
İshak Paşa Sarayı; Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde bulunan bir saraydır. Yapımına 1685 yılında başlanan ve 1784'te tamamlanan saray; içinde barındırdığı cami, türbe, kütüphane, mahzenler, koğuşlar, harem ve selamlık bölümleri ile büyük bir yapı kompleksidir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilmesine karşın genel olarak Selçuklu mimarisinden izler taşıyan İshak Paşa Sarayı'nda; Batı kökenli barok, gotik, rokoko ve ampir gibi sanat akımlarının etkileri de gözlemlenir. 2000 yılından beri UNESCO'nun Dünya Mirası Geçici Listesi'nde bulunmaktadır.
Gotik, kendine has özelliği olan bir sanat anlayışı ve yazı şekli. Gotik yazılar ilk baskı denemelerinde denenmiş, çoğunlukla Almanlar tarafından kullanılan bir yazı stilidir. Gotik sanatı 12. yüzyılın ikinci yarısında Romanesk sanatının değişmesiyle, Latin sanatına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Orta Çağı kapatan, Rönesansı başlatan akımdır. Gotik tarzı, yalnız mimarlıkta tesirli olmayıp; heykelcilik, resim, yazı, süs ve hatta gündelik eşyada da etkili olmuştur.

Justinianus Köprüsü veya Sangarius Köprüsü, Türkiye'de, Geç Roma Döneminden kalma, Sakarya nehri üzerinde bir taş köprüdür. Yapı Doğu Roma İmparatoru Justinianus (527–565) tarafından başkent Konstaninopolis ile imparatorluğun doğu vilayetleri arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak için inşa ettirildi. Neredeyse 430 m uzunluğundaki köprü, dev ölçüleri nedeniyle dönemin yazar ve şairlerin eserlerine konu olmuştu. Justinianus'un Boğaziçi yerine gemiyle Anadolu'dan geçebilmek için kanal projesi planladığı ve köprünün bu projenin bir parçası olduğu iddiası uzmanlar tarafından tartışılmaktadır. Köprü, 2018'de UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi'ne eklendi.

Kargı pencere, üstü bir sivri kemerle biten ince uzun pencerelere verilen ad. Kargı ucuna benzediği için bu adı almıştır. Erken İngiliz Gotik (13.yy) mimarlığının tipik özelliklerinden biridir.

Taçkapı ya da anıtsal kapı, anıtsal binalarda cephelerin en süslü kısmını meydana getiren büyük ve gösterişli kapılardır. Bu tip düzenlemelerinin en erken örnekleri Eski Anadolu, Ege ve Mezopotamya mimarlıklarının kale, tapınak ve saraylarında görülür. Erken çağlara ait kapı düzenlemelerinde koruyucu bekçi simgesi olarak genellikle aslan heykelleri kullanılmıştır.

Ca' d'Oro Venedik, Büyük Kanal'daki en güzel saraylardan biri olarak kabul edilir. Sarayların en eskilerinden biri, duvarlarının yaldızlanması ve krom rengi kaplı olması dolayısıyla Ca' d'Oro olarak bilinir.

Kemer, mimarlıkta iki sütun veya ayağı birbirine üstten yarım çember, basık eğri, yonca yaprağı vb. biçimlerde bağlayan ve üzerine gelen duvar ağırlıklarını, iki yanındaki ayaklara bindiren tonoz bağlantıdır. Kemerler ilk olarak MÖ 2. binyılda Mezopotamya mimarisinde görülmüş, sistematik kullanımı ise bu tekniği çeşitli mimari yapılara ilk kez uygulayan Romalılarla başlamıştır.

Bourges San Etienne Katedrali, Fransa Bourges'ta bulunan ve Aziz Stephen'a adanmış bir Roma Katolik katedralidir. Katedral 1992 yılında UNESCO tarafından dünya mirası listesine eklenmiştir.

Kaş kemer, kaşkemer ya da eşeksırtı kemer, mimarlıkta en tepe noktası sivri bir biçimde yukarıya bakarken içeriye oval bir biçimde kapanan, eğrilerinden ikisinin içbükey, diğer ikisinin dışbükey olduğu bir kemer çeşididir.
Ojiv, iki boyutlu ya da üç boyutlu bir cismin yuvarlak şekilli konik ucudur.

