İçeriğe atla

Sistiserkoz

Sistiserkoz
Nörosistiserkozu olan bir kişinin MR görüntüsünde beyninde bulunan çok sayıda kist görünmektedir.
UzmanlıkEnfeksiyon hastalıkları Bunu Vikiveri'de düzenleyin

Sistiserkoz domuz tenyasının genç formunun neden olduğu bir doku enfeksiyonudur.[1][2] İnsanlar yıllar boyunca çok az semptom gösterebildikleri gibi hiç semptom görülmediği de olabilir.[3][4] Bazı vakalarda, özellikle Asya'da bu enfeksiyona yakalananlarının derilerinin altında bir ila iki santimetrelik katı yumrular gelişebilir.[2] Aylar ya da yıllar sonra bu yumrular ağrıyabilir ve şişebilir ve sonra da yok olurlar.[3][4] Nörosistiserkoz adı verilen ve beyni etkileyen özel bir formu nörolojik semptomplara neden olabilir.[4] Bu formu gelişmekte olan ülkelerde nöbetlerin en yaygın nedenlerindendir.[4]

Sistiserkoza genellikle içinde tenya yumurtaları olan suyu içmek ya da besinleri yemekle yakalanılır.[2] Bu besinler arasında en yaygını pişirilmemiş sebzelerdir.[2] Tenyazis adı verilen erişkin tenya enfeksiyonuna sahip kişilerin dışkılarında tenya yumurtaları bulunur.[4][5] İyi pişirilmemiş domuz etinde bulunan kistlerin yenmesiyle yakalanılan tenyazis farklı bir hastalıktır.[2] Vücutlarında tenya bulunan kişilerle yaşayanların sistiserkoza yakalanma riskleri yüksektir.[5] Teşhisi bir kistin aspirasyonu ile yapılabilir.[4] Beyinde bulunan hastalığın teşhisi için ise bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme en yararlı yöntemlerdir.[4] Beyin omurilik sıvısında, bir çeşit akyuvar olan eozinofillerin sayısının da artması teşhise yönelik bir belirtidir.[4]

Enfeksiyon kişisel hijyen ve temizlik kuralları ile etkili bir şekilde önlenebilir.[2] Bu kurallar arasında domuz etinin iyi pişirilmesi, uygun tuvalet ve temizlik kaideleri ve temiz suya erişim bulunmaktadır.[2] Tenyazise yakalanmış kişilerin tedavi edilmesi de bu hastalığın yayılmasını engellemek için önemlidir.[2] Hastalığın sinir sistemini etkilemediği durumlarda tedavi gerektirmeyebilir.[4] Nörosistiserkoza yakalanmış kişilerin tedavisi praziquantel ya da albendazol türü ilaçlarla yapılabilir.[2] Bu ilaçların uzun süre kullanılması gerekebilir.[2] Tedavi sırasında enfeksiyona karşı steroidlere ve antikonvülzanlara da gerek duyulabilir.[2] Oluşan kistleri çıkarmak için cerrahi müdahale de gerekebilir.[2]

Domuz tenyası özellikle Asya'da, Sahra Altı Afrika'da ve Güney Amerika'da yaygın olarak görülür.[4] Bazı bölgelerde yaşayan nüfusun %25'inin bu enfeksiyondan muzdarip olduğuna inanılmaktadır.[4] Gelişmiş ülkelerde çok nadir görülmektedir.[6] Dünya çapında 1990 yılında 700 kişinin ölümüne neden olmuşken bu sayı 2010'da 1.200'e yükselmiştir.[7] Sistiserkoz aynı zamanda domuzları ve sığırları da etkilemektedir ancak çok uzun süre yaşamadıkları için nadiren semptomlar görülmektedir.[2] Bu hastalık tarih boyunca insanlarda görülmüştür.[6] İhmal edilmiş tropikal hastalıklardan biridir.[8]

Belirtileri ve semptomları

Kaslar

İnsanlarda istemli kaslarda sistiserk (tenya larvaları) gelişebilir. Sistiserkin kasları istilâ etmesi sonucu ateşle birlikte miyozit, eozinofili ile kasların şişmesiyle başlayan ve daha sonra atrofi ve fibrozise dönüşen kas psödohipertrofisi görülebilir. Vakaların çoğunda bunlar asemptomatiktir çünkü sistiserk ölüp kalsifiye olur.[9]

Sinir sistemi

Beynin parenkiminde bulunan kistlerden söz ederken genel olarak nörosistiserkoz teriminin kullanılması kabul görmüştür. Kendini nöbetlerle ve daha az yaygın olarak başağrısı ile gösterir.[10] Beyin parenkiminde bulunan sistiserk genellikle 5–20 mm çapında olur. Subaraknoid boşlukta ve kıvrımlarda lezyonlar 6 cm çapında ve yuvarlak çıkıntılı olabilir. Bu lezyonlar çok sayıda olabilir ve hastanın yaşamını tehdit edebilir.[11]

Beyin boşluklarında yer alan kistler beyin omurilik sıvısının akışını engelleyebilir ve intrakraniyal basıncın artması ile kendini gösterir.[12]

