İçeriğe atla

Siyez

Siyez
Biyolojik sınıflandırma Bu sınıflandırmayı düzenle
Âlem:Plantae
Şube:Tracheophyta
Sınıf:Magnoliopsida
Takım:Poales
Familya:Poaceae
Alt oymak:Triticinae
Cins:Triticum
Tür: T. monococcum
İkili adlandırma
Triticum monococcum
L.
Triticum monococcum

Siyez, kaplıca[] ya da einkorn (Triticum monococcum), Fransa, Fas, Yugoslavya ve Türkiye'de yetişen, Triticum boeoticum türünden yabani buğday türünün kültüre alınmış formudur. Triticum dicoccum buğdayı ile birlikte erken dönemde kültüre alınan buğday türlerindendir. İlk kez Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yer alan Karaca Dağ'da evcilleştirildiği düşünülüyor.[1]

Genel bilgi

Tr. monococcum ya da Einkorn olarak da bilinen Siyez buğdayı ilk olarak 10.000 yıl önce Yakın Doğu’da tespit edilmiş olup, kültüre alınmış günümüz buğdayının da atasıdır. Hititler ve Frigler tarafından da tarımı yapılmış olan Siyez buğdayına verilen ilk isim Hititçe bir kelime olan "Zız" iken, daha sonraları "Siyez" ve bazen de "Kaplıca" olarak adlandırılmıştır. Günümüzde halen Kuzey Anadolu’da, Balkan ülkelerinde, Almanya, İsviçre, İspanya ve İtalya’da ekimi yapılmaktadır.

Siyez buğdayının yapısı

Siyez Buğdayı 2n kromozom yapısındadır ve yabancı dillerde Emmer olarak adlandırılan ve Türkiye'de Kars yöresinde ekilen Triticum dococcum (Gernik[] ya da Kavılca)türü buğdaydan farklı bir yapıdadır. Tek başakçıklı olması ve sıkı kavuz yapısı itibarı ile hastalık ve zararlılara dayanıklı, kurak şartlarda ve fakir topraklarda rekabet gücü yüksek bir tür olarak bilinen Siyez Buğdayı'nın, yapılan çalışmalarda yüksek yağ içeriğine ve ekmeklik buğdaya göre daha fazla sarı lutein oranına sahip olduğu ortaya konmuştur. Ayrıca tam tahıl tüketimiyle ilişkili sağlık yararları ve düşük glisemik indekse sahip olmasının yanında, fonksiyonel gıda olarak da protein, fenolikler, tokoferoller ve karotenoidler açısından diğer buğday türlerine göre daha zengin bir yapıda olduğu tespit edilmiştir.

Besin Değerleri

Siyezin ortalama besin değerleri şu şekildedir:[2]

  • Enerji: 340 kcal/100g
  • Kül 1,70 g/100 g
  • Protein 14-25/100 g (ekmeklik buğdaylarda bu değer 10-12 gr./100 g)
  • Karbonhidrat 56,92/100 g
  • Diyet lif 9,72/100 g
  • Yağ 1,78/100 g
  • E Vitamini 0,09 mg/100 g
  • B1 Vitamini (tiamin) 0,25 mg/100 g
  • B2 Vitamini (Riboflavin) 0,026 mg/100 g
  • Niasin 4,21 mg/100 g
  • B5 Vitamini 0,208 mg/100 g
  • B6 Vitamini 0,41 mg/100 g
  • B7 Vitamini 1,66 IU/100 g
  • B12 Vitamini 0,091 IU/100 g
  • K2 Vitamini 1,23 IU/100 g
  • Folik Asit 26 IU/100 g
  • Çinko 5,32 mg/100 g
  • Demir 4,21 mg/100 g
  • Fosfor 159,7 mg/100 g
  • Kalsiyum 32,26 mg/100 g
  • Magnezyum 93,51 mg/100 g
  • Potasyum 403,5 mg/100 g
  • Sodyum 3,41 mg/100 g
  • Selenyum 11,5 IU/100 g
  • Ham lif %0,90
  • Nişasta %56,69

