İçeriğe atla

Skolyoz

Skolyoz
Skolyoz'da Cobb açısının ölçümü X ışını ile çekildi
UzmanlıkOrtopedi Bunu Vikiveri'de düzenleyin

Skolyoz, omurganın göğüs (thoracic) veya bel (lumbar) bölgelerinde görülebilen, yana doğru eğriliğidir. Tek başına olabileceği gibi, kifoz (arkadan öne doğru anormal bir eğrilik) ile beraber de görülebilir (Kifoskolyoz).[1]

Hastalık, kız çocuklarında çok daha sık görülür. Özellikle 30 dereceyi geçen skolyozlar adolesan kızlarda erkeklere oranla on kat fazla görülmektedir.[2] Türkiye'de 2,5 milyon skolyoz hastası mevcuttur.[3]

Nedenleri

Skolyoz çok çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilmektedir. Mesela engelli çocuklarda ya da çocukluk çağında felç geçirenlerde görülmektedir. Ancak sıklıkla karşılaşılan skolyozlar, daha çok 10’lu yaşlarda ortaya çıkan ve nedeni hala tam olarak bilinmeyen (idiyopatik) grupta görülen skolyozlar ile anne karnındaki etmenler nedeniyle ortaya çıkan ve doğuştan itibaren bulgu veren doğumsal (konjenital) skolyozlardır. Birincinin nedenini tam olarak bilinmemektedir. Konjenital skolyoza ise gebelik sırasında geçirilen enfeksiyonlar, şeker hastalığı, bazı vitamin eksikliklerinin neden olduğu düşünülmektedir.[4]

  • Doğuştan olabilir (konjenital). Bu durum genellikle omurgadaki bir kusura veya birbirine kaynamış kaburgalara bağlıdır.
  • Polio (çocuk felci), beyin felci veya kas distrofisi (erimesi) gibi durumlara bağlı olarak kasların felci sonucunda oluşabilir.
  • İdiyopatik (nedeni bilinmeyen) olabilir. Daha önce düzgün olan bir omurgada, bilinmeyen bir nedenle ortaya çıkabilir.

Bulguları

Farklı skolyoz türleri
  • Omurganın yana doğru eğriliği
  • Omuz ve kalçaların simetrik durmaması
  • Birinci eğriliği karşılayıcı ikinci bir eğri varlığı
  • Sırt ve/veya bel ağrısı
  • Yorgunluk
  • Nefes darlığı
  • Bir omzun (sağ-sol) öne ilerlemesi

Testler

Fizik muayene sırasında, hasta öne doğru eğildiğinde eğrilik daha belirgin gözükür. Farklı pozisyonlarda omurga röntgenleri ve skolyozometre (omurganın eğrilik miktarını ölçen bir alet) ölçümleri, skolyozun miktarını belirleyebilmek için yapılabilecek testlerdir.

Türleri

Skolyoz hastalığı üç sınıfa ayrılır. Bunlar;

  • Non strüktürel
  • Geçici strüktürel
  • Strüktürel skolyoz

Tedavisi

Skolyoz hastalığı eğer çocukluk çağlarda görüldü ise tedavisi gelişim tamamlanmadan yapılmalıdır. Kemiklerin düzgün gelişmesi için mutlaka takviye ilaçlar ve fizik tedavi uygulanmalıdır. Özellikle 0-5 yaş arasındaki çocuklarda düzgün bir fizik tedavi önemli rol oynar. Yetişkin yaşlarda meydana gelen skolyoz hastalığında tedavi biraz daha zordur. Hastalığın ortaya çıkması kişinin yaşı ile birlikte gelişir. Bu da tedavinin daha da özenli yapılmasını gerektirir. Yetişkinlerde de çocuklarda olduğu gibi fizik tedavi korse ve ilaçlar ilk seçenektir. Cerrahi yöntem vardır. Fakat riskleri nedeni ile tercih edilmez. Fakat eğirilik 40 dereceye ulaşmış ise operasyon ile tedavi edilir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Omurga'nın Yana Doğru Eğriliği (Skolyoz)". 3 Temmuz 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2007. 
  2. ^ Roach JW. (1999). "Adolescent idiopathic scoliosis". Orthop Clin North Am. Cilt 30. s. 353–65. 4 Nisan 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2011. 
  3. ^ Aksiyon Dergisi 27 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.,
  4. ^ "Skolyoz,soru ve cevap". 3 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2007. 

Dış bağlantılar

Sınıflandırma


İlgili Araştırma Makaleleri

Guillain-Barré sendromu (GBS), çevresel sinir sisteminin edinilmiş bir bağışıklık kökenli yangısal bozukluğudur; merkezi sinir sistemi etkilenmez. Bu hastalık için kullanılan diğer isimler şöyledir: akut enflamatuvar demiyelinize edici polinöropati, akut idiyopatik poliradikülonörit, akut idiyopatik polinörit, Fransız polyosu, Landry'nin yükselici felci.

