İçeriğe atla

Sinir

Sinir
Koldaki sinirler (sarı)
Latincenervus
Kaynak yapı Sinir sistemi

Sinir, çevresel sinir sistemindeki kapalı, kablo benzeri sinir lifleri (akson denilen) demetidir.

Nöronlara zaman zaman "sinir hücresi" denir. Ancak nöronlar her zaman sinirlerde bulunmaz; sinirlerdeyse nöronlar dışında aksonlar etrafında miyelinden koruyucu bir kılıf oluşturan Schwann hücreleri de yer alır.

Sinirler tarihsel olarak periferik sinir sisteminin temel birimleri olarak kabul edilmiştir. Sinir, aksonların her biri boyunca çevresel organlara veya duyu sinirleri söz konusu olduğunda çevre Merkezî sinir sistemine iletilen, aksiyon potansiyeli adı verilen elektrokimyasal sinir uyarıları için ortak bir yol sağlar. Sinir içindeki her akson, miyelindeki aksonları kaplayan bazı Schwann hücreleri gibi diğer destekleyici hücrelerle birlikte tek bir nöronun uzantısıdır.

need to
sinir hücresi ve organizasyonu

Sinir içindeki her akson, endonöryum denilen bir bağ dokusu tabakasıyla çevrilidir. Aksonlar, fasiküller adı verilen gruplar hâlinde bir araya toplanır ve her fasikül perinöryum adlı bir bağ dokusu tabakasıyla sarılır. Son olarak sinirin tamamı epineurium denilen bağ dokusu tabakasıyla sarılır. Sinir hücreleri ayrıca duyusal, motor veya karışık sinirler olarak sınıflandırılır.

Merkezî sinir sisteminde benzer yapılara sinir yolları denir.[1][2]

Yapı

Bir sinirin kesiti

Her sinirin dış kısmı epinöryum denilen yoğun bağ dokusu kılıfıyla kaplıdır. Bunun altında, bir akson demetinin etrafında tam bir kılıf oluşturan perinöryum adlı yağ hücre tabakası bulunur. Perinöral septalar sinirin içine uzanır ve siniri birkaç lif demetine böler. Bu tür liflerin her biri endonöryum ile çevrelenir. Bu, omuriliğin yüzeyinden aksonun kas lifleriyle sinaps yaptığı veya duyu reseptörlerde bittiği seviyeye kadar kesintisiz bir tüp oluşturur. Endonöryum, glikokaliks adlı bir iç malzeme kılıfından ve kollajen liflerinden oluşan hassas bir dış ağ örgüsünden oluşur.[2]

Sinirler demet halindedir ve çoğu zaman kan damarları ile birlikte hareket eder çünkü sinir nöronlarının oldukça yüksek enerji ihtiyacı vardır.

Endonöryumda, bireysel sinir lifleri endonöral sıvı adlı az proteinli bir sıvı ile çevrilidir. Bu, merkezi sinir sistemindeki beyin-omurilik sıvısı'na benzer şekilde davranır ve kan-beyin bariyeri'ne benzer bir kan-sinir bariyeri oluşturur.[3] Böylece moleküllerin kandan endonöral sıvıya geçmesi önlenir. Sinir tahrişinden (veya yaralanmasından) kaynaklanan sinir ödem gelişiminde, tahriş bölgesindeki endonöral sıvı miktarı artabilir. Sıvıdaki bu artış manyetik rezonans nörografisi kullanılarak görüntülenebilir ve dolayısıyla MR nörografisi sinir tahrişini ve/veya yaralanmasını tanımlayabilir.

Kategoriler

Sinirler, sinyallerin iletilme yönüne göre üç gruba ayrılır:

  • Getiren sinir'ler duyu nöron'larından merkezi sinir sistemi'ne örneğin deri'deki mekanoreseptörler'den sinyaller iletir.
  • Efferent sinir'ler merkezi sinir sisteminden gelen sinyalleri motor nöron'lar boyunca hedef kas'lara ve bezlere iletir.
  • Karışık sinirler hem getiren hem de efferent aksonlar içerir ve bu nedenle hem gelen duyusal bilgiyi hem de giden kas komutlarını aynı pakette iletirler. Tüm omurilik sinirleri ve kranial sinirlerin bazıları da karışık sinirlerdir.