Türkiye'deki siyez buğdayı tarımı

Siyez buğdayı Türkiye'de Kastamonu yöresinde, özellikle de Taşköprü, İhsangazi, Seydiler ve Devrekani ilçeleri civarında ve Afyonkarahisar yöresinde İhsaniye ilçesinde yetiştirilmektedir. Bulgura işlenerek tüketilmektedir. Siyez bulguru, başakcıkları tek taneli olan ve kavuzlu bir yapıya sahip olan Siyez Buğdayı'nın, kaynatıldıktan sonra kurutulması ve tamamen geleneksel yöntemlerle taş değirmenlerde yarılması (kırılma değil) sureti ile elde edilen bir üründür. Kastamonu yöresinde 14000 dekar Siyez buğdayı ekiliş alanı bulunmaktadır. Kastamonu geneli Siyez buğdayın üretim miktarı 3.500 ton, Siyez bulguru üretimi yaklaşık 700 ton iken; İhsangazi İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nün verilerine göre üretimin en fazla yapıldığı İhsangazi'de 2013 yılı ekilişi 6.750 dekar, Siyez buğdayı üretimi 1.687 ton ve Siyez bulguru üretimi ise 470 tondur.

Siyez bulguru ve İhsangazi

Siyez bulguru, üretiminin en yoğun yapıldığı yer olan İhsangazi yöresi için büyük önem taşımaktadır. İhsangazi yöresinin diğer tarım ürünlerinin ekimi için elverişsiz olması, kuraklığa ve verimsiz toprağa dayanıklı olan Siyez Buğdayı'nı en önemli tarım ürünü haline getirmiştir.Yöre halkı ekimini yaptığı Siyez Buğdayı'nın önemli bir kısmını hayvan yemi olarak değerlendirirken, diğer kısmı geleneksel yöntemlerle bulgura işlemektedir. Siyez Bulguru'nu tanıtmak ve yaygınlaştırmak amacıyla yılın ilk hasadıyla birlikte İhsangazi Siyez Bulguru Festivali düzenlenmektedir. Fikir Sahibi Damaklar grubunun Aralık 2011'düzenlediği buğday temalı Terra Madre günündeki fikirden ilham alan İstanbul'daki Slow Food Gençlik Gıda Hareketinin başlattığı çalışma sonuç vermiş ve Slow Food Biyoçeşitlilik Vakfı, İhsangazi Siyez Bulguru'nu Türkiye'deki ilk Slow Food Presidia'sı olarak ilan etmiştir. Türkiye'nin ilk presidium ürünü İhsangazi Siyez bulguru, 25-29 Ekim 2012 tarihlerinde İtalya'nın Torino kentinde gerçekleştirilen Terra Madre-Salone Del Gusto festivalinde Türkiye'yi temsil etti ve dünya kamuoyunun beğenisine sunuldu. İhsangazi'de Siyez buğdayı unundan zaman zaman ekmek üretilirken, tüketici talepleri doğrultusunda düzenli üretime geçiş hazırlıkları yapılmaktadır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Heun, M.; Schäfer-Pregl, R.; Klawan, D.; Castagna, R.; Accerbi, M.; Borghi, B.; Salamini, F. (1997). "Site of Einkorn Wheat Domestication Identified by DNA Fingerprinting". Science. 278 (5341). ss. 1312-1314. doi:10.1126/science.278.5341.1312. 
  2. ^ National Gegraphic Türkiye Dergi Mayıs 2014 s.81

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kastamonu (il)</span> Türkiyenin Karadeniz Bölgesinde bir il

Kastamonu, Türkiye'nin kuzey kesiminde, Karadeniz Bölgesi'nde yer alan ildir. İlin komşularını Sinop, Çorum, Çankırı, Karabük ve Bartın illeri oluşturmakta olup, ilin ayrıca kuzeyde Karadeniz'e kıyısı bulunmaktadır. İlin merkezi aynı isimli Kastamonu şehridir.

