İçeriğe atla

Sokrates'in Savunması

New York'taki Metropolitan Sanat Müzesi'nde sergilenen Jacques-Louis David'in Sokrates'in Ölümü adlı yapıtı (1787). Sokrates baldıran zehirini kendi isteğiyle içerek yaşamına son verir.

Sokrates'in Savunması (Grekçe: Άπολογία Σωκράτους, Apología Sokrátus), Yunan filozof Platon tarafından yazılmış, Sokrates'in bir grup Atinalı tarafından kentin ilahlarına inanmaması ve gençlerin ahlakını bozması iddialarıyla suçlanışı, Atina demokrasisi tarafından yargılanma ve cezalandırılma sürecini konu alan Sokratik diyalogdur. Yapıt, Euthyphron ve Kriton ile birlikte bir üçleme oluşturur. Euthyphron mahkemenin hemen öncesini, Savunma yargılama sürecini, Kriton ise yargılama sonrasını anlatır. Sokrates'in Savunması, Euthyphron adlı diyaloğun devamı niteliğindedir.

Atina-Sparta arasındaki Peloponez Savaşı ve sonrasında binlerce insanın öldürülmesine veya sürgününe neden olan[1] Otuz Tiran'ın kovulmasının ardından MÖ 403 yılında Atina demokrasisi yeniden yapılanma sürecine girdi. Farklı kesimlerden Atinalılar, genç nüfusunu kaybetmiş ve salgınlarla boğuşan kenti tekrar inşa edebilmek için birlikte çalışmaya başladılar. Kentin yasaları revize edildi.[2] Böyle bir dönemde yaşam tarzı "felsefe yapmak" olarak özetlenebilecek olan[3] Sokrates; soruları, eski hikmetleri bazen denetleyen, bazen çürüten sorgulayıcılığı ve Atina'nın önde gelenlerine yönelttiği eleştirileri ile birçok düşman kazandı. Oligarşinin yerine demokrasi gelmiş olmasına karşın hâlen yeniden yapılanmaya çalışan Atina demokrasisi; arkasında Otuz Tiran'ın kovulmasında etkin rol oynamış ve Atina ordusunda komutan olarak hizmet etmiş olan Anytos ile Atinalı aristokrat Lykon ve Euthyphron Sokratik diyaloğunda hakkında silik bir delikanlı olarak söz edilen Meletos adında bir genç tarafından[4] "gençlerin ahlakını bozmak ve dinsizlik" suçlamalarıyla açılan dava sonucunda 500'ler Meclisi kararıyla[5][6] 70 yaşındaki[7] Sokrates MÖ 399'da ölüme mahkûm edildi.[8]

Etimoloji

Apología Sokrátus, yapıtın özgün adıdır. Antik Yunancadaki Apologia sözcüğü, "savunma" anlamına gelmektedir.[] Batı dillerinden İngilizcesi apology, Fransızca ve Almancası ise apologie olarak geçen sözcük, bu dillerde özür dileme anlamına sahip olacak biçimde yozlaşmasına karşın Yunancadaki Apologia sözcüğü Batı dillerinde olduğu gibi özür dileme anlamını taşımamaktadır.[4] Yani Batı dillerine geçmiş anlamıyla Apologia, bir çeviri değil bir "transliterasyon"—"başka alfabeyle yazma"dır.[9] Yapıt içerisinde de gözlemlenebileceği gibi Sokrates, konuşmasında özür dilemez veya herhangi bir pişmanlık göstermez; sadece inandığı değerler adına savunmasını gerçekleştirir.

Diyalog

Suçlamalar üzerine yapılan konuşma (1. bölüm)

Sokrates, kendisini suçlayanları ikiye ayırır: mahkemede suçlayanlar ve "eskiler".[10] Kendi savunmasını yaptığı bu ilk bölüm eski suçlayıcılarına karşı gelişir. Davayı açan Meletos'un da bu eski suçlayıcıların sözlerine kandığını iddia eder.[10] Sokrates suçlayıcılarının kendisi hakkında şöyle konuştuklarını iddia eder: "Sokrates hem yerin altındakileri hem de göktekileri araştırır. İşgüzarın biridir. Bu nedenle de suçludur. Başkalarına da aynı şeyleri öğreterek, kötüyü iyiymiş gibi gösterir."[11] Bu eski suçlayıcılardan sadece komedya yazarı Aristophanes'in adını verir.

