazlı üretimi destekleyen, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi bir teoridir. Siyasi yelpazede ve dünyanın çoğu ülkesinde sosyalizm, standart sol ideoloji olarak kabul edilir. Sosyalizm türleri, kaynak tahsisinde piyasaların ve planlamanın rolüne ve kuruluşlardaki yönetim yapısına göre değişir.

<span class="mw-page-title-main">Komintern</span> uluslararası kuruluş

Komintern 1919 Martında, savaş komünizmi döneminin (1918-1921) ortasında Vladimir Lenin ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi tarafından kurulan, "silahlı kuvvetler de dahil tüm mümkün araçlarla uluslararası burjuvaziyi yıkmak ve devletin tamamen yok oluşu için bir geçiş aşaması demek olan Uluslararası Sovyet Cumhuriyetini yaratmak için" mücadele etme amacı güden uluslararası bir komünist örgüt.

Demokratik sosyalizm, sosyalist piyasa ekonomisi içinde ekonomik demokrasi, işyeri demokrasisi ve işçilerin öz yönetimine veya alternatif bir merkeziyetçi planlı sosyalist ekonomi biçimine özel bir vurgu yaparak, siyasi demokrasiyi ve bir tür sosyal sermayeli ekonomiyi destekleyen solcu bir siyaset felsefesidir. Demokratik sosyalistler, kapitalizmin doğası gereği özgürlük, eşitlik ve dayanışma değerleriyle bağdaşmadığını ve bu ideallerin ancak sosyalist bir toplumun gerçekleştirilmesiyle elde edilebileceğini savunuyorlar. Çoğu demokratik sosyalist, sosyalizme kademeli bir geçiş arayışında olsa da, demokratik sosyalizm, sosyalizmi kurmanın aracı olarak devrimci veya reformist siyaseti destekleyebilir. Demokratik sosyalizm, 20. yüzyılda Sovyetler Birliği'nde ve diğer ülkelerde tek parti devletine doğru gerilemeye karşı çıkan sosyalistler tarafından popülerleştirildi.

Sosyal demokrasi, reformist ve aşamalı yöntemlerle laissez-faire kapitalizminin yarattığı eşitsizlikleri ortadan kaldırmayı hedefleyen politik bir ideolojidir.

Avrupa komünizmi ya da Avrokomünizm, 1970'li yıllarda kimi Batı Avrupa ülkelerindeki komünist partilerin izledikleri, politik ve kuramsal yenilenme hareketi. Hareketin arka planını Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin (SBKP) 1956 yılında yaptığı 20. Kongre ve sonrasında gündeme gelen Destalinizasyon süreci ile Doğu Avrupa'daki ayaklanmalar, Çin-Sovyet ayrılığı gibi uluslararası komünist hareketi geniş çaplı etkileyen tarihsel olaylar belirliyordu.

<span class="mw-page-title-main">Unidad Popular</span>

Unidad Popular, Şili'de 1970 Şili başkanlık seçiminde Salvador Allende'nin başarılı adaylığı arkasında durmuş olan politik partilerin koalisyonudur.

Sosyalist düşüncede reformizm, kademeli artan demokratik ilerlemenin toplumun temel ekonomik ilişkilerini ve politik yapısını değiştireceğini söyleyen görüştür. Bu görüş Marksist düşüncede yer alan toplumu, spesifik anlamda altyapıyı, değiştirmek için devrimin şart olduğu yönündeki devrimci anlayışa karşıdır. Bu nedenle gerçek sosyalist ve komünistler tarafından Revizyonizm, Oportünizm, parlamentarizm gibi kuramlarla yan yana tutulur.

<span class="mw-page-title-main">Sosyalist revizyonizm</span> Sosyalist revizyonizm, Marksist hareketin içinde revizyonizm sözcüğü, önemli Marksist öncüllerin çeşitli fikirlerinin, ilkelerinin ve teorilerinin revizyondan geçmesi gerektiğine inanan bir düşünce tarzıdır.

