İçeriğe atla

Siyer

Siyer-i Nebi (Arapça: السيرة النبوية es-sîra en-nebevîyya), kısaca siyer, geleneksel İslami literatürde Muhammed'in biyografilerine verilen isimdir. Kur'an ve Hadislere ek olarak, Muhammed'in hayatı ve İslam'ın ilk dönemi hakkındaki çoğu tarihi bilginin kaynağıdır.

Muhammed'in hayatı ve erken İslam tarihi ile ilgili en dikkat çeken konu, kaynaklık eden bilgilerin sözlü hikayecilik kültürünün düzensiz ürünleri olarak ortaya çıkması ve ayrıntıların yüzyıllar boyunca artan ilerlemesidir. Lawrence Conrad sözlü dönem sonrası[1] erken dönemde yazılan biyografi kitaplarını inceler ve bu eserlerde Muhammed'in doğum tarihiyle ilgili 85 yıllık bir zaman aralığının sergilendiğini görür. Conrad bunu hikâyedeki "akışkanlığın (evrimsel süreç) halen devam etmekte olması" olarak tanımlar.[2]

Karmaşık hikâyeler Muhammed'in yaşadığı rivayet edilen hayatından 150-200 yıl süren bir aradan sonra toplanır, sıralanır, düzenlenir ve biyografik metinlere dönüştürülür. Bu rivayetler İslam dışı kaynaklarca desteklenmemekte ve kendi içerisinde de çelişkiler taşımaktadır. Rivayetlere dayalı kayıtlarda olayın yaşandığı günlerde anlatılanlar büyük ölçüde gerçekliğini korurken, zaman içerisinde değişikliğe uğrayarak birkaç nesil sonra tarihi realiteden tamamen uzaklaşır.[3][4] Hadis ve siyer kaynaklarında Muhammed'in hayatı ile hiçbir bağlantısı olmayan hikâyelerin, Muhammed'in hikâyesine birtakım değişiklikler yapılarak eklemlenmiş olabileceği sıklıkla dile getirilen konulardandır. Sami Ezzib, bu konuda dikkat çeken bir ifade ile Hayber'in Fethi ve Kurayza Katliamı gibi konuların Yahudi kutsal kitabında yer aldığını, ancak bu kaynağa göre Yahudilerin Yahudi olmayanları katlettikleri bilgisini vermektedir.[5]

Rivayet kültürüne dayalı eserlerin dışında tarih bilimi açısından İslamın erken tarihi, ne zaman ortaya çıktığı, hangi coğrafyada doğup dünyaya yayıldığı konusu günümüzde belirsizliğini korumakta, bu konuda geleneksel anlatımların işaret ettiği Mekke'yi dışlayan, Petra başta olmak üzere farklı coğrafyalara işaret eden teoriler ileriye sürülmektedir.[6][7] Tartışmalarda Petra, Petra'nın kuzeyinde bir bölge, Kûfe ve Hîre (Güney Irak) bölgeleri öne çıkmaktadır. Bizans kronikleri ve Hristiyan din adamlarının kayıtları, basılı paralar ve Abbasiler döneminde İslam’ın hikâyesinin yazılma sürecine katılan hadisçi ve tarihçilerin yaşam bölgeleri, Hire, Yathrib gibi bazı antik şehirlerin isimleri ve diğer bulgular Muhammed’in ve erken dönem İslam coğrafyasının Güney Irak bölgesi ile ilişkilendirilmesine ve Muhammed’in hayat hikâyesinin birden fazla kişinin hikâyelerinin birleşimi olabileceği kanaatine yol açmıştır.[8][9][10][11][12][13][14]

Sana'a el yazmaları. UV ışık kullanılarak ortaya konan "altmetinler" günümüz Kur'anlarından çok farklıdır. Gerd R. Puin bunun gelişen bir metin anlamına geldiğine inanıyordu.[15] Benzer bir ifade "Lawrence Conrad" tarafından Muhammed'in biyografisi için kullanılır. Çünkü O'nun incelemelerine göre H. ikinci yüzyıla kadar Peygamber'in doğum tarihiyle ilgili İslami bilimsel görüş, 85 yıllık bir çeşitlilik sergilemişti.[16]

Etimoloji

Arap dilinde sīra veya sīrat kelimesi seyahat etmek veya yolculukta olmak anlamına gelen sāra fiilinden gelir. Bir kişinin siyeri, o kişinin doğumunu, yaşamındaki olayları, görgü ve özelliklerini ve ölümünü kapsayan yaşam yolculuğu veya biyografisi anlamına gelmektedir. Siyer (çoğ) İslami literatürde, savaş ve gayrimüslimlerle ilişkilere de atıfta bulunabilir.