Sinirler, merkezi sinir sistemine bağlandıkları yere göre iki gruba ayrılabilir:

İşlev

Sinir, siniri oluşturan bireysel nöronlar tarafından taşınan elektrokimyasal uyarılar (aksiyon potansiyeli denilen sinir uyarıları olarak) biçiminde bilgi taşır. Bu uyarılar son derece hızlıdır ve bazı miyelin‘li nöronlar 120 m/s'ye varan hızlarda iletim yapar. Dürtüler sinaps yoluyla bir nörondan diğerine geçer ve burada mesaj elektrikten kimyasala ve sonra tekrar elektriğe dönüştürülür.[1][2]

Sinirler işlevlerine göre iki gruba ayrılabilir:

  • Getiren sinir lifi, duyusal bilgiyi duyu nöronundan merkezi sinir sistemine iletir ve burada bilgi daha sonra işlenir. Çevresel sinir sistemindeki lif veya akson demetlerine sinirler ve getiren (ing: afferent) lif demetlerine ise duyu sinirleri denir.[1][2]
  • Efferent sinir lifi merkezi sinir sistemindeki motor nörondan gelen sinyalleri kaslara iletir. Bu liflerin demetlerine efferent sinirler denir.

Sinir sistemi

Sinir sistemi, bir hayvan'ın vücudunun farklı kısımlarına ve farklı kısımlarından sinyaller ileterek hayvanın eylemlerini koordine eden parçasıdır.[4]

Omurgalılarda merkezi sinir sistemi (MSS) ve çevresel sinir sistemi (ÇSS) olmak üzere iki ana bölümden oluşur. MSS beyin, beyinsapı ve omurilik’ten oluşur. ÇSS esas olarak, MSS'yi vücudun geri kalan tüm kısımlarına bağlayan uzun liflerin veya akson’ların kapalı demetleri olan sinirlerden oluşur.

MSS'den sinyal ileten sinirlere motor veya eferent sinirler denirken, vücuttan MSS'ye bilgi ileten sinirlere duyusal veya getiren sinirler denir. Omurilik sinirleri her iki fonksiyona da hizmet eder ve karışık sinirler olarak adlandırılır. ÇSS somatik, otonomik ve enterik sinir sistemleri olmak üzere üç ayrı alt sisteme bölünmüştür. Somatik sinirler istemli harekete aracılık eder.

Otonom sinir sistemi ayrıca sempatik ve parasempatik sinir sistemlerine bölünmüştür. Acil durumlarda enerjiyi harekete geçirmek için sempatik sinir sistemi etkinleştirilirken, organizmalar rahat bir durumdayken parasempatik sinir sistemi etkinleştirilir. Enterik sinir sistemi, midebağırsak sistemini kontrol etmek için çalışır. Hem otonom hem de enterik sinir sistemleri istemsiz olarak çalışır. Kafatasından çıkan sinirlere kranial sinirler, omurilikten çıkan sinirlere ise omurilik sinirleri denir.

Klinik önemi

Prostat kanserinin perinöral yayılımını gösteren mikrograf. H&E lekesi.

Kanser sinirlerin etrafındaki boşlukları istila ederek yayılabilir. Bu özellikle baş ve boyun kanseri, prostat kanseri ve kalın bağırsak kanseri’nde yaygındır.

Sinirler fiziksel yaralanmaların yanı sıra karpal tünel sendromu (KTS) ve Tekrar eden eklem incinmesi gibi durumlardan da zarar görebilir. Guillain-Barré sendromu, nörodejeneratif hastalıklar, polinöropati, enfeksiyon, nöritis, diyabet veya siniri çevreleyen kan damarlarının yetmezliği gibi otoimmün hastalıkların tümü ciddiyetine göre değişebilen sinir hasarı’na neden olur.