<span class="mw-page-title-main">Pirinç</span> Buğdaygiller (Poaceae) familyasından otsu bir bitki türü

Pirinç, Buğdaygiller familyasından Oryza sativa veya daha az yaygın olarak Oryza glaberrima türüne ait bitki ve bu bitkinin tohumlarıdır. Yabani pirinç adı genellikle terim her ne kadar yabani ve evcilleştirilmiş olsa da Zizania ve Porteresia cinslerinin türleri için kullanılır ayrıca ilkel veya ekilmemiş Oryza çeşitleri için de kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kestane</span> bitki cinsi

Kestane ya da konur, kayıngiller (Fagaceae) familyasından Castanea cinsini oluşturan ağaçlara ve bu ağaçların yenilebilen tohumlarına verilen ad.

<span class="mw-page-title-main">Ekmek</span> Geleneksel ve temel yiyecek

Ekmek, çeşitli tahıl unundan yapılmış hamurun ateşte, sac üzerinde, tandırda, fırında veya tepside pişirilmesiyle hazırlanan temel gıda. Tek başına tüketilebildiği gibi, yemeğin yanında veya yemeklere ya da yağlara banarak da tüketilebilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Patlıcan</span> Amerika kökenli yeşillik türü

Patlıcan, bilimsel adıyla Solanum melongena, Solanaceae familyasına ait olup, ılık iklimlerde tek yıllık, tropik iklimlerde ise küçük bir ağaç şeklinde büyüyen çok yıllık bir kültür bitkisidir. Patlıcanın ilk yetiştiriciliği M.Ö. 5. yüzyılda Hindistan'da gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten sonra Afrika'ya, sonra Doğu Akdeniz'e ve Avrupa'ya getirilmiştir. Avrupa'ya getirilmesi 16. yüzyılda İspanyollar tarafından gerçekleştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Patates</span> patlıcangiller familyasından yumruları yenen otsu bitki türü

Patates, patlıcangiller (Solanaceae) familyasından yumruları yenen otsu bitki türüdür. Patates sözcüğü Amerika yerlilerinin dilinden İspanyolca aracılığıyla çeşitli Avrupa dillerine geçmiş, Türkçeye İtalyanca ve Yunancadan girmiştir. Türkçe eş anlamlısı olarak çisil sözcüğü bulunmaktadır. Kıbrıs ağzında patatese badadez denilmektedir. Boyu 70–80 cm'ye varan, beyazımsı-pembemsi çiçekler açan, yumruları hariç zehirli köklü bir bitkidir. Patatesi diğer sebzelerden ayıran en büyük özelliği tohum ile üreme yerine Vejetatif üreme yapmasıdır. Yani patates ile geri dönüşüm kullanılarak elde edilmesidir. Örneğin: bir patates parçasını toprağın altına koyduğunuzda bu önce kendiliğinden patates bitkisi olur sonra patatesler toprağın altında çoğalırlar.

<span class="mw-page-title-main">Tarhana çorbası</span>

Tarhana çorbası, Anadolu, Balkanlar ve Orta Asya gibi geniş bir coğrafyada çeşitli yapım şekilleriyle görülen çorba çeşididir. Önemli bölümü yoğurttan oluşan Tarhana çorbası besleyici olduğu kadar kuru toz şeklinde olduğu için uzun süre saklanabilir.Mecmuâ-i Fevâid, Ali Eşref Dede'nin Yemek Risalesi, Melceü’t-Tabbâhînde tarifi verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Çavdar</span> tahıl türü ve bitki

Çavdar, Poaceae (buğdaygiller) familyasından bir tahıl bitkisi.

<span class="mw-page-title-main">Keşkek</span> Türkiyenin çeşitli yörelerinde yapılan geleneksel yemek

Anadolu'nun yörelere göre farklılık gösteren, genellikle düğün ve bayramlarda yapılan, temel olarak yarma buğday ve etten oluşan geleneksel bir yemektir.

<span class="mw-page-title-main">Şalgam</span>

Şalgam, yaprakları da yenebilen geniş köklü bir bitki.