Sırat rasûl allah veya es-sîra al-nebawiyya ifadesi, Muhammed'in yaşamının incelenmesine atıfta bulunur. İslam tarihinin ilk iki yüzyılında, siyer yerine kullanılan kelime megāzī (Muhammed'in askeri sefer hikâyeleri[17]) idi ve bu deyim ve şu anda siyerin bir alt kolunu ifade ediyor.

Terim ilk olarak İbn Şihab ez -Zuhri tarafından Muhammed'in biyografisiyle ilişkilendirildi ve İbn Hişam tarafından da bu haliyle popüler hale getirildi.

İlk siyer eserleri, kendisine haber denilen tarihsel anekdotlar (çoğ,ahbār')dan oluşur.[18] Haber yerine rivayet veya hadis kelimesi de kullanılırdı.

İçerik

Siyer literatürü, esas olarak Muhammed ve arkadaşları tarafından yürütülen askeri seferlerin anlatılarını içeren çeşitli karmaşık materyaller oluşmaktaydı. Bu hikâyeler yüceltme amaçlı tarihsel açıklama veya hikâyelerdi. Siyer ayrıca siyasi anlaşmalar (ör. Hudeybiye Antlaşması veya Medine Anayasası), askere almalar, görevli atamaları, yabancı hükümdarlara mektuplar ve benzeri gibi bir dizi yazılı belgeyi de içerir. Ayrıca, Veda Haccı'ndaki konuşması gibi, Muhammed'in yaptığı bazı konuşmaları ve vaazları da kaydeder. Siyer kayıtlarından bazıları, belirli olayları ve savaşları anan şiir ayetlerini içerir.

Miraç anlatısı: Burak'a binerek göğün yedi katmanını gezen Muhammed çeşitli melekler ile karşılaşır. İslam kültüründeki miraçnameler ile özellikle Ardavirafname arasında birçok paralellikler göze çarpar.[19][20][21]

Siyerde yer alan bazı hikâye türleri daha sonraki dönemlerde kendi ayrı türlerine dönüştü. Bunlardab biri a'lām al-nubuwa ("peygamberlik kanıtları" - bazen ilk kelime yerine amārāt veya dalāʾil kullanılır) olarak adlandırılan peygamberlik mucizeleri ile ilgilidir. Faḍāʾil ve Mathālib adı verilen başka bir tür yoldaşların (Sahabe), düşmanların ve Muhammed'in diğer önemli çağdaşlarının faziletlerini ve hatalarını gösteren masallardı. Bazı siyer eserleri Muhammed'in hikâyesini daha önceki peygamberlerin, Pers Krallarının, İslam öncesi Arap kabilelerinin ve Raşidun'un hikâyelerini içeren anlatının parçası olarak konumlandırdı.[22]

Siyerin bazı bölümleri, Kuran'da bahsedilen olaylardan esinlenir veya bunlar üzerinde ayrıntılı bir şekilde durur. Bu kısımlar genellikle tefsir ve esbab-ı nüzûl yazarları tarafından belirli âyetlerde bahsi geçen olaylar için arka plan bilgisi sağlamak için kullanılmıştır.

Hadislerle karşılaştırma

Yapı, hadis ve tarihi bir rivayet (haber) bakımından birbirine çok benzer; her ikisi de isnad (nakil zincirleri) içerir. Hadis ile haber arasındaki temel fark, hadisin bir olayla ilgili olmaması ve normalde bir zaman veya yer belirtmemesidir. Aksine hadisin amacı, dini bir doktrini İslam hukukunun yetkili bir kaynağı olarak kaydetmektir. Buna karşılık, haber bazı hukuki veya teolojik imalar taşıyabilirken, asıl amacı belirli bir olay hakkında bilgi aktarmaktır. [18]

8. ve 9. yüzyıldan itibaren birçok bilim insanı çabalarını her iki tür metne eşit olarak adamışlardır. [18] Bazı tarihçiler siyer ve megâzî literatürünü Hadis'in bir alt kümesi olarak kabul ederler.[23]

Kabulü

Anlatı kültürü: Kıssacılık kültürü nesnel doğrular yerine anlatıcıların bilgi birikimleri ve zihinsel yaratıcılıklarına dayalı bir hitabet ve toplumsal etkileme sanatı olarak görülür.[24][25] Kıssacılık veya vaazcılık geleneği halkın din algısını oluşturmada din bilimleri açısından özel bir önem taşır. Kıssacılık İslamın ilk dönemlerinden itibaren yaygın bir kurum haline gelmiş, anlatıcılarına geniş sosyal-manevi imkanlar sağlayan, halkın dini hislerini güçlendiren anlatımlar geniş rağbet görmüştür. Destansı unsurlarla süslenen anlatılar siyer, meğazi, delail, şemail, fezail ve metalib gibi kitaplarda bir araya getirilerek topluma sunulmuşlardır.