Salkımsı nörosistiserkoz terimi ise beynin subaraknoid boşluğunda bulunan kistler için kullanılır. Bu kistler ara sıra büyük yuvarlak kitleler hâline gelerek çevrelerindeki yapılara baskı uygulayabilir.[13]

Omuriliği de kapsayan nörosistiserkoz ise genellikle sırt ağrısı ve radikülopati ile kendini gösterir.[14]

Gözler

Bazı vakalarda gözyuvarında, gözyuvarı kaslarında ve konjonktivanın altında (subkonjonktiva) sistiserk bulunabilir. Bulunduğu yere bağlı olarak gözün konumu, retinal ödem, kanama ile değişebilen görme zorluklarına, görüş azalmasına ve hatta görüş kaybına da neden olabilir.[9]

Deri

Deri altı kistleri sert, hareketli nodüller şeklindedir ve genellikle gövde ile el ve ayaklarda görülür.[15] Deri altı nodülleri bazen ağrılı olabilir.

Nedeni

Domuz tenyasının (Taenia solium) yaşam döngüsü.

İnsan sistiserkozunun nedeni ağız-dışkı yolu ile geçen domuz tenyasının (Taenia solium) yumurta formudur. Yumurtalara kirli su ya da sebzelerin ağız yoluyla alınmasıyla birlikte vücuda girer. Bağırsaklara yerleşen yumurtalar larva hâline gelir. Kana karışan larvalar dokuları istila eder ve sistiserk larva denen hâle dönüşürler. Sistiserk larva gelişimini yaklaşık iki ayda tamamlar. Yarı saydam, yanardöner beyaz renkli, uzun oval şeklindedirler ve 0,6 ila 1,8 cm uzunluğa ulaşabilirler.[9]

Teşhisi

İnsan beyninde aktif sistiserkoz görüntüsü

Dışkı örneklerinde tenya yumurtaları ya da proglotid adı verilen tenya halkalarının bulunmasından oluşan geleneksel yöntem yalnızca tenyazisi teşhis etmeye yarar.[5] Sistiserkoz olan hastaların yalnızca çok küçük bir azınlığı vücutlarında tenya bulundurur dolayısıyla da dışkı yolu ile teşhis etkisiz olur.[16] Oftalmik sistiserkoz ise oftalmoskop yardımıyla gözde parazitin görülmesiyle teşhis edilebilir.

İnsan sistiserkoz vakalarında teşhis hassas bir konudur ve enfekte olmuş dokunun biyopsisini ya da sofistike teşhis cihazlarını gerektirir.[17] Dışkıda bulunan Taenia solium yumurtaları ve proglotidleri, ELISA ya da poliakrilamid jel elektroforezi yalnızca tenyazisi teşhis eder ve sistiserkozu teşhis etmeye yeterli gelmez. Beyin lezyonlarını gösteren X-ray ve bilgisayarlı tomografi gibi radyolojik testler ve manyetik rezonans görüntüleme (MR) hastalığı tespit etmek için kullanılabilir. Röntgen yardımı ile deri altında ve kaslarda kalsifiye olmuş larvalar tanımlanabilir. Bilgisyarlı tomografi ve MR ise beyindeki lezyonları bulmaya yardımcı olur.[18][19]

Seroloji

Sistiserke karşı olan antikorların serumda bulunup bulunmadığı EITB, beyin omurilik sıvısında bulunup bulunmadığı da ELISA testi ile görülebilir. Lens culinaris'ten elde edilen lentil-lektin aglütinin kullanılan bağışıklık testi oldukça hassas ve spesifiktir. Ancak intrakraniyal lezyonları ve kalsifikasyonları olan kişiler seronegatif çıkabilir. CDC'nin bağışıklık testinde sistiserke özgü antikorlar, Taenia solium'un larval kistlerindeki yapısal glikoprotein antijenlere tepki göstebilir.[5] Ancak bu yöntem asıl olarak bir araştırma yöntemidir ve klinik uygulamalarda yaygın olarak kullanılamamakta ve sınırlı araştırma olanakları olan yerlerde de ulaşılması mümkün olamamaktadır.

Nörosistiserkoz

Nörosistiserkozun teşhisi asıl olarak klinik temellidir ve baş gösteren semptomların uygunluğu ile tıbbi görüntülemelerin eşleşmesine bağlıdır.

Görüntüleme

Bilgisayarlı tomografi ile manyetik rezonans görüntüleme (MR) teşhis için en yararlı yöntemlerdir. Bilgisyarlı tomografi hem kalsifiye olmuş hem de olmamış kistleri gösterdiği gibi aktif ya da inaktif kistlerin ayırt edilmesine de olanak verir. Kist lezyonları hem halkasal hem de fokal büyüme gösterwbilir. Özellikle beynin boşluklarında ve subaraknoid alanda olan bazı kist lezyonları, kist sıvısının beyin omurilik sıvısı ile radyopasiteye sahip olmasından ötürü bilgisayarlı tomografide görülemeyebilir. Dolayısıyla parenkim dışındaki kistlerin teşhisi genellikle hidrosefali ya da baziler meninkslerin büyümesi gibi belirtilere dayanır. Böyle durumlarda intraventriküler kontrast ile bilgisayarlı tomografi ya da manyetik rezonans görüntüleme kullanılabilir. Intraventriküler kistlerin teşhisinde MR daha hassas bir yöntemdir.[20][21]

Beyin omurilik sıvısı

Beyin omurilik sıvısında görülen bulgular pleositoz, yüksek protein düzeyleri ile düşük glükoz düzeylerini içerir ancak bu bulgular her zaman mevcut olmayabilir.

