İçeriğe atla

Simyacı (roman)

Simyacı
O Alquimista
Kitabın kapağı
YazarPaulo Coelho
ÇevirmenÖzdemir İnce
Ülke Brezilya
DilPortekizce
Konuİspanya'dan kalkıp Mısır Piramitleri'nin eteklerine hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamı
TürRoman
Yayım1988 (özgün)
1996 (Türkçe)
YayımcıRio de Janeiro: Record (özgün)
Can Yayınları (Türkçe)
Medya türüBasılı
Sayfa188
ISBN85-01-03996-9 (özgün)
978-975-07-2643-9 (Türkçe)
OCLC1068293432

Simyacı (Özgün adı: O Alquimista), Brezilyalı yazar Paulo Coelho'nun yazdığı ve yayımlandığı yıl olan 1988'den bu yana dünyayı birbirine katan, eleştirmenler tarafından bir fenomen olarak değerlendirilen fantastik ve nasihat romanıdır.[1]

Simyacı; 6 yılda 42 ülkede 26 dile çevrildi ve yedi milyondan fazla sattı. Bu, Latin Amerika'da Gabriel García Márquez'den bu yana görülmemiş bir olay... Roman, yüreğinde çocukluğunu yitirmemiş olan okurlar için bir klasik kimliği kazanmıştır.

Simyacı, 1996 yılından bu yana Türkiye'de de çok okundu, çok sevildi ve çok övüldü. Bir büyük Doğu klasiği olan Mevlânâ'nın ünlü Mesnevî'sinde yer alan bir küçük öyküden yola çıkarak yazılmıştır.[2]

Simyacı, İspanya'dan kalkıp Mısır Piramitleri'nin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının felsefi öyküsüdür. Simyacı'nın dünya çapında bu kadar satmasının sebebi belki de kılavuzculuk ve nasihat verme niteliğinin ön planda olmasıdır. Simyacı'yı okumak, herkes uykudayken uyanıp şafak vakti güneşin doğuşunu beklemeye benzemektedir.

Kitabın konusu

Kitap, İspanya’dan kalkıp Mısır Piramitleri'nin eteklerinde hazinesini aramaya gelen Endülüslü çoban Santiago’nun masalsı yaşamının felsefi öyküsüdür.[2]

Kitabın özeti

Romanın kahramanı Santiago’nun anne ve babası rahip olması için onu papaz okuluna göndermiştir. Santiago, okuldan arta kalan zamanlarında babasına ait koyun sürüsünü otlatmaya götürür. Bu sayede dağ, taş, tepe demeden Endülüs’ü gezerdi. 16 yaşına geldiğinde rahip olmak istemediğini, okuldan ayrılmayı ve gezginci olmak istediğini babasına söyler. Bunun üzerine babası da oğluna, içinde üç adet altın İspanyol parası olan bir kese vererek “Git, kendine bir sürü al ve en iyi şatonun bizim şatomuz ve en güzel kadınların bizim kadınlarımız olduğunu öğreninceye kadar dünyayı dolaş!” der ve oğlunu kutsar.

Santiago’nun sırtında bir heybesi ve içinde de yatarken yastık olarak başının altına koyduğu bir kitabı ve yamçısı vardır. Önce, babasının vermiş olduğu parayla bir koyun sürüsü alır ve yaşamının büyük düşünü gerçekleştirmeye başlar: Artık geziyordur...

Bazen Papaz okuluna Tanrı’yı aramak için nasıl gidebilirdim? ” diye düşünerek bunun kendisini sıktığını düşleyip tekrar kendi yazgısı doğrultusunda bir başka yolculuğa çıkıyordu. Ancak dünya çok büyüktü, sonu gelmiyordu. Kısa bir süre de olsa, koyunlarının kendisine yol göstermesine izin verse de sonunda bir yığın ilginç şeyler keşfederek tekrar onların peşinde sürüklenmekteydi. Her gün yeni bir yere gittikleri otlaklar değiştiği hâlde bazen mevsimlerin bile birbirine benzemediğini dahi anlamıyorlardı. Koyunların yiyecek ve sudan başka bir kaygıları yoktu. Dağ, taş, köy, kasaba geçip akşam hava karardığında koyunları kurtlara karşı emniyete alacak müsait bir yer bulduğunda yatıyor ve sabah hava aydınlanınca da tekrar aynı şekilde gezmeye başlıyordu.