İslam'ın ilk yüzyıllarında siyer literatürü hadislere kıyasla daha az ciddiye alındı. Emeviler döneminde, hikaye anlatıcıları ( Kāss, pl. Kussās) yetkililerden izin aldıkları sürece özel toplantılarda ve camilerde Muhammed ve önceki peygamberlerin hikâyelerini anlatırlardı. Bu hikâye anlatıcılarının çoğu artık bilinmiyor. Emeviler döneminden sonra abartma ve hayal kurma eğilimleri ve İsrailiyat'a aşırı güvenmeleri nedeniyle itibarları sarsıldı ve camilerde vaaz vermeleri yasaklandı. Ancak sonraki dönemlerde siyer daha fazla ön plana çıktı. Yakın zamanlarda, siyer ile ilgili Batılı tarihsel eleştiri ve tartışma, içeriğini savunan özür dileyen literatür yazan bazı Müslümanlarda savunmacı bir tavır ortaya çıkardı.[22]

Süleyman Ateş'in kaydettiğine göre siyer yazarlığı ilk zamanlarından itibaren mutlak bilgiye ulaşma ve yayma gibi objektif amaçlarla yapılan bir iş değildir. İbni İshak örneğinde görülebileceği gibi siyer anlatımlarına en baştan itibaren Yahudi-Hristiyan efsaneleri etkili bir şekilde sokulmuştur.[26]

Ahmed Emin'in değerlendirmeleri: “Siret kitapları, en eski ve en güvenilir olanları da dahil hurafe ve İsrailiyat’tan arınmış değildir. Tam aksine bunların kronolojik sırada en önce gelenleri İsrailiyat’la en fazla doldurulmuş olanlarıdır. İlk ve en güvenilir kaynak sayılan İbni İshak’a bakalım. Bu zatın esas kaynaklarından biri de Yahudilikten İslam’a geçen Vehb İbni Münebbih’tir. İbni İshak’ın ayrıca Hristiyan ve Mecusi kaynaklardan da büyük ölçüde yararlandığı bilinmektedir.”[27]

Muhammed bölünen Ay'ı işaret ederken. 16. yüzyıldan kalma bir falnameden alınan bu anonim resimde Muhammed yüzü görünmeyecek şekilde resmedilmiştir.

Mucizeler: Prof. Dr. Mehmet Özdemir Siyer yazıcılığı ile ilgili makalesinde, İbni Hişam örneğine ve zaman içerisinde bu kitap ve risalelerde anlatılan yüceltmeci, olağanüstücü ve mucize olarak anlatılan rivayetlerin sayılarındaki artışa dikkat çekmektedir. Bu tespitlerden bir diğeri de ilk yazılan siyer kitaplarında bulunmayan, ancak zaman içerisinde siyer kitaplarında geniş yer işgal eden irhasat rivayetleri ile ilgilidir. Siyer kitaplarında Ay’ın Yarılması veya Miraç gibi rivayetleri tarihi bir vakıa olarak görmek olasıdır.[28]

Ahmediyye, Muhammediyye, Envar'ül Aşıkin gibi bazı popüler siyer kitapları Muhammed'in hayatını mistik-destansı unsurlarla süsleyerek anlatmakta ve İslam mitolojisi olarak değerlendirilebilecek konular ile tarihsel olaylar birbirine karışmaktadır.[29]

Siyere kaynaklık eden kıssa, hadis, haber gibi materyalleri kullanan siyercilerin yüceltmeci ve olağanüstücü eğilimlerle gerçek ve kurguyu birlikte verdikleri, mucize ve irhasatların her nesilde artış gösterdiği,[30] siyer yazıcılığının ilmi ve objektif kriterlere göre yapılan bir iş olmayıp,[31] bazıları peygamberlik kanıtı olarak da ileri sürülen[32] bu anlatılar içerisinde tarihi olan ile efsane olan[33] arasında ayrım yapmanın zor olduğu ifade edilmektedir.[34][35]

Özgünlük

Yüzyıllar boyunca Müslüman alimler, hadislerin sahihliği sorununu kabul ettiler. Bu sebeple senet adını verdikleri isnad veya nakil zincirlerini değerlendirmek için sofistike yöntemler geliştirdiler (bkz. Hadis çalışmaları). Bu çalışmalarla hadisler, diğer kategorilere ek olarak muhtemelen uydurma olanlar için "zayıf", sahih (sağlam) gibi sınıflara ayrıldı.[36]