Multipl skleroz geniş sinir hasarıyla ilişkili bir hastalıktır. Bireyin kendi bağışıklık sisteminin makrofaj’ları sinir aksonunu yalıtan miyelin kılıflarına zarar verdiğinde ortaya çıkar.

Sinir sıkışması, genellikle bir yaralanma veya hamilelik nedeniyle oluşan şişlik nedeniyle sinir üzerine baskı uygulandığında olur. Sinir sıkışması ağrı, halsizlik, uyuşukluk veya felce neden olabilir ki KTS bunun bir örneğidir. Semptomlar, yansıyan ağrı denilen olayla, gerçek hasar bölgesinden uzaktaki bölgelerde hissedilebilir. Hasar, diğer bölgelere giden sinyallerin değişmesine neden olduğunda, yansıyan ağrı oluşabilir.

Nörologlar genellikle sinir bozukluklarını, refleks’lerin, yürüme’nin ve diğer yönlendirilmiş hareketlerin, kas zayıflığının, propriyosepsiyon’un ve dokunma duyusunun denenmesini içeren fizik muayene ile teşhis eder. Bu ilk muayenenin ardından sinir iletim çalışması, elektromiyografi (EMG), bilgisayarlı tomografi (BT) gibi testler yapılabilir.[5]


Kaynakça

  1. ^ a b c Purves, Dale; Augustine, George J.; Fitzpatrick, David; Hall, William C.; LaMantia, Anthony-Samuel; McNamara, James O.; White, Leonard E. (2008). NeuroscienceSınırlı deneme süresince özgürce erişilebilir, normalde ise abonelik gereklidir (4 bas.). Sinauer Associates. ss. 11-20. ISBN 978-0-87893-697-7. 
  2. ^ a b c d Marieb EN, Hoehn K (2007). Human Anatomy & Physiology (7.7yayıncı=Pearson bas.). ss. 388-602. ISBN 978-0-8053-5909-1. 
  3. ^ Kanda, T (Feb 2013). "Biology of the blood-nerve barrier and its alteration in immune mediated neuropathies". Journal of Neurology, Neurosurgery & Psychiatry. 84 (2): 208-212. doi:10.1136/jnnp-2012-302312. PMID 23243216. 
  4. ^ Tortora, G.J., Derrickson, B. (2016). Principles of Anatomy and Physiology (15th edition). J. Wiley. ISBN 978-1-119-34373-8. 
  5. ^ Weinberg. Normal computed tomography of the brain. s. 109. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Omurilik</span> Merkezî sinir sisteminin bir parçası

Omurilik, omurga denilen kemik bir yapının içinde boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan ve ortasında yine boydan boya bir kanal içeren merkezî sinir sisteminin bir parçasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sinir sistemi</span> dış çevre ile eylemleri koordine etmekten ve vücudun farklı bölümleri arasında hızlı iletişimden sorumlu canlı biyolojik sistemi

Sinir sistemi veya sinir ağı, canlıların içsel ve dışsal çevresini algılamasına yol açan, bilgi elde eden ve elde edilen bilgiyi işleyen, vücut içerisinde hücreler ağı sayesinde sinyallerin farklı bölgelere iletimini sağlayan, organların, kasların aktivitelerini düzenleyen bir organ sistemidir. Sinir sistemi iki bölümden oluşur: Merkezî sinir sistemi (MSS) ve çevresel sinir sistemi (ÇSS). MSS, beyin ve omurilikten oluşur. ÇSS, MSS'yi vücudun diğer tüm kısımları ile bağlayan uzun fiberlerden oluşur. ÇSS, motor nöronları, dolaylı istemli hareket, otonom sinir sistemi, sempatik sinir sistemi, parasempatik sinir sistemi, düzenli istemsiz işlevler ve enterik sinir sisteminden oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Sinir hücresi</span> sinapslar aracılığıyla iletişim kuran ve elektrik ile uyarılabilen hücre