Sosyalist revizyonizm, Marksist hareketin içinde revizyonizm sözcüğü, önemli Marksist öncüllerin çeşitli fikirlerinin, ilkelerinin ve teorilerinin genellikle burjuvazi sınıfı ile birlik olma benzeri değişiklikler içeren bir revizyondan geçmesi gerektiğine inanan bir düşünce tarzıdır.

<span class="mw-page-title-main">Aşırı sol</span> politik konum

Aşırı sol, radikal sol veya ekstrem sol siyasi yelpazenin solunda standart siyasi solun ötesinde olan politikalardır. Terimin tek ve tutarlı bir tanımı yoktur; bazı bilim insanları bunu sosyal demokrasinin daha solunu temsil ettiği şeklinde değerlendirirken diğerleri bunu komünist partilerin soluyla sınırlı tutar. Bazı durumlarda aşırı sol, bazı otoriterlik biçimleri, anarşizm, komünizm ve Marksizm ile ilişkilendirilmiş veya devrimci sosyalizm, buna ek olarak ilgili komünist ideolojileri veya anti-kapitalizm ve küreselleşme karşıtlığını savunan gruplar olarak karakterize edilmiştir. Aşırı sol terörizm, ideallerini demokratik süreçleri kullanmak yerine siyasi şiddet yoluyla gerçekleştirmeye çalışan aşırıcı, militan veya isyankar gruplardan oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Almanya Komünist Partisi</span>

Almanya Komünist Partisi, 1918-1933 yılları arasında önde gelen Alman siyasi parti. KPD, 1918'in sonunda Spartakusbund'un daha küçük radikal sol gruplarla birleşmesinden ortaya çıktı. Bu birleşmenin amacı, Almanya'da komünizmin hakim rejim hâline getirilmesiydi. 30 Aralık 1918'den 1 Ocak 1919'a kadar aşırı solcuların hakim olduğu kurucu parti kongresi, partinin Alman Ulusal Meclisi seçimlerine katılmasını reddetti. 1919'daki ocak ayaklanmasının ardından rejim güçleri, önce KPD liderleri Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg'u, kısa bir süre sonra da kurucu üye Leo Jogiches'i öldürdü. Aralık 1920'de KPD, Almanya Bağımsız Sosyal Demokrat Partisi' nin sol çoğunluğuyla birleşti ve geçici olarak Birleşik KPD adını aldı. KPD, kuruluşundan itibaren SPD'nin devrimci alternatifi olarak görüldü. Weimar Cumhuriyeti döneminde sosyalist üretim koşulları ve Sovyetler Birliği'ni model alan bir proletarya diktatörlüğünü savundu. Parlamentarizm ve demokrasi hakkındaki görüşleri, “burjuva demokrasisini” parti liderliğinde bir sosyalist konsey cumhuriyeti ile değiştirmek istedikleri için bölünmüştü, ancak yine de seçimlere katıldılar. 1919'dan itibaren Lenin'in ve daha sonra Stalin'in egemen olduğu Komünist Enternasyonal'in bir üyesiydi. KPD, işçi hareketinde sosyal demokrasiye karşı mücadele etmek için, 1928'den itibaren SPD'yi sosyal faşist ve baş düşman ilan ederek Nasyonal Sosyalizm'e karşı ortak bir mücadeleyi engelledi. 1929'dan itibaren KPD, otoriterleşti. Parti, Stalin ve Ernst Thälmann etrafında giderek bir şahıs kültü hâline geldi.

Merkez sol, siyasette sol ve merkez arasındaki görüşler bütünüdür. Fırsat eşitliği yoluyla toplumsal adaletin sağlanabileceği düşüncesini savunmaktadır. Merkez sol siyaset, toplumun varsıl ve yoksul kesimleri arasındaki gelir farkını en aza indirmeyi amaç edinmiştir. Siyaseten ve toplumsal olarak radikal kararlar alınabilir. Bunun yanında reformist tutumlar ile de ekonomik ve sosyal politikalar sağlanabilir. Çoğulculuk taraftarı bir görüştür, toplumun sosyal hak ve çıkarları el üstünde tutulur.