Birçok siyer rivayeti aynı zamanda isnad bilgileri de içerdiğinden ve siyer derleyicileri(ahbârîler)'nin bir kısmı bizzat fakihlik ve muhaddislik görevi icra ettikleri için, aynı hadis tenkidi yöntemlerini siyer rivâyetlerine de uyguladılar.[37] Bununla birlikte, bazı siyer raporları, kesin olmayan bir isnad biçimi veya modern tarihçilerin "toplu isnad" veya "birleşik rivayetler" dediği şey kullanılarak yazılmıştır. Bu kesinlik eksikliği, bazı hadis alimlerinin toplu isnad kullanan herhangi bir rivayeti sahihlikten yoksun kabul etmelerine yol açmıştır.[38]

Muhammed'in aidiyeti tartışmalı sözde mektuplarından birisi:[39] Mısır Mukavkısı'na gönderilmiş mektup. (1858'de Mısır'da keşfedilmiş.) Mektuplar iki adet sorunu gündeme getirir: 1- Mektupların belge olarak varlığı, tarihlemesi ve otantikliği, 2- Muhammed'in takipçileri olan halifelerden hiçbirinin, -onların gerçek kişiler olup-olmadıkları sorgulamasına da yol açan[40]- para ve taş yazıtlar yanında vali, komutan ve diğer devlet başkanlarıyla yazışmalarının belgelenememesi.

Wim Raven'a göre, sahihliği ve olgusal değeri bir dizi farklı gerekçeyle sorgulanan siyer literatüründen tutarlı bir Muhammed imajının oluşturulamayacağı sıklıkla belirtilmektedir. O, siyerin sahihliğine karşı aşağıdaki argümanları sıralar, ardından burada karşı argümanlar gelir:

  1. İslam'ın ilk asrında neredeyse hiç siyer eseri derlenmemiştir. Ancak Fred Donner, İslam'ın kökenleri hakkındaki en eski tarihi yazıların ilk olarak Hicri 60-70'te, yani Hicret'in birinci yüzyılında ortaya çıktığına işaret eder (bkz . Muhammed'in Biyografileri Listesi). Ayrıca, H. ikinci, üçüncü ve dördüncü yüzyıllara tarihlenen mevcut kaynaklar, çoğunlukla daha önceki kaynaklardan elde edilen materyallerin derlemeleridir. [36] [41]
  2. Siyer eserlerinde bulunan farklı rivayetlerde sergilenen birçok tutarsızlık. Yine de, İslam'da tek bir ortodoksinin olmamasına rağmen, geleneksel köken hikâyesinin en genel özellikleri üzerinde hala belirgin bir anlaşma vardır. [36] [41]
  3. Sonraki kaynaklar, Muhammed'in zamanı hakkında öncekilerden daha fazla bilgi sahibi olduklarını iddia ediyor. Bilgin Patricia Crone, bir yorumun tarihsel olarak Muhammed'in hayatından ve Kuran'daki olaylardan ne kadar uzak olursa, (içeriği önceki kaynaklara dayanmasına rağmen) o kadar fazla bilgi sağladığını buldu. Crone, bu fenomeni hikâye anlatıcılarının süslemesine bağladı.

    Bir hikaye anlatıcısı bir baskından bahsederse, bir sonraki hikaye anlatıcısı bu baskının tarihini, üçüncüsü bir izleyicinin duymak isteyebileceği her şeyi bilirdi.[42]

    İbn İshak'ın durumunda, kendisi ve diğer önceki râviler tarafından ne kadar nakış işlenip işlenmediğini ve ne kadar nakış işlendiğini görmek için başvurabileceğimiz daha eski kaynaklar yoktu. Crone'a göre, "İbn İshak ve Peygamber arasındaki üç kuşakta da hayali detayların eklendiği sonucuna varmaktan kaçınmak zordur.[41][42][43]
  4. Gayrimüslim kaynaklarla karşılaştırıldığında görülen tutarsızlıklar. Ancak geniş çapta, hem Muhammed'e özgü bilgilerde[44] hem de genel olarak Müslüman rivayetlerine ilişkin benzerlik ve uyuşmalar vardır.[41][45]
  5. Siyerin bazı bölümleri veya türleri, yani mucizelerle ilgili olanlar, Muhammed hakkında, toplumunun inançlarını ve doktrinlerini göstermenin dışında, bilimsel tarih yazımı için kaynak niteliği taşımaz.[41]

Bununla birlikte, Medine Anayasası gibi siyerin diğer içeriği genellikle gerçek olarak kabul edilir.