Sinir hücresi ya da nöron sinir sisteminin temel fonksiyonel birimidir. Başlıca işlevi bilgi transferini gerçekleştirmektir. İnsan sinir sisteminde yaklaşık olarak 100 milyar nöron olduğu tahmin edilmektedir. Normal bir sinir hücresi 50.000'den 250.000'e kadar başka nöronlarla bağlantılıdır. Yaptıkları özelleşmiş işlere bağlı olarak farklı şekillerde ve çeşitlerde olabilirler. Nöronların büyük çoğunluğu dört farklı yapıya sahiptir: Soma, dendritler, akson ve terminal butonlar. Soma bölgesinde çekirdek (nucleus) ve hücrenin yaşamsal işlevlerini sağlayan mekanizma bulunur. Dendiritler ise isimlerini Yunanca bir sözcük olan dendrondan almışlardır. Bu şekilde isimlendirilmelerinin sebebi şekillerinin bir ağaca benzemesidir. Dendiritler nöral iletişimin önemli alıcılarıdır. Bir nörondan diğerine geçen mesajlar, mesajı yollayan hücrenin terminal butonlarıyla mesajı alan hücrenin dendirit membranı ya da soma bölümü arasındaki birleşme yerleri olan sinapslar aracılığıyla iletilir/transfer edilir. Sinapslar işlevlerinden yola çıkılarak isimlerini Yunancada "bir araya gelmek" anlamındaki sunaptein sözcüğünden almışlardır. Sinapstaki iletişim terminal butondan öteki hücrenin membranına kadar olmak üzere tek yönlü bir şekilde gerçekleşir. Nöronun bir diğer bölümü olan akson, çoğu kez miyelin kılıfı ile kaplı uzun ve ince bir tüp şeklindedir. Aksonun temel işlevi bilgiyi hücre gövdesinden terminal butonlara taşımaktır. Aksonun taşıdığı bu temel mesaj aksiyon potansiyeli olarak adlandırılır. Aksiyon potansiyeli, kısa bir nabız atışına benzeyen elektriksel/kimyasal bir olaydır. Bütün aksonlardaki aksiyon potansiyeli her zaman aynı ölçüde ve hızdadır. Aksiyon potansiyeli aksonun dallarına ulaştığında bölünmesine rağmen ölçüsünü kaybetmez. Başka bir deyişle her akson dalı tam gücüyle bir aksiyon potansiyeli alır. Nöronlar aksonların ve dendiritlerin somadan çıkışlarına göre üçe ayrılır. Bunlardan multipolar nöron merkezi sinir sisteminde en çok bulunan bilindik nöron tipidir. Bu tip nöronlar sadece bir akson çıkışına sahipken çok sayıda dendirite sahiptir. Bipolar nöronlar bir akson ve bir dendirit ağacına sahiptir. Duyusal nöronlar genellikle bipolar nöronlardır. Bipolar nöronların dendiritleri duyusal verileri merkezi sinir sistemine iletirler. Diğer tip sinir hücreleri ise unipolar nöronlardır. Bu nöronların hücre gövdesinden çıkan ve kısa mesafede ayrılan tek bir sapı vardır. Unipolar nöronlar da bipolar nöronların yaptığı gibi duyusal verileri merkezi sinir sistemine taşımakla görevlidir. Terminal butonlar aksonların ince dallarının ucunda bulunan küçük yumrulardır. Terminal butonlar bir aksiyon potansiyeli onlara ulaştığında, nörotransmitter adı verilen kimyasalları salıverir. Nörotransmitterler alıcı hücreyi uyarır (excitation) veya engeller (inhibition). Bu şekilde diğer hücrenin aksonunda bir aksiyon potansiyeli oluşup oluşmayacağını belirler.