<span class="mw-page-title-main">Salatalık</span> bir bitki

Hıyar veya salatalık, kabakgiller (Cucurbitaceae) familyasından bir bitki türü ve meyvesine verilen ad. Ana yurdunun Kuzey Hindistan olduğu sanılan bitkinin tarımı çok eski dönemlerden beri yaygın olarak yapılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Bulgur</span>

Bulgur, buğdaydan yapılan bir yiyecektir. Orta Doğu ve Akdeniz mutfaklarında tüketilen bulgur, tahıl grubundan sayılmakta ve besin piramidinin tabanında yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Beyaz hindiba</span> papatyagiller familyasından tomurcuk şeklinde hindiba cinsinden bir sebze türü.

Beyaz hindiba (Cichorium intybus var. foliosum), papatyagiller (Asteraceae) familyasından hindiba bitkisinin bir türevidir. Tomurcuk halinde kullanılan beyaz yaprakları kökünün karanlıkta ve ısıyla zorlanmasıyla elde edilir. İlk olarak Belçika'da yetiştirilmesi sebebi ile Belçika hindibası adı da verilir. Bitki köküne özel şartlar uygulanarak elde edilen beyaz hindiba hem sebze hem de salata olarak tüketilir.

<span class="mw-page-title-main">Toprak Mahsulleri Ofisi</span> İktisadi devlet teşekkülü

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), 1938 yılında kurulan, sermayesinin tamamı devlete ait, 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe ve faaliyetlerinde özerkliğe sahip, sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülü’dür.

Nevali Çori, Şanlıurfa ilinin Hilvan ilçesine bağlı Güluşağı mahallesinin hemen kuzeybatısında bulunan bir höyüktür. Höyük, Atatürk Baraj Gölü suları altında kalmadan önce Fırat'ın bir kolu olan Kantara Deresi'nin iki yanında yer almaktaydı. Dere höyüğü ikiye bölmüş durumdadır. Yerleşme, derenin doğu yakasında 90 X 40 metre boyutlarında, batı yakasında ise daha küçük bir alandır. Bu yerleşmelerden büyük olanı (doğu) Nevali Çori I, batı taraftaki ise Nevali Çori II olarak adlandırılmaktadır. Yerleşmenin arkeolojik olarak en önemli tabakaları, beş yapı katı olarak izlenen, Nevali Çori I olarak tanımlanan kesimdeki Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ tabakalarıdır. Bu tabakalarda yürütülen kazı çalışmaları ve buluntular üzerinde yapılan analizler, Nevali Çori neolitik halkının esas olarak avcı - toplayıcı yaşam tarzını sürdürmekle birlikte, tarım ve hayvancılık yaptığını ortaya koymaktadır. Ortaya çıkarılan mimari kalıntılar ise Orta Fırat Havzası'nın Erken Neolitiği hakkında önemli bilgiler vermiştir. Özellikle, Göbekli Tepe, Urfa – Yeni Mahalle, Karahan, Sefer Tepe, Hamzan Tepe ve Taşlı Tepe gibi arkeolojik alanlarda benzerleri görülen T biçimli sütunların yer aldığı kült binası önemli bir keşif olmuştur.

Akarçay Tepe Höyük ya da Akarçay Höyük, Şanlıurfa il merkezinin batısında, Birecik ilçesinin 15 km. güneyinde bulunan bir höyüktür. Yaklaşık 350 x 150 metre büyüklüğündeki höyük 6 metre yüksekliktedir. Çanak çömlek yayılımına göre yerleşmenin 2,9 hektarlık bir alana yayıldığı belirtilmektedir.

Can Hasan 3, Karaman il merkezinin 12 km. kuzeydoğusunda, Alaçatı Köyü'nün 1,5 km. kuzeyinde yer alan bir höyüktür. Tepe, 100 metre çapında ve 6 metre yüksekliktedir. Kültür katlarının 2,25 metresinin ova seviyesinin üstünde, 4,5 metresinin ise altında, fakat bunun 2,5 metresinin de taban suyu içinde olduğu belirtilmektedir. İskan edilmeden önce tepenin bir gölün kıyısında olduğu anlaşılmıştır. Araştırmalardan, höyüğü çevreleyen topraklarda bozkır niteliği gösteren bir faunanın hakim olduğu anlaşılmaktadır. Can Hasan Köyü civarındaki, aynı adla bilinen üç höyükten biridir. Can Hasan 1 Kalkolitik Çağ, Can Hasan 2 Helenistik, Roma ve Bizans yerleşimi olarak tarihlendirilmektedir. Söz konusu üç höyüğün yer aldığı ova, Toroslar'ın kuzey yamaçlarına çok da uzak olmayan, verimli bir ovadır.

