
Asetilsalisilik asit (ASA) olarak da bilinen aspirin, ağrı, ateş ve/veya inflamasyonu azaltmak için ve antitrombotik olarak kullanılan nonsteroid antiinflamatuar bir ilaçtır (NSAID). Aspirinin tedavi etmek için kullanıldığı spesifik inflamatuar durumlar arasında Kawasaki hastalığı, perikardit ve romatizmal ateş yer alır.

Parasetamol, ateş ve hafif ila orta şiddette ağrı tedavisinde kullanılan opioid olmayan analjezik ve antipiretik bir ajandır. Reçetesiz satılan yaygın bir ilaçtır ve yaygın marka isimleri arasında Tylenol ve Panadol bulunmaktadır.
Non-steroidal antiinflamatuar ilaçlar ya da steroid dışı yangı önleyici ilaçlar, kısaca NSAİİ'ler, analjezik, antipiretik ve antiinflamatuar ilaçlardır. "Non-steroidal" terimi bu ilaçları benzer etkileri olan steroidlerden ayırmak için kullanılır. NSAİİ'ler narkotik değildirler. NSAİİ'ler bazen NSAİA olarak da adlandırılırlar. Bu grubun en çok bilinen üyeleri aspirin ve ibuprofendir. Parasetamol (asetaminofen) çok az anti-inflamatuar etki gösterdiği için NSAİİ'ler içerisinde kabul edilmezler.

İshal veya diyare, bir günde en az üç kez gevşek, sıvı veya sulu bağırsak hareketlerinin olması durumudur. Genellikle birkaç gün sürer ve sıvı kaybı nedeniyle dehidrasyona neden olabilir. Dehidrasyon belirtileri genellikle cildin normal gerginliğini kaybetmesi ve sinirli davranışlarla başlar. Bu durum daha şiddetli hale geldikçe idrara çıkmada azalma, cilt renginde kayıp, hızlı kalp atışı ve yanıt vermede azalmaya kadar ilerleyebilir. Sadece anne sütüyle beslenen bebeklerde gevşek ancak sulu olmayan dışkı normaldir.

Tıpta nephrolithiasis' veya urolithiasis olarak da bilinen böbrek taşı hastalığı, idrar yolunda katı madde parçası oluşması durumudur.

İbuprofen, bir non steroidal antienflamatuvar ilaç etken maddesidir. Artrit, primer dismenore, grip semptomlarını azaltmak için ve ağrı kesici olarak kullanılır. Molekül DSÖ'nün Temel İlaçlar Listesi'nde yer almaktadır. Bir prematüre bebekte patent duktus arteriyozus kapatmak için de kullanılabilir. Ağızdan veya intravenöz şeklinde kullanılabilir. Genellikle bir saat içinde etki göstermeye başlar.

Opioidler, haşhaş bitkisinde bulunan doğal maddelerden türetilen veya onları taklit eden bir ilaç sınıfıdır. Opioidler, ağrı kesici de dahil olmak üzere çeşitli etkiler üretmek için beyinde çalışır. Bir madde sınıfı olarak, morfin benzeri etkiler üretmek için opioid reseptörleri üzerinde etki gösterirler.

Farmakoloji ve toksikolojide uygulama yolu, bir ilacın, sıvının, zehrin veya başka bir maddenin vücuda alınma yoludur.

İdrar yolu enfeksiyonu (İYE), idrar yolunun bir bölümünü etkileyen bir enfeksiyondur. Alt idrar yollarını etkilediğinde mesane enfeksiyonu (sistit), üst idrar yollarını etkilediğinde ise böbrek enfeksiyonu (piyelonefrit) olarak bilinir. Alt idrar yolu enfeksiyonu belirtileri arasında idrar yaparken ağrı, sık idrara çıkma ve mesanenin boş olmasına rağmen idrar yapma ihtiyacı hissetme yer alır. Böbrek enfeksiyonu semptomları arasında genellikle alt İYE belirtilerine ek olarak ateş ve ağrı yer alır. Nadiren idrar kanlı görünebilir. Çok yaşlılarda ve çok gençlerde belirtiler belirsiz veya spesifik olmayabilir.
Sitokin salınım sendromu (SSS), enfeksiyon ve ilaç kullanımı gibi çeşitli faktörler tarafından tetiklenebilen bir sistemik inflamatuar yanıt sendromu türüdür. Durum, çok sayıda beyaz kan hücresinin aktive edilmesi ve bu hücrelerin daha fazla beyaz kan hücresini aktive edecek inflamatuar sitokinleri serbest bırakması sonucunda ortaya çıkar. CRS ayrıca bazı monoklonal antikor ilaçlarının yanı sıra T hücre tedavilerinin yan etkisidir. Şiddetli vakalara sitokin fırtınası adı verilmektedir. İlaç uygulaması sonucunda meydana geldiğinde, infüzyon reaksiyonu olarak da bilinir.
Tıbbi anlamda 'komplikasyon' terimi, bir rahatsızlığın, hastalığın veya tıbbi tedavi işleminin ön görülebilen istenmeyen etkileridir. Komplikasyonlar bir hastalığın gidişatını kötü yönde etkiler. Komplikasyonlar mevcut hastalığın ağırlaşması veya diğer organ sistemlerini etkileyen yeni şikayet ve bulguların ortaya çıkması olarak görülebilir. Altta yatan hastalıkla birlikte komplikasyonlar yeni hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olabilirler. Ayrıca uygulanan tedavilere de bağlı komplikasyonlar ortaya çıkabilir.