Siyerin ilk derlemeleri

Aşağıdakiler, siyer ve megâzî rivâyetlerini toplamak ve derlemek konusunda uzmanlaşmış erken dönem hadis toplayıcılarından bazılarının bir listesidir:

  • Urve bin Zübeyr (ö. 713). Emevi halifeleri Abdülmelik bin Mervan ve I. Velid'in sorularına cevap veren ve Peygamber zamanında meydana gelen bazı olaylarla ilgili soruları içeren mektuplar yazdı. Abdülmelik megâzî literatürünü takdir etmediği için bu mektuplar hikâye şeklinde yazılmamıştır. Bu konuda herhangi bir kitap yazdığı bilinmemektedir.[46]
  • Wahb ibn Münebbih (ö. 725-737). Ona birkaç kitap atfedildi, ancak hiçbiri şu anda mevcut değil. Eserlerinden bazıları, İbn İshak, İbn Hişam, İbn Cerir et-Taberi ve Ebû Nu'aym el-İsfahanî'nin eserlerinde bulunan alıntılar olarak günümüze ulaşmıştır.
  • İbn Şihâb ez-Zuhrî (ö. 737), siyer literatüründe hem hadis hem de ahbâr toplayan merkezi bir şahsiyettir. Onun akhbār'ı ayrıca aktarım zincirleri veya isnad içerir. Emevi mahkemesi tarafından desteklendi ve biri şecere ve diğeri megâzî üzerine olmak üzere iki kitap yazması istendi. İlki iptal edilmiş ve megâzî ile ilgili olan ya günümüze ulaşmamıştır ya da hiç yazılmamıştır.
  • Musa ibni Ukbe, Zühri'nin talebesidir. Şu anda kayıp olan "Kitāb al-Maghāzī"yi yazmıştır. Bazı nakilleri korunmuş olmakla birlikte bu nakillerin kendisine isnadı tartışmalıdır.[46]
  • Muhammed ibn İshak (ö. 767 veya 761), "Siretü İbn İshak" Peygamber'in önemli bir biyografisinin temelini oluşturan sözlü gelenekleri toplayan ez-Zührî'nin bir başka öğrencisidir. Onun gelenekleri, başta İbn Hişam (Haza Kitabu Sireti Resulillah) ve İbn Cerir et-Taberi (Tarih) olmak üzere birçok kaynak aracılığıyla günümüze ulaşmıştır.