<span class="mw-page-title-main">Kinoa</span>

Kinoa, yenebilir tohumları için tarımı yapılan Chenopodioideae alt familyasından bitki. Tahıllara benzer yönleri olsa da Buğdaygillerden değildir, ıspanak ve pancar gibi bitkilere daha yakındır.

Türkiye'de yetiştirilen tarım ürünleri, Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye'deki nüfusun büyük çoğunluğu tarım sektöründe çalışmaktaydı. Ancak bu dönemdeki tarım anlayışı daha çok geleneksel yöntemler eşliğinde yapılıyordu. Tarımın bu şeklide yapılmasında ülkenin yeni kurulmuş olması ve farklı dönemlerde farklı devletlerle topyekün savaşlar yapmasından kaynaklanan ekonomik darlıktır. İlerleyen dönemlerde devletin tarım politikaları değişmiş ve daha farklı tarım yöntemleri uygulanmıştır. Bu farklı yöntemlerle birlikte tarımda makineleşme de artmıştır. Tarımda makineleşmenin artmasına paralel olarak da göçler yaşanmıştır. 1950-1960 yılları arasında uygulanan ekonomi politikası ile çiftçiye verilen tarım kredileri artmıştır ve tarım ürünleri için yüksek fiyat politikası izlenmiştir. Genel olarak 1950'li yıllardan sonra Türkiye'de tarım arazilerinin genişletilmesi, makine kullanımının artması ile sulama ve gübreleme gibi çalışmalar hızlanmıştır. Türkiye'de tarımsal faaliyetler ve buna bağlı olarak da yetiştirilen tarımsal ürünler bölgeden bölgeye göre farklılıklar göstermektedir. Bu farklılıkların temel sebepleri arasında Türkiye'nin eğimli ve yüksek bir arazi yapısına sahip olması başta gelmektedir. Türkiye'nin özel ve matematik konumu tarımsal faaliyetleri kısıtlamasına sebep olduğu gibi çeşitli olmasına da katkı sağlamaktadır. Türkiye'nin orta kuşakta bulunması ve dört mevsimi yaşaması da tarımsal çeşitliliği arttıran etmenlerdendir. Türkiye'de aktif nüfusun 1/4'ü tarım sektöründe çalışmakta ve milli gelirin yüzde 10'u tarımsal faaliyetlerden sağlanmaktadır. Türkiye'de ekili dikili alanlarda en fazla tahıllar, daha sonra ise endüstri bitkileri ile sebze ve baklagiller gelmektedir. Türkiye'de yetiştirilen fındık, fıstık, incir, üzüm, tütün ve çeşitli sebze meyveler ihracatta pay sahibidir. Ayrıca Türk sanayisi de çoğunluklu olarak ham maddesi tarımsal faaliyetlere dayanan ürünlerden oluşmaktadır. Türkiye'de tarımı destekleyen kayda değer kuruluşlara Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Ziraat Bankası örnek verilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Kavılca buğdayı</span>

Kavılca buğdayı bir çeşit kılçıklı buğdaydır. Kavılca buğdayı tetraploiddir. Evcil türleri Triticum turgidumun alt türü dicoccum ve Triticum turgidum un alt türü durumdur. Bitkinin yabani türü Triticum turgidumun alt türü dicoccoidestir. Yabani ve evcil tür arasındaki ana fark yabani türün olgunlaşan tohumunun çatlayarak toprağa saçılmasıdır. Evcil türde ise tohum bütün halde kalır; dolayısıyla hasadı daha kolaydır.