İçeriğe atla

Sinirdilbilim

Beynin yüzey görünümü. Brodmann alanları numaralarla gösterilmektedir.
Beyindeki sinir yollarını gösteren yayınım tensör görüntüsü.

Sinirdilbilim, sinir dil bilimi, beyin dil bilimi ya da nörolinguistik; insan beyninde dil kavraması, üretimi ve edinilmesini denetleyen sinirsel mekanizmalara ilişkin çalışmaları kapsayan akademik alandır. Disiplinlerarası bir alan olarak sinir dil bilimi; sinir bilimi, dil bilimi, bilişsel bilim, iletişim bozuklukları ve nöropsikoloji gibi dallardan yöntemler ve teorilerden faydalanır. Birçok farklı geçmişi olan sinir dil bilimi araştırmacıları, bu alana çeşitli deneysel tekniklerin yanı sıra büyük oranda farklılık gösteren teorik bakış açıları getirmiştir. Sinir dil bilimi dalında yapılmış çalışmalar ağırlıklı olarak ruh dil bilimi (psikolinguistik) ve kuramsal dil biliminden kaynaklanan modellerin kullanımıyla şekillendirilmiş ve beynin ruh ile kuramsal dil bilimi dallarında dilin üretimi ve kavrayışı için şart olduğu önerilen işlemleri nasıl uyguladığını araştırmaya odaklanır. Sinir dil bilimcileri, beynin dil ile ilgili bilgileri işleme almak için kullandığı işlevbilimsel mekanizmaları araştırır ve afaziyoloji (sözyitimi bilimi), beyin görüntüleme, elektrofizyoloji ve bilgisayar modellemesini kullanarak dilbilimsel ve ruhdilbilimsel teorileri değerlendirirler.

Tarihçe

Broca alanı ile Wernicke alanı.

Sinir dil biliminin tarihi kökenleri; beyin hasarından sonuçlanan dil eksiklik (afazi)lerinin çalışmasıyla ilgili afaziyoloji dalının 19. yüzyıldaki gelişimine kadar dayanır.[1] Afaziyoloji, beyin hasarlarının dil işletimi üzerindeki etkilerini inceleyerek beyin yapılarını belli işlevlerle bağdaştırmayı çabalar.[2] Spesifik beyin alanlarını dil işletimiyle bağdaşlaştıran ilk insanlardan biri Fransız cerrah Paul Broca idi.[1] Broca, konuşma eksiklikleriyle mücadele etmiş çok sayıda insan üzerinde otopsi yaptı ve bunların neredeyse hepsinin sol frontal lobda günümüzde Broca alanı olarak bilinen bir alanda beyin hasarı (veya lezyonu) geçirmiş olduğunu keşfetti. 19. yüzyılın başlarında frenologlar, beyindeki farklı bölgelerinde farklı işlevlerin uygulandığı ve dilin çoğunlukla beynin frontal bölgelerinde kontrol edildiği iddiasinda bulunmuşlardı, ancak Broca'nın araştırmaları, böyle bir ilişkiye dair tespitler sunan büyük ihtimalle ilk çalışmalardı[3][4] ve hem sinir dil bilimi hem de bilişsel bilim dalları için çığır açtığı[5] ve kilit rolü[3] oynadığı görüşleri yaygındır. Sonradan ismi Wernicke alanına verilmiş Carl Wernicke, beynin farklı alanlarının farklı dilbilimsel görevler işlettiğini ileri sürdü; Broca alanı, konuşmanın motor üretimini, Wernicke alanı ise işitsel konuşma anlamasını işletir.[1][2] Broca ile Wernicke'nın çalışmaları afaziyoloji dalının kuruluşunun ve beynin fiziksel özelliklerini inceleyerek dil hakkında çalışmaların yürütülebildiği fikrinin kaynağıdır.[4] Ayrıca afaziyoloji dalı kapsamındaki ilk çalışmalar, beyindeki her alanın hücre mimarisi ve işlevine dayalı olarak beyni numaralı alanlara bölerek beyin yüzeyinin "haritası"nı tasarlamış Korbinian Brodmann'ın 20. yüzyılda yaptığı ilk çalışmalarından yararlandı;[6] Brodmann alanları olarak bilinen bu alanlar, günümüz sinir bilimi (nörobilim) çalışmalarında kullanılmaya devam etmektedir.[7]