Ancak akşam yattığında uykusunda gördüğü rüyaların da etkisinde kalarak, gördüğü bir düşün gerçekleşme olasılığının yaşamını oldukça ilginç bir hâle getireceğini düşünüyor ve o şekilde hareket ediyordu. Romanın ana konusunu teşkil eden Mısır Piramitleri’ne gitmesi ve orada hazine bulacağı, ona rüyasında söylenmişti.

Romanın kahramanı, rüyasını gerçekleştirmek için önce bir falcı kadına rüyasını anlatır. Falcı kadın, kendisine tatmin edici bir cevap veremez, ancak bulacağı hazinenin onda birini kendisine vermesini ister. Bunun üzerine bir daha düşlere inanmamaya karar vererek oradan ayrılır ve yine koyunlarıyla dolaşmaya devam eder. Ancak daha sonra geldiği kasabada karşılaştığı ve kendisini Şalem (İncil'de adı geçen kutsal bir şehir) kralı olarak tanıtan bir yaşlı adamla konuşur, kendi amaçlarını anlatır. Yaşlı adam, hayatın gizemleri hakkındaki bilgiye karşılık Santiago’dan sürüsünün onda birini vermesini ister. Sarayına davet eder ve çobanı bir teste tabi tutar. Bir yemek kaşığının içine sıvı yağ koyar ve kaşığı ağzında tutarak sarayını gezmesini ister. Bu testin amacı, “Mutluluğun gizi, dünyanın bütün harikalarını görmektir, ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan” der. Çoban, mesajı almıştır. Yaşlı adam, Santiago’ya biri beyaz diğeri siyah olmak üzere iki adet gizemli taş verir ve siyah olanı “evet”, beyaz olanı “hayır” anlamını taşıyan bu taşları “Zor duruma düştüğün zamanlarda kullanırsın, ancak kendi kararını kendin vermeye çalış!” der.

Santiago, falcı kadından ve yaşlı adamdan aldığı işaretlerden sonra Mısır’a gitmek için önce koyun sürüsünü satar ve parasını cebine koyarak yola çıkar. Afrika’nın bir liman şehri olan Tanca’da, kendisinin turizm danışmanı olduğunu söyleyen bir Arap çocuğu ile tanışır. Ondan, Mısır'a gidebilmek için Sahra Çölü'nün geçilmesinin gerektiğini öğrenir. Bunun için de deve almak üzere Arap çocuk ile beraber bir pazara giderler. Fakat Arap çocuk, paralarla birlikte kaçarak Santiago’yu bu şehirde parasız pulsuz bırakır. Bunun üzerine Santiago, para kazanmak için bir billuriyeci dükkânında çalışmaya başlar. Billuriyeci ile ilişkilerini geliştirdikçe ikisinin de hayallerinin benzer olduğunu fark eder. Ancak, Müslüman olan billuriyecinin yıllardır dininin kutsal yolculuğuna (hac) gidişini gerçekleştiremediğini öğrenir; hayallerine ulaşmak için daha değişik yöntemlerle para kazanmalarının gerektiğini anlatır. 6 ay kadar burada çalıştıktan sonra Santiago yeterli parayı kazanarak tekrar yola koyulur. Yolda bir İngiliz ile karşılaşır. İngiliz de aslında Simyacıyı aramak için çölü geçmek istemektedir. Birlikte bir deve kervanıyla çölü geçmek üzere yola çıkarlar.

Santiago, çölden de daha birçok şey öğrenebileceğini düşünerek dikkatli gözlemler yapmaktadır. Fakat İngiliz arkadaşı ise elindeki kitapları okumakla meşguldür. Yolda karşılaştıkları güçlüklerde kendi kişisel menkıbelerini aramak üzere yola çıktıklarını söylüyorlardı. Kendi kişisel menkıbesini yaşayan kimse, “her şey bir ve tek şeydir” sonucuna varır ve neye ihtiyacı varsa onu elde edebileceğini bilirdi. Simyacı, evrendeki sonsuz yolculuğunda en büyük sorunun "her şeyin bir ve tek olduğunu anlamak ve bu biricik şeyin kendi gerçek görevini yerine getirmesiyle her şeyin mümkün olacağını" bilirdi.