<span class="mw-page-title-main">Miyelin</span>

Miyelin, tabaka biçiminde yalıtkan bir malzemedir. Miyelinli, etrafı Schwann hücreleri tarafından sarılmış olan aksonları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Miyelin kılıf genellikle bir sinir hücresinin (nöronun) aksonunu çevreler. Sinir sisteminin düzgün çalışması için olmazsa olmazlardandır. Nöroglianın bir çıkıntısıdır. Miyelin kılıfın oluşması miyelinizasyon veya miyelinleşme olarak adlandırılır. İnsanda miyelinin oluşması her ne kadar fetus (cenin) gelişiminin 14. haftasında başlasa bile, doğum esnasında beyinde küçük miyelinler vardır. Bebeklik döneminde, miyelinleşme hızlı olur ve ergenlik dönemine kadar devam eder. Schwann hücreleri, çevresel sinir hücreleri için miyelin sağlar. Miyelin, çevresel sinir sisteminde Schwann hücreleri tarafından oluşturulurken, merkezi sinir sisteminde oligodentroglialar tarafından oluşturulur.

Somatik sinir sistemi (SSS), çevresel sinir sisteminin bir bölümüdür. Vücut hareketinin çizgili kas vasıtasıyla istemli kontrolünü sağlar. SSS, kas kasılmasını uyarmak için motor sinir lifinden oluşur. Bunlara iskelet kaslarına ve deriye bağlanan, duyusal olmayan sinir hücreleri de dahildir.

<span class="mw-page-title-main">Glia hücresi</span> merkezi ve çevresel sinir sisteminde yer alan hücrelerin çoğunluğunu oluşturan ve sinir hücresi olmayan hücreler

Nörogliya, gliyal hücreler, yalnızca gliya ya da tutkal, merkezi ve çevresel sinir sisteminde yer alan hücrelerin çoğunluğunu oluşturan ve sinir hücresi olmayan hücreler. Miyelin üretimi ile beyin ve sinir sisteminin, otonom sinir sistemi gibi diğer bölümlerindeki sinir hücreleri için destek, koruma ve homeostaz sağlarlar.

<span class="mw-page-title-main">Akson</span> Nöronun elektriksel uyarıları ileten uzun kısmı

Akson, bir sinir lifi olarak da bilinir, bir sinir hücresinin (nöronun) ince, uzun bir çıkıntısıdır. Sinir hücresinin gövdesindeki elektriksel uyarıları uzağa iletir. Aksonun işlevi bilgiyi farklı sinir hücrelerine, kaslara, bezlere iletmektir. Dokunmak ve sıcaklık algılama işlemlerini gerçekleştiren Pseudounipolar nöronlar gibi bazı duyu nöronlarında, elektriksel uyarılar, aksonun çeperinden hücrenin gövdesine doğru, oradan da aynı aksonun başka dalları vasıtasıyla omuriliğe gönderilir. Akson uyumsuzluğu, kalıtsal ve edinsel nörolojik hastalıklara neden olabilir. Bu hastalıklar hem merkezi hem de çevresel sinir sistemlerindeki nöronları etkileyebilir.

<span class="mw-page-title-main">Sinir dokusu</span>

Sinir dokusu, sinir sisteminin ana bileşenidir - beyin, omurilik ve sinirler - vücut işlevlerinin ayarlar ve kontrol eder. Uyartıları (impuls) ileten sinir hücrelerinden (nöron) ve sinir uyartılarının yayılmasına yardımcı olan ve nöronlara besin taşıyan nöroglialardan oluşmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Schwann hücresi</span>

Schwann hücreleri, çevresel sinir sistemi (ÇSS) için miyelin oluşturur. İki tür Schwann hücresi vardır: miyelinli ve miyelinsiz. Miyelinli, etrafı Schwann hücreleri tarafından sarılan aksonları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Nöroglia, sinir sisteminde, ÇSS'deki sinir hücreleri için destek ve koruma sağlar.