"Nörolengüistik/-linguistik" (Fransızca: neurolinguistique, İngilizce: neurolinguistics) terimi, "sinir" anlamına gelen "nöro-" ön eki ile "dilbilim" anlamına gelen "lengüistik" veya "linguistik" kelimesinin bileşimidir. Bu terimin yaratılışı Edith Crowell Trager, Henri Hecaen ve Alexandr Luria'ya atfedilir; Luria'nın kitabı "Nörolengüstiğin Temel Sorunları" (Rusça: Основные проблемы нейролингвистики, Osbovnıye problyemı neyrolingvistiki), başlığı "nörolengüstik/-linguistik" terimini içeren ilk kitaptır. Harry Whitaker, 1974 yılında Brain and Language ("Beyin ve Dil") akademik dergisini kurarak Amerika Birleşik Devletleri'nde sinir dil bilimi dalını popülerleştirdi.[8] Yabancı kaynaklı "nörolengüstik/-linguistik" teriminin Türkçe karşılığı "sinir dil bilimi", ancak "nörolenguistik" ve "nörolinguistik" terimleri de Türkçe kaynaklarda geçmektedir.[9]

Afaziyolojinin tarihi olarak sinir dil bilimi alanının ana odak noktasını oluşturmasına rağmen, kısmen yeni beyin görüntüleme teknolojileri (ör. PET ve fMRG) ve zamana duyarlı elektrofizyolojik teknikler (EEG ile MEG)in ortaya çıkması nedeniyle sinir dil bilimi alanı büyük oranda genişlemiştir.[1][10] Bu yeni zamana duyarlı elektrofizyolojik tekniklerle insanların çeşitli dil görevlerde bulunduğu esnada beyin aktivasyon örüntülerini kaydetmek mümkün oldu; üstelik 1980 yılında dil anlama kapsamında anlambilimsel (semantik) sorunlara duyarlı N400 beyin yanıtının keşfiyle elektrofizyolojik tekniklerin dil üzerindeki çalışmalarda uygulanabilir bir yöntem olduğu kanıtlandı.[11][12] N400, dil ile doğrudan ilişkili teşhis edilen ilk beyin yanıtıdır ve bunun keşfinden beri EEG ile MEG yöntemleri dil üzerinde araştırmaların yürütülmesinde giderek daha yaygın olarak kullanılmıştır.[13]

Bilim dalı olarak sinir dil bilimi

Diğer alanlarla etkileşimi

Sinir dil bilimi, ruh dil bilimi (psikolinguistik) ile yakından ilişkilidir, ancak ruh dil bilimi, deneysel psikoloji dalındaki geleneksel teknikleri kullanarak dilin bilişsel mekanizmalarını açıklamayı amaçlar; günümüzde ruhdilbilimsel ile sinirdilbilimsel teoriler birbirlerinin üzerine kuruludur ve her iki arasında büyük oranda işbirliği yer almaktadır.[12][14]

Sinir dil bilimi kapsamında yürütülen birçok çalışma, ruhdilbilimciler ile kuramsal dilbilimcilerin ileri sürdüğü teorileri test etmek ve bunları değerlendirmek ile ilgilidir. Genel olarak, kuramsal dilbilimciler, dilin yapısını ve dil bilgilerinin nasıl düzenlendiğini açıklamak için modeller önerirler; ruhdilbilimciler, dil bilgilerinin ruhen nasıl işlendiğini açıklamak için modeller ve algoritmalar önerirler; sinirdilbilimciler ise biyolojik yapılar (sinir nüfusları ve ağları)ın bu ruhdilbilimsel işletme algoritmalarını nasıl gerçekleştirdiğini anlamak için beyin aktivitelerini incelerler.[15] Örneğin, cümle işlemesine ilişkin deneylerde; işlevbilimsel beyin yanıtlarının ruhdilbilimcilerinin cümle işleme modelleri (ör. Janet Fodor ile Lyn Frazier'ın "serial" modeli,[16] ya da Theo Vosse ile Gerard Kempen'in "birleşme modeli"[14])ne ilişkin ileri sürdükleri farklı tahminleri nasıl yansıttıklarını incelemek için ELAN, N400 ile P600 beyin yanıtları kullanılmıştır. Sinirdilbilimciler ayrıca beynin fizyolojisi hakkındaki anlayışlara dayanarak dilin yapısı ve düzeni hakkında yeni tahminlerde bulunur.[17]