Ayrıca bakınız

Galeri

Kaynakça

  1. ^ News of Muḥammad and his contemporaries circulated by word of mouth from the start, vectors for the transit of information not only to subsequent generations of Muslims, but also to non-Muslims https://library.oapen.org/bitstream/id/f65c8b61-d32b-4877-b478-981b6c993321/1005455.pdf 13 Ekim 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. ^ Conrad (June 1987). "Abraha and Muhammad: Some Observations Apropos of Chronology and Literary topoi in the Early Arabic Historical Tradition". Bulletin of the School of Oriental and African Studies. 50 (2): 239. doi:10.1017/S0041977X00049016. 11 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ocak 2020. 
  3. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 26 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Ocak 2023. 
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 19 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Eylül 2020. 
  5. ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2021. 
  6. ^ "Arşivlenmiş kopya". 13 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Eylül 2020. 
  7. ^ "Arşivlenmiş kopya". 12 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2021. 
  8. ^ "Arşivlenmiş kopya". 27 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2021. 
  9. ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2021. 
  10. ^ "Arşivlenmiş kopya". 23 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2021. 
  11. ^ "Arşivlenmiş kopya". 23 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2021. 
  12. ^ "Arşivlenmiş kopya". 23 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2021. 
  13. ^ "Arşivlenmiş kopya". 23 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2021. 
  14. ^ "Arşivlenmiş kopya". 27 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2021. 
  15. ^ Lester, Toby (1 Ocak 1999). "What Is the Koran?". The Atlantic. 25 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  16. ^ "İster sözlü ister yazılı olarak nakledilmiş olsun, herhangi bir tarihsel anlatı geleneğinin istikrarı için kronolojinin çok önemli olduğu varsayımına göre, bu durum ikinci yüzyılda siyer çalışmalarının hala bir akışkanlık halinde olduğunun açık bir göstergesi olarak görülebilir.Conrad (June 1987). "Abraha and Muhammad: Some Observations Apropos of Chronology and Literary topoi in the Early Arabic Historical Tradition". Bulletin of the School of Oriental and African Studies. 50 (2): 239. doi:10.1017/S0041977X00049016. 11 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ocak 2020. 
  17. ^ "Maghazi". Oxford Islamic Studies. 26 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2019. 
  18. ^ a b c Humphreys 1991.
  19. ^ "Arşivlenmiş kopya". 17 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Temmuz 2022. 
  20. ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Temmuz 2022. 
  21. ^ "Arşivlenmiş kopya". 24 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mayıs 2021. 
  22. ^ a b Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; EI2 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  23. ^ Al-sīra al-nabawiyya fī ḍawʾ al-maṣādir al-aṣliyya: dirāsa taḥlīliyya. 1st. Riyad: King Saud University. 1992. ss. 20-34. 
  24. ^ "Va'z, Kıssacılık ve Hadiste Kussâs" (PDF). 2 Haziran 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2013. 
  25. ^ "Kussâs". 4 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2013. 
  26. ^ "İbn İshak'tan önce siyer yazarı var mı?". 7 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Eylül 2012. 
  27. ^ Ahmed Emin, Duhaul İslam, 2. cilt
  28. ^ "İSRÂ VE Mİ'RÂC". 9 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Eylül 2012. 
  29. ^ "Milel ve Nihal - inanç, kültür ve mitoloji araştırmaları dergisi" (PDF). 29 Ekim 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Eylül 2012. 
  30. ^ Özdemir, Mehmet. "Siyer Yazıcılığı Üzerine" (PDF). Milel Ve Nihal. 4 (3). Milel ve Nihal Eğitim, Kültür ve Düşünce Platformu Derneği. ss. 129-162. 6 Kasım 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  31. ^ "Arşivlenmiş kopya". 9 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ağustos 2013. 
  32. ^ "Arşivlenmiş kopya". 16 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Haziran 2015. 
  33. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 29 Ekim 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Eylül 2012. 
  34. ^ Prof. Dr. Sönmez Kutlu. "Tarihsel Muhammed ile Menkabevi Muhammed'i Ayırmanın Önemi". sonmezkutlu.com. 11 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2013. 
  35. ^ Süleyman Ateş (11 Haziran 2012). "İbn İshak'tan önce siyer yazarı var mı?". suleyman-ates.com. 7 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2013. 
  36. ^ a b c Donner 1998.
  37. ^ Islamic Historiography. Cambridge University Press. 2003. ss. 39. ISBN 9780521629362. 
  38. ^ Islamic Humanism. Oxford University Press. 27 Mart 2003. ISBN 9780199885008. ʿAbd al-ʿAzīz al-Dūrī, Historical Writing, p.36: "Ahmad ibn Hanbal rejected the hadiths reported by Ibn Ishaq precisely on the grounds of their use of the collective isnād: "I see him relating a single hadith on the authority of a group of people, without distinguishing the words of one from those of another"" (Tanbih 9-43) But Ibn Hanbal did accept Ibn Ishaq's authority for the maghazi. 
  39. ^ Some scholars such as Nöldeke consider the currently preserved copy to be a forgery, and Öhrnberg considers the whole narrative concerning the Muqawqis to be "devoid of any historical value". Öhrnberg; Mukawkis. Encyclopaedia of Islam.
  40. ^ Hoyland, In God's Path, 2015: p. 98
  41. ^ a b c d e Raven, W., “Sīra”, in: Brill Encyclopaedia of Islam, Second Edition, v.9 p.662
  42. ^ a b Meccan Trade and the Rise of Islam. Oxford University Press. 1987. s. 223. 
  43. ^ Behind the Myths: The Foundations of Judaism, Christianity and Islam. AuthorHouse. 2013. s. 352. ISBN 9781481783637. Erişim tarihi: 18 Ekim 2019. 
  44. ^ Muhammad. Oxford University Press, USA. 26 Ocak 1983. ss. 73-74. ISBN 0192876058. 
  45. ^ Seeing Islam as Others Saw It: A Survey and Evaluation of Christian, Jewish and Zoroastrian Writings on Early Islam. Darwin. 1998. s. 591. ISBN 0878501258. 
  46. ^ a b Boş kaynak (yardım)  Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi: "EQ" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: )

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hadis</span> İslam peygamberi Muhammede isnat edilen sözler ve fiiller

Hadis, Muhammed'e atfedilen ve onun sözleri, fiilleri, onaylamaları ve sıfatlarını içeren bilgilerdir. Hadis âlimleri buna sahabe ve tabiînin söz ve fiillerini de eklemişlerdir. Ancak bunlar kaynak olma bakımından Muhammed'in fiil ve sözleri ile aynı seviyede değildirler ve hadis ilmi içerisinde farklı şekilde isimlendirilirler.

<span class="mw-page-title-main">Sünnilik</span> en yaygın İslam mezhebi

Ehl-i Sünnet ve'l-Cemâat, kısaca Ehl-i Sünnet ya da Sünnîlik, İslam dininin dünya üzerindeki iki büyük kolundan biri ve %77-80'lik bir oran ile en büyük mensubunun bulunduğu mezhepler grubudur. Zaman zaman Sünnî İslam veya Sünnî mezhebi ifadesi de kullanılır. Günümüzde Sünnîlik, kendi içerisinde günümüzde yaşayan iki akaid mezhebi, dört fıkıh mezhebini içermektedir.