Aksonotmezis, sinir hücresindeki aksonların kesintiye uğramasıdır. Hasarın distal (uç) ve kısmen proksimal (yakınsal) kısmında Wallerian dejenerasyonu oluşur. Eğer aksonlar ve miyelin kılıflar hasar görür, fakat Schwann hücreleri, endonöryum, perinöryum ve epinöryum sağlam ise bu, aksonotmezis olarak adlandırılır. Aksonotmezis, nöropraksiden daha ağır bir sinir hasarı türüdür. Aksonotmezisde yakınsal kısım, büyüme konisinde bir filizlenme oluşarak onarılırken, uç kısımda aksonal dejenerasyon oluşur. Rejenerasyonlu sinir liflerinin büyüme oranı günde yaklaşık 1 mm ile 2 mm arasındadır. Bu yüzden sinyal iletimi yalnızca endonöryum içindeki düzgün büyümeye bağlı değil, aynı zamanda iletilecek mesafeye de bağlıdır.

Nörorejenerasyon, sinir dokusu ve sinir hücresinin yeniden oluşması veya onarılmasını ifade eder. Çoğu mekanizmalar buna, yeni nörogliaların, aksonların, miyelinlerin veya sinapsların oluşmasını da ekler. Nörorejenerasyonda, çevresel sinir sistemi (ÇSS) ile merkezi sinir sistemi (MSS) arasında, işlevsel mekanizmalar ve bilhassa büyüklük ve hız farklılıkları vardır. Bir akson hasar gördüğünde, Wallerian dejenerasyonuna maruz kalan distal (uç) bölge, miyelin kılıfını kaybeder. Proksimal (yakınsal) bölge ya apoptozis ya da onarılabilir kromatolize maruz kalır. MSS'de, nöroglia ölü sinapsları istila ederek sinaptik ayrılmaya sebep olur.

Çevresel sinir hasarı, çevresel sinir sisteminde (ÇSS) hem sinirde hem de bağ dokusu etrafındaki hasarın büyüklüğüne göre Seddon sınıflandırması baz alınarak kategorize edilir. Sinir sistemi glia ile desteklenen sinir hücrelerine (nöron) bağlı olarak karakterize edilir. Merkezi sinir sisteminin aksine ÇSS'de nörorejenerasyonu mümkündür. Çevresel rejenerasyonda ortaya çıkan süreçler şu büyük olaylara ayrılır: Wallerian dejenerasyonu, akson rejenerasyonu/büyümesi ve sinir reinnervasyonu. Çerveresel rejenerasyondaki olaylar sinir hasarının ekseninde olması beklenir. Proksimal (yakınsal) eziklik, hasarlı sinir hücrelerinde bulunan ve rejenerasyonun bir parçası olan hücre gövdesinin uçlarında oluşur. Distal (uç) eziklik ise, hasarlı sinir hücrelerinde bulunan ve dejenerasyonun bir parçası olan akson ucunda oluşur. Bu uçsal ezik bölüm rejenerasyonlu aksonun büyüme yönündedir. Çevresel sinir hasarı araştırmaları, Amerikan İç Savaşı zamanında başladı ve şu ana kadarki gelişme, sadece süreçlerin genişleyerek karakterize edilmesi ve sinir rejenerasyonunu ile reinnervasyonuna katkı sağlayan faktörleri kapsamakla kalmadı, aynı zamanda sinir rejenerasyonunu arttıran biyolojik yöntemler ve büyümeyi geliştiren moleküler uygulamalar gibi tedavileri de saptadı.

<span class="mw-page-title-main">Wallerian dejenerasyonu</span>

Wallerian dejenerasyonu, bir sinir hücre gövdesinin dışında bulunan aksondaki sinir lifinin kesilmesi veya ezilmesi sonucu gelişen ve hasarın dejenerasyonunu ifade eden bir süreçtir. Bu süreçlerden biri de 'Wallerian-benzeri dejenerasyon' olarak bilinir ve özellikle aksoplazmik taşıma bozulduğunda nörodejenerasyonu meydana getirir. Hücre kültürü araştırmaları, NMNAT2 aksonal proteininin yeterli miktarda olması arızanın iletilmesinde kilit rol oynadığını göstermiştir.