Sinirdilbilimsel araştırmalar, dilbilimin tüm ana alanlarında yürütülmektedir; temel dilbilimsel alt alanları ve sinir dil biliminin bunlarla nasıl etkileşimde bulunduğu aşağıdaki tabloda açıklanmaktadır:

Alt alanTanımSinirdilbilimsel araştırma soruları
Ses bilgisikonuşma seslerinin çalışmasıbeyin konuşma seslerini akustik sinyallerden nasıl ayıklar, beyin konuşma seslerini arka plan gürültülerinden nasıl ayırt eder
Sesbilimseslerin dil kapsamındaki düzeninin çalışmasıspesifik bir dilin sesbilimsel sistemi beyinde nasıl gösterilir
Biçimbilim ile sözcükbilim (leksikoloji)sözcüklerin yapılanması ve zihinsel sözlükte hafızaya alınmasının çalışmasıbeyin, bir insanın bildiği kelimeleri nasıl hafızaya alır, bunlara nasıl erişir
Söz dizimiçok kelimeli söyleyişlerin yapılanmasının çalışmasıbeyin, kelimeleri kurucular ve cümleler olarak nasıl bir araya getirir; yapısal ve anlambilimsel bilgiler cümlelerin anlayışında nasıl kullanılır
Anlam bilimianlamın dilde nasıl kodlandığının çalışması

Elde edinen konular

Sinir dil bilimi kapsamında yürütülen araştırmalar birçok farklı konuyu inceler: ör., dil bilgileri nerede işletilir, dil işlemesi zamanla nasıl gerçekleşir, beyin yapıları dil edinimi ve öğrenimiyle nasıl ilişkilidir ve nörofizyoloji dil ve konuşma patolojisinde nasıl katkıda bulunur.

