İçeriğe atla

Sinbiyotik

Sinbiyotikler, Prebiyotik ve Probiyotikleri birlikte bulunduran ürünlere sinbiyotik denilmektedir. Bu şekilde uygulama ile Probiyotik bakterilerin yaşam süreleri uzar ve kolonda daha iyi kolonize olurlar. Yoğurt sinbiyotik besinlere güzel bir örnektir. Sinbiyotikler, fonksiyonel gıda bileşenlerinin geliştirilmesinde gelecek vadeden konulardan biridir. Sinbiyotiğin göstereceği etki, tek başına probiyotik ve prebiyotiğin göstereceği etkiden büyüktür. Prebiyotikler, özel olarak kalınbağırsaktaki flora üzerine etki etmektedirler. Probiyotikler ise ince bağırsak üzerine daha çok etkilidirler.

Sinbiyotikler; prebiyotiklerle probiyotiklerin tek üründeki kombinasyonlarıdır. Buradaki düşünce; bir ürün hem ince bağırsak için faydalı bir ajan, hem de kalın bağırsak için faydalı bir ajan içeren üründür. Böylece bu ikisi sinerji etki yaparak, sine-biyotik olarak adlandırılmıştır.

Genel bir yanlış anlaşılmaya göre; prebiyotik, probiyotiği uyarır (çoğu kez sim-biyotikler olarak adlandırılır). Probiyotiğin uyarılması için prebiyotik kullanılır ve kalın bağırsak üzerine hiçbir etkisi olamaz ve bu kavramdan dolayı herhangi bir faydalı etkisi bulunmaz.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kalın bağırsak kanseri</span> Hastalık

Kalın bağırsak kanseri veya kolorektal kanser kalın bağırsak, rektum ve apandiste görülen kanserli büyümeleri kapsar. Batı dünyasında en sık rastlanan üçüncü kanser tipi ve ölüme yol açan kanserler arasında ikinci sıradadır. Çoğunlukla kalın bağırsakta meydana gelen adenom poliplerden ortaya çıkar.

Gastroenteroloji, sindirim sistemi hastalıklarıyla ilgilenen tıbbi uzmanlık dalıdır. Bu dalın uzmanına gastroenterolog denilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Pekmez</span> Şurup

Pekmez üzüm, kuşburnu, incir, keçiboynuzu (harnup) veya dut gibi tatlı meyvelerin ya da şeker pancarı, ardıç meyvesi gibi şekere dönüşebilecek tarım ürünlerinin ezilerek kaynatılması ile üretilen, yoğun ve tatlı bir şuruptur.

<span class="mw-page-title-main">İnsan sindirim sistemi</span> Gastrointestinal Kanal

İnsan sindirim sistemi, gastrointestinal kanal ile dil, tükürük bezleri, pankreas, karaciğer ve safra kesesi gibi sindirime yardımcı organlardan oluşur. Sindirim, yiyeceklerin giderek daha küçük parçalara ayrılması ve bu parçaların vücut tarafından emilmesi ve kullanılmasına kadar süren bir süreçtir. Sindirim süreci üç aşamadan oluşur: sefalik faz, gastrik fazı ve intestinal fazı.

<span class="mw-page-title-main">İnce bağırsak</span> Gastrointestinal sistemde yer alan bir organ

İnce bağırsak, sindirim kanalının mide ile kalın bağırsak arasındaki kısmıdır. Beş yaşından büyük insanlarda boyu 5–6 m arasındadır. Üç kısma ayrılır: duodenum, jejunum ve ileum. Mideden gıdalar duodenuma pilor veya pilorik sfinkter diye adlandırılan bir kas ile girerler. Daha sonra ince bağırsak boyunca peristaltizm olarak adlandırılan kas kasılmaları ile hareket eder.

<span class="mw-page-title-main">Bağırsak</span>

Bağırsak, gastrointestinal kanalın mide ile anüs arasındaki kısım. Bağırsaklar, insanlarda ve diğer memelilerde ince bağırsak ve kalın bağırsak olacak şekilde iki ana kısımdan oluşur. Vücudun gıdadan besinlerin çıkarımı ve emiliminden sorumlu kısmı bağırsaktır. Midenin görevi büyük oranda gıda moleküllerinin besinlere parçalamak iken, bağırsak bu besinlerin kana girmesini sağlar.