<span class="mw-page-title-main">Marksizm-Leninizm</span> İdeoloji

Marksizm-Leninizm, adını Karl Marx ve Vladimir Lenin'den alan, 1920'li yıllarda komünist partiler arasında popülerlik kazanan ideolojik akım. Marksizm-Leninizm; Marx, Engels ve Lenin'in ortaya koyduğu temel öğretilere bağlı kalarak, değişen koşullara ve çağın gereklerine uygun bir biçimde sosyalist sistemde yeniden uygulanmasıdır.

Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.

Merkezcilik, toplumsal eşitliğin yanı sıra belirli bir sosyal hiyerarşinin kabul edilmesini veya desteklenmesini içeren siyasi bir bakış açısı veya duruştur. Bununla birlikte, merkezcilik, önemli ölçüde sağ veya sol yanlısı politika değişikliklerine karşı çıkar.

Sol popülizm, solculuğun ve popülizmin birleştiği bir siyasi ideolojidir. Söylemleri sıklıkla anti-elitist duyguların açığa çıkarılması, sisteme muhalefet ve "geniş halk kitleleri" adına konuşmaktır. Sol popülistlerin genellikle sahip oldukları fikirler antikapitalizm, sosyal adalet, pasifizm ve küreselleşme karşıtlığı iken sınıf bilinci ve sosyalist teoriler geleneksel sol partilerde olduğu kadar önemli değildir. Sol popülizmin eşitlikçi fikirlere dayandığı ve ötekileştirmeye karşı olduğu kabul edilir. Bazı sol popülist hareketler, sosyal demokrasinin içinde kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Demokratik merkeziyetçilik</span> sosyalist partilerin uyguladığı liderlik yöntemi

Demokratik merkeziyetçilik, siyasi bir partide çeşitli kararların alınması amacıyla yapılan tartışmalar sırasında, her konunun herhangi kısıtlama olmaksızın tartışılabileceğini fakat çoğunlukça hemfikir olunan bir kararın alınmasından sonra bu kararın uygulanmasında birlik sağlanması gerektiğini savunan Marksist-Leninist ilkeyi ifade eden terimdir. Bu ilke, dünyadaki pek çok komünist partinin parti genel çizgisi olarak kabul görmüştür.

Aşağıdaki liste, dünya genelinde siyasi partiler ve gruplar tarafından kullanılan sembol ve işaretlerin bir örneğidir. Bazı semboller, dünya genelinde belirli bir ideoloji ya da hareketi ifade etmek amacı ile, bazıları ise belirli ideolojileri destekleyen partilerce ortak olarak kullanılmaktadır. Diğer simgeler ise, bölgesel farklılıklar gösterebilmektedir.

Yeşil sol, terim kullanıldığı ülkelerde çevrecilik, feminizm, sosyalizm ve pasifizm unsurlarını birleştiren siyasi bir görüşü ifade eder. İnsan dışındaki diğer türlerin haklarına doğru bir genişleme ile öncelikle sosyal adalet ve insan hakları odaklı bir ideolojidir. Karar alma süreçlerinde doğrudan katılım ile birlikte hiyerarşik tutumlar aşılmak istenir. Çevreye dair hedeflerini, kapitalist düzenle uzlaştırmaya çalışan merkez sol yeşil partilerin ile nadiren görülen ve anti-feminist görüşler içeren merkez sağ yeşil partilerden farklı biçimde, çevreye dair eşitlik vurgusunu öne çıkararak kullanır.

Nasyonal sosyalizm ideolojisinde sosyalizmin ne anlama geldiği veya neden bu ismin tercih edildiği, Naziler hakkında yapılan tartışmalara konu olmuştur. Sık görülen bir düşünceye göre; amaç sadece o dönem sosyalizm sözcüğünün popülerliğinden, işçi sınıfını olumlu biçimde etkilemesinden ve alt sınıfı partiye kazandırma isteğinden dolayı ideolojiye ve partinin ismine sosyalizmin entegre edildiğidir.