Rumeli, Osmanlı İmparatorluğu döneminde 15. yüzyıldan itibaren Balkanlar’ın güneyine verilen addır. Aslı Rum İli olan coğrafik terim zamanla Rum Eli olarak dile otursa da 19. asra kadar evrakta Rum İli olarak yazımı devam etmiştir. Rumeli, sözündeki "Rum" kelimesi "Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde olan toprak, halklar" anlamıyla kelimenin yapısına katılmıştır.
Selçuklu Hanedanı, Orta Asya kökenli Oğuz Türklerinin bir kolu olan Kınık boyuna mensup bir aile. Dukak'ın soyundan gelen ve Selçuk'un kurduğu Büyük Selçuklu İmparatorluğu ile bir hanedan halini alan Selçuklular 11. ve 14. yüzyıllar arasında Orta Asya'nın bir bölümünü, Anadolu'yu ve Orta Doğu'yu yönetti.
Melik, Arapça bir kelime olup kral anlamını taşır. Mülk kökünden türemiştir. Orta doğu bölgesinde konuşulan birçok dilde yer alır. Melike ise Arapçada kraliçe anlamındadır. Türkiye Selçuklu Devleti'nde, hanedana mensup olup Sultan olmayan kişilere Melik denirdi. Melikler genellikle eyaletlerin başına, yanlarında danışmanlık yapması için bir atabeğ eşliğinde atanırdı.
Sultan, tarihte pek çok farklı anlamda kullanılmış olan İslamî bir sıfattır. Sözcük olarak "güç", "otorite", "yönetici" anlamlarına gelir. Genelde bağımsızlığını ilan eden İslam hükümdarları tarafından kullanılmıştır.
Dandanakan Muharebesi ya da Dandanakan Meydan Muharebesi (1040), Büyük Selçuklu İmparatorluğu ile Gazneliler arasında gerçekleşen ve Selçuklular'ın galibiyeti ile sona eren bir savaştır. Muharebe neticesinde Gazneliler devleti yıkılış dönemine girmiş, Büyük Selçuklu İmparatorluğu resmen kurulmuştur.
Anadolu Selçuklu Devleti, Türkiye Selçuklu Devleti veya Rum Sultanlığı, Selçuklu Türklerinden olan Kutalmış oğlu Süleyman Şah tarafından Anadolu'da İznik başkent olmak üzere 1077 yılında kurulmuş olan Türk devletidir.
I. Alâeddin Keykubad, Anadolu Selçuklu Devleti'nin 1220-1237 yılları arasındaki hükümdarıdır. Anadolu Selçuklu Devleti'ne en parlak günlerini yaşatan sultandır. Büyük Keykubad olarak da bilinir. Saltanatı boyunca inşa ettirdiği ve çoğu günümüze kadar ulaşan eserler, idari ve askeri bakımdan hem şahsına hem de devletine kazandırdığı prestij nedeniyle Türkiye ve dünya literatürünün en ünlü Anadolu Selçuklu sultanıdır. Konya'daki Alâeddin Camii, Niğde'deki Niğde Kalesi, Antalya'daki Yivli Minare Camii ve Beyşehir'deki Kubadabad Sarayı, Sultan Alâeddin'in yaptırdığı en önemli eserlerdir.
İlhanlılar veya İlhanlı Devleti, Cengiz Han'ın torunu Hülagû Han tarafından, merkezi Tebriz olmak üzere Orta Doğu'da kurulan Moğol devletidir.
Gazneliler, 963-1186 yılları arasında Maveraünnehir, Afganistan, Hindistan'ın kuzeyi ve Horasan'da hüküm sürmüş olan Türk devleti. Gazneliler adlarını başkent edindikleri, hâlen Afganistan sınırları içinde bulunan Gazne şehrinden almıştı. Mahmud-ı Gaznevî'nin Yemînüddevle lakabına atıfla bu hanedana Yemînîler denilmektedir. Ayrıca hanedanın babası Sebük Tigin'e atıfla Sebük Teginîler olarak da anılmaktadır. Gazne Devleti'nden önce bu topraklarda hüküm sürmüş olan Fars asıllı Samanîlerin siyasi ve kültürel etkisinden dolayı Gazneli Türkler, zaman içerisinde Farslaşmışlardır.