Havale ya da konvülsiyon, çeşitli sebeplere bağlı olarak ortaya çıkan, birdenbire başlayan ve birkaç saniyeden 1-2 dakikaya kadar sürebilen, şuur kaybı, nefes alamama, kasılma ve çırpınmalarla seyreden durum. Tıp dilindeki adı konvülsiyondur.

<span class="mw-page-title-main">Epilepsi</span> beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan sinirsel bozukluk

Epilepsi ya da sara, beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan sinirsel bozukluktur. Beynin normal faaliyetlerini sürdürmesini sağlayan elektriğin, aşırı ve kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur. Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur. Epilepsi nöbetleri farklı şekillerde ortaya çıkar. Bazı nöbetlerden önce korku hissi gibi olağan dışı algılamalar ortaya çıkarken, bazı nöbetlerde kişinin ağzı köpürebilir veya kişi yere düşebilir. Bu da kemik kırılması dâhil bazı fiziksel yaralanmalara sebep olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Merkezî sinir sistemi</span> beyin, omurilik ve meninkslerden oluşan sinir sisteminin ana bilgi işleme organları

Merkezî sinir sistemi sinir sisteminin en büyük bölümünü teşkil eder. Beyin ve omurilikten oluşur. Bazı sınıflandırmalarda retina ve kraniyal sinirler de MSS'ye dâhil edilir. Çevresel sinir sistemi ile birlikte davranış kontrolünde temel bir göreve sahip olan merkezî sinir sistemini çevresel sinir sisteminden ayıran belirgin bir sınır olmayıp ayrım keyfîdir. MSS, vücut boşluğunda, kraniyal boşluktaki beyni ve spinal boşluktaki omuriliği kapsar. Omurgalılarda beyin kafatası ile korunurken, omurilik de omurga ile korunur. Bunların her ikisi de, meninskler ile çevrilmiştir. Şekilde kırmızı ile gösterilenler MSS'ye ait ana sinirlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Raşitizm</span> genellikle 6-18 aylık çocuklarda görülen kemik hastalığı

Raşitizm, çoğunlukla D vitamini eksikliğine bağlı olan, genellikle 6-18 aylık çocuklarda görülen kemik hastalığıdır. Kemik oluşumunun tam olmaması nedeniyle tedavisi geciktirilmiş, ihmal edilmiş hastalarda uzun kemiklerde şekil bozukluğu olur.

<span class="mw-page-title-main">Cüzzam</span> Mycobacteria leprae veya lepromatosisin neden olduğu kronik enfeksiyon

Cüzzam veya lepra, Hansen basili adı verilen bir mikroorganizmanın yol açtığı, çevresel sinir sistemi ve deri başta olmak üzere birçok sistem ve organı etkileyebilen, bulaşıcı bir hastalıktır. Ancak bulaşma ihtimali yok denecek kadar azdır, bu nedenle uzun yıllar bulaşıcı bir hastalık olarak kabul edilmemiş ancak halk arasında en az veba kadar bulaşmasından korkulan bir hastalık olmuştur. İnsandan insana bulaştığı düşüncesi temelde bir varsayımdır, zira henüz nasıl bulaştığı kanıtlanamamıştır. Hastalık eski dönemlerde miskin hastalığı olarak da adlandırılmıştır. Çağlar boyu çok korkulan bir hastalık olan cüzzam, birçok yazıya ve sinema yapıtına da konu olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Fizyoterapist</span> sağlık profesyoneli

Fizyoterapist, fizyoterapi ve rehabilitasyon alanında lisans eğitimi veren fakülte veya yüksek okullardan mezun sağlık profesyonelidir. Uzman hekim tarafından tanısı koyulmuş hastaların bulgularını değerlendirerek bireye özgü tedavi programı planlar ve uygular. Bazı konularda hekim tarafından yönledirilme olmaksızın çalışabilir, tedavi uygulayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kifoz</span> omurga eğriliği veya bozukluğu

Sırt ve bel ağrılarının önemli sebeplerinden biri olan kifoz, özellikle çocukluk çağında kendini gösteren, skolyoz dışında görülen bir diğer önemli bir omurga eğriliği veya bozukluğudur.

<span class="mw-page-title-main">Enürezis</span>

Enürezis, çocukluk çağının en önemli ve en sık görülen işeme bozukluğudur. Uyku sırasında mesanenin fonksiyonel kapasitesi dolduğunda ortaya çıkan kendini boşaltma ihtiyacı çocuk uyanır ve gece tuvalete işerse “nokturi”, uyanamaz ve yatağına işerse “enürezis” olarak adlandırılır. Enürezis ve inkontinans deyimleri sıklıkla birbirinin yerine ve yanlış olarak kullanılmaktadır. Enürezis uygunsuz yer ve zamanda gerçekleşen fizyolojik (normal) bir işemedir. İnkontinansta ise, normal bir işeme yoktur. Çocuk bilinçli olarak engellemeye çalıştığı halde idrar kaçırmayı önleyemez.