<span class="mw-page-title-main">Kalın bağırsak</span> Boşaltım sistemindeki ince bağırsak ile anüs arasındaki kısım

Sindirim sisteminin anatomisinde kalın bağırsak , ince bağırsak ile anüs arasındaki kısımdır. Toplam uzunluğu 1,5 ile 2 metre arasında olup, sindirim sisteminin beşte birini oluşturur. Başlangıcında yer alan çekumda çapı en geniştir, sonra kolon boyunca gittikçe daralır, anal kanaldan hemen önce yer alan rektumda epeyce bir genişler. Küçükbaş ve büyükbaş hayvanlarda bumbar adı verilir.

Bağırsak florası sindirim sisteminde yaşayıp konak organizmanın sindirimiyle ilgili çeşitli yararlı işlevler gören mikroorganizmalardır.

<span class="mw-page-title-main">Damıtma</span> Karışımları ayırma yöntemi

Damıtma ya da destilasyon, iki veya daha fazla bileşen içeren bir karışımın ısıtılıp, buhar ve sıvı faz oluşturmak suretiyle daha uçucu bileşence zengin karışımların elde edilmesini sağlayan ayırma işlemidir. Ayırma işlemi sırasında, buhar faz daha uçucu olan A bileşeni tarafından zenginleşirken, sıvı faz ise kaynama sıcaklığı daha yüksek olan B bileşenince zenginleşir. Fakat yüzde 100 A içeren bir buhar faz elde edilemez.

Prebiyotik, kolondaki bir veya sınırlı sayıdaki bakterilerin gelişmesini veya aktivitesini seçici olarak arttıran, insan vücudunu faydalı bir şekilde etkileyen sindirilemeyen gıda bileşenidir ve de insan sağlığını düzeltmektedir Gibson and Roberfroid, 1995.

<span class="mw-page-title-main">Ülseratif kolit</span> Kalın bağırsakta ülsere neden olan iltihaplı bağırsak hastalığı

Ülseratif kolit (UK), inflamatuar bağırsak hastalığı (IBH)'nın bir şeklidir. Ülseratif kolit ülserler ve açık yaralar ile seyreden, kalın bağırsakları tutan bir kolittir. Aktif hastalığın ana belirtisi genellikle aşamalı bir başlangıç gösteren ısrarlı kanla karışık diyaredir. IBH sıklıkla sıkıntılı ama daha az önemli olan irritabl bağırsak sendromu (IBS) ile karıştırılır.

<span class="mw-page-title-main">Kabızlık</span> dışkının seyrek veya zor tahliyesi ile karakterize bağırsak işlev bozukluğu

Kabızlık, bağırsak hareketlerinin seyrekleşmesine veya dışkılamanın zor olmasına neden olan bağırsak işlev bozukluğudur. Dışkı genellikle sert ve kurudur. Diğer semptomlar arasında karın ağrısı, şişkinlik ve sanki dışkılama tam olarak tamamlanmamış gibi bir his yer alabilir.

<span class="mw-page-title-main">Rektum kanseri</span>

Kalın bağırsağın makata yakın olan bölümüne rektum adı verilir ve bu bölümden kaynaklanan kötü huylu tümörlere rektum kanseri adı verilir. 35 yaştan itibaren sıklığı artmakla birlikte en sık 70 yaştan sonra rastlanır. Batı dünyasında en sık rastlanan üçüncü kanser tipi ve ölüme yol açan kanserler arasında ikinci sıradadır. Çoğunlukla kalın bağırsakta meydana gelen adenom poliplerden ortaya çıkar. Kalın bağırsak kanseri her yaşta görülmesine karşın, hastaların % 90'ından fazlası, kırk yaş ve üzerindedir. Bu yaştan itibaren her on yılda risk yaklaşık iki katına çıkar. Ailesinde kalın bağırsak kanseri veya kalın bağırsak polipi bulunanlar ve ülseratif kolit hastalığı olanlarda risk artar.