Hâricîlik, Hâriciyye ya da Havâric, İslam dininde bir siyasi mezhep olarak Hicri ilk yüzyılda ortaya çıkmış ve asırlardır kendini değişik şekillerde sergileyen bir hareket. İslâm dünyası içerisinde %2'lik bir kısmı oluşturmaktadır. Tarihte Hâricîler'in en aşırı fırkalarından olan Ezarika'nın ana görüşleri itibarıyla İslâm'dan çıktığını kabul ettikleri ve kendilerinden olmayan diğer Müslümanları tekfîr ile ithâm ederek öldürdükleri bilinmektedir. Günümüzde ise Hâricîler içerisinde en ılımlı kol olarak bilinen İbâdiyye'nin sadece çoğunlukta oldukları bölge olan Umman Sultanlığı ile nüfusun azınlığını teşkîl ettikleri Cezayir, Tunus'un Cerbe adası, Zanzibar ve Tanzanya'nın bazı muhitlerinde yaşamakta oldukları bilinmektedir. Öte taraftan "Umman İbâdîleri" kendilerinin Hâricîler'in bir dalı oldukları savını kabul etmemektedirler.

<span class="mw-page-title-main">I. Muâviye</span> İslam Devletinin Aliden sonraki halifesi ve Emevi Hanedanının kurucusu

Muaviye bin Ebu Süfyan, İslam Devleti'nin Hasan'dan sonraki halifesi ve Emevi Hanedanı'nın kurucusudur.

<span class="mw-page-title-main">İsrâiliyat</span> İslamdaki dinî bir terim

İsrâîliyât, bir İslam dinî terimi. Yahudi mitolojisi veya İsrail kaynaklı rivayetlerin bütününü kastetmekte kullanılmaktadır.

<i>Kütüb-i Sitte</i> İslam inancının klasik hadis eserleri

Kütüb-i Sitte, Altı Kitap anlamına gelen, Ehl-i Sünnet tarafından en sağlam Hadis kaynakları olarak kabul edilmektedir:

<span class="mw-page-title-main">Mucize</span> bilimsel yasalarla açıklanamayan ve ilahî güçlere mal edilen, inananları tarafından hoş karşılanan, sıra dışı olay

Mucize ya da tansık; bilimsel yasalarla açıklanamayan ve ilahî güçlere mâl edilen, inananları tarafından hoş karşılanan, sıra dışı olay.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Hureyre</span> sahabe

Ebu Hureyre (Arapça: أبو هريرة‎ ‎;, Yemen asıllı sahabe. Gerçek adı bilinmemekle birlikte Müslüman olmadan önceki adının Abdüamr, Sükeyn, Abdüşşems olduğu yönünde farklı rivayetler vardır. Sahipsiz kedi yavrularını besleyip büyütmesinden dolayı Kedicik babası anlamına gelen Ebu Hureyre ismiyle anılırdı.

<span class="mw-page-title-main">İslam mitolojisi</span> İslam ile ilişkili bazı gerçeküstü dini anlatıların ve kavramların işlendiği mitoloji dalı

İslam mitolojisi, İslam ile ilişkili bazı dini anlatıların ve kavramların işlendiği mitoloji dalıdır. Geleneksel dinî literatürde genellikle İsrâîliyyât olarak ifade edilen mitolojik unsurların, İsrâîliyyât teriminden daha kapsayıcı ve bilimsel bir çerçeveye sahip olan "İslam mitolojisi" başlığı altında ele alınmaları önerilmiştir. İslam, dini ritüel veya mitlerden çok toplumsal düzen ve hukukla ilgilenen bir dindir. Oxford Companion to World Mythology, bir dizi geleneksel anlatıyı "İslami mitler" olarak tanımlar. İslam'ın diğer İbrahimi dinlerle paylaştığı bir yaratılış efsanesi ve ahiret vizyonu ve ayrıca Kabe'nin kendine özgü İslami hikâyesi bunlar arasındadır.

Ebu Abdullah Muhammed bin Ömer bin Vâkid el-Eslemî ; erken dönem İslam tarihçisi. Gençliğinde buğday tüccarlığı, ilerleyen yıllarda kadılık yaptı. Özellikle tarih ve siyer konusunda eserler vermiştir. Bunun haricinde Kur'an, fıkıh, hadis, sahabelerin (ashab) hayatı, kültür ve coğrafya ile ilgili eserleri de mevcuttur.