Önlenmesi

Dünya Sağlık Örgütü sistiserkozu "önlenmesi için araçları hazır hastalık" olarak değerlendirmektedir.[22] International Task Force for Disease Eradication (HAstalıkların Yok Edilmesi için Uluslararası Çalışma Grubu) 1992 yılında sistiserkozun potansiyel olarak tamamen ortadan kaldırılabileceğini bildirmiştir.[23] İnsanlar ve domuzlar dışında başka bir hayvan doğal konağı olmadığı için bu mümkündür. Domuzların Taenia solium enfeksiyonunun tek kaynağı kesin doğal konak olan insanlardır. Teorik olarak bu parazitin yaşam döngüsünün bozulması farklı etaplara müdahale stratejilerinin uygulanmasıyla kolay yapılabilir gözükmektedir.[24]

Örneğin,

  1. Enfekte olmuş bireylerin topluca ilaçla tedavisi, sıhhî şartların geliştirilmesi ve parazit yumurtalarının insan dışkısından diğer insanlara ve domuzlara bulaşma döngüsünün kırılması için tüm ana yöntemlerin insanlara öğretilmesi.
  2. Domuz etinin iyi pişirilmesi, dondurulması ve etlerin incelenmesi parazitin yaşam döngüsünün kırılması için etkili yöntemlerdir.
  3. Domuzların tedavi edilmesi ve aşılanması bir başka etkili müdahale yöntemidir.
  4. Domuzları kapalı ağıllarda tutarak insan dışkısı ile temaslarının önüne geçilmesi.

Domuzlar

Sistiserkozu ortadan kaldırma stratejileri arasında domuzların paraziti bulaştırma kaynağında izlenmesi ve insanların kitlesel olarak ilaçla tedavisi yer almaktadır.[23] Gerçekte ise yalnızca insan populasyonunun tedavi edilmesiyle T. solium parazitini kontrol altına almak mümkün görünmemektedir çünkü enfekte olan domuzlar bu parazitin yaşam döngüsünü sürdürmesine neden olacaktır. Hastalığın ortadan kaldırılması için önerilen strateji hem insan hem de domuz populasyonlarının aynı anda tedavi edilmesidir.[25] Domuzların oxfendazol ile tedavisinin etkili olduğunun görülmesi ve tedavi sonrası en az üç ay boyunca yeniden enfekte olmaktan korundukları için bu mümkün görünmektedir.[26]

Kısıtlar

İnsan ve domuzların aynı anda tedavi edilmesiyle bile hastalığın toptan yok edilmesi ulaşılması zor bir hedeftir. Peru'da 12 köyde yapılan bir araştırmada insanların %75'i ile domuzların %90'ı praziquantel ve oxfendazol ile tedavi edilmiştir.[27] Araştırma sonucu müdahale yapılan alanda hastalık ile karşılaşma ve hastalığın tekrarlama oranlarının düştüğünü gösterse de T. solium paraziti tamamen yok edilememiştir. Bunun muhtemel nedeni tedavinin tüm populasyona uygulanamamış olması ve yeniden enfeksiyondur.[28] Her ne kadar T. solium insan ve domuz populasyonunun kitlesel tedavisi ile yok edilebilse de bu sürdürülebilir olmamaktadır.[25] Öte yandan paraziti taşıyan hem insanlar hem de domuzlar hastalığı endemik bölgelerden endemik olmayan bölgelere yaymakta ve periyodik olarak sistiserkoz salgınları ya da yeni bölgelerde yeni salgınlarla karşılaşılmaktadır.[29][30]

Aşılar

Domuzların, parazitin yaşam döngüsünün bir parçası olması nedeniyle aşılanmaları sistiserkozun ortadan kaldırılması için bir başka mümkün müdahale yöntemidir. Tenya parazitlerine karşı aşılama için yapılan araştırmalar sonucu bulunan çık sayıda bağışıklık hücre tipinin sistiserkusu yok edebildiği görülmüştür.[31] Çok sayıda aşı adayı Taenia solium, T. crassiceps, T. saginata ve T. ovis gibi farklı tenyaların antijenlerinden elde edilmiştir ve onkosferler ile sistiserki hedeflerler. 1983 yılında Molinari ve arkadaşları domuz sistiserkozuna karşı, doğal yollardan enfekte olmuş hayvanlardaki sistiserkus cellulosae'den elde edilmiş antijenlerin kullanılıldığı ilk aşı adayını bildirmişlerdir.[32] Son zamanlarda ise genetik mühendisliği ile elde edilmiş 45W-4B antijenlerinden yapılan aşılar deneysel ortamlarda domuzlar üzerinde başarı ile test edilmiştir.[33] Bu tür aşı T. solium parazitinin hem Çin hem de Meksika tipine karşı sistiserkoz için koruma olabilir. Ancak bu aşı endemik saha şartlarında test edilmemiştir ve gerçek saha şartları deneysel koşullardan çok büyük farklılıklar gösterebildiği için enfeksiyona yakalanma şansı ve bağışıklık reaksiyonunda büyük farklılıklar olabilir.[31]