Dil işlemlerinin lokalizasyonu

Dil işlemlerinin süreci

Dil edinimi

Dil ve konuşma patolojisi

Dipnotlar

  1. ^ a b c d Phillips, Colin; Kuniyoshi L. Sakai (2005). "Language and the brain" (PDF). Yearbook of Science and Technology (İngilizce). McGraw-Hill Publishers. ss. 166–169. 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Ocak 2018. 
  2. ^ a b Wiśniewski, Kamil (12 Ağustos 2007). "Neurolinguistics". Język angielski online (İngilizce). 17 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2009. 
  3. ^ a b Dronkers, N.F.; O. Plaisant; M.T. Iba-Zizen; E.A. Cabanis (2007). "Paul Broca's historic cases: high resolution MR imaging of the brains of Leborgne and Lelong". Brain (İngilizce). 130 (Pt 5). ss. 1432–3, 1441. doi:10.1093/brain/awm042. PMID 17405763. 6 Eylül 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ocak 2009. 
  4. ^ a b Teter, Theresa (Mayıs 2000). "Pierre-Paul Broca" (İngilizce). Muskingum College. 6 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ocak 2009. 
  5. ^ "Pierre Paul Broca". Who Named It? (İngilizce). 25 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ocak 2009. 
  6. ^ McCaffrey, Patrick (2008). "CMSD 620 Neuroanatomy of Speech, Swallowing and Language". Neuroscience on the Web (İngilizce). Kaliforniya Eyalet Üniversitesi, Chico. 13 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2009. 
  7. ^ Garey, Laurence. "Brodmann's" (İngilizce). 6 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2009. 
  8. ^ Peng, F.C.C. (1985). "What is neurolinguistics?". Journal of Neurolinguistics (İngilizce). 1 (1). s. 7. doi:10.1016/S0911-6044(85)80003-8. 
  9. ^ Google: "nörolengüstik" ile "nörolinguistik".
  10. ^ Brown, Colin M.; and Peter Hagoort (1999). "The cognitive neuroscience of language." Brown & Hagoort, The Neurocognition of Language. (İngilizce). s. 6.
  11. ^ Hagoort, Peter (2003). "How the brain solves the binding problem for language: a neurocomputational model of syntactic processing". NeuroImage (İngilizce). Cilt 20. ss. S18-29. doi:10.1016/j.neuroimage.2003.09.013. PMID 14597293. 
  12. ^ a b Hall, Christopher J (2005). An Introduction to Language and Linguistics. Continuum International Publishing Group. s. 274. ISBN 0-8264-8734-3. 9 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2018. 
  13. ^ Hagoort, Peter; Colin M. Brown; Lee Osterhout (1999). "The neurocognition of syntactic processing." Brown & Hagoort. The Neurocognition of Language. (İngilizce). s. 280.
  14. ^ a b Hagoort, Peter (2003). "How the brain solves the binding problem for language: a neurocomputational model of syntactic processing". NeuroImage. Cilt 20. ss. S19–S20. doi:10.1016/j.neuroimage.2003.09.013. PMID 14597293. 
  15. ^ Pylkkänen, Liina. "What is neurolinguistics?" (PDF). s. 2. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2009. 
  16. ^ See, for example, Friederici, Angela D. (2002). "Towards a neural basis of auditory sentence processing". Trends in Cognitive Sciences. 6 (2). s. 78. doi:10.1016/S1364-6613(00)01839-8. , which discusses how three brain responses reflect three stages of Fodor and Frazier's model.
  17. ^ Weisler (1999), s. 280.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

Bir kısaltma olarak, NLP çeşitli anlamlara gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan beyni</span> insan sinir sisteminin ana organı

İnsan beyni, insan sinir sisteminin merkezi organıdır ve omurilikle birlikte merkezi sinir sistemini oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Temporal lob</span> İnsanların beyninde bulunan dört lobdan biri

Temporal lob, memelilerin beynindeki serebral korteksin dört ana lobundan biridir. Temporal lob, memeli beyninin her iki serebral hemisferindeki lateral fissürün altındadır.

<span class="mw-page-title-main">Nörobilim</span> sinir sistemini inceleyen bilim dalı

Nörobilim, sinir sistemini inceleyen disiplinlerarası bir bilim dalıdır. Nöronların ve nöral devrelerin temel özelliklerini anlamayı hedefleyen bu bilim dalı, bu amaçla fizyoloji, anatomi, moleküler biyoloji, gelişim biyolojisi, sitoloji, matematiksel modelleme ve psikolojiyi birleştirir. Öğrenme, bellek, davranış, algı ve bilincin biyolojik temelinin anlaşılması Eric Kandel tarafından biyolojik bilimlerin "nihai zorluğu" olarak tanımlanmıştır.

Broca alanı veya Broca bölgesi insansı beynin ses üretimiyle bağlantılı işlevleri yürüten bir bölgesidir.

Psikodilbilim veya ruhdilbilim, psikolojik süreçlerle dilsel etkenler arasındaki iletişimi çalışan disiplindir. Bu disiplin başat olarak dilin nasıl işlendiği, zihin ve beyinde nasıl temsillendiği ile ilgilenir; yani, insanların dili edinmesini, kullanmasını, anlamasını ve üretmesini sağlayan psikolojik ve nörobiyolojik faktörlerle...