Santiago, yüreğinin söylediklerini dikkatle dinleyerek çölde ilerlemesine devam eder. Karşılaştıkları güçlükler karşısında hep kendi kişisel menkıbesine güvenir ve sonunda kumullar tepesine ulaşır. Piramitler, bütün görkemiyle karşısında yükseliyordu. Dizüstü düşüp ağlar ve kişisel menkıbesine ulaşırken rastladığı insanlar için Tanrı’ya şükreder. Hazinesine ulaşmak için, kumulu bütün gece boyunca kazar. Sabah gün doğarken doğrulur ve piramitlere bakar. “Gerçekte kendi kişisel menkıbesini yaşayan kimseye karşı hayat cömerttir.” diye düşünür. Piramitlerin de ona gülümsediğini hissederek yüreği neşeyle dolu bir şekilde o da piramitlere gülümser. Sonunda hazinesini bulmuştu.

Sonuç olarak; romanın kahramanı Santiago, babasının verdiği parayla aldığı koyun sürüsü ile birlikte geceyi geçirdiği eski, yıkık bir kilise bahçesindeki incir ağacı altında uykuya dalmıştır. Sabah uyandığında bulunduğu yeri kazmış ve gerçekten içi mücevher dolu bir sandık bularak rüyasında gördüğü ve Mısır Piramitleri'ne kadar gidip bulmayı arzuladığı hazinesine kavuşmuştur.

Kitabın ana fikri

Asıl hazine işin sonunda elde ettiğin değil, elde edene kadar yaşadığın macera ve bu maceradan edindiğin deneyimdir. İnsanın hayattaki en büyük arzusu esasen keşfetme arzusudur ve bunu tatmin ettiği sürece heyecanla daha fazlasını ister. Tevekkül ederek çıktığın her yolculukta, her kapının ardından ne çıkacağını görmek ve her kapattığın kapıdan sonra yeni bir insana dönüşmek, daha çok ve daha çok deneyim kazanmaktır.

Birtakım endişeler sebebiyle çıkılmayan yolculuklar, insanı korkuların kölesi haline getirir ve hayatı çekilmez kılar.

Daha fazlasını bilmek arzusuyla çıkılan her yolda tevekkül eden kişiye yaratıcı her türlü imkanı sunar. Yalnızca saf bir arzu ve inanç yeterlidir.

Kaynakça

  1. ^ "Simyacı Roman Özet ve İnceleme Paulo COELHO | YORUMLAR | ESA". edebiyatvesanatakademisi.com. 16 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2021. 
  2. ^ a b "Simyacı kitabını kim yazmıştır? Simyacı kitabı özeti, konusu ve karakterleri". Hürriyet. 22 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2021. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Antik Mısır</span> Kuzeydoğu Afrikada varolmuş bir antik medeniyet

Antik Mısır, Antik Çağ'daki medeniyetlerden biridir. Kuzeydoğu Afrika'da Nil Nehri'nin denize ulaştığı yarısı çevresinde yayılmış antik bir uygarlıktır. Uygarlığın yayıldığı bölge, bugünkü Mısır toprakları içinde yer almaktadır. MÖ 3.050 yılları civarında kuruluşundan önce, "Aşağı Mısır" ve "Yukarı Mısır" olarak ikiye ayrılmaktaydı. Uygarlık, MÖ 3.150 yılında ilk firavunun yönetimi altında Aşağı Mısır ve Yukarı Mısır'ı politik olarak birleştirdi. Bu politik birlik, izleyen 3 bin yıl boyunca sürdü.

<span class="mw-page-title-main">Şamanizm</span> ruhlarla iletişim kurabilmek için vecde amaçlı ritüel

Şamanizm, bir şamanın çeşitli bilinç durumları aracılığıyla ruh dünyası ile etkileşime girdiği dini bir uygulamadır. Uygulama genelde kâhinlik ya da iyileştirme gibi amaçlarla yapılır.