Her ne kadar başarılı aşılar bulunmuş olsa da üretimi ve kırsal bölgede serbest olarak dolaşan domuzlara uygulanması hâlâ büyük bir engel olarak durmaktadır. Domuzların aşılanması için işgücü ve aşı maliyetleri bu yöntemin pahalı ve gerçekçi olmadığını göstermektedir.[31] Sürülerindeki her domuzun tek tek aşılanması için geçecek olan sürenin çok uzun olması da sürü sahiplerinin aşılamaya sıcak bakmamasına neden olmaktadır. Bu durumda ağız yoluyla alınacak bir aşının geliştirilmesinin daha etkili olacağı önerilmiştir.[31]

S3PVAC aşısı

Sentetik yollarla üretilmiş 3 peptitten oluşan aşının (S3Pvac) doğal bulaşma koşullarında etkili olduğu gösterilmiştir.[34] Meksika gibi endemik alanlarda kullanılabilecek en iyi aşı adayının S3PVAC olduğu düşünülmektedir. S3Pvac aşısı üş koruyucu peptitten oluşur: KETc12, KETc1 ve GK1. Bu peptitlerin sekansları T. solium ve diğer tenya parazitlerinin farklı gelişim etaplarında bulunan doğal antijenlere aittir.[31][35]

Meksika'da kırsal alanda enfeksiyon olmamış domuzların S3Pvac ile aşılanması sonucu sistiserk sayısında %98 azalma ve hastalığın ortaya çıkışında da %50 azalma gözlenlenmiştir.[34][36] Teşhis yöntemi nekrokopi ile domuzların dillerinin incelenmesidir. Araştırmada kullanılan doğal koşullar, Meksika'da T. solium parazitinin kontrolünde S3Pvac aşısının etkinliğini kanıtlamaktadır.[31] S3Pvac aşısının ticari hakları Meksika Ulusal Özerk Üniversitesindedir ve yüksek miktarda üretim yöntemi de geliştirilmiştir.[31] Aşının Meksika Hayvan Sağlığı Bakanlığı tarafından onaylanması aşaması sürmektedir.[37] Domuzlarının sistiserkoza yakalanması nedeniyle gelir kaybına uğrayan domuz sürüsü sahiplerinin de aşıyı kabulleneceği yönünde görüşler bulunmaktadır.[37] Domuzların sistiserkoza karşı aşılanması, başarılı olduğu takdirde aşılanmış domuzların hastalığa yaklanma şansını ortadan kaldırdığı için hastalığın insanlara geçmesinin de kontrol altına alınacağı düşünülmektedir.