Çocukluğun dezintegratif bozukluğu (ÇDB) ya da Heller sendromu, dezintegratif psikoz, üç yaşından sonra çocukların dil, sosyal işlev ve motor becerilerinin gelişiminde gecikmeler olarak görülen ve ender rastlanan bir durumdur. Araştırmacılar bu durumun nelerden kaynaklandığını henüz bulamamıştır.

Konjenital skolyoz, embriyogenez sırasında vertebra formasyonunda ve/veya segmentasyonunda meydana gelen bozukluklar sonrası oluşan skolyoz türüdür. Konjenital skolyoza gebelik sırasında geçirilen enfeksiyonlar, şeker hastalığı, bazı vitamin eksikliklerinin neden olduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Fizik tedavi</span> Engelli bir kişinin günlük yaşamda işlev görmesine yardımcı olan meslek

Fizik tedavi ya da İngilizce konuşulan ülkelerde yaygın adıyla fizyoterapi, yaralanma, hastalık, travma ya da yaşlılık gibi nedenlerle eksilme gösteren fonksiyonel hareketleri geri kazandırma amaçlı yapılan; elektrik akımı, sıcak ya da soğuk uygulaması, egzersizler ya da çeşitli uygulamalarla hastaların tedavisine verilen isimdir. Fizyoterapi, Tıp Fakültesinden sonra fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanlık eğitimini almış olan hekimlerce (fiziatrist) tanısı konmuş çok geniş hastalık durumlarını kapsar. Uzman hekim tarafından tanısı konmuş tedaviyi üniversitelerin Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü lisans programlarından mezun sağlık çalışanları (fizyoterapist) planlar ve uygular.

<span class="mw-page-title-main">Lomber ponksiyon</span>

Lomber ponksiyon bir tıbbi teşhis ve bazen tedavi yöntemidir. Beyin omurilik sıvısı (BOS) örneği alınarak biyokimyasal, mikrobiyolojik ve sitolojik inceleme yapılabilmesi için bir tıbbi prosedürdür. Bazen de artmış kafa içi basıncı düşürmek için yapılır.

Konjenital bozukluk olarak da bilinen doğum kusuru, nedeni ne olursa olsun doğumda mevcut olan anormal bir durumdur. Doğum kusurları fiziksel, zihinsel veya gelişimsel engelliliklerle sonuçlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Ortopedi</span> Kas-iskelet ve kemik sistemi ile ilgilenen cerrahi dalı

Ortopedi ya da eklembilim, kas iskelet sistemini ve sorunlarını inceleyen, gövdenin hareket sisteminin biçimini ve işlevini değiştiren doğum kaynaklı, sonradan edinilmiş ya da örselenme sonucu oluşan örsentileri incelemeye, önlemeye ve tedavi etmeye yönelik tıp uzmanlık dalıdır. Sözcük, orthos (düzgün) ve paedia (çocuk) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur.

<span class="mw-page-title-main">İntervertebral diskler</span> Omurga kıkırdağı

Intervertebral diskler veya diğer adıyla intervertebral fibrokartilaj, vertebral kolondaki iki komşu vertebra arasında bulunur. Diskler vertebralar arasında fibrokartilajinöz eklem gibi davranırlar. Merkezindeki yumuşak yapısı nedeniyle kısmen hareketlere izin veren ayrıca ligamentöz yapısı nedeniyle omurgaya destek olan bir yapısı vardır.

<span class="mw-page-title-main">Membranöz glomerülonefrit</span>

Membranöz glomerülonefrit (MGN), çoğunlukla 30 ila 50 yaşları arasındaki, genellikle Kafkas kökenli insanları etkileyen, böbreğin yavaş ilerleyen bir hastalığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Pitozis</span>

Pitozis veya blefaropitozis, sarkan veya aşağı inmiş olan üst göz kapağı durumudur. Bireyin kasları yorulduğunda, uzun süre uyanık kaldıktan sonra bu durum daha net gözlenebilir. Bu duruma bazen "Whitaker gözü"de denir, ancak bu terim normalde ambliyopi durumunu ifade eder. Yeterince şiddetliyse ve tedavi edilmezse, sarkık göz kapağı ambliyopi veya astigmatizma gibi başka durumlara neden olabilir. Bu nedenle, bu bozukluğun çocuklarda görme gelişimini engellemeden önce küçük yaşta tedavi edilmesi özellikle önemlidir.

<span class="mw-page-title-main">Sırt ağrısı</span>

Sırt ağrısı, sırtta hissedilen ağrıdır. Sırt ağrısı, etkilenen segmente göre boyun ağrısı (servikal), orta sırt ağrısı (torasik), bel ağrısı (lomber) veya koksidinia olarak ayrılır. Bel bölgesi en çok etkilenen bölgedir. Sırt ağrısı atağı, süreye bağlı olarak akut, subakut veya kronik olabilir. Ağrı, donuk, delici veya yanma hissi olarak nitelenebilir. Rahatsızlık, bacaklar veya ayakların yanı sıra kollara ve ellere de yayılabilir ve bacaklarda ve kollarda uyuşma veya güçsüzlük olabilir. Sırt ağrısının çoğunluğu belirli değildir ve idiyopatiktir.