Gotik mimari Orta Çağ'ın ortalarından sonuna kadarki süreçte yaygın olarak uygulanmış bir mimari stilidir. Amacı Tanrı'nın büyüklüğünü yansıtan muhteşem yapılar karşısında insanın acizliğini simgelemektir. Romanesk mimarinin gelişmesiyle ortaya çıkmış, zamanla yerini Rönesans mimarisine bırakmıştır. Alametifarikaları arasında kaburgalı tonozlar, sivri kemerler ve uçan payandalar bulunur. Gotik mimarinin Romanesk mimariden dönüşümü, Romanesk mimarinin çapraz tonozlarına kaburga eklenmesiyle gerçekleşti.
Kapu Camii, Konya'da 17. yüzyıl Osmanlı dönemine ait tarihi cami. Şehirdeki Osmanlı camileri arasındaki en büyük camidir. Merkez Karatay ilçesi, Sarraflar caddesi üzerindeki caminin mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait olup, Karatay Müftüğülüğü'ne bağlı olarak faal durumdadır.

Kumarcılar Hanı, halk arasında Seyyar Çalgıcılar Hanı ya da Kemaneciler Hanı olarak da bilinir, Kuzey Lefkoşa, KKTC'de, Asmaaltı Meydanı'nın kuzeyinde yer alan tarihi bir handır. Osmanlı döneminde adada inşa edilen 18 handan birisidir. Lefkoşa'daki hanlar içinde, Büyük Han'dan sonra gelen en büyük handır.
Yenicami İlkokulu ya da Yenicami Sibyan Okulu, Kuzey Lefkoşa, KKTC'de, Yenicami Mahallesi'nde yer alan bir ilkokul. 1925 yılında inşa edilen okul binası Lefkoşa'daki en eski ilkokullardan birisidir. Yenicami Sibyan Okulu aynı şekilde muhafaza edilerek Yenicami İlkokulu olarak kullanılmaktadır. Bina neoklasik ile neogotik arasi karma bir üslup ile yığma taştan inşa edilmiştir. Eski Eserler Dairesine bağlı olan binada en son 2006 yılında tamirat çalışmaları yapıldı.

Tarsus Eski Cami Mersin ili Tarsus ilçesinde yer alan bir kentin en eski camisidir. 12. yüzyıldan kalma bir Gotik kilise binasının dönüştürülmesiyle oluşturulmuştur.

İç Kale, Diyarbakır kentinin ilk yerleşim yeri olarak kabul edilen yerdir. Kentin kuzeydoğusunda, Dicle Nehri'nin 100 m kadar yükseğinde yer alır.
Hacı Büzrük Camii, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yer alan tarihî bir camidir.

Belarus Gotiği, modern Belarus, Litvanya ve Doğu Polonya'nın bazı bölümlerinde 15. ve 16. yüzyıllarda inşa edilen dini binaların mimari tarzıdır. Terim tartışmalıdır ve Belarus milliyetçiliğinin bir ürünü olarak görülüyor ve bu yüzden sadece Belarus tarihçileri tarafından kullanılıyor. Litvanya Büyük Dükalığı'nın Slav bölgelerinde, birçoğunun günümüz Belarus'unu oluşturan, Doğu Ortodoks cemaatleri ve toprak ağaları için bazı Gotik binaların inşa edildiği gerçeğini açıklamaktadır. Bu binalar, yüksek kuleler, uçan payandalar, sivri kemerler ve tonozlu tavanlar gibi tipik gotik mimariye sahip olsa da, aynı zamanda Orta ve Batı Avrupa standartlarına göre tipik gotik olarak kabul edilmeyen unsurlar da içerir.

Haydarpaşa Lefkoşa'da bir mahalle. İsmini Lefkoşa'nın Osmanlı fethi sırasında Osmanlı ordusunu yöneten 12 generalden biri olduğu söylenen Haydar Paşa'dan alır. Aynı adda bir cami de vardır. Her general bu fetih sırasında başka bir mahalleye gönderilmişti. Daha sonradan, bu mahalleler isimlerini oraya gönderilen generalin isminden aldı.

Danimarka mimarisi, arkeolojik buluntularla zengin bir şekilde ortaya çıkarılan Viking dönemine dayanan bir geçmişe sahiptir. Orta Çağ'da, ülke genelinde önce Romanesk, ardından Gotik kiliseler ve katedrallerin ortaya çıkmasıyla mimarinin temelleri sağlam bir şekilde atılmıştır. Taşa erişimin az olması nedeniyle, tuğla sadece kiliseler için değil, aynı zamanda surlar ve kaleler için de tercih edilen inşaat malzemesi haline geldi.