Kaynakça

  1. ^ Roberts, Larry S.; Janovy Jr., John (2009). Gerald D. Schmidt & Larry S. Roberts' Foundations of Parasitology (8nci bas.). Boston: McGraw-Hill Higher Education. ss. 348-351. ISBN 978-0-07-302827-9. 
  2. ^ a b c d e f g h i j k l m "Taeniasis/Cysticercosis Fact sheet N°376". World Health Organization. Şubat 2013. 14 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2014. 
  3. ^ a b García, HH; Evans, CA; Nash, TE (Ekim 2002). "Current consensus guidelines for treatment of neurocysticercosis". Clin. Microbiol. Rev. 15 (4). ss. 747-56. doi:10.1128/CMR.15.4.747-756.2002. PMC 126865 $2. PMID 12364377. 14 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2017. 
  4. ^ a b c d e f g h i j k García, HH; Gonzalez, AE; Evans, CA; Gilman, RH (Ağustos 2003). "Taenia solium cysticercosis". Lancet. 362 (9383). ss. 547-56. doi:10.1016/S0140-6736(03)14117-7. PMC 3103219 $2. PMID 12932389. 19 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2017. 
  5. ^ a b c d "CDC - Cysticercosis". 1 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2017. 
  6. ^ a b Bobes, RJ; Fragoso, G; Fleury, A (Nisan 2014). "Evolution, molecular epidemiology and perspectives on the research of taeniid parasites with special emphasis on Taenia solium". Infect. Genet. Evol. Cilt 23. ss. 150-60. doi:10.1016/j.meegid.2014.02.005. PMID 24560729. 9 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2017. 
  7. ^ Lozanoad1=R; Naghavi, M; Foreman, K (Aralık 2012). "Global and regional mortality from 235 causes of death for 20 age groups in 1990 and 2010: a systematic analysis for the Global Burden of Disease Study 2010". Lancet. 380 (9859). ss. 2095-128. doi:10.1016/S0140-6736(12)61728-0. PMID 23245604. 28 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2017. 
  8. ^ "Neglected Tropical Diseases". cdc.gov. 6 Haziran 2011. 30 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2014. 
  9. ^ a b c Markell, E.K.; John, D.T.; Krotoski, W.A. (1999). Markell and Voge's medical parasitology (8nci bas.). Saunders. ISBN 978-0-7216-7634-0. 21 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2017. 
  10. ^ Kerstein, AH; Massey, AD (2010). "Neurocysticercosis". Kansas Journal of Medicine. 3 (4). ss. 52-4. 19 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2017. 
  11. ^ Fleury, A; Dessein, A; Preux, PM; Dumas, M; Tapia, G; Larralde, C; Sciutto, E (Temmuz 2004). "Symptomatic human neurocysticercosis--age, sex and exposure factors relating with disease heterogeneity". Journal of neurology. 251 (7). ss. 830-7. doi:10.1007/s00415-004-0437-9. PMID 15258785. []
  12. ^ Suri, A; Goel, RK; Ahmad, FU; Vellimana, AK; Sharma, BS; Mahapatra, AK (Ocak 2008). "Transventricular, transaqueductal scope-in-scope endoscopic excision of fourth ventricular neurocysticercosis: a series of 13 cases and a review". J Neurosurg Pediatr. 1 (1). ss. 35-9. doi:10.3171/PED-08/01/035. PMID 18352801. []
  13. ^ Hauptman, JS; Hinrichs, C; Mele, C; Lee, HJ (Nisan 2005). "Radiologic manifestations of intraventricular and subarachnoid racemose neurocysticercosis". Emerg Radiol. 11 (3). ss. 153-7. doi:10.1007/s10140-004-0383-y. PMID 16028320. 
  14. ^ Jang, JW; Lee, JK; Lee, JH; Seo, BR; Kim, SH (Mart 2010). "Recurrent primary spinal subarachnoid neurocysticercosis". Spine. 35 (5). ss. E172-5. doi:10.1097/BRS.0b013e3181b9d8b6. PMID 20118838. 
  15. ^ Wortman, PD (Ağustos 1991). "Subcutaneous cysticercosis". J. Am. Acad. Dermatol. 25 (2 Pt 2). ss. 409-14. doi:10.1016/0190-9622(91)70217-p. PMID 1894783. 
  16. ^ Garcia, HH; Araoz, R; Gilman, RH; Valdez, J; Gonzalez, AE; Gavidia, C; Bravo, ML; Tsang, VC (1998). "Increased prevalence of cysticercosis and taeniasis among professional fried pork vendors and the general population of a village in the Peruvian highlands. Cysticercosis Working Group in Peru". Am. J. Trop. Med. Hyg. 59 (6). ss. 902-905. PMID 9886197. 
  17. ^ =Richards Jr, F; Schantz, PM (1991). "Laboratory diagnosis of cysticercosis". Clinics in Laboratory Medicine. 11 (4). ss. 1011-28. PMID 1802519. 
  18. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; gut isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  19. ^ Webbe, G. (1994). "Human cysticercosis: Parasitology, pathology, clinical manifestations and available treatment". Pharmacology & Therapeutics. 64 (1). ss. 175-200. doi:10.1016/0163-7258(94)90038-8. PMID 7846114. 
  20. ^ Robbani, I; Razdan, S; Pandita, KK (2004). "Diagnosis of intraventricular cysticercosis by magnetic resonance imaging: improved detection with three-dimensional spoiled gradient recalled echo sequences.\". Australasian Radiology. 48 (2). ss. 237-9. doi:10.1111/j.1440-1673.2004.01279.x. PMID 15230764. 
  21. ^ Lucato, L.T.; Guedes, M.S.; Sato, J.R.; Bacheschi, L.A.; Machado, L.R.; Leite, C.C. (1 Eylül 2007). "The Role of Conventional MR Imaging Sequences in the Evaluation of Neurocysticercosis: Impact on Characterization of the Scolex and Lesion Burden". American Journal of Neuroradiology. 28 (8). ss. 1501-1504. doi:10.3174/ajnr.A0623. 
  22. ^ "Global Plan to Combat Neglected Tropical Diseases 2008–2015" (PDF). Box 1. Selected neglected tropical diseases and zoonoses to be addressed within the Global Plan. p. 2: World Health Organization. 2007. 5 Mart 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2017. 
  23. ^ a b "Update: International Task Force for Disease Eradication, 1992". MMWR Morb. Mortal. Wkly. Rep. 41 (37). Eylül 1992. ss. 691, 697-8. PMID 1518501. 6 Mart 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2017. 
  24. ^ Schantz, P. "Eradication of T. solium Cysticercosis" International Conference on Emerging Infectious Diseases 2002. CDC.ftp://ftp.cdc.gov/pub/infectious_diseases/iceid/2002/pdf/schantz.pdf 10 Şubat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  25. ^ a b Gonzalez, AE; García, HH; Gilman, RH; Tsang, VC (Haziran 2003). "Control of Taenia solium". Acta Trop. 87 (1). ss. 103-9. doi:10.1016/S0001-706X(03)00025-1. PMID 12781384. 27 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2017. 
  26. ^ Gonzalez, AE; Gavidia, C; Falcon, N (Temmuz 2001). "Protection of pigs with cysticercosis from further infections after treatment with oxfendazole". Am. J. Trop. Med. Hyg. 65 (1). ss. 15-8. PMID 11504400. []
  27. ^ Garcia, H.H., 2002. "Effectiveness of an interventional control program for human and porcine Taenia solium cysticercosis in field conditions." In: International Health. Johns Hopkins University, Baltimore, p. 250.
  28. ^ Gilman, R.H.; Garcia, H.H.; Gonzalez, A.E.; Dunleavy, M.; Verastegui, M. (1999). "Short cuts to development: methods to control the transmission of cysticercosis in developing countries". García, H.H.; Martínez, M. (Ed.). Taenia solium taeniasis/cysticercosis. Lima: Editorial Universo. ss. 313-326. ISBN 9972910202. 
  29. ^ Margono, SS; Subahar, R; Hamid, A (2001). "Cysticercosis in Indonesia: epidemiological aspects". Southeast Asian J. Trop. Med. Public Health. 32 (Suppl 2). ss. 79-84. PMID 12041608. 
  30. ^ Wandra, T; Subahar, R; Simanjuntak, GM (2000). "Resurgence of cases of epileptic seizures and burns associated with cysticercosis in Assologaima, Jayawijaya, Irian Jaya, Indonesia, 1991–95". Trans. R. Soc. Trop. Med. Hyg. 94 (1). ss. 46-50. doi:10.1016/s0035-9203(00)90433-4. PMID 10748897. 
  31. ^ a b c d e f g Sciutto, E; Fragoso, G; de Aluja, AS; Hernández, M; Rosas, G; Larralde, C (2008). "Vaccines against cysticercosis". Curr Top Med Chem. 8 (5). ss. 415-23. doi:10.2174/156802608783790839. PMID 18393905. 14 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2017. 
  32. ^ =Molinari, JL; Meza, R; Suárez, B; Palacios, S; Tato, P; Retana, A (Haziran 1983). "Taenia solium: immunity in hogs to the Cysticercus". Exp. Parasitol. 55 (3). ss. 340-57. doi:10.1016/0014-4894(83)90031-0. PMID 6852171. 
  33. ^ Luo, X; Zheng, Y; Hou, J; Zhang, S; Cai, X (Şubat 2009). "Protection against Asiatic Taenia solium induced by a recombinant 45W-4B protein". Clin. Vaccine Immunol. 16 (2). s. 230–2. doi:10.1128/CVI.00367-08. PMC 2643551 $2. PMID 19091992. []
  34. ^ a b Huerta, M; De Aluja, AS; Fragoso, G; Toledo, A; Villalobos, N; Hernandez, M; Gevorkian, G; Acero, G; Diaz, A (2001). "Synthetic peptide vaccine against Taenia solium pig cysticercosis: successful vaccination in a controlled field trial in rural Mexico". Vaccine. 20 (1–2). ss. 262-6. doi:10.1016/S0264-410X(01)00249-3. PMID 11567772. 
  35. ^ "Arşivlenmiş kopya". 7 Mart 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2017. 
  36. ^ Sciutto, E; Morales, J; Martinez, JJ; Toledo, A; Villalobos, MN; Cruz-Revilla, C; Meneses, G; Hernandez, M; Diaz, A (2007). "Further evaluation of the synthetic peptide vaccine S3Pvac against Taenia solium cysticercosis in pigs in an endemic town of Mexico". Parasitology. 134 (Pt 1). ss. 129-33. doi:10.1017/S0031182006001132. PMID 16948875.  Yazar eksik |soyadı3= (yardım)
  37. ^ a b E-mail interview with Edda Sciutto. Feb 26 2009.
Sınıflandırma
Dış kaynaklar