<span class="mw-page-title-main">Serebral korteks</span> kafada bir bölüm

Serebral korteks veya beyin korteksi, insan ve diğer memeli beyinlerindeki serebrumun sinir dokusundan oluşan dış tabakasıdır. Beynin diğer kısımlarının çoğunun beyaz renkte olmasını sağlayan yalıtımın kortekste bulunmamasından dolayı rengi gridir. Korteks serebrum ve serebellumun dış kısımlarını örter ve kalınlığı 1,5-5,0 mm arasında değişir. Korteksin serebrumu örten kısımı serebral korteks olarak adlandırılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Serebral hemisfer</span>

Serebral hemisfer, beyin hemisferi veya beyin yarımküresi omurgalılarda beynin medyan düzlemi tarafından iki parçaya ayrılan her iki bölgesine verilen isimdir. Beyin böylece sol ve sağ serebral hemisferler olarak ikiye bölünmüş olarak tarif edilebilir. Bu hemisferler serebral korteksi oluşturan gri cevher adı verilen bir dış tabakaya ve beyaz madde tarafından oluşan bir iç tabakaya sahiptir. Eteneliler grubundaki memelilerde, yani plasentalı memelilerde, hemisferler korpus kallosum adı verilen çok büyük bir sinir lifi paketi ile birbirleriyle bağlantılıdır. Küçük komissürler denen bağlantılar da her iki hemisfer arası bağlantıda kullanılırlar. Ön komissür, arka komissür ve hipokampal komissür hem eteneliler hem de diğer omurgalılarda mevcuttur. Bu komissürler iki hemisfer arasında bilgi aktarımı yoluyla lokalize fonksiyonları koordine ederler.

Afazi (Türkçe: söz yitimi), beynin bazı bölgelerinde meydana gelen işlev bozukluğu sonucu ortaya çıkan konuşma, konuşulanı anlama, tekrarlama, okuma-yazma gibi becerilerin gerçekleştirilememesi sorunu.

Duyu-Dil Programlama (DDP), Nörolinguistik Programlama ya da neuro-linguistique programlama (NLP), kişilerin amaçlarına ulaşmaları için "nörolojik programlarını" keşfetmelerini ve en iyi şekilde kullanmalarını sağlamayı hedefleyen, tartışmalı ve sözdebilim sayılan bir psikolojik terapi anlayışıdır. NLP, metodolojiye yer veren, bir seri teknik müdahalenin yer aldığı bir yaklaşımdır. Bilimsel olduğu iddiaları tartışmalıdır. Metodoloji modellemeye dayanır. NLP özel bir alanda başarılı sonuçlar alan kişilerin tecrübelerini biçimleme ve çözmeyi, NLP'nin anlaşılır olmasını ve ulaşmak isteyeni de eğitmeyi sağlıyor. Modellemeden çıkan müdahale teknikleri kullanımı kolay, hızlı ve doğrulanabilir sonuçlar taşırlar. Bu müdahale teknikleri, etkin bir iletişim kazanılmasına neden olurken, zihinsel fonksiyonları geliştirir, potansiyeli yükseltir, yeni modeller yaratmak ve geliştirmek için kişinin ihtiyacı olan değişimi kolaylaştırır.

Bilişsel nöropsikoloji, beynin yapısı ve işlevinin belirli psikolojik süreçlerle nasıl ilişkili olduğunu anlamayı amaçlayan bilişsel psikolojinin bir dalıdır. Bilişsel psikoloji, zihinsel süreçlerin yeni anılar saklama ve üretme, dil üretme, insanları ve nesneleri tanıma, akıl ve problem çözme yeteneğimizin bilişsel yeteneklerimizden nasıl sorumlu olduğunu inceleyen bilimdir. Bilişsel nöropsikoloji, normal bilişsel işlevsellik modellerinin çıkarımını sağlamak amacıyla beyin hasarı veya nörolojik hastalığın bilişsel etkilerini incelemeye özel bir vurgu yapar. Kanıtlar, beyin bölgelerinde eksiklik gösteren ve çift ayrışma sergileyen hastaların beyin hasarlı bireysel vaka çalışmalarına dayanmaktadır. Çifte ayrışma iki hasta ve iki görevi içerir. Bir hasta bir görevde bozulmuş, diğerinde normal iken diğer hasta ilk görevde normal, diğerinde ise bozulmuştur. Örneğin, A hastası basılı sözcükleri okumada başarısız olmasına rağmen konuşulan sözcükleri normal şekilde anlıyor olabilir. Öte yandan B hastası yazılı sözcükler anlamada normal ve konuşulan sözcükleri anlamada başarısız olacaktır. Bilim insanları bu bilgiyi, sözcük anlama için nasıl tek bir bilişsel modülün olduğunu açıklamak için yorumlayabilirler. Bunun gibi çalışmalardan araştırmacılar, beynin farklı alanlarının son derece uzmanlaşmış olduğunu ortaya koyuyor. Bilişsel nöropsikoloji, beyin hasarlı hastalarla da ilgilenen bilişsel sinirbilimden ayırt edilebilir, ancak bilişsel süreçlerin altında yatan sinirsel mekanizmaları ortaya çıkarmaya odaklanmıştır.