Hilâfet veya halifelik, Arap coğrafyasında dünyanın diğer coğrafyalarındaki krallık, hanlık, çarlık, imparatorluk ve şahlık gibi makamlara eşdeğer olarak kurulmuş bir devlet başkanlığı makamıdır. 632'de ölen İslam peygamberi Muhammed'in kurduğu İslam Devleti'nin liderliğini sürdüren hükümdarlar; "kral", "çar" veya "imparator" gibi bir unvan olan halife unvanını kullanmıştır.
I. Melikşah, Türk, Büyük Selçuklu İmparatorluğu hükümdarı.
Mahmud Gaznevî veya Gazneli Mahmud, , 998-1030 yılları arasında hüküm sürmüş olan Gazne Devleti hükümdarıdır.
Subaşı veya sübaşı, Türkçe bir sözcük olarak hemen hemen tüm Türk devletlerinde “komutan” anlamında kullanılagelmiştir. Türkçede "sü" asker, ordu anlamındadır. Orhun Yazıtları’nda "sü begi" olarak kullanılmıştır. Karahanlılar orduyu sevk ve idare için "sü başlamak" derlerdi. Kutadgu Bilig’de "sübaşlar er", "sübaşçısı" ve "sübaşlar kişi" olarak kullanılmaktadır. Karahanlılar, Gazneliler, Büyük Selçuklular, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu, Arapça, Farsça “sahibü’l ceyş” ve “sipehsalar”, Türkçe olarak da “subaşı” sözcükleri kullanılmıştır. Selçuk Bey’in unvanı da subaşıdır. Subaşı ve benzeri sözcüklerin kullanıldığı tüm Türk devletlerinde bu makam, devletin geleneklerine ve içinde bulunduğu şartlara göre değişmekle birlikte, subaşılık doğal olarak son derece önemli bir görevdir. Subaşı olarak atanacak kişide özel bir takım özellikler aranmıştır. Bunlar arasında askerî konularda, özellikle askerî taktiklerde deneyimli, atak, cesur, cömert, haysiyetli, alçak gönüllü, politik ve stratejik görüşe sahip, örfe bağlı, kalem, silah kullanmakta usta, ilim ve irfan sahibi olmak gibi çok çeşitli özellikler belirtilmektedir.
Atabeg, atabey ya da atabekü'l-asâkir, Selçuklu Devleti'nde ve sonrasında bazı Türk devletlerinde şehzadeleri eğitip yetiştiren memurlara verilen ünvandır.
Sâmânîler (819-999), Orta Asya ve doğu İran'da kurulmuş, adını kurucusu Sâmân Hüdâ'dan alan bir Fars hanedanlıktır. İslâm ordularının İran'ı ele geçirmesinin ve Seferî egemenliğinin yıkılmasının ardından İran'da iktidarı ele geçiren ilk yerli yönetimdir.
Afganistan-Türkiye ilişkileri, Türkiye Cumhuriyeti'nin Afganistan İslam Emirliği'yle süregelen uluslararası politikalarını içerir.
Dux, Latince lider ya da önder anlamına gelir ve bir askerî birliğe komuta eden anlamında kullanılır.
Kâim Bi-Emrillah, yirmi altıncı Abbasi halifesi.
İlgazi Bey veya tam ismiyle Necmeddin İlgazi bin Artuk, Türk asker ve yönetici.
Emir, Arap ülkeleri, Batı Afrika, Afganistan ve Hindistan altkıtasındaki çeşitli yerlerde kullanılan bir kral, aristokrat veya askerî olarak yüksek bir makam ünvanını ifade eder. Terim, bir "komutan", "general" veya "lider" anlamına gelecek biçimde de Emîrü'l-mü'minîn olarak yaygın biçimde kullanılmıştır. Dişil formu emire kelimesidir. "Prens" olarak çevrildiğinde, "emirlik" kelimesi egemen bir prensliğe benzer. Çağdaş kullanımda bu terim, bir Emirliğin Müslüman bir devlet başkanını veya İslamî bir örgütün liderini belirtebilir.