İlgili Araştırma Makaleleri

Albendazol, birçok parazitik enfeksiyonun tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Molekül DSÖ'nün Temel İlaçlar Listesi'nde yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Frengi</span> bulaşıcı enfeksiyon

Frengi, spiroket bakterisi Treponema pallidum alttürünün sebep olduğu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur. Cinsel yolla bulaşmanın yanı sıra kan transfüzyonlarıyla da bulaşabildiği gösterilmiştir. Aynı zamanda anneden fetüse, hamilelik ya da doğum sırasında bulaşabilir. Treponema pallidum ile alakalı olarak insanlarda görülen diğer hastalıklar arasında veremdutu, pinta ve endemik frengi bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Trahom</span> Kara sineklerin, yanı sıra hastanın havlu ve diğer eşyaları aracılığıyla bulaşır

Trahom, konjonktivayı, korneayı ve gözkapaklarını saran, genellikle süreğen bir çeşit göz hastalığıdır; gözde kesecikler ve bir kornea yastıkçığının oluşmasına ve tipik nedbe benzeri lezyonlara sebep olur. Granüler konjonktivit, Mısır oftalmisi ve kör edici trahom olarak da adlandırılan trahom bulaşıcı bir hastalıktır ve nedeni Chlamydia trachomatis adlı bir bakteridir. Enfeksiyon, göz kapaklarının iç yüzeyinde pürüzlenmeye neden olur. Bu pürüzlenme gözlerde ağrıya, korneanın dış yüzeyinin bozulmasına ve körlüğe yol açabilir.

Pozitron emisyon tomografisi adı verilen ve damar yolu ile enjekte edilen metabolik radyoaktif ajanların biriktiği normal veya patolojik dokuları görüntüleyen bir sintigrafi ve tomografi tekniği. Genel anlamda metabolik veya fonksiyonel görüntüleme için kullanılır.

Tenya veya Taenia saginata, ince bağırsakta yaşayan bir yassı solucan türü.