Nörokimya, sinir sisteminin fizyolojisini kontrol eden ve etkileyen nörotransmitterler ve psikofarmasötikler ve nöropeptitler gibi diğer molekülleri içeren kimyasalların incelenmesidir. Sinirbilim içindeki bu alan nörokimyasalların nöronların, sinapsların ve sinir ağlarının çalışmasını nasıl etkilediğini inceler. Nörokimyagerler, sinir sistemindeki organik bileşiklerin biyokimyasını ve moleküler biyolojisini ve bunların kortikal plastisite, nörogenez ve nöral farklılaşma gibi nöral süreçlerdeki rollerini analiz eder.

Bilişsel nörobilim, odak noktası mental süreçlerde görev alan beyindeki sinirsel bağlantılar olmak üzere, genel anlamda bilişin altında yatan biyolojik süreçleri inceleyen bilim alanıdır. Bilişsel aktivitelerin beyindeki sinirsel devreler tarafından nasıl etkiilendiği veya kontrol edildiği sorularını ele alır. Bilişsel nörobilim, hem nörobilim hem de psikolojinin bir dalıdır ve davranışsal nörobilim, bilişsel psikoloji, fizyolojik psikoloji ve duyuşsal nörobilim gibi disiplinlerle örtüşür. Bilişsel nörobilim, bilişsel bilimdeki teorilere, nörobiyoloji ve hesaplama modellemesine dayanan kanıtlara dayanır.

Bilişsel nöropsikoloji, beynin yapısı ve işlevinin belirli psikolojik süreçlerle nasıl ilişkili olduğunu anlamayı amaçlayan bilişsel psikolojinin bir dalıdır. Bilişsel psikoloji, zihinsel süreçlerin yeni anılar saklama ve üretme, dil üretme, insanları ve nesneleri tanıma, akıl ve problem çözme yeteneğimizin bilişsel yeteneklerimizden nasıl sorumlu olduğunu inceleyen bilimdir. Bilişsel nöropsikoloji, normal bilişsel işlevsellik modellerinin çıkarımını sağlamak amacıyla beyin hasarı veya nörolojik hastalığın bilişsel etkilerini incelemeye özel bir vurgu yapar. Kanıtlar, beyin bölgelerinde eksiklik gösteren ve çift ayrışma sergileyen hastaların beyin hasarlı bireysel vaka çalışmalarına dayanmaktadır. Çifte ayrışma iki hasta ve iki görevi içerir. Bir hasta bir görevde bozulmuş, diğerinde normal iken diğer hasta ilk görevde normal, diğerinde ise bozulmuştur. Örneğin, A hastası basılı sözcükleri okumada başarısız olmasına rağmen konuşulan sözcükleri normal şekilde anlıyor olabilir. Öte yandan B hastası yazılı sözcükler anlamada normal ve konuşulan sözcükleri anlamada başarısız olacaktır. Bilim insanları bu bilgiyi, sözcük anlama için nasıl tek bir bilişsel modülün olduğunu açıklamak için yorumlayabilirler. Bunun gibi çalışmalardan araştırmacılar, beynin farklı alanlarının son derece uzmanlaşmış olduğunu ortaya koyuyor. Bilişsel nöropsikoloji, beyin hasarlı hastalarla da ilgilenen bilişsel sinirbilimden ayırt edilebilir, ancak bilişsel süreçlerin altında yatan sinirsel mekanizmaları ortaya çıkarmaya odaklanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Broca afazisi</span>