Nörolojide motor nöron terimi merkezi sinir sisteminde (MSS) bulunan sinir hücrelerini (nöron) sınıflandırır ve kasları doğrudan veya dolaylı olarak kontrol eder. MSS'deki aksonlar bilgiyi diğer sinir hücrelerine iletir. Motor nöronlar, hareketi gerçekleştirmek için omurilikten kaslara sinyal iletirler.

<span class="mw-page-title-main">Alfa motor nöron</span>

Alfa motor nöronlar (α-MN'ler), beyinsapı ve omuriğinin büyük alt motor nöronlarıdır. Çizgili kasın ekstrafusal kas lifilerini sinirle donatır ve doğrudan kas kasılmasının başlamasından sorumludurlar. Alfa motor nöronlar, gama motor nöronlardan farklıdır. Bunlar kas millerinin intrafusal kas liflerini sinirle donatır.

<span class="mw-page-title-main">Gama motor nöron</span>

Gama motor nöronlar (γ-MN'ler), kas kasılmasını sağlayan bir tür alt motor nörondur ve kas liflerinin yaklaşık %30'unu oluşturur. γ-MN'ler, alfa motor nöron ve beta motor nöronlar gibi bir motor nörondur ve hücre gövdeleri, omuriliğin anterior (ön) boynuzunda bulunur. Aksonlar, ponsun bulboretiküler rahatlatma bölgesinde bulunur ve yalnızca 5 µm çapındadır. Miyelin kılıf oluştuğunda, saniyede 4-24 metre kasılma sağlar. Bu da miyelinsiz aksonlardan daha hızlıdır. Normal bir γ-MN aksonun kasılma hızı 4 ile 24 m/sn arasındadır. Bu hız alfa motor nöronun hızından daha düşüktür. Alfa motor nöronların aksine gama motor nöronlar, kasların doğrudan kasılması veya gevşemesi ile ilişkili değildir. Fakat kas millerini gergin tutmakta önemli rolleri vardır. Ayrıca bu nöronlar kas milinin duyarlılığını ayarlamakta rol oynar.

<span class="mw-page-title-main">Üst motor nöron</span>

Üst motor nöronlar (ÜMN), serebral korteks veya beyinsapının motor bölgesinde meydana gelen bir tür motor nörondur ve motor bilgisini son ortak ağa taşır. Bunlar hedef kası doğrudan uyarmakla sorumlu değildir. Ana motor nöronlar istemli hareket sağlar, primer motor korteksin katman V içinde uzanır ve Betz hücreleri olarak adlandırılır. Bu sinir hücrelerinin hücre gövdeleri, beyindeki en büyük gövdelerden bazılarıdır ve yaklaşık 100 μm çapındadır.

Getiren sinir lifleri, bir bölgeye gelen akson demetlerine denir. Sinir lifleri bölgeden çıkış yaptığında bu akson demetine götüren sinir demeti adı verilir. Bu terimler çevresel sinir sistemi (ÇSS) ve merkezi sinir sistemi (MSS) için kullanıldığında biraz farklı anlam taşırlar.

<span class="mw-page-title-main">Endonöryum</span>

Endonöryum veya endonöral tüp, çevresel sinir sistemindeki her miyelinli sinir lifinin miyelin kılıfının etrafında yer alan hassas bir bağ doku tabakasıdır. Endonöryum, sardığı sinir lifleri ile birlikte sinir fasikülleri adı verilen gruplar halinde toplanır ve her fasikül kendi koruyucu kılıfı içinde perinöryum olarak adlandırılır. Yeterince büyük sinirlerde birçok fasikül, bir başka kılıf olan epinöryumun içinde toplanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Perinöryum</span>

Çevresel sinir sisteminde, bir sinirdeki her aksonun miyelin kılıfı, endonöryum olarak bilinen hassas bir koruyucu kılıf içine sarılıdır. Sinir içinde, aynı anatomik yeri hedefleyen aksonlar, perinöryum adlı başka bir koruyucu kılıfla çevrili fasiküller olarak bilinen gruplar halinde bir araya gelirler. Birkaç fasikül, içinde kan damarları ve yağ doku da barındıran başka bir kılıf olan epinöryumu meydana getirebilir.