Trişinoz esas olarak domuzların enfeksiyon kaynağı olduğu zoonoz bir hastalık. Çiğ ve az pişmiş domuz veya vahşi hayvan etlerinin yenmesiyle bulaşır. Etken genellikle Trichinella spiralistir. Ateş, miyozit, periorbital ödem ve eozinofili başlıca bulgulardır. Tanısı için nonspesifik serolojik testler yanında gastroknemius kası biyopsisi önerilmektedir. Eozinofilik miyalji sendromu ile ayırıcı tanısı yapılmalıdır. Tedavi için benzimidazol türevleri, antihelmintik ilaçlar kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Rahim ağzı kanseri</span> Rahim ağzında meydana gelen kötücül kanser

Serviks kanseri, servikal kanser ya da rahim ağzı kanseri, rahim ağzının malign (kötücül) kanseridir. Serviks kanseri, epitelden köken alan malign tümör, yani karsinomdur. İlk belirtisi vajinal kanama olabilir, ama iyice ilerleyene kadar bir belirti göstermeme durumu da söz konusudur. Tedavisi, erken evrelerde ameliyat, ileri aşamalarda kemoterapi ve radyoterapidir.

<span class="mw-page-title-main">Alzheimer hastalığı</span> günlük yaşamsal etkinliklerde azalma ve bilişsel yeteneklerde bozulmayla karakterize edilmiş, nöropsikiyatrik belirtilerin ve davranış değişikliklerinin eşlik ettiği nörodejeneratif bir hastalık

Alzheimer hastalığı (AH), genellikle yavaş yavaş başlayan ve giderek kötüleşen nörodejeneratif bir hastalıktır ve demans vakalarının %60-70'inin nedenidir. En sık görülen erken belirti yakın zamanda yaşanan olayları hatırlamada zorluktur.

<span class="mw-page-title-main">Suçiçeği</span> insan viral hastalığı

Varisella olarak da bilinen suçiçeği, herpesvirüs ailesinin bir üyesi olan varisella zoster virüsü (VZV) ile ilk enfeksiyonun neden olduğu oldukça bulaşıcı, aşıyla önlenebilir bir hastalıktır. Hastalık, sonunda kabuk bağlayan küçük, kaşıntılı kabarcıklar oluşturan karakteristik bir deri döküntüsü ile sonuçlanır. Genellikle göğüs, sırt ve yüzde başlar. Daha sonra vücudun geri kalanına yayılır. Döküntü ve ateş, yorgunluk ve baş ağrısı gibi diğer semptomlar genellikle beş ila yedi gün sürer. Komplikasyonlar bazen zatürre, beyin iltihabı ve bakteriyel cilt enfeksiyonlarını içerebilir. Hastalık genellikle yetişkinlerde çocuklardan daha ağır seyreder.

<span class="mw-page-title-main">Domuz gribi</span> Bir virüsün sebep olduğu, solunum yolları enfeksiyonu ile meydana çıkan, bazen öldürücü olan hastalık

Domuz gribi, Orthomyxoviridae ailesinden, herhangi bir virüs tarafından oluşmuştur. Domuzlarda oluşan virüse çok benzediği için adına Domuz Gribi denmektedir. Hastalık tıp alanında İngilizce swine influenza virus kelimelerinin baş harflerinin bir araya getirilmesiyle kısaca SIV olarak adlandırılır. Bilinen tüm SIV tipleri ya Influenzavirus A (çoğunlukla) ya da Influenzavirus C (ender) tipindedir. Aşısı bulunmaktadır. 2009 salgınına neden olan virüs, influenza A virüsünün alt türlerinden biri olan H1N1'dir.

<span class="mw-page-title-main">Hepatit C</span> Karaciğeri etkileyen enfeksiyon

Hepatit C özellikle karaciğeri etkileyen bir enfeksiyondur. Hastalığa, hepatit C virüsü (HCV) sebep olur. Hepatit C, genellikle herhangi bir belirtiye sahip değildir ancak kronik enfeksiyon, karaciğerde yara oluşumu ve uzun yıllar sonra siroza sebep olabilir. Aynı zamanda, bazı durumlarda, sirozlu hastalarda, karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanseri ya da ölümcül kanamaya sebebiyet verebilecek, yemek borusu ve midedeki damarlarda aşırı şişmeye yol açabilir.

<span class="mw-page-title-main">Paromomisin</span> kimyasal bileşik

Paramomisin; amebiasis, giardiasis, leishmaniasis ve tenya gibi bir dizi parazit enfeksiyonunu tedavi etmek için kullanılan bir antimikrobiyaldir. Hamilelik sırasında, amebiasis ve giardiasis enfeksiyonlarında ilk basamak tedavi seçeneğidir. Onun haricinde genelde ikinci basamak tedavi seçeneğidir. Ağız yoluyla, cilde uygulanarak veya kas içi enjeksiyon yoluyla kullanılır. Ağız yoluyla kullanımda iştah kaybı, kusma, karın ağrısı ve ishal sık görülen yan etkilerindendir. Cilde uygulandığında kaşıntı, kızarıklık ve kabarcıklar yan etkilerindendir. Enjeksiyon ile alındığında ateş, karaciğer problemleri veya işitme kaybı olabilir. Emziren anneler için güvenli görülür.