Broca afazisi olarak da bilinen ekspresif afazi, anlama genel olarak bozulmadan kalmasına rağmen, dil üretme yeteneğinin kısmen kaybolması ile karakterize edilen bir afazi türüdür. Ekspresif afazisi olan bir kişi normalden daha çok efor sarf ederek konuşma sergileyecektir. Konuşması genellikle önem arz eden kelimeleri içerir, ancak edatlar ve bağlaçlar gibi gerçek bir anlama sahip olmayıp, sadece dilbilgisel işleve sahip kelimeleri içermez. Bu "telgraf konuşması" olarak bilinir. Kişinin amaçladığı mesaj hala anlaşılabilir, ancak cümleleri dilbilgisel olarak doğru olmayacaktır. Çok şiddetli ekspresif afazi formlarında, bir kişi sadece tek kelimeli ifadeleri kullanarak konuşabilir. Ekspresif afazide tipik olarak anlama yetisi, karmaşık dilbilgisini anlamada zorluk nedeniyle hafif ila orta derecede bozulmuştur.

Wernicke alanı, Wernike'nin konuşma alanı olarak da adlandırılır, serebral korteksin konuşmaya bağlı olan iki bölümünden biridir, diğeri Broca'nın alanıdır. Dilin üretiminde yer alan Broca'nın aksine, yazılı ve sözlü dilin anlaşılmasında rol oynar. Geleneksel olarak, sağ elini kullananların yaklaşık% 95'inde ve sol elini kullananların %60'ında sol yarıküre olan baskın serebral yarımkürede üstün temporal girusta yer alan Brodmann bölgesi 22'de bulunduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Beyin asimetrisi</span> Beynin asimetrik olması

İnsan nöroanatomisinde, beyin asimetrisi en az iki farklı şekilde görülebilir:

<span class="mw-page-title-main">İfade afazisi</span>

Broca afazisi olarak da bilinen ifade afazisi, anlama genel olarak bozulmadan kalmasına rağmen, dil üretme yeteneğinin kısmen kaybolması ile bilinen bir afazi türüdür. İfade afazisi olan bir kişinin konuşması normalden çok daha zahmetlidir. Konuşması genellikle önem arz eden kelimeleri içerir ancak edatlar ve bağlaçlar gibi gerçek bir anlama sahip olmayıp sadece dilbilgisel işleve sahip kelimeleri içermez. Bu "telgraf konuşması" olarak bilinir. Kişinin amaçladığı mesaj hala anlaşılabilir ancak cümleleri dilbilgisel olarak doğru olmayacaktır. Çok şiddetli ifade afazisi çeiştlerinde, bir kişi sadece tek kelimeli ifadeleri kullanarak konuşabilir. İfade afazisinde tipik olarak anlama yetisi, karmaşık dilbilgisini anlamada zorluk nedeniyle hafif ila orta derecede bozulmuştur.

Beynin evrimi sürecinde etkili olan ilkelerle ilgili belirsizlikler günümüzde hala çözülememiştir. Beyin-vücut oranı allometrik olarak ölçeklenir. Küçük vücutlu memeliler vücutlarına kıyasla nispeten büyük beyinlere sahipken, büyük memeliler daha küçük beyin-vücut oranlarına sahiptir. Primatların beyin ağırlıklarının vücut ağırlıklarına oranları, primat türünün beyin gücünü yönelik fikir verebilmektedir. İnsanlarda bu oran diğer primat türlerine göre çok daha yüksektir, bu da insanların beyin kitle indeksinin diğer primatlara göre daha yüksek olduğunu gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Kafa travması</span>

Kafa travması, kafatası veya beyinde travma sonrası gerçekleşen herhangi bir yaralanmadır. Travmatik beyin hasarı ve kafa travması terimleri tıp literatüründe sıklıkla birbirinin yerine kullanılmaktadır. Kafa yaralanmaları çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Kafa yaralanmaları kaza, düşme, fiziksel saldırı veya trafik kazaları gibi birçok nedenle olabilir.