Kronik böbrek hastalığı, böbrek yapısında veya işlevinde 3 aydan uzun süreli anormalliklerin görüldüğü bir rahatsızlıktır.

Anjiyotensin II tip1 reseptörü blokerleri veya Anjiyotensin II (tip1) reseptörü antagonistleri, Anjiyotensin reseptör blokerleri veya kısaca (ARB'ler) olarak da bilinen, , Anjiyotensin II reseptör tip 1'e bağlanarak onu inhibe eden ve böylece renin-anjiyotensin sisteminin arteriolar kontraksiyonunu ve sodyum retansiyonu etkilerini bloke eden ilaçlardır.
Antikolinerjikler, merkezi ve periferik sinir sistemindeki sinapslarda asetilkolin (ACh) adı verilen nörotransmitterin etkisini bloke eden bir madde grubudur.
Farmakofobi (ilaç fobisi), farmakolojik tedavileri kullanma korkusudur. Şiddetli, aşırı ve mantıksız durumlarda bir tür özgül fobi olabilmektedir.

Kızılcık suyu, kızılcık meyvesinden üretilen meyve suyudur. Özellikle 'Kızılcık Kokteyli' olarak isimlendirildiğinde, genellikle şeker, su ve diğer meyve sularını içerecek şekilde üretilen şekli anlamına gelmektedir. Kuzey Amerika'ya özgü bir meyve olan kızılcık, parlak kırmızı rengi, ekşi tadı ve ürün imalatındaki çok yönlülüğü ile tanınır. Başlıca kızılcık ürünleri arasında kızılcık suyu, kurutulmuş kızılcık, kızılcık sosu, dondurulmuş kızılcık, kızılcık tozu ve kızılcık özleri içeren diyet takviyeleri bulunur.
Nitazoksanid, tıpta çeşitli helmintik, protozoal ve viral enfeksiyonların tedavisinde kullanılan geniş spektrumlu bir antiparaziter ve geniş spektrumlu antiviral ilaçtır. Bağışıklık sistemi yeterli bireylerde Cryptosporidium parvum ve Giardia lamblia enfeksiyonunun tedavisi için endikedir ve influenza tedavisi için yeniden tasarlanmıştır. Nitazoksanidin ayrıca in vitro antiparaziter aktiviteye sahip olduğu ve diğer protozoa ve helmintlerin neden olduğu enfeksiyonlara yönelik klinik tedavi etkinliğine sahip olduğu da gösterilmiştir.
Advers etki, bir ilaçtan veya ameliyat gibi başka bir müdahaleden kaynaklanan istenmeyen zararlı bir etkidir. Advers etki, ana veya terapötik bir etkiye ikincil olarak değerlendirildiğinde "yan etki" olarak adlandırılabilir. Komplikasyon terimi advers etkiye benzer, ancak ikincisi tipik olarak farmakolojik bağlamlarda veya olumsuz etki beklendiğinde veya yaygın olduğunda kullanılır. Olumsuz etki uygun olmayan veya yanlış bir dozaj veya prosedürden kaynaklanıyorsa, bu bir advers etki değil tıbbi hata olarak adlandırılır. Advers etkiler bazen "iyatrojenik" olarak adlandırılır çünkü bunlar bir doktor/tedavi tarafından oluşturulur. Bazı advers etkiler sadece bir tedaviye başlarken, tedaviyi arttırırken veya tedaviyi keserken ortaya çıkar. Advers etkilere plasebo tedavileri de neden olabilir. Kontrendike olan bir ilacın veya başka bir tıbbi müdahalenin kullanılması advers etki riskini artırabilir. Advers etkiler bir hastalığın veya prosedürün komplikasyonlarına neden olabilir ve prognozunu olumsuz etkileyebilir. Ayrıca bir tedavi rejimine uyulmamasına da yol açabilirler. Tıbbi tedavinin advers etkileri, dünya genelinde 1990 yılında 94.000 ölümle sonuçlanırken 2013 yılında 142.000 ölüme yol açmıştır.

Diğerlerinin yanı sıra Monurol markası altında satılan fosfomisin, öncelikle alt idrar yolu enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılan bir antibiyotiktir. Böbrek enfeksiyonları için endike değildir. Nadiren prostat enfeksiyonları için kullanılır. Genellikle ağız yoluyla alınır.

Üst solunum yolu enfeksiyonu (ÜSYE), burun, sinüsler, farenks, larenks veya trakea dahil olmak üzere üst solunum yollarını tutan akut bir enfeksiyonun neden olduğu bir hastalıktır. Bu genellikle burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, bademcik iltihabı, farenjit, larenjit, sinüzit, orta kulak iltihabı ve soğuk algınlığını içerir. Enfeksiyonların çoğu doğası gereği viraldir ve diğer durumlarda neden bakteriyeldir. ÜSYE'ler mantar veya helmintik kaynaklı da olabilir, ancak bunlar daha az yaygındır.