Endometrioma, çikolata kisti endometriosis hastalığının yumurtalıklarda oluşturduğu kistik yapıya verilen isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Tenyazis</span>

Tenyazis veya tenyasis; tenya cinsinden şerit solucanları nedeniyle bağırsaklarda oluşan bir enfeksiyon.

<span class="mw-page-title-main">Chagas hastalığı</span> insan hastalığı

Chagas hastalığı ya da Amerika tripanozomiyazı, Trypanosoma cruzi adlı protozoanın neden olduğu tropikal bir paraziter hastalıktır. Çoğunlukla öpücük böceği (Triyatomine) olarak bilinen böcekler aracılığıyla yayılır. Belirtiler, enfeksiyonun seyri sırasında değişkenlik gösterir. Hastalığın ilk aşamasında tipik olarak herhangi bir belirti görülmez ya da aşağıdaki hafif belirtiler görülür: ateş, lenf düğümlerinde şişme, baş ağrısı ya da ısırık yerine mahsus şişlik. Fertler 8–12 hafta sonra hastalığın kronik aşamasına girer ve hastaların %60-70'inde asla başka belirti görülmez. Hastaların kalan %30-40'lık kısmında, enfeksiyonun ilk defa bulaşmasından 10 ila 30 yıl sonra başka belirtiler gelişir. Bu belirtiler arasında hastaların %20 ila 30'unda görülen ve kalp yetmezliğine yol açan karıncık genişlemesi sayılabilir. Ayrıca, hastaların %10'luk kesiminde megaözefagus ya da megakolon görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Ekinokokkoz</span>

Ekinokokkoz ya da diğer adlarıyla kist hidatik, hidatidoz veya halk arasında türüne bakılmaksızın bilinen adıyla kist hastalığı, Echinococcus türü şerit solucanlarının sebep olduğu bir paraziter hastalıktır. İnsanlarda bu hastalığın iki ana türü görülür: kistik ekinokokkoz ve alveolar ekinokokkoz. Daha seyrek görülen ve polikistik ekinokokkoz ve ünikistik ekinokokkoz adı verilen iki türü daha vardır. Bu hastalık çoğunlukla belirti vermeden başlar ve bu durum yıllarca sürebilir. Ortaya çıkan belirti ve işaretler kistlerin yerine ve büyüklüğüne bağlıdır. Alveolar hastalık genellikle karaciğerde başlar, ama akciğerler ve beyin gibi vücudun diğer kısımlarına da sıçrayabilir. Karaciğeri etkilenen kişilerde karın ağrısı, kilo kaybı ve renkte sararma görülebilir. Akciğer hastalığı ise göğüs ağrısına, nefes darlığına ve öksürüğe yol açabilir.

<span class="mw-page-title-main">Layşmanyaz</span>

Layşmanyaz, Leishmania cinsi protozoa parazitlerinin sebep olduğu ve belli tatarcık (yakağan) sineği türlerinin ısırmasıyla bulaşan bir hastalıktır. Hastalık kütanöz, mukokütanöz ve viseral layşmanyaz (kala-azar) olmak üzere üç şekilde görülür. Kütanöz tip hastalığa deri ülserleri eşlik ederken, mukokütanöz tipte deri, ağız ve burun ülserleri görülür. Viseral (içorgansal) layşmanyaz ise deri ülserleriyle başlar ve daha sonra ateş, alyuvar sayısında azalma ve dalak ile karaciğerde büyüme görülür.

<span class="mw-page-title-main">Lenfanjiyoma</span>

Lenfanjiyomlar, lenfatik sistemin malformasyonları olup, ince duvarlı kistler ile karakterize edilir; bu kistler kistik higroma gibi makroskopik veya mikroskopik olabilir. Lenfatik sistem, dokulardan fazla sıvıyı venöz sisteme geri döndüren damar ağı ve bu sıvıyı patojen işaretleri için filtreleyen lenf nodlarından oluşur. Bu malformasyonlar her yaşta meydana gelebilir ve vücudun herhangi bir bölümünü etkileyebilir, ancak %90'ı 2 yaşından küçük çocuklarda ve baş ve boyun bölgesinde görülmektedir. Bu malformasyonlar doğuştan veya sonradan kazanılmış olabilir. Konjenital lenfanjiyomlar sıklıkla Turner sendromu gibi kromozomal anormallikler ile ilişkilidir, ancak izole olarak da bulunabilirler. Lenfanjiyomlar genellikle doğum öncesi dönemde fetal ultrasonografi kullanılarak teşhis edilir. Edinsel lenfanjiyomlar travma, iltihap veya lenfatik tıkanıklık sonucu gelişebilir.

<span class="mw-page-title-main">Kedi sağlığı</span>

Evcil kedilerin sağlığı, veteriner tıpta iyi çalışılmış bir alandır.
Konular arasında bulaşıcı hastalıkları, genetik hastalıkları ve bu hastalıkların önlenmesini; diyeti, beslenmeyi ve kısırlaştırma gibi cerrahi işlemleri içerir.

Eperythrozonsis, riketsiyal mikoplazma Eperythrozoon coccoides'i neden olduğu, dünya çapında ruminantlarda görülen, nadir, sporadik, kan yoluyla bulaşan bir hastalıktır.