<span class="mw-page-title-main">Benî Kurayza</span> 7. yüzyılın başlarında Medinede yaşamış Yahudi kabilelerinden biri

Beni Kurayza veya Beni Kureyza, 7. yüzyılda Arap Yarımadası'nın kuzeyindeki Yesrib vahasında (Medine) yaşamış bir Yahudi kabilesiydi. İslam peygamberi Muhammed'in 622'de Medine'ye hicret etmesinden sonra, Muhammed tarafından düzenlenen Medine Sözleşmesi'ne katılmışlardır. Bu sözleşmede yer alan, herhangi bir saldırı durumunda Medine'yi birlikte savunacakları maddesini Hendek Muharebesi'nde (627) ihlal ettikleri ve üstelik Müslümanlarla karşı savaştıkları gerekçesiyle Muhammed yönetimindeki Müslüman kuvvetleri tarafından erkeklerin ölüm cezasına çarptırıldığı, kadınların ve çocukların ise köleleştirildikleri iddia edilir.

Ebû 'Afek (Arapça: أبو عفك‎, İbranice: אבו עפכ‎,, Medine'nin tanınan Yahudi şairlerinden biridir. Kendisi Muhammed'in isteği üzerine Salim bin Umeyr Tarafından öldürülmüştür.

Muhammed, İslam'ı duyurmaya başlamasıyla zaman içerisinde kendisine taraftar topladı ve böylece giderek artan bir nüfuz elde etti. Diğer inançlara mensup bazı kimseler, kendilerini yanlış yolda olmakla itham eden Muhammed'e karşı koydu. Bazı şairler şiirleriyle Muhammed'i hicvederken bazıları ise şiirleriyle insanları ona karşı savaşmaya davet etti. Muhammed muhaliflerini ortadan kaldırmak amacıyla onları öldürttü.

<span class="mw-page-title-main">Kinane bin el-Rabi</span>

Kinane bin el-Rabi' Kinane bin el-Rabi'a ve Kinane bin el-Rabi bin Ebu el-Hukayk olarak da bilinen, 7.yüzyıl Arabistan'ının Yahudi bir kabile lideri ve Muhammed'in muhalifiydi. Şair Rabi bin Ebu Hukayk'ın oğludur. Rabi, Nadir kabilesi ile Müslümanların savaşları sırasında öldürüldü.

<span class="mw-page-title-main">Benî Kurayza Muharebesi</span> 627 yılındaki Müslüman-Yahudi muharebesi

Benî Kurayza Muharebesi, Benî Kureyza Muharebesi veya Benî Kurayza Gazvesi, 627 yılında İslam peygamberi Muhammed'in başında olduğu Müslüman güçleri ile Medineli Yahudi kabilesi Benî Kurayza güçleri arasında, Hendek Muharebesi'nin akabinde gerçekleşen savaştır. Savaş, Müslümanların zaferiyle sonuçlanmıştır.

Hadis terminolojisi, İslam dininde, birincil kaynak Kur'an'dan sonra en önemli ikinci kaynak sayılan Muhammed'in hadislerinin, tespit edilip ilk dönemde sözlü daha sonraki dönemlerde yazılı olarak aktarımıyla uğraşan ilim dalındaki tüm terimleri ifade eder. İslam ilim tarihinde bu ifade daha çok ulumu'l hadis terimiyle karşılanabilir ki bu hadis ilmini ve onun alt disiplinlerini ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed'in tarihselliği</span>

Muhammed'in tarihselliği, Muhammed'in tarihsel bir figür olarak incelenmesine ve geleneksel açıklamaların dayandığı kaynakların eleştirel incelemesine atıfta bulunur.

Erken İslam tarihçiliği, 7. yüzyıl boyunca, Muhammed'in 610'daki ilk vahiylerinden 661'de Raşidun Halifeliğinin dağılmasına kadar ve muhtemelen 8. yüzyıl ve Emevi dönemi boyunca İslam'ın erken tarihi üzerine bilimsel literatürdür.

<span class="mw-page-title-main">Silsiletu’z Zeheb Hadisi</span>

Silsiletu’z Zeheb Hadisi ; şiilerin sekizinci imamı olan Ali er-Rızâ tarafından nakl edilmiş kudsi hadis. Şii inancına göre, şii imamlar bu hadisi atalarından ve sonra İslam peygamberi olan Muhammed tarafından nakl etmişler. Genel olarak bu hadis tevhit ve şartları hakkındadır. Ali er-Rızâ, bu hadisi, Merv’e doğru giderken Nişabur’da beyan etti.

Hadis eleştirisi, İslam peygamberi Muhammed'in söz, eylem, sessiz onaylarından oluşan ve kanonlaştırılmış İslamî literatür türünün eleştirisidir.