<span class="mw-page-title-main">Enkidu</span> Gılgamışın yol arkadaşı

Enkidu (Sümerce: 𒂗𒆠𒄭 EN.KI.DU10), antik Mezopotamya mitolojisinde efsanevi bir figür ve Uruk kralı Gılgamış'ın savaş zamanındaki yoldaşı ve arkadaşıdır. İkisinin maceraları, Sümer edebiyatında ve M.Ö. 2. binyılda yazılan Akad destanı Gılgamış Destanında yer aldı. Enkidu, vahşi adamın en eski edebi temsili olarak, Mezopotamya'daki sanatsal temsillerde ve Antik Yakın Doğu edebiyatında sıkça rastlanan bir motif olarak öne çıkıyor. Enkidu'nun ilkel bir adam olarak belirmesi, M.Ö. 1300-1000 arasındaki Eski Babillilerin versiyonuyla potansiyel bir benzerlik taşıyor; bu versiyonda Enkidu, Sümerce şiirlerde bir hizmetkâr-savaşçı olarak tasvir edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yusuf</span> İbrani din büyüğü, Yakup ve Rahelin oğlu

Yusuf, Yosef veya Batıdaki ismiyle Joseph, Yakup'un oğlu olan İbrani din büyüğü ve atasıydı. Tevrat'a göre İsrailoğulları'nı meydana getiren on iki boydan birinin başıdır. Kur'an'da adı geçen yirmi beş peygamberden birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Odisseia</span>

Odysseia ya da Odesa Homeros'un derlediği ünlü destanlarından biridir. Diğeri de İlyada'dır. Modern Batı kültürünü oluşturan temellerden biridir ve İlyada destanından sonra günümüze ulaşan ikinci en eski Batı edebiyatı örneğidir. Bilim adamları MÖ 8. yüzyılın sonlarında, Anadolu'nun bir kıyı kenti olan İyonya'da oluşturulduğunu tahmin etmektedir.

Siddhartha, Hermann Hesse'nin, Siddhartha Gautama'nı hayatını konu aldığı, Budizm felsefesinin içrek (ezoterik) yönlerini işleyen, yazarın en ünlü eserleridir. Berlin’deki S. Fischer Verlag isimli yayınevi tarafından 1922 yılında ilk defa yayımlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yakub</span> İbrani din büyüğü ve atası, İsrailoğullarının babası

Yakub, Yakov veya İsrail, İsrailoğullarının üç önemli büyüğünden biri olan İbrani din büyüğü ve atasıydı. İbrahim'in torunu ve İshak'ın oğlu olan İsrail, özellikle Yahudilikte çok yüksek bir manevî konuma sahiptir. Hristiyanlıkta önemli bir din büyüğü olarak; İslam'da ise bir peygamber olarak görülür.

<span class="mw-page-title-main">Mr. Eko</span> Lost dizisinde Adewale Akinnuoye-Agbajenin canlandırdığı kurgusal kahraman

Mr. Eko ya da tam adıyla Eko Tunde, Lost dizisinde Adewale Akinnuoye-Agbaje'nin canlandırdığı bir karakterdir.

<i>Sapık</i> (film, 1960)

Sapık, Alfred Hitchcock tarafından çekilen, senaryosu Joseph Stefano tarafından psikozlu bir katili hakkında yazılan 1960 tarihli korku ve gerilim filmidir. Film, Robert Bloch'un Wisconsinli katil Ed Gein'nin suçlarından esinlenerek yazdığı aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Film, bir sekreter olan Marion Crane ve yalnız yaşayan bir motel sahibi Norman Bates arasındaki karşılaşmayı anlatır. Film Türkiye'de 24 Ocak 1965'te gösterime girmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Faeton</span>

Faeton, Yunan mitolojisinde Güneş Tanrı Helios ile Okeanidler'den Klimene’nin oğludur. Adı "parlak, ışıltılı" anlamına gelen Faeton'un öyküsü, Ovidius’un "Dönüşümler" kitabında anlatılmıştır.