Sokrates'e göre Atina'da adının çıkmasının bir nedeni vardır: bilgeliği. Ancak bunu kendini beğenmişlik olarak değil, bir olgu olarak sunar.[] Bilgeliğini ise Delfi'deki kahinin sözlerine dayandırarak şu olayı anlatır:

Sokrates'in arkadaşlarından Khairephon, Delfi'ye gider ve dünyada Sokrates'ten daha bilge biri olup olmadığını sorar. Aldığı yanıt ise olmadığıdır.[12] Bu kehaneti kabullenemeyen Sokrates kendinden daha bilge olabileceğini düşündüğü devlet adamları, ozanlar ve zanaatkârlar ile konuşmak ve kehaneti çürütmek için yollara koyulur. Sokrates, bilge olduğunu sandığı ya da kendini bilge sanan bu insanların aslında bilge olmadıklarını anladıktan sonra, onlara bilge olmadıklarını ispatlamaya başlar. Böylece kendisine birçok düşman edinir. Hiçbir şey bilmediği hâlde kendisini bilge sanan bu insanlardan tek farkının "hiçbir şey bilmediğini bilmesi" olduğunu söyler. İşte onun gerçek bilgeliği bu bilinçtir. Ancak bu tutum, bilgeliklerini çürüttükleri insanlar tarafından bir bilge olarak sanılmasına yol açar.[13] Edindiği düşmanlıkların nedeni de budur.

Sokrates; Meletos, Anytos ve Lykon'un tüm bu anlatılanları temel alarak kendisine saldırdıklarını söyler. Meletos'un ozanlar, Anytos'un zanaatkarlar ve devlet adamları, Lykon'un ise hatipler adına ona karşı olduklarını belirtir.[14] Eski suçlayıcılara karşı savunmasını bitirdikten sonra şimdi sıra yeni suçlayıcılara gelmiştir. Baş suçlayıcısı Meletos'a yönelik ilk eleştirisini sunar: "Ben de ey Atina erleri, Meletos'un ordubozanlık yaptığını söylüyorum. Çünkü ciddi konuları alay konusu yapıyor, insanları kolayca mahkemeye vermeye kalkışıyor, aslında hiç ilgilenmediği konularda kendini gayretli ve endişeli gösteriyor."[15]

Daha sonra, Meletos ile soru-yanıt şeklinde gelişen karşılıklı konuşmaya girer, insanların hiçbir kötülüğü bilerek yapmadıklarından bahseder. Eğer ölüme mahkûm edilirse, soylu ama hantallığı ve miskinliğiyle bir at sineğinin sokarak uyandırmasına muhtaç kocaman bir ata benzettiği bu kente kendini adamış birinin kaybedileceğinden bahseder.[16] Gençleri yoldan çıkarttığı iddialarına karşı, yoldan çıkarılanları ya da onların yakınlarını mahkemede göremediği argümanını dile getirir. Kötü bir muamele görmüşlerse, neden kendisinden öç alma peşinde olmadıklarını sorar. Savunmasının sonlarına doğru yargıçlara neden gözyaşı dökerek yalvarmadığını, çocuklarını veya evinden herhangi birini neden merhamet dilemek için şahit olarak çıkarmadığını açıklar.[17] Tüm bunları yapmanın kendisine yakışmayacağını belirtir.

Karar

Fransız ressam François-Pierre Peyron'nun (1744–1814) Sokrates'in Ölümü adlı yapıtı

Sokrates, 500'ler Meclisi'nin oylamasıyla az bir farkla suçlu bulunur. Platon, eserde yargıç sayısı veya oy sayısından bahsetmez ancak Sokrates'in otuz oy daha almış olsa idam cezası almayacağını belirtir.