<span class="mw-page-title-main">Toprak kirliliği</span>

Toprak kirliliği, katı, sıvı ve radyoaktif artık ve kirleticiler tarafından toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerinin bozulmasıdır. Topraklarda meydana gelecek tüm olumsuz değişimler insan yaşamını kuvvetle etkileyecek güce sahiptir. İnsanların geçmişten gelen ve geçmişte zararları fark edilmemiş olan alışkanlıkları, bu gün toprak kirlenmesi ve bununla birlikte ortaya çıkan yer altı ve yüzey sularının kirlenmesine sebep olmaktadır. Toprak kayaçların parçalanmasıyla oluşur. Oluşumu çok uzun sürede gerçekleşen toprak insan eli ile çok kısa sürede tahrip edilir. Tarımın yapılabilmesi için temel unsur verimli tarım arazileridir yani topraktır. Daha çok ürün elde edebilmek için kullanılan gübreler, tarım ilaçları sağladıkları yararın yanı sıra toprak kirliliğinin önemli sebepleri arasında yer almaktadır. Çevreye gelişigüzel atılan çöpler, evsel atıkların ve sanayi atıklarının arıtılmadan toprağa karıştırılması da toprağı kirleten etkenlerdendir.

<span class="mw-page-title-main">Probiyotik</span> tüketildiğinde, genellikle bağırsak florasını iyileştirerek veya restore ederek sağlığa fayda sağlaması amaçlanan canlı mikroorganizmalar

Probiotikler insanlarda bağırsak florasında yaşayan, sindirime yardımcı olan bakteriler, mikro organizmalardır.

<i>Alkalihalobacillus clausii</i> bakteri türü

Alkalihalobacillus clausii(Sinonim: Bacillus clausii); toprakta yaşayan, çubuk şeklinde, gram-pozitif, hareketli ve spor forma sahip bir bakteridir. Bakteri türü 2020 yılında Alkalihalobacillus cinsine taşınmış ve B.clausii ismi sinonim olarak kalmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Bitter çikolata</span> diğer çikolatalara göre fazla kakao katıları vardır

Bitter çikolata bir çikolata türevidir. Daha yüksek oranda kakao katıları vardır. Kakao yağı ise sütlü çikolata ve beyaz çikolatadan daha azdır ve hiç şeker içermez. Fırın çikolata türü de vardır. Koyu çikolata %70-85 kakao tozu içerir. Hangi ürünlerin "bitter çikolata" olarak etiketlendirilebileceğine ilişkin hükûmet ve endüstri standartları ülkeye ve pazara göre değişir. 21. yüzyılın başlarında bitter çikolataya olan talepte küresel bir artış oldu.

<span class="mw-page-title-main">Biyotik faktör</span> başka bir organizmayı etkileyen veya ekosistemi şekillendiren herhangi bir canlı faktör

Biyotik faktörler veya biyotik bileşenler, başka bir organizmayı etkileyen veya ekosistemi şekillendiren herhangi bir canlı faktör olarak tanımlanabilir. Bu, hem ekosistemlerindeki diğer organizmaları tüketen hayvanları hem de tüketilen organizmaları içerir. Biyotik faktörler arasında insan etkisi, patojenler ve hastalık salgınları da yer alır. Her biyotik faktörün, her gün, yaşayabilmesi ve çalışabilmesi için uygun miktarda enerjiye ve beslenmeye ihtiyacı vardır.

Tümör oluşması ya da Karsinogenez (Carcinogenesis) kavramı normal bir hücrenin tümör hücresine dönüşmesi ve çoğalarak bir kitle oluşturması sürecini tanımlar. Tüm tümörlerin oluşumundaki temel ilke “bir dizi genetik farklılaşma”nın varlığıdır. Gen yapısındaki bozulmaların ve hasarların sonucunda normal hücrelerdeki biyolojik düzen bozulur. Biyolojik düzeni bozulan hücrelerde (a) Aşırı düzeyde hücre çoğalması başlar, (b) Bu tür hücrelerden oluşan kitlenin işlevi yoktur ya da düzensizdir, (c) Etken ortadan kalksa da tümör yerinde kalır.

Bazen oligofruktoz veya oligofruktan olarak da adlandırılan fruktooligosakkaritler (FOS), alternatif bir tatlandırıcı olarak kullanılan oligosakkarit fruktanlardır. FOS, ticari olarak hazırlanmış şuruplarda şekerin yüzde 30 ila 50'si arasında tatlılık seviyeleri sergiler. Doğal olarak oluşur ve ticari kullanımı, daha sağlıklı ve kalorisi azaltılmış gıdalar için tüketici talebine yanıt olarak 1980'lerde ortaya çıktı.