<i>Drakula</i>

Drakula (özgün adı: Dracula), İrlandalı yazar Bram Stoker'ın 1897 yılında yayınlanan gotik korku romanı. Olay örgüsü; mektuplar, gazete makaleleri ve günlük alıntıları aracılığıyla anlatılır. Bu çerçeveden bakıldığında bir mektup roman olma özelliği de taşır. Kurgunun tek bir baş kahramanı yoktur; ancak roman Avukat Jonathan Harker'ın Transilvanyalı Kont Drakula'nın şatosuna varmak üzere bir iş seyahatine çıkması ve Drakula'nın bir vampir olduğunu öğrenmesiyle başlar.

<span class="mw-page-title-main">Armageddon</span> dünyanın sonu geldiğinde yapılacağına inanılan savaş

Armageddon ya da Melhâme-i Kübrâ, dini kaynaklarda Dünya'nın sonu geldiğinde yapılacağı söylenen büyük kıyamet savaşının adıdır.

<span class="mw-page-title-main">Çingene Baron</span>

Çingene Baron Johann Strauss II tarafından Viyana opereti janrında hazırlanmış 3 perdelik bir operettir. Eserin liberettosu yazar Ignaz Schnitzer tarafından Macar yazarı Mor Jokai'in aynı adı taşıyan romanından uyarılarak yazılmıştır. Çingene Baron'un prömiyerinin sahnelenmesi 24 Ekim,1885 de Viyana'da Theater an der Wien'de yapılmıştır. Bestecinin hayatında ve sonradan bu operet bestelemiş olduğu Yarasa operasından sonra en popüler olarak dünya opera evlerinde oynanmıştır. Birçok müzik kritikleri Strauss'un bu eser için yazdığı müziğin ve orkestrasyonun ve işlenen konunun ayrıntıları nedeniyle bu eseri hafif konulu ve müzikli bir operet olmaktan ziyade bir komik opera hatta bir lirik opera olarak sınıflandırmaktadırlar.

<i>Ayişe</i> Henry Rider Haggardın 1887 tarihli fantezi romanı

Ayişe, İngiliz yazar Henry Rider Haggard tarafından yazılmış ve ilk olarak 1886 Ekim ile 1887 Ocak arasında The Graphic adlı gazetede yayınlanmış olan roman. Fantezi roman türünün klasiklerinden biri olup 44 dilde 83 milyon satış yaparak tüm zamanların en çok satan kitaplarından biri olmuştur.

DMAX, Discovery Communications’ın Türkiye'de 17 Mart 2018 tarihinde NTV Spor'un yerine kurduğu yaşam tarzı ve eğlence içerikli belgesel kanalıdır. Yayın içerikleri arasında zorlu meslekler, spor ve arabalar gibi konular bulunmaktadır. Kanal, Warner Bros. Discovery'nin TLC'den sonra Türkiye'deki ikinci şifresiz kanalıdır.

Dafnis ile Hloi, antik Yunan edebiyatının yazarlarından olan Longus’un düzyazı eseridir. Pastoral edebiyatın bu eserle başladığı kabul edilir. Hakkında neredeyse hiçbir şey bilinmeyen Longus’un bu uzun hikâyesi ya da romanı, antik Yunan edebiyatının ilk düzyazı örneklerinden biridir. Dafnis ile Hloi, Türkçede ilk kez 1939 yılında Dafnis ile Kloe yahut Longüs’ün Çoban Hikâyeleri adıyla yayımlanmıştır.

<i>Kırlangıç Kulesi</i> Andrzej Sapkowskinin fantezi romanı

Kırlangıç Kulesi, Polonyalı yazar Andrzej Sapkowski'nin The Witcher hikâyesinin kronolojik sıralamasındaki dördüncü, yayın sıralamasında ise altıncı kitabı olan fantezi romanı. 1997 yılında yayınlanan romanın Türkçe baskısı Ağustos 2019'da yayınlanmış ve dünyada birçok farklı dile de çevrilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Autonoe (Thebai)</span>

Yunan mitolojisinde, Autone ya da Autonoë ) Boeotia'daki Thebai şehrinin kurucususu Kadmos ve tanrıça Harmonia'nın en büyük kızıdır. Aristaeus'un eşi ve Akteon ile muhtemelen Macris'in annesidir.

Ebû Hammâd Ukbe b. Âmir b. Abs El-Cüheynî, Ashab-ı Suffa, Mısır valisi.