Ceza üzerine yapılan konuşma (2. bölüm)

Antik Yunan uygarlığında hem savunmanın, hem de iddia makamının bir ceza önermesi geleneği vardı. Mahkeme kurulu bunlardan birini seçebiliyordu. Bu bölümde Sokrates, gerçekleştirdiği ceza önerisi ile mahkeme kurulunu daha da fazla öfkelendirir.

Sokrates, konuşmasına oylamanın sonucundan dolayı öfkelenmediğini söyleyerek başlar, otuz oy daha almış olsa serbest kalacağını söyler. Meletos'un, yargılama sürecini başlatmak üzere gereken 1'e 5 oranını zar zor yakaladığını ve bin drahmi para cezasından kurtulduğunu anımsatarak kara mizah yapar[18] (O günlerde[] mahkemelerin önemsiz davalarla meşgul edilmesini önlemek için; yargıçların oyları 1'e 5 oranına ulaşmazsa, iddia makamı ağır cezalara çarptırılıyordu).[19]

Meletos, Sokrates için idam cezası ister; Sokrates ise ceza yerine kendisine Prytaneion'da (Atina'daki önemli konsey binalarından biri) sürekli bedava yemek verilmesini teklif eder.[20] Neden başka bir ceza teklif etmediğini de açıklar. Hapis cezası teklif etmez çünkü bir otorite altında bir köle gibi yaşamak istemez. Para cezasını ödeyemeyeceğini söyler. Sürgünü şiddetle reddeder, Atina'da bile dili yüzünden zor barındığını, gideceği yerlerde de aynı şeyle karşılaşacağını ifade eder.[21]

Mahkeme üyelerine yönelik yapılan konuşma (3. bölüm)

Sokrates lehine ve aleyhine oy verenler için konuşmalar yaparak savunmasını sonlandırır.

Ölüm cezası için oy kullananlara

Zaten az yaşamı kalmış biri için ölüm cezasını uygun görenlere bu kararlarının doğuracağı sonuçları gösterir. Yaşlı ve aslında öyle olmamasına karşın "bilge" birini öldürmekten başkalarının ceza verenleri eylemlerinden sorumlu tutacaklarını belirtir. Yargı huzurunda kendini küçük düşürmemesinin ve yalvarmayışının aslında gerçek öldürülüş sebebi olduğunu açıklar, bunları yapmaktansa ölmeyi yeğleyeceğini belirtir.[22] Cezasına oy verenlere son olarak bir kehanette bulunur, idamından sonra başlarına çok daha büyük belalar açılacağını söyler.[23]

Ölüm cezasına karşı oy kullananlara

Yaşaması için ölüm cezasına karşı oy kullananlarla Sokrates sohbet eder. İlahi gücün sesinin ona yanlış bir şey yaptığında hep karşı çıktığını, ancak tüm bu olaylar içinde hiç karşı çıkmadığını, yani aldığı bu kararın iyi bir şey olduğunu ve bir işaretle engellenmediğini söyler. Ölümü iki olasılıkla değerlendirir: Sonsuz bir hiçlik veya ruhun başka bir yere göç etmesi. Ölüme soğukkanlılık ile yaklaşan Sokrates, cezasından memnuniyetini bile dile getirir.[24]

Son olarak yeniden suçlayıcılarına dönerek onlara öfkeli olmadığını söyler ve onlardan bir şey rica eder. Eğer gelecekte oğulları erdem yerine paraya daha çok değer verir ya da sahte bir bilgelik hissine kapılırlarsa, kendilerini bilmezlerse, yapmaları gerekeni yapmazlarsa; oğullarına, kendisinin suçlayıcılarına davrandığı gibi davranmalarını öğütler.

Son sözleri

Sokrates, ceza hükmünün verilmesini doğru bulmadığını dile getirir ve konuşmasını şu şekilde bitirir:[25]

Artık ayrılma vakti geldi çattı, ben ölmeye, sizler de yaşamlarınızı sürdürmeye gidiyorsunuz. Hangisinin daha iyi olduğunu sadece tanrı bilebilir.

Cezanın yürütümü

Sokrates'in Büstü, Vatikan Müzesi.

Mahkeme karşısında savunmasını yapmış Sokrates, yaşamının geri kalan bölümünü felsefeden yoksun veya sürgünde geçirmektense başlangıçta kimsenin idam etmeyi düşünmediği, sadece susturulması ve bağışlanmayı istemesi hedeflenen filozof, ilkelerine ters düşmeyerek ölümü yeğler.[26]

Antik Atina'da, bahar aylarında Apollon onuruna kutlanan bayramlara kutsal bir gemiyle elçi gönderilirdi.[] Yasalara göre geminin gidiş-geliş süresi içerisinde ölüm cezalarının yürütümü yasaktı. Gemi limandan ayrıldıktan 1 gün sonra mahkûm olan Sokrates'in cezasının yürütümü 30 gün gecikmeyle yerine getirildi.[27] Bu süreç içerisinde başta Kriton'un olmak üzere arkadaşları yardımıyla kaçabilme şansı olmasına karşın Sokrates kaçmayı reddetmiş[28] ve yasalara uymuş, bu sayede kendi düşünce ve değerlerine aykırı bir tutum sergilememiştir.[29] Bu yaklaşım ve karar Sokrates'in Savunması'nın devamı niteliğinde olan ve yine Platon tarafından yazılmış Kriton Sokratik diyaloğunda açıkça sergilenir. Sokrates, baldıran zehrini kendi isteğiyle içerek yaşamına son vermiştir.[30]

Mahkeme kayıtları

Mahkemenin kayıtlarından günümüze herhangi bir parça ulaşmamıştır.[6] Sokrates'in konuşmasına yönelik ise günümüzde ışık tutan iki kaynak vardır. Bunlar, Platon ve Ksenophon tarafından yazılmış olan savunmalardır. Platon, yargılama esnasında orada bulunmuş ancak ortaya çıkarmış olduğu yapıtı kusursuz bir yargıevi tutanağı olarak görmek hatalı olacaktır.[31]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Taylor, 2002, s.19
  2. ^ Zannos, 2005, s.39
  3. ^ Platon, 2006, s.14
  4. ^ a b Platon, 2006, s.9
  5. ^ Platon, 2006, s.163
  6. ^ a b Taylor, 2002, s.21
  7. ^ Law, 2010, s.242
  8. ^ Taylor, 2002, s.12
  9. ^ Plato, 2000, s.20
  10. ^ a b Platon, 2006, s.37
  11. ^ Platon, 2006, ss.37-39
  12. ^ Plato, 2001, s.138
  13. ^ Platon, 2006, s.49
  14. ^ Platon, 2006, s.53
  15. ^ Platon, 2006, s.55
  16. ^ Platon, 2006, s.75
  17. ^ Platon, 2006, ss.83-87
  18. ^ Platon, 2006, s.91
  19. ^ Platon, 2006, s.164
  20. ^ Platon, 2006, s.93
  21. ^ Plato, 1999, ss.442-443
  22. ^ Platon, 2006, ss.97-99
  23. ^ Platon, 2006, s.101
  24. ^ Platon, 2006, ss.103-107
  25. ^ Sokrates'in Savunması. Çokona, Ari tarafından çevrildi (15 bas.). İş Bankası Kültür Yayınları. Mart 2018. ss. XV. ISBN 978-605-360-702-1. 
  26. ^ Cevizci, 2009, s.72
  27. ^ Platon, Kriton, 2006, s.59
  28. ^ Höffe, 2008, s.38
  29. ^ Platon, Kriton, 2006, s.11
  30. ^ Zannos, 2005, s.43
  31. ^ Platon, 2006, s.12

Dış bağlantılar

  • Yapıtın, Cumhuriyet Gazetesi Dünya Klâsikleri Dizisi'nde yayımlanan baskısının çevrimiçi okunabileceği bağlantı.

Konuyla ilgili yayınlar

  • Taylor, C.C.W. (2002). Sokrates, Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul ISBN 975-21-0189-5
  • Zannos, Susan (2005). The life and times of Socrates, Mitchell Lane Publishers ISBN 1-58415-282-6
  • Platon (2006). Sokrates'in Savunması, (Çev. E. Gören), Kabalcı Yayınevi, İstanbul ISBN 975-997-076-7
  • Law, Stephen (2010). Felsefe, (Çev. H. Yuvalı, E. Ö. Gültekin), İnkılap Kitabevi ISBN 978-975-10-2996-6
  • Platon (2001). Sokrates'in Savunması ve Şölen, (Çev. C. Eyi), Gün Yayıncılık, İstanbul ISBN 975-6658-00-2
  • Plato (1999). Great Dialogues of Plato, (Çev. W.H.D. Rouse), Signet Classic ISBN 0-451-52745-3
  • Platon (2006). Kriton, (Çev. F. Öktem, C. Türkkan), Kabalcı Yayınevi, İstanbul ISBN 975-997-086-4
  • Plato (2000). The Trial and Death of Socrates, (Çev. G.M.A. Grube), Hackett Publishing Company ISBN 978-0-87220-554-3
  • Cevizci, Ahmet (2009). Felsefe Tarihi, Say Yayınları, İstanbul ISBN 978-975-468-833-7
  • Höffe, Otfried (2008). Felsefenin Kısa Tarihi, İnkılap Kitabevi, İstanbul ISBN 978-975-10-2771-9
  • Platon, Sokrates'in Savunması, XV. basım, (Çev. Hasan Âli Yücel), İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul ISBN 978-605-360-702-1

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sokrates</span> Antik Yunan filozofu

Sokrates, Antik Yunan filozofudur. Heykeltıraş Sophroniskos'un ve Ebe Fenarete'nin oğludur. Yunan felsefesinin kurucularındandır.

<span class="mw-page-title-main">Platon</span> Antik Yunan filozofu

Platon veya Eflatun, Antik Yunan filozofu ve bilgesi.

<span class="mw-page-title-main">Aristofanes</span> Antik Yunan oyun yazarı

Aristofanes (Aristophanes), MÖ 446 - MÖ 386 yılları arasında yaşamış bir komedya yazarıdır.

<i>Devlet</i> (Platon)

Devlet, Sokrates'in sağlıklı ve mutlu bir toplum hayatı için düşündüğü devlet modelini anlatan Platon'un bir eseridir. Günümüzdeki devlet felsefesi üzerinde temel kaynaklardan biri olması açısından önemlidir. Aynı zamanda mutluluk felsefesi üzerine yazılmış bir metindir. Eserde Platon'un hocası olan Sokrates'in konuşmaları yer almaktadır.

Retorik ya da eski ismiyle Belagat, etkileyici ve ikna edici konuşma sanatıdır. Sözcük güncel kullanımda "etkileyici ve ikna edici olmakla beraber içtenlikten veya anlamlı içerikten yoksun lisan" anlamında da kullanılır. Kavram Yunanca rhētorikos (ῥητορικός) "hitabet" kavramından türemiştir. Antik Yunanistan'da MÖ 5. yüzyılda Sokrates çevresindekiler tarafından kullanılmış olan bu kelime, ilk kez Platon’un Gorgias adlı eserinde geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Heraklitos</span> Yunan filozof

Efesli Heraklitos, döneminde Pers toprakları içinde bulunan Efes'te yaşamış Pre-socratik Yunan filozof. Platon ve Aristoteles'in eserleri de dahil olmak üzere Batı felsefesini geniş ölçüde etkilemiştir. Herakleitos’un yaşadığı şehir daha sonra ilk Yunan filozofların yaşadığı Miletos’a yakındır fakat mahut Miletoslu düşünürlerden herhangi biriyle tanıştığına ve hayatı boyunca seyahat edip etmediğine dair bir bilgi yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Mantinealı Diotima</span>

Mantinealı Diotima, bir Antik Yunan'ın adı veya takma adıdır. Mantinealı Diotima'nın Arkadya'da bir rahibe olduğu varsayılmaktadır. Sokrates'in hocası olduğu bildirilmektedir. Böyle bir kişinin olup olmadığı bir bilmeceye dönüşmüş görünmektedir. Ancak Antik yazarların onun varlığından kuşku duymadıkları söylenebilir. Platon'un Symposium ("Şölen") diyaloğundaki karakter, muhtemelen MÖ. 440 civarında yaşadığı belirtilen gerçek bir tarihi figürdür. Diyalogdaki Sokrates karakteri tarafından aktarılan Eros fikirleri ve doktrini, bugün Platonik aşk olarak bilinen kavramın kökenidir. Platon, bu diyalogda Diotima'nun ağzından, Eros'u anlatır ve onu "güzellik sevgisi" anlamında tanımlayarak aşk'ı yüceltir.

<span class="mw-page-title-main">Dil felsefesi</span>

Dil felsefesi, analitik felsefede dilin doğası ve dili; dil kullanıcıları ve dünya arasındaki ilişkileri araştırır. Dil ile felsefe arasındaki ilişki temelde filozofların dili kullanarak felsefe yapmalarından kaynaklanmaktadır. Özelde ise bu araştırmalar anlamın doğası, kasıtlılık, referans, cümlelerin yapısı, kavramlar, öğrenme ve düşünce içerir; dil felsefesi başlığı altında dilin özü, anlamı, kökeni ve yapısı felsefî açıdan sorgulanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Tommaso Campanella</span> İtalyan filozof (1568-1639)

Tommaso Campanella, asıl adı Giovanni Domenico Campanella, Dominikan keşiş, İtalyan şair, yazar ve Platoncu filozof. Ütopya yapıtı Güneş Ülkesi ile ünlüdür.

Kriton, Antik Yunan filozofu Platon tarafından yazılmış, şehrin tanrılarına inanmayışı ve gençlerin ahlakını bozması gerekçesiyle yargılanan Sokrates’in davası sonucunda çıkan idam kararının ertesinde, öğrencisi aynı zamanda onunla yaşıt ve onun gerçeklerine ulaşamamış bir arkadaşı olan Kriton’un onu hapisten kaçmaya ikna etmeye çalışmasını konu alan bir diyalogdur. Sokrates'in Savunması ve Euthyphron ile birlikte üçlü bir dizi oluşturur. Euthyphron mahkemenin hemen öncesini, Savunma mahkeme sürecini, Kriton ise mahkeme sonrasını anlatır. Yani eser Sokrates'in Savunması adlı diyaloğun devamı niteliğindedir.

<span class="mw-page-title-main">Euthifron</span> Sokratik diyalog

Euthyphron Platon'un dindarlık üzerine yazdığı gençlik dönemi başka bir deyişle Sokratik diyaloglarından biridir. Euthyphron Sokrates'in Savunması ve Kriton diyalogları birbirinin devamı niteliğindedirler. Sokrates, MÖ 399 yılında Meletos adlı bir genç tarafından gençlerin ahlakını bozmak ve dinsizlik suçlamalarıyla açılan dava için mahkemeye gelmiştir. Savunma mahkeme sürecini, Kriton mahkeme sonrasını, Euthyphron ise mahkemenin hemen öncesini anlatır. Yani eser Sokrates'in Savunması'nın önceli olma özelliğini taşır.

<span class="mw-page-title-main">Lysis</span>

Lysis, Yunan filozof Platon'un gençlik dönemi diyaloglarından biridir. Diyalog dostluk (philia) kavramının doğasını felsefi yönden işlemesi bakımından önemlidir.

<span class="mw-page-title-main">Euthyphron ikilemi</span> Platonun yarattığı, ahlakın kökeni üzerine etik problem

Euthyphron ikilemi ya da İlahi buyruk teorisi ilk kez Platon'un Euthyphron ile diyaloğunda ortaya atılmış olan felsefi ve teolojik problem. Kısaca "ahlaki davranışlar tanrı tarafından emredildiği için mi ahlakidir, yoksa ahlaki olduğu için mi tanrı tarafından emredilmiştir" şeklinde bir sorudan ibarettir ve 2400 yıldır din felsefesinin temel sorularından biri olmuştur. İkilem tek tanrılı dinlerdeki teolojik tartışmalarda küçük bir farklılıkla yeniden kurulmuştur. İkilemde ya birinci ya ikinci seçenek tercih edilmek zorunda kalınmış, Hristiyanlıkta Ockham ile Augustinus, İslamiyette de Eş'ariyye ve Mutezile akımları iki farklı ucu desteklemiştir. Din felsefesindeki bu tartışma bugün de canlılığını korumaktadır.

(Antik Yunanca: Εὐθύδημος), Yunan filozof Platon'un erken dönem diyaloglarından biri olan eser, aynı adı taşıyan Khios'lu sofistin adından alınmadır. Diyalog, Kriton ve Sokrates arasında geçer.

Phaidon, Yunan filozof Platon'un ‘ruhun ölümsüzlüğü’ düşüncesini ele aldığı bir diyalogdur. Adını Elis'li Phaidon'dan alır. Phaidon diyalogu geleneksel sınıflandırmaya göre ruh üzerine ve "ahlaka dair" sıfatlarıyla tanımlanır. Platon'un olgunluk dönemine ait olduğuna ve Akademia'yı kurmuş olduğu dönemde, MÖ 385'ten birkaç yıl sonra yazılmış olduğuna inanılır.

<span class="mw-page-title-main">Kostas Varnalis</span> Yunan şair

Kostas Varnalis, Yunan şair. Dimotiki adı verilen halk Yunancasını kullanan şair, bununla birlikte şiirlerinde her zaman klasik ve geleneksel bir biçim tercih etti. 1920'li yıllardan itibaren Marksist bir görüş doğrultusunda politik şiirler yazdı, bu şiirlerinde ve diğer eserlerinde istihzalı bir üslup kullanırken klasik Yunan hikâyelerini de bu bağlamda yeniden ele aldı.

<span class="mw-page-title-main">Antik Yunan felsefesi</span>

Antik Yunan felsefesi, MÖ. 6. yüzyılda başlamış ve Hellenistik çağ ile Roma İmparatorluğu arasında devam etmiştir. Felsefe kelimesi Yunanlar tarafından kullanılmaya başlandı. Önceleri bilimi, matematiği, siyaseti ve etiği de kapsayan bir terimdi. Yunan felsefesi Batı medeniyetinin bir ürünüydü. Roma'da, Rönesans'ta, Aydınlanma çağında ve İslam filozofları tarafından kullanıldı. Yunan felsefesi Antik Yakın Doğu felsefesinden etkilenmiş olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sokrates'in yargılanması</span> Antik Yunanda duruşma

Sokrates'in mahkemesi, filozofun iki suçlamadan suçunu belirlemek için yapıldı: Atina panteonuna karşı asebeia (dinsizlik) ve şehir devletinin gençliğinin yozlaşması; suçlayıcılar Sokrates'in iki dinsiz eylemine atıfta bulundular: "şehrin kabul ettiği tanrıları tanımamak" ve "yeni tanrılar oluşturmak".

<span class="mw-page-title-main">Bilgelik</span> bilgi, deneyim, anlayış, sağduyu ve içgörü kullanarak düşünme ve hareket etme yeteneği

Bilgelik; bilgi edinme, idrak, görgü, sağduyu ve sezgisel anlayış ile birlikte bu hususiyetleri özümseyebilme ve uygulayabilme kapasitesidir. Aynı zamanda akıl ya da sağgörü; bilgi, deneyim, anlayış, sağduyu ve içgörü kullanarak düşünme ve hareket etme yeteneği olarak da tanımlanır. Bilgelik, tarafsız yargılama, merhamet, deneyimsel öz-bilgi, kendini aşma ve bağlanmama gibi öz niteliklerle ve etik ve iyilik gibi erdemlerle ilişkilidir. Bu vasıfları taşıyan kişiye bilge denir.

<span class="mw-page-title-main">Silenos</span>

Silenos, Şarap Tanrısı Dionysos'u eğiten bilge kişidir. Aynı zamanda yaşlanan Satirlere